• Sonuç bulunamadı

GG318 Kentsel Alan Düzenlemesi (3-0)3

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GG318 Kentsel Alan Düzenlemesi (3-0)3"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GG318

Kentsel Alan Düzenlemesi (3-0)3

Prof. Dr. Türkay TÜDEŞ

Ankara Üniversitesi UBF Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü

(2)

6. Hafta

Türkiye’de Plan Hiyerarşisi

(3)

Türkiye’de Plan Hiyerarşisi

Kıyılarda İmar Planlaması

Kıyı, deniz ve göllerin kara ile birleştiği yerdir. Anayasanın 43. maddesinde doğrudan kıyılarla ilgili hüküm vardır. Bu hüküm “Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.” şeklindedir.

Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.

Kıyılarla sahil şeritlerinin kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu

yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir şeklindedir

(4)

Türkiye’de Plan Hiyerarşisi

Kıyılarla ilgili olarak, 6785 sayılı kanunda bazı değişiklikler yapılması hakkındaki 1605 sayılı kanunun (R.G. 30.07.1972/14251), Ek 7 maddesi,

“Deniz, göl ve nehir kenarlarında 10m. den az olmamak üzere İmar ve İskan Bakanlığınca tespit edilecek mesafe dahilinde hususi şahıslarca umumun istifadesine ayrılmayan bina inşa edilemez mevcutlara ilave yapılamaz”

hükmü getirilmiştir.

(5)

Türkiye’de Plan Hiyerarşisi

Kıyı çizgisi: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları hariç, suyun kara parçasına değdiği noktaların birleşmesinden oluşan, meteorolojik olaylara göre değişen doğal çizgidir.

Tabii ve suni göllerde DSİ Genel Müdürlüğünce belirlenen maksimum su kotu,

kıyı çizgisini belirler.

(6)

Türkiye’de Plan Hiyerarşisi

Kıyı kenar çizgisi: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırını belirler.

Kıyı: Kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan alandır

Dar Kıyı: Kıyı kenar çizgisinin, kıyı çizgisi ile çakıştığı durumdur.

(7)

Türkiye’de Plan Hiyerarşisi

Tarım Alanlarında İmar Planları

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (R.G. 19.07.2005/ 25880)

nun 3. maddesinin d bendi, tarım arazilerini, “toprak, topoğrafya ve iklimsel

özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, halihazırda tarımsal üretim yapılan

veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim

yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen araziler” olarak tanımlamaktadır.

(8)

Türkiye’de Plan Hiyerarşisi

Sanayi Alanlarında İmar Planları

Sanayi alanlarının imar planları denilince, Organize Sanayi Bölgeleri, Endüstri

Bölgeleri ve Teknoloji Geliştirme Bölgelerindeki imar planları akla gelir.

(9)

Kaynaklar

 Ölçme Bilgisi Pratik Jeodezi, Prof. Dr. Erdoğan Özbenli ve Prof. Dr. Türkay Tüdeş, Trabzon, 2001.

 İmar Planı Uygulamaları Kentsel Alan Düzenlemesi, Prof. Dr. Türkay Tüdeş, Ankara, 2019.

Referanslar

Benzer Belgeler

maddesinde, Çevre düzeni planı, “Ülke ve Bölge Plan Kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını

“Tasdikli halihazır haritalar üzerine, varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı

İlave İmar Planı (Ek plan) yönetmelikte «Yürürlükte bulunan planın ihtiyaca cevap vermediği durumlarda, mevcut plana bitişik ve mevcut planın genel arazi kullanım

Komisyonda yapılan görüşmelerde bankanın adı «İller Bankası» olarak Belediyeler Bankasının, Mahalli idareler İmar Bankası’na dönüştürülmesi için

Madde 18 – İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol

Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler; belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar

Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer

Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer