• Sonuç bulunamadı

Doç. Dr. Funda Özdemir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doç. Dr. Funda Özdemir"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İYİ HUYLU JİNEKOLOJİK DEĞİŞİMLER

Doç. Dr. Funda Özdemir

(2)

İYİ HUYLU JİNEKOLOJİK DEĞİŞİMLER

*Bening değişimler endometriozis

*Bening pelvik kitleler overlere ait

uterusa ait

vulvaya ait

(3)

BENİNG DEĞİŞİMLER

Kist (sıvı ya da yarı solid materyal ile çevrelenmiş)

Neoplazm (yeni oluşum)

Leomyom (kapsülleşmemiş tümörler)

Polip (bulging-hacimsel büyüme)

(4)

ENDOMETRİOZİS

Hormonal uyarılara cevap veren endometrial dokunun (stroma ve glandlar) uterus dışında bulunması ve büyümesi ile karakterizedir.

Bu ektopik endometrial doku kan ihtiva eden kist şeklinde olabilir.

Daha çok fertil yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

İnfertil vakaların yaklaşık %25-50 sinde

endometriozis tanısı vardır.

(5)

• Patofizyoloji

Değişik teoriler ileri sürülmüştür. En çok kabul gören teori endometrial dokunun

transplantasyonu ya da retrograd

menstruasyon teorisidir. Bu teoriye göre

uterustan kopan endometrial doku parçası

menstruasyon sırasında uterustan fallop

tüplerine ve peritoneal kaviteye doğru

taşınmakta ve overlere ya da diğer pelvik

organlara yerleşmektedir.

(6)

Endometriozisin pelvisten uzak bölgelerde mukozal alanlarda (nazal mukoza,

ekstremiteler vb.) bulunması kan ya da lenf yolu ile endometrial dokunun taşınması ile açıklanmaktadır.

Ayrıca pelvik operasyonlar sırasında skar dokusu

üzerine endometrial dokunun yerleşmesi ile

cerrahi implantasyona bağlı endometriozis

görülebilmektedir.

(7)

Ektopik endometrial doku over hormonlarına normal endometrial dokunun verdiği cevabı verir. Proliferatif ve sekretuvar fazlarda

endometrial doku büyür, menstrual fazla beraber ya da hemen sonra doku kanar.

Sonuçta endometriozisin bulunduğu bölgede enflamasyon ve skarlaşma görülür. Bu olayların tekrarlaması komşu organlarda yapışıklığa,

çarpıklığa ve tıkanmaya neden olur.

(8)

Overler endometriozisin en sık görüldüğü yerdir.

Overlerdeki endometriozise ÇİKOLATA KİSTİ denir. Çikolata kisti endometriozisn

oluşturduğu eski kanın kapsülleşmesi sonucu

ortaya çıkar. Kistin içinde eski kan ve menstrual

kalıntıdan oluşan koyu renkli, koyu kıvamda bir

sıvı bulunur.

(9)

Endometriozis 3 şekilde sınıflandırılır.

Hafif: skar ya da retraksiyon ile ilgili olmayan implantlar

Orta: skar ya da retraksiyon ile overlerin etkilenmesi

Ciddi: ligamentlerde ve eliminasyon organlarında adhezyon

* endometriozis, ilerleyici kronik bir hastalık olmasına rağmen hiç belirti vermeden

menopozdan sonra kendiliğinden küçülebilir.

(10)

Endometriozisin en önemli belirtisi sekonder

dismenoredir (Ödem ve doku içine kan birikmsine bağlı). Daha az görülen belirtiler disparoni,

menoraji tarzında siklus bozukluklarıdır.

Endometriozisli kadınların yaklaşık %30-45’i infertildir.

(*Uterus çevresindeki yapışıklıklar nedeni ile retrovert pozisyonda hareketsiz kalması

*Fallop tüplerindeki yapışıklıklara bağlı tüplerin spontan hareketlerinin engellenmesi ya da tıkanıklıklar)

(11)

Komplikasyonları

Pelvik yapılarda adhezyon İnfertilite

Spontan abortus Dış gebelik

Tanı, pelvik muayene, pap smear, gebelik testi, tam kan sayımı, idrar analizi, laporoskopi,

biyopsi ile konur.

(12)

Tedavi:

Semptomlar hafif ise kadına destek olunur, hastalığı hakkında bilgi verilir, hafif analjezikler önerilir.

Semptomlar ciddi ise ilaçla ya da cerrahi yolla tedavi planlanır.

İlaç Tedavisi:

Oral kontraseptifler: yalancı gebeliğin oluşmasını sağlayarak desidual nekroz ve absorbsiyona

neden olur. Progestin endometrial atrofiye yol

açarak endometrial dokunun kurumasını sağlar.

(13)

Gonadotropi releasing hormon antagonisti:

gonadotrop ve ovarial hormon düzeyini azaltarak endometrial dokuyu geriletir.

Danazol ya da testesteron: FSH ve LH yı

baskılayarak ovarial fonksiyonları suprese eder ve yalancı menopoz yaratır, böylece

endometrial dokunun büyümesi durur.

Danazol önemli yan etkileri olduğundan

dikkatli kullanılmalıdır.

(14)

Endometriozis ilaçla tedavi edilmeyebilir ve

ağrılar 3-9 ay içinde geri dönebilir. Gebelik ve elaktasyon menstrual siklusu baskıladığı için endometrial odakların kurutulmasını sağlayan çok etkili bir profilaktik yöntemdir. Gebeliği

izleyen yıllarda da ağrı görülmez.

(15)

Cerrahi Tedavi:

Diagnostik amaçlı yapılan laparoskopi sırasında endometriozis odakları elektrokoter ile yakma ya da lazerle buharlaştırma yöntemleri

kullanılabilir.

Overler ve uterusun çıkarıldığı radikal cerrahi en

etkili yöntemdir. Çocuk istemeyen ileri yaştaki

kadınlara uygulanır.

(16)

BENİNG PELVİK KİTLELER

Pelvik kitleler genellikle abdominal rahatsızlığa ve bazen ağrıya neden olurlar. Rahatsızlığın derecesi belirsiz bir ağrıdan skut bir ağrıya

kadar değişiklik gösterir. Akut ağrı kanama ya da kistin rüptürü ile ortaya çıkar.

Pelvik kitleden kaynaklanan ağrı, cinsel aktivite, menstruasyon ve defekasyon ile ilgilidir. Pelvik kitleler pelviste dolgunluk ve ağırlık hissinin

yaşanmasına da neden olur.

(17)

Over Tümörleri

Over Tümörlerinin Sınıflaması

• Fonksiyonel kistler Folikül kisti

Korpus luteum kisti Teka lutein kisti

Endometrial kistler Polikistik over

• Gerçek neoplaziler

*Epitelden Gelişen tümörler seröz kistadenom

müsinöz kist adenom brenner tümörü

*Germ hücreli tümör kistik teratom

malign germ hücreli tümör

*Gonadal stromal tümör

granuloza ve teka hücreli tümör arenoblastom

disgermiom

(18)

FONKSİYONEL OVER KİSTLERİ

Ovulasyonla ilgilidir, genellikle asemptomatik ve geçicidirler. Bunlar folikül yapısının fizyolojik

proliferasyonu sonucu oluşabildiği gibi, folikül ve korpus luteumun normal regresyonunun ve

involusyonunu gerçkleşememesinden de kaynaklanabilir.

Tek taraflı pelvik ağrı, alt badomende baskı, sırt ağrısı ve menstrual düzensizliklere neden olabilirler.eğer semptomlar ciddi değil ve yapılan takiplerde kistte gerileme varsa herhangi bir müdahaleye gerek

yoktur.

(19)

Folikül kisti: Over yüzeyinde yer alırlar. Absorbe olmamış folikül içine sıvı retansiyonu nedeni ile ortaya çıkar.

Korpus luteum kisti: korpus luteum regresyonundaki yetersizlik nedeni ile ortaya çıkar. Hormon

salgıladıkları takdirde amenore ve düzensiz kanamaya yol açarlar.

Teka lutein kisti: mol ve gonadotropin tedavisi gibi gebelikteki durumlarla ilgilidir. Hcg düzeyinin

artması gebelikte ovaryumlardaki atrezik

foliküllerin kistleşmesine neden olur. Gebeliğin

sona ermesi ile kendiliğinden geriler.

(20)

Endometrial kistler: endometriozis ile ilgilidir ve

fonksiyonel endometrial dokunun over yüzeyine yerleşmesi ile (çikolata kisti) oluşur.

Polikistik over: overler çift taraflı olarak büyümüştür ve

çok sayıda kistik folikül mevcuttur. Korpus luteum

yoktur. Teka interna hipertrofiye uğramış olup,

lutenize teka hücrelerinin androjen üretimi artmıştır.

Patofizyoloji: primer hipotalamik ya da primer hipofizer

bozukluk, GnRH sekresyonunda bir çok nedenle

meydana gelen değişiklikler hipofizer

gonadotropinlerin üzerine etki ederek LH

sekresyonunun artmasına neden olur.

(21)

Artan LH’ya bağlı östrojendeki yükselme FSH düzeyinin azalışından sorumludur. Ayrıca

ovaryumlarda artan inhibin sekresyonu (FSH nın salgılanmasını frenlemekten sorumlu

enzim) LH nın FSH dan iki misli fazla

salgılanmasına yol açarak LH/FSH dengesinin bozulmasına neden olur. Artan LH ve azalan FSH sonucu ovariyel androjen salgılanması artar. Sonuçta hipotalamus-hipofiz-over

ilişkileri bozulur ve ovulasyon gerçekleşmez.

(22)

Çatlayamayan kistik foliküllerden salgılanan düzensiz östrojen, menstrual siklusu gerçekleştirecek

düzeyde değildir. Bu hastalarda amnenoreyi takiben şiddetli ve uzun süreli anormal uterus kanamaları görülebilir.

İnfertilite bir çok vakada ovulasyonun olmaması, ovaryumlardan salgılanan androjenlerin neden olduğuı oligomenore, luteal yetmezlik ya da

amenore ile ilgilidir.

Hursitizm, yüksek düzeydeki LH’nın over stromasından

androjen salgılanmasını uyarmasına bağlıdır.

(23)

Siklus bozuklukları: normal düzende salgılanmayan östrojen salgısının

endometriuma etkisinden ve progesteron yapımının azalmasından kaynaklanır.

Ovaryumların polikistik oluşu: artan

androjenlerin folikülleri atreziye uğratmasına bağlıdır.

Tedavi: çocuk istemi olmayanlarda oral kontraseptiflerden

yararlanılır.

(24)

• Hastaların çoğu infertilite ve siklus

düzensizlikleri nedeni ile başvururlar. Bu

vakalarda gonadotropinlerin salgılanmasını arttıran clomiphen kullanılır. Bu tedavi ile salgılanması artan FSH ve LH overleri

doğrudan etkileyerek ovariyal siklusun

gerçekleşmesini sağlar.

(25)

GERÇEK NEOPLAZİLER

Bunlar menşei aldıkları dokuya göre epitelden gelişen tümörler, germ hücreli tümörler,

gonadal stromal hücreli tümörler olarak

gruplandırılırlar.

(26)

Epitelden gelişen tümörler

Seroz kistadenom: genellikle çapları 5-15 cm dir.

İçlerinde berrak sarı bir sıvı vardır. Malignleşme potansiyelleri vardır. Tedavisi cerrahidir.

Müsinöz kistadenom: kist içinde kaygan yapışkan bir madde vardır. Ortalama 15-30 cm çapa erişebilirler.

İncelenen her 5 vakadan birinde malign hücrelere rastlanır.

Brenner tümörü: fibröz ve epitelyal elemanların

değişik oranda birleşmesi ile ortaya çıkar. Nadir

rastlanan bening oluşumlardır ancak nadiren

malignleşebilir.

(27)

Germ hücreli tümör

Kistik teratom: (=dermoid kist) nadiren malign değişim gösterirler. Siklus bozukluğu daha çok amenore şeklindedir. Tümör dokusu içinde

troid dokusu da varsa tümör troksin salgılar ve hipertroidi belirtileri (taşikardi, eksoftalmis,

tremor) görülür.

Malign germ hücreli tümör: ender görülür. Daha çok genç kadınlarda görülür ve hızlı büyüme

özelliği gösterirler.

(28)

Gonadal stromal tümörler

Granuloz ve teka hücreli tümörler: östrojen salgılayan tümörlerdir, ender olarak androjen üretimi de

görülebilir. Bu tümörlerin %5-10 u maligniteye dönüşüm gösterebilir. Eğer tümör prepubertal

dönemde ortaya çıkmışsa erken puberte (puberte precoks) belirtileri ortaya çıkar. Fertil çağda ortaya çıkarsa anovulatorik sikluslarda devamlı kanamalar ve sürekli östrojen etkisine bağlı endometriumda hiperplazi gelişebilir. Postmenopozal kadınlarda ise endometrium hiperplazisi hatta endometrium

kanseri ortaya çıkabilir.

(29)

Arenoblastomlar: androjen hormonu salgılayan tümörlerdir. Oldukça ender görülürler. Bu

tümörlerin geliştiği olgularda kadınlık

özellikleri geriler, sonra virilizasyon (erkek tipi kıllanma) ve maskulinizasyon ( erkeksi

özellikler; ses kalınlaşması, saç dökülmesi vb) ortaya çıkar. Tümör çıkarılınca kadınlık

belirtileri geri döner.

Disgerminomlar: tümör Hcg salgılar. Nadir

görülürler.

(30)

Over tümörlerinde genel tanı ve tedavi

• Tipik baskı belirtileri (Konstipasyon, sık idrar, abdomende dolgunluk-ağırlık hissi, pelvik ağrı, ağrılı defekasyon, disparoni)

• Adomen çevresinde genişleme

• Geç belirti olarak abdominal distansiyonda artma, buna bağlı olarak dispne ve ağrı

• Periferal ödem ve anoreksi

• Hormon salgılayan tümör ise siklus düzensizliğ,

maskulinizan ya da feminizan belirtiler

(31)

Tüm over neoplazilerinde malignite oranı %15- 20 dir. Bu nedenle doğru tanı önemlidir.

Tüm neoplastik töümörlerin ve bazı

nonneoplastik tümörlerin cerrahi olarak çıkarılmaları önerilir. Cerrahinin indike

olmasının nedeni her iki tip over tümörlerinin de pelvik organların fonksiyonunu

bozmalarıdır. Ancak ovaryumların fizyolojik kistleri her ay ya da iki ayda bir izlenir.

Semptomlar ciddi değil ve kistte gerileme

varsa herhangi bir müdahaleye gerek yoktur.

(32)

• Neoplastik olmayan over büyümelerinde folikül involüsyonunu hızlandırmak için oral kontraseptifler önerilmektedir.

• Cerrahi tedavide 3 seçenek vardır.

1. Sadece tümörün çıkarılması 2. Tümör ve overlerin çıkarılması

3. Tümör, over ve uterusun çıkarılması

(33)

Over tümörlerinin komplikasyonları

• Kist torsiyonu

• Kist rüptürü

(34)

UTERUS TÜMÖRLERİ

MYOMLAR (=Fibroid=fibromyoma=leomyoma)

Pelvisin en sık rastlanan, sınırları belirgin, kapsülsüz iyi huylu tümörleridir. Daha çok uterusun myometrium tabakasından köken alırlar.

Myomların gelişimini östrojenin stimüle ettiğine

inanılmaktadır. Myomların çoğu asemptomatiktir.

Hipermenore tarzında anormal kanama en sık rastlanan belirtisidir (Çükki endometrial alan

genişlediğinden daha çok dökülür). Myomlar üreme çağı boyunca yavaş büyürler, menopozdan sonra da küçülerek atrofiye uğrarlar.

(35)

Lokalizasyonunna göre myomların sınıflandırılması İntramural myomlar: uterusun kas tabakası içine

yerleşirler. Mukoza ve serozaya yakınlıkları yoktur.

Uterusun ölçüsünde artma, vajinal kanama, dismenoreye neden olurlar.

Submukoz myomlar: endometriumun mukoz tabakası altına yerleşirler. Büyüdükçe

endometriumu inceltir ve yüzeye çıkarlar. Bu

süreç sırasında nekroz ve enfeksiyon odakları

oluştururlar. Saplı da olabilirler. Menoraji ve

kramplara neden olurlar.

(36)

Subseroz myomlar: uterusun dış yüzünde

serozanın altında yerleşirler. Büyüdükçe saplı şekil alırlar. Sırt ağrısı, konstipasyon ve idrar sorunları yaratabilirler. Saplı myomlar bazen torsiyone olup, çevre dokulara özellikle

omentuma yapışabilirler.

İntraligamenter myomlar: subseroz myomun

geniş ligament içine (Ligamentum latum)

doğru büyümesi ile oluşur.

(37)

Myomların dejenereasyon ve komplikasyonları

• Hyalin dejenerasyon

• Kistik dejenerasyon

• Kalsifikasyon

• Enfeksiyon

• Malign dejenerasyon

• Nekrobiozis

• Pedikül torsiyonu

(38)

Tanı:

Semptomlar genellikle myomun büyüklüğü,

lokalizasyonu ve sayısı ile ilgilidir. Myomların en yaygın bulguları:

• Anormal uterin kanama

• Tümörün boyutları arttığı zaman uterus normalden büyük ve düzensiz palpe edilir, abdominal baskı

(buna bağlı sık idrara çıkma, konstipasyon, ağrı, disparoni) oluşur.

• Spontan düşükler, infertilite

• Submüköz myomlarda vajinal akıntı ara sıra kirli

renkte ve hafif kanlı olabilir.

(39)

Tedavi:

Myomun büyüklüğüne, lokalizasyonuna,

komplikasyonlarına, kadının yaşına, çocuk isteyip

istememesine bağlı olarak planlanır. Kadın menopoza yakın, uterusun boyutları küçük ve asemptomatik ise tedavi gerektirmez. İzlem yapılır.

Asemptomatik genç kadınlarda infertilite ve düşüklere

neden olacağı düşünülüyorsa myomektomi planlanabilir.

Belirgin semptomları olan kadınlar için histerektomi indikasyonu vardır.

Myomları küçültmek için hormon tedavisi de

kullanılabilmektedir. Bu tedavide amaç östrojeni geçici olarak baskılamaktır.

(40)

UTERUS ve SERVİKS POLİPLERİ

Polipler mukozadan kaynaklanan, genellikle

endoservikal epitelin hiperplazisi ile karakterize saplı tümörlerdir. Çapları 1-2 mm ile 3 cm arası

değişebilir. Kan damarlarından zengindir, kırmızı ve morumsu görünümlüdürler. Uterin polipler

asemptomatik olabildiği gibi hipermenore,

intermenstrual ve postmenopozal kanamalara

neden olabilirler. Nadiren postmenopozal dönemde malignensi gösterebilirler.

Servikal polipler eksizyonla kolaylıkla çıkarılabilir.

Uterin polipler için küretal gereklidir.

(41)

VULVA VE VAJENE AİT KİSTLER

Alt genital organlarda bening tümörler nadirdir. Genellikle kronik

enflamasyon ya da diğer değişik nedenler ile ortaya çıkarlar. Kistik ve solid olabilirler.

Kis tik

tümö rler

Sfi • liz gra

nu lo mo

zla rı

ran •G ula

ma i ngu

in ale

en •L fog ran

ula ma v

en eri yu m

lan •G du

lar kistl

er (b art

olin ki sti g ib

i)

So lid

tümö

rler dir. dir •Na

(42)

Lökoplaki ve Kerozis Vulva:

Her ikisi de postmenopozal dönemde östrojen yetersizliğine bağlı olarak gelişir ve vulva

epitelini etkiler.

Lökoplaki vulva: perine ve vulvada kalınlaşmış gri beyaz plaklar ile karakterizedir. Bu

plaklardaki çatlamış alanlar ülserasyona ve maserasyona neden olur. Lökoplaki vulvanın bir karsinomun gelişmesinde predispozan

faktör olduğu düşünülmektedir.

(43)

Kerozis vulva: postmenopozal dönemde

vulvanın fizyolojik atrofisinin ilerlemiş hali

olarak düşünülmektedir. Vulva epiteli düz, ince ve parşömen kağıdı görünümünde, hemen

hemen transperanttır. Deri ve mukoza

enfeksiyona karşı hassastır. Be nedenle kerozis

vulvada sık sık inflamatuar değişikliler görülür.

(44)

KAYNAKLAR

TAŞKIN L (2016). Doğum ve Kadın Sağlığı

Hemşireliği. XIII. Basım. Akademisyen Tıp

Kitabevi Ankara.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ektopik meme dokusu konjenital bir anomali olup aksilladan kasığa kadar süt çizgisinin herhangi bir yerinde olabilir (3).. Bu olguda ektopik gebelik nedeniyle

 Ağır hastalarda veya sorumlu antibiyotiğin kullanımı zorunlu olduğu durumda tedaviye devam.  Metronidazol 4x250 -500 mg 7 gün

Ana-çocuk sağlığını etkileyen faktörler, Kadın sağlığını etkileyen faktörler, antenatal dönem, riskli gebelikler, doğum eylemi, Yenidoğan, Özel bakım

• Uterus kontraksiyonlarını palpe ederek 10 dakikadan daha sık gelen kontraksiyonları rapor etmesi.. • Belirtilerden sonra 30 dakika

Evre II: Tümör vulva sınırları içinde, 2 cm den daha büyük çapta, inguinal lenf nodları (-). Evre III:Tümör komşu organlara:uretra ve/veya vajina perine, anüse

-  Gene expression profile of the endometrium during the WOI in women under treatment with agonists and different doses of antagonist and in comparison to

This article reviews the factors which might cause defective endometrial receptivity. These include uterine polyps, septa, leiomyomata and adhesions. The effect of thin

Grup 2'de Kırıkkale'de barındırılan ratların SEM ile tesbit edilen örnek endometrium görüntüsü ve metal dağılım oranları şekil 2.1 ve şekil 2.2'de