Sosyolojik Yaklaşımlar Açısından Sağlık
Tıbba ilişkin sosyolojik düşüncelerin temelinde, genel olarak tıbbi
bilginin, iyileştirdiği ya da tedavi ettiği kitleler üzerinde, bağımsız şekilde toplumsal bir işleve sahip olduğu argümanı yatar.
Tıp, bilimsel bilgiyi işçi sınıfını disipline etmek, toplumsal rollere
uyulmasını sağlamak, bireyleri sınıflandırmak ve yönetmek, kadınların kadınsı rollere uymalarını garantilemek için kullanır.
Bununla birlikte, sosyolojideki farklı yaklaşımlar sağlığı farklı şekillerde incelemektedir.
İşlevselci Yaklaşım
Tıbba verdiği değere rağmen Parsons tıbbı eleştirmiş, tıbbın bilimselliğini, hem sosyal bilimsel açıdan, hem de tıbbın kendi paradigması açısından sorgulamıştırr
Parsons ayrıca, tıptaki “placebo” etkisini örnek göstererek tıbbın, kendi paradigması içinde de her zaman bilimsel olmadığını ortaya koymuş, insanların aslında, tedavinin etkisinden çok, iyileşmeyi umdukları için iyileştiklerini vurgulamıştır.
Parsons, tıbbın bilimsellik iddialarını bu şekilde
sorguladıktan sonra, hasta olmanın, öncelikle biyolojik ya da psikolojik bir durum değil, bir toplumsal rol
olduğu, insanların hastalıkları hakkında seçim
yapabildikleri, hastalığa bürünebildikleri sonucuna varmıştır.
Marksist Yaklaşım
Marksist yaklaşım, sağlık bakımını ve tıbbı, kapitalizmin bir parçası olarak ve kapitalizmle ilişkisi üzerinden açıklar.
Hastalıklar da tedaviler de kapitalist ekonomik sistemin ürünüdür.
Marksist yaklaşıma göre tıp, kapitalist ekonominin bir parçasıdır ve tedavi açısından bir faydası olmasa da kâr amacıyla teknolojik
gelişmeleri desteklemektedir.
Bu yaklaşıma göre, tıbbi bilgi de kapitalist sistemin verdiği zararlar›
doğal ve biyolojik göstererek, hastalıkların politik ve ekonomik nedenlerini gizleyen bir ideolojik araçtır.
Yorumlayıcı Yaklaşım
Yorumlayıcı yaklaşım içinde, Sağlık ve Hastalık Sosyolojisi’ne en önemli katkı, köklerini fenomenolojiden alan toplumsal
inşacılık yaklaşımından gelmiştir.
Toplumsal inşacılık yaklaşımı, tıbbi bilginin toplumsal inşası
üzerinde durmuş, tıbbın pozitivist paradigma içinde doğa bilimi olmasından kaynaklanan ayrıcalıklı pozisyonunu eleştirmiş,
tıbbın sosyolojinin inceleme konusu olmasına büyük bir katkı sağlamıştır.
Bedenin ve Hastalığın Toplumsal İnşası
Toplumsal inşacı yaklaşım, hastalıkların basit gerçekler
olmadığını, toplumsal muhakemenin ve toplumsal pratiklerin sonucu olduğunu iddia eder.
Bu yaklaşıma göre beden, bedene ilişkin tanımlamalara bağlıdır.
Yani bir hastalığın hastalık olup olmadığı, hatta hastalık haline gelip gelmeyeceği biyolojik faktörlerin değil, toplumsal
ilişkilerin sonucudur ve politik bir konudur.
Tıbbi Bilgilerin ve Uygulamaların Toplumsal Bağlamı
Toplumsal inşacı yaklaşım, tıbbi bilginin ve tıbbi teknolojinin kullanım biçiminin toplumsal ilişkilere bağlı olarak değiştiğini savunur.
Bu yaklaşım içinde yapılan çeşitli çalışmalar, çeşitli
hastalıkların, özellikle de meslek hastalıklarının, hastalık olarak kabul edilmesinin aslında işverenler, işçiler, doktorlar, sigorta şirketleri ve avukatlar arasında yaşanan bir dizi tartışma ve uzlaşmanın ürünü olduğunu göstermektedir.
Medikalizasyon (Tıplaştırma)
• Sağlık sosyolojisinin en önemli kavramlarından biri, medikalizasyondur.
• Medikalizasyon (tıplaştırma), tıbbın önceden tıbbi sayılmayan alanlarını tıplaştırması ve önceden tıbbi oldu¤u düşünülmeyen
konularda uzman olduğunu iddia ederek tıbbın kapsamını bu alanları da içine alacak şekilde genişletmesi olarak tanımlanabilir
Post-Yapısalcılık
Post-yapısalcılık içinde, sağlık ve hastalık sosyolojisine en çok katkısı olan sosyolog Foucault’dur.
Foucault, tıbbın bilgiyi biçimlendirişi ile ilgilenir.
Hastalıkların bedene bakışın ürünü olduğunu, hastanın
bedenini görme biçimi değiştikçe tıbbi uygulamaların yeni biçimlerinin ortaya çıktığını gösterir.
Feminist Teori
Çok genel düzeyde, bütün feministlere göre ataerki, erkek
bedenine rasyonellik, akıl, sağlık gibi değerli sayılan özellikleri atfederek onu yüceltir.
Diğer taraftan hastalık, akılcı olmayan davranışlar ve kontrol eksikliği gibi özellikleri kadın bedenine atfederek onu, eksik bir beden olarak inşa eder.
EKONOMİ POLİTİKALARI, NEO- LİBERALİZM VE SAĞLIK
Epidemiyolojik çalışmalar hastalıkların toplumda tesadüfi olarak yayılmadığını, yoksulluğun yoğunlaştığı gecekondu mahallelerinde ve endüstriyel işçilerde daha fazla görüldüğünü göstermiştir.
Bunun üzerine, işçi ve asker olarak ihtiyaç duyulan sağlıklı nüfusu yaratabilmek, yani sağlığı iyileştirmek için yaşama ve çalışma
koşullarının iyileştirilmesi gerektiği ve bireylerin sağlığının
bireylere bırakılmaması gerektiği konusunda bir görüş birliğine varılmıştır.