• Sonuç bulunamadı

MMXIV. Ders Notları MMXIV

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "MMXIV. Ders Notları MMXIV"

Copied!
243
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ders Notları

MMXIV

MMXIV

(2)

Bölüm 1

ETİK VE AHLAK

AMAÇ:

Ofis/sınıf ortamında internet, bilgisayar vb. kullanarak bu modülü başarı ile tamamlayan öğrenci; gerekli ortam ve koşullar sağlandığında etik ve ahlak kavramlarını; etik sistemlerini ve ahlakın oluşumunda rol oynayan faktörleri açıklayabilecektir.

İÇERİK: -ETİK VE AHLAK KAVRAMLARI -ETİK SİSTEMLERİ

-AHLAKIN OLUŞUMUNDA ROL OYNAYAN FAKTÖRLER

AMAÇ 1. Etik ve Ahlak Kavramlarını Açıklamak

Etik kutsaldır; çünkü aynı kıymette eşi yoktur ve başka hiçbir çeşit kıymetle ölçülemez.

M. Kemal Atatürk

Güzel ahlak; cömertlik, bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür.

Hasan-ı Basri

1.1 ETİK VE AHLAK KAVRAMLARI

"Etik" terimi, Yunanca alışkanlık ve gelenek anlamında kullanılan "ethos"

kelimesinden türemiştir. Günümüzde çeşitli dillerde aynı kökenle kullanılmaktadır: Örneğin, Almanca “ehtik", Fransızca "ethique", İngilizce "ethics", Latince "ethike", Yunanca "ethika"

gibi. Kavramın kökeni "ethos", her şeyden önce "iyi insan olma" anlamında bireysel karakter anlamını içermektedir. Bununla birlikte, kavram yabancı literatürde "ethos" olarak bütün bir toplumun niteliğini de ortaya koymaktadır. Türkçede "ethos"un kelime karşılığı ise, gelenek ve alışkanlıktır (Halıcı; 2000: 5-6).

Etik için ortak bir tanım geliştirmek zor olmuştur. Bugün literatürde etiğe ilişkin çeşitli tanımların yapıldığı görülmektedir. Bir grup görüş “bir bireyin izlemesi gereken ahlaki

(3)

standartlar ve kurallar" şeklinde ele alırken, daha sonra etik "bireylerin doğru olarak nasıl davranacağını açıklayan ve tanımlayan ilkeler, değerler ve standartlar sistemi" olarak ifade edilmiştir (Ural; 2003:3).

Ahlak sözcüğü duyulduğunda, akla çeşitli terimler gelir: İyi davranış, dürüstlük, sorumluluk, sır tutma, güven ve yerinde karar gibi. Ahlak en yalın anlamıyla, neyin doğru ya da yanlış olduğu konusunda anlaşan insanları kapsamına alır.

Etik (ethics) ahlak felsefesi ya da ahlak (moral); her iki kavram anlam açısından farklılıklar göstermesine karşın, günümüzde "moral" ve "ethics" kavramlarının yani ahlak ve etik kavramlarının sık sık birbirlerinin yerine kullanıldıkları görülmektedir.

Okuma Parçası: Etik Günü

Kamu Görevlileri Etik Kurulunun kuruluşuna ilişkin 5176 sayılı Kanun, 25 Mayıs 2004 tarihinde TBMM'nde kabul edilmiştir. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı ile yürütülen çalışmalar sonucu, okullarda 25 Mayıs gününün "Etik Günü" olarak kutlanması kararlaştırılmıştı. T.C. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu, yasal görev ve yetkileri arasında kamuda etik kültürünü yerleştirmek üzere çalışmalar yapmak veya yaptırmak, bu konuda yapılacak çalışmalara destek olmak ve uygulamayı gözetmek hususlarının da bulunmasını dikkate alarak, 2008 yılından itibaren her yıl 25 Mayıs gününün ülke genelinde

“Etik Günü", aynı günün yer aldığı haftanın da “Etik Haftası” olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır.

Kaynak: http://www.etik.gov.tr/duyurular/etikgunuvehaftasi.htm

1.1.1. Etik Kavramı

İyi iki anlama gelir: Birisi mutlak iyidir. Diğeri ise birisi için iyi olandır.

Aristo En büyük sayıda insana, en büyük mutluluğu veren eylem en iyidir.

Francis Hutcheson

Etik sözcüğü ahlak bilimi anlamına gelmektedir. İyi nedir? Doğru nedir? Yanlış nedir?

Bu sorulara cevap aramaktadır. İyi insan olmanın özelliklerini ve bireyin uygun davranışlarını belirleyen kuralların oluşturulması etik konusunun özüdür. Kavramsal olarak etik, değer

(4)

bunalımı içinde olunan günümüzde tanımlanması en zor terimlerin başında gelmektedir.

Tarih boyunca düşünürler tarafından farklı yaklaşımlarla açıklık getirilmeye çalışılan etik kavramı, bireysel ve sosyal yaşamın çok büyük bir hızla akıp değiştiği günümüzde, bireysel davranışlara yerleşen ahlaki prensipler ve standartlar sistemi olarak tanımlanmaktadır (Karaköse ve Özkarıan; 2010:302).

Yunan filozofları Socrates, Plato ve Aristotale günümüzdeki etik kavramlara temel olan yazılar yazmışlardır. Öte yandan Judaism ve Hindiusm kaynaklarında da çok önceleri ahlaksal kavramlar ve yasalar yer almıştır.

Etik, doğru ve yanlış davranış teorisidir, ahlak ise onun pratiğidir. Ahlaki, değil de etik ilkelerden; etik değil de ahlaki bir davranış tarzından söz etmek daha doğrudur. Etik, bir kişinin belli bir durumda ifade etmek istediği değerlerle ilgilidir. Ahlak ise hayata geçirme tarzıdır (Kırel; 2000:3).

Dikkat!

Etik, doğru ve yanlış davranış teorisidir, ahlak ise onun pratiğidir.

Etik kavramının biraz daha kolay anlaşılabilir bir tanımı ise şu şekilde yapılmıştır:

"Etik, insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, kuralları doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe disiplinidir"

(Kırel; 2000:2).

Etik, insanların kendi şahsına ve diğer insanların kişiliklerine karşı iyi davranması, genel bir anlatımla iyiliğe varılması için kendini uymaya zorunlu hissettiği manevi ve ruhsal görevler ve bunlara ilişkin kurallardır. Etik, işletme faaliyetlerinde iyi veya kötü kurallarla ilgilidir ve göreceli bir kavram olduğu için kişiden kişiye göre değişmektedir.

Okuma Parçası: Etik Kavramı Üzerinde Uzlaşamamanın Çeşitli Nedenleri

Etik kavramının tanımında toplumun belli bir döneminde üzerinde uzlaşılan ilkeler, durağan bir biçimde ele alınır. Oysa, toplum devingen ve sürekli değişen bir özellik göstermektedir. Bu nedenle, kavram üzerinde tam bir uzlaşmaya ulaşılması güçleşmektedir. Kavram üzerinde uzlaşamamanın çeşitli nedenleri şöyle özetlenebilir:

1. İşletmeler içeriden ve dışarıdan çeşitli çıkar kümelerinin etkisi altındadır. Örnek olarak pay sahipleri, tüketiciler, toplum, çalışanlar, devlet, sendikalar, özel çıkar kümeleri işletmeleri

(5)

çeşitli biçimlerde etkiler.

2. Toplum büyük bir hızla değişmektedir. Değerler, anlayışlar ve toplumsal normlar son yıllarda hızlı bir evrim geçirmiştir. Türkçede etik kavramı, tek bir sözcükle tam anlamıyla karşılanamamaktadır. Ahlak, dürüstlük gibi kavramlar etik kavramının içindedir. Etik kavramı törel kurallar olarak da belirtilebilir.

Kaynak: http://notoku.com/etik-kavraminin-tanimi/

Etik, bir pusulaya benzer. Nasıl ki, pusula gidilecek yeri tarif etmez ancak gidilecek yerin yönünü belirtirse etik de kişiye belirli bir eylem ya da davranışı değil doğru olduğu kabul edilen davranışı gösterir ve izlenmesini ister. Bireyi bu davranışa zorlamaz ancak birey kendi özgür iradesiyle bu davranışı uygular. Çünkü etik insanların iyiliğini, refahını ve rahatını geliştirmek üzere ortaya konan faaliyetlerle ve uygulamalarla ilgilenen bir alandır. İnsanlık için, toplum için, birey için "doğru veya değerli olan eylem" etiğin konusunu oluşturmaktadır.

Bu açıdan etik, doğru olanın yapılmasını vurgulayarak hem toplumun hem de örgüt çalışanlarının iyilik ve refahını gözetmektir. Etik; asıl amacı bireylerin ve grupların belirli durumlarda nasıl davranması gerektiğini belirlemek olan sistematik bir araştırma ve sorgulama çabasıdır (Karaköse ve özkanan; 2010: 302).

Etik, insanlar arasında yer alan değerleri, ahlaki bakımdan iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olanın niteliğini ve temellerini araştıran felsefe dalı olarak tanımlanmaktadır. Nasıl bir hayat geçirmeliyim, iyi nedir, kötü nedir gibi sorulara etik kavramı çerçevesinde cevaplar aranmaktadır (Çakırel ve Diğ.; 2010: 316, Karaköse ve Özkanan; 2010: 303).

Dikkat!

Etik, bir pusulaya benzer. Pusula gidilecek yeri tarif etmez ancak gidilecek yerin yönünü belirtir.

İnsan davranışlarını etkileyen ve düzenleyen kurallar ve değerler sistemi olan ahlak, hangi düzeyde olursa olsun, toplum hayatının var olduğu her yerde mevcuttur. İnsan yaşayışının bir uzantısı olan ahlaki yaşayışta insanın tavır ve davranışları ahlaki ölçütlerle kontrol edilir ve değerlendirilir. İnsanın eylemlerini iyi ve kötü değer yargılarına bağlı olarak değerlendirme ile insanın neye ya da kime karşı ahlaklı olması gerektiği sorusuna bağlı olarak anlam kazanan dört tür ahlaktan bahsedilmektedir (Gökalp; 2010:21).

Bunlardan ilki insanın yaratıcısına karşı olan ahlakıdır. İkincisi varlığını borçlu olduğunu düşündüğü doğaya karşı olan yükümlülükleri üzerine kurulu olan doğal ahlaktır.

(6)

Üçüncüsü bireyin kendine karşı yükümlülükleri içeren bireysel ahlak, dördüncüsü ise diğer insanlarla olan ilişkisinde ortaya çıkan sosyal ahlaktır (Gökalp; 2010:21).

Dikkat!

Kurallar ve değerler sistemi olan ahlak, toplum hayatının var olduğu her yerde mevcuttur.

Etik ise pratik alanda ortaya çıkan ahlakın kuramsal boyutu, felsefenin ahlakın bilgisine yönelik değerlendirmeleridir. Bir anlamda ahlaki yaşayış ilkelerinin ve unsurlarının bilgisinin elde edilmesine yönelik felsefi bir faaliyet alanıdır (Gökalp; 2010: 21).

Etik insanlar arasındaki ilişkilerin temelinde yer alan değerlerin, ahlaki bakımdan iyi veya kötü, doğru veya yanlış olanların özelliklerinin araştırıldığı ahlak felsefesi olarak özetlenebilir (Sökmen; 2003:48).

Etik ve tanımı ile ilgili olarak, yapılan değişik yaklaşımlardan hareketle, genel nitelikli şu tanımlar geliştirilebilir (Tuncer ve Diğ.; 2008:66).

Bireysel boyutta etik; bir bireyin izlemesi gereken iyi veya doğru standartlardır.

Toplumsal boyutta etik; toplum bireylerinin iyi veya doğru olarak nasıl davranacaklarını açıklayan ilkeler, değerler ve standartlardır.

Bu iki tanım ışığında "genel ve özel etik" kavramları da geliştirilebilmektedir. Buna göre;

-Genel etik; toplumsal ve ülkesel, hatta ülkelerarası ilişkilerde dikkate alınan, olması gereken, iyi veya doğru olarak değerlendirilen kurallar, ilkeler ve ahlaki standartlardır. Bu aşamada etik davranışlar ulusal veya uluslararası kültürel ve ahlaki değerler ile yasalar çerçevesinde ele alınmakta ve tartışılmaktadır. Örneğin; çevrenin korunması, tüketici ve rekabet yasalarına uygun davranma gibi.

-Özel etik; sadece belirli bir bireyin, toplumsal grubun, örgütün veya sektörün uyması gereken doğru veya iyi olarak nitelendirilen ahlaki değerleri, kuralları ve standartları gündeme getirir.

Örneğin; iş ve meslek etiği, sporcu etiği, işletme etiği gibi.

Okuma Parçası; H.B. Fuller Meselesi

Orta Amerika'nın sokaklarında kırk milyon çocuk yaşıyor. Bu öksüz ve kaçak çocuklar karınlarını doyurmak için küçük işler bularak, dilenerek, çalarak ve vücutlarını satarak geçimlerini sağlıyorlar. İşsizliğin arttığı ve onlara yardım edecek az sayıda devlet ve hayır kurulularının olduğu ekonomide, bu çocukların hayatları sürekli olarak soğuk, açlık ve korku

(7)

ile tehdit ediliyor. Bu çocuklar hem doğanın hem de insanların saldırısına maruz kalarak, kapı aralarında, terk edilmiş binalarda ve kanalizasyon borularında uyumak zorunda kalıyor ve polis tarafından bile sık sık fiziksel ve cinsel istismara uğruyorlar.

Orta Amerikalı bu sokak çocuklarının yaklaşık % 70'i, durumlarının ızdırabından yapıştırıcı maddelere (zamk) bağımlılık ile kaçmaya çalışıyorlar. Çocuklar, perakendeciler tarafından küçük plastik torbalarda ve bebek maması kavanozlarında paketlenen ve ayakkabı yapımında, tamiratında kullanılan solvent bazlı yapıştırıcıyı satın alıyorlar. Çocuklar bu yapıştırıcının dumanını içlerine çektiğinde, açlıktan kurtulup yalnızlıklarında teselli oluyorlar.

Fakat bu mutluluk pahalıya mal oluyor. Dumanlar akciğerlerini, karaciğerlerini ve beyinlerini de mahvediyor. Yapıştırıcı maddedeki kimyasallar, özellikle yapıştırıcı üretiminde kullanılan solvent bazlarından biri olan tolüen, oldukça zehirli. Bu yapıştırıcının kullanımı cildi, burnu, boğazı ve gözleri yakmakla kalmıyor aynı zamanda içe çekildiği zaman kan dolaşımı aracılığı ile dumanlar çabucak beyne gidiyor. Yan etkileri arasında hafıza kaybı, duyma kaybı, beyinde hasar ve bazen ani ölüm bulunmakta. Bağımlılar sıkça fiziksel koordinasyonlarını kaybediyor ve kasları zayıflıyor, kalıcı sinir hasarına uğruyorlar. Kimyasallar aynı zamanda, kan hücresi üretimine engel olarak aneminin hayatı tehdit eden bir çeşidini de yol açıyorlar. Bu yapıştırıcı maddeyi içe çekmek ölümle sonuçlanabilir çünkü madde bazen ani karaciğer yetmezliğine de ya da kalp durmasına yol açıyor.

Bu kimyasallann fiziksel zararı en ciddi tehlike de değil. Bu narkotikler tarafndan zehirlenen çocuklar, başka kaynaklardan gelen ölüme de çok daha fazla savunmasız oluyorlar. Mesela, yapıştırıcı maddelerin etkisinde olan bu çocuklann direnaj hendeklerinde ya da kanalizasyonlarda boğulma, trafikte ya da şiddete maruz kalarak öldürülme ihtimalleri de daha yüksek.

1980'lerin başında, Honduras'ta gazeteler çocuk bağımlılar hakkında hikâyeler yayınlamaya başlamış. Kativo Kimyasal Endüstrilerinin bir şubesi olan H.B. Fuller tarafından üretilen bir yapıştırıcı dizisi olan Resistol’den sonra; bu gazeteler çocuklara 'los resistoleros’ diyerek değindi. S.A. Kahvo; Orta Amerika'nın en büyük 500 şirketinden biri ve St. Paul H.B. Fuller Firması, Minnesota tek sahibi.

Resistol yapıştırıcıları bağımlıların popüler bir seçeneği. Ancak sadece resistol bu derece kötüye kullanılmamaktadır- Honduras ve Orta Amerika ülkelerindeki bağımlılar; başka yapıştıncı maddeleri, tinerleri ve başka firmalar tarafından üretilen diğer kimyasal ürünleri de kötüye kullanıyor. Ama Kativo'nun protestosuna rağmen, Resistoleros adı saplanıp kalmış durumda.

(8)

En başta Güvence Evi (ya da İspanyolca konuşulan ülkelerde Casa Alienza) olmak üzere çocuk savunma grupları, Orta Amerika'nın sokak çocuklarını mahveden solvent bazlı yapıştıncıları pazarlayan H.B. Fuller ve diğer firmalara karşı protestolar organize etmeye başlamışlar.

Amerika'da H.B. Fuller firması; saygın, etik bütünlüğe adanmış ve daha büyük bir toplum için kaygılanan bir şirket olarak görünmesine rağmen, firmanın Latin Amerika'da halk itirazına cevabı tatnin edici olmaktan uzaktır. Firma tolüen kullanımını durdurmamıştır. Oysa oldukça zehirli solvent bazlı yapıştırıcılarda tolüenin yerine geçen siklohekzan kullanılabilir ve bu daha az zehirlidir.

H.B. Fuller gibi çok uluslu bir şirket olan asıl rakibi; solvent bazlı yapıştırıcıların yerine su bazlı bir yapıştırıcı sunmuş ve solvent bazlı yapıştırıcıları satmayı durdurmuştur. Bu H.B.

Fuller'in durumunu daha da kötü göstermiştir. Almanya'da Duesseldorf da kurulan Henkel Şirketi ilk olarak Orta Amerika'da sonrasında tüm dünyada solvent bazlı olmayan ürünlere geçmeye karar vermiştir.

1992 yılında, H.B. Fuller yönetim kurulu, "her nerede olursa olsun bu ürünleri çekenlerin, kötüye kullanıldığı bilinsin" yapıştırıcının üretiminin devam etmeyeceğiz, demiştir. Bu açıklama başlangıçta medya tarafından iyi karşılanmıştır fakat Orta Amerika'da engellenmeyen Resistol yapıştırıcıları mevcut olduğu için H.B. Fuller'in durumu daha da yaralanmıştır. H.B. Fuller, sadece Honduras ve Guatemala'da-Casa Alienza'nın aktif olduğu iki ülke- perakende satışları durdurmuştur. Üretim ve pazarlama diğer dört Orta Amerika ülkesinde devam etmiştir. Honduras ve Guatemala'daki sokak çocukları ise yapıştırıcıyı ancak büyük bidonlarda alan ve tekrar paketleyen perakendecilerden satın alabilmekteler.

Ayrıca H.B. Fuller'in zehirli yapıştırıcılara onu içe çekemeyecek kadar kötü yapacak bir tahriş edici madde eklemesi için de çaba sarf edilmiştir. 1960'larda uçak yapıştırıcısı üreticileri -bir narkotik olarak yapıştırıcının kötüye kullanımını önlemek için- yapıştırıcılarına hardal yağı eklemiştir. H.B. Fuller yapıştırıcılarını bu yağ ile yeniden formüle etmeyi reddetmiştir.

Honduran Kongresi (Mart 1989) ülkede üretilen ve ithal edilen tüm solvent bazlı yapıştırıcılarda hardal yağının bulunmasını gerektiren bir kanun çıkarmıştır. Fakat H.B.

Fuller yağın formülünün değişmesini protesto etmiş ve kanun yürürlüğe girmemiştir.

H.B. Fuller'in görev beyanı "H.B. Fuller Şirketi müşterilerine, çalışanlarına ve ortaklarına öncelik vermek için sorumluluklarına kendisini adamıştır. H.B. Fuller yasal ve etik olarak işini yürütecek, topluluklarda çalışanlarının faaliyetlerini destekleyecek ve sorumlu bir tüzel kişi olacaktır" şeklindedir. Bu açıklamanın, tam tersini işaret eden diğer bölgelerde şirketin tarihi araştırıldığında, aşırı karlı bu şirket, duvar kâğıdından başka bir şey değildir. H.B. Fuller'in

(9)

bir işveren ve toplum yardım seveni olarak tutarlı politikaları İş Etiği dergilerinde 2002 yılı için "En iyi 100 Tüzel Kişiler" sıralamasında 13. olmuştur. Bu bilgi önemli bir etik soruyu ortaya atmaktadır: Orta Amerika'da yapıştıncı ile ilgili H.B.Fuller kararlan bu şirket sorumluluğu ile ne kadar yakından ilgili? Bu soruya daha iyi bir cevap vermek için, ilk olarak H.B.Fuller'in solvent bazlı yapıştıncısının devam eden satışı için birkaç nedeni incelemek gerekir.

H.B.Fuller'in protestolarından biri, üretim devam etmezse Orta Amerika'daki Resistol yasal kullanıcılanrın zarar göreceğidir. Solvent bazlı yapıştıncılar; hızlı donma, güçlü yapışma sağlar ve suya dayanıklıdır. H.B.Fuller bu özellikleri su bazlı bir yapıştıncı ile örtüştürmeyi denemiş ve başarısız olmuştur. Yapıştıncı, yasal kamu ve endüstri kullanımı için üretilmezse, Orta Amerika'daki ekonomik büyüme önlenebilir. Solvent bazlı yapıştıncılar bazı Orta Amerika işletmelerinde önemlidir. Aynı zamanda da madde bağımlılığı sokak çocukları arasında öyle yaygındır ki mevcut herhangi bir narkotik maddeye yöneleceklerdir. H.B. Fuller ayakkabı yapıştırıcısı olmasa da sokak çocuklarının şu an bile alternatif narkotik maddeler olarak kullanılan tinerlerin ve diğer solventlerin etkisi altına gireceğini öne sürmektedir.

Dahası, 1994 yılında Fuller, yapıştırıcılarında tolüenin yerine siklohekzan koyduğunda, yapıştırıcının fiyatı % 30 artmıştır. Fiyattaki artışın yanı sıra, siklohekzanda da tolüenin şeker kokusu yoktur. Casa Alienza siklohekzana halen oldukça zehirli demede haklıdır. H.B.Fuller formüldeki bu değişimin, üreticilerin sokaklarda bulunan diğer yapıştırıcılarına göre çocuklar için daha az cazip hale geldiğini ileri sürmüştür.

1980'lerde Fuller'i yapıştırıcılarına aliyi izotiyosiyanat (hardal yağı) eklemeye ikna etmek için çaba sarf edildiğinde, Fuller katkı maddesinin çalışanların ve müşterilerin sağlığına önemli ölçüde zararlı olduğu kanıtını sunmuştur. Ratlarda (farelerde) yapılan çalışmalarda hardal yağının kanserojen olduğu bulunmuştur. Dahası toksikoloji raporu, üst mukoza zarlarının ve üst solunum yollarının dokularına, gözlere ve cilde aşırı derecede zararlı olduğu ve yanmalara, mide bulantısına, baş dönmesine ve baş ağrısına neden olduğu ve yutulursa ya da içe çekilirse ölümcül olabileceği kanıtını sunmuştur. Son olarak aliyi izotiyosiyanat (hardal yağı) eklemek yapıştırıcıların raf ömrünü maksimum altı aya kadar kısaltacaktır.

Yapıştırıcı bağımlılığı problemi kaygılarını gözler önüne sermek için yapılan tüm teşebbüslerde, H.B. Fuller yöneticileri Orta Amerika'da hem hükümet liderleri hem de madde karşıtı savunucuları ile buluşmuştur. 1987 yılında, Orta Amerika'da Kativo çalışanları ile birlikte kabul edilmiş değerler ile bir parçası olduğumuz toplulukların iyileşmesine katılım ve

(10)

bağlılık gösteren bir şirket olmak istiyoruz” diyerek başlayan toplum işleri komitesi kurulmuştur. Katılımlarının bir parçası olarak, kötüye madde kullanımı hakkında sokak çocukları için gerçekleştirilen eğitimlerin lehine basın açıklamaları yapmış, yasa tasarısı için yardımda bulunmuştur. H.B.Fuller Orta Amerika'da sokak çocukları için evsiz barınaklarına da düzenli olarak katkıda bulunmaktadır.

Bu çelişkinin tam olarak incelenmesi göstermektedir ki, Orta Amerika'nın madde bağımlılığı bu ülkelerde bulunan fakirlik, ihmal ve kötüye kullanımın gibi daha büyük bir problemin parçasıdır. Fakat H.B.Fuller'in kararları nasıl oluyor da ya problemi hafifletiyor ya da daha da alevlendiriyor? Ya da şirket Orta Amerika'daki bu durumlardan kendi karına faydalanıyor mu ?

Kaynak: Browne, Meyer ve Williamson; 2004:15-18

1.1.2. Etiğin Temel Kavramları

Bütün felsefe disiplinleri gibi etiğin de kendine has terim ve kavramları vardır. Bu kavramların tanımlanmasına yönelik çabalar ilkçağ felsefesinden beri sürmektedir. İyi, erdem, sorumluluk ve vicdan kavramlarının bu bağlamda tanımlanması gerekir (Gökalp; 2010:22).

Dikkat!

Her ahlaki eylem sonuçta iyiye ulaşmak ister.

1. İyi: İyi ahlak açısından ahlaki eylemin ulaşmak istediği son hedeftir. Her ahlaki eylem sonuçta iyiye ulaşmak ister. İyi, kendi başına var olan bir değerdir. İyi kavramının tanımlanmasında filozoflar arasında bir birlik olmamakla birlikte iyinin varlığı konusunda filozofların genelinin anlaştığı söylenebilir.

2. Erdem: Erdemin ne olduğu hakkında yapılan internet araştırmasında ilk olarak çıkan bilgiler şunlardır (http://www.nedirnedemek.org/erdem_nedir):

Ahlakın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet.

İnsanın ruhsal olgunluğu.

İstencin ahlaksal iyiye yönelmesi.

İnsanın tinsel ve ruhsal yetkinliği.

(11)

Felsefe tarihi boyunca erdem kavramına değişik anlamlar verilmiştir. Filozofların ahlak öğretileri, genellikle erdeme-ahlaksal iyiye-verdikleri anlamla birbirinden ayrılırlar. Platon'dan beri temel erdemler olarak şunlar sayılır: bilgelik, yiğitlik, doğruluk, ölçülülük.

Ahlakın övdüğü iyilikçilik, acıma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet.

Kişinin ahlaki bakımdan sürekli ve daima iyi olma durumu olarak tanımlanan erdem kişinin ahlaki gelişmişliği ve olgunluğunun bir yansıması olarak kabul edilir. Erdem kavramı felsefeye, etiğin kurucusu olarak da kabul edilen Grek filozofu Sokrates'in armağanıdır.

Sokrates erdemi bilgelikle özdeşleştirmiş üstün vasıf olarak belirlemiştir.

Erdemli insan yaşamını aklı ile yöneten, tüm karar ve davranışlarına aklı ile yön veren insandır, erdem bilgidir.

İyi insanlar erdemi sevdikleri için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler. Kötü insanlar cezalandırılmaktan korktukları için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler.

Horace İnsanın kendisini ıslah etmesi erdemle, başkalarını ıslah etmesi ise bilgi ile olur. Erdem ve bilgi, doğanın iki ahlaki özelliğidir ve insanı Tao (Doğru Yol)'ya ulaştırır."

Konfüçyüs Zenginlik ve güç kör talihin sana verdiği hediyelerdir. Oysa iyi insanlık kişinin kendi erdemlerinin sonucudur.

Heloise

Platon "erdemi" bilgi olarak tanımlar, ancak bilgi sahibi olan erdem sahibi olur. Erdem sözlükte "ahlakın övdüğü alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet"

ve "insanın ruhi olgunluğu" diye tanımlanır. Erdem gönlünü aklınla uzlaştırmak ve vicdan muhasebesi yapmaktır. Erdem bir temel ilkeye dayanır; "komşun farkına vardığında utanacağın bir şey yapma". Erdem, herhangi bir dışsal baskı olmaksızın gerçekleştirilen özgün bir davranıştır. İnsanoğlu istenci ve aklı nedeniyle, iyiyi, güzeli, doğruyu ve erdemleri seçebilecek konumdadır. Seçim yapmak, yaşamı deneyimlemede en önemli kavramdır. Erdem aşırı uçlarda bulunmaz. Ölçülü ve dengeli olmaktır. Erdem eylemlerimizin tüm sorumluluğunu üstlenmektir. Kurbanı oynamamaktır (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=39784). Bazı düşünürler erdemi şöyle tanımlamıştır:

 Friedrich Hegel: Erdem, varlığın bilincidir.

(12)

 Spinoza: Erdem, akla uygun davranmaktır.

 Aristippos: Erdem, haz almada ölçülü olmaktır.

 Joseph Butler: Kişinin kendi kendini yargılamasıdır.

İmmanuel Kant: Erdem, bir içgüdü işi değil, bir akıl işidir.

 Sokrates: Erdem, insanın kendini bilmesi, tanımasıdır.

3. Sorumluluk: Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet olarak tanımlanır

(http://www.nedimedemek.org/sorumluluk_nedir). Bir insanın iradi olarak ve bilerek yaptığı bir eylemin sonuçlarını kabul etmesi durumudur. Genellikle belirli bir yola girmiş olan ve

"bilgilenmenin getirdiği idrak ve farkındalıkla, insanın vicdanında oluşan bir duygudur"

sorumluluk. Öğrenilen her yeni bilgi insana sorumluluk getirir. Elde edilen bu sorumluluk duygusu, daha sonra insanı kendine ve bütüne hizmet etmeye yöneltir

(http://nedir.antoloji.com/sommluluk/).

Ahlaki sorumluluğun varlığından söz edebilmek için ahlaki eylemi gerçekleştiren kişinin üç niteliğe sahip olması gerekir:

Sorumluluğun gerçekleşmesi için kişinin akıl sağlığının yerinde olması,

O eylemi mutlaka özgür ortamda gerçekleştirmesi,

Kişinin ahlaki eylemin amacı olan iyinin bilgisine sahip olması.

Dikkat!

Sorumluluk sahibi kişinin, eyleminin sonucunda ortaya çıkabilecek her türlü sonucu karşılayabilecek ahlaki olgunluğa sahip olduğuna hükmedilir.

4. Vicdan: Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç olarak tanımlanır (http://www.anlambilim.net/vicdan-nedir-53639.htm). Vicdan, insan davranışlarını ahlaki açıdan değerlendiren bir çeşit iç değerlendirme yetisidir. Vicdan, sorumluluk gibi ahlaki ödevlerimizle ilgili bir duygu olup ahlaki yükümlülüklerimizin yerine getirilmesi sonucu hissedilen bir huzurdur. Ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda ise insanı huzursuz eden ve ruhsal bir ceza olarak düşünülen vicdan azabı denilen bir his ile karşı karşıya kalınır.

(13)

1.1.3 Ahlak Kavramı

Ahlak esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir araçtır.

Friedrich Nietzsche

Ahlak, topluluk halinde yaşamanın ortaya çıkardığı manevi bir yapıdır. Her insanın iyi- kötü bir ahlak yapısı ve ahlak anlayışı vardır. Tarih boyunca her insan topluluğunda bir ahlak düzeni mevcut olduğu tespit edilmiştir. Sadece insan topluluklarında değil toplu halde yaşayan çeşitli hayvanlar arasında bile bazı ahlaki sorumluluklar ve iyi ahlak belirtisi olan davranışlar gözlenmiştir.

Ahlak kavramı, Latince moral sözcüğünün karşılığıdır. Huy, mizaç, yaratılış anlamına gelen hulk sözcüğünün çoğuludur. Ahlak, belli bir toplum içinde yaşayan insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemek için konulmuş mutlak olarak iyi olduğu düşünülen, yazılı olmayan ilkeler, değerler ve davranışlar bütünüdür. Bu kurallar yol haritası gibidir, yararlı ve vazgeçilmezdir. Toplumun ortak isteklerini bireylere benimsetmeye çalışarak bireyin başkaları ile olan ilişkilerinde denge, düzen, uyum ve denetim sağlar (Karaköse ve Özkanan; 2010:302).

Ahlak, belli bir toplum içinde yaşayan insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemek için konulmuş yazılı olmayan ilkeler, değerler ve davranışlar bütünüdür. Ahlak, insan eylemlerinin ve karakterinin iyiliğini veya kötülüğünü, doğru veya yanlışın ne olduğuyla veya ahlaki ödev ve yükümlülüğün ne olduğuyla ilgilenir.

Dikkat!

"Ahlak" ve "etik" kavramları, sık sık birbirinin yerine kullanılabilmektedir.

Ahlak, insanların toplum içindeki davranışlarını ve birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla başvurulan kurallar dizgisi, başka insanların davranışlarını olumlu ya da olumsuz biçimde yargılamakta kullandan ölçütler bütünüdür.

Ahlaki duygular doğuştan değil, sonradan kazanılır.

John S. Mill

(14)

Ahlak, insan topluluklarınca zamanla benimsenen; fertlerin birbirleriyle, toplum ve devlet ile bütün ilişkilerini düzenleyen kurallar, ilkeler ve inançlar bütünüdür.

Ahlak, insanın doğuştan getirdiği veya sonradan kazandığı birtakım davranış şekilleri, huylar, tavırlar ve manevi seviyesini belirten tanımlardır. Diğer bir ifadeyle, toplum içinde insanların uymak zorunda bulundukları davranış kurallarıdır (Sökmen; 2003: 35).

Dikkat!

Ahlak, toplum içinde insanların uymak zorunda oldukları davranış kurallarıdır.

Ahlak, belli bir dönemde belli insan topluluklarınca benimsenmiş olan, bireylerin birbiriyle ilişkilerini düzenleyen törel davranış kurallarının, yasalarının ve ilkelerinin toplamıdır. Ahlak "nasıl yaşamamız gerekir" sorusuna verilecek cevapları araştıran bir felsefe disiplinidir. Ahlakın çıkış noktası, insan eylemlerinin toplumsal hayata zarar vermeden düzenlenmesi gibi pratik bir nedenden kaynaklanmaktadır (Tengilimoğlu ve Tutar; 2003:342).

Ahlak felsefesinde olması gerekenin ne olduğu sorusuna cevap aranmasında dinlerin önemli bir rolü vardır. Çünkü bütün dinler amaçları bakımından birer ahlak sistemleridirler ve insanın nasıl olması gerektiğini öğretirler. Ahlak genelde "doğru" ve "iyi"nin ne olduğunu veya

"yanlış" ve "kötü"nün ne olduğunu açıklayan bir davranış kodunu oluşturan "kural koyucu ilkeler seti" olarak tanımlanmaktadır. Ahlak, toplumlarda adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunan faaliyetlerin yanı sıra, ekonomik uygulamaları inceleyen bir disiplindir (Tengilimoğlu ve Tutar; 2003: 343).

1.1.4. Ahlak Felsefesi

Ahlak konusunda inandığını ilke şudur; bir şeyi yaptıktan sonra kendini iyi hissediyorsan o ahlakidir; eğer kendini kötü hissediyorsan o gayri ahlakidir.

Ernest Hemingıvay Ahlak felsefesi (moral philosophy), insan yaşamının ahlaki boyutu ile ilgilenen bilim ve felsefe disiplinidir. Bir başka ifadeyle, ahlak felsefesi, insan yaşamındaki değerler, ilkeler ve yargıları inceleyen felsefe dalıdır.

Ahlak felsefesi ile ahlak arasındaki farklılığı açıklamakta yarar vardır. Ahlak felsefesi,

(15)

ahlak konusunu inceleyen bir bilim dalı ya da felsefe disiplinidir.

Ahlak felsefesi kendi içerisinde çeşitli açılardan sınıflandırılabilir. İlk olarak, inceleme konusu bakımından ahlak felsefesi "normatif ahlak" ve "pozitif ahlak" olmak üzere ikiye ayrılır. Her iki alan "meta-ahlak"ı konusunu oluşturur.

Meta ahlak, felsefi açıdan ahlaki ilkeleri, normları ve değer yargılarını inceler. Normatif ahlak, yapılması istenen davranış ve eylemleri ifade eder. Nasıl davranılması gerektiği üzerinde durur. Pozitif ahlak ise olması gereken değil, toplumda mevcut ahlaki normlar, kurallar ve değer yargılarıdır. İnsanların halihazırda nasıl davrandıkları ve bunların nedenleri üzerinde durur.

Evrensel kural olacak şekilde davranış ve eylemlerde bulunan birisi ahlaklıdır.

Ralph Waldo Emerson

Ahlak kuralları "evrensellik" açısından da "objektif ahlak" ve "sübjektif ahlak" olmak üzere ikiye ayrılır. Objektif ahlak, bir toplumda herkes tarafından kabul edilebilecek evrensel ahlaki normların olabileceğini savunurken, sübjektif ahlak, herkes tarafından kabul edilebilecek evrensel ahlak kurallarının geçerli olamayacağım savunur.

Ahlak genel olarak mümkün olan en yüksek mutluluğa ulaşmak için insanın faaliyetlerini yürütmesidir.

Jeremy Bentham

Ahlak felsefesinde yapılan bir diğer sınıflama ise "mutluluk ahlakı" ve "ödev ve sorumluluk ahlakı"dır. Mutluluk ahlakı, insanın mutluluğunu esas alan ve bu yönde ahlaki değer yargıları oluşturmaya çalışan bir ahlak felsefesidir. Ödev ve sorumluluk ahlakı ise insanların sadece kendi mutluluklarının peşinde koşmalarının ahlaki bir davranış olamayacağını, toplumdaki sorunlara karşı da ilgili ve duyarlı olmaları gerektiğini savunmaktadır. Mutluluk ahlakı, bir tür "egoist ahlak", ödev ve sorumluluk ahlakı ise "alturist ahlak" felsefesidir. Ödev ahlakında "Benden istenilen ve beklenilen nedir" sorusu önem taşır.

Ödev ahlakını en iyi ortaya koyan düşünür ise İmmanuel Kant'dır. Kant'ın ödev ahlakında dışarıdan gelen bir buyruk ya da emir değil, aksine "ben" den gelen bir "iç isteme" söz konusudur.

Kant'a göre etik yasaları, koşulsuz buyruk niteliğindedir ve insanların bireysel

(16)

mutluluğunu topluluk için feda etmelerine bile yol açabilir. Koşulsuz buyruk, bütün isteklerden, arzulardan ve mutluluk arayışlarından bağımsız olarak insanların uymaları gereken kurallardır (Şimşek; 1999:39).

Ahlak felsefesi alanında yapılan diğer bir sınıflama ise “dinsel ahlak" ve "laik ahlak"

şeklindedir. Dinsel ahlak, ahlak kurallarının kaynağını Tanrı'da ve Tanrı'nın kutsal kitaplarında ararken, laik ahlak, ahlak kurallarının kaynağını insanda ve insan aklında arar. Laik ahlak, aynı zamanda “rasyonalist ahlak", dinsel ahlak ise "ilahi ahlak" olarak adlandırılmaktadır.

Din ve ahlak konusu birlikte ele alınarak yapılan bir sınıflama daha bulunmaktadır.

Dinden hareket ederek Tanrı’ya ulaşmaya çalışan ahlak felsefesi "teolojik ahlak" olarak adlandırılmaktadır. Buna karşın, ahlaktan hareket ederek Tanrı'nın varlığını araştıran ahlak felsefesine ise "ahlaki teoloji" denilmektedir

(http: //www.canaktan.org/din-ahlak/ahlak/ahlak-felsefesi/ahlak-felsefesi.htm).

1.1.5. Etik ve Ahlak İlişkisi

Etik, insanlar arasındaki ilişkilerin temelinde yer alan değerler manzumesidir. Ahlak ise, bir dönemde benimsenen davranış kurallarının bütünüdür. Etik kavramı Yunanca "ethos"

(töre, görenek, alışkanlık) sözcüğünden türemiştir. (Tutar; 2004:165).

Etik ve ahlak kavramı bazen birbirlerinin yerine kullanılabilmekte hatta birbirine karıştırılmaktadır. Etik; ahlak konusunda, geçmiş, şu an ve geleceğe ilişkin karar ve eylemlerin dikkatli ve sistematik bir biçimde düşünülmesi ve Çözümlenmesidir (Uslu; 2008:163).

Bir bireyin, bir halkın, bir toplumsal sınıfın, bir çağın bilinçli yaşamına egemen olan inanç ve tasarımlar topluluğuna ahlak (moral), bunların bir toplumsal olgu halinde yaşanmasına ahlaklılık (morality), bu inanç ve tasarımlara göre yönlendirilen eylemler hakkında verilen (doğru veya yanlış, iyi veya kötü) yargılara ahlaksal yargı (moralisch) denmektedir (Sökmen; 2003:48).

Etik, yanlış, doğru, yükümlülük, görev ve sorumluluk soruları ile ilgilidir. Etiğin amacı, insanın ahlaki kararları kendi başına vermek durumunda olduğunu ve başka hiç kimseye ve herhangi bir otoriteye ve hatta daha da yetkin kişilere teslim olmaması gerektiğini gösterebilmektedir.

Ahlak, insanların toplum içindeki davranışlarını ve birbiriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla başvurulan kurallar dizgesi, başka insanların davranışlarını olumlu ya da olumsuz

(17)

biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler sunar. İyinin ve kötünün ne olduğunu ortaya koyarak, insan davranışlarını açıklamaya çalışır (Tutar; 2004:165).

Dikkat!

Etik, doğru ve yanlış davranışın teorisi olurken; ahlak onun pratiği olmaktadır.

Ahlaki değil de etik ilkelerden; etik değil de ahlaki davranış biçiminden söz edilebilir.

Yani etik, bir kişinin belli bir durumda ifade etmek istediği değerler ile ilgili iken; ahlak bunu yaşama geçirme biçimi olarak kabul görmektedir. Etik, her şeyden önce istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır (Karaköse ve Özkanan; 2010: 302).

Etik; bireysel yaşamın anlamı, ahlakın toplumdaki işlev, bireyin toplum ile ilişkisi, toplumsal yaşamın normları ve değerlerini inceler, bu konularda soyut ve ideal görüşler bildirir. Ahlak ise etiğin günlük yaşama yansıyan kurallar demetidir. Ahlak, davranışların ahlaki yapısını inceler; etik ise davranışların nedenleri ile ilgilenir. Etik, ahlak kurallarından daha özel ve felsefidir. Her iki kavramın ortak özelliği ise, bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen davranış kuralları olmalarıdır (Karaköse ve Özkanan; 2010: 303).

Dikkat!

Etik ve ahlak kavramlarının ortak özelliği bireyler arasındaki ilişkileri düzenlemeleridir.

Türk Dil Kurumu sözlüğünde törebilimi ve ahlak bilimi olarak ifade edilen etik hem çeşitli ahlakları inceleyen hem de kendisi bir ahlak olan ve ya ahlak önererek fiili değerleri içine alan aynı disiplin konularını ifade etmektedir. Ansiklopedik olarak ise, insanlar arasında yer alan değerleri, ahlaki bakımdan iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olanın niteliğini ve temellerini araştıran felsefe dalı olarak tanımlanmaktadır (Çakırel ve Diğ.;

2010:315).

Etik, ahlak ilkeleri ışığında, doğru davranışı inceler. Hangi değerlerin benimseneceği, bir diğer kimseye nasıl davranılacağı ya da kişinin diğerlerine olan sorumlulukları karakter ya da "etik" meselesidir (Çakırel ve Diğ.; 2010:315).

Ahlak kavramı, gelenek, adet, alışkanlıklar içerisinde yapılması ya da uyulması toplumca arzu edilen ve beğenilen hareketlerden çok daha fazla yaptırım gücü olan, uyulmadığı ya da uygulanmadığı zaman toplum tarafından, sosyal olarak cezalandırılan davranışlar ya da normlardır. Etik, bulunduğu yer ve geleneğe göre değil, bulunduğu yer ve

(18)

geleneğin şartları altında, uygun karar alma ve davranış tarzında bulunmaktır. Böylece etik, toplumda yaygın olan moral değerlerden daha özel daha bireysel daha felsefidir (Keskin ve Marşap; 2010:338-339).

Dikkat!

Etik, ahlak öğretisi; ahlaki yaşama ve yasaları, biçimleri ve ilkeleri araştıran bilim dalıdır.

Etik, iyi olanı değil, bir şeyin iyi olduğu hükmüne nasıl varıldığını söyler.

Etik ahlak üretmez, ahlak üzerine konuşur. Ahlaki yargılar ve ahlaki yargılara ilişkin önermeler, farklı dil ve nesne, düzeylerinde ikili bir durumu yansıtır. Etiğin oluşu (nedensellik) amacı (ereklil) ve görünümü (fenomenlik) doğaya, bireye, topluma veya metafiziğe/ dine, ya da bu boyutların bir karışımına bağlanabilir.

Her şeyi hemen ahlaki açıdan yargılamayıp, ahlaki olanın esasen ne olduğunu, ahlaki eylemin bir anlamı olup olmadığını, böylesi bir eylemi nasıl temellendirip açıklayabileceğini soran etik yapmaya başlar. Ahlak, bir kurallar sistemidir ve ahlakiliğin özünde, bireyin bu kurallara karşı duyduğu saygı vardır.

İnsan aklı ve iradesi ile diğer canlılardan ayrılır. Akıl insanı bilgiye, bilgi de ahlak ve sevgiye götürür. Bilen kişi, gerçek değerin insan olduğunu anlar ve ona ihanet etmekten korkar. Bilen kişi ahlaka kolay ulaşır. Etik ise insan haklarına saygının gerçek güvencesidir.

(Tengilimoğlu ve Tutar; 2003: 345).

Dikkat!

Etik değerler evrenseldir.

1.1.6. Ahlaki Değerler

İş yaşamında ahlakın rolü, ahlaki amaçların gereksinimler dahil diğer gereksinimlerle ilişkili olmaktadır. İlgili ahlaki değerlerin desteği olmaksızın iş ahlakı ayakta kalamaz. Hem ahlaki değerler, hem de ekonomik değerler uyum için insan gereksinimlerini temel alır. Her iki değer de birbiriyle işbirliği içinde olup birbirine temel teşkil etmektedir (Tengilimoğlu ve Tutar; 2003:343).

İşletmelerin hem çalışanlarına hem müşterilerine hem toplumun tümüne hem de içinde yer aldıkları doğal çevreye karşı sorumlulukları vardır. İşte bu sorumlulukların nasıl algılandığı örgüt kültürü ile ilgilidir.

(19)

Dikkat!

Bir işletmenin örgüt kültürü o işletmenin ahlaki yapısını da kapsamaktadır.

Çalışma ahlakı (work ethic) ise iş ahlakının (business ethics) içinde yer alan daha dar kapsamlı bir kavramdır. Çalışma ahlakı dendiğinde bir kültürde işe karşı geliştirilen tutum ve davranışlar anlaşılır. Örneğin; bireyci bir ulusal kültürün etkisine açık bir örgüt kültüründe, bireysel kararların grup kararlarına tercih edileceğini tahmin etmek güç olmayacaktır (Güney; 2001:179).

Ahlak ve iş yaşamı konusundaki tartışmaların bir tehdit veya zayıflık olarak değil, günümüz endüstrilerinin mükemmellik ve kaliteye ulaşma çabalarının doğal bir uzantısı şeklinde algılanması, iyi ahlakın iyi işle özdeş olduğunun fark edilmesi ve bu konudaki toplumsal baskıların artması, ülkelerin ve işletmelerin ahlaki değerlere daha fazla önem vermesini zorunlu kılmıştır. Ahlak nihayetinde bir güven meselesidir. Sistemin, hem bireyler hem de organizasyonlar arasında karşılıklı güvene ve birbirlerinin çıkarlarına saygı göstermesi gerçeğine dayanması gerekir (Tengilimoğlu ve Tutar; 2003: 343).

Dikkat!

İyi ahlak, iyi işle özdeştir.

Ahlakçı davranış kalıbı içinde yer alan "çalışan" ise etik oluşumuna katkı sağlayacaktır.

Ahlakçı çalışanın temel davranışları şöyle sıralanmıştır:

Ahlak ve yasa dışı işler yapmaz, yapılmasına karşı çıkar, yapanları affetmez.

İşini en iyi biçimde yapar. Yapanları destekler.

Çıkarcıların fark edilmesi için çalışmayı ödüllendirir. Dürüstlüğü savunur, bürokratik oyunları önlemeye çalışır.

Açık ve dürüst iletişim kurar,

Üstlerinin verdiği yasa ve ahlak dışı emirlere direnir.

Kamu yönetiminin halka hizmet için var olduğu bilinciyle hareket eder.

İmkânlarını, toplum yararı ve birey özgürlüğünü dikkate alarak kurum amaçları doğrultusunda kullanır. (Kırel; 2000:51).

(20)

Okuma Parçası: Etik Karar Verme ve Bayer

Bir kimyasal üretici olan Bayer, etik karar verme düşüncesinden daha fazla yararlanması gereken güçlü bir firmadır. Bu firma, okur yazar olmayan Perulu tarım toplumlarına oldukça öldürücü bir böcek ilacı pazarladığı zaman ciddi zararlara sebep olmuştur. Bayer'in beyaz toz kimyasalı paketlemesi, İspanyolca etiketi okuyamayan ve hedef piyasası olan And Dağlarındaki küçük çiftçilere bu maddenin zehirliliği hakkında ya çok az uyarıda bulunmuş ya da hiç uyarıda bulunmamıştır. Bu pazarlama kararı ile Bayer karını artırmasına rağmen, tozlandırılmış süte benzeyen böcek ilacını kazayla yedikten sonra 24 çocuk hayatını kaybetmiştir.

Kaynak: Broume, Meyer ve Williamson; 2004:11.

1.1.7. Ahlaki Gelişim Süreci

Ahlak statik değildir. İnsan tecrübesi ile gelişen dinamik bir araçtır.

Durant Drake

Bir toplumda düzenin sağlanabilmesi için insanların belli kurallara uygun davranması gerekir. Bu kuralların bir bölümü ahlak kurallarıdır. Görenek, gelenek, töre ve adetler ahlakın bir bölümünü oluştururlar. Ahlak kuralları, değişen toplumsal koşullar karşısında esnektir ve daha kolay değişebilme özelliğine sahiptir. Ahlak; insanların birbirleriyle veya devletle olan ilişkilerinde kendilerinden yapmaları istenen davranışlarla toplum düzenini sağlayan bir kurallar ve normlar bütünüdür, yani toplumsal bir olgudur.

Ahlak, kişi vicdanının belirli hareketleri "doğru" ve "iyi" olarak nitelendirmesidir.

Toplum içinde de ahlak kişilerin benimsedikleri ve uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri veya kurallar bütünüdür. Ahlak en iyi yaşama şeklinin ne olduğunu saptamaya çalışır.

Toplumsal yaşamda bazı hareketlerin ve düşüncelerin iyi bazılarının da kötü olduğunu ifade eder.

Bir toplum ahlak ve hukuk içinde olmadığı zaman, vatandaşlar kendilerini bir çıkmaz içinde bulurlar. İnsanlar ya ahlaki değer yargılarını veya hukuka olan saygılarını yitirirler.

Frederic Bastiat

(21)

Ahlakla benzerlik gösteren bilimlerden biri de hukuktur. Hukuk; yazılı emir ve yasaklardır. Ahlak ise yazılı emredici özelliği olmayan, toplum tarafından kabul görmüş kurallar bütünüdür. Ahlaki değerlerden yoksun bir hukuk düşünülemeyeceği gibi, ahlaki değerler ile çatışan bir hukuk da işlevsel olmaktan uzaklaşır.

Ahlak, bir insan topluluğunun asgari düzeydeki ortak paydasını oluşturur. Her zaman ortaklaşa sahiplenilmesi gerekir.

Dikkat!

Ahlak herkesin onayını almış, uzlaşılmış bir çerçevedir. Kimse kendini bu çerçevenin dışında tanımlamaya kalkamaz.

Ahlak ve hukuk kuralları arasındaki fark, ahlak kurallarının dağınık, örgütlenmemiş nitelik taşımasına karşılık, hukuk kurallarının toplu, örgütlenmiş ve sistemli olmasıdır. Ahlak ve hukuk kuralları arasında yaptırım farkı da vardır. Ahlakın asıl yaptırımı vicdan olmasına karşılık, hukukun devletin gücü ile uygulanan maddi zorlayıcı yaptırımları vardır. Ahlak bir insan topluluğunun asgari düzeydeki ortak paydaşım oluşturur. Ahlak herkesin onayını almış, uzlaşılmış bir çerçevedir. Kimse kendini bu çerçevenin dışında tanımlamaya kalkamaz.

Etik kavramı, eski çağlardan itibaren üzerinde düşünülüp tartışılan bir felsefe disiplini olmuştur. Sokrates'in ahlak öğretisi; "İnsanın temel amacı erdeme ulaşmak olmalıdır. Erdem ancak bilgelikle mümkündür." olarak ifade edilir. Protagoras'a göre ise "Her şeyin ölçüsü insandır. Genel geçerliliğe sahip doğrular yoktur. Doğrular ve yanlışlar insandan insana değişir."

Günümüzdeki sosyal ve iş yaşamı içerisinde en çok şikâyet edilen davranış biçiminin ahlaki temellerini bir bütün halinde en iyi ifade eden Machiavelli'dir. Onun ahlak anlayışı

"Amaca ulaşmak için her araç meşrudur" olarak özetlenebilir

(http://cygm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramIari/mesleki- gelişim / modüller / meslek_etigi.pdf).

Sanayi devriminden sonra Orta Çağ'larda loncalar tarafından geliştirilmiş bulunan iş ve meslek ahlakı ilkeleri çözülmüş, kitle üretimi, hem toplumsal ilişkilerdeki dengeyi, hem de doğal dengeyi alt üst etmiştir. Yirminci yüzyıl sona erdiğinde, artık iş faaliyetlerinin topluma ve doğaya en az zarar verecek özellikte olması konusunda sanayileşmiş ülkelerde bir kamuoyu oluşmuş ve iş ahlakı dersleri işletme okullarının müfredatlarına girmiştir. Emile Durkheim'in dediği gibi, “bir toplumsal kurum, bir ahlak disiplini olmadan yaşayamaz." Aksi halde, ortada ancak birbiriyle çakışan çıkarlar kalacaktır (Tengilimoğlu ve Tutar; 2003:344).

(22)

Dikkat!

Bir toplumsal kurum, bir ahlak disiplini olmadan yaşayamaz.

Çocukluktan başlayarak ahlak basamaklarının gelişmesi üzerine ayrıntılı çalışmalar yapan Psikolog Kohlberg'e göre ahlak, insanlarda üç düzeyde gelişir (Sökmen; 2003: 41-42):

1. Düzey: Gelenek Öncesi Dönem

-Bağımlı Evre: Bu evrede doğru kural ve otoriteye körü körüne bağımlılık vardır. Temel amaç, cezadan ve maddi zarardan kaçınmaktır.

-Bireycilik ve Çıkara Dayalı İlişki Evresi: Bu evrede doğru, bireyin ve çevresindekilerin gereksinimlerini karşılamak ve somut değişime dayalı adil alışverişler yapmaktır. Çocuklar, sevilmek ve takdir edilmek için kurallara uyum gösterirler. Çocukların büyük bölümünün on yaşında bu dönemi geride bırakmaları beklenir.

2. Düzey: Geleneksel Düzey

-Karşılıklı Kişilerarası Beklentiler, Bağlılık ve Kişilerarası Uyum Evresi: Bu evrede doğru,

"iyi olmak", başkaları ve onların duyguları ile ilgilenmek, sadık ve güvenilir olmak, beklentiler ve kurallar doğrultusunda davranmaktır. Çatışmalardan mümkün olan ölçüde kaçınılır.

-Otoriteye Yönelik Evre (Sosyal Vicdan Evresi): Kanun önünde suçlu olmamak ve toplum tarafından dışlanmamak için kurallara ve yasalara uyulur. Bu evrede doğru, bireyin toplum içinde, toplum düzenini korumak için toplumun ve grubun refahı doğrultusunda davranmasıdır.

- 3cü Düzeye Geçiş Evresi: Bu düzeyin içeriği, bireyin farklı toplumsal ölçütlerden haberdar olması ve zorunluluğun vicdana yönelik olmasıdır. Kişisel ahlaki değerler ve vicdan, içselleştirilmiş toplum ölçütleridir.

3. Düzey: Gelenek Ötesi ve İlkelere Dayalı Düzey

-Toplumsal Anlaşma, Yararlılık ve Bireysel Haklar Evresi: Bu evrede doğru, toplumun temel hak, değer ve hukuki anlaşmalarını somut kurallar ve grubun kanunları ile çeliştiği durumlarda bile korumaktadır.

-Evrensel Ahlaki İlkeler Evresi: Bütün insanlığın uyması gereken evrensel ahlaki ilkeler vardır.

Bu evre, bireysel seçilmiş ahlaki ilkelerle yönetilir. Özel yasa ve toplumsal anlaşmalar bu tür nitelikler taşıdıkları için geçerlidirler. Bu ilkeler, insan haklarına, bireylere ve insan onuruna saygılı davranılmasını gerektirir.

(23)

1.1.8. Etik Kuralları

MÖ 4. yüzyılda zamanın en büyük filozofu olan Aristoteles iyi, erdem, özgürlük, mutluluk gibi sözcükleri kavram yapısına kavuşturduğu için etiğin kurucusu sayılır. Etik, ahlak fenomeni üzerine derinliğine düşünme, yani felsefe yapmadır. Birtakım kuralları normları

"normatif etik" ortaya koyar. İyi davranışlarda bulunabilmek iyi işler yapabilmek için eylemlerimizi uydurduğumuz kurallara da "pratik (uygulamalı) etik" denilmektedir. Etiğin kaynağını ve temelini araştıran da "teorik (kuramsal) etik"tir. Pratik ve teorik etik karşılıklı etkilerle birbirine bağlı olduğundan bir bütün olarak ele almak doğrudur.

Buna karşılık iyi/kötü, kişilere, toplumlara ve çağlara göre değişmektedir. Bir eylem değerlendirilirken ilk basamak, onun ahlaki değerlerle çelişip çelişmediğidir. Etik, toplumun bakış açısını dikkate alarak bireylerin uygun olmayan davranışlarını belirler. Etik ilkeler yıllarca süren tartışmalar sonunda ortaya çıkar. Yasal düzenlemeler genellikle etik tartışmalardan sonra gerçekleşir. Yani belli konuya ilişkin etik tartışmalar başlayıp, dikkatler bu konu üzerinde odaklaştıktan sonra, etik sorunlara yol açan konuların çözümünü sağlayan yasalar düzenlenir.

Toplumsal yaşam içerisinde kişilerin topluma, toplumun da kişilere karşı uyması gereken ahlaki kurallar şunlardır: Toplumun bütün üyelerine saygılı olmak, farklı kültürlere ve düşüncelere karşı hoşgörü, kişilerin eşitliğinin kabul edilmesi, kaynakların adil olarak dağıtılması vb. (http://cygm.meb.gov.tr).

Ortak Etik Kurallar:

Başkasının hakkını yememe

Karşısındakinin güç durumundan yararlanmama

Acısı olanın acısını paylaşma

Dayanışma

Bireylerin eşitliğinin kabul edilmesi

 Kaynakların adil dağıtılması

 Mükemmeliyeti arama vb.

Doğruluk, dürüstlük

 Güvenilir olma

 Sadakat

(24)

 Adalet

Başkalarına yardım etme

Başkalarına saygı gösterme

 Vatandaşlık sorumluluğuna sahip olma

 Yalan söylememe

Etik kurallar (code of ethics), iyi davranışta bulunma ve kötü davranıştan kaçınma konusunda tüm işgörenlere rehberlik ederler; işletmeye olan güveni artırırlar ve yönetsel standartlarını yüceltirler. Etik kurallar, halkla işletme arasındaki özel ilişkiyi sağlamada önemli bir rol üstlenirler ve örgüt genelindeki ahlaki standartların özel hayattan daha yüksek olmasını sağlarlar. Etik kurallar, örgütlerdeki ahlak dışı davranışların cezalandırılması için de rehberlik görevi yaparlar (Sökmen; 2003:89).

Dikkat!

Etik kurallar kötü davranıştan kaçınma konusunda tüm işgörenlere rehberlik ederler ve örgütlerdeki ahlak dışı davranışların cezalandırılması içinde rehberlik yaparlar.

Etik kurallar, yazılı veya yazılmamış genel ya da özel biçimde sınıflandırılabilir.

Uygulamaya daha yatkın olan yazılı kurallar meslek örgütleri ya da işletmeler tarafından kamuya duyurulabilir. Etik kurallar yüksek bir amaca ulaşmayı esas alan ideal bir yapıda olabileceği gibi, bunun tersi olarak zorlayıcı ve yasaya tam bağlılık özellikleri de taşıyabilir.

Altın kurallar olarak işletme panolarına asılabilir ve gerek eğitimin gerekse operasyonun bir parçası olarak sürekli kullanılabilir (Sökmen; 2003: 89).

Etik kuralların hazırlanma aşamasında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır; Bunlardan birincisi; dürüstlüğü ve ahlaki sorumluluğu tanımlamaya girişen standartların toplum tarafından genel kabul görmüş standartlarla açıkça çelişmemesi gerekir.

Diğer bir ifadeyle örgüt etiği, değişen ekonomik ve toplumsal şartlarla birlikte hızla değişen ulusal çevre etiğiyle uyumlu olmalıdır. Oluşturulacak etik standartların toplumun büyük kesimi tarafından benimsenmesi, yozlaşmanın önlenmesinde kritik öneme sahiptir (Sökmen; 2003:

90).

Dikkat!

Örgüt etiği, değişen ekonomik ve toplumsal şartlarla birlikte hızla değişen ulusal çevre etiğiyle uyumlu olmalıdır.

(25)

İkinci nokta, belirlenecek standartların açık bir dille ve anlaşılır biçimde ifade edilmesi ve mümkün olduğu kadar örneklerle açıklanmasıdır. Tanımlanan eylem ve davranışlar, herkesin anlayacağı biçimde açık ve basit terimlerle ifade edilmeli, karşılaşılan etik ikilemi çözme amacıyla oluşturulan standartlar yeni ikilemlere yol açmamalıdır.

Üçüncü nokta, belirlenecek standartların dağınık, aşırı kısıtlayıcı olmaması ve birbiriyle çelişmemesidir. Eğer böyle olursa, yöneticini kafası karışabilir ve standartlardan elde edilmek istenen sonuca ulaşmak mümkün olmayabilir.

Dördüncü nokta, belirlenecek standartların makul olması ve başarılabilmesi mümkün olamayacağından yüksek davranış standartlarının belirlenmesi, etiğe dayalı bir yönetim anlayışının gerçekleşmesi yerine etik değerlerin ulaşılması güç bir ideal olarak görülmesine hatta önemsenmemesine yol açabilir.

Turkcell Ortak Değerleri ve îş Etiği Kuralları el kitabında yayınlanmış olan etik kurallar aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.

Okuma Parçası: Çıkar Çatışması Durumlarının Önlenmesi

Bir Turkcell çalışanının, onun ailesinin veya bir yakınının, çalışanın şirket içerisindeki pozisyonundan faydalanarak şahsi menfaat sağlaması; vereceği iş kararlarından veya sahip olduğu gizli bilgilerden fayda sağlayabilecek kişi ya da organizasyonlarla yakın ilişki içine girmesi yasaktır. Görevleri esnasında çalışanlar şirket yararını korumaya özen gösterir, kendilerine veya yakınlarına çıkar sağlama anlamına gelebilecek her türlü eylem ve davranıştan kaçınırlar.

Çıkar çatışması durumu çalışanın özel çıkarları ile Turkcell'in çıkarlarının çatışması halinde ya da ihtimalinde oluşur. Çalışanın pozisyonundan dolayı uygun olmayan kişisel menfaatler elde etmesi durumu da bir çıkar çatışması durumudur.

Kurumsal Yönetim takımı dahil, hiçbir çalışan, şirket operasyonlarından şahsen, aile üyeleri veya herhangi bir yakını lehine yarar sağlayamaz; şirket mülklerini, bilgilerini ve pozisyonlarını şahsi çıkarları için kullanamaz, şirket ile rekabete giremez.

Turkcell çalışanları iş yaptığı iş sebebiyle ilişkide olduğu çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlardan ve sadece şirket içinde belirlenmiş kurallar çerçevesinde hediye alır/verir.

(26)

Şirket Varlıklarının Korunması ve Doğru Kullanımı

Çalışanlarımız şirket varlıklarını korumalı ve verimli kullanılmalarını sağlamalıdır. Şirketin bütün varlıkları, sadece iş amaçlı kullanılmalıdır.

Bilgi, en kritik varlık kategorilerimizden biridir. Bilgi varlıklarının arz ettikleri önem, değer ve hassasiyete uygun korunmalarını sağlamak amacıyla, tüm çalışanlarınıız kurum içi intranet sayfasında yayımlanan Turkcell Bilgi Güvenliği politika ve prosedürlerine uygun hareket etmekle yükümlüdür.

Kamuyu Aydınlatma Esasları

Yatırımcılar, finansal analistler, basın mensupları ve benzeri kesimlerle yapılacak tüm görüşmeler şirketin belirlediği "Bilgilendirme Politikası" çerçevesinde yapılır.

Görev verilen bölümler dışında hiç bir çalışan Turkcell'i, temsilen sözlü ya da yazılı açıklamada bulunamaz.

Yasa, Kural ve Yönetmeliklere Uyum

Çalışanlarınıız tüm yasa, kural ve yönetmeliklere uygun hareket etmekle yükümlüdürler.

Çalışma Prensipleri

Turkcell, çalışanlarına sağlıklı, güvenli ve verimli bir çalışma ortamı sunmayı amaçlamaktadır. Turkcell çalışanlarının:

Çalışma ortamının verimliliğini ve güvenini bozan davranış, saldırgan tutum, tehditkar konuşma ve davranış biçimleri; taciz ve rahatsız etme; ticari, politik ve dini amaçlı tanıtım yapması kabul edilemez.

Görevlerini yerine getirirken hazırladıkları resmî evrak üzerinde tahribat yapmaları kabul edilemez. Çalışanlar resmî evrakın hazırlanmasında ilgili makamın belirttiği zaman ve diğer kısıtlamalara uymakla yükümlüdürler..

Turkcell Turkcell Ortak Değerleri ve İş Etiği Kuralları kurum içi intranet sayfasında yayınlanmaktadır. İşe yeni başlayan her Turkcell çalışanına Oryantasyon programı aracılığı ile aktarılır ve çalışana bu kuralların iş akdinin ayrılmaz bir parçası sayılacağı hususunun anlaşıldığına dair bir taahhütname imzalatılır.

Etik Kurallar Etik Komite tarafından tanımlanır, güncellenir ve yayınlanır.

Açıklama Notu

"2002 tarihli Sarbanes-Oxley Yasası (Sarbanes-Oxley) 406. maddesi ile ABD Sermaye Piyasaları Kurulu "SEC" kuralları, SEC'e bildirim yükümlülüğü olan şirketlerin Genel

(27)

Müdür dahil üst düzey yöneticilerine uygulanan yazılı etik kurallar benimseyip benimsemediklerine dair açıklama yapmalarını talep etmektedir. Aşağıdaki kurallar bu hükümler doğrultusunda Turkcell tarafından kabul edilmiş olup Şirketin üst düzey yöneticileri ile finanstan sorumlu üst düzey yöneticilerine uygulanmaktadır."

Kurumsal Yönetimde şirket genel müdürü, Finanstan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ile diğer Genel Müdür Yardımcıları ve Finans Bölüm Yöneticileri önemli roller üstlenmektedirler. Şirkete uygulanan ilgili mevzuat, yasa ve düzenlemeler uyarınca Turkcell aşağıdaki etik kuralları kabul etmiştir.

Bu etik kurallar caydırıcı etkiye sahip olmak ve üst düzey yöneticilerin benimsemesi ve savunması beklenen ilkeler koymak amacına yöneliktir. Şirketin yayımladığı/yayımlayacağı diğer uygun politikaları, davranış kuralları ile rehberleri tamamlayıcı nitelik taşımaktadır.

Bu etik kurallara yapılacak her türlü değişiklik ve üst düzey yöneticilerin açık veya açık olmayan istisna durumları, yürürlükteki mevzuat, yasa ve düzenlemeler gereğince bu web sayfasından açıklanacaktır. Açık istisna durumu, bu etik kuralların hükümlerinden önemli şekilde ayrılmak ve açık olmayan istisna durumu ise şirketin üst düzey yöneticisinin kendisince öğrenilmiş bu etik kurallardan önemli şekilde ayrılma haline karşı makul bir süre içinde önlem almaması olarak tanımlanmaktadır.

Turkcell Yönetim Kurulu

Turkcell Genel Müdürünün, Finanstan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ile diğer Genel Müdür Yardımcıları ve Finans Bölüm Yöneticilerinin:

Kişisel ilişkileri veya mali veya ticari menfaatleri ve Turkcell'e karşı sorumlulukları arasında doğan veya doğabilecek menfaat çatışmalarını etik bir şekilde değerlendirmek dahil olmak üzere dürüst ve güvenilir davranacaklarını,

Kamuya açıklanan veya şirketin kayıtlı olduğu sermaye piyasaları düzenleyicilerine gönderilen tüm raporlar ve belgelerde tam, adil, doğru, zamanında ve anlaşılır açıklamalar yapacaklarını,

• Turkcell’in kendisinin ve hissedarları ile ilişkilerinde bağlı olduğu tüm yasalar, yönetmelikler ve kurallara uygun davranacaklarını,

• Bu etik kuralların sadece lafzına değil ruhuna uygun hareket etmeyi temin edeceklerini ve Turkcell'in tüm faaliyetlerinde yasalara ve Turkcell politikalarına uygunluğun temelini oluşturacağı bir iş kültürünü oluşturmaya gayret edeceklerini, beyan eder.

Yönetim Yönetim Kurulu dahilindeki Denetim Komitesi, Genel Müdür, Finanstan sorumlu

(28)

Genel Müdür Yardımcısı ile diğer Genel Müdür Yardımcıları ve Finans Bölüm Yöneticileri tarafından kendisine bildirilen bilinen veya kuşkulanılan ihlalleri inceleyerek bu etik kuralları somut durumlara uygular. Denetim Komitesi kendisine bildirilen ihlalleri soruşturmak için gerekli tüm tedbirleri alır. İhlalin sabit olduğu durumda Yönetim Kurulu uygun gördüğü disiplin cezalarını alır (veya alınmasına izin verir). Bunlar, ciddi ihlal hallerinde işten çıkarma veya adli makamlar nezdinde dava açmayı da içerebilir.

Kaynak: http://imvw.turkcell.com.tr

1.1.9. Etik Toplum İlişkisi

Hiçbir ulus yoktur ki etik esaslara dayanmadan yükselebilsin.

M. Kemal Atatürk

Etik davranışlar ve ahlak aile ve yakın çevreden öğrenilir. Hepimizin bildiği gibi aile toplumun temelidir. Aile içerisinde davranış biçimleri ile teorik ahlak öğretisini uyumlu ise kişinin ahlaki gelişimi olumlu yönde olur.

Değerlerimiz ve dolayısıyla doğru ve yanlış kavramlarınıız ailemizin ve çevremizin değerlerinden oldukça etkilenir. Bir tarım toplumunda yetişen bir kişi şehir ortamında yetişen kişiden farklı değerlere sahip olacaktır. Yine babası bankacı olan bir kişinin değerleri, demiryolunda işçi olan bir babaya sahip kişinin değerlerinden farklı olacaktır. Yargılama yapmaksızın bu farklılıkla kabul edilmelidir (Kırel; 2000:45-46).

Herkes ahlaklı olmayınca, hiç kimse tümüyle ahlaklı olamaz.

Herbert Spencer

Toplumu kişiler oluşturduğuna göre tek tek bireylerin ahlaki gelişimlerinin ortalaması toplum ahlakını oluşturur. İşte bu nedenle bazı toplumlarda ahlaki olarak iyi sayılabilecek davranış biçimleri başka toplumlarda kötü olarak nitelenebilir. Özellikle doğru ve yanlış olanın ne olduğu konusundaki algılamalar, dini ve kültürel çevreye göre farklılıklar gösterir. Bir kültürde etiksel olarak algılanan olgu, diğer bir kültürde etiksel olmayabilmektedir. Doğru ve yanlışın algılanmasındaki bu farklılıklar bizi "etiksel relativizm kuramı"na getirmektedir. Bir tarafta evrensel etik standartlarının var olduğu görüşü, diğer tarafta etiksel ilkelerin toplumsal,

(29)

geleneksel, içinde bulunulan durumun özel koşulları veya karar alıcının fikirleri çerçevesinde oluştuğu görüşü (relativizm), iki karşıt görüş olarak ortaya çıkmaktadır (Ural; 2003:5).

Dikkat!

Bir kültürde etiksel olarak algılanan olgu, diğer bir kültürde etik ilkelerine aykırı bulunabilir.

Toplumsal yaşam içinde herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe genişleyen ortak bir değerler sistemine ihtiyaç vardır. Toplumsal yaşama temel oluşturan bu etik değerlere kimse karşı çıkamaz. Örneğin; dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahtekarlığı kimse öneremez.

Sadakat yerine ihaneti, adalet yerine haksızlığı kimse değerli göremez. Fakat gerçek adaletin, sadakatin, dürüstlüğün ne olduğu sürekli bir tartışma konusudur. İnsanlar en uygunsuz davranışlarını bile ahlaki şuurlar içinde göstermeye çalışırlar. Bir davranış değerlendirilirken onun ahlaki değerlerle çelişip çelişmediği önemlidir. Sonuçta bir insandan beklenen öncelikle onun etik kurallara uymasıdır.

Etik değerlere ve kurallara uymak uzun vadede toplumun her kesimine yarar sağlayacaktır. Etik kuralların benimsendiği toplumlarda sistemi, ilişkileri, kurumları ve işleyişini hukuk ve yasalardan çok etik ilkeler düzenlemektedir. Bu nedenle gelişmiş toplumlarda hukuki yaptırımlar yanında etik kurallara uymamaktan kaynaklanan tepkiler önem taşımaktadır. Öte yandan bu tür ilkelerin önemsenmemesinin vereceği zarar kurumlar ile sınırlı olmayıp işletme çevresine ve topluma etki etmektedir. Etik ilkelere bağlılığın sağlayacağı bireysel yararların toplumsal yararlar ile bağdaştırılması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır (Aşçıgil; 2001: 46-47).

İyi ahlak için iyi yasalar gereklidir. Yasalar da iyi ahlak olmadan korunamaz.

Niccolo Machiavelli

Toplumsal yaşamın diğer kuralları, örneğin; yasalar uyulması zorunlu kurallardır.

Toplum gerçekte sosyal kurumlar ve sosyal ilişkilerden meydana gelen bir ağ olarak düşünülebilir. Dolayısı ile toplumu oluşturan, toplumda insan ilişkilerini düzenleyen ana unsurlar; norm, kültür, değer, hukuk, ahlak, etik ve din olarak belirtilebilir.

Etik eğitimi ile eleştiren, haksızlığa karşı çıkabilen kendini ve yaşamı sorgulayabilen adaletli davranan, ayrımcılık yapmayan, kişisel değil toplumsal yararı gözeten özerk bireylerin ortaya çıkması sağlanabilecektir. Etik eğitimi sonucu kazandırılması beklenen tutumlar

Referanslar

Benzer Belgeler

Kur’an, insanın yaratılış özelliği ile uygun bir hayat sürmesi ve ahlâkî (yaratılış özelliğine uygun) bir çizgide olması için aklî, tecrübî,

Not: Sadece 1 e ve kendine bölünebilen sayılara asal sayı denir.Bir n sayısının asal sayı olup olmadığını denetlemek için, 2 den n-1 e kadar sayıların n nin böleni

Gözde temel olarak üç resim oluşumu (işlenmesi) olur. Birinci resim reseptör hücrelerince oluşturulur. İkinici resim bipolar hücrelerince, üçünçü resim ise

Glikozun hücre membranından geçişi kolaylaştırılmış transport ile olmaktadır(GLUT). Suyun difüzyonunda da aquaporin adındaki suya özel taşıma kanalları görev

Kaya malzemesi ve kaya kütlesinin fiziksel ve mekanik özelliklerinin tayini, arazide kaya kütlesine etkiyen gerilmelerin belirlenmesi, kaya ve kaya kütlesinin deformasyon

Familya Nepidae (Su akrepleri): Durgun ve yavaş akan suları diplerinde yaşarlar. abdomen segmentinin bir kısmından meydana gelmiş iki parçalı ince soluk borusu bu

Sözcük anlamı 'başkan, şef olan ’princeps’, ’primus’ (ilk, birinci) kökünden gelmekte olup, burada, yurttaşların ilki, bir numaralısı anlamındadır.

Birçok virüsün inokule edilen yaprağın dışına bulaşması 2-5 gün alır. Ancak floeme ulaştıktan sonra bitkinin uç noktalarına yani meristem ile besin depo bölgelerine yumru