• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Cami Sempôzyumu (Sosyo-Kültürel Açıdan)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Uluslararası Cami Sempôzyumu (Sosyo-Kültürel Açıdan)"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Uluslararası

Cami Sempôzyumu

(Sosyo-Kültürel Açıdan)

08-09 Ekim 2()18 MALATYA

BİLDİ.RİL~R KİTABI

II. CİLT .. ·

Yayma

Hazırlayan

Prof. Dr. Fikret KARAMAN

G.,.,@ @ .INONO

~ Iİij ~. - '

üNIVERSITeSI

~

liJ ffJ

X AYlNEVI .

(2)

ooo r:rırı ~

i.l!Jb

YAYlNM

İnönü Üniversitesi (İlahiyat Fakültesi)

İnönü Üniversitesi Yayınları No: 40

İnönü Üniversitesi İlahiy3:t Fakültesi Yayınları No: 3

. Sertifika No 26607

Yayına Hazırlayan

Prof. Dr. Fikret KARAMAN

Talom Numarası

978-975-8573-80-6 (Tk)

ISBN . 978-975-8573-79-0

ı. Baskı Aralık 2018 Ankara 1.000 Adet

Editörler Prof. Dr. Fikret KARAMAN Dr. Öğr. Üyesi Emine GÜZEL Dr. Öğr. Üyesi Fetbullah ZENGİN

Arş. Gör. Ömer·TOZAL

B as ki

TDVI

T.U'IN~·r.c:.~

LJİJ

Serhat :t-.·Iah. 1256 Sokak No: ll Yenimahalle/ At"lKARA Tel: 0312 354 91 31 (pbx) Faks: 0312 354 91 32 e-posta: bilgi@tdv.coın.tr

Açıklama: Bu eserde yer alan tebliğ metinlerinin tüm sorumluluğu,

yazarlilnn~ aittir.

(3)

CAMi TEFRiŞATINDA ESTIETİK SORUNLAR

Fatih ÖZKAFA ı

Özet: islam dininin ibadethanesi olan cami, bu dinin mimari, tezyini ve es- tetik anlayışını yansıtan mekanların başında yer alır. Bu yönüyle cami, müs- lümanın hayata bakışın ı, vizyonunu ve medeniyet seviyesini de görünür kı­

lar. Mimari bakımdan yeterince sağlam, ahenkli, kullanışlı, mehabetli, sade veya gösterişli olması kadar; caminin içmimari ve dekoratif anlamda da belli bir program dahilinde ele alınması gerekir. Dışarıdan bakıldığında etkileyici olan bir yapının içine girildiğinde ~üzelliği ile insanı yine cezbetmesi bekle- nir. Mimarideki azarnet hissinin, genel alıengin ve gözü okşayan nispetlerin oluşttırduğu huzur atmosferi, iç mekandaki rahatsız edici detaylarla herta- raf edilmemelidir. Bunun için, cami içmimarisi ve dekorasyonu, profesyonel bir destekle yeniden gözden geçirilmelidir. Sadece yeni yapılan camiierin

değil, tarihi camiierin bile çoğunda maalesef tefrişatla ilgili estetik sorunlar sözkonusudur. Camilerdeki renk tercihleri, kalemişle ri, muhtelif techizatın konumlandırılması, montaj ı, çoğu zaman rahatsız edici boyutlardadır. Halı­

lar, minher perdeleri, kürsü müştemilatı, kitaplıklaı; rahleler, ayakkabılık­

lar, elektrik ve hoparlör tesisatı, aydınlatma elemanları, saatler, klimalar vs.

pek çok unsur, estetik bakımdan oldukça problemli durumdadır. 'camilere peyderpey eklenen bu gibi fonksiyonel veya dekoratif elemanlar, profesyo- nel destek alınarak değil, genellikle cami görevlilerinin veya dernek yöne·

ticilerinin iyiniyetli inisiyatifleriyle ibadethanelerdeki yerini almaktadır.

Bu gibi estetik problemierin ekonomik sebepleri olmakla birlikte "cami içmimarisi" alanında akademik bir disiplinin henüz gelişmemiş olması, dini alanda eleştiri kültürünün ve estetik bilincin yeterli seviyede olmaması gibi sosyo-kültürel sebepleri de vardır. islam dininin vitrini konumunda olan camilere, bilhassa tarihi camilere konulacak en küçük dekoratif parçanın, yapılacak tefrişatın, hatta çakılacak bir çivinin bile belli kurallara tabi olma-

gerekir. Bu çalışmada; önemli camilerimizden başlanarak tefriş~tta tespit edilen estetik sorunlardan çeşitli örnekler verilecektir. Çözüm teklifi olarak ise, model alınabilecek mahiyetteki bir proje kapsamında belirlenen bazı

camilerdeki tefrişat yenileme çalışmaları üzerinde durıiladıktır.

Anahtar Kavramlar: cami, dekorasyon, içmimari, tefrişat, estetik, sanat.

C.. OTURUM

1 Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Türk Islam Sanatlan Tarihi Anabilim

Dalı ı

585

Öğretim Üyesi, Hattat. fatihozkafa@gmail.com

(4)

6.0TUI\UM

C:lıııi Tdrişatında

Es telili Sorunlar

fJiilı UZI(,\f,\

586 1

C?.5 A ESTHETIC ISSUES IN MOSQUE REFURBISHMENT

Abstract: The place ofworship of the religion of Islam, mosque is the fore- most of the structures that represent the architectural, decorative, and aest- hetic attitude of this religion.ln this regard, mosque ma kes visibi e Muslims' perspective on life, their vi si on, and the level of their civiliıation. As it is sufficiently durable, harmonious, useful, sublime, modest or palatial in ter-

s of architecture, a mosque needs to be examined withln a certain prog- ram in terms of interior architecture and decoration. lt is expected that a structure that is impressive from the outside should captivatt the abserver from the inside as well. The peaceful atmosphere created by the sense of grandeur, the overall coherence, and the proportions that please the eye In the architecture should not be defeated by lrrltatlng details in the interior.

The lnterior architecture and decoration of a mosque should be reviewed with professlonal support. The re are aesthetlcal problemsin furnishings of, not only newly built mosques but eve n many of the histarical mosques. Co- lar ch o ice, h and drawings, and pasitioning and installation of equipment in mosques are bothersome most of the time. The re are plenty of issues w ith elements such as carpets, minbar curtains, lmam's desk extensions, book- shelves, reading desks, shoe cabinets, electrical and speaker installations, liglltning elemen ts, clocks, air conditioners, ete. Such functional or decora- tive elemen ts are install ed in mosques usually not by receiving professional support, but by the initiath.-es of mosque affıcia ls or society administrators.

Apart from economical reasons, such aesthetical issues have socio-cultural reasons, as the re hasn't been an academic discipline developed in the field of"mosque interior architecture", and criticism culture and an aesthetical consciousness among mosque communities are not at desired levels. A smail decorative piece, a furnishing applied, or even a nail to be installed in mosques, especially in histarical mosques, which are the showcases of the religion of Islam, should be subject to certain rules. In this study. various examples from the aesthetical issues observed in furnishings of mosques are presented, starting from our important mosques. As the solution offer.

refurnishing works on some mosques, which have been designated wl thin the scope of a project that can be taken as model, will be discussed.

l<eywords: mosque, decoration, interior architecture, refurbishment, aest- hetics, art.

03 Giriş

· Dini mimarinin en baskın, en dikkat çekici yapıları elbette iba- dethaneler olduğu için İslam mimarisi denince akla ilk olarak cami- ler gelmektedir. Bu yönüyle, İslam'ın hayata bakışını, müslümanla-

rın mimari ve estetik anlayışlarını en sarih biçimde ortaya koyan, İslam dininin bir nevi vitrini mevkiinde olan yapılar camilerdir.

Cami, gerek mimarisi ile gerekse içmimarisi ile bir bütündür. Bir cami, dışardan bakıldığında ne kadar heybetli, azametli ve ahenkli olursa olsun içine girildiğinde de gözü rahatsız etmeyecek bir at- mosfer sunmalı dır. Bu anlamıyla caminin dış ve iç uyumunu insanın dış güzelliği ile iç güzelliği arasındaki ilişkiye benzetebiliriz. MalOm- dur ki; islam'da zahiri güzellik, temizlik, düzen ve ahenk kadar ba-

(5)

t'ınl güzellik yani kalp temizliği de önemlidir. Tek başına bunlardan birinin olması yeterli değildir. Dolayısıyla müslümanların hayata

bakışlarını, zihniyet dünyalarını, estetik görgülerini, yaşadıkları

çevreye, bilhassa ibadethanelerine de yansıtmaları beklenir.

Müslümanların ilk mescitlerinin hem mimari hem de dekoratif

açıdan oldukça sade olduğu bilinmektedir. Ancak tarihi süreç göz-

Jemlendiğinde, zamanla mimari ve tezyini bakımdan oldukça iddialı

ve gösterişli camiierin yapıldığı da rahatlıkla görülür. Bu nevi cami

inşa etmek, onun ibadethane fonksiyonuna ilave birtakım saikler- den de kaynaklanmaktadır ki, idarecilerin teb'a nezdinde itibar ka-

zanmaları, müslümanların gayrimüslimlerle ve diğer otoritelerle

yarışmaları, varlıklı kimselerin kendilerini gösterme arzuları veya

"Allah' ın evi" sayılan bu kutsal mekaniara gösterilen hürmet, bunlar

arasında sayılabilir.

03 ı. Kabe Örtüsünün Estetik Özellikleri

Cami denince ilk olarak müslümanlaı:ın kıblesi Kabe'ye ve tef-

rişat denince de Kabe örtüsüne kısaca temas etmekte fayda vardır.

İslam dininin en kutsal ibadetga~ı olan Kabe'nin örtüsü için Suudi Arabistan'da özel bir imalathane'oiduğu ve bu örtünün her yıl me- rasimle değiştirilerek eski örtüden parçaların muhtelif beldelerde muhtelif koleksiyonlara katıldığı mah1mdur. Ancak ne yazık ki yıl­

lardır Kabe örtüsü üzerindeki yazıların estetik seviyesinde müspet b_ir gelişme görülme111ektedir. Bu yazılar, hat sanatı açısından maa- lesef vahim denebilecek boyutta estetikten uzaktır. Harf bünyeleri ve istif özellikleri itibariyle günümüz hat sanatının ulaştığı seviye- nin çok çok gerisindedir. Kabe ·Örtüsü gibi en dikkat çekici tefrişat

unsuru üzerinde bile yazı estetiğinin bu seviyede kalmış \b1ması müslümanlar adına üzüntü verici bir durumdur. Bu konu, zaman zaman hattatlar tarafından yetkili makamlara iletilmiş olsa bile her- hangi bir netice ·alınamamıştır.

Kabe örtüsü üzerinde yoğun olarak elbette Kur'an-ı Kerim'den ayetler yazılıdır. Ancak Kabe'nin kuzeydoğu duvarında, Kabe kapı­

sının hemen yanındaki şeritte, "Suniat hazihi'l-kisvetu fi Mekke- ti'l-Mükerremeti ve ihdaha ile'l-Ka'beti'l-Müşerrefeti Hadimü'l-Ha- remeyni'ş-Şerifeyn Selman bin Abdülaziz Al-i Suud tekabbelallahu minhu (bu örtü, Mekke-i Mükerreme'de yapıldı ve Harerneyn-İ Şe­

rifeyn'in hizmetkarı Selman bin Abdülaziz Suudi tarafından Şerefli

Kabe'ye hediye edildi. Allah kabul etsin)" ibaresi de yer almaktadır

ki, Beytullah'ın kisvesi üzerine. kral bile olsa bir şahıs isminin bu büyüklükte yazılması hiç uygun değildir (Resim 1). Ayrıca Kabe, sa-

6.0TUIIUM

Cami

Tefrişatında

Estetil<

Sorunlar

Fatih ÖZK,\F,\

dece o bölgeyi yönetenlerin değil, bütün müslümanların müşterek ı

mekanıdır. 587

(6)

6.0TllltU~I

C;iıııi Tcfrişfıtınıla

Es teli!\

Sorunlar

588

ı

!

Aynı şekilde, Kral Fehd isminin yer aldığı eski bir Kabe örtüsü

parçası da Mekke-i Mükerreme'deki Harerneyn-I Şerifeyn Müzesi'n- de teşhir edilmekte olması (Resim 2), bu hürmetsizliğin kuşaktan kuşağa aktarılan bir gelenek halini aldığını göstermektedir.

(".S 2. Mescid-i Nebevi'nin Aydıntatılması ve Camilerde

Aydııılatma Sorunu

Mescidlerin akşamları aydınlatılması ihtiyacı ilk mescitlerle bir- likte başlamıştır. Bu uygulamanın M escid-i Nebevi'ye kadar uzandı­

ğı bilinmektedir. Bu konudaki teklif, ilk olarak Temim ed-Dari isimli sahabiden gelmiş ve onun Şam bölgesinden getirdiği kandillerle Mescid-i Nebevi akşamları aydınlatılmaya başlanmıştır (İbn Mace,

"Mesacld", 9; Özkan, 2011: 420). Günümüzde önemli tarihi camile- rimizin birçoğu akşamları dışardan aydınlatılmaktadır, fakat bu ay-

dınlatmalar caminin mimari güzelliklerini bütünüyle yansıtmaktan uzaktır. Bütün camiler için gerekli olmamakla birlikte, Süleymaniye, Ayasofya, Selimiye, Sultan Ahmet, Fatih Camii gibi sembol yapıların

çok daha profesyonel şekilde aydıntatılması gerekmektedir. Mesela

bazı Avrupa ülkelerindeki öneınli yapılarda dış cephe aydınlatma­

sının mimari eseri bütün olarak algılayabileceğimiz şekilde tasar-

landığını görmekteyiz. Garp meddahlığı yapmamaksadı gütmeden, mimari aydınlatma konusuna Budapeşte'deki Parlamento Binası'nı

örnek verebiliriz ki sözkonusu yapı, aydınlatma alanında ödüller de

almıştır.

Cami içinin aydıntatılması konusu da çok önemlidir. Camilerde ana ku b benin kilit taşına asılmış en büyük avizelerden diğer aydın­

latma elemaniarına ve elektrik tesisatına varıncaya kadar birçok problem dikkatleri çekmektedir. Bazı büyük camiierin avizeleri de çok büyük olduğu halde estetik değildir. Gösterişli olmak ile este- tik görünmek arasında çok önemli bir farkın olduğu ne yazık ki iyi bilinmemektedir. "Bir şey ne kadar gösterişliyse o kadar güzeldir"

anlayışı toplumda çoğunlukla hakimdir. Halbuki çoğu zaman göste-

rişlilik ile zarafet ters orantılıdır.

Cami içi aydınlatma konusunda, gökdelenler arasına yerleştiril­

diği halde son zamanların prestijli Camilerinden sayılan Ataşehir

Mimar Sinan Camii'nde asılı olan yazı-avizeleri örnek olarak ince- leyebiliriz.

Ataşehir Mimar Sinan Camii yazı-avizeleri çok iri boyutlarda

olduklarından Caminin iç mimarisine estetik katkı sağlamadıkları

gibi, iç hacim ferahlığını daraltmakta, mahfi! katında Cuma kılanlar

hatibi izleyememekte, Esmaü'l-Hüsna konulu olduğu için devakar

açısından hoş durmarı:ı.akta.dıı~lar (ŞuJ>.~şı ve Leylek, 2015: 453).

Ayrıca avizenin ana iskeletini meydana getiren yazı kesimleri, hat

sanatının kendine has boyutlarını b ertaraf etmiş olup hattın azam e-

(7)

'tini zedelemiştir (Resim 3-4). Kur'an ayetleri veya dini ibareler celi sülüsle istiflenip CNC tezgahında kesildikten sonra buna strüktürel bir askı malzemesi fonksiyonu yüklemek ve kenarlarına lambalar takmak, nasıl bir medeniyet bilincinin tezahürü olabilir?

Birçok camideki avizeler, diğer aydınlatma elemanları ile şam­

danlar ise böylesine bir "farklı olma" iddiası gütmeyen, piyasa işi,

herhangi bir sanat değeri olmayan niteliktedir.

0.> 3. Cami Mimarisi/İç~imarisi ve Tefrişatı İle İlgili

Estetik Sorunlar

Günümüzde cami inşa etmek, "takva temelli" (Tevbe, 9/108) ve ihtiyaç odaklı olmaktan ziyade birçok örnekte olduğu gibi gösteriş maksatiıdır veya meşruiyet kazanma aracı haline gelmiştir. Ezici

gökd~lenlerin, devasa apartman bloklarının, çirkin toplu konutların aralarına serpiştirilmiş olan kubbeli minareli camiler, o bölgedeki

çarpık kentleşmenin kutsal paratoneri olarak yapılmaktadır.

Bir bölgede cami yapılmasına gerek olmadığını savunanlar da ihtiyaç olduğunu savunanlar da bulu.nabilir. Bunun için gerekli etüdler objektif bir şekilde yapılmalı ve cami yapmak imar planla-

masının ön şartı gibi algılanmamalıdır. Bütçesi müsait olan her ku- rumun yeya şahsın istediği yere istediği şekilde cami yaptırmasına

müsaade edilmemelidir. Bütün cami planlarının sadece statik ve mühendislik açıdan değil, mimari estetik alanında uzman bir heyet

tarafından da onaylanması şart koşulmalıdır.

Camiierin mimari estetiği ve işlevselliği ne kadar önemliyse, iç~

mimarfve dekoratif es tetiği de o kadar önemlidir. Bu gibi konularda

farklı uzmanlık sahalarından ve yetkili merci temsilcilerinden te-

şekkül edecek danışma ve denetim heyetlerine ihtiyaç vari:\Jı:

Diyanet"İşleri Başkanlığı yetkilileri, müftülük temsilcileri, bel~­

diyelerin imar, fen işleri, park ve.bahçe iŞieri müdürlüğü uzmanla-

rı, şehir plancıları, peyzaj mimarları (Özel, 2012: 88), içmimarlar;

hattatlar ve nakkaşlar arasından seçilecek bir heyetin cami inşaatı,

çevre düzenlemesi, tezyinatı ve tefrişatı açısından söz sahibi olması gerekir. ·Bütün bu farklı branşların h~rbirinin beklentisini karşıla­

mayı cami görevlilerine tevdi etmek. cami yaptırma derneklerine havale etmek onlar için haksızlık olacaktır.

Proje aşamasındayken oldukça kullanışlı ve estetik olacağı ön- görülen cami inşaatlarında, zamanla ödeneğin yetersiz hale gelme- si neticesinde projeden bazı tavizlerin verilmesiyle bambaşka bir sonuç ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca, mimari proje güzel olsa bile binaya başlandıktan sonra cami yaptırma d.erneği yetkililerinin ini- siyatifleriyle de mimari estetikten uzak, tezyinat, dekorasyon v.e tef-

rişat açısından oldukça problemli uygulamalar yapılcıbilmektedir.

6.0TUilllM

Cami

Tcfrişiitıııda

Estctil<

Sorunlar

Fotih ÖZK,\FA

ı ı 589

ı

(8)

_ _ _ 6. OTU_RII~l

Ciımi Tcfrişatında

Es tc til<

Sorunlar

Foıilo ÖZI<.\f,\

Oiyanet işleri Başkanlığı'nın Ankara'da inşa ettirdiği Ahmed Harndi Akseki Camii özgün bir örnek olmakla birlikte aynı planın

ücretsiz olarak uygulanmasına imkan tanınması, yurt çapında ana

hatlarıyla birbirinin kopyası olan ama işçilik ve malzeme detayla-

rıyla bozulmuş örneklerin çoğalmasına yol açacaktır. Çünkü aynı

planın uygulandığı her camide aynı ustalar çahşmayacak, aynı ka- litede malzeme ve işçilik söz konusu olmayacaktır. Ayrıca bir plan ne kadar özgün olursa olsun bütün mekanlar ve bütün zamanlar için elverişli olamaz. Tarihte de birbirinin kopyası sayılacak cami- ler yoktur. Başka biresere benzese de her caminin kendine mahsus

birtakım farklılıkları mevcuttur.

Cami inşa etmek için geleneksel zanaatı ve yeni teknolojileri öğ­

reten okullarda eğitim görmüş ustalar tarafından gerçekleştirilecek

bir mimari dil ve tasarım benimsemeliyiz. (Pasic, 2012: 280) Cami inşası konusunda temel ilkeler şunlar olmalıdır: Gerekli ise, gereken yere, gerektiği kadar ve gerektiği tarzda cami yapılma­

lıdır (Kirazoğlu, 2012: 29). Özgün bir mimari üslubun oluşabilmesi

için şu soruların cevap bulması beklenir: Ülke halkına ve. dünyaya yeni ve özgün bir mesaj iletilmiş m~ir? Üzerinde uzlaşılmış güç- lü ve yaşayan bir değerler sistemi mevcut mudur? Eski yüzyıllarda

mevcut değerler sistemi yeni bir.yoruma kavuşmuş mudur ve bu yorum toplum tarafından benimsenip içselleştirilmiş midir? (Ök- ten, 2012: 147)

Cami içmimarisi ve dekorasyonuyla ilgili olarak mihrap, min- her ve kürsü işçiliği, kapı ve pencere kanatlarının tezyinatı, yazı ve

kalemişi gibi temel tefrişata ilaveten halılar, perdeler, aydınlatma elemanları, ısıtma ve havalandırma cihazları, ses tesisatı, ayak.ka-

bılık, saat, levha, pano, dolap, kitaplık vb. pek çok tefrişl unsur yer

almaktadır. Bu zaruri eşyanın bizz~t kendi kalitesi ve estetik hususi- yetleri yanında camide konumlandırılması da önemli bir husustur.

Tarihi camilerde bu gibi eşyadan bazıları orijinal olup tarihi değeri haiz iken bazıları sonradan yerleştirilmiştir. Antik vasıfta olmayıp

sonradan camilere yerleştirilen eşyanın bir kısmı sadece. camiler için üretilen, estetik bir kaygı taşıyan (ancak buna rağmen.birçoğu

estetik olmayan) niteliktedir. Bunlara örnek olarak cami halılarını,

avizeleri, minher perdelerini verebiliriz. Camide yer alan eşyadan

bir diğer kısmı ise sadece camiler için üretilmeyen, çok amaçlı ve piyasa işi sıradan ürünlerdir. Bunlara örnek olarakdakalorifer tesi-

satı, klima, vantilatör, mikrofon, hoparlör, dolap ve son zamanlarda giderek sayısı artan tabure ve iskemleleti verebiliriz.

Camilerde en çok yer kaplayan ve dikkat çeken tefrişi unsur-

ların başında halılar gelmektedir. Günümüzde artık kök boyalı, el doku ması, kıymetli haliian n serili olduğu bir c~ mi nerdeyse hiç kal-

mamıştır. Eğer hala korunabilmişse Anadolu'daki birkaç camide bu

(9)

"gibi örneklere rastlanabilir. Yeni üretilen makina halıları arasında

da elbette kalite farldarı vardır. Bazı camiler istisna tutulursa halı­

lardaki renk uyumsuzlukları ve desen tercihleri çoğunlukla rahatsız

edicidir. Çok canlı renklere, bilhassa vişne çürüğüne ve kırmızıya fazlaca rastlanmaktadır. Halı seçimi yapılırken cami duvarlarında­

ki çinilerin renkleri vey~ duvar boyasının rengi genellikle dikkate

alınmamaktadır. Böylece iç mekanda uyumsuz kentrastlar meyda- na gelmektedir (Resim 5).

Camiler için vazgeçilmez bir eşya olan halılar son zamanlarda genellikle mihrabiyeli veya saf çizgili olarak üretilen halılardır. Daha eski dönemlerde harim zeminleri, genellikle vatandaşların camile- re vakfettikleri müstakil halıların yanyana ve üstüste döşenerek oluşturduğu rengarenkgörünüme sahipti. Bu halıların veya kilim- Ierin büyük bir kısmı maalesef yerli ve yabancı hırsızlar tarafından

çalmarak kaybolmuştur. Camilerden çalınan tarihi eser, antika halı,

kilim, hat levhası, yazma eser, ayaklı saat ve hatta çini pano o kadar çoktur ki bunların kemmiyeti hakkıda fikir edinmek için resmi ka-

yıtlara bakıla bilir. Tabii ki, kayıtlara geçmeyen, tutanağı tutulmamış

olan hırsızlıkların sayısı da belirsizdir.

Osmanlı döneminde, bilhasşa önemli Seliitin Camileri için özel olarak halı dokunuyordu. Bunlar genellikle motifleri birbirini ta- mamlayan büyük parçalardan teşekkül ediyordu. Mesela istanbul Fatih Camii halısı bu cami için özel olarak tasarlanıp dokutulmuş,

parça halıların birleşmesi ile bütününde bir kompozisyonun mey- dana getirildiği yekpare desenli bir halıydı. Zaman zaman eskiyen

parçalarının yenilendiği b~ halı yaklaşık 2094 m2 büyüklüğündey­

di (Özçelik ve Uludağ, 2013: JL6). Bazı cami~erde kubbe deseninin

izdüşümünün halılara dakunduğu ve ilginç bir estetik espri ortaya

çıktığı görülmektedir. Konya Sultan Selim Camii'nin bu vasıfraki do- kuma halısı maalesef yakın tarihte kaldırılmış ve yerine na hoş bir makina halısı serilmiştir.

Tarihi camiler için sonradan·imal ettirilen makina halılarında,

eski halıların renkleri sözde muhafaza edilmek istenmiş ancak ke- sinlikle tutturulamayan o tatlı kök boyası tonlarının yerini itici kır­

mızılar, maviler, yeşiller almıştır.

Birtakım aksesuarların montajında da çok ciddi yanlışlıklar ya-

pılmaktadır. Bazı tarihi camilerimizde 7-8 asırlık Selçuklu çinileri veya Osmanlı döneminden kalma 3-5 asırlık çiniler matkapla de- linerek bunlara başka aksesuarlar asılmıştır veya çini kırılarak bir alarm düğmesi monte edilmiştir (Resim 6). Tesbih veya mikrofon asmak için askı yapıştınldığı da görülmüştür (Resim 7).

Sıradan ' hoparlörlerin camil.erdeki konumlan~ırmaları ve mon-

6.0TURU~1

Cami

Tefrişatında

Estetik Sorunlar

Fatih ÖZI{,\F,\

tajları yine büyük oranda sorunludur. Hoparlör sayısı, cami büyük- ı

lüğüne nispeten çoğu yerde fazladır ve bu hem görüntü hem de 591

(10)

6.0Tl!!!.lill

Cfınıi Tcfriş:'ıtıııda Estctilı

Sorunlar

fatih U7.KAf,\

592 1

ı

gürültü kirliliğine yol açmaktadır (Resim 8). İ sraf boyutu da ayrıca dile getirilmelidir. Elektrik tesisatıyla ve kablo, boru gibi malzeme- lerin döşenmesiyle ilgili nahoş görüntülere de sıkça rastlanmakta-

dır (Resim 9).

Türk İslam mimarisinin en önemli eserlerinden olan Bursa Ulu Camii'nin muhteşem ahşap kündekari minherini muhafaza etmek

maksadıyla etrafına camdan yapılan koruyucuyu metal çubuklarla sabitlemek için minberin muhtelif yerlerine birçok vi da saplanmış­

tır (Resim 10-12). Bu durum, alnındaki sinek, dostuna rahatsızlık

vermesin diye onu alnından vuran adamın haline benzetilebilir.

Yeni camiler şöyle dursun tarihi camilerde bile hiçbir sanat

değeri olmayan hat levhalarının, Kabe, Mescid-i Nebevi vs resimli

sıradan baskıların duvarlara asıldığına sıklıkla şahit olmak müm- kündür. Bazı camilerde bunlar en dikkat çekici yerlerde, yani milı­

rabın yanıbaşında veya kürsünün üzerinde asılıdır. Mimar Sinan'a atfedilen Konya Sultan Selim Camii kürsüsüne ~de yakın zamanda böyle ibtidai, yazıları çok bozuk olan bir ahşap oyma levha (Resim 13) asılmış; daha sonra yetkili merciiere konunun uzmanları tara- fından iletilmesine rağmen hiçbir gelişme olmamıştır. İşin bu boyu- tu da ayrı bir trajedidir. Yani bir konuda uzmanlaşmış, ehliyet sahibi ve sahasında tanınmış bir şahsiyet tarafından yapılan uyarılar, ya-

zılan yazılar, verilen bilimsel raporlar bile hiç dikkate alınmamak­

tadır. Eğer bu kişiye güvenilmiyorsa konu araştırılıp başka kişilere

de sorulabilir; fakat ne yazık ki bu da yapılmamaktadır. Bu nasıl bir zihniyet tutulmasıdır; o da incelemeye değer ayrı bir bahistir.

Diyanet İşleri Başkanlığı m urakıplarının veya müftülük yetkili- lerinin camilerde yapmış olduklan denetimlere yönelik olarak ya-

pılan bazı araştırmalara göre bu denetimierin çoğu zaman yüzeysel

yapıldığı, periyodik olmadığı, resmi prosedür icabı Murakabe Def- teri'nin doldurulup imzalanmak suretiyle zaman zaman bu görevin yerine getirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır (Korkmaz, 2012: 21).

Ancak bu denetimler esnasında caminin temizliği, imarnın görev- lerini düzgün bir şekilde ifa edip etmediği gibi hususlara dikkat

edilmiş olsa bile cami tefrişatını ve dekorasyonunu ilgilendiren konularda uyarılar yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgiye ulaşıla­

mamıştır .. Kaldı ki, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Görev ve Çalışma Yönergesi'nde, Cami Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın görev listesin- de bu konularla. doğrudan ilgili bir madde yer almamaktadır. Diya- net İşleri Başkanhğı'nın Görev ve Çahşma Yönetmeliği'nde ise ko- numuzla kısmen alakah olarak, il ve ilçe müftülüklerinin görevleri

arasında "Camilerin temizlik, bakım, onarım, çevre tanıimi ve ben- zeri ve işlemlerini yürütmek (Madde 30/ı)", murakıpların görev- leri arasında "müftülüklerce düzenlenen görev programına uygun olarak cami ve Kur'an kurslarını ve buralarda görevli personelin

(11)

'çalışmalarını denetlemek" (Madde 36/a), imam-hatiplerin görev- leri arasında "cami ve çevresinin bakım ve temizliğini sağlamak ve bunun için gerekli tedbirleri almak; şadırvan, abdest alma yeri ve tuvalet gibi yerlerin temizliğinin vakıf, dernek, köy tüzel kişiliği, be.- lediye veya ilgililer tarafından yapılmasını sağlamak (Madde 40/g)"

ve "teberrukat eşyasının bakımını ve korunmasını sağlamak (Mad- de 40 fğ)" gibi hususlar yer almaktadır.

Bazı selatin camileri başta olmak üzere birçok caminin girişinde

cemaati kocaman bir çelik para kasası karşılamaktadır (Resim 14- 15). Camiye yardım etmeyi hatırlatması için böyle göz alıcı bir yere

konumlandırılmış olduğu şüphesizdir ama bu sorunu daha zarifbir

şekilde çözüme kavuşturmak gerekmektedir.

Renk uyumu ve renk seçimi konusunda camilerde çok ciddi sı­

kıntılar vardır (Resim 16-17). Çirkin kalemişleri de bu uyumsuzluk- lara eklenince ortaya karmakarışık bir renk cümbüşü çıkmaktadır.

Malzeme uyumsuzlukları da ayrı bir meseledir. Örneğin Konya'da- ki Osmanlı dönemi yapılarından Kapu Camii'nin ahşap kündekarl minberinin hemen üstüne, abanoz renkli tarahi minberle hiç bağ­

daşmayan, modern (!),sıradan pir avize asılmıştır (Resim 18).

İç mekan yüksekliği fazla olmayan bazı mescitlerin ta~anlarına,

büyük . camiierin kubbelerine özenilerek devasa boyutta yazı uygulaması yapılmaktadır. Böyle olunca da yazının bütün qlarak

algılanması mümkün olmamaktadır. Hill Town AVM Mescidi'nin

tavanındaki celi.sülüs Besmele, buna bir örnektir (Resim 19). ·

Alışveriş merkezlerindeki, konaklama tesislerindeki mescit- lerle ilgili estetik proble!'J1ler sayılamayacak kadar çoktur. Bu gibi mekanlarda ibadet edenler de çoğunlukla oradan gelip .. geç_enler ol-

duğu için buralardaki sorunlar üzerinde durmaya hiç kimse ,lüziım

görmemektedir. Mesela; İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Mes- cidi'nin çini mihrabındaki cell sülüs elif, hem duvarlardaki ve mih- raptaki çinilerle uyumsuz durmaktadır hem de te~elsiz, mesnetsiz, yersiz bir uygulamadır (Resim 20)

Büyük klimaların camilerde işgal ettiği yer ve ortaya çıkardığı

manzara hiç hoş değildir (Resim 21). Her ne kadar bir zaruret olsa da bu konuda daha estetik çözümlernelere ihtiyaç vardır.

Namaz vakitlerini gösteren ve vakitmatik denilen dijital tabela- lar camiler için üretilmiş olsa da cami atmosferine hiç uygun olma- yacak mahiyettedir (Resim 22). Ne hikmetse birçok cami görevlisi ve cemaati bu gibi aksesuarlara pek düşkün oldukları için nerdeyse her camide bunlara rastlamaik mümkündür. Cep telefonlarıyla ilgili

6. OTUHUM

C<imi

Tcfrişatında

Estclil<

Sorunlar

f;ıtlh ÖZI(,\fA

uyarı ilanları, başka birçok duyuru ve afiş de, camiierin kapısına,

1 593

duvarına rastgele, itinasız bir şekilde yapıştırılmaktadır.

(12)

6.0TlJftUM

Cami

Tcfrişiitında

Estctilt Sorunlar

Camilerde hanımiara ait ibadet mekanları ise genellikle parava- natarla veya perdelerle ayrılmaktadır. Bunların estetik kaliteleri de maalesef oldukça düşüktür. Ayrıca cami içindeki dekoratif bütün- lüğü bozduğu ve hanımlar kısmıyla ilgili olarak iğreti, geçiştirilmiş bir mekan hissi verdiği için bu tarz uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Cami mimarisi tasarianırken en baştan, hanımlar mahfıli de husu- sen hesaba katılarak plan, proje yapılmalıdır. Çünkü bu ihtiyaç, cami

yapıldıktan sonra ortaya çıkan, öngörülemeyen bir ihtiyaç değildir.

Hanımların abdest imkanlarının en güzel şekilde sağlanacağı, ge- rekirse camiye ayrı bir kapıdan girebilecekleri, ancak ana ibadet mekanından uzakta kalmayacakları ve kendilerini en az erkekler kadar caminin asli cemaati olarak hissedebilecekleri ortamlar ha-

zırlanmalıdır. Hanımların eski dönemlerde sosyal hayatta şimdiki

kadar yer almamaları sebebiyle eski camilerde böyle bir planlama- ya gidilmemiş olabilir. Ancak günümüzde inşa edilen camilerde bu sosyolojik değişim gözardı edilmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2007'den itibaren konuyla ilgili çalışmaları ve teşvikleri o,lmakla birlikte (Diyanet, 2012: i) cami- lerimiz hanımiara mahsus ibadet mahalli yônüyle, ideal vasıflardan henüz çok uzaktır.

Camilerde kadınlara ayrılacak mekanlarla ilgili olarak, mimari

geleneğimizle irtibat halinde, erişilebilir, kullanışlı ve esnek çözüm- lemelere, mahremiyeti korumakla birlikte kadınların da kendileri- ni mekana ait hissedecekleri düzenlemelere ihtiyaç vardır (Çamur, 2013: 96-97)

Son zamanlarda camilerde sayısı hızla artan taburelerin ve is- kemlelerin zaruretten ziyade keyfilikten kaynaklandığını söyleyebi- liriz. İnsanların evlerinde de geleneksel hayat tarzını, minder, divan vb. döşemeleri terk edip sürekli ·batı tarzı mobilyalarda oturuyor

olmaları, hareketsiz bir hayat sürmeleri, diz ve eklem rahatsızlıkla­

rını tetildemiş olabilir. Bundan dolpyı, orta yaşlarda bile diz çöküp oturamayan kişiler camilerde de iskemle üzerinde namaz kılmaya

mahkum olmaktadırlar. Eğer bu hızla giderse yakında cami cemaa- tinin yarısından çoğu iskemle üzerinde namaz kılacak ve bu da ca- milerin kiliselere benzemesine yol açacaktır.

İslam dünyasındaki camilerle mukayese ettiğimizde birçok İs­

lam ülkesine nispetle Türkiye'deki camiierin çok daha temiz oldu-

ğunu söylemek mümkündür. Başta Haremeyn-i Şerifeyn olmak üze- re diğer ülkelerdeki iba_dethanelerin çoğunda ayakkabıların nerede

çıkarılacağı konusunda bile belirsizlik vardır. Ayakkabıyla basılan

yerlere ayakkabısını veya terliğipi çıkardıktan sonra basıp geçerek cami içine girilmekte, halılar kirletilmektedir. Bazı şehirlerde c~mi­

nin ortasından bir merdivenle abctesthaneye ayakkabısız, terliksiz

(13)

'inilmekte hatta tuvalete bile bu şekilde girilmektedir. Sonra da ab- dest alınıp ıslak ayaklarla cami içine çıkılmaktadır.

Cami tefrişatında dikkat çeken detaylardan biri de minher per- deleridir. En büyük selatin camiierimize varıncaya kadar nerdeyse hiçbir camide estetik seviyesi yüksek, malzemesi ve işçiliği kaliteli bir minher perdesi yer almamaktadır. Bu durumun hiç kimseyi ra-

hatsız etmediği de ortadadır. Örnek olarak İstanbul Fatih Camii'nin minher perdesini kısaca inceleyecek olursak, kumaş üzerine işlen­

miş ce ll sülüs Besınele-i Şerif'in harflerinin tamamıyla bozuk oldu-

ğunu, Ralılın kelimesindeki "ha" ile "ya" harfinin birleştirilmediğini, yazının etrafını dolduran karanfil,_ Jale vs motifterin de son derece çirkin olduğunu görürüz (Resim 23). Bu evsafta bir perdenin Fatih Camii gibi önemli bir eserin ıninberinde, caminin en önemli yerle- rinden birinde asılı olması üzücüdür. Buna benzer sayısız misal ver- mek mümkündür (Resim 24).

03 5. Cami ve Sanat

Camnerimizde özellikle yaz mevsimlerinde Kur'an eğitimi ve

başka birçok dini eğitim verilmektedir; ancak sanat eğitimi veren cami sayısı yok denecek kadar .azdır. Bunun elbette en büyük se- beplerinden biri, cami görevlilerinin önemli bir çoğunluğunun böy- le bir altyapıya sahip olmamalarıdır. Halbuki bu konu da dini ter- biyenin bir parçası olarak görülmelidir. Çünkü sanattan, kültürden ve medeniyet bilincinden yoksun bir dini eğitim ile zarifbir toplum

inşa etmek mümkün değildir. Böylelerinin elinde _din, zamanla bir istismar aracı haline gelir ve sözde "dindar" kimliğe sahip olanlar toplum nezdinde kabasaba, ruhsuz, nezaketsiz, estetikten yoksun birer kişilik intibaı bırakır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Medine'de Mescidü'n-Nebeviy- ye'yi inşa ettikten sonra bu mescidin "Suffe" ve "Zulle" denilen bir bölümünü tal_im faaliyetine tahsis etmiş, 70-80 talebenin bulundu-

ğu Suffe'ye Kur'an ilimlerini, akaidi ve yazıyı öğretecek hocalar ta- yin etmişti. Abdullah b. Sa'id b. As burada yazı sanatını öğretiyordu.

(Baltacı -İbnu'l-Esir'den naklen-, 1985: 236)

Osmanlı döneminde, İbtidaiye Mektebi'ndekl yazı hocaları ve Saray'da görevli olanlar dışında hattatlar genellikle evlerinde ders

vermişlerdir. Bazı camiierin ise varsa meşkhanelerinde, yoksa ya-

nındaki medresede hat dersleri yapılmıştır. Nitekim· Filibeli (Bak- kal) Arif Efendi, N uruosmaniye Camii Vakfı hat muallimliğine geti- riirlikten sonra bakkallığı bırakarak salı günleri Nuruosmaniye'de hat dersleri vermiştir (Derman, 1991: 364). 1915'te açılan Medre- setü'l-Hattatin'de ise sanat eğitimiyle ilgili resmi bir müessese ça-

tısı altında muhtelif hattatlar tarafından ders verilmiştir (Derman, 2015).

6.0TURUM

Cami

Tcfrişütında

Estctilt Sorunlar

Fo li h ÖZI{i\FA

ı

595

(14)

_ _ G.~OTIJIIU,'1

C;imi

Tcfriş;itınd;ı

Estctilc Sorunlar

596 1

<..">J Sonuç

İslam medeniyetini temsil eden ve müslümanların hayata

bakışları hakkında önemli ipuçları veren camiierin tefrişatt ve del<orasyonu konusunda ciddi sıkıntıların mevcut olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Camiterin orasına burasına alelade konmuş eşyalar, yapıştırılmış ilanlar, duvara asılmış na hoş levhalar ve daha birçok çirkin manzara ile hemen heryerde karşılaşmak mümkündür.

Renk uyumsuzlukları, ses, aydınlatma ve havalandırma techizatının konumlandırılması, kabloların yerleşimi, sıradan saatler vs pek çok

eşya, camilerdeki dekoratif sorunların başında gelmektedir.

Bu hususlarda birtakım hukul<i düzenlemelere ve daha sıkı

denetimlere ihtiyaç vardır. Cami görevlileri dahil hiç kimsenin, yetkilendirilecek kurulların izni olmaksızın cami içmimarisini ilgi- lendiren bir konuda camiye müdahale etmesine, çivi çakmak şöyle

dursun bir ilan yapıştırmasına bile müsaade edilmemelidir. Cami için yapılacak boya, tadilat, tamirat işleri, halı, avize, lamba vs eşya

seçimi ve bunların camiye yerleştirilmesi, kesiniilde uzman olma- yan kişilerin inisiyatiflerine havale edilmemelidir. Ancak günlük

kullanımda zaman zaman dekorasyonla ilgili bcfzı küçük müdaha- Jelere ihtiyaç olabilir. Her seferinde yetkili heyetlerden onay almak, uygulamada mümkün olmayabilir. Bunun en kalıcı çözümü, imam hatipler ve müezzin kayyımlar başta olmak üzere toplumun estetik görgüsünü ve hassasiyetini artırmaya yönelik çalışmalar yapmaktır.

Başta imam-hatipler olmak üzere cami görevlilerinin sanat ve estetik konularına daha duyarlı yaldaşmaları her şeyden önce eği­

tim meselesi olduğundan bilhassa imam hatip liselerinde ve ilahiyat fakültelerinde sanat eğitimi daha çok ciddiye alınmalıdır. Camiterin İslam dinini daha iyi temsil etmeleri, öncelilde cami görevlilerinin

vizyonlarıyla alakah bir husustur. Din adamlarının sanata mesafeli

olması, ne tarih şuuruyla ne medeniyet mirasıyla bağdaşan bir tu- tum değildir. Fırsat buldukça ecdad edebiyatı yapanlar, ecdadın mi- ras bıraktığı ilmi eserler kadar muhteşem sanat eserlerine de değer

verirlerse, değer vermelde de kalmayıp sanat terbiyesine daha fazla mesai ayırabilirlerse İslam alemi, içinde bulunduğu keşmekeşten kurtularak dünyaya yeniden bir medeniyet modeli sunabilecektir.

03 KAYNAKÇA

Acar. Abdurrahman (2006): "Mescid-i Nebi'nin İnşası ve Fonksiyonları·:

Örnek insan Hz. Muhammed (Ed. M. Mahfuz Söylemez), Çorum Çağrı Eğitim Vakfı Yayını, Çorum, ss. 41-46.

Baltacı, Cahit (1985): "İslan:ı Medeniyetinde Cami", Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi,' S. 3, İstanbul, ss. 225-241.

Çamur, F. Yüksel (2013): "Camilerdeki Fiziksel Mekanların Ihtiyaçlara Göre Düzenlenmesi", Cami, Kadın ve Aile,Diyanet İşleri Başkanlığı ~Ya­

yınları, Ankara, ss. 85-99.

(15)

Derman, M. Uğur (1 991): '1\rif Efendi, Filibeli", TDV islam Ansiklopedisi,İs­

tanbul, c. 3, s. 364.

Derman, M. Uğur (2015): Medresetü'l-Hattatfn 100 Yaşında,Kubbealtı Ya- yınları, İstanbul.

Diyanet, 2012: "Camilerde Kadınlara Ayrılan Mekanların Güzelleştirilmesi Çalışmalarının Mart 2012 İtibariyle Hazırlanan Genel Raporu': www.

diyanet.gov.tr /turkish/ dinhizmetleri.

İbnu'I-Eslr, Usdu'l-Gabe,c. lll.

Kirazoğlu, M. Sami (2012): "Cami Mimarisinde Anlatım, Sorunlar ve Öne- riler': Gelenekten Geleceğe Cami Mimarisinde Çağdaş Tasarım ve Tekno- lojiler, 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozyumu, 2-5 Ekim 2012, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Mimar Sina Güzel Sanatlar Üniversitesi Yayınları,

İstanbul. ·

Korkmaz, Mehmet (2012): "Din Görevlilerinin Camilerdeki Denetim İşlem­

lerine İlişkin Görüşleri: Kayseri Örneği", Bilimname, S. XXlll, 2012/2, ss.7-33.

Ökten, Sadettin (2012): "Cami Üzerine Güncel Düşünceler'; Gelenekten Ge-

leceğe Cami Mimarisinde Çağdaş Tasarım ve Teknolojiler, 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozyumu, 2-5 Eki 2012, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Mi- mar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yayınları, İstanbul, ss.143-148.

Özçelik, Serpil ve Fatma Uludağ (2013): Fatifı Camii'nin Özel Tasarınılı Taban Halısı", Vakıf Restorasyon Yılfığ ı, S. 7, ss. 120-126.

Özel, M. Kerem (2012): "Türkiye'de Çami Tasarımı ve İnşa Sürecine Dair Bir Öneri" Gelenekten Geleceğe. Cd mi Mimarisinde Çağdaş Tasarım ve Teknolojiler, 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozyumu, 2-5 Ekim 2012, Di- yanet İşleri Başkanlığı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Ya- yınları, İstanbul, ss. 81-88.

Özkan, Halit (2011): "Temlm ed-Dari", TDV İslam Ansiklopedisi, c. 40, An- kara, ss. 419-421.

Pasic, Amir (2012): "Modern Cami Tasarımında Gelenek Entegrasyonu:

Bosna-Hersek Örneği", Gelenekten Geleceğe Cami Mimarisinde Çağdaş Tasarım ve Teknolojiler, 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozyumu, 2-5 Ekim 2012, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Mimar Sina Güzel Sanatlar Üqjyersi- tesi Yayınları, İstanbul, ss. 273-284. ·

Subaşı, M. Hüsrev ve Zeki Leylek (2015): "Günümüz Dini Yapılarında Ko-

laycı P9püler Yaklaşımın Düşündürdükleri: Antalya Markantalya A.V.M.

M escidi Örneği'; İslam ve Sanat, İstanbul, ss. 443-454.

!!· orurıu~ı

Cami

Tcfı·işatmda

Estctilt Sorunlar

l=atih ÖZI.U\Fı\

(16)

Cfımi Tcfrişfıtınıla ı:stctilt

Sorunlar

F~llhÖZKM,\

598 1

Resim ı

Resim 2

Resim 3

(17)

Resim4

Resim S

Resim 6 Resim 7

6.0TIIRU~I

C.inıi Tcfriş;itıııda

Estctil<

Sorunlar

Fatih ÖZKı\F,\

599

(18)

Cami

frişiitında

Estetik Sorunlar

fatih UZ IV\ FA

600

ı

Resim9

Resim ll

Resim 8

Resim 10

Resim 12

(19)

Resim 13 Resim 14

Resim 15 Resim

16

Resim 17 Resim 18

6.orurımı

Cami

Tcfrişatında

Estetik Sorunlar

f.ıılhÖZK.II'A

1601

(20)

Cı.OTllntl~l

C;imi

Tcfriş;itıııda

Estetik Sorunlar

F.ıllh OZI{,\F,\

602

Resim 19 Resim 20

Resim 21 Resim 22

Resim 23 Resim24

Referanslar

Benzer Belgeler

Elbette sadece satın almak değil, herkesin aynı şeyi satın alması, daha çok, daha çok ve daha çok satın alması.... durmadan

Allah (cc) bu emir ve yasakları gerekçeleri ile birlikte zikretmektedir. işte bu gerekçeler hikmetin ta kendisidir denilebilir 20• Bahsi geçen ayetler ışığında

-Amaçlara ve hedeflere ulaşmada önemli bir kaynak olan zamanı verimli kullanma çabası olup zamanda nelerin yapılabileceğinin planlanmasıdır.. -Zamanı tutum

624 Mehmet Akif’in Cami Kürsülerinde Zikrettiği Ayetler Ve Yorumları..

Ancak modernleşme sürecinde camiler ve camiierin sosyo-kültürel işlevleri önemli bir problem

Önlisans öğrencilerin boĢ zaman yönetiminin (amaç belirleme ve değerleme, boş zaman tutumu, yöntem ve planlama), sosyo-demografik özellikleri (okul, yaş, cinsiyet,

Olgu 1- Yetmiş altı yaşında erkek olguda bradikinezi, rijidite, statik tremor, postural instabilite bulguları geliştikten sonra erken dönemde Parkinson hastalığı

• Temel ihtiyaclara harcanan zaman (yemek, uyku, kisisel bakim) + bos zaman (dinlenme +