• Sonuç bulunamadı

ORYANTALIZMI YENIDEN OKUMAK BATl'DA ·

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ORYANTALIZMI YENIDEN OKUMAK BATl'DA · "

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

• • •

ORYANTALIZMI YENIDEN OKUMAK BATl'DA ·

iSLAM <;ALI~MALARI

SEMPOZYUMU

11-12-MAYIS-2002-ADAPAZARI

TERTiPLEYEN T.C. BA$BAKANLIK

DIYANET i$LERi BA$KANLIGI VE

SAKARYA ONiVERSiTESi iLHIYAT FAKOLTESi

(2)

"PEYGAMBER'iN SUNNETi" TABiRi ·iLE iLGiLi ORYANTALiST BiR Y AKLA~IMA ORY ANTALiST BiR iTiRAz: BRA VMANN ORNEGi

Yrd. Do~. Dr. Yavuz KOKTA~·

Giri~

19. asrin

ba~lan

itibariyle "somi.irgeciligin

ke~if

kolu" olarak nitelenen oryantalizm genel olarak istam; ozel olarak hadis ve si.innetle ilgili

yah~malar

i.izerinde

yogunla~agelmi~tir.

Ancak bu ti.ir

yah~malarla

ilgili olarak zaman iyerisinde oryantalizme yonelik bir tak1m

ele~tiriler olmu~tur.

Bu

ele~tirilerin ba~mda

"bilim ve nesnellik adma yap1ld1g1 iddia edilen

ara~tirmalann

hegemonik ve ideolojik bir zemine kaydmlmas1" gelmektedir.

~i.iphesiz

bu ideolojik kimlikten kendini s1yiran oryantalistler bulundugu gibi bu kimliklerini devam ettiren oryantalistler de bulunmaktadrr.

19. asirda islam'la ilgili oryantalist

ara~t1rmalar

"temellerin sorgulanmast"

veya diger bir ifadeyle "temellerin tersyi.iz edilmesiyle" alakah idi. Bu donemde kendini duyuran isimlerin

ba~mda ~i.iphesiz

I. Goldziher ve J. Schacht gibi isimler gelmektedir. isiam'la ilgili

ye~itli

konularda

ara~tirmalar

yapan bu iki oryantalistin ozellikle badis ve si.innetle ilgili tespit ve

gori.i~leri

bi.iyi.ik bir yank1

uyand1m11~t1r.

Goldziher ve Schacht'm konuyla alakah

gori.i~leri

bi. r c;ok

c;ah~manm

referansm1

olu~turmaktad1r.

Bu

gori.i~ler

adeta kesin onermeler olarak kabul edilmektedir.

Boyle olmakla birlikte mezkur oryantalistlerin tespitlerine ciddi

ele~tiriler

yonelten oryantalistler de bulunmaktad1r. Bu

c;ah~mada

ozellikle oryantalist Schacht'm gori.i~lerini ele~tiren bir ba~ka oryantalist M. M. Bravmann'm tespitieri tizerinde durulacakt1r.

Bilindigi gibi gi.intimtizde ilk donem literati.irde gec;en siinnet kelimesinin mahiyetinin ne olduguna <lair c;e~itli c;ah~malar yaptlm1~tir ve yap1lmaktad1r.

1

Bu

• KTD Rize ilfiltlyat Fakilltesi Ogretim Oyesi

1

ilk Donem Iiteraturde ge9en slinnet kelimesinin ne anlama geldigine dair yap1lan

9alt~malar

i<,:in bkz.

I. Goldziher, Muhamme,danisclze Studies, Landan, 1971, s. 17-38; J.

Schacht, The Origins of Muhammedan Jurisprudence, Oxford, 1975, s. 58-81; Fazlur Rahman, Tarih Boywzca Marni

Metodoloji Sorunu,

(9ev. Salih Akdemir), Ankara 1995; s.

11-153; imtiyaz Ahmed, Delailu't

-tevsiki'l-miibekker li's-siimze .ve'l lzadfs,

(ingilizce'den 9ev. Abdulmu'ti Emin Kal'act), Kahire 1990, s. 14-136; Zafer ishak Ensari, "Islamic Juristic Terminology Before Shafii: A Semantic Analysis with Special Reference to Kufa'',

Arabica

(1972) 19, s. 255-300; a. mlf. ''The Authenticity of Traditions: A Critique of J.

Schacht's Argument E Silentio", Hamdard lslamicus (1984) VII: 2, s. 51-61; Yasin Dutton,

"Sunna, Hadith and Madinen Amal", J'Ournal of Islamic Studies, (1993) IV, 1, s. 1-31; a.

mlf. "Amal v. Hadith in Islamic Law: The Case of Sad! al-Yadayn When Doing teh

Prayer", Islamic Law and Society (1996) ID: l, s. 13-40; G. H. Juynboll, "Some New Ideas

on The Development of Sunna as a Technical Term in Early Islam'', Jerusalem Studies in

Arabic and Islam (1987) X, s. 97-118; Ahmad Hasan, ''The Sunn.

ah: Its Early Concept and

Development'', Islamic Studies (1968) VII: l, s. 47-69; Zohorµl Bari, ''The Concept of

(3)

9ah~malan

motive eden giis: Goldziher ve Schacht'm siinnet kelimesi ile ilgili yaptJklan

ara~tJrmalard1r.

Schacht'm hadis ve siinnetle ilgili

s:e~itli

iddialar1 vardir.

Bunlardan biri de "Peygamber'in slinneti" tabirinin dini ve hukukl anlamda

~afii'den

once bulunmad1gma dair iddiadir. Bu tabir ona gore

~afii'yle

birlikte islam hukuk teorisine girmi~tir.

2

Bu ~u anlama gelmektedir: Ashnda Peygamber'in sUnneti diye uyulmas1 gereken bir

~ey

yoktur. Peygamber'in stinneti diye bize aktanlan hadis malzemesi uydurmalar koleksiyonundan

ba~ka

bir ·

~ey

degildir.

Sadece toplumun stinneti vard1r ve bu stinnete daha sonralan Peygamber'in siinneti ad1 altmda dini me~ruiyyet kazandmlm1~tJr.

3

Schacht'm bu iddiasma isJam dtinyasmda s:e~itli cevaplar verilmi~tir.

4

Bu cevaplarm bir k1smmda dikkat 9eken yonlerden biri soz konusu iddiaya cevap verirken sadece

~afii

oncesi literattiriin dikkate almmas1d1r. Digeri de bu iddiay1 cevaplamak is:in sadece lafiz olarak "Peygamber'in sUnneti" tabirinin ges:tigi yerlerin aranmas1d1r. Uzerinde

9ah~acag1m1z

Bravmann ise bu iki noktay1 birlikte

degerlendirmi~tir.

"Peygamber'in siinneti"

anlay1~mm

ta

ba~lang1s:tan

beri varoldugunu, hem

~afii

oricesi ve sonras1 kaynaklara

ba~vurarak

hem de sadece lafzi anlamda "Peygamber'in siinneti" tabirini aramakla yetinmeyerek tam bir vukufiyetle ortaya

koymu~tur.

Ona gore lafzen ilk donem rivayetlerde Peygamber'in sUnneti tabiri

ges:memi~

olsa da ''Peygamber'in sUnnetine uyma"

anlay1~1m

yans1tan bir s:ok ornek bulmak miimktindiir. Bunun orneklerini ileride gorecegiz.

Kahire'deki Fransa Enstitiisii Uyelerinden ve ABD'de Dogu Dilleri Bolilmi.i hocalarmdan biri olan Bravmann bu

gorii~lerini

The Spiritual Background of Early Islam: Studies in Ancient Arab Concepts adh eserinde a91k bir

~ekilde

ortaya

koymu~tur.

Bu eserin biri Museon (1951), digeri Leiden (1972) da olmak Uzere iki

Sunna and Cema'a in The Early Schools

of

Islamic Law", Islamic and Comparative Law

Quarterly (1984) IV: 3, s. 150-163; M. Y. Guraya, ''The Concept of

Sunnah: A Historical Study", Islamic Studies (1972) XI: l, s.

1344; S. M. Yusuf''The Sunnah: Its Transmission, Development

and Revision'', Islamic Culture (1963) XXXVII: 4, s. 271-282; (1964) XXXVIII:

1, s. 15-25; M.

Emin

bzaf~ar, Hadisi Yeniden Dii$iinmek,

Ankara 1998, s. 25- 80; Biinyamin Erul, Sahabenin Silnnet AnlayI$l, Ankara 1999, s. 39-65. Siinnet kelimesiyle ilgili yapilan son donem

9ah~malarma

dair bir degerlendirme i9in bkz. Daniel Brown, js/am

Dii$iincesinde Siinneti Yeniden Dii$iinmek, (9ev. Sabri KlZIIkaya-Salih Ozer), Ankara 2002,

s. 15-22; 144-152.

2

J. Schacht, The Origins of Muhammedan Jurisprudence, Oxford 1950, s. 58.

3

Boyle bir yorum ic;in bkz. Ahmad Hasan,

.''The

Sunnah: Its Early Concept and Development", s. 51.

4

Bir kac; ornek ic;in bkz. M. Mustafa el-A'zaml, js/am Fzkhi ve Siinnet, (c;ev. Mustafa Ertiirk), istanbul

1996,

s. 45-116; imtiyaz Ahmed, Delailu't-tevsiki'l-miibekker li's-siinne

ve'l hadfs,

s.

14-136;

Zafer i. Ensari,

"The

Authenticity of Traditions: A Critique of J.

Schacht's Argument E Silentio", Hamdard Islamicus (1984) VII: 2,

s.

51-61; Biinyamin

Erul, Sahabenin Silnnet Anlayt$l, s. 39-65.

(4)

basklSl yap1lm1~tlr.

5

Bravmann'm ad1 ge9en eseri 9ogu · 9e~ itli zamanlarda yaymlanan makale. lerden olu~maktadir. Bravmann, bu eserinde islam'm ilk doneminde kullamlan bazi kavramlan incelemektedir. Bu kavramlar ozellikle diger oryantalistlerin

ara~t1rmalarma

kom,i o l an kavramlard1r. Bu kavramlarm ilk donem literatiirde nas1l ku1lamld1gm1 ve bunlarm ne anlama geldigini analiz etmi~tir. i~te biz Bravmann'm ozellikle "Peygamber'in slinneti" tabiriyle ilgili tespitlerinin oe oldugunu ve oryantalistlere nasd cevap verdigini incelemeye

9ah~acag1z.

Bravmann 'a Gor e Scbacht'm i ddias1

Bravmann'a gore Schacht, Introduction to Islamic Law adh eserinde

"Peygamber'in silnoeti" tabirinin siyasi

ili~kiler

sonucu ortaya 91kt1gm1 iddia eder.

Schacht, bunu

~u ~ekilde

ifade

etmi~tir:

"islam 'la olan alakas1 baktmmdan slinnet, esas itibariyle hukuki bir ifadeden ziyade siyasi bir anlam

kazanm1~tlr.

0, halifenin siyaset ve idaresini gostermektedir. ilk iki halife Ebu Bekir ve Omer' in idari davram~ larmm teamtillere bagh olarak kabul edilip edil meyecegi meselesi, muhtemelen h. 23 y1lmda 6mer'e bir halef tayin edildigi zaman ortaya 91km1~tir. U9lincli hali fe Osman'm hicri 35 y1lmda oldtirillmesine yol a9an siyaseti

kar~1smdaki ho~nutsuzluk,

onun seleflerinin siyasetinden ve zimnen Kur'an'dan aynlmas1

~eklinde

bir su9lama halini

alm1~trr.

"Peygamber'in stinneti' tabiri bu mlinasebetle ortaya

91km1~

olup, henilz herhangi bir mlispet kaideler btittinil ile ayn1 degildi. Fakat 'Ebu Bekir ve Omer'in slinneti' ile Kur' an arasmda f1 khi bir halka

te~kil

ediyordu. 'Peygamber'in silnneti' tabirinin bu

~ekilde kullamh~1

i9in ger9ekten s1hhatli ve en eski tan1 k Harici reisi Abdullah b. !bad tarafmdan h. 76 y1hnda Emevi halifesi Abdulmelik'e gonderilen mektuptur.

Kelami bir anlam ta§tyan ve 'atalara ait ornekler' ile uyum halinde olan bu ter im, Hasan el-Basri tarafmdan mezkur halifeye gonderilen o devre ait bir risalede ge9mektedir. Bu, islam hukuk nazariyesine muhtemelen birinci yilzy1lm sonuna dogru Irak alimleri tarafmdan sokulmu~tur".

6

Bravmann aynca Schacht'm "Sur !'expression Sunna du Prophete" adh makalesine de at1fta bulunur. Ona gore Schacht bu makalesinde ''Peygamber'in stinneti" tabirinin dogasma dair daha

geni~

a91klamalar

yapm1~hr.

Schacht burada h. 76 y1lma kadar Peygamber'in siinneti tabirinin Kur'an ile ayn1 seviyede bagtmslZ bir kaynak olarak

olu~mad1gm1

iddia

etmi~tir.

Bu tabir Abdullah b.

lbad'm

dti~tincesinde

Kur'an'da

so~· k~nusu

olan ahkamla smuhyd1 ve Peygamber'in stinnetine uymak, bizzat Peygamber'in yaptigi gibi ancak Allah'm Kitab'ma uymaktan ibaretti.

7

5 Bu ~ah~mada eserin ikinci baslast esas alrnm1~ttr. Eser bundan sonra Early Islam ~eklinde

kJsaltilarak kullandacaktrr. .

6 Schacht, Introduction to Islamic Law, Oxford 1964, s.17'den nakleden Bravmann, Early Islam, s. 123.

7 Schacht "Sur !'expression Sunna du Prophete" Teheran 1963, s. 361-365'den nakleden Bravmann, Early Islam, s. 123.

(5)

Schacht, tarih9ilerin Hz. Osman ve Ali'nin halife se9ilmesiyle ilgili' bir rivayet naklettiklerini belirtir. Rivayete gore Abdurrahman b. Avf, Hz. Ali ve Osman'a,

Kur'an'a, Peygamber'in stinnetine ve ilk iki halifenin uygulamalarma (siret veya

fiil) gore hareket edip etmeyecegini sonnu§tur. Hz. Ali de cevabmda ilk iki halifenin uygulamalarma gore hareket etmek gibi bir zorunlulugunun bulunmad1gm1 ifade etmi§tir.

8

Bu rivayetten Hz. Peygamber'in uygulamalarma sunnet; ilk iki halifenin uygulamalarma stret veya fiil dendigi anla§1lmaktadir. Aynca bu rivayet h. 23 ydmda "Peygamber'in siinneti" tabirinin bag1msiz bir ilke olarak bulundugunu gostennektedir. Ancak Schacht Abdullah b. lbad'm Hz. Ebu Bekir ve Omer'in uygulamalan i9in siinnet kelimesini kulland1gm1 belirtir. Bu durumda Schacht'a gore tarih9ilerin naklettikleri, i9inde stret kelimesinin ge9tigi rivayet daha sonra sistematik geli§melerin iiriinii olmahdir. <;iinkii ortada ne Peygamber'in silnneti ne de ilk iki halifenin sireti bulunmaktadir; ortada olan sadece ilk iki halifenin siinnetidir. Bu nedenle mezkur aymm so~adan icad edilmi§tir.

9

Bravmann'a gore Schacht'm fikirlerini §U §ekilde ozetlemek miimkiindiir:

Esas olarak ilk iki halifenin uygulamalar1 siinnet kelimesiyle ifade edilmekteydi.

F akat daha sonra siinnet kelimesi "Peygamber' in davram§lar1 veya siinneti" i9in kullamlm1§tir. "Peygamber'in davran1§lar1 veya siinneti" fikri ise ge9 donemde fikhi-kelami tart1§malarm sonucu ortaya 91kan bir §eydir. Siinnet kelimesi Peygamber'in

davram~lan

i9in kullantlmca, ilk iki halifenin

davram~lan

i9in de . stret (veya fiil) kelimesi

kullamlm1~tir.

Aynca Hz. Ali ve Osman'm halife se9ilmesiyle ilgili olarak tarih9ilerin naklettikleri rivayette ge9en "Peygamber'in siinneti" tabiri esas (orijinal) olmay1p dajia sonraki neslin bir uydurmas1dir. Esas olan siinnet kelimesinin ilk iki halifenin davram§lar1 i9in kullamlmas1dtr.

10

Bravmann'a Gore Siinnet ve Siret

Bravmann, ilk metinlerde ge9en stret kelimesinin sunnetle miiteradif oldugu . kanaatindedir. Bu onemlidir, 9Un.kU ilgili metinlerde ge9en stret kelimesi erken donemde "Peygamber'in siinneti"nin varhgma

i~aret

etmektedir. Bu sebepten olacak ki, Schacht gibi erken donemde bu tabirin bulunamayacaglilI ileri sUrenler siret kelimesine ''biyografi=life-history" anlamm1

vermi~lerdir.

Bravmann, yukanda sozii ge9en Hz. Ali ve Osman'm halife se9imiyle ilgili Abdurrahman b. Avf'm yemin ettirmesi olaymm "Peygamber'in stinneti" tabirinin o donemde var olup olmad1g1 sorununa onemli bir cevap

te~kil

edecegini belirtir.

Mezkur rivayette "Peygamber'in siinneti" a91k9a ge9mektedir. Ancak bu Schacht'a gore uydurmadtr. Bununla birlikte Bravmann yeminle ilgili olaym farkh varyantlarmm incelenmesi gerektigini ifade eder.

11

8 Bkz. Bravmann, Early Islam, s. 124.

9 Bkz. Bravmann, Early Islam, s. 124-125.

10 Bravmann, Early Islam, s. 125.

11 Bravmann, Early Islam, s. 125.

(6)

Bilindigi gibi Hz. Osman hilafeti doneminde

9e~itli

uygulamalarmdan dolay1

ele~tirilmi~tir.

Hz. Osman'a

kar~1 ele~tirilerin

yiikseldigi bir zamanda Kfife'de kurranm lideri olan Ka'b b. Abdah Hz. Osman'a §oyle der:

'0~0~( ... ) <}~~.&I w.l.\lc..iJ:!:>.<.S.J_,.::.JI ~) ~.,illWj\.S WJ ~:,.Jl'OJ

... !

0!

. . ..

~~'i _,~

"Sen

~Ora

konusunda Peygamber'in siretine mutlak suretle uyacagma dair Allah'a soz

venni~tin. ~iiphesiz

bunu eksiksiz yerine getirdiginde aocak mil'minlerin idaresi senin hakkm olur". 12

Bu rivayette dikkate deger iki nokta bulunmaktad1r:

1- Rivayetten

anla~1ld1gma

gore Hz. Osman " Peygamber'in

davram~lar1"

hari9 hi9 bir

~eyle

kendini yiikiimlii

tutmamt~hr.

Dolay1s1yla yemin ettirme olay1yla ilgili rivayette ge9en "Kur' an ile ilk iki halifenin

davram~larma

uymak" ifadesi veya bu ikisiyle Hz. Osman't test etmek gibi bir

~ey

burada

zikredilmemi~tir.

2- Bundan daha da onemlisi rivayette gene! olarak kabul edildifi gibi Peygarnber'in davram~lar1 siinnet olarak degil, siret olarak adlandmlm1~tir.

1

Bravmann'a gore bu iki ozellik, yani rivayette Kur'an ile ilk iki balifenin

davram~larma

uyulmasmm zikredilmemesi ve siinnet yerine siret kelimesinin kullamlmas1 "Peygamber'in siinneti" tabirinin sonradan uydurulduguna dair iddiay1 9iirtiten onemli bir delildir. <;iinkil iddiaya gore Kur'an zaten

ba~tan

beri vardtr.

Siinnet ise ilk iki halifenin uygulamalar1 i9in

kullamlm1~t1r.

Bu durumda

"Peygamber'in siinneti" tabiri Kur'an ve il).c iki halifenin uygulamalar1 arasmda f1khi, yani yapay bir bag kurmak i9in

uydurulmu~tur.

Oysa yukar1daki rivayette Kur'an ve ilk iki halifenin uygulamalarmdan

bahsedilmemi~,

bunun yanmda ise

"Peygamber' in sireti" vurgulanmi~ttr.

14

Burada kullanilan sfret kelimesinin onemi a91kt1r. Zira sii.mzet kelimesi kullarulsayd1, mezkur iddiay1 dillendirenler bu rivayetin de uydurma oldugunu soyleyebileceklerdi.

Konuyla ilgili olarak Bravmann, h. 23 y1hnda Abdurrahman b. Avfm halife adaylar1 Hz. Alive Osman'1 yemin ettirmesiyle ilgili farkh bir rivayeti delil olarak kullamr. Buna gore Abdurrahman b. Avf, Hz. Ali'nin elini tutar ve ona

~oyle

der:

o ~ 0~ _, U"li.11 y\.;.J ~ yll:...JI~ ~ ~

'i ,:JI

~4 0)

.s.s1!i:-a _,

.&I ¥ ~

- ~ <} ~ 'i -' ~ J.,..:i 'i

.&I

J_,...

.J

"Sana bey'at ettigim takdirde Abdulmuttaiib ogullanm insanlarm s1rtma yiiklemeyecegine, Resulullah'm sfretine muhakkak uyacagma, ondan yilz 9evirmeyecegine ve onu eksiksiz yerine getirecegine dair Allah i9in soz ver!" .

15

Bu rivayette de hem Peygamber'in

davram~lan

i9in siinnet kelirnesi degil, siret kelimesi

kullamlm1~

hem de

Kur'~n

ve ilk iki halifenin

davram~larma

uymaya dair ifadeler

kullamlmam1~t1r.

Mezkur rivayetin diger varyantmda ise

12

Bkz. Belazuri, E11sabu 'l-E$r<if, (thk. SUheyl Zel3car-Riyad Zirikll), Beyrut 1996, VI, 154.

13

Bravmann,

Early Islam,

s. 126.

14

Bravmann,

Early Islam,

s. 126-127.

15

Bkz. Belazurt, Ensabu'l-qr<if, VI, 127.

(7)

Peygamber'in ve ilk iki halifenin uygulamalan i9in stret kelimesi kullamlm1§t1r.

Rivayete gore Abdurrahman b. Avf, Hz. Osman'a yemin ettinni§ ve ondan Orneyye ogullarm1 insanlara yiik etmeyecegine, Resulullah ile Hz. Ebu Bekir ve bmer'in stretine uyacagma ( ...

..JAC- _;

fa. 1,?11 _,Ail J.,,..._;

o~ .»A:.

ul

~)

bunlara hi9bir §ekilde muhalefet etmeyecegine dair soz almt§ttr. 16

Bu rivayette dikkat 9eken diger bir nokta da ''Kur'an'a uyma" ifadesinin bulunmamas1dir. Bravmann'a gore bu durumda "Peygamber'in sUnneti" tabirinin Kur'an ve ilk iki halifenin uygularnalan arasmda f1khi bir bag olu§turmak i9in ortaya attldtgma dair iddia ge9ersiz olmaktadlf.17 <;unkU bu iddia sahipleri sadece

"Kur'an'a-Peygamber'in sUnnetine-ilk iki halifenin uygulamalanna (siretine) uyrna"ya dair rivayeti dikkate alm1§lar ve sUnnetin Peygamber'le ilgili olamayacagm1 ileri silrerek bu rivayetin uydunna oldugunu soylemi§lerdir. Oysa bu rivayetin yanmda Kur'an'm ve ilk iki halifenin uygulamalarma dair ifadelerin yer almad1g1 rivayetler de bulunmaktadir. Hatta hem Hz. Peygamber'in hem de ilk iki halifenin uygulamalart i9in stret kelimesinin kullamld1gi rivayetler vard1r. $ayet bu erken tarihte iddia edildigi gibi ger9ekten "Peygamber'in sUnneti" tabiri

"Kur'an ve ilk iki halifenin uygulamalan arasmda f1khi bir bag olu§turmak"

maksath · idiyse "Peygamber'in sireti" yerine "Peygamber'in sUnneti" tabirinin kullamlmas1 gerekirdi. <;unkU ancak bu durumda "Peygamber'in sUnneti" tabirinin ge9tigi rivayetlerin uydurma oldugu soylenebilir. Fakat ne var ki, hem Hz Peygamber' in hem de ilk iki halifenin uygulamalar1 i9in stret kelimesi kullamlm1§ttr. Dolay1s1yla Schacht'm daha once iddia ettigi gibi ilk iki halifenin uygulamalarlin Hz. Peygamber'in uygulamalarmdan ay1rmak i9in tarih9ilerin ilk iki halifenin uygulamalarrna stret, Hz. Peygamber'in uygulamalarma siinnet dediklerini soylemek mUrnkUn degildir.

Bravmann'a gore Hz. Osman'm yeQ1in ettirilmesi olaymda kullamlan

"Peygamber'in sireti" tabiri ilk donemde "Peygamber'in stinneti"nin var oldugunun delilidir. CtinkU stret kelimesi siinnet kelimesinin mtiteradifidir. Ancak Schacht siret kelimesinin · sUnnet kelimesinin mUteradifi oldugunu kabul etmemi§tir. Schacht'a gore hem Ebu Yusuf hem de $afii siret ve sUnnet kelimelerini farkh anlamlarda mUtalaa etmi§lerdir. Schacht'm bu konudaki ifadesi

§Oyledir: "$afii Peygamber'in biyografisine (megazi, siret) dair hadislerle hukuki hadislerin arasm1 ay1rm1§t1r" .

18

Bravmann, konuyla ilgili olarak $afii'nin Kitabu'l-Umm adh eserinden iki metni kaydederek inceler. ilk metinde $afii, Ebu Yusufun sozlerini §U §ekilde nakleder:

16

Bkz. Belazuri, Ensabu'l-E§rtif,

VI,

127-128.

17 Bravmann, Early Islam, s. 127.

18 Schacht, The Origins of Mulzammedan Jurisprudence, s. 139'dan nakleden Bravmann, Early Islam,

s.

129.

(8)

L.J_,.J...ll

JY.

~ ~

..u...>?"'

J .~1

J_,...,_,

~ t)o _,~ .l2_,h.. lA.J#- J J.\.b11

_,..I

t)o 11\ J

~ ~ ••• J.-.... yt.:....,.,.l t)o ~\....JI Ul....JIJ

''Bu, Taif ve diger

~ehirlerle

ilgili Resulullah'm siimieti ve sfretinden mahfuz ve me~hur olan hilktimdilr. Sonra bu htikilm mtislilmanlar tarafmdan devam ettirilmi~ir. Ashab da selef-i salihin de bu htikmil uygulam1~lardtr".

19

ikinci metin de

~u ~ekildedir:

11\ . ~ L . 0 .. _,, WI ..):-' J

u

.)a,!

b.:i.1

.

C-.Wl.:i.l

~

w

"Ebu Yusuf

~oyle

der: Siinneti ve sireti bilen bir kimsenin bundan gafil olacagm1 zannetmiyorum".

20

Bravmann'a gore bu metinlerde

ge~en

siinnet ve siret kelimeleri farkl1 anlamlar ifade etmekten ziyade aym anlam1, yani "uygulama, muamele" anlamm1 ifade etmektedir. Ebu Yusufun ifadesinde ise ''Peygamber'in silnneti"

zikredilmemi~,

silnnet kelimesi mutlak olarak

k.'Ullan1Jm1~tlr.

Burada silnnet

"mtisltimanlann uygulamasma" i~aret etmektedir.

21

Bravmann bununla birlikte silnnet ve siret kelimelerinin anlamlarmm ne oldugunu belirleyecek

ba~ka

bir ornek iizerinde durur. Bu ornegin metni

~oyledir:

4...y....114..1..

~~~I t.::i\.91~

.i..!L.c.

~~

ul

..UY.:'A J .)A&-~ t)o

L.JlS.

J

''Her sene siyaseten valilerden hacc haberlerini almak Omer'in siimzeti ve sireti idi"

Bravmann'a gore bu metinlerin hepsinde siret kelimesi siimiet kelimesinin milteradifi olarak

kullamlm1~tir.

Son metinde Hz. Peygamber'in kendisi yoktur, ancak siinnet ve siret kelimelerinin kaltpsal kullamm1 dikkat 9ekmektedir. Netice itibariyle soylemek gerekirse ''Peygamber'in silnneti ve sireti" ifadesi ''Peygam- ber'in siinneti ve biyografisi=life-history" anlammda degil, ''Peygamber'in siinneti ve uygulamas1=procedure" anlammdadir.

22 .

Bravmann bunlarm yamnda yukar1da kaydedilen ''Resulullah'm silnneti ve siretinden mahfuz ve

me~hur

olan hiikiim" ifadesinden ilk donemde "Peygamber'in silnneti" tabir ve

anlay1~mm

var oldugu sonucunu da <;1kanr. Ona gore bu ifadede onemli bir s1fat olan "mahfuz= zihinde iyi

korunmu~, ezberlenmi~"

kelimesi

"Peygamber'in siinneti"nin varhgma zorunla olarak at1fta bulunur. <;tinkil bu kelime olaym raviler tarafmdan gozlemlendigini ve dikkatli bir

~ekilde

nakledildigini ifade eder.

23

Bravmann, Schacht'm yukandaki .ifadeyle benzerlik arzeden

ba~ka

bir metni kaydettigini ve yorumlad1gm1 belirtir. Schacht'm yine

~afii'nin

Kitabu'l-Umm'den naklettigi metin

~oyledir:

19 Bkz. ~afii, Kitabu'l-Umm, Beyrut, 1990, VII, 369.

20 Bkz.

~afii,

Kitabu'l- Umm,

VII,

360.

21 Bravmann, Early lslam,s. 130.

22 Bravmann, Early lslam,s. 130.

23 Bravmann, Early lslam,s. 130.

(9)

~

.lil.J .•.

~I

'l/J-

~ ~

L;o O...)!.J

.l:..I _ o~

'll.J

~

L;o

~

'l/

JU .Ul

Ji\

J>"'J ~ ~

~ ·--'I~-~--'IWI ~I· I~· c....l

. . • .JJ"-"" ~ .J ..) (jO (jO ~

"(Ebu Yusuf

~oyle

der:)

Re~ulullah'm ~oyle

buyurdugu bize

ula~t1:

Ganimetinizin be§te biri hari9 -deve horgiici.inden bir kt! dahi olsa- hi9bir §ey size · helal degildir. Bunun benzeri, mahfuz ve ma'ruf asar ve silnnet bize ul~mt§ttr".

24

Schacht'm bu metni yorumu §U §ekildedir: "Ebu Yusufburada Peygamber'den kendisine ula§an rivayetlerle (asar) bilinen ve tanman si.innetin (es-si.innetu'l- mahfuzetu'l-ma'rufe) arasm1 ay1rmt§tlr. ikincisi (yani bilinen ve tamnan si.innet) Ebu Yusuf'un kendi ekolunun f1k1h kaidesidir ve ge9mi§in kesin olmayan uygula- malarma kar§t dini ve sistematik bir itirazm sonucudur".

25

Oysa Bravmann "es- si.innetu'l-mahfuzetu'l-ma'rufe" ifadesinin "bilinen ve tanman siinnet" anlam1-na gelmedigi kanaatindedir. Aynca Bravmann bu ifadenin asla "ekolun ftkth kaidesi"

anlamma gelmedigini de vurgular. Ona gore bu.

ifa~enin

anlam1 §Udur: (ilk otorite- nin) uygulamas1 ve si.inneti, zihinde iyi korunmu§, ezberlenmi§ ve me§hur olmu§- tur".26 Bu metinde si.innet terimini niteleyen s1fatlar "Peygamber'in si.inneti"nin varhgmm tipik gostergeleridir. "Mahfuz", yani "zihinde iyi korunmu§ ve ezberlen- mi§" olarak nitelenen si.innet -Hz. Peygamber'in ad1 zikredilmese bile- otomatik olarak "Peygamber'in siinneti" ile aym anlama gelmektedir.

~.Jpl ••• _,,,,.J ~ ~ .J

cUmlesi burada Peygamber'in bizzat kendisinden nakledilen bir iistteki hadiste zikredilenle, yani ...

..Iii

J_,...J

~ ~

ci.imlesiyle aym anlama geldigine i§aret etmektedir.

Bravmann bu noktada Schacht'm, Ebu Yusuf'un si.innet fikriyle ilgili kaydettigi bir metne at1fta bµlunur. Burada Schacht §6yle der: "Ebu Yusuf Kitabu'l-Harac'da Hz. Ali'den bir hadis nakletmi§tir. Buna gore Peygamber i9ki ic;enlere 40; Ebu Bekir 40; Omer ise 80 degnek cezas1 uygulam1§t1r. Ebu Yusuf bunu §6yle yorumlam1§t1r: Bunlarm hepsi silnnettir. Ashab1m1z i9ki i9enlere 40 degnek cezas1 verilmesinde ittifak etmi§tir".

27 .

Bravmann'a gore Schacht, bu metinle ·ilgili olarak Ebu Yusufun stinnet fikrinin ne olduguna a91k bir §ekilde temas etmemi§tir. Bununla birlikte Bravmann, Schacht'm "bunlarm hepsi siinnettir" ifadesini Ebu Yusuf' a nispet etmesinin yanh§

oldugunu belirtir. Zira o, Hz. Ali'ye ait bir ifadedir.

28

Dolay1s1yla -her ne kadar Bravmann a91k bir §ekilde ifade etmese de- Schacht'm bu

yanh~

naklinden §oyle bir sonu9 ortaya 91krnaktad1r: Ona gore Peygamber'in si.innetinin onceligi ve ona uyulmast gerektigi gibi bir ilke soz konusu degildir. Toplumda 9e§itli stinnetler vardtr ve onlardan orf olan herhangi biri tercih edilebilirdir.

24 Bkz. $afii, Kitabu'l-U11u11, VII, 364.

25 Schacht, The Origins of Muhammedan Jurisprudence, 75'den nakleden Bravmann, Early

lslam,s. 131. ·

26 Bravmann, Early Islam, s. 131.

27 Mtislim, HudOd, 32.

28 Bravmann, Early Islam s. 132.

(10)

Bravmann, Hz. Ali'den nakledilen rivayette dikkat 9ekici bir ozelligin bulundugunu ifade eder .. Rivayette iki tip silnnet bulunmaktadir. Biri Peygamber'in silnneti; digeri ise ilk iki halifenin silnneti olup her ikisi de e§it olarak kabule §ayan gorilnmektedir. Bravmann'a gore . boyle bir durum bize

b~ka

bir rivayeti hatirlatmaktadrr. ibn Sa'd'm naklettigi bu rivayet §oyledir:

I

_g • ~ -' Ail

J

_g ·~~I

'ii

~ul.:..:i...:l ·1

J1,9 • W

·1

.'1 <r .JJ J • I J '-""'.) <r .JJ • J c.J. >-'"' y::. c.J.

lS.J~ y::. ~ ~ ~I~ Ail

J_,...

.J ~

J.lt.;! <)l .ul

Ail J ~ y.9 ~

JW ul.:..:i...:t! fa.

"Omer, olilm vakti yakla§mca §oyle dedi: Size bir halef biraksam, bu silnnettir; birakmasam bu da silnnettir. Resulullah vefat edince bir halef b1rakmad1;

Ebu Bekir ise b1rakti. Ali §Oyle dedi:

Vall~hi

anlad1m ki Omer, Resulullah'm silnnetini hiybir §eye denk tutmam1§tlr. i§te bu ola~, Omer yeni bir halife seyimi iyin §Uray1 olu§turdugu zaman meydana gelmi§tir''.

2

Bravmann'a gore Hz. Ali rivayetinde geyen "bunlarm hepsi stinnettir"

ifadesiyle Hz. Omer rivayetinde geyen "bu silnnettir ... bu silnnettir" ifadesi aym anlama gelmektedir.

30

Bununla birlikte Hz. Omer rivayetiyle ilgili ibn ishak'm naklettigi ba§ka bir varyantta ise aym olay anlatilmasma ragmen silnnet tabiri hiy bulunmamaktad1r. Rivayetin metni §Oyledir:

.l.i.c:. J1j ~ J ~ .< · Lil . ~I ,l! All

J

Y"'.)

u

•I • c.J_,... . I · II ~ • I _I .(i\.9 J .l.i,c. Y::. I . llj -e-

4.J\i.o

'j Y" Ji

·I

Ull

u .. ;, · ·

.a. ·

-·<·iii-·<

·1 ·I · · .a. • ~I

iii

~I ·\.(it!

cJ U" ..r-~~ . r (.)A ~y ~y (.), J ~ ~ . r (.)A c.J. J

1~1 ~

r-1

Ail

J.,....)

"Omer' in olilm do§eginde soyledigi soz olmas1yd1, milslilmanlar Resulullah'm Ebu Bekri halef tayin ettiginden §ilphe etmezdi. Fakat Omer oliim do§eginde §oyle soylemi§ti: Size halef tayin etsem, benden daha hayirh olan halef tayin etmi§tir.

Halef tayin etmesem, benden daha hayrrh olan halef tayin etmemi§tir. Boylece insanlar Resulu!lah'm halef tayin etmedigini anlamt§tir".

31

Bravmann'a gore silnnet kelimesinin geymedigi ibn ishak rivayeti

§U

geryegi ortaya koymaktad1r: Herhangi bir ilk otorite tarafmdan tesis edilmi§ ve boylece sonraki nesiller tarafmdan onaylanm1§ bir silnnet anlay1§1 bu tarihte mevcuttur.

Dolay1s1yla silnneti kaynagt belirsiz toplum orfii, uygulamas1 olarak kabul etmek milmkiln degildir. Aynca rivayette lafzi olarak silnnet kelimesinin bulunmayt§I

"Peygamber'in silnneti" tabir ve

anlayt§~nm

f1khi millahazalar sonucu uydurulma- d1gm1 da gosterir. <;unkil ibn ishak rivayetinde en azmdan iddia edenlere gore

"Peygamber'in silnneti" tabirinin uyduruldugunu gosteren lafzi ifadeler bulunma- maktadtr. Ancak bununla birlikte rivayette "Peygamber'in silnneti" anlayt§l zunnen vardrr.

Bunun yamnda "Peygamber'in silnneti" faraza ftkhi millahazalar sonucu kabul

29 Bkz. ibn Sa'd, et-Tabakatu'l- Kiibra, (thk.

Muhammed

Abdulkadir Ata), Beyrut 1990, III, 260.

30 Bravmann, Early Islam s. 132

31 Bkz. ib!1

Hi~am,

es-Sfretu'n-Nebeviyye, (thk. Muhammed Ali el-Kutub), Beyrut 1995, IV, 268.

(11)

edilse bile Hz. Ali ve Omer rivayetlerinde sirayla si.innet olarak adlandmlan uygulamalarm

e~it

olc;Ude kabule

~ayan

oldugu zannedilmemelidir. Her ne kadar Hz. Ebu Bekir ve Omer' in siinneti Peygamber'in siinnetine nazaran daha az kabule

~ayan

olmasa da Peygamber'in si.innetine yonelik bir tercih ta

·ba~lang1c;tan

beri bulunmaktadir. Hz. Ali'nin hem "vallahi anladun ki ... "

~eklindeki

ifadesinden hem de daha once Abdurrahman b. Avfm halife tayini ile ilgili olayda gosterdigi tavirdan bunu anlamak mUmki.indi.ir.

32

Bravmann, siret kelimesiyle ilgili tahlillere son olarak tbn Ishak'm naklettigi bir rivayeti omek verir. Bu rivayette alt1 c;izilmesi gereken iki nokta vardir. Biri siret kelimesini Hz. Peygamber'in bizzat kendisinin kullanmas1; digeri ise rivayette daha once kaydettigimiz gibi "Siretu Resulillah" ifadesini kullanan Abdurrahman b. Avfm gec;mesidir. Rivayetin metni

~oyledir:

'1J1_,la:i '1.ili4fow..1.,tra .ill\

~~~JC.I u~

<Y-' y

(~1_,111) 1J~

Ail

Jy.ii.J Jj ~

~

o

_>.!.u! .J

.dil ¥

I~

l.l,!l

J

I fo 'i

.J

I _,fw 'i

J

I

J...>.l.Li

"Sonra .Resulullah

~oyle

buyurdu: Ey tbn Avfl (Sancag1) ahmz ve Allah yolunda Allah'1 inkar edenlerle hep birlikte

sava~m1z. A~mhktan

kac;m1mz, ahdinizi bozmaym1z, kimseye

i~kence/miisle

yapmay1mz, c;ocuklar1 oldUnneyiniz.

Bunlar Allah'm ahdi ve sizinle ilgili Nebinizin sfretidir".

33

Bravmann'a gore A. Guillaume metnin son boli.imUnU " ... and the practice of his prophet among you=bunlar ... ve aran1zdaki Peygamber'in uygulmas1d1r"

~eklinde c;evirmi~tir.

Bravmann, siretin "practice" olarak c;evrilmesini dogru kabul eder. Zira o, siretin si.innet, dolay1s1yla uygulama, pratik oldugu kanaatindedir.

Schacht'm iddia ettigi gibi siretin ozellikle bu gibi yerlerde "biyografi=life-history"

olmas1 miimkiin degildir. Boyle olunca Hz. Peygamber bizzat kendi ifadelerinde

"Peygamber'in siinneti"nin varhgm1 ortaya

koymu~

olmaktad1r.

Bravmann, A. Guillaume'nin sireti "practice" olarak c;evinnesini dogru kabul etmesine ragmen metinde gec;en "fi" harf-i cerrini

~'among=arasmda"

olarak c;evinnesini

ele~tirmi~tir.

Ona gore "fi" harf-i cerri burada "with respect to= ... ile ilgili" anlamindadtr.

34

Bravmann'm bu tespiti onemlidir, zira "fi" harf-i cerrinin

"among'' olarak c;evrilmesi hadiste belirtilen

~eylerin

o donemle smrrh oldugunu

c;agr1~ttrmaktadir.

Bravmann'm c;evirisi ise bunun. tum mi.isliimanlar ic;in ortaya

konulmu~

bir siret veya si.innet oldugunu ifade etmektedir.

Bravmann yukanda goriildi.igii gibi . . ''Peygamber'in siinneti" tabir ve

anlay1~mm

erken donemde var oldugunu ispat etmek ic;in siret kelimesi Uzerinde

yogunl~m1~

ve ilk metinlerde kullan1lan siret kelimesinin "biyografi" degil, siinnet anlamma geldigini

vurgulariu~t1r.

Bravmann'a gore ''Peygamber'in siinneti"ne delalet eden diger ifadeler Bravmann bu argi.imandan

b~ka

"Peygamber'in sUnneti" tabir ve

anlay1~mm

32 Bravmann, Early Islam, s. 133.

33

Bkz. ibn

Hi~am,

es-Sfretu'n-Nebeviyye, IV, 247.

34 Bravmann, Early Islam, s. 134.

(12)

erken donemde var olquguna dair ba§ka omekler iizerinde de durmu§tur.

~imdi

bunlar1 gorelim.

Daha once ibn Hi§am'm Siret'inden naklen Hz. Peygamber'in kendi uygulamalan iyin stret kelimesini kulland1g1m ve bununla siinneti kastettigini gormii§tiik. Yine ibn Hi§am'm kaydettigi bir rivayette bizzat Hz. Peygamber'in kendi uygulamalar1 iyin sii.nnet kelimesini kulland1g1 goriilmektedir. ibn Hi§am'm metni §oyledir:

.fa.

.lS r..jJl_,ll ~ o~_,! ylb.JI~

01

o~

<J"4

~ ~'3 Ail J_,....J ~_;:.. ijb...) L>:I Jj

~

0_>:.:j 01 Y _,! c.SI

.J Lo

c.SI

.J ~

J.i

Ail

J_,...

.J

01 .fa-?. 01

~ ~.l:i.S .•• ~

Ji..

.J

oJ#.

~ ~

.;:lJI ~I~

.J

tt.:.JI 0~ <} 0~ ~ .USjll r..j~

i).o

~ 0~

.J

ylh..11~ ~

"1bn ishak §Oyle · der: Bana ula§tigma gore Resulullah Hamza b.

Abdulmuttalib'i aramak iyin ylktl. Onu vadinin ortasmda kamt cigerine kadar yanlm1§ ve i§kence edilmi§ buldu. Bana Muhammed b. Ca'fer, Resulullah'm gordiigii olay iizerine §oyle buyurdugunu anlatt1: Safiyye iiziilmeseydi ve benden sonra bir siinnet olmasayd1, onu y1rt1c1 hayvanlarm karmlarma ve ku§larm kursaklarma terkederdim".

35

Bravmann'a gore A. Guillaume "lev la ... " ile ba§layan ciimleyi §U §ekilde yorumlamt§tir: "Bu hadis -§ayet sahihse- Peygamber'in yapt1g1 her fiilin gelecek nesiller iyin bir omeklik te§kil edeceginin farkmda oldugunu gosterir. Bununla birlikte son ciimlenin metne ilave edilmesi de miimklindiir". Bravmann'a gore bOyle bir tahmin, Peygamber'in siinneti anlayt§lrn sonraki flkhi geli§melerin bir iiriinil kabul edenler iyin anlamhdlf. Oysa Bravmann, boyle bir anlay1§t kabul etmenin miirnkiin olmad1gm1 belirtir. <;iinkii _ ibn Hi§am'm metninde geyen siinnet tabiri Peygamber'in bizzat kendisine de uygulanabilecek olan kadim Arap dil§iincesini yans1tmaktad1r. Bravmann bilyUk

~air

Tarafe'nin amcas1 Mutelemmis'in, bir §iirinde kendisiyle ilgili aym ifacleyi kulland1gm1 ifade eder:

I. . .l'.ii.J~ ~. ~

••• ~ c.S r..j • \-1.).J

"Boylece benden sonra kendisine uyulacak bir silnnet miras birakacag1m".

Bu dii§Unceye gore ba§lang1 yta bir ki§i tarafmdan tesis edilen bir uygulama (yani silnnet) daha sonra ba§kalar1 tarafmdan devralman bir uygulamaya donil§mektedir. Hem Hz. Peygamber'in sozUnde hem de Mutelemmis'in §iirinde siinneti ortaya koyan §ahsm, bu geryegin bilincinde oldugu anla§ilmaktadlf. Yani

§ah1s bilinyli olarak bir uygulama or.taya koymakta ve bu uygulama sonralart topluma mal olmaktadlf. Aksine dii§UniildU~U gibi siinnet kaynag1 belirsiz, anonim

35Bkz.

tbn

Hi~am, es-Siretu 'n-Nebeviyye,

m, 88.

Metnin son ifadesi zahiren problemli gibi gt>zilkmektedir. ibn ishak'taki metinde ti~

rY>

ile ~yl arasmda ~Lo ifadesi g~mektedir.

(Bkz. Siretu lbn lshak, thk. Muhammed Hamidu~lah. Kanya,

1981,

s.

314)

Buna gore mana

"benden sonra sUnnet olmas1yd1, onu gonunezdim, yut1c1 hayvanlann ... btralardim" olur.

Aslmda "onu g6mmezdim" ifadesi

Hz.

Peygamber'in amcas101 yok sevmesi ve halini dU~Unmesi nedeniyle "onu gommeye klyamazdun" anlamma 'gelmektedir. Dolay1S1yla burada amay,

Hz.

Hamza'y1 yut1c1 hayvanlara birakmak degildir. Bu sadece bir sonuytur.

239

(13)

bir uygulama anlamma gelmemektedir. Siinnetin "belirli §ah1slar tarafmdan tesis edilen bilinyli uygulamalar oldugu" konusuna ileride tekrar donecegiz.

Bravmann'a gore ibn Hi§am'm eserinde kaydettigi gibi Peygamber'in siinnet olacag1 endi§esiyle bir uygulamadan kayllllllast, aslmda erken donemde

"Peygamber'in siinneti" tabir ve an layt§tntn· var oldugunu ortaya koymaktadtr.

Bravmann, bu omegin d1§tnda ibn Hi§am'm metninde geyen ifadelerle aym olan ba§ka bir omegi inceler. Bu ornekte de ·dikkat yeken nokta aym endi§enin aym ifadelerle dile getiri lmesidir. ibn Sa'd'm kaydettigi bu ornegin metni §oyledir:

ufo ,:;\ 'J) JI,!_, r-J..j tY> _,~I tY> y~ ..dil J.,,...J u) ~I UC-

IY'.Ju.

<Y.1 ~.fa.I~-» <Y.I

Wc.yl~

"ibn Ciireyc ibn Tavus'tan, babasmm §oyle dedigini nakleder: Resulullab, nebiz ve zemzemden iyerek §6yle buyurdu: Silnnet olmasaydt, kuyudan bizzat kendirn su 9ekerdim".

Bravmann'a gore sikaye i§i hacc ibadetinin bir par9as1 olup Peygamber tarafmdan da 'Abdulmuttalib ogullarmm _ bir hakkt olarak kabul edilen kadim bir Arap adetidir. Hz. Peygarnber hadiste belirtildigi gibi bizzat kend isi suyu yekerek ta§tdtgt takdirde toplumdaki her bir ferdin onun bu uygulamasma uyabileceginden kayg1 duymaktadtr. Diger bir ifadeyle Hz. Peygamber, boyle bir siinnet tesis ederek Abdulmuttalib ogullarmm hakkm1 kaybetmesinden endi§e etmektedir.

36

Bravmann'a gore konuyla alakah ilgi 9ekici diger bir nokta mezkur olaym ba§ka varyantlarmda "lev la ... " ile ba§layan ifadenin daha somut ve daha detaylt ge9mesi, ama bununla birlikte stinnet kelimesinin bulunmamas1d1r. ibn Hanbel'in Miisned'inde geyen bu rivayet §oyledir:

~y~

_,h}I

.U~.)i;_,l_,uJW ~0~~"-oc.

fa. _,t_.) L.

~~\.i..JI ~ ~ IY'~

<Y.l

c)c-

-<. -

We. "'

.ub -<•

,1,. lS.,.j

.u

~

Ull ·I 'J

I

JI,!

r - ..)" -

,~

_, '-' -

U" (..) .,,.

"Peygamber su i9me yerine geldi. Amca ogullan oradan su 9ekiyorlard1.

Peygamber §oyle buyurdu. 'Bana verin ! '. Kovay1 ona verdi ler. 0 da ondan su ii;ti.

Sonra §oyle buyurdu: insanlar bunu hacc ibadetinin bir par9as1 telakki etmeselerdi ve boylece sizi sikaye i§inden mahrum etmeselerdi, sizinle birlikte su 9ekerdim".

37

Bravmann'a gore bu rivayette "Peygamber'in siinneti" tabiri lafzi olarak bulunmamaktad1 r, ancak burada "Peygamber'in siinneti"

anlay1~1

ai;tk bir §ekilde ima edilmektedir. Yani rivayette "Peygamber'in siinneti" lafzi olarak yoksa da fiili olarak vardir. Bunun en onemli sonucu "Peygamber'in sUnneti" anlay1§tntn daha sonraki ftkhi tart1 §malar sonucu ortaya 91kmam1§ olmas1drr.

3

s <;unkti bu tabirin lafzi olarak rivayette bulunmasma dayanarak onun daha sonraki geli§meler neticesi rivayete bir ekleme oldugu- -en azmdan bu gorii§te olanlara gore- soylenebilir, fakat bu tabirin lafzi olarak rivayette bulunmamasi boyle bir iddianm imkamm ortadan

36B ravmann,

Early Islam,

s. 169.

37 tbn Hanbel,

Musned, I,

76,

157.

SUnnet

kelimesinin

ge9medigi bu

rivayeti,

Buhari de nakletmi~tir. Bkz.

Hacc,

75.

38

B

ravmann,

Early Islam,

s. 170.

(14)

I

I

kaldmnaktadtr.

Bravmann, yukandaki rivayetlerle benzerlik arzeden

b~ka

hadisler i.izerinde de

durmu~

ve bunlann "Pey,gamber'in stinneti"

anlay1~m1

ima ettigini ifade

etmi~tir.

Buhari'nin naklettigi bir hadis buna

i~aret

etrnektedir: .

''Dmmetime

'me~akkat

verecek olmasayd1m, Allah yolunda s:1kan hiy bir seriyyeden geri kalrnazd1m. Allah yolunda

sava~tp

oldi.iri.ilmei sonra tekrar diriltilip oldi.irUlineyi sonra tekrar diriltilip oldtiri.ilmeyi isterdim".

3

Bu rivayetin

ba~ka

bir varyantt Muvatta'da ge9mektedir. Burada Ebu Hureyre'den nakledilen hadis §6yledir:

"Ummetime me§akkat verecek o lmasayd1m, Allah yolundaki hi9 bir seriyyeden geri kalmazdun. Fakat ben onlar1 bindirecek binek bulamad1m; onlar da bundan sonra binecek vas1ta bulamaz. Benden sonra benim gibi her sefere s:rkamamak onlara ag1r gelir. Halbuki Allah yolunda sava§tp oldi.iri.ilmeyi...',40

Bravmann'a gore bu rivayetlerde ge~en. "c;.-1 ~~I ul 'J ~' ~eklindeki ~art ctimlecigi "~ (ufij) 0~ ul 'J ~· anlamma gelmektedir. Rivayetlerdeki dti§Unceyi

§U §ekilde izah etrnek mUmktindUr: Peygamber'in istisnas1z her sefere kat1lmas1 Ummetin her §artta dini bir gorev, yani Peygamber'in si.inneti olarak tilm seferlere katilmay1 kabul etmesine sebep olacaktir. Rivayetlere gore Hz. Peygamber, Ummetine me§akkat verecek boyle bir sUnneti di.i§i.in.Ur ve bunun olu§masmdan kas:mmak iyin kendini birkas: seferle sm1rlar. Hadislerin devammda i§aret edildigi gibi i.imrnete dair zorluk onlarm zorun lu olan sava§ teyhizatmt tedarik etmede kar§da§acaklart zorluktur. Peygamber'in bu zorluktan kas:mma istegi, hadiste sarih bir §ekilde ifade edi lmi§tir. Ancak bu zorlugun altmda yatan sebep, yani bu uygulamanm normatif ozelligi sarih bir §ekilde ifade edilmeden b1rak1lm1§ttr.

Bununla birlikte "bir slinnet olu§turmama" fikrinin lafzi olarak ifade edilmeyi§i hiybir §eyi degi§tirmez. Zira boyle bir fikir rivayetlerin bi.iti.inUnden kolayca anla~ 11maktadir.

41

Bravmann bunlara paralel olarak "c;.-1 ~ ~I 01 'J )" tislubuna benzeyen ba§ka bir hadis Uzerinde durur. Bu hadiste Hz. Peygamber, ihtiva ettigi zorluktan dolay1 a§ag1da zikredilecek uygulamanm zorunlu olmad1gm1 beyan

etmi~tir.

Buhari'nin Ebu Hureyre'den naklettigi hadis

§Oyle~ir:

"Ummetime -veya insanlara-

me~akkat

verecek olrnasayd1m, her namazla birlikte onlara misvak kullanrnay1 emrederdim". 42

Bravmann'a gore "lev la ... " ile ilgili yukar1da verilen orneklerle burada sunulan omek arasmda bir fark vard1r. Yukar1daki omeklerin aksine burada bir si.innet tesis etmekt. en kas:mma istegi, as:1kya

~art

ctimleciginin cevabmda ifade edilmi§tir. Hadiste gortildi.igi.i gibi cevap ci.imlesi "misvak kullanmay1 emrederdim"

39

Buhari, iman, 26.

40 Muvatta, Cihad, 40.

41 Bravmann, Early Islam, s. 172.

42 Buhari, Cum'a, 8.

241

(15)

~eklindedir

ve bu ifade siinnet tesis etmekten ka9rnma istegini ifade etmektedir.

Elbette "stinnet tesis etmekten ka9mmay1" ifade eden bu ctimle. zunnen "stinnet tesis etme imkamm" ortaya

koym~ktadrr.

"silnnet tesis etme imkam" da burada Peygamber'in ?9lk bir emrine dayanmaktadrr. Yukandaki omeklerde ise Peygamber'in bir emri soz konusu olmay1p onun tarafindan ortaya konulan uygulamalarm stinnet olarak telakki edilmesi soz konusudur. Dolay1s1yla Peygamber'in, bu uygulamalan ttim timmetin yerine getirmesi gereken normlar olarak tesis ettigi tahmin edilebilir. Diger a91dan dolayh olarak yani ima yoluyla Peygamber uygulamalarmm timmet tarafrndan benimsenmesi, normatif olan bu uygulamalarm genelde tabii ozelligini yani f1khi miilahazalar sonucu olmama ozelligini; ozelde ise ''Peygamber'in stinneti"

anlay1~mm

var oldugunu ortaya koyar.

Bravmann'a Gore Siinnet ve Orf

Bravmann son olarak Schacht ve Margoliouth gibi oryantalistler tarafrndan stinnet kelimesinin "orf' olarak

anla~1lmasm1

inceler. Schacht ve Margoliouth'a gore silnnetin temel anlam1

"i~lek

yol=the beaten track" demektir. Bu da stinnetin

"toplumun orfii" anlamma geldigini gosferir. Bu orf "belirli bir

ki~i

tarafmdan tesis edilen ve sonradan toplumun omek ahp uygulad1g1 uygulamalar" anlamma gelmemektedir. Bu anlamda, yani orf anlamuida stinnetin "belirli bir

ki~i

tarafmdan tesis edilen uygulama" ~eklindeki anlam1 sonraki geli~melerin. tiriintidtir.

43

Oysa Bravmann, si.innetin ilk ve temel anlammlll "belirli bir

ki~i

veya bir grup tarafmdan tesis edilen uygulama" oldugu gorti§tindedir. Bununla birlikte o, "belirli bir ki§i veya bir grubun tesis ettigi uygulama" anlammdaki stinnetin zamanla

"toplumun orf ve uygulamalar1"na

donti~ttigtinii

ifade eder. Araplar "belirli bir

ki~i

tarafmdan tesis edilen si.innet"in sonradan ''toplumun orfu"ne donti§mesinin tamamen bilincindedirler. Stinnetin bu temel anlam1

~air

Lebid b. Ebi Rebi'a'nm

~iirinde

dile getirilmi§tir: ·

\+-lo) J ~ ? }

JSJ

J ~ j\.:1 ~ W1..

y;...

i).o

"Atalarm, kendileri i9in stinnet koydugu topluluk;

Ve her kavmin bir stinneti ve o stinnetin bir koyucusu vardtr''.

44

Bu satrrlar senne fiiliyle genel-geyer uygulamalarm bilin9li ve maksath tesis edildigine dair fikri gti9lti bir

~ekilde

vurgulamaktadrr. Bu

~iir

aym zamanda senne fiilinin yan1s1ra si.innet kelimesiyle de stinnetin temel anlamlDlil "tesis

edilmi~

uygulama" oldugunu ortaya koymaktadrr. Zira Lebid, burada kabilesinin mevcut uygulamasm1 atalannm tesis ettigi stinnete dayandmm~rr.

45

Bravmann'a gore aym

~eyi

Hz. Osman'm katliyle ilgili olarak Eymen b.

Hureym'e atfedilen bir

~iirde

de gormek miimktindtir:

43

Bravmann,

Early Islam,

s. 151.

44

Bkz. Ebu Abdullah el-Hilseyin ez-Zevzeru,

$erhu'l-Muallakati's-Seb'a,

M1srr 1995, s.

138.

45

Bravmann,

Early Islam,

s. 165.

(16)

1_,..:i!

~l..hl... ~ .J~

Y4 J

~_,10"" .J~ ~ ',?\.! U~ ~

.

"Onlar Osman' 1 katlettiler;

Atalannm tesis ettigi bu yol (sUnnet) ne kotti bir yoldur; sultanlanna

kar~1

aytiklan bu kap1 ne kotti bir kapidrr!".

46

Burada Eymen b. Hureyrn HZ. Osman'1 katledenlerin fiillerini atalarmdan birinin tesis ettigi siinnete

dayandmm~tir.

Dolay1s1yla bu

~iirde

mezkur uygulamanm, yani sUnnetin belirli bir

ki~i

tarafmdan bilin9li ve maksath bir

~ekilde

tesis edilen bir uygulama oldugu vurgulanm1~hr.

Bravmann, aynca siinnetin toplumun orfii degil, belirli kimselerin tesis ettigi bilin91i uygulamalar olduguna senne fiilinin temel anlammda "bir paramn veya maim belli bir k1sm1m bir·kimseye takdir ve tahsis (~_}-~.)I)" gibi bir manamn bulundugunu soyleyerek delil getirir. Boyle bir mananm esas esprisi de siinnet kelimesinin toplumun orfline degil, belirli

ki~ilerin

bilin9li eylemlerine dayanmas1 ger9eginde yatrnaktadir. Bravmann konuyla ilgili olarak dart ornek Uzerinde durur, ancak ikisini kaydetrnekle maksadm hasil olacaguu

dU~UnUyoruz.

Belazuri'nin naklettigi rivayet

~oyledir:

"Halid b. MUtrif'e gelince o,

~erefli

ve soylu bir kimseydi. Yezid b. Abdulmelik onu ziyaret etti ve Halid'den k1z

karde~ini

kendisiyle evlendirmesini istedi. Halid de ona 'babam kendi hanimlarma rnehir olarak yirmi bin dinar takdir ve tahsis etrni~tir (.Jli:!.:i u.JI 0.!fo o~W 0"" .:iS). Bu miktan verebilirsen,

anla~mz,

aksi takdirde seni klz

karde~imle

evlendiremem' diyerek cevap verdi".

47

ibn Sa'd'm naklettigi diger rivayet jse

~oyledir:

"Abdulrnuttalib, cana

kar~1hk

yUz deve diyeti takdir ve tahsis eden ilk kimseydi. B· aylece bu,

Kurey~

ve Araplar arasmda zorunlu diyet miktar1 oldu. Resulullah da bu diyet miktanm te'yid edip ikrar etti".

48

Bravmann'm bu orneklerden yola 9ikarak vard1g1 sonu9

.~udur:

Bu ornekler senne fiilinin temel anlamm1 aydmlatmaktadrr.

~ayet

sunnet kelimesinin temel anlalill toplumun anonim orfa ise senne fiiliyle ifade edilen anlamm da bu olmas1 gerekir. Oysa yukar1daki omeklerde senne fiilinin "birinin bir

~eyi

takdir ve tahsis yoluyla tesis etmesi" anlammda oldugu goriilmektedir.

Oyl~yse

sUnnet kelimesi de temel anlarm itibariyle toplumun anonim 'orfil degil, belirli bir kimsenin tesis ettigi bilin9li bir eylem, uygulama manasma gelmektedir.

49

Bravmann bunlarm yanmda sUnnetin belirli

ki~iler

tarafmdan tesis edildigine dair Kur'an'a ve onun tefsirlerine de at1fta bulunur. Atifta bulundugu ayetin meali

~oyledir:

"i~te

bu yUzdendir ki israilogullarina

~oyle yazm1~tik:

Kim bir cana veya yeryUziinde bozgunculuk 91karmaya

kar~1hk

olmaks1zm (haks1z yere) bir cana

46 Bkz. Mtiberred, el-Kamil, (thk. Muhammed Ahmed·ed-Dali), Beyrut 1993, II, 919.

47 Bkz. Bravmann, Early Islam, s. 152.

~

.

Bkz. Bravmann, Early Islam, s. 154.

49 Bravmann, Early Islam, s. 154-155.

(17)

ktyarsa biltiin insanlar1

oldilrmil~

gibidir. Her kim bir cam kurtanrsa biltiin insanlar1

kurtanm~ gibi olur".

50 .

Bravmann'a gore mUfessir Beydavi, ayetin "Kim bir caria k1yarsa, bUtiin insanlar1

oldilrmil~

gibidir" kismmt

~oyle yorumlam1~tJr:

"<;ilnkil o, canm saygmhgm1

9ignemi~,

oldilrmeyi silnnet

k1lm1~

(Ji.ill i:.;..a) ve ba~kalanm oldilrmeye te~vik etmi~tir".

51

Ayetin bu

~ekilde

yorumu, daha once zikredilen insan fiilleriyle ilgili Arap

algilay1~1

ile tamamen mutab1ktir. Dahas1 bu yorum Eymen b. Hureym'in ifade ettigi

dil~ilnceyle

goze 9arpar bir benzerlik i9indedir. Aynca bu yorum Buhari'nin naklettigi

~u

hadisle de uyum i9indedir:

"Herhangi bir nefs zulilm ile oldilrillecek olursa muhakkak onun giinahmdan bir pay ilk Ademoglu i.izerine yaz1hr. <;ilnkil o oldilrmeyi ilk sunnet kilandir".

52

Bravmann yukanda zikredilenlerden

~u

sonuca varir: Siinnet kelimesi, Arap ve islam

alg1lay1~mda

toplumun anonim orfu degil, belirli

ki~iler

tarafmdan tesis edilen uygulamalar anlamma gelmektedir. Ger9ekten mevcut toplum orfli, belirli

ki~iler

tarafmdan tesis edilen uygulamaya dayah olarak

geli~mektedir.

Bir diger ifadeyle belirli bir

ki~i

tarafmdan tesis edilen uygulama zamanla toplumun orfiine

donii~mektedir.

Dolay1s1yla bu durumda siinnet kelimesinin "belirli

ki~ilerin

bilin91i uygulamalanm" i9ermedigini iddia ederek "Peygamber'in silnneti" tabir ve anlay1~mm ge9 donemde ortaya attld1gm1 soylemek milmkiin degildir.

53

Sonu~

Bravmann, inceledigimiz eserinde Schacht'm "Peygamber'in siinneti"

tabiriyle ilgili iddialarma cevap

vermi~tir.

Schacht'a gore

~afii'ye

kadar hukuki ve dini anlamda "Peygamber'in siinneti" tabiri bulunmamaktad1r. Dolay1s1yla bu tabir daha ziyade f1khi ve kelami

tart1~malar

sonucu ortaya 91kan fikirlere

me~ruiyyet

9er9evesi

olu~turmas1 dii~iinillen

bir ilke alarak

uydurulmu~tur.

Erken donemde bu tabir bulunmad1g1 i9in ilk donem metinlerde ge9en, hukuki ve din! anlamda "Peygamber'in silnneti"ne .delalet eden tabirler Schacht'a gore uydurmad1r. <;iinkii bu iddia mezkur tabirin ilk donemde "olmamas1 gerektigine"

dayanmaktadir.

Bravmann bu iddiay1

9e~itli ~ekillerde

ele

alm1~

ve buna cevap

vermi~tir.

Dikkat 9ekici olan ily tip cevabm1

~u ~ekilde

ozetlemek miimki.indiir:

1- ilk donem metinlerde ge9en "Peygamber'in sireti" tabiri ''Peygamber'in siinneti" anlamma gelmektedir. Buralarda siret ve siinnet kelimesi

e~anlamhdir.

Oysa Schacht bu rivayetlerde ge9en siret kelimesinin "biyografi" anlammda oldugunu

belirtmi~tir.

Bravmann bu noktada halife ses:imiyle ilgili yemin olay1 iizerinde

yogunla~m1~

ve olaym

9e~itli

Val)'.antlarmt

ara~tlrm1~t1r.

Bu rivayetlerin

50 Mfilde, 32.

51 Bkz. Beydavl,

E11varu't-Te11zfl ve Esraru't-Te'vfl,

Beyrut 1988, I, 264.

52 Buharl, Cenaiz, 32.

53 Bravmann,

Early Islam,

s. 167.

(18)

birinde halife adaylanna "Peygarnber'in stinnetine" baghltk

sorulmu~tur.

Schacht' a gore bu ifade uydurmadir. Ancak Bravmann aym olayla ilgili o1arak stinnet yerine s'iret kelimesinin kullamld1gm1

te~pit etmi~tir.

Siret kelimesinin uydunna oldugunu iddia edemeyen Schacht bu kelimenin "biyografi=life-history" anlarnma geldigini

soylemi~tir.

Oysa aytkya

anla~1lmaktadrr

ki, bu rivayetlerde kullamlan siret kelimesi dar Mlamda hayat hikayesi degil,

geni~

anlamda yol,

gidi~at,

tarz manalarmda olup stinnet kelimesiyle mtiteradiftir.

2- Peygamber' in silnneti

anlay1~mm

ta

ba~Jang1ytan

beri var oldugunun bir

ba~ka

delili de biryok rivayette " ... olmasaydt!silnnet olmasayd1. .. emrederdim/ya- pard1m"

~eklinde

ifadelerin geymesidir. Mesela bir rivayette Hz. Peygamber'in

"ilmrnetine

me~akkat

verecek olmasmdan dolay1 siinnet koymaktan kaymd 1 g1"

ifade edilmektedir. Bu ifade dolayh olarak Hz. Peygamber'in siinnet tesis ettigini de ortaya koymaktad1r. En onemlisi baz1 rivayetlerde "siinnet koymaktan kaymmakla" ilgili ifade bulunmamaktadrr. Yani rivayetlerde siinnet kelimesi lafzi olarak

zikredilmemi~tir.

Siinnet kelimesi zikredilmeden siinnetin varhgmm soz konusu olmas1 "Peygarnber'in silnneti"

anlay1~mm

gey donemde f1khl ve kelami tart1§malar sonucu uydurulmad1gm1 gostermektedir. <;iinkii siinnet kelimesinin lafiz olarak rivayette bulunrnas1 Schacht gibiler iyin "rivayete el at1ld1g1, bir

~eyler

sokuldugu" anlamma gelebilmektedir.

3- Baz1 oryantalistlere gore silnnet kelimesi "belirli bir ki§inin bilinyli uygulamalan" degil, "toplumun anonim orfii" anlamma geldigi iyin "Peygamber'in si.inneti" tabir ve

anlay1~m1

kabul etmek miimkiin degildir. Bravmann bu iddiaya tam aksine silnnet kelimesinin temelde "belirli bir ki§inin tesis ettigi bilinyli uygularnalar" anlammda oldugunu soyleyip

9e~itli

deliller sunarak cevap venni§tir.

Ona gore siinnet kelimesi ba§lang1yta belirli bir ki§inin bilin9li uygulamalanm ihtiva etmektedir. Bu uygulamalar zamanla toplumun orflirie donii§mektedir.

Toplumun orfilniln altmda belirli ki§ilerin bilin9li uygulamalanm gormemek siinnet kelimesinin dogasma aykmdrr.

Yukandaki ifadelerden anla§ilmaktadrr ki, Bravmann, objektif bir bilim adam1 kimligi ile "Peygamber'in siinneti" ile ilgili oryantalist iddialar1 9ilriitmii§ ve

"Peygarnber'in silnneti" tabir ve anlay1§mtn ta islam'm ba§lang1cmdan beri var oldugunu ve kat1ks1z istami bir tabir olduguriu ortaya

koymu~tur.

Hatta ona gore rivayetlerde lafzen Peygamber'in silnneii tabiri ge9mese bile ta

ba~lang1ytan

beri bir mefhum ve

anlay1~

olarak miisliiman toplumlarda Peygamber'in ideal uygulamalarma itaat edilmesi ve onlarm ornek ahnmas1 apay1k bir ger9ektir.

Son olarak bir noktaya

i~aret

etmemiz gerekirse, Bravmann'm bu vukufiyetini iki noktaya baglamak miimkiindiir:

1- Dil. Bravmann, Arap diline milkemrnel denebilecek bir seviyede vak1ft1r.

Zaten kendisinin dil 9ah§malanyla temayiiz eden bir yon

ii

de bulunmaktadir.

2- Biltilnlilk. Bravmann, ilgili rivayetleri tek tek incelemek yerine bir btitiin

olarak tahlil etmi§tir. Bu biitiinltik, onun siinriet, stret gibi terimleri isabetli bir

(19)

~ekilde

anlamasma yard1 mc1

olmu~tur.

Arna her ne olursa olsun zihninde 9arp1tmaya yonelik bir anlay1~ bulunan ilim

adami dile de vakif olsa, rivayetlerin hepsine de hakim olsa isabetsiz sonu~lar

ortaya 9ikarmas1 mi.imkiindi.ir. Dolay1S1yla

-~u

anda say1lar1 az da olsa- her

oryantalistin isiami kaynaklan ve yorumlartru kendi "on yargi"sma gore tahrif

etmedigi soylenebilir. Bravmann bu

9ah~m·as1yla

bir oryantalistin islami rivayetleri

objektif olarak degerlendirebilecegini

gostermi~tir. ~iiphesiz

bu objektifligi

yakalamada metnin diline vukufiyet ve

s:e~itli

metinleri bir btitlinltik i9erisinde

degerlendirmesinin etkili oldugu vurgulanmahdrr.

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüşle HES ve barajlar protesto edilirken, DTK Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi Şehbal

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada &#34;göl geliştirme&#34; adı verilen faaliyet,

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy&#34;ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Bir tarafta siyasal iktidar gücünü ve meşruiyetini tüm kolluk kuvvetleriyle simgelerken, diğer taraftan toplumun daha çok özgürleşme talebiyle kamusal alanda var olma

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda &#34;bize benzeyeceksiniz&#34; diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm