• Sonuç bulunamadı

TÜPRAG MADENC

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜPRAG MADENC"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜPRAG MADENCİLİK A.Ş.'nin İnay Vicdan Hareketi sözcüsü Muammer SAKARYALI aleyhine açtığı davanın savunması için Muammer SAKARYALI bir mektup Av. Arif Ali CANGI aracılığı ile bir mektup yayınladı.

Avukatıma –Arif ALİ Cangı'ya- Mektup

1. Hani insan kötü muameleye uğrar, işkence görür, acı çeker, canı yanar… Ve can havliyle bağırır. Sonra çektiği acıları kamuoyuna aktarır. Yaşam savunucu larının başına sıkça böyle şeyler gelir.

Karşı taraf sana der ki, "canım acıyor" demeyeceksin. Ya da "canım acıyor diyebilirsin, ama kimin acıttığını söylemeyeceksin, bu konuda kimden kuşkulandı- ğını bile söylemeyeceksin, endişe içindeki insanların kimden kuşkulandıklarına tercüman dahi olmayacaksın!"

Söylersem ne olur? İnsanların endişelerini ve kuşkularını kamuoyuna duyurur herkesin bilmesini sağlarsam ne olur? "Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını aşmış ve şirketin manevi kişiliğine hakaret etmiş olursun."

Hayır! Bin kere hayır. Düşünce özgürlüğümü ve kamu yararını dile getirmiş olurum. Acı çeken insanla rın acısının sesini duyurmuş olurum. Ben ifade özgürlüğümün sınırını siz koyamazsınız.

TÜPRAG UYGARCA ELEŞTİRİLERE TAHAMMÜL ETMEYİ ÖĞRENMELİDİR

2. Eleştirilere tahammül edebilmek bir uygarlık göstergesidir. Saldırgan- lığına gem vurabilmek bir olgunluk ve meşruluk ölçüsüdür. Kamuya mal olmuş kişi ve kurumlar eleştirilere tahammül etmek ve bunu öğrenmek durumundadır- lar. Yoksa kamuoyu önünde ve kamuya mal olmuş bir şirket değil midir Eldorado gold-Tüprag? Öyleyse T.C hükümetleri onun adına köylülerin arazilerini neden "kamulaştırdı"? Kendi internet sitelerinde Çin'de, Brezilya'da ve Türkiye'de metal madencilik işi yaptıklarını açıklıyorlar. Kışladağ altın madeni civarındaki köylere "sosyal sorumluluk" gereği neler yapmışlar neler! Onların madenini hükümetin enerji bakanı açmadı mı? O madenin açılışında bütün Türkiye'nin tanıdığı Tayfun Talipoğlu sunuculuk yapmadı mı? Kamuya mal olmadıklarını

söyleyemezler. O halde herkes hükümetin bakanları ya da eski-yeni milletvekilleri ya da bazı profesyonel sunucular gibi onları övmek, onlara yandaş olmak zorunda değildir. Bizim gibiler de eleştirebilecektir. Tüprag da yapılan eleştirilere tahammül edecek tir! Ve bizim eleştirilerimizin sınırını belirlemeye kalmayacaktır. Yoksa altıncı şirketlerin ahlak anlayışında tahammül aramak beyhude midir?

Ayrıca dünyada altın madencilerinin neden olduğu onlarca kaza var, cinayet var, doğa tahribatı var. Masum değil hiç birisi. Bu nedenle insanlar kuşkulanmakta ve eleştirmekte haklıdırlar.

ALTIN ŞİRKETLERİNİN KALBİ YOKTUR!

3. Manevi saygınlık denince, benim aklıma insanın canının yanması, onurunun kırılması gibi haller geliyor. Yani aklıma kâlp/yürek geliyor. Şirketlerin, hele hele uluslar arası kapitalist şirketlerin, "doğayı kendisine yağma için

bırakılmış bir miras olarak gören" kuruluşların incinecek yüreği mi var?

Dağları "altın için delik deşik eden, siyanürle zehirleyen, ağaçları kesen", canlı yaşama kıyan şirketlerin kalbi yoktur! Dolayısıyla incinecek bir tarafları da yoktur. Yalnız bir istisnası var ki o da kârlarıdır. Ne zaman aleyhlerinde bir yargı kararı çıksa borsadaki hisseleri inciniyor. İşte bu nedenle benim ve benim gibi yaşam savunucularını susturmak istiyorlar.

Yanılıyorlar. Zira doğa tükeniyor. Doğanın tükenmesi onların da sonu demektir. ESASEN "TAŞLARIN BAĞLANMASINI" İSTİYORLAR!

4. Esasen altıncılar, benden manevi tazminat talep ederek para kazanma derdinde değiller. Onlar "köpeksiz köyde değneksiz gezmek" istiyorlar. Çünkü 1 ons altını (28 gram) Kışladağ da 126 dolara mal ediyorlar ve yaklaşık 1000

(2)

dolara satıyorlar. Dolayısıyla manevi tazminat davasıyla benden talep ettikleri paraya ihtiyaçları yok. çerez parası bile değil onlar için 50.000 YTL.

Onlar ses çıkarmayalım istiyorlar. Sesimiz, soluğumuz çıkmasın istiyorlar. İnsanlar hasta da olsa, kuzular tilkiler de ölse, ağaçlar da kesilse, 70 bin ton siyanür de kullanılsa… ses çıkmasın. Kendilerinden kuşku duyulmasın!

Neden kuşku duyulmasın? Kutsal olandan kuşku duyulmaz. Çünkü kendisinden kuşku duyulan bir kutsal, kutsal kalamaz. Tüprag şirketi ve altıncı şirketler kutsal mıdır? Ama esasen (Eldoradogold'un başkanının Kürşat Tüzmen'e yazdığı mektuptan da anlıyoruz ki) bunlar Türkiye'de kutsanmak istiyorlar. Çünkü ülkemizi yönetenler bunlara

ülkemizi müstemleke gibi görme fırsatı veriyorlar. Lakin bizim kitabımızda hiç kimseyi, hiçbir kuruluşu, hiçbir altıncı şirketi kutsamak yok! Biz sorgularız.

DİYELİM Kİ …

5. Bir sözüm de bu davaya bakan yargıca: Bir an için farz edelim ki, "Muammer Sakaryalı'nın düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını aştığı kabul gördü." Yani manevi tazminata çarptırıldım.

Bu durumda İnaylı 85 yaşındaki İbrahim Uysal'ın ve diğerlerinin "Ömrümüz hayvancılıkla geçti böyle sakat ve ölü doğumlar görmedik, böyle olaylar yaşamadık, bu maden buraya geldikten sonra yaşamaya başladık bunları," yargısı ve kuşkusu ortadan kalkacak mı?

O insanların gönlünde, yüreğinde ve vicdanında ben mahkûm olmuş mu olacağım?

İnaylı kadınların "Ya çocuklarımız da böyle sakat doğarsa?" diyen sesini vicdanınızda duyabiliyor musunuz? Saygıyla,

Muammer Sakaryalı 17.11.2008 ekolojistler.org

Referanslar

Benzer Belgeler

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

Kışladağ’da siyanürle altın arayan Tüprag şirketinin, İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı’ya açtığı 50 bin YTL’lik tazminat davas ının 3.. duruşması

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Yazara göre 12 Mart sonrasında AP, kişi hak ve özgürlükleri karşısında devlet otoritesini güçlendirmeyi amaçlayan ara rejimin sivil destekçiliğine soyunmuş, sola

Bir tarafta siyasal iktidar gücünü ve meşruiyetini tüm kolluk kuvvetleriyle simgelerken, diğer taraftan toplumun daha çok özgürleşme talebiyle kamusal alanda var olma

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda "bize benzeyeceksiniz" diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm

do ğalgazlı, çift katlı ve özürlüler için otobüslerin kendi döneminde hizmet vermeye başladığını anlatan Sözen, Erdo ğan'ın "İstanbul'da CHP iktidardayken