• Sonuç bulunamadı

Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında Lipide Bağlı Sialik Asit Düzeyi Tayininin Tanısal Değeri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında Lipide Bağlı Sialik Asit Düzeyi Tayininin Tanısal Değeri"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Lipide Bağlı Sialik Asit Düzeyi Tayininin Tanısal Değeri

Güven BEKTEMÜR*, Faruk ÖZER**, Fikret KANAT**, Oktay İMECİK**

* Mustafa Yazıcı Göğüs Hastalıkları Hastanesi, AKSARAY

** Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, KONYA

ÖZET

Bu çalışmada, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda yatırılarak tetkik edilen plevral efüz- yonlu 68 hastanın plevra sıvısı ve serum lipide bağlı sialik asit (LBSA) düzeyleri ile kontrol grubu olarak seçilen 30 sağlık- lı bireyin serum LBSA düzeyleri araştırıldı. Olgular plevral efüzyonun etyolojisine göre malignite kaynaklı ve malignite dı- şı nedenli plöreziler olmak üzere iki gruba ayrıldı. Malignite grubunda 32, malignite dışı grupta ise 36 olgu yer aldı. Gerek malignite gerekse malignite dışı hasta gruplarında ortalama serum LBSA düzeyinin kontrol grubuna göre belirgin derece- de arttığı saptandı (p< 0.001, p< 0.001). Hasta gruplarının ortalama serum LBSA değerleri arasındaki fark ise istatistiksel olarak anlamlı değildi. Malignite grubunun ortalama plevra sıvısı LBSA düzeyi (23.34 mg/dL) malignite dışı grup (17.97 mg/dL) ile karşılaştırıldığında anlamlı derecede yüksek bulundu (p< 0.05). Hasta gruplarında saptanan ortalama plevra sı- vısı/serum LBSA oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı gözlendi. Plevra sıvısında LBSA düzeyi ölçümü- nün malignite kaynaklı plevral efüzyonların ayırıcı tanısında sensitivitesi %91 ve spesifitesi %51 olarak belirlendi. Sonuç ola- rak, malignite kaynaklı plevral efüzyonların ayırıcı tanısında bir tümör belirteci olarak LBSA düzeyinin tanısal değeri bek- lenen düzeyde olmamakla birlikte, tanı zorluğu ile karşılaşılan olgularda yüksek plevra sıvısı LBSA konsantrasyonunun maligniteyi destekleyici bir parametre olarak kullanılabileceği kanısına varıldı.

Anahtar Kelimeler: Plevral efüzyon, malignite, lipide bağlı sialik asit.

SUMMARY

Diagnostic Efficiency of Serum Lipid-Bound Sialic Acid Level in Malignant Pleural Effusions

In this study, pleural fluid and serum lipid-bound sialic acid (LBSA) levels of 68 cases with pleural effusion hospitalised at the department of Chest Diseases in the Medical School of Selçuk University, and serum LBSA levels of 30 healthy indivi- duals as control group were studied. Pleural effusions of 32 cases were due to malignancy of which considerably lung can- cer. In the other 36 cases the causes were nonmalignant in origin. Levels of mean serum LBSA in malignant and benign groups were significantly higher than control group (p< 0.001). However, difference of the mean serum LBSA levels of ma- lignant and benign groups was not statistically significant. We found the mean pleural fluid LBSA level of 23.34 mg/dL in

Yazışma Adresi (Address for Correspondence):

Dr. Faruk ÖZER, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, 42080, Meram, KONYA - TÜRKİYE

(2)

Plevra aralığında anormal sıvı birikimi olarak ta- nımlanan ve sık rastlanan bir klinik tablo olan plörezi, plevranın primer hastalıkları yanında int- ratorasik, ekstratorasik ya da sistemik hastalıklar sonucu gelişebilir. Plörezilerin etyolojik tanısında ilk basamak plevra sıvısının transüda veya eksü- da olup olmadığının saptanmasıdır. Nedenleri arasında malignitelerin ilk sıralarda yer aldığı ek- südatif plevral efüzyonların etyolojik tanısında sıklıkla tanı zorluğu ile karşılaşılır. Ayrıntılı incele- melere rağmen olguların yaklaşık %20’sinde plö- rezinin nedeni ortaya çıkarılamaz (1-4).

Son yıllarda malignite tanı ve tedavisinde çok sayıda yeni yöntemlerin geliştirilmesine karşın kanserin erken tanısında henüz kolay uygulana- bilir, sensitivitesi ve spesifitesi yüksek, ekono- mik ve noninvaziv bir yöntem bulunamamıştır.

Bununla birlikte, immünolojik ve biyokimyasal yöntemler üzerinde çok sayıda çalışma yapıl- maktadır (5-12).

Malign hücrelerin kaybettikleri matür hücre özel- liklerinin ve kazandıkları yeni özelliklerin pek ço- ğunun hücre membranındaki çeşitli değişiklikle- re bağlı olduğu gerçeği, tümör belirteçleri çalış- malarını plazma membran komponentlerine, do- layısıyla glikoprotein ve glikolipidlere yöneltmiş- tir. Pek çok malignitede hücre yüzeyinde ve se- rumundaki glikoprotein ve glikolipid fraksiyon- larında kalitatif ve kantitatif değişiklikler bildiril- miştir (13-19).

Glikolipid fonksiyonlarında belirleyici rol oyna- yan oligosakkarid yan zincirinde yer alan bir monosakkarid olan sialik asitin malignite tanı- sında kullanımına yönelik çok sayıda araştırma vardır (20-30). Ayrıca, sialik asitin lipide bağlı formunun da [lipide bağlı sialik asit (LBSA)] ma- lignite kaynaklı plevra sıvılarında bir tümör belir- teci olarak kullanılabileceği belirtilmiştir (31- 40). Ancak farklı çalışmalarda sonuçların birbir-

leriyle çeliştiği dikkati çekmektedir. Plörezilerin etyolojik tanısında, plevra sıvısı LBSA düzeyi öl- çümüne yönelik araştırmalar ise sınırlı sayıdadır.

Bu nedenlerle çalışmamızda malignite kaynaklı plevra sıvılarının tanısında LBSA düzeyi ölçümü- nün tanısal değerinin araştırılması amaçlanmıştır.

MATERYAL ve METOD

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hasta- lıkları Anabilim Dalı’nda yatırılarak tetkik edilen ardışık 68 plevral efüzyonlu hasta ile kontrol grubu olarak 30 sağlıklı birey çalışmaya alındı.

Olgular etyolojik tanılarına göre malignite ve malignite dışı olmak üzere iki gruba ayrıldı. Fizik muayene ve radyolojik inceleme sonucu plevral efüzyon saptanan her hastanın torasentezle alı- nan plevra sıvılarında rutin biyokimyasal, mikro- biyolojik ve sitolojik incelemeler yapıldı. Plevra sıvısı eksüda niteliğindeki olguların hepsine plevra iğne biyopsisi uygulandı. Ayrıca olgulara tanıya yönelik olarak gerektiğinde toraks ultra- sografisi (USG), toraks bilgisayarlı tomografisi (BT), lenf bezi biyopsisi, transtorakal iğne aspi- rasyonu, bronkoskopiyle bronş biyopsisi ve bronş lavajı, balgam sitolojisi ve torakoskopi ya- pıldı. Malignite kaynaklı plörezi tanısı için plevra sıvısı ve/veya plevra biyopsisi örneklerinde ma- lign hücrelerin görülmesi koşulu arandı.

Çalışmaya alınan hastalardan kliniğimize yatışla- rını takiben eş zamanlı kan ve plevra sıvısı ile kontrol grubundan kan örnekleri alındı. Kan ör- neklerinin serumları ve plevra sıvılarının süperna- tantları ayrılarak çalışma anına kadar -20°C’de derin dondurucuda saklandı. Plevra sıvısı ve kan örneklerinin LBSA düzeyleri topluca ölçüldü.

Serum ve plevra LBSA düzeyleri, Selçuk Üniver- sitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı’nda Katapodis ve Stock tarafından tanımlanan yön- temle ölçüldü (31).

malignant group and it was significantly higher than benign group (17.97 mg/dL) (p< 0.05). It was observed that there was no significant statistical difference between the pleural fluid to serum LBSA ratios of malignant and benign groups. In differential diagnosis of malignant pleural effusions, sensitivity and specificity of pleural fluid LBSA were 91%, and 51%, respectively. In conclusion, for the differentiation of malignant pleural effusions LBSA is not believed to be a reliable tumor marker since it may also increase in various chronic and inflammatory diseases. Despite of that, in cases with a suspicion of malignancy, the increased level of pleural fluid LBSA may be useful as a supportive parameter.

Key Words: Pleural effusion, malignancy, lipid-bound sialic acid.

(3)

İstatistiksel analizler bilgisayar ortamında SPSS for Windows 10.0 istatistik programı ile yapıldı.

Sonuçlar ortalama ± standart sapma olarak ifade edildi. Bağımsız grupların karşılaştırılmasında

“Student’s t-testi” kullanıldı. Değişkenler arasın- daki ilişki ise korelasyon analizi ile değerlendirildi.

Tanısal değerin saptanmasına yönelik olarak en yüksek tanısal verimlilik sağlayan uygun “cut-off”

noktası “Receiver Operating Characteristic (ROC) Curve” analizi ile belirlendi (Şekil 1). İstatistiksel anlamlılık sınırı olarak p< 0.05 kabul edildi.

BULGULAR

Olgularımızda saptanan plörezi nedenleri Tablo 1’de gösterilmiştir. Çalışmamızda malignite gru- bunda yaş ortalamaları 61 ± 10 olan 22’si erkek, 10’u kadın toplam 32 hasta yer aldı. Malignite dışı grupta yaş ortalamaları 47 ± 15 olan 25’i er- kek, 11’i kadın toplam 36 hasta bulunmaktaydı.

Kontrol grubu ise yaş ortalamaları 46 ± 12 olan sağlıklı 18 erkek ve 12 kadından oluşmuştu. Ma- lignite ve malignite dışı hasta gruplarının yaşları arasındaki fark anlamlı derecede olmakla birlik- te, yaş ile LBSA değerleri arasında korelasyon saptanmadı (p> 0.05).

Malignite grubunda plevra sıvılarının tamamı ek- süda niteliğinde iken, malignite dışı hasta gru- bunda plevra sıvısı 11 (%30.6) olguda transüda, 25 (%69.4) olguda eksüda niteliğinde bulundu.

Ortalama serum LBSA düzeyi malignite grubunda 30.23 ± 10.34 mg/dL, malignite dışı grupta 24.91

± 15.56 mg/dL ve kontrol grubunda 15.14 ± 5.34 mg/dL olarak saptandı (Tablo 2). Bu değerler, ge- rek malignite gerekse malignite dışı hasta grupla- rında serum LBSA düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamlı derecede yükselmiş olduğunu gös- termektedir (p< 0.001). Malignite grubu ile malig- nite dışı hasta grubunun ortalama serum LBSA düzeyleri arasındaki fark ise istatistiksel olarak an- lamlı değildi (p> 0.05).

Çalışmamızda saptanan plevra sıvısı ortalama LBSA düzeyleri, malignite ve malignite dışı has- ta gruplarında sırasıyla 23.34 ± 6.55 mg/dL ve 17.97 ± 12.62 mg/dL olup, iki grup arasındaki fark anlamlı derecede idi (p< 0.05).

Olguların plevra sıvısı/serum LBSA oranları ma- lignite grubunda ortalama 0.83 ± 0.28 olarak bulundu. Bu değer malignite dışı gruptaki (0.75

± 0.41) ile istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermemekteydi (p> 0.05).

Gerek malignite gerekse malignite dışı hasta gruplarında plevra sıvısı ve serum LBSA değer- ROC Curve

1- Spesifisite

Sensitivite

1.00

0.75

0.50

0.25

0.00

0.00 0.25 0.50 0.75 1.00

sLBSA psLBSA

Şekil 1. Serum ve plevra sıvısı LBSA düzeyi ölçümü- nün tanısal değerlerinin saptanmasında elde edilen ROC eğrisi.

Tablo 1. Olgularımızda saptanan plörezi neden- leri.

Tanı Olgu sayısı

Malignite 32

Mezotelyoma 9

Metastatik kanserler 23

Akciğer kanseri 18

Mide kanseri 1

Meme kanseri 1

Non-Hodgkin lenfoma 1

Prostat kanseri 1

Over kanseri 1

Malignite dışı hastalıklar 36

Tüberküloz plörezisi 11

Konjestif kalp yetmezliği 9 Kronik nonspesifik plörit 5

Parapnömonik efüzyon 6

Pulmoner emboli 3

Kronik böbrek yetmezliği 2

(4)

leri arasında korelasyon mevcuttu (r= 0.7948, p< 0.001; r= 0.6769, p< 0.001). Hasta yaşı ile serum ve plevra sıvısı LBSA düzeyleri arasın- da korelasyon saptanmadı. Sigara içimi ile se- rum LBSA düzeyleri arasında sadece maligni- te grubunda istatistiksel anlamlılık ifade eden (r= 0.3849, p< 0.05) korelasyon saptanırken, plevra sıvısı LBSA düzeyleri ile sigara içimi ara- sında ilişki saptanmadı.

Sınır değer olarak serum LBSA için 23.5 mg/dL, plevra sıvısı LBSA için 14.5 mg/dL alındığında malignite kaynaklı ve malignite dışı plevral efüz- yonlu hastaların ayırıcı tanısında serum ve plev- ra sıvısı LBSA’nın sensitivitesi sırasıyla %78 ve

%91, spesifisitesi ise sırasıyla %61 ve %51 olarak saptandı (Tablo 3).

TARTIŞMA

Son yıllarda malign plevral efüzyonların tanısın- da, plevra sıvısında kanser ile ilişkili birçok biyo- kimyasal belirteç üzerinde durulmuş ve bunların malignite tanısındaki değerleri araştırılmıştır.

Ancak üzerinde çalışılan çoğu tümör belirteçleri- nin sensitivite ve spesifisitesinin düşüklüğü ne- deniyle malign plevral efüzyonların ayırıcı tanı- sında klinisyene yeterli derecede yardımcı ola- madığı görülmüştür (6-8,10,12).

Malign hücrelerin kaybettikleri matür hücre özel- liklerinin ve kazandıkları yeni özelliklerin pek ço- ğunun hücre membranındaki çeşitli değişiklikle- rin sonucu olduğu ileri sürülmektedir (14-16).

Nitekim çeşitli araştırmalar da malignitelerde

gerek hücre yüzeyi gerekse hücresel değişiklik- lere bağlı olarak serum glikoprotein ve glikolipid fraksiyonlarında kalitatif ve kantitatif değişiklik- lerin varlığını göstermiştir (16,17). Bu değişik- liklerin çoğalma kontrolünün kaybolduğu ma- lign hücrelerde alışılmamış glikosilasyon süreç- lerine bağlı olarak membran glikoprotein ve gli- kolipidlerin içeriğinde yer alan karbonhidratların biyosentezindeki değişikliklerle ilişkili olduğu bildirilmektedir. Bu nedenle tümör belirleyicilere yönelik çalışmalar hücre membran komponent- lerine ve çoğunlukla membran glikolipid ve gli- koproteinleri üzerine yoğunlaşmıştır (14-19). Bu bağlamda çeşitli araştırmalarda serum ve diğer vücut sıvılarında glikoprotein ve glikolipidlerin yapılarında yer alan bir karbonhidrat molekülü olan sialik asit düzeyi ölçümünün malignitelerde- ki tanısal değeri araştırılmıştır (8,10,18,20-30).

Total sialik asit düzeyi ölçülen bu çalışmaların so- nuçlarının birbiri ile uyumlu olmadığı anlaşılmak- tadır. Öte yandan sialik asitin lipide bağlı formu- nun da (LBSA) birçok kanser türünde serumda artmış konsantasyonlarda bulunduğu bildiril- mektedir. Bunlar arasında meme, akciğer, kara- ciğer, gastrointestinal sistem, genitoüriner sis- tem, lenfoma, tiroid ve serebral maligniteler yer almaktadır (10,18,28,30-40).

Akciğer kanserli hastalarda serum LBSA düzeyi- nin kontrol gruplarına göre anlamlı derecede yük- sek olduğu bildirilmekle birlikte ulaşılan ortak olan kanı, serum LBSA düzeyi yüksekliğinin tanı- dan çok malign hastalığın izleminde değerli oldu- Tablo 2. Çalışmamızda saptanan ortalama serum ve plevra sıvısı LBSA düzeyleri ile ortalama plevra sıvısı/se- rum LBSA oranları.

Grup Serum (mg/dL) Plevra sıvısı (mg/dL) Plevra sıvısı/serum

Malign 30.23 ± 10.34 23.34 ± 6.55 0.83 ± 0.28

Benign 24.91 ± 15.56 17.97 ± 12.62** 0.75 ± 0.41

Kontrol 15.14 ± 5.34*

* Hasta gruplarıyla karşılaştırıldığında p< 0.001,

** Malignite grubuyla karşılaştırıldığında p< 0.05.

Tablo 3. Malign plevra sıvılarının ayırdedilmesinde plevra sıvısı ve serum LBSA düzeyi ölçümünün tanısal değeri.

Sensitivite (%) Spesifisite (%) PPD (%) NPD (%) Tutarlılık (%)

Serum LBSA > 23.5 mg/dL 78 61 64 76 69

Plevra sıvısı LBSA > 14.5 mg/dL 91 51 63 86 71

PPD= Pozitif prediktif değer, NPD= Negatif prediktif değer.

(5)

ğudur (10,18,28,34). Bununla birlikte Polivkova, farelerde benzpiren ile oluşturulan tümörlerde klinik kanıt saptanmadan önce serum LBSA dü- zeylerinin yükseldiğini gözlemlemiştir (36). Bu durum serum LBSA konsantrasyonunda sapta- nan artışın, tümörün erken tanısında da önemli olabileceği yönünde yorumlanmıştır.

Malignitelerde serum LBSA düzeyinin kanserin evresi, tümör yükü, metastaz derecesi ve hasta- lığın nüksü ile korelasyon gösterdiği, tümörün cerrahi yoldan çıkarılması ve etkili tedaviyle azaldığı bildirilmiştir. Bu nedenle artma eğilimin- deki LBSA değerlerinin kötü prognozun göster- gesi olduğu belirtilmektedir (27,34,35).

Çalışmamızda sağlıklı grupta saptanan serum LBSA konsantrasyonu ortalama 15.1 mg/dL ola- rak bulunmuş olup, önceki çalışmalar ile uyumlu- dur. Sağlıklı bireylerde beklenen normal serum LBSA düzeyi Patel, Kakari ve Katapodis tarafın- dan sırasıyla 15.1 mg/dL, 17.8 mg/dL ve 15.5 mg/dL olarak saptanmıştır (25,28,31).

Bulgularımız çoğunluğunu akciğer kanserinin oluşturduğu maligniteler yanında malignite dışı hastalıklarda da serum LBSA düzeyinin kontrol grubuna göre anlamlı derecede yükseldiğini göstermiştir (Tablo 2). Malignite dışı hastalıklar- la karşılaştırıldığında malignitelerde serum LBSA düzeyi daha yüksek olmasına karşın, iki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Bazı araştırmalarda da serum LBSA konsantrasyonunun çeşitli kronik inflama- tuvar hastalıklarda da arttığı ve bu artışın akut faz reaktanları ile korelasyon gösterdiği saptan- mıştır (22,32,38,41). Bu nedenle malignitelerde LBSA konsantrasyonundaki yükselmenin, neop- lastik süreçten çok maligniteye eşlik eden infla- matuvar yanıt ile ilişkili olduğu öne sürülmüştür (22,27,38,39).

LBSA düzeyi malignitelerde serum dışında diğer vücut sıvılarında da araştırılmıştır. Meme kanser- li olgularda meme kist sıvısında yüksek LBSA değerleri bildirilmiştir (29,37). Kakari, beyin tü- mörlü hastaların tanısında serebrospinal sıvıda LBSA’nın bir tümör belirteci olarak kullanılabile- ceğini belirtmiştir (30).

Malignite kaynaklı plörezilerde plevra sıvısı LBSA düzeyi ölçümünün tanısal değerini incele- yen araştırmalar oldukça sınırlı sayıdadır. Toum- bis, maligniteli hastalar ile malignite dışı hastalı- ğı olan olguların gerek serum gerekse plevra sı- vısı LBSA düzeyleri arasında anlamlı farklılık bu- lunmadığını bildirmiştir (8).

Çalışmamızda malignite kaynaklı plörezilerde plevra sıvısı ortalama LBSA düzeyinin, malignite dışı nedenlerle oluşan plöreziler ile karşılaştırıldı- ğında anlamlı derecede arttığı belirlenmiştir. Ayrı- ca, plevra sıvısı LBSA ölçümünün 14.5 mg/dL’- den yüksek değerler için malignite kaynaklı plev- ral efüzyonların ayırıcı tanısındaki sensitivitesi

%91 ve spesifisitesi %51 olarak bulunmuştur.

Çalışmamızda her iki hasta grubunda da ortala- ma serum LBSA düzeylerinin plevra sıvısı LBSA düzeylerinden yüksek olması yanında, plevra sı- vısı LBSA düzeyi ile serum LBSA düzeyi arasın- da anlamlı derecede bir korelasyon saptanmıştır.

Bu bulgu ile birlikte ortalama plevra sıvısı/serum LBSA oranlarının malignite ve malignite dışı hastalıklar grupları arasında anlamlı farklılık göstermemesi her iki grupta da plevra sıvısı ve serum LBSA konsantrasyonunun birbirine ben- zer oranda arttığını ve plevra sıvısı LBSA içeriği- nin serum konsantrasyonu ile ilişkili olduğunu düşündürmektedir. Ancak plevra sıvısı ortalama LBSA düzeyinin malignite grubunda malignite dışı nedenlerle gelişen plörezilerdekinden an- lamlı derecede yüksek olması nedeniyle plevra sıvısındaki LBSA içeriğinin kısmen plevra aralı- ğında lokalize tümör hücrelerinden de kaynak- lanmış olabileceği ileri sürülebilir.

Sonuç olarak, malignite kaynaklı plevral efüzyon- ların ayırıcı tanısında serum LBSA düzeyi, malig- nite dışı hastalıklarda da artmış bulunması nede- niyle güvenilir bir tümör belirteci olarak bulunma- mıştır. Ancak plevra sıvısı LBSA düzeyi ölçümü- nün malignite kaynaklı plörezilerin ayırt edilme- sinde, özellikle şüphede kalınan olgularda diğer tanısal incelemeleri destekleyici bir parametre olarak kullanılabileceği kanısına varılmıştır.

(6)

KAYNAKLAR

1. Leuallen EC, Carr DT. Pleural effusion: A statistical study of 436 patients. N Engl J Med 1955; 252: 79-83.

2. Storey DD, Dines DE, Coley DT. Pleural effusions: A diag- nostic dilemma? JAMA 1976; 236: 2183-6.

3. Peterman TA, Speicher CE. Evaluating pleural effusions.

JAMA 1984; 252: 1051-3.

4. Sahn SA. The pleura. Am Rev Respir Dis 1988; 138: 184- 234.

5. Vladuitio AO, Adler RH, Brason FW. Diagnostic value of biochemical analysis of pleural effusions: Carcinoembr- yonic antigen and beta-2 microglobulin. Am J Clin Pat- hol 1979; 71: 210-4.

6. Niwa Y, Kishimato H, Shimokata K. Carcinomatous and tuberculous pleural effusions: Comparison of tumor mar- kers. Chest 1985; 87: 351-5.

7. Tamura S, Nishigaki T, Mariwaki Y. Tumor markers in pleural effusion diagnosis. Cancer 1988; 61: 298-302.

8. Toumbis M, Chondros K, Ferderigos AS, et al. Clinical evaluation of four tumor markers in malignant and be- nign pleural effusions. Anticancer Res 1992; 12: 1267-70.

9. Valdes L, San Jose E, Alwarez D. Diagnosis of tuberculo- us pleurisy using the biologic parameters adenosine de- aminase, lysozyme, and interferon gamma. Chest 1993;

103: 458-65.

10. Patel PS, Raval GN, Rawal RR, et al. Assessing benefits of combining biochemical and immunological markers in patients with lung carcinoma. Cancer Letters 1994;

82: 129-33.

11. Erdem F, Alper D. Akciğer kanserlerinde tümör belirleyi- cileri. Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi 1995; 15:

418-21.

12. Marel M, Stanstny B, Melinova L, et al. Diagnosis of ple- ural effusions. Chest 1995; 107: 1598-603.

13. Spiro RG. Glycoproteins: Their biochemisty, biology and role in human disease. N Engl J Med 1969; 281: 1043-56.

14. Nigam VN, Cantero A. Polysaccharides in cancer: Glycop- roteins and glycolipids. Adv Cancer Res 1973; 17: 1-80.

15. Lipton A, Harvey HA, Elong S, et al. Glycoproteins and human cancer. Cancer 1979; 43: 1766-71.

16. Yogees G. Cell surface glycolipids and glycoproteins in malignant transformation. Adv Cancer Res 1983; 80:

289-350.

17. Hakomori S. Novel fucolipids accumulating in human adenocarcinoma. J Biol Chem 1984; 259: 3672-80.

18. Patel PS, Baxi BR, Balar DB. Significance of serum si- aloglycoproteins in patients with lung cancer. Neoplas- ma 1989; 36: 53-9.

19. Baxi BR, Patel PS. Usefulness of serum glycoconjugates in precancerous and cancerous diseases of the oral ca- vity. Cancer 1991; 67: 135-40.

20. Mabry EW, Carubelli R. Sialic acid in human cancer. Ex- perientia 1971; 28: 182-3.

21. Krolikowsky FJ, Reuter K, Waalkes TP, et al. Serum sialic acid levels in lung cancer patients. Pharmacology 1976;

14: 47-51.

22. Silver HK, Karim KA, Archibald EL, Salinas F. Serum si- alic acid and sialyltransferase as monitors of tumor bur- den in malignant melanoma patients. Cancer Res 1979;

39: 5036-42.

23. Hogan-Ryan A, Fennelly JJ, Jones M, et al. Serum sialic acid and CEA concentrations in human breast cancer. Br J Cancer 1980; 41: 587-97.

24. Colli A, Buccino G, Cocciolo M, et al. Diagnostic accu- racy of sialic acid in the diagnosis of malignant ascites.

Cancer 1989; 63: 912-6.

25. Patel PS, Baxi BR, Adhvaryu SG. Evaluation of serum sialic acid, heat stable alkaline phosphatase and fucose as mar- kers of breast carcinoma. Anticancer Res 1990; 10: 1071-4.

26. Imecik O, Ozer F. Diagnostic value of sialic acid in malig- nant pleural effusions. Chest 1992; 102: 1819-22.

27. Waters PJ, Lewyr E, Pennock CA. Measurement of sialic acid in serum and urine: Clinical applications and limi- tations. Ann Clin Biochem 1992; 29: 625-37.

28. Kakari S, Stringou E, Toumbis M, et al. Five tumor mar- kers in lung cancer: Significance of total and lipid-bound sialic acid. Anticancer Res 1991; 11: 2107-10.

29. Chondros K, Dapolla V, Stringou E, et al. Correlation of total and lipid bound sialic acid levels with cytology of cyst or body fluids in cancer patients. Anticancer Res 1991; 11: 2103-6.

30. Kakari S, Avgoustatos G, Ferderigos AS, et al. Total and lipid-bound sialic acid in the cerebrospinal fluid of pati- ents with brain tumors. Anticancer Res 1984; 3: 313-6.

31. Katopodis N, Hirshaut Y, Geller NL, Stock CC. Lipid-asso- ciated sialic acid test for the detection of human cancer.

Cancer Res 1982; 42: 5270-5.

32. Schutter E, Visser JJ, Kamp GJ, Mensdorff-Povilly S. The utility of lipid-associated sialic acid as a serum marker for malignancy. Tumor Biol 1992; 13: 121-32.

33. Oztokatlı A, Ozkardes H, Ovul E, Erol D. The significan- ce of serum lipid-bound sialic acid in bladder tumors. Int Urol and Nephrol 1992; 24: 125-9.

34. Dwivedi C, Dixit M, Hardy RE. Plasma lipid-bound sialic acid alterations in neoplastic diseases. Experientia 1990; 46: 91-4.

35. Polivkova J, Vosmikova K, Horak L. Utilization of deter- mining lipid-bound sialic acid for the diagnosis and furt- her prognosis of cancer. Neoplasma 1992; 39: 233-6.

36. Polivkova J, Vosmikova K, Pospisil J. Changes of lipid- bound sialic acid in the plasma of mice bearing benzpy- rene-induced tumors. Neoplasma 1989; 36: 667-71.

37. Mannello F, Bocchiotti GD, Troccoli R, Gazzenelli G. Li- pid-associated sialic acid levels in human breast cyst flu- ids. Breast Cancer Res Treat 1992; 24: 167-70.

38. Voigtmann R, Pokorny J, Meinshausen A. Evaluation and limitations of the lipid-associated sialic acid test for the detection of human cancer. Cancer 1989; 64: 2279-83.

39. Dreyfuss AI, Clark JR, Andersen JW. Lipid-associated si- alic acid, squamous cell carcinoma antigen, carcino- embryonic antigen and lactic dehydrogenase levels as tumor markers in squamous cell carcinoma of the head and neck. Cancer 1992; 70: 2499-503.

40. Erbil KM, Sen SE, Zincke H, Jones JD. Significance of se- rum protein and lipid-bound sialic acid as a marker for genitourinary malignancies. Cancer 1986; 57: 1389-94.

41. Hag M, Hag S, Tutt P, Crook M. Serum total sialic acid and lipid-associated sialic acid in normal individuals and patients with myocardial infarction and their relati- onship to acute phase proteins. Ann Clin Biochem 1993;

30: 383-6.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hastaların yaşı, yoğun bakımda kalış süreleri, APACHE II skorları ve ventilasyon desteği gereken gün sayısı açısından gruplar arasında anlamlı bir

Tüberküloz plörezi ve parapnömonik efüzyon gruplar› aras›n- da plevra s›v›s› LDH düzeyi, plevra s›v›s› LDH’inin serum LDH’ye oran›, plevra s›v›s› total protein

Kontrol grubunda ölçülen sialik asit de¤erleri diyabetli hastalardan anlaml› düflük bulundu (p&lt;0.05), MA pozitif olan grupta (Grup-3) sia- lik asit seviyelerinin MA negatif

IgE yüksekliğini araştırırken detaylı anamnezle birlikte yapılan fizik muayene önemlidir. IgE yüksekliğine eozinofil yüksekliği, eritrosit sedimentasyon hızı

Keywords: Corporate Communication, Employee Wellbeing, Covid-19 Pandemic, Crisis, Internal Corporate Communication, External Corporate

Sonuç olarak serum visfatin düzeylerinin BH’de sağlıklı kontrollere göre yüksek olması, aktif hastalıkta inaktif hastalığı olanlara oranla yüksek görülmesi ve BH için

Semptomatik malign plevra efüzyonlu hastalarda uzun yıllardır kullanılan standart plörodez yöntemi vardır, oldukça yüksek oranda morbidite ve mortaliteye neden olan

Koroner bypass ameliyatlarýnda plevra bütünlüðünü korumanýn hastalarýn postoperatif erken dönem sonuçlarýna etkilerini kantitatif olarak solunum fonksiyon testleri ve