• Sonuç bulunamadı

Mimar Vedat Tek (1873-1942)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mimar Vedat Tek (1873-1942)"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M im a r V e d a t

S ÜHA Ö Z K A N

Doğumunun 100. yılı anısına hazırlanan, Mimar M. Vedat Tek'in yaşamım, çabalarım ve yapıtlarım kapsayan bu yazı; Sayın Mimar Nihat Vedat Tek'ten alman değerli bilgi ve belgeler ve diğer

kaynaklardan derlenmiştir.________________ Mimar Mehmet Vedat Tek, Türkiye'nin formel eğitim görmüş, bugünün meslek anlayışı içinde mimarlık tasarımı ve uygulaması yapmış ilk Türk mimarı olarak tanınır. Mimar Vedat'ın yakutları değişik nedenlerle çok ayrıntılı ve duyarlı olarak bilinmez. Bunun birçok nedeni arasında, kendisinin Osmanlı İmparatorluğun'dan Türkiye Cumhuriyetine geçiş döneminde yaşamış olması, Osmanlı devrinde mimarlığın yalmz müslüman olmayanlara özgü bir meslek sayılması dolayısı ile, bu dönemde mimarlık yayınlarının da bulunmaması ve ihmal gösterilebilir. 1923 sonrası Türkiye’ sinde ilk süreli mimarlık yayım 1931 de çıkmaya başlamıştır. Bu yayında genellikle batı dünyasındaki değişim yakından izlenmiş, özellikle o paralelde olan kavram ve uygulamalara yer verilm iştir. Cumhuriyet ortamının yarattığı heyecan ve "Yeniden Doğuş" istemi, mimarlığa oldukça etkin bir biçimde yansımıştır. Cumhuriyet sonrasının ilk yirm i yılının Türk mimarlığı, çağdaş düzeye sıçrama çabasının belirgin hamleleri olarak izlenebilir. Bu sıçramanın en etkin öğeleri genellikle biçimde bir yenilik arama, "cubism, constructivism, de stijl, bauhaus” akımlarının belirlediği estetik kalıpların Türkiye'ye uyarlaması olarak ortaya çıkmıştır.

Batıda yüzyıl dönümünden bu yana süregelen mimarlık değişiminin uzantısı olarak ortaya çıkan "İkinci N esil" Türk mimarları Türkiye'de eğitim görmüş GSA

mezunlarıdır. 1927'den sonrasım kapsayan çabalar Mimar Vedat'ın 55 yaşından sonrasına rastlar. Bu süre içinde kendisi ekol olarak farklılaşm ıştır ve etkin değildir. Üstelik yeni heyecan ile tüm değerler ve erekler sisteminin değiştiği bu süre içinde değişimi sağlayan, yayan güçlerin çabası kendi mimarlık görüşlerinin güncel savaşıdır. Bu savaş Türkiye ile Batı arasındaki mimarlık kavramı ve açığının kapatılmasını, kısaca mimarlıkta batılılaşmayı amaçlar. (1) ’ Mimar' 'Arkitekt' sonra ’ Yapı' dergilerinde savunulan tutum, Kemalettin, Vedat, A rif Hikmet Beylerin büyük bir iyi niyetle yaratmaya çalıştıkları Türk seçiciliğine karşıdır. Çağdaş Türk mimarlığının hemen hemen geçen yüzyıl sonunda Batıda bile

terkedilmiş olan üslup çabalarından öte, teknolojik toplum mimarlığının Türkiye'de de kendine özgü bir biçimde tanımlanabileceği yolundadır. Bu nedenle, "İkinci NesiT'in 1900 sonrası Türk mimarlığına özel bir ilg ileri yoktur. Bu süreyi tutucu çabaların yoğunlaştığı bir süre olarak tanımlar. Bu tutuculuk, "İkinci Nesil" tarafından önerilen "Kübik Mimari" ye karşıt "Mürteci Mimari" (2 ) olarak adlandırılmış, sonunda güçlenen "Kübik" akım güç kazanmıştır. O zaman Güzel Sanatlar Akademisindeki üç atelyeden "Kübik Mimarlığı" savunan Ernst ile Sırrı Bilen’ in atelyeleri modern mimarlığa dönük olduğu için açık kalmış, Türk-Osmanlı seçici mimarlığını savunan Vedat Bey Atelyesi ile Avrupa-Lâtin seçiciliğini

savunan Guilo Mongeri atelyeleri 1930 yılında kapatılmıştır. (3 )

Bütün bunların doğal bir sonucu olarak Vedat Tek'in yapılarının tasarım ve yapım süreci üzerine bilgi için kendisinin 60 yaşından sonraki ömrünü kapsayan süreli yayınlar yetersizdir. (4 ) Gerçekte, kendisi mimari anlayış açısından bu yayınlarda desteklenen akımlara uyumsuz ve tutucu kalmıştır. Doğal olarak o yaştaki bir kişinin değişen havaya kendini tümüyle uyarlamasını beklemek yersiz olur.

Mimar Vedat ve Kemalettin, "mimariyi tümüyle estetik yönüyle, öznel ve bireysel bir açıdan ele almaları, yapay

(2)

gereksinme-mimar vedat tek

lerle, yapay olanaklar arasında denge arayan bölgeci nitelikte, bir 'ulusal mimarlık' aramaları dolayısı ile 19. yüzyıldan bu yana süregelen yapay havayı sürdürmeleri” (5 ) ile Türkiye'ye yabancı mimar ithalinin nedenleri arasında birlikte suçlanmışlardır. Onların sorumluluğu şöyle belirlenm iştir: Eğer "mimarlığımız için güncel gerekçelere yer veren bir ortam geliştirmiş olsalardı, bu kez yabancıların bireysel çalışmaları da sonuçlan bakımından bir boşluk yaratabilecek, başka bir deyimle bütün sakatlıktan ile fark edilebilir bir duruma gelebileceklerdi. O durumda, Kemalettin ve Vedat Beylerin sorumluluklan bizdenliği sağlam temellere dayanan bir mimarlığı geliştirmemiş ve ilerdeki kişisel davranışlar için mihenk taşı oluşturacak türden bir ortam yaratmamış olmalannda toplanmaktadır. " (6 )

Çoğu kez de Mimar Vedat ve Kemalettin'in çabalan "kubbeli, ojiv kemerli, saçaklı ve çini pano'lu bir akım ve "mimarlığımızda geç kalmış bir 'Türk Revival’ı denemesi” (7 ) olarak değerlendirilmiştir. Burada, bu mimarlann eğitimle edindikleri, Fransız, Alman gibi yabancı kökenli bilgi ve değerler sistemi ile Türkiye geleceğini ve koşullannı uzlaştırmak gibi güç bir durumda kaldıklan belirtilmelidir. Vedat, Kemalettin, A rif Hikmet v. b. Beylerin görevi, gerçekte Türkiye mimarlık ortamını yaşatmak ve onu kurumlaştırmak ve mesleği tanıtmaktı. Bu görevi yapmadıklan da söylenemez. Vedat Bey, üstelik eğitim kurumlannda görevler alarak bu çabayı gelecekte nesillere aktarmayı da amaçlamıştır. Ama izleyen nesiller "taklitçiliği" "seçiciliğe" yeğ tutmuşlar, mimarlık kavramı ve uygulaması, Batının dümen suyundan kırk yıldır kurtulamamış ve toplumsal içeriğinden soyutlanmıştır. Geçen süre içinde tüm çabalar bir ana birikim ortamına oturmadığından, her çaba bir "Yeniden Doğuş'ü amaçlamış ve tekelcilik aşılamamıştır. Türkiye’ de bir mimarlık geleneği oluşamamış, topluma * yabancılaşmıştır.

YAŞAMI

Osmanlı vezirlerinden ve Bağdat

Valilerinden G irit'li Sırrı Paşa ile şair ve besteci Leylâ Hanım'm çocukları olan Vedat Tek, tam anlamı ile elit bir aile çevresi içinde yetişmiştir. Daha aile çevresinde sanata verilen değer ve yaratılan sanatsever ortam onun gelişmesinin önemli etmenlerinden biri olmuştur.

Vedat Tek’ in üç kardeşinden, Yusuf Razi Demirbel Paris'te inşaat mühendisliği okumuş, İstanbul Şehreminliği, "Posta Telgraf N azırlığı" ve "Nafia N azırlığı" yapmış, devrinin ünlülerinden biri olarak belirmiştir. Piyanist olan kızkardeşi Nezihe Beler, batı musikisi besteleri yapmıştır. Üçüncü kardeşi ise elektrik

mühendisiydi.

Galatasaray lisesinin ikinci sınıfına kadar okuyup sonra Parise giden Vedat bey, orada

jo.ce "Ecole Monge'ü bitirmiş, sonra

I

"Academie Julien” de resim, "Ecole Centrale" da mühendislik okumuş, sonra,

(3)

mimar vedat tek

'Hfu^y^vİl

i  ö â i â j i

» ♦ ' 4 * i « ,

Bruno Taut, Türk-Alman Dostluk Evi Projesi

Türk-Alman Dostluk Evi Proje Yarışmasına katılan bir başka yabancı p roje...

Tapu Dairesi, Sultanahmet/İstanbul

yüzlerce kişinin katıldığı yarışma sınavım kazanıp "Ecole National des Beaux Arts” a seçilen dokuz kişi arasında yer almıştır. Özellikle matematik konularında çok yetenekli olduğundan ayrıca "Licenciée des Mathématique" derslerine de katılmıştır. Kendisini tanıyanlar matematik dışında resim, heykel alanlarında da olgun bir becerisinin olduğunu belirtirler.

Mimarlık öğrenimini tamamladıktan sonra ünlü ve geleneksel Roma Ödülü'ne ( Prix de Rome ) çalışmak istemiş, yabancı olduğu için kendisine izin verilmeyince hocası Moyav'nun Fransız Cumhurbaşkanına başvurması sonucu izin alınmıştır. Mimar Vedat'ın buradaki çalışması sonucu

kazandığı ’ Légion d'honeur' nişanı kendisine sonraları yurda döndükten sonra verilmiştir. Paris'te dokuz yıl kalmasına, oradaki formel eğitimin yamnda gördüğü mimarlık ürünlerinden pek çok etkilenmesine rağmen Türkiye'de bunların som taklitlerini uygulamak istememiş, buradaki yapıtlarına Türkiye'ye özgü bir nitelik kazandırmak için Paris'te öğrenemediği konular olan Arabesk, Osmanlı, Selçuk Mimarlığı üzerinde çalışmış, tarihsel Türk mimarlığım kendi yapıtları için kaynak olarak kullanmaya çabalamıştır.

İstanbul'da kendi mimarlık bürosunu açtığında çağın toplumu tarafından olay hayretle karşılanmış bir Türkün mimar olamıyacağı saplantısı mimar Vedat'ın karşılaştığı önemli zorluklardan biri olmuştur. Çünkü, o güne kadar genellikle yerli hıristiyan azınlık ile İtalyan, Fransız kökenli ithal ustaların tekelinde olan mimarlık hizmeti Türklerin beceremiyeeeği bir meslek olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bu koşullamayı yok etmekte Vedat Tek'in kişisel çabasının özellikle bir etkenliği olmuştur. Bu çaba diğer yandan tüm ticaret, v. b. eylemler gibi horlanan ve Türklere yakıştırılmayan mimarlık mesleği için bir aşama olmuş, bu aşama Cumhuriyet Türkiye'sinde özellikle Atatürk tarafından desteklenmiştir. Türk mimarlığına olağanüstü olanakların sağlanması belki' ilk mimarlara duyulan güvenle olabilmiştir. Mimar Vedat çağdışı Kemalettin gibi yerel teknoloji ve değerler sistemine bağımlı kalmayı seçmiştir. Tümüyle bir değişim önermek yerine tarihsel süreçten gelen kaynakları değerlendirmeyi yeğ tutmuştur. Bu nedenle, her ikisi 'seçmeci' (eclectic) olmaktan kurtulamamışlardır. Kimi kez bu tutumlarından dolayı yerilm işlerdir. Kendilerini çok suçlamamak gerekir. Çünkü aldıkları eğitimin uygulamalarım, o eğitimin amaçladığı yerlerle çok benzeşimi olmayan ortamlarda yapmak durumunda kalmışlardır. Üstelik, ülke yönetim rejimi gibi kökten değişim getiren bir olay, Cumhuriyet, onların kendi kişiliklerini bulmuş ürünlerini vermekte oldukları sürede oluşmuştur.

Mimar Vedat ve Kemalettin'in varlığı tümüyle yapı eylemlerinin Türklerin tasarımı ve denetimi altında oluşmasına yetmemiş, bir yandan özellikle Ankara'da yoğun yapım sürecine girilm esi eldeki teknik gücü yetersiz kılmış, öte yandan Mimar Vedat'a karşı olan çekememezlik,

(4)

mimar vedat tek

küskünlükler yaratmıştır. Bu olaylar bütünüyle Türkiye'de teknokrat ithalini rasyonalize eden etmenlere katılmıştır. Holzmeister, Mongeri, Taut, Oelsner, Egli, Bonatz, Poelzig gibi yabancıların Türkiye'de yapım ve/veya öğretim sürecine katılmalar bu süreye rastlar. Birinci Dünya Savaşı sırasında, (1917) o zamanın çok yoğun olan Türk-Alman dostluğunu simgeleyen bir dernek yapısı için açılan yarışmada yapı alanı olarak Çemberlitaş'daki şehremaneti karşısındaki arsa seçilmişti. Yarışmanın jürisinde Türkiye'yi Mimar Vedat ve Kemalettin temsil ettiler. Aralarında zamanın gözde mimarlarından Peter Behrens, Hans Poelzig, Bruno Taut, Ludwig Hoffman ve Martin Bulfer'in de bulunduğu seçkin yarışmaların ürünlerini eleştirirken Mimar Vedat'ın tutumunun çağdaşlarından geri olmadığım söylerler. Görüşlerinin özellikle jüri onursal başkam Kaiser Wilhelm, saray mimarlarından G. Hofrant ve L. Hoffman tarafından onaylandığı bilinir. Yarışmada Mimar Vedat'ın eleştirisi, özellikle olumlu plan anlayışlarına rağmen yapının İstanbul'da yapılacağının verdiği cesaret ile tasarlanan fırsatçı dışavurumcu­ luk ( expressionism ) idi. Sunulan önerilerin gerçekte ne Arabek, ne de Osmanlı mimarlığı ile soylu bir ilintisi görülebiliyordu.

Mimar Vedat 1897 yılında Paris'teki öğrenimini bitirip İstanbul'a dönmüştür. 1899 yılında şehremaneti mimarlığına atanmış özellikle Cemil Topuzlu Paşa'nın şehreminliği süresince "Heyet-i Fenniye R eisi" olarak çalışması ile dikkat çekmiştir. 1905 yılında "Posta Telgraf Nezareti" mimarlığına atanmış, kendisinin en büyük yapıtı olarak bilinen Sirkeci’ deki Büyük Postane bu çalışma süresinin ürünü olarak belirmiştir. 1908 de 31 Mart olayından sonra yönetime geçen Mehmet Reşat kendisini baş mimarlığa atadı. Dolmabahçe sarayına yaptığı ( kalorifer binası v. b. ) ekler bu devirde yapılmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Enver Paşa tarafından atandığı "Harbiye Nezareti" baş mimarlığında üç yıl görev almıştır. Veliefendi Hipodrom projesini ve Enverpaşa köşkünü bu süre içinde tasarlamıştır. Sonraları bir süre Mustafa Kemal'in mimarlık hizmetlerini yapan Mimar Vedat "Çankaya Gazi Köşkü" ekleri ve "Halk Fırkası Mahfeli" yapılarım tamamlamış, Ankara Palas yapısı temel düzeyinde iken ayrılıp bütünüyle İstanbul'a yerleşmiştir. Sonralar bu yapı beş yıl gibi uzun bir süre içinde 500. 000 T L gibi zamanı için büyük bir fiyata Mimar Kemalettin ve Saçaklı Salim Derin tarafından bitirilm iştir. Bütün bu görevlerin yanında özel bürosunda birçok yapı tasarlıyan Mimar Vedat'ın ana görevi hep, önce "Sanayi-i Nefise A lisi" sonra "Güzel Sanatlar Akademisi"nde ve bir sürede "Yüksek Mühendis Âlisin"de hocalık olmuş. Cumhuriyet Türkiye'sine yetiştirilen yüzlerce mimarın eğitimini katkılamıştır. Mimar Vedat'ın eğitmenliği değişen

aralıklarla 27 yıl kadar sürmüştür. Tümüyle Türk teknokratının Türkiye'de çalışması tezini savunan Vedat Bey, yabancıların yüceltilmesine dayanamıyarak akademiden istifa etmiştir. (8 )

Büyük Postane Binası, Sirkeci/İstanbul

Hükümet Konağı, Kastamonu

(5)

mimar vedat tek

YAPITLAR I KAMU YAPITLARI

Halk Fırkası Mahfeli, Ankara

■ mt

-%

Silah Müzesi Projesi, İstanbul

II. TBMM Binası, Ankara

1. Defter-i Hakani Binası, Sultanahmet, İstanbul. Bugün, Tapu ve Kadastro Müdürlüğü yapısı olarak kullanılmaktadır. 1908 yılında tamamlanmıştır.

2. Büyük Postane Binası, Sirkeci, İstanbul. Mimar Vedat'ın en önemli yapısı olarak bilinir. 1909'da tamamlanmıştır.

Tümüyle 'Revialist' bir tutum izlenmiştir. Ayrıntılardaki titizlik dikkati çeker. Tuğlaların özel olarak kendisi tarafından tasarlandığı söylenir.

3. Dolmabahçe Sarayı Ekleri, İstanbul. Sultan Mehmet Reşat'ın baş mimarı iken yaptığı eklerdir. Kalorifer bacası belirgindir.

4. Haydarpaşa Vapur İskelesi, Haydarpaşa, İstanbul. İlk tasarım ve uygulama Vedat Bey'e aittir. Sonradan birçok değiştirme ve ekler yapılmıştır.

5. Moda Vapur İskelesi, Moda, İstanbul. 6. Deniz Yolları Acentası, Karaköy,

İstanbul. Karaköy'ün imar planı düzenlenmesinde yıktırılmıştır. 7. Deniz Hamamları, Karaköy, İstanbul.

Şimdi Karaköy rıhtımı olan yerde bulunmaktaydı.

8. Halk Fırkası Mahfeli Binası, Ankara C. H. P. Merkezi olarak başlanan yapı 1924'de TBMM yapısına M. Vedat tarafından uyarlanmıştır. Sonradan birçok eklemeler yapılmış olup bunların tasarımının Vedat Bey'le ilgisi yoktur. Girişteki portal bunlardan biridir. Bugün CENTO merkezi olarak kullanılmaktadır. 9. Kastamonu Hükümet Konağı, Kastamonu.

Projesi Vedat Bey tarafından hazırlanmış, yalnız uygulama kendi denetiminin dışında yapılmıştır.

10. Macar Konsolosluğu, Nişantaşı, İstanbul. 11. Silâh Müzesi, İstanbul. Proje Vedat

Beyin yapıtıdır, uygulanmamıştır. 12. Hipodrom ve Diğer Yapılar, Veliefendi,

İstanbul. Enver Paşa tarafından yapıtınlan proje I. Dünya Favaşı nedeniyle uygulama olanağı bulamamıştır. KONUTLAR

13. Yayla Apartmam, Nişantaşı, İstanbul. Valikonağı Caddesinde Cumhuriyet Gazetesi sahibi Yunus Nadi Bey için

yapılmıştır. ,

14. Şadiye Sultan Apartmanı, Nişantaşı, İstanbul. Yayla Apartmam ile aynı hizadaydı, yol genişletilirken yıktırıldı. 15. Güneş Apartmanı, Maçka, İstanbul. 16. Halit Bey Apartmam, Çemberlitaş,

İstanbul. Güneş Apartmam ile birlikte çağdaş akıma uyma çabaları görülür. 1934'de tamamlanan Halit Bey

(6)

mimar vedat tek

Apartmanında köşe pencereleri, yatay, dikev sıva işçiliği, derin ve geniş fugalar belirgindir. (10)

17. Cemil Topuzlu Köşkü. Çiftehavuzlar, İstanbul. Şehremini Cemil Topuzlu Paşa için yapılmıştır. Bugün Büvük Kulüp olarak kullanılmaktadır.

18. Enver Paşa Köşkü, Kuruçeşme, İstanbul. 19. Leylâ Hamm Villası, Bostancı, İstanbul. Annesi Leylâ Hanım için yaptığı villadır. Şair ve bestecinin birçok yapıtı ile birlikte yangında yok olmuştur. 20. Gazi Köşkü, Çankaya, Ankara.

Bugün Gazi Müzesi olarak kullanılan yapıdır. Restorasyonu ve birçok eklerinin eklerini Mimar Vedat tasarlamış ve uygulamıştır.

21. Mimar Vedat Evi, Nişantaşı, İstanbul. Vali Konağı Caddesinde bir köşe parseline yapılmıştır. Mimarın kent içi açısal bir parsele uyumda gösterdiği ustalığı yansıtır. Kendi konutu olarak kullanılmıştır.

22. Halit Ziya Uşaklıgil Villası, Yeşilköy, İstanbul.

23. Mr. Varber Villası, Suadiye, İstanbul. 1932 yılında tamamlanmıştır. Vedat Beyin ısrarla "seçm eci" ve "neo klâsik" öğeleri kullandığının belgesidir. (11) 24. Halit Bey Yalısı, Yeniköy, İstanbul. TİCARET YAPILARI

25. Mesadet Ham, Sirkeci, İstanbul. 26. T i m a n Hanı, Sirkeci, İstanbul. 27. Sabit Bey İşhanı, Karaköy, İstanbul. 28. M illi Emlâk Dükkanları, Beşiktaş,

İstanbul.

29. Kâzım Emin Tütün Deposu, Bursa. 30. Nemlizade Tütün Deposu, Üsküdar,

İstanbul.

31. Çiftlik Binası, Topkapı, İstanbul. ANITSAL YAPILAR

32. İzmit Saat Kulesi, İzmit. Proje Vedat Bey tarafından, uygulama başkaları tarafından bazı değişikliklerle yapılmıştır. 33. Tayyare Şehitleri Anıtı, Fatih,

İstanbul. DÜŞÜNCELERİ

Vedat Beyin mimarlık dışında çeşitli konular üzerine düşünceleri hakkında yeterli bir bilgimiz yoktur. Mimarı bir çeşit rönesans mimarı çerçevesinde görür. Ona göre mimar, yemek pişirmeden musikiye kadar her konuda yeteneklerini kullanan, en azından bu konulan işleyen bir 'Homo Universale', evrensel adımdır. Tanıyanlar kendisinin de hemen her sanat dalında becerisini överler.

Mimar Vedat Evi, Nişantaş/Istanbul

,h . ( .

-Halit Bey Yalısı, Yeniköy/İstanbul.

fT "

Halit Bey Yalısı, Yeniköy/İstanbul

(7)

mimar vedat tek

Nemlizade Tütün Deposu, Üsküdar/İstanbul Şehircilğin topluma dönük bir çevre hizmeti olduğunu savunmuş, özellikle İstanbul’da halka dönük hizmetlerin azlığından yakmmıştır. Kent çevresinde sağlıklı ve düzenli bir yaşamın sağlanmasını istemiştir. Planlamada yayalara öncelik tanıması, İstanbulda kamuya açık deniz olanaklarının oluşturulması onun belirgin kaygılan olarak belirm iştir (12). İstanbul'un doğuya doğru büyümesi eğilimine, kentin ucuz alanlar üzerinde fazla spekülasyona alet olmadan planlı bir biçimde denetim altına alınabilme olanağına umut bağlamıştır (13). Sonuçta kentin o yönde büyümesi gerçekleşmiştir, ama Vedat Beyin amaçladığı düzenli bir biçimde değil. Çağdaş mimarlıktaki kökten değişimin farkında olarak Vedat Bey, her ne kadar bu akımların dışında kalmışsa da değişimi kendi çerçevesinde değerlendirilmiştir. Vedat B e y : "Yeni akım/ar ötedenberi ciddi mimarların düşündüklerini genelleştirmiştir. Konfora hiç bir şey feda edilmeyecek, bezeme eskisi gibi kalabalık ve değersiz malzeme ile yapılmayıp değerli malzeme ile ve yalın olacak, şu veya bu üslup izlenmesi yerine yalnız program sağlanacak ve uygulanacaktır" demiştir. Kendisinin modern anlamda denemeleri arasında Güneş ve Halit bey apartmanları sayılabilir. Değişen yaşam koşulları ile birlikte değişen yaşam tarzımn belirmesinde özellikle konak türü yaşamdan apartman türü bir yaşantıya geçilmesinde gelenek ve göreneklerin sağladığı birçok olumlu öğenin yitirildiğinden yakınmış, sürüp giden kentsel patlama sonucu birçok kültürel değerin yok olduğunu, insanların çok daha ham ve yetersiz koşullarda banndırılmaya başladığım belirlem iştir (14). Biçimde işlevciliği savunmuş, yapıdaki dışavurumculuğun ancak barındırılan eylem ve iç tasarımın doğal bir sonucu olabileceğini belirlem iştir (15)

I I

I •

J 1

' *• 'î —

H N IH R

İzmit Saat Kulesi

hor görülmeye başlandıkça ulusal sanat son bulmuştur" diyordu (16).

NOTLAR

1. Bu batılılaşma çabası zaman zaman o kadar dogmatik bir durum almıştır ki, . 'Mimar' (1931-1934) dergisinin adı

'Arkitekt' (1935- ) e dönüşmüştür. 2. Ünsal, Behçet, 1973, s. 36 3. a. g. y. s. 36

4. Mimar (1931-1934), Arkitekt (1935-1941), Yapı (1942)

Tüm yaşamı süresince ulusçu olan Vedat Bey: "Dedelerimiz, atalarımız yaptıkları mimarlık yapıtlarının sağlamlıklarına ve güzel olmasına önem verirlerdi. Bu tür yapı, ulusun içinden yetişme mimarların, yapı ustalarının birbirinin ardı sıra izledikleri kural ve usullere göre yapıldıklarından her tür yapıya özgü kusursuz bir mimarlık yaratılmıştır. Ulusal mimarlık beğenilmemeye ve Türk Sanatları

5. Özer, Bülent, 1964, s. 53 6. a. g. y. , s. 54

7. Sayar, Zeki, s. 20

8. Vedat Bey'in DGSA'dan ayrılma nedenini Yusuf Razi Demirbel böyle yorumlarken,

Zeki Sayar bumı tümüyle modern akımına yenilgi olarak göstermiştir.

9. Goodıvin, Godfrey, 1971, p. 426 10. (Tek), M. Vedat, 1934, s. 226-228 11. (Tek), M. Vedat, 1932

12. (Tek), M. Vedat, 1931 "İstanbul'un dört etrafı deniz olduğu halde parasız olarak deniz kenarında gezip hava alacak, deniz eğlencesi yapabileceği, sahil yoktur." s. 35. "Herhalde hiçbir sebeple piyade kaldırımı ihmal edilmek ne zerafet, ne iktisat ne de demokrasi nokta-i nazarından doğru değildir. " s. 36

13. a. g. y.

14. (Tek), M. Vedat, 1931 a

15. Tek, Yusuf Razi, 1942, "Binanın manzara-i hâriciyesinin letafeti tertibatı dâhiliyesinin bir neticei tabiiyesi olarak kendiliğinden husule gelird i."

16. Unsal, Behçet, 1942, s. 18 KAYNAKLAR

DEMİRBEL, Yusuf Razi, "Prof. M. Vedat Tek", Arkitekt, Sayı 9-10, s. 231-233 İstanbul, 1941-1942

EMRE, Necmettin, "Mimar Vedat Tek'in Sanat Hayatı", Arkitekt, sayı 9-10, s. 234-5 İstanbul, 1941-1942

GOODWIN, Godfrey, A History of Ottoman Architecture, Thames Hudson, London, The John Hopkins Press Baltimore, 1971 İLERİ, S. N. , "Mimarlığımızda M. Vedat Zamanı", Yapı, sl5, s. 14-15, İstanbul, 1942 ÖZER, Bülent, Rejyonalizm, Üniversalizm ve Çağdaş Mimarimiz Üzerine Bir Deneme, İ. T. Ü. Mimarlık Fakültesi Yayını, İstanbul, 1964

SAYAR, Zeki, "Mim arlığım ız 1923-1950", Mimarlık, S ayı: 2, s. 20-23 İstanbul, 1973 SÖZEN, Metin; TAPAN, Mete, 50 Yılın Türk M im arisi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlan No. 122, Cumhuriyetin Ellinci Y ılı D iz is i: 1, s. 101, İstanbul, 1923,

(T E K ), M. Vedat, "İstanbul İkametgâhları", Mimar, s a y ı: 10, s. 322-325, İstanbul, 1931 (T E K ), M. Vedat, "İstanbul'un İmarı M es'elesi", Mimar, Sayı 2, s. 35-36, İstanbul, 1931

(T E K ), M. Vedat, "İstanbul'un İman M eselesi", Yapı, S ayı: 15, s. 5-7, İstanbul, 1942

(T E K ), M. Vedat, "M r. L. Varber Villası, Suadiye", Mimar, Cilt :2 Sayı: 20 Mayıs 1932, İstanbul

(T E K ), M. Vedat, "Halit Bpy Apartmanı, Çemberlitaş" Mimar, Sayı: 8, s. 226-228, İstanbul-, 1934

TEK, Yusuf Razi, "M im ar M. Vedat Tek", Yapı, Sayı: 14, s. 10-11, İstanbul, 1942 ÜNSAL, Behçet, "Polemik, Kronik: Mehmet Vedat ve M illi M im ari", Yapı, Sayı: 14, s. 18 İstanbul, 1942

ÜNSAL, Behçet, "Mim arlığım ız 1923-1950", Mimarlık, Sayı: 2, s. 34-45, İstanbul, 1973 YÜCEL, Erdem "XX Yüzyılda Klâsik Türk Mimarisi Üzerine Eğilmiş Türk M im arları: Mimar Vedat (1873-1942)” , Bizim Anadolu Ga/etesl, İstanbul, 26. 6.1971

51

Referanslar

Benzer Belgeler

Penetran yara- lanmalarda serbest duvarına eşlik edebilecek kapak yaralanması ya da septal rüptürün saptanmasında TTE’nin yeterli bilgi veremediği ve kardiyak

The present study reveals significant results for the patients diagnosed with invasive ductal carcinoma through breast biopsy especially before mastectomy in terms of increased

Çocuk­ luğundan ölümüne kadar Devleti tenkit etmemiş ve tam bir muta­ vaatın sükûnu içinde uzun bir ö- mür sürmüş olan bu vezirimiz ka­ lem arkadaşı

[r]

Hastaların yaşam kalitesi puanları ile kronik hastalık varlığı, daha önce tedavi görme durumu arasında istatistiksel olarak fark saptanmadı, ancak AKS

Orta halli ve kalabalık bir esnaf ailesi içinde, Tophane'de Karabaş Mahallesi'nde dünyaya gelen Ahmet Mithat babasının ölümü üzerine beş-altı yaşlarındayken

Arslan mücahit ordusu, ey haris-i salah/ Destinde seyf-i hak gibi bin şanlı bir silah/ Açtın sema-yı millete pür nur bir sabah/ Ati bizim, bizim artık

With increasing hole diameter and work piece material thickness, due to the increasing material volume, bushing height is increased.. But the bushing height is not showed a parallel