• Sonuç bulunamadı

ANTRAL FOLİKÜL SAYIMI İÇİN YAŞLA İLİŞKİLİ NORMOGRAM: McGill Referans Kılavuzu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANTRAL FOLİKÜL SAYIMI İÇİN YAŞLA İLİŞKİLİ NORMOGRAM: McGill Referans Kılavuzu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANTRAL FOLİKÜL SAYIMI İÇİN YAŞLA İLİŞKİLİ NORMOGRAM:

McGill Referans Kılavuzu

Son on yılda, antral folikül sayımının ovaryan rezervi gösterdiği görülmüştür ve fertilite tedavisinden sonraki gebelik oranlarıyla olan korelasyonu gösterilmiştir. Prosedürün uygunluğu, reprodüktif sonuçlar, yüksek prediktif değer ve düşük maliyetten dolayı, antral folikül sayımı yaygın olarak kullanılmaktadır ve halen ART’de ovaryan cevap için en iyi klinik tahmin olarak değerlendirilmektedir.

Yayınlanan bilgiler antral folikül sayımının yaşla negatif olarak etkileştiğini göstermektedir. Yine de persentil normogramlı geniş katılımlı hiçbir çalışma bildirilmemiştir.

Gerçekte persentil normogram bir kadının yaş grubuyla ilişkili ovaryan rezervini bildirmek için klinik olarak uygun olabilir. Hastanın iki ayrı zaman aralığındaki antral folikül sayım oranını aydınlatarak yaş grubuna göre ovaryan rezerv azalma oranı çalışılabilir. Bu, yaş artışı ile fertilite azalması ve doğurma yaşının gecikmesine olan artan sosyal eğilimden dolayı önemlidir. Çalışmanın amacı polikistik over olmayan infertil grupta antral folikül sayımı için yaşla ilişkili normogram çıkarmaktır.

Kasım 2007-Eylül 2009 tarihleri arasında McGill Üniversitesi Sağlık Merkezine başvuran hastaların TVUSG kayıtları incelendi. 1866 hasta dahil edildi. Tüm hastalara menstrüel siklusun 2 ve 4. günü arasında ilk TVUSG yapıldı. Bir overde 12 den fazla antral folikül içeren PCO hastaları (356 olgu) çalışmadan çıkarıldı.

İki ultrasonografist tarafından 2 ila 10 mm arasındaki antral folikül sayısı hesaplandı.

Yaşa göre antral folikül ölçümü eğrilerini değerlendirmek için LMS (L eğri, M median, S varyasyon katsayısı anlamında) metodu kullanıldı. Antral folikül ölçümü ve yaş arasındaki bağlantı için regresyon analizi kullanıldı. Persentil eğrileri her yaş için 7 ampirik persentil değerine (3, 10, 25, 50, 75, 90, 97) uygulandı.

Hastaların yaşı 34,1 ± 5,1 idi (17-50 arası). PCO’li 356 olguyu çıkarttıktan sonra geriye kalan 1866 olgu ile analize devam edildi. Çalışma grubu non-PCO infertil gruptu.

Şekil 1 bifazik lineer korelasyonu yansıtan iki farklı antral folikül sayısı kaybını yansıtmaktadır: dik eğimli faz (yüksek oranda antral folikül kaybı), orta eğimli faz (yavaşlamış oranda antral folikül kaybı). Antral folikül kaybı oranındaki değişim, değişim noktasında (switching point) olmaktadır. Antral folikül kaybındaki yüksek oranlar yıllık 0.6- 1.0 antral folikül ve düşük oranlar ise yıllık 0.1-0.3 antral foliküldür. Tüm regresyon analizleri yaş ve antral folikül sayısında yüksek derecede ters korelasyon göstermektedir.

(2)

Düşük antral folikül sayısı persentillerinde (3, 10, 25), hızlı folikül kaybı fazı yavaş kayıp fazından önce gelmektedir. Yüksek folikül sayısı persentillerinde tam tersi olmaktadır;

yavaş kayıp fazı hızlı kayıp fazından önce gelmektedir.

Düşük ve yüksek oran regresyon eğrilerinin kesişim noktaları hesaplandı ve yüksek ve düşük oranlı antral folikül sayısı kaybı düşüşündeki persentil eğrilerinde hasta yaşında değişim bulundu. 3, 10 ve 25 persentildeki yüksek folikül kaybı oranı 26, 28, 32 yaşlarda düşük folikül kaybı oranına değişti. Buna ters olarak 75, 90, 97 persentilde ise düşük kayıp oranı 34, 36, 38 yaşlarda yüksek folikül kaybı oranına değişti.

Bifazik değişim gösteren diğer persentillerin aksine 50. persentilde sabit azalma hızı görüldü. Kayıp yılda 0.4 folikül olarak bulundu. 3. persentil grubu 22 yaş gibi erken bir zamanda 75. persentil grubu ise 45 yaşta kötü antral folikül sayısına ulaştı.

Bu çalışmada infertil grupta antral folikül sayıları için persentil normogramları yapıldı.

Çoğu persentil için yaşla beraber bifazik modda antral folikül sayısı azalması tespit edildi.

Düşük ve yüksek persentil gruplarda düşük ve yüksek hızda kayıp için yaş değişikliklerini içeren farklar vardı.

Yaş ve antral folikül sayısı arasında, yıllık tahmini 0.35’den 0.95’e uzanan antral folikül kaybı olarak daha önce tanımlanan ters korelasyon görülmüştür. Yaş ve antral folikül sayısı düşüşünün bifazik değişimi sağlıklı grupta da tanımlanmıştır. 1880 infertil hastayı kapsayan bu çalışma diğerleri ile benzerlik göstermektedir. Bunun önemi yaş arttıkça fertilite azalmaktadır. Farklı persentil gruplarında farklı antral folikül azalması oranları ve faklı yaş değişim noktaları görüldü.

Antral folikül sayısı over rezervini gösterir. Çalışmadaki bulgular ile antral foliküllerin bifazik ya da eksponensiyal düşüş modelleri uyumludur. Ultrasonografi ile görülen foliküllerin yeterli oosit içeren folikül içerip içermediği net değildir. Yine de ileri yaşlardaki rezidüel antral folikül varlığı görülen tüm foliküllerin normal ya da sağlıklı oosit içerdiği anlamına gelmemektedir.

Antral folikül sayısı ölçümü menopoz için potansiyel bir belirleyicidir. Düşük persentildeki populasyonun yüksek orandaki antral folikül kaybı hızı prematür over yetmezliği riskinde olan kadınları gösterebilir. Bir hastayı erken yaşta 3 persentil altında olarak tanımlamak onun gelecek fertililitesi için uyarıcı olabilir. 24 yaştan genç ve 45 yaştan yaşlı hastalardaki olgu sayısı az olduğu için bu çalışmadaki normogramlar yanıltıcı olabilir, dikkatli kullanılmalıdır.

Sonuç olarak, PCO’i olmayan infertil kadınlardaki yaş bağlantılı normogramlar azalan antral folikül sayısında bifazik patern izlemektedir. Bu normogramlar infertil kadınları

(3)

değerlendirmede klinisyen için kaynak kılavuz olabilir. Yine de daha ileri çalışmalar gerekmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Normal uteruslu kadınlara göre adenomiyozisli kadınlarda dikkate değer bir biçimde ortalama antral folikül sayısı daha yüksek bulunmuştur.. Menoraji ve dismenore

Bu randomize prospektif çalışmaya 3.basamak bir sağlık kuruluşu olan Zekai Tahir Burak(ZTB) Eğitim Araştırma Hastanesinde bilateral endometrioması olan 48 hasta

Mikrodoz LA stimulasyonuna ovaryan cevap en düşük ve en yüksek AFC grupları arasında 2 kattan daha fazla bir farklılık gösteren benzer bir eğilim göstermektedir.. Düşük

Morphological examination of AM in group 3 children showed the abnormality of regeneration processes accompanied by the generative layer thinning-the reduction in the total number

Literatüre bakıldığında, ektopik yerleşimli dişlerin 18’ inin molar diş, 5’ inin kanin diş, 3’ ünün ekstra diş, 1’ inin premolar diş, 1’ inin odontoma ve 1’ inin

Bu çalışmanın amacı, antral patoloji varlığı ile sinüs tabanı kortikasyonu arasındaki ilişkiyi ve sinus taban kortikasyonunun tiplerine göre sıklığını konik

Specifically, it seeks to provide answers to the following objectives: (1) ascertain the language teachers' pedagogical orientations on the use of technology-based

The capacity of teachers to build, design programs, and plan activities is demonstrated in the following aspects: First, teachers must choose activities that suit the required