• Sonuç bulunamadı

18 numaralı (H. 1339/M. 1920 ile 1927) Nevşehir Şer`iyye Sicili metin çevirisi ve değerlendirme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "18 numaralı (H. 1339/M. 1920 ile 1927) Nevşehir Şer`iyye Sicili metin çevirisi ve değerlendirme"

Copied!
337
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

18 NUMARALI (H.1339/M. 1920 ile 1927)

NEVŞEHİR ŞER‘İYYE SİCİLİ

METİN ÇEVİRİSİ VE DEĞERLENDİRME

Tezi Hazırlayan

Halil İbrahim ÇELİK

Tezi Yöneten

Yrd. Doç. Dr. Ali KOZAN

Tarih Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

Haziran 2012

NEVŞEHİR

(2)
(3)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

18 NUMARALI (H.1339/M. 1920 ile 1927)

NEVŞEHİR ŞER‘İYYE SİCİLİ

METİN ÇEVİRİSİ VE DEĞERLENDİRME

Tezi Hazırlayan

Halil İbrahim ÇELİK

Tezi Yöneten

Yrd. Doç. Dr. Ali KOZAN

Tarih Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

Haziran 2012

NEVŞEHİR

(4)

Enstittisii Tarih Anabilim Dahnda Yiiksek Lisans tezi olarak kabul edilmistir.

05.06.2012

JURI:

Damqman: Yrd. Dog. Dr. Ali KOZAN Uye: Yrd. Dog. Dr. Metin Ziya KOSE Uye: Yrd. Dog. Dr. Omer BAYRAM

ONAY:

Bu tezin

kabulti

Enstitii

Ycjnetim

Kurulunun..!.J,,.9.0:J..g.t?,uril,

ue .J,.?.1.11.

KJ. ,uy,t,

karan ile onaylanmrgtrr.

(5)

ÖNSÖZ

Osmanlı Devleti tarihinin birinci el yazılı kaynakları arasında Şer‘iyye sicillerinin ayrı bir önemi vardır. Toplum yaşamı ve kültürel açıdan önemli bilgi ve kayıtlar içeren Osmanlı şer‘i mahkeme kayıtları, tarih biliminin temel sorusu olan “geçmişte ne oldu? ” sorusuna cevap bulmamıza yardım eden yazılı kaynaklardandır. Şer‘iyye sicilleri, ait olduğu idari birimin tarihine ilişkin bilgilere kaynaklık ederek hem yerel farklılıkları ortaya çıkarır hem de genel tespitlere ulaşmamızı sağlar. Şer‘iyye sicilleri diğer yandan ait oldukları kasaba, kaza, sancak gibi yerleşim birimlerinin idari, mali, sosyal ve kültürel yönlerini aydınlatma açısından da zengin bilgiler içerirler.

Osmanlı Devleti Şer‘iyye mahkemelerinin kayıtları, devletin başkentinden gönderilen emir ve fermanları da ihtiva etmektedirler. Bu yönü ile Şer‘iyye sicilleri merkez taşra arasındaki haberleşme ve resmi ilişkilerin kayıtlarının tutulduğu önemli belgelerdir.

Çalışmamıza konu olan 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili 1920-1927 tarihlerini kapsamaktadır. 18 numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili toplam 75 varak, 150 sayfadan oluşmaktadır. Defterin 75 sayfası kullanılmıştır.

Çalışmamızın giriş kısmını “Şer‘iyye Sicili kavramı hakkında bilgiler ile tezin konusu, amacı ve önemi” bölümü oluşturmaktadır.Birinci bölümde “Şer‘iyye Sicillerinin tanımı, önemi, muhtevası” başlığında Şer‘iyye Sicilleri ve tarihi önemleri hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümde ayrıca sicillerde yer alan belge türleri hakkında kısa değerlendirme yapılarak, Nevşehir Şer‘iyye Sicilleri ve 18 Numaralı Şer‘iyye Sicili hakkında genel bilgiler verilmiştir. Yine aynı bölümde belgelerin konularına göre tasnifi yapılmış, belgelerin metin çevirisinde takip edilen usul ve imlâ hakkında takip edilen yöntem aktarılmıştır. Araştırmacılara kolaylık sağlaması için belgelerin özetleri çıkarılmıştır. İkinci bölümde ise metin çevirisi yapılmıştır. Metin çevirisinde anlaşılırlığı kolaylaştırmak açısından tereke kayıtları tablo olarak düzenlenmiştir. Üçüncü bölümde Sicil kayıtlarındaki hükümlerin ve ulaşılan bilgilerin değerlendirmesi yapılmıştır. Değerlendirme defterde yer alan bilgiler doğrultusunda yapılmıştır.

(6)

değerli madenler, vergi ve kesintiler ile ilgili bilgiler “Ekonomik Hayat” başlığında değerlendirilmiştir. Müslim ve gayri müslimlerin kullanmış oldukları erkek ve kadın isimlerini, kullanılan ev eşyaları, çocuk sayıları, miras taksimlerine ilişkin kayıtlar sosyal yaşam başlığında değerlendirilmiştir. Sicil kaydında geçen tüm tereke hükümleri bir tabloda gösterilmiş, tabloda miras bırakan kişi, mirasçılar ve miras miktarına yer verilmiştir.

Sonuç bölümünde 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicilinde yer alan belgelere göre dönemin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi görünürlüğüne ilişkin tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır.

Çalışmam sırasında yardım ve desteklerinden istifade ettiğim ve yakın ilgilerini gördüğüm değerli hocam ve tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Ali KOZAN’a şükranlarımı sunarım.

Halil İbrahim ÇELİK Nevşehir-2012

(7)

18 NUMARALI NEVŞEHİR ŞER‘İYYE SİCİLİ METİN ÇEVİRİSİ VE DEĞERLENDİRME

Halil İbrahim ÇELİK

ÖZET

Osmanlı Devleti tarihi’nin sosyal, siyasî, iktisadî, askerî, coğrafî, hukukî ve kültürel yönlerini ortaya koymak için yapılan bir çalışmanın, Şer‘iyye Sicilleri incelenmeden tamamlanması ve meseleleri bütün yönleri ile ortaya koyması mümkün değildir. Osmanlı Devleti tarihinin araştırılmasında Şer‘iyye sicilleri önemli belgelerden birisi olarak değerlendirilmektedir. Sosyo kültürel açıdan önemli bilgi ve kayıtlar içeren

Osmanlı mahkeme kayıtları, geçmişi günümüze yansıtan kıymetli yazılı

kaynaklardandır. Bu mahkeme kayıtları, yerel farklılıkları ve genel tespitleri ortaya koymaları bakımından önem arz eder. Şer‘iyye sicilleri ait oldukları yerlerin ictimaî, idarî, malî, sosyal, vb. yönleri öğrenmemize kaynaklık ederler. Özellikle şehir tarihinin aydınlatılmasında büyük önem taşırlar. Çalışmamızda Nevşehir’in iktisadî, ictimaî, idarî yönlerini, tezimizin kapsadığı dönemler içinde ortaya koymaya çalıştık. Çalışmamızda Nevşehir iline ait olan 18 numaralı defterin metin çevirisi ve değerlendirmesini yaptık. Defterimiz Hicri 1339/Miladi 1920-1927 tarihleri arasını kapsamaktadır. Defterdeki kayıtlar miras ve tereke taksimi konularını ihtiva etmektedir. Nevşehir hakkında çalışmalar yapmakta olan ve yapacak olan araştırmacılara kapsadığı yıllara ilişkin kaynak niteliğinde bir çalışmadır.

(8)

18 NUMBER NEVŞEHİR COURT REGISTRIES-TRANSCRIPTION AND GENERAL EVALUATION

Halil İbrahim ÇELİK ABSTRACT

A study done to demonstrate the Ottoman Empire’s social, political, economic, military, geographical, legal and cultural aspects is not possible to be completed without examining the Court Registries and is not possible to reveal the issues with all aspects. Court registries to investigate the history of the Ottoman Empire considered one of the important documents.

The Ottoman Court records that contain important information and records with socio-cultural aspects are reflecting the precious present the history of the written sources. These court records are important in terms of putting forward the local differences and the overall findings. Court registries enable us to learn the social, administrative, financial aspect of the places where they belong to. Particularly, they are of great importance in illuminating the city's history. In this study, we have tried to show the economic, social and administrative aspects of Nevşehir between 1920-1927. In our study, we translated and examined the No: 18 notebooks that belong to the province of Nevşehir. Our notebook covers the period from Hajji 1339/Gregorian 1920-1927.The notebook covers the topics of inheritance and the divisions of estate records. It is a study which can be a source for the researchers who are interested in the period between 1920-1927 in the province of Nevşehir.

(9)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...II ÖZET...IV ABSTRACT...V İÇİNDEKİLER...VI KISALTMALAR...X TABLOLAR LİSTESİ...XI GİRİŞ

1. Şer‘iyye Sicillerinin Tarihimizdeki Yeri ve Önemi...1

2. Tezin Konusu...2

3. Tezin Amacı Ve Önemi...2

I. BÖLÜM 1. ŞER‘İYYE SİCİLLERİNİN TANIMI, ÖNEMİ VE MUHTEVASI...4

1.1.Tanımı ve İçeriği...4

1.2. Önemi...6

2. ŞER‘İYYE SİCİLLERİNDE YER ALAN BELGE TÜRLERİ...7

2.1. BİRİNCİ KISIM BELGE TÜRLERİ...7

2.1.1. Hüccet...7 2.1.2. Vakfiyeler...8 2.1.3. Hüccet-i Zahiriye...9 2.1.4. İ’lâmlar...9 2.1.4.1. Tereke Defterleri...9 2.1.5. Ma’ruzlar...11 2.1.6. Müraseleler...12

(10)

2.2.3.Tezkereler...13

2.2.4. Temessükler...13

3. NEVŞEHİR ŞER‘İYYE SİCİLLERİ VE 18 NUMARALI NEVŞEHİR ŞER‘İYYE SİCİLİ.. ...14

3.1. Nevşehir Şer‘iyye Sicillerinin Genel Durumu...14

3.2. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili...15

4. 18 NUMARALI NEVŞEHİR ŞERİYYE SİCİLİNDE YER ALAN BELGELER VE KONULARINA GÖRE TASNİFİ...17

5. 18 NUMARALI NEVŞEHİR ŞERİYYE SİCİLİ’NDE TAKİP EDİLEN ÇEVİRİ VE İMLA YÖNTEMİ İLE BELGE ÖZETLERİ...21

5.1. Metin Çevirisinde Takip Edilen İmla Yöntemi...21

5.2. Belge Özetlerinde Takip Edilen Usul...24

5.3. Belge Özetleri...24

II. BÖLÜM METİN ÇEVİRİSİ...40

III. BÖLÜM 18 NUMARALI NEVŞEHİR ŞERİYYE SİCİLİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ...207

1. İDARİ VE SOSYAL DURUM...207

1.1. İdari Durum...207

(11)

1.1.2. Nahiye ve Köyler...211 1.2. Sosyal Durum...212 1.2.1. Görevliler...213 1.2.2. Meslekler...214 2. EKONOMİK DURUM...215 2.1. Ticari Hayat...215 2.2. Tarım Ürünleri...218 2.3. Hayvancılık...220 2.4. Değerli Madenler...227

2.5. Farklılık Arz Eden Eşyalar...229

2.6. Vergi ve Kesintiler...229

3. SOSYAL YAŞAM...232

3.1. Günlük Kullanımdaki Eşyalar...232

3.2. İsimler...238

3.2.1. Müslüman Erkek İsimleri...238

3.2.2. Müslüman Kadın İsimleri...240

3.2.3. Gayri Müslim Erkek İsimleri...242

3.2.4. Gayri Müslim Kadın İsimleri...243

3.3. Eş ve Çocuk Sayıları...244

3.3.1. Müslümanlar...244 3.3.2. Gayri Müslimler...249 3.3.3. Değerlendirme...249 3.4. Lakaplar...250 3.5. Mirasçısı Olmayanlar...252 3.6. Vasi Tayinleri...252 3.7. Kitaplar...254 4.TEREKE TABLOSU...255

(12)

Sonuç...267

EKLER (Belgenin Orijinal Hali) ...274

BİBLİYOGRAFYA...315

(13)

KISALTMALAR

a.g.e. :Adı geçen eser

a.g.m. :Adı geçen makale

a.g.t. :Adı geçen tez

AÜDTCF :Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi

C. :Cilt

D.İ.A. : Diyanet İslam Ansiklopedisi

Ed. :Editör

H. :Hicri

İ.A. :İslam Ansiklopedisi

M. :Miladi

MEB :Milli Eğitim Bakanlığı

N.Ş.S. :Nevşehir Şer‘iyye Sicili

OSAV :Osmanlı Araştırmaları Vakfı

s. :Sayfa

Sy. :Sayı

Yay. :Yayınevi/Yayınları

TDAV :Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı

(14)

Sıra

No Tablo Adı

Sayfa No

1 Tablo 1: 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’nde geçen mahalle

isimleri 206

2 Tablo 2: 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’nde geçen köy isimleri 208

3 Tablo 3. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’nde ismi geçen

görevliler 210

4 Tablo 4. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’nde adı geçen meslekler 211

5 Tablo 5. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre ticaret

emtiaları ve değerleri 212

6 Tablo 6. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’nde adı geçen tarım

ürünleri 214

7 Tablo 7. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre büyükbaş ve

küçükbaş hayvanlar ve değerleri 217

8 Tablo 8. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre kıymetli

madenler ve değerleri 224

9 Tablo 9. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre nadir eşyalar ve

değerleri 225

10 Tablo 10. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre vergi ve

kesintiler 226

11 Tablo11. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre ev eşyaları ve

değerleri 228

12 Tablo 12. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’nde geçen isimler 234

13 Tablo 13. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre eş ve çocuk

sayıları (Müslümanlar) 241

14 Tablo 14. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre eş ve çocuk

sayıları (Rum Milleti) 245

15 Tablo 15. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’nde lakaplar 246

16 Tablo 16. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre mirasçı

(15)

17 Tablo 17. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’nde vasi tayin

edilenler 249

18 Tablo 18. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili’ne göre kitaplar ve

değerleri 250

(16)

Şehirlerin ve bölgelerin tarihi ile ilgili araştırmalar yapılırken bilinmeyenlerle karşılaşılacağı muhakkaktır. Tarihî olayları aydınlatmada belgeler önemli kaynaklardan birisidir. Tarih bilimi yazılı bilgileri ve belgeleri olay ve olguların anlaşılması için önemli ve değerli görmektedir. Bu anlayış belgelerin tarih bilimi için önemini artırmıştır. Osmanlı Devleti tarihi araştırmalarında da belgelerin önemi büyüktür. Osmanlı Devleti döneminden günümüze kadar ulaşan çok sayıda belge türü vardır. Bunların arasında şehir ve bölge tarihleri bakımından en dikkate değer olanı Şer‘iyye Sicilleri’dir. Şer‘iyye Sicilleri, Osmanlı kadılarının (hâkimlerin) mahkemelerdeki icraat ve kararları ile mahkemeye intikal eden her türlü resmi yazıları kapsamaktadır. Kayıtların bulunduğu defterlere Şer‘iyye Sicili dendiği gibi Kadı Sicili, Kadı Defteri, Sicil-i Mahfuz ya da sadece Sicil de denilmektedir.

Şer‘iyye Sicilleri Osmanlı şehirlerinin sosyal tarihinin ortaya konmasında, şehir tarihi araştırmalarında katkıları olan belgelerdir. Şer‘iyye Sicilleri özellikle şehir tarihçiliğinde askeri, kültürel, sosyal ve iktisadi yapı hakkında çok kıymetli bilgiler ihtiva etmektedir. Tarihi araştırmalarda birinci elden kaynak olarak kabul edilmekte olan bu vesikalar merkez ile taşra arasındaki resmi yazışmaları, her türlü hukukî, sosyal, kültürel, iktisadî ve idarî yapılar hakkında araştırmacılara kaynaklık etmektedir. Şer‘iyye Sicillerinden bölge halkının sosyal hayatını, ekonomik durumunu, yaşadıkları mahalle ve köyler ile bu mekânların kültürel, ekonomik, sosyal durumlarını, örf ve adetlerini, ödedikleri vergileri ve bunun gibi birçok değerli bilgileri elde etmek mümkündür.

Türkiye, arşivler bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Osmanlı Devletine ait en zengin arşiv Türkiye’dedir. Osmanlı Devleti'nin arşivleri içerisinde Şer‘iyye Sicilleri'nin önemli bir yeri vardır.

Bu çalışmada Osmanlı sosyal tarihine yukarıda belirtilençerçevede katkısının olacağına inanılan H. 1339/ M. 1920 ile 1927 tarihli 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicilinin

(17)

metin çevirisi ve değerlendirilmesi yapıldı.1 Bu konunun tercih edilmesinin sebebi dönemin Nevşehir Kazasının Şer‘iyye Sicilleri’ne ilişkin çalışmaların henüz başlangıç aşamasında olmasıdır. Nevşehir'in sosyal tarihinin vuzûha kavuşmasına katkı sağlayabilmek amaçlanmaktadır.

2. TEZİN KONUSU

Şer‘iyye Sicilleri yazıldığı dönemin siyasi, sosyo-kültürel ve ekonomik tarihine ışık tutan önemli kaynaklardandır. Osmanlı Devletinden günümüze kadar gelen zengin arşiv malzemelerinden sadece birisi olan mahkeme kayıtlarının incelenmesi, ait olduğu dönemin ve yörenin sosyal, siyasi ve iktisadi yapısını ve bu yapının zaman içerisindeki değişimlerini görmemiz açısından önemlidir. Şer‘iyye sicilleri dönemin sosyo-kültürel ve ekonomik yaşamı hakkında bilgi vermelerinin yanında, ait olduğu şehrin tarihi açısından da önem arz etmektedir.

Nevşehir’e ait 30 defter arasından belirlediğimiz 18 Numaralı Şer‘iyye Sicili de, bu bağlamda değerlendirilerek dönemin siyasi, sosyo-kültürel ve ekonomik yapısı hakkında çıkarımlar yapılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iye Sicili’nde bulunan 70 adet hüküm günümüz alfabesine çevrilmiş, bu belgeler özetlenmiş ve bir plan dâhilinde tasnife tabi tutularak değerlendirilmeye çalışılmıştır.

3. TEZİN AMACI VE ÖNEMİ

Günümüze kadar Nevşehir Şer‘iyye Sicilleri ile ilgili yapılan araştırmalar diğer şehirlerimize nispetle daha azdır. Yaptığımız çalışma, Nevşehir'in 1920-1927 dönemindeki kültürel, sosyal ve ekonomik yönlerine ışık tutmayı amaçlamaktadır. Osmanlı Türkçesini okuyamayan araştırıcıların (tarihçi, edebiyatçı, sosyolog, hukukçu, iktisatçı, ilahiyatçı, arkeolog-sanat tarihçisi vb.) çalışmalarına kaynak olmak amaçlanmıştır.

1

18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicil defterinin onay/kayıt tarihi H.1337 tarihidir. Defterdeki ilk hüküm H.1339 tarihlidir. Defterdeki son hüküm ise; M. 1927 tarihlidir. Tez ismi belirlenirken bu veriler dikkate alınmıştır. M. 1927 yılında Hicri takvim kullanımı ve defterde kaydı olmadığından bu yılın hicri karşılığı verilememiştir.

(18)

ve mahalle isimleri ile bazı yer isimlerini tespit etmek de mümkün olacaktır. Bununla birlikte Nevşehir’de yaşayan ailelerin kökenleriyle ilgili kaynak hüviyetinde olacaktır.

(19)

I. BÖLÜM

1. ŞER‘İYYE SİCİLLERİNİN TANIMI, ÖNEMİ VE MUHTEVASI

1.1.Tanımı ve İçeriği

Şer‘î mahkemelerde mahkemenin bilgisi dâhilinde tutulan ve resmî statü taşıyan her türlü kayıtın toplanmış olduğu defterlere yaygın adıyla “şer‘iyye sicili” denilmektedir. Şer‘iyye sicillerine “kadı defterleri”, “mahkeme defterleri”, “defâtir-i şer‘iyye”, “zabıt defterleri” denildiği gibi kısaca “defter” de denilmekteydi.2

Terim anlamı olarak ise; mehâkim-i şer‘iyyede kadılar tarafından yapılan yargılamalar sonucu verilen hükümlerin, hüccet, ilam, ma‘ruz, mürâsele gibi kayıtların, merkezden gönderilen ferman, berat, buyruldu, kanun-nâme, tayin beratları, tezkire ve takrir gibi yazıların veya kadıların birbirleriyle ya da diğer mahallî idarecilerle yaptıkları her türlü yazışmaların kaydedildiği defterler manasına gelmektedir.3

Osmanlı Devletinin tesbit edilebilen, elimizdeki en eski şer‘iyye sicil kayıtları 1455 tarihli Bursa Şer‘iyye Sicilleri’dir. Dolayısıyla XV. asrın yarısında başlayarak Cumhuriyetin kuruluşuna kadar yaklaşık 472 yıllık Türk kültür, medeniyet ve müesseseler tarihinin birinci elden kaynakları olan bu siciller elimizde bulunmaktadır. Mahkeme kayıtları her devirde, ait olduğu devletin kültürünü ve tarihini ihtiva eden önemli tarihî belgelerdendir.4

Şer‘iyye sicillerinin mahkemece tutulup korunması hukuki bir ihtiyaçtan doğmuştur. Kadı, i’lâm ve huccetlerin bir nüshasını hak sahiplerine verdiği için; evrak üzerinde

22

Kenan Z. Taş; İbrahim Özcoşar; Hüseyin H. Güneş ve diğerleri; 195 Nolu Mardin Şer’iyye Sicili Belge Özetleri ve Mardin, Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi Yayınları, İstanbul 2006, s.7.

3

Mefail Hızlı; “Maddi Kültür Varlıklarımızın Onarımlarını Belirlemede Şer’iyye Sicillerinin Rolü”, Taç Vakfı Yıllığı I, İstanbul 1991, s.142.

4

Ahmet Akgündüz; Osmanlı Kanunnameleri ve Hukukî Tahlilleri, C. I, OSAV Yayınları, İstanbul 1990, s.17

(20)

halinde onlara başvurulurdu.5

XVII. asır öncesi defterlerin ebatları genellikle 27 x 9 ile 40 x 15cm arasında oldukların gözlenmektedir. Siciller genellikle çok sağlam, dayanıklı, parlak ve aharlı kâğıtlara yazılıp, yazı sitili ise çoğu zaman ta’lik kırması olmuştur. Yazıda kullanılmış olan mürekkep özel bir şekilde imal edilmiş olup siyahlığı ve parlaklığı bugün bile özelliğini hala muhafaza etmektedir. Defterlerin üzerinde genellikle kadıların ismini bulmak

mümkündür.6

Şer‘iyye sicillerinde kullanılan dil, başlangıçta XVI. asrın sonlarına kadar Arapça iken zamanla neredeyse tamamen Türkçe’ye intikal etmiş olmasına rağmen; vakfiyeler, bazı tereke ve aile hukukuna ilişkin kayıtlar ve sicilleri tutan kadının göreve başlamasını gösteren kısımlar Arapça kaleme alınmışlardır. Ayrıca herhangi bir belge içinde de yer yer Arapça cümleler görülmektedir. Bazı sicillerin Rumca yazıldığı da vâkidir. Bu sicillerde kullanılan yazı çeşitleri rika kırması, divani gibi yazılardır. Söz konusu yazıların okunması günümüzde bir uzmanlık alanınıdır.7

Mahkemelerde mahkeme sonuçlarını sicillere yazma görevi “mukayyid” denilen görevlilere aitti. Mahkemeye intikal eden her türlü resmî yazı, belirli bir disiplin içinde bunlara kaydedilirdi. Mahallî konulara ilişkin olarak kadıların veya naiblerin verdiği kararları, sicillerin bir tarafına, merkezden gelen her türlü resmî yazılar ise öbür tarafına yazılırdı. Şer‘iyye sicillerinin içeriği çok geniş ve zengindir. Bunlar şahıs, aile, miras, borçlar, ticaret ve eşya ile vergi ve ceza davaları ile ilgili kayıtlardır ki, bunlar İslâm hukukunun başlıca konularını oluşturur. Merkezî hükümetin mahalli yöneticilerin (Beylerbeyi, Vali, Sancakbeyi, Mutasarrıf, Mütesellim vb.) idari birimlerdeki sorunlarını çözmek için yayınladıkları buyruklar ve bu yöneticilerin icraatlarının kayıtları da sicillerde yer alır.

5

Ahmet Akgündüz; “Şer’iyye Mahkemeleri ve Şer’iyye Sicilleri”, Osmanlı, C. X, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s.59.

6

Ahmet Akgündüz; “Şer’iyye Mahkemeleri ve Şer’iyye Sicilleri”, Osmanlı, C. X, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s.18.

7

Fethi Gedikli; “Osmanlı Hukuk Tarihi Kaynağı Olarak Şer’iyye Sicilleri”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, c. 3, sy. 5, 2005 s.188-189.

(21)

Kadıların çeşitli konularda merkeze gönderdikleri ilâmlar ile şehir yönetiminde kişi ya da kurumlar arasında doğan anlaşmazlıkları çözümlemek için verdikleri huccetler, bazı mahkeme sicillerinde sicilin ait olduğu şehirde yaşanan ve kadı veya mahkeme kâtipleri tarafından sicilin ilk veya son sayfalarına kaydedilen bazı notlar da bulunmaktadır. XVII. yüzyıl sonlarından başlayarak sicillerde huccetlerin yanında i’lâmlar da yer almaya başlamıştır. Bir müddet sonra huccetler için ayrı bir defter, ilâmlar için de ayrı bir defter tutulmaya başlanmıştır. Yine bu dönemde defterlerin içeriğinde de bir değişiklik olmuş, huccet ve ilâmların dışında deftere ferman kaydetme usulü kaldırılmıştır.8

Ancak bu tasniflendirmeye her zaman uyulduğu söylenemez. Bazı sicillerin sadece belli davalarla ilgili kayıtları içerdiklerini biliyoruz. Meselâ bu tezin konusunu oluşturan 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili sadece miras davalarından oluşan bir sicilli kassâm defteridir.

1.2. Önemi

Şer‘iyye sicilleri sosyal yaşam ile ilgili bütün hukukî olayları, kadıların verdikleri karar suretlerini, görevleri gereği tuttukları çeşitli kayıtları içeren defterler şeklinde tarif edilmektedir. Kadıların devlet merkeziyle yaptıkları resmî yazışmaları, halkın şikâyet ve dileklerini, mahallî idarelere ait hukukî düzenlemeler olarak kabul edilen ferman ve hükümlerde sicil defterlerine kayıt edilmektediydi. Şer‘iyye sicilleri incelenmeden Osmanlı Devleti’nin siyasi, idari ve sosyal tarihi hakkıyla ortaya çıkarılamaz.9

Fetva-kaza münasebetlerini de şer‘iyye sicilleri aracılığıyla izlemek mümkündür. Böylece “müftü” veya “şeyhülislam” yahut “kenar müftüleri”nce verilen fetvaların mahkeme kararlarına nasıl yansıdığı, hangi konularla ilgili fetva istendiği, fetva

8

M. Çağatay Uluçay; “Manisa Şer'iye Sicillerine Dair Bir Araştırma”, Türkiyat Mecmuası, Sy. 10, İstanbul 1953 s. 294.

9

Abdülaziz Bayındır; “Osmanlı’da Yargının İşleyişi”, Osmanlı, C. VI, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2000, s.432.

(22)

2. “ŞER‘İYYE SİCİLLERİNDE YER ALAN BELGE TÜRLERİ

Sicil kelimesi sözlük itibarıyla, okumak, karar vermek, kaydetmek, kayda geçirmek anlamlarını vermekte olup, teknik bir terim olarak ise anlamı; hukuki olayları, kadıların karar suretlerini, hüccetler ve çeşitli yargılama kayıtlarını içeren defterler için kadı sicilleri denilmektedir. Mahkemede alınan karar suretleri birebir şekilde bu defterlere kaydedilmektedir. Sicil defterlerinin boyutları da standart olmamaktadır. Kullanılan yazı rik’a, rik’a kırması ve ta’lik hattıdır.11

Kadı sicillerindeki belgeler iki ana kısma ayrılabilir. Birincisi; kadılar tarafından inşa edilerek yazılan kayıtlar olup, bunlar hüccetler, vakfiyeler, i’lâmlar, ma’ruzlar, müraselelerdir. Bunlar Ahmet Akgündüz’ün tespitiyle sicillerdeki belgelerin yaklaşık %90’ını teşkil etmektedir. İkincisi ise; kadılara hitaben gönderilen ve bundan dolayı sicile kaydedilen berâtlar, buyruklar ve diğer hükümlerdir.12

2.1. BİRİNCİ KISIM BELGE TÜRLERİ

2.1.1. Hüccet

Kadı huzurunda düzenlenen vesikaya denir. Sözlük anlamı, bir şeyin sabitliğini ispatlayan belgedir. Bu vesikada kadının hükmü yoktur. Üst tarafında kadının mühür ve imzasını taşır. Hüccetle bir tarafın ikrârı ve diğer tarafın da bu ikrârı tasdîki kayıt altına alınmış olmaktadır. Bir kimseye hüccet verip sicile kaydedilmesi o konuda bir daha hukuki itirazın ve çekişmenin olmayacağı, olursa hüccet sahibinin lehine hüküm verileceği anlamındadır. Sonraları “sened” kavramı ile de ifade edilen hüccetler konularına göre; nafaka, velayet, vasî ta’yîni, nikâh akdi, talâk, mehr, satım akdi, ferâğ,

10

Fethi Gedikli; “Osmanlı Hukuk Tarihi Kaynağı Olarak Şer’iyye Sicilleri”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, c. 3, sy. 5, 2005 s.190-191.

11

Ahmet Akgündüz, “Şer‘iyye Mahkemeleri ve Şer‘iyye Sicilleri”, Türkler, C.10, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002, s.54-68.

12

(23)

izin ve yetki belgesi, bağışlama, rehin, borç senedi, istihkak, ikrâr, havale, şahadet, kefalet, şirket, kısas, diyet, sulh ve iflas gibi hüccetlerdir.13

2.1.2. Vakfiyeler

Vakfiye, vakfedenin resmen bir yazı ile müracaatı üzerine hâkimin de yüzleştirerek hükmünü verdiğini belirten sened olarak nitelendirilmektedir. Usul, şekil ve muhteva bakımından kendine özgü bir özellik arz eden vakfiyeler, vakfedilen mülkün veya paranın cinsi ve tüzüğü mahkemece tasdîk edilip yürürlüğe girmiş kayıtlardır. Vakfiyede vakfın özelliği, gelir kaynakları, vakıf sahibinin bilgisi, vakfın ne tür hizmetler yapacağı, mütevellilik hizmetleri gibi işleyişini açıklayan hususlar mevcuttur. Mütevelli, vakfın vakfiyesi doğrultusunda hizmet etmekle görevli şahıslara denilmektedir. Bu bilgiler göre vakfiyelerin içeriğinde şu hususlara yer verilir:

1-Allah’a hamd ve senadan sonra Peygamberimize salâvat, ardından da vakfın sevap ve mükâfatı hakkındaki ayet ve hadisler

2-Vakfedilen mallar

3-Vakfedilen mallar ya da vakfın nasıl idare edileceği

4-Ne tür masraflar yapılacağı ve gelirlerin harcanacağı yerler

5-Vakfın kimler tarafından idare olunacağı, kaç kişi çalışacağı, bunlara ödenecek ücretler, bu ücretlerin hangi gelirlerle temin edileceği, vakıftan kimlerin ne şekilde yararlanacağı

6-Kadının vakfın sıhhat ve lüzumunu bildiren hükmü 7-Sonunda tarih ve kadının mührü bulunurdu.

Genelde kenarları altın yaldızlarla süslenen vakfiyelerin sonunda vakfı kötüye kullanan, haksız yere yiyenin, harap olmasına sebep olacaklara beddua kısmı bulunurdu.14

Vakıflar kuruluş amaçlarına göre başlıca iki kısımda incelenebilirler. Birincisi Hayri Vakıflar olup aslından veya akarlarından insanların yararlandığı vakıflardır. Bu gurup vakıflar vakıfların önemli bir kısmını oluştururlar ve vakıf denilince çoğunlukla bu vakıflar anlaşılır. İkinci gurup vakıflar ise Aile Vakıflarıdır. Vakıf sahibinin vakıftan ve

13

İsmail H. Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, TTK Yay., Ankara 1988, s.108.

14

Mehmet Akif Aydın, Türk Hukuk Tarihi (Genişletilmiş 2.Baskı), Beta Basım Yay., İstanbul 1996, s. 284.

(24)

2.1.3. Hüccet-i Zahiriye

Arkasına sebep ve dayanağı yazılmış olan hüccetler olup genellikle tasarruf hakkını belirten berâtların arka yüzüne yazılı haldedir.16

2.1.4. İ’lâmlar

Sözlük anlamı; bildirmek, anlatmak, belli etmek olan İ’lâm kısaca; mahkeme hükmünü bildiren resmi karar yazısı olarak tanımlanır. Kadının bir davada verdiği şer‘î hükümdür. Altında karar veren kadının mührü bulunur. Bu itibarla kadının hüküm verdiği her belge i’lâmdır. Ancak i’lâmları konularına göre sınıflamak mümkündür. İ’lâmın içeriğinde davacının, davalının, şahitlerin, varsa vekillerin isimleri, dava konusu, davacının isteği, davalının savunması, şahitlerin ifadeleri ve delilleri ve kadının verdiği hükmü ve gerekçesi yer alır.17

İ’lâmlar konularına başlıca; borç ikrârı, alacak ispatı, vakıf, kira, nikâh akdi, talâk, yemin teklifi, kefalet, vekâlet, tereke, vesâyet, vasî ta’yîni, hakkın sahibine iadesi, iftira, içki ve zina cezaları, çeşitli tazirler, Ramazan ayının ilânı, bayram ilânı, dinden çıkma, Müslüman olma, alım-satım, hırsızlık konularıdır.18

2.1.4.1. Tereke Defterleri

Tereke, ölen bir kimseden kalan her şey/miras manasında kullanılmaktadır.19 Kadıların adlî ve idarî işlerinin yanında bir görevi de mirasçıların başvurmaları halinde vefat eden kişinin mallarını hak sahipleri arasında şer’î hükümler çerçevesinde paylaştırmak, vefat

15

Mehmet Akif Aydın, Türk Hukuk Tarihi (Genişletilmiş 2.Baskı), Beta Bas.Yay., İstanbul 1996, s. 284-285.

16

Ahmet Akgündüz, “Şer‘iyye Sicilleri”, C.1, TDAV Yay., İstanbul, 1988 s. 29.

17

Ahmet Akgündüz, “Şer‘iyye Sicilleri”, C.1, TDAV Yay., İstanbul, 1988 s. 29.

18

Ahmet Akgündüz, “Şer‘iyye Sicilleri”, C.1, TDAV Yay., İstanbul, 1988 s. 32.

19

(25)

eden kişinin mirasçısı yoksa mallarını hazineye intikal ettirmekti. Kadılar bu görevlerini emirleri altında çalışan kassâmlar aracılığı ile gerçekleştirirler ve ölen kişinin mallarını defterlere kaydedip zorunlu harcamaları yaptıktan sonra kalan meblağı hak sahiplerine dağıtırlardı. Kadılar tarafından tutulan ve vefat edenlerin mallarının kayıt altına alındığı defterlere “Tereke Defterleri” adı verilmektedir.20 Muhalefet Defterleri veyahut Metrukât Defterleri gibi çeşitli isimler alan bu defterler bölgedeki halkın durumuna göre bazı yerlerde müstakil olarak tutulmuş bazı yerlerde ise miras kayıtları kadının tuttuğu diğer defterler içerisine yazılmışlardır.21

Tereke defterleri Osmanlı toplumunun demografik yapısını gün yüzüne çıkartır. Bunun yanında defterlerdeki bilgiler ölen kişilerin hayatta bulundukları sırada tasarruflarında bulunan her türlü giyim, ev eşyası, mobilya ve mutfak takımları, kiler mevcudu gibi günlük kullanıma ait mallar ile bina, ev, bağ, bahçe, değirmen gibi taşınmaz malları da kapsamaktadır. Bunların yanında köylerdeki çiftlik araç-gereçler ile hayvan cins ve miktarlarını, ambarlarda mevcut bulunan veya tarlalarda ekili olan tahılın miktar ve çeşitlerini ayrıntılı olarak gösteren veriler de yine bu defterlerde bulunmaktadır.22

Kassâmın terekeye el koyup deftere kayıt edilebilmesi için öncelikle hissedarların talebi veya devletin mirasçı durumunda olması ya da mirasçılar arasında sağîr yani küçük yasta çocukların bulunması gerekirdi. Bundan başka vefat edenin borcu veya alacağı kalmışsa olaya kadı müdahale eder, alacaklı yahut mirasçılara intikal eden alacağın tespiti yine mahkeme tarafından yapılıp borçların ödenmesi, alacakların ise temini yoluna gidilirdi. Yine mirasçılar arasında miras taksiminden dolayı anlaşmazlık çıkarsa müracaatları üzerine kadı mirasa el koyup Şer’î hükümler çerçevesinde mirasın taksimini yapardı. Eğer böyle bir durumlar mevcut değilse kadıların mirasa el koymaları kanunnamelerle yasaklanmıştı.

Terekeler üzerinden alınan vergilerin bir kısmı harç olarak, bir kısmı ise verilen hizmet karşılığında alınırdı. Başlıca vergiler; Resm-i Kısmet, Resm-i Adi, Ribh-i Adi, Resm-i

20

Halil İnalcık, “XVI. Asır Türkiye'nin İktisadi ve İctimai Kaynakları”, İÜİFM, c.XV, Sy.1-4, s.51.

21

Ömer Lütfi Barkan, “Edirne Askeri Kassamı'na Ait Tereke Defterleri (1545-1659)”, Türk Tarih Belgeleri Dergisi, TTK yay., c.III, sy., 5-6, İstanbul, 1966, s. 64-65.

22

Ömer Lütfi Barkan, “Edirne Askeri Kassamı'na Ait Tereke Defterleri (1545-1659)”, Türk Tarih Belgeleri Dergisi, TTK yay., c.III, sy., 5-6, İstanbul, 1966, s. 64-65.

(26)

Kassâm tarafından tanzim edilen tereke defterinde genelde belli bir usule göre kayıt tutulurdu. Bu usulü kısaca şöyle sınıflandırabiliriz.

Birinci bölüm olarak değerlendirilen ve ölen kişinin kimlik bilgileri ile vârisleri hakkında bilgilerin yer aldığı başlangıç kısmında Osmanlı aile kurumunu tanımaya yönelik pek çok veriye ulaşmak mümkündür. Burada ölen kişinin adres ve künye bilgileri kaydedildikten sonra, eşi veya eşleri ile çocukları isimleri ile zikredilerek, eğer gerekli ise vasî/vasîye tayini ve tereke taksim oranları da belirtilmiştir.

İkinci bölüm olarak değerlendirdiğimiz rayiç fiyatlarının tespit edilerek, terekenin dökümünün yapıldığı kısım da bize ailenin; ekonomik durumu, geçim kaynakları, mutfak ve yemek kültürü, beslenme alışkanlıkları, giyim- kuşam kültürü, mesken durumu, etnografik özellikleri, takı-süs anlayışı, eğitim-kültür durumu gibi pek çok alanlarda bilgi sağlamaktadır.

Üçüncü bölümde ise; masraflar ve diğer giderlerle birlikte terekenin vârisler arasındaki taksiminin yapıldığı kısımdır.23

Tereke defterleri Osmanlı toplumunun sosyal ve iktisadi tarihi açısından bize çok önemli veriler sunarlar. Özellikle Osmanlı-Türk aile kurumu araştırmalarında tereke defterleri muhakkak müracaat edilmesi gereken kaynaklar arasındadır.24 Osmanlı toplumunun günlük yaşam, şehir ve köy hayatı, giyim kuşam kültürü, barınma ihtiyacı, kadın ve çocukların hakları konuları tereke defterlerinin kaynaklık ettiği konulardır.

2.1.5. Ma’ruzlar

Sözlük anlamı bir şeyin tesirine uğramak ve uğratmak, arz olunmuş, arz olunanlar, serilmiş, yayılmış, sunulmuş, verilmiş, küçükten büyüğe bildirilenlerdir. Bu belgeler kadı tarafından kaleme alındığı takdirde karar içermeyen ve hüccet gibi hukuki bir

23

Nuri Köstüklü, “Osmanlı- Türk Aile Kurumu Araştırmalarında Tereke Defterlerinin Yeri Ve

Önemi (19. YY. Örnekleri Çerçevesinde)”, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (2008) sy.,

1/1, s. 17-26.

24

Nuri Köstüklü, “Osmanlı- Türk Aile Kurumu Araştırmalarında Tereke Defterlerinin Yeri ve

Önemi (19. YY. Örnekleri Çerçevesinde)”, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (2008) sy.,

(27)

durumun tespiti açısından yazılı bir delil kabul edilmeyen icrâ’ makamına yazılan ihtiyaç veya şikâyet dilekçeleridir. Bu sebeple asttan üste yazılan bir belgedir.25

2.1.6. Müraseleler

Sözlük anlamı haberleşme, mektuplaşma olan müraseleler kadı tarafından yazılan resmi kâğıtlara denir. Çoğulu müraselattır. Bu resmî kâğıtlar kadının kendisine denk veya alt rütbedeki makam veya şahıslara hitaben yazdığı yazılardır. İçeriği ya sanığın mahkemeye celb isteğini içerir veya başka konulara da ait olabilirdi.26

2.2. İKİNCİ KISIM BELGE TÜRLERİ

2.2.1. Emir ve Fermanlar

Padişah tarafından gönderilen geneli veya şahsı ilgilendiren vazife tevcihi, tımar tevcihi, ticaret berâtı gibi belgeler olup kadılara gönderilip sicile geçirilen ve halka duyurulan belgelerdir. Pâdişahın kendisine İslâm hukuku tarafından tanınan yasama yetkisine dayanarak emir ve fermanlar yayınlar, bu fermanlar sicil defterine kayıt edilir. Padişahın icrâ’ kuvvetinin başı olarak yayınladığı ferman ve emirler kadı sicillerinde kayıt altına alınarak ahaliye duyurulur. Emir ve fermanlarda şer‘î hükümlerin uygulanması için emirler ve düzenleyici hükümler, itilaflı konulara ilişkin uygulamalar kadılara bildirilir.27

2.2.2. Buyruldular

Sadrazamlar tarafından padişah adına bazı hususları hatırlatmak amacıyla kadılara gönderilmiş belgelerdir. Bu belgeler sadrazam dışında diğer vezirler, beylerbeyiler, kaptan-ı derya ve kazaskerler tarafından da gönderilebilirdi.28

25

Ahmet Akgündüz, “Şer‘iyye Sicilleri”, C.1, TDAV Yay., İstanbul, 1988 s. 37.

26

Ahmet Akgündüz, “Şer‘iyye Mahkemeleri ve Şer‘iyye Sicilleri”, Türkler, C.10, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002, s.65-66.

27

Ahmet Akgündüz, “Şer‘iyye Mahkemeleri ve Şer‘iyye Sicilleri”, Türkler, C.10, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002, s.66-67.

28

(28)

Doğrudan doğruya sadrazama bağlı olup Anadolu ve Rumeli defterdarlıklarındaki mali kalemlerin (tezkereciler) verdiği belgeler olup suretleri sicillerde kayıtlıdır. Tezkereler üstten alta veya aynı seviyedeki makamlar arasında karşılıklı yazılırdı.

2.2.4. Temessükler

Sözlük anlamı; tutunma, sarılma, sıkıca tutma, hüccet ve delil ortaya koymak olan temessükler, miri arazide ve gayri sahih vakıflarda tasarruf hakkı sahiplerine yetkili makam veya şahıslar tarafından verilen belgelerdir. Yani mülkü tasarruf vesikası olup zaman içerisinde bu ismin yerini “tapu” tabiri almıştır.29

Özetle Şer‘iyye Sicillerindeki belge türlerini şunlardır;

a- Merkezden gönderilen her konudaki ferman, berat ve mektupların suretleri.

b- Vali, Mutasarrıf ve Mütesellim gibi mahalli yöneticilerin çeşitli konularda sancak veya şehrin problemlerini çözmek için yayınladıkları buyruldular ile bunların icraatlarını gösteren kayıtları çözümlemek için verdikleri hüccetler.

c- Kadıların çesitli konularda merkeze gönderdikleri ilamlar ile şehir yönetiminde kişi ya da kurumlar arasında doğan anlaşmazlıkları çözümlemek için verdikleri hüccetler. d- Şehrin nüfusunu, nüfusun ırki ve dini yönden ayrımını, bu nüfusun zaman zaman maruz kaldığı salgın hastalık ile tabii afetleri anlatan belgeler

e- Şehrin mahalle listeleri, şehirde yürütülen imar faaliyetleri, dini ve sosyal kurumların bakım ve onarımları, buralarda kullanılan inşaat malzemelerinin çeşit ve fiyatları ile ilgili vesikalar.

f- Evlenme-boşanma, kız kaçırma, mehir bağlama, alım, satım mukavele ve kefalet senetleri, hırsızlık, kalpazanlık, yaralama ve öldürme ile ilgili kayıtlar.

g- Şehirdeki esnaf grupları, bunların meslekleri ile ürettikleri malların çeşitleri, çarşı ve pazarlarda satılan malların narh listeleri, usta ve ırgat yevmiyeleri.

h- Sancak ve şehir halkından toplanan vergi miktarları bu vergilerin toplanmasına kullanılan avarız-hanesi ile ilgili listeler.

ı- Altın ve para meseleleri ile çeşitli eşya fiyatlarını gösteren kayıtlar.

29

(29)

i- Ölen kisilerin mesleğini, mal varlığını, borçlarını ikamet ettiği ve vefat ettiği yeri, varislerin durumunu gösteren tereke kayıtları.

j- Bunların dısında mahkeme tarafından önemli görülüp de sicillere kaydedilen çok çesitli konuları kapsayan kayıtlar.

3. NEVŞEHİR ŞER‘İYYE SİCİLLERİ VE 18 NUMARALI NEVŞEHİR ŞER‘İYYE SİCİLİ

3.1. Nevşehir Şer‘iyye Sicillerinin Genel Durumu

Nevşehir Şer‘iyye Sicillerine Milli Kütüphane’de mikrofilm olarak ulaşılmıştır. Nevşehir iline ait toplam 30 adet defter bulunmaktadır. Bu defterlerden ilkinin başlangıç tarihi Hicri 1229-1233 (Miladi 1813-1818)’dir.30 Sonuncu defterin tarihi ise Hicri 1322-1325 (Miladi1904-1908) yılları arasını kapsamaktadır.31

Bu defterlerin geneline kapsamış olduğu konular açısından baktığımız zaman içindeki konuların çoğunluğunu veraset, tereke, vekâlet, vasî tayini, askerî konular, ıslahatların Nevşehir’e yansımalarına yönelik gelişmeler, miras taksimi, vakıf, vakfetme, mütevellî ve nâzır tayini, evlenme ve boşanma, talak, nafaka talebi, harb-i umumi, seferberlik zamanı ve Nevşehir’e yansımaları gibi konulardır.

Sicillerin yazı tipi genellikle “rik’a, rik’a kırması, divani, divani kırması” olmakla beraber diğer yazı türlerinden bazılarına da rastlanılmaktadır. Defterlerde yazının çoğunlukla okunaklı olmasına karşın, bazı defterlerde ise yazının kötü yazılmasından veya mürekkebin akmış olmasından dolayı okunmakta zorluk çekildiğini görüyoruz. 24 numaralı Nevşehir Sicil defterinin 1928 yılına kadar olan kısmı Osmanlı alfabesi ile bu tarihten sonraki kısmı ise Latin alfabesi ile yazılmıştır. 22 numaralı defterde pul kullanımına, 21 numaralı defterde derkenarlara rastlanılmaktadır. 30 numaralı defterde yine pul kullanımına ve derkenara rastlanılmaktadır. Tereke kayıtlarında matematiksel işlemler sıkça kullanılmıştır.

30

Ankara Milli Kütüphane’deki kutu numarasına göredir.

31

(30)

değerlendirilmiştir. 1 ve 29 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili halen yüksek lisans tezi olarak çalışılmaktadır. 3 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicilinin Yrd. Doç. Dr. Metin Ziya KÖSE başkanlığında Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) kapsamında metin çevirisi yapılmaktadır. Nevşehir iline ait olan 18 Numaralı Şer‘iyye Sicilinin metin çevirisi ve değerlendirilmesi tarafımızdan yapılmıştır. Nevşehir Şer‘iyye Siciller üzerinde yapılacak olan çalışmalar ile Osmanlı Devleti’nin özellikle Nevşehir’in askerî, idari, iktisadi, içtimai, din, kültürel hayatı hakkında ilk elden ve doğru bilgilere ulaşmamız sağlanacaktır.

3.2. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili

Yüksek Lisans tez konusu olarak ele aldığımız 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili, Ankara Milli Kütüphane’de bulunan mikro filmlerden fotokopi yoluyla çoğaltılarak temin edilmiştir. 18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili toplam 75 varak, 150 sayfadan oluşmaktadır. Defterde 75. sahifeden sonrası için "geriye kalan sayfalar boş" kaydı düşülmüştür. Tezimize konu olan Şer‘iyye Sicili H. 1337-M. 1920 ile 1927 yıllarını kapsamaktadır. Tereke kayıtları tarihlenirken hem Miladî hem de Hicri takvim kullanılmıştır. Ancak son bölümlerde tarihlendirme sadece Miladi takvime göre yapılmıştır. Sicilin tamamı görevliler tarafından numaralandırılmış; hiçbir sayfa boş geçilmemiştir. Çalışmamızı defterin sağ ve sol üst köşelerinde yer alan sahife numaralarını esas alarak yaptık. Belgenin ilk sayfası olan 1. sayfada yazılı olan “İşbu sicill-i kassâm defteri birinci sahifeden bedee ile yalnız yüzelli sayfadan ibaret olduğu ale’l-usûl tasdîk kılındı. Sene 13 Kânun-ı Sânî [1]337” yazısıdır. 2. numaradan başlanarak belge metin çevirisi yapılmıştır. Yetmişinci hükmün sonunda "geriye kalan sayfalar boş" ifadesi yer almaktadır. Son yazı kayıtlı sayfa olan 74. sayfada ise yine son kısımda yazılı olan “[1]927 senesi mu‘âmelâtı iş bu sicil-i kassâm defterinin yetmiş dört sahîfede ve beş numarada hıtâm bulunmağla şerh ve tasdîk olunur. 1 Kânûn-ı sanî [1]928” ifadesi yer almaktadır. Belgeyi çevirirken “sâhife no” ve “numara” şeklinde belirlemeye çalıştık. Belgeye numaralandırma işlemleri 1. sayfa ile 27. sayfalar arasında 1-25 numaralı hükümler yer almıştır. 28. sayfada 1 numaralı hüküm ile yeniden başlanmış 47. sayfada 16. hükme kadar tamamlanmıştır. 48. sayfada yeniden 1 numaralı

(31)

hüküm ile başlanmış 57. sayfada 10 numaralı hüküm ile sonlandırılmıştır. 58. sayfada 1/921 numaralı hüküm başlanılmış ve 68. sayfada 10 numaralı hüküm ile sonlandırılmıştır. 69. sayfada 1 numaradan yeniden başlanılmış ve 74. sayfada 5 numaralı hüküm ile sonlandırılmıştır. Bu numaralandırılma düzenlemesinde takvim yılının değişikliği ve kadı ya da naib’in değişmesinin etkili olduğu görülmektedir. Onuncu sayfada yer alan 10 numaralı hükmün üzerine iptal edildiğine dair açıklama kaydı düşülmüştür. Sekizinci sahifede yer alan 9 numaralı hükme, 28. sayfada yer alan 1 numaralı hükme, 54. sayfada yer alan 8 numaralı hükme, 63. sayfada yer alan 3 numaralı hükme, 67. sahifede yer alan 9 numaralı hükme sayfaların yan kısmında yer alan boşluklara şerh, açıklama ya da tereke paylaşımını yeniden düzenleyen kayıtlar yazılmıştır. Bu kayıtlar da kadı ve başkâtip tarafından imzalanmış ve mühürlenmiştir. 61. ve 62. sayfalarda sayfaların alt kısımlarında birer satır olmak üzere mürekkep dağılması nedeniyle okunamamaktadır. Numaralandırmada ardı ardına hükümlere aynı numaranın verildiği de görülmektedir. Sayfa 16 ve 17’de 16 numaralı iki hüküm bulunmaktadır. Yine sayfa 22 ve 23’te 21 numaraya sahip iki hüküm bulunmaktadır. Sayfa 24 ve 25’te ise 23 numara ile iki ayrı hüküm numaralandırılmıştır. 60. sayfada bulunan 4 numaralı hüküm de hem Rumî hem de Miladî takvim kullanılmıştır.

18 Numaralı Nevşehir Şer‘iyye Sicili defterinde bulunan tüm hükümler miras/tereke davalarına ilişkindir. 70 hükümden 68 tanesi terekenin mirasçılar arasında paylaştırılmasına, 2 hüküm ise mirasçısı kalmamış olan müteveffâların terekesinin devlete intikaline ilişkindir. 70 tereke kaydının 64 tanesi Müslüman tebaaya, 6 tanesi gayri müslim tebaadan Rum milletine aittir. Defterin son sayfaları mikro filimlerde yeterince okunaklı çıkmadığından iki kez çekilmiştir. Varakların sol üst köşeleri kadının mührü ile mühürlenerek numaralandırılmıştır. Bazı hükümlerin sonunda kadı ve kâtibin imzaları ile birlikte mühürleri yer alırken bazı hükümlerde sadece kadı ve başkâtip/kâtibin imzaları yer almaktadır. Bu uygulamada bir sistematik yoktur. Takvim yılı sonlarında defter müfettişlerce incelenmiş ve bu inceleme defter üzerinde “görülmüştür” ifadesi ile imza kaydı belirtilmiştir. 18 Numaralı Şer‘iyye Sicilinin farklı yönlerinden bir diğeri de şer‘iyye sicililin Cumhuriyet dönemine ait hükümleri ihtiva etmesidir. 17 Şubat 1926 tarihinde Medeni Kanun’un kabülünden itibaren verilen

(32)

4. 18 NUMARALI NEVŞEHİR ŞERİ

YYE SİCİLİ’NDE YER ALAN TEREKE KAYITLARININ TASNİFİ SIRA NO SAHİFE VE NUMARASI KONUSU 1 Sahife:1 Numara:1

Abdullah’ın verasetinin taksimi

2 Sahife:2

Numara:2

Hacı Yakub’un mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

3 Sahife:3

Numara:3

Kazancı Mustafa’nın mirasının taksimi ve vasi

görevlendirilmesi

4 Sahife:4

Numara:4

Saniye Hatun’un mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

5 Sahîfe:5

Numara-5

Hacı İsmail’in mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

6 Sahîfe:6

Numara-6

Abdullah’ın mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

7 Sahîfe:6

Numara-7

Alimzade Hacı Nuri Ağa’nın mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

8 Sahîfe:8

Numara-8

Fadime Hatun’un terekesi

9 Sahîfe:8

Numara-9

Süleyman’ın mirasının taksimi ve kayyım görevlendirilmesi

10 Sahîfe:10

Numara-10

Fadime Hatun’un mirasının taksimi ve kayyım

görevlendirilmesi

11 Sahîfe:10

Numara-10

Berber Bekiroğlu Hüseyin Efendinin mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

12 Sahîfe:12 Keleşoğlu Osman’ın mirasının taksimi

32

(33)

Numara-11

13 Sahîfe:12

Numara-12

Hasan Hoca’nın mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

14 Sahîfe:13

Numara-13

İsmail’in mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

15 Sahîfe:14

Numara-14

Kofalakoğlu Ahmet’in mirasının taksimi

16 Sahife: 15

Numara:15

Âişe’in mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

17 Sahîfe:16

Numara:16

Mustafa’nın mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

18 Sahîfe:17

Numara-16

Şehri oğlu Nâbi Çavuş’un mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

19 Sahîfe:18

Numara-17

Şehrîoğlu Mehmed Çavuş mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

20 Sahîfe:19

Numara-18

Fatıma Hâtun’un mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

21 Sahîfe:20

Numara-19

Kocaoğlu Hâfız Derviş’in mirasının taksimi

22 Sahîfe:21

Numara-20

Hacı Mehmed’in mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

23

Sahîfe:22 Numara-21

Hacı İbrahim Beğzâde Mustafa Nazif Efendinin mirasının şer‘ye vekili Nazifzâde Hacı Mehmed Şemsi Efendi’ye teslimi

24 Sahîfe:23

Numara-21

Pavli’nin mirasının taksimi (Rum milletinden)

25 Sahîfe:23

Numara-22

Harşiya’nin mirasının taksimi (Rum milletinden)

26 Sahîfe:24

Numara-23

Yuvan’ın mirasının taksimi (Rum milletinden)

27 Sahîfe:25

Numara-23

Kostantin’in mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi (Rum milletinden)

(34)

29 Sahîfe:27 Numara-25

Yûsuf’un mirası taksimi ve vasi görevlendirilmesi

30 Sahîfe:28

Numara-1

İmamoğlu Yakûp’un mirasının taksimi ve vasi

görevlendirilmesi

31 Sahîfe:29

Numara-2

Yusuf Baba’nın mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

32 Sahîfe:30

Numara-3

Fâtıma’ın mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

33 Sahîfe:32

Numara-4

Yuvani’nin mirasının taksimi ve mirasçıların askerlik vergi borçlarının tahsili (Rum milletinden)

34 Sahîfe:34

Numara-5

Kasap Ömer’in mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

35 Sahîfe:36

Numara-6

Akkaşoğlu Kozman’ın mirasının taksimi ve mirasçılarını askerlik vergi borçlarının tahsili (Rum milletinden)

36 Sahîfe:36

Numara-7

Hacı Hasan Ağa’ın mirasının taksimi ve vasi

görevlendirilmesi

37 Sahîfe:38

Numara-8

Ahmet’in mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

38 Sahîfe:39

Numara-9

Fatıma Hatun’un mirasının taksimi

39 Sahîfe:40

Numara-10

Mustafa Efendinin mirasının taksimi ve mecnun oğluna vasi görevlendirilmesi

40 Sahîfe:41

Numara-11

Arif Hocanın mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

41 Sahîfe:42

Numara-12

Ezkili Hasan’ın mirasının taksimi

42 Sahîfe:42

Numara-13

Mehmed Efendinin mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

43 Sahîfe:43

Numara-14

Süleyman’ın mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

(35)

44 Sahîfe:44 Numara-15

Ekmekçi Pabuç Hasan Ağa’nın mirasının taksimi ve vasi görevlendirilmesi

45 Sahîfe:46

Numara-16

Meryem’in mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

46 Sahîfe:48

Numara-1

Akkadın’ın mirasının yetimler sandığında muhafazası

47 Sahîfe:48

Numara-2

Yusuf’un mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

48 Sahîfe:50

Numara-3

Hacı Ahmet’in mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

49 Sahîfe:51

Numara-4

Kadın Hatun’in mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

50 Sahîfe:51

Numara-5

Ahmet Ağa mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

51 Sahîfe:53

Numara-6

Hacı Yusuf’un mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

52 Sahîfe:53

Numara-7

Seyid’in mirasının taksimi ve yetimler sandığında

muhafazası

53 Sahîfe:54

Numara-8

Çavuşzâde Mustafa Efendi’nin mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

54 Sahîfe:56

Numara-341-9

Mustafa Efendi’nin mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

55 Sahîfe:57

Numara-10

Niyazi’nin mirasının oğlu Hüseyin’e kalmasına dair

56 Sahîfe:58

Numara-926-1

Mustafa ağanın mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

57

Sahîfe:59 Numara-2

Ali Rıza Bey’in mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

58 Sahîfe:59

Numara-3

Zekiye Hanım’ın mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

(36)

60

Numara-5 muhafazası

61 Sahîfe:63

Numara-6

İsmail’in mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

62 Sahîfe:64

Numara-7

Cemal Efendinin mirasının taksimi

63 Sahîfe:65

Numara-8

Değdizâde Hacı Mehmed Efendinin mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

64 Sahîfe:67

Numara-9

Şabcızâde Mustafa Efendinin mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

65 Sahîfe:68

Numara-10

Aişe’nin mirasının taksimi

66 Sahîfe:69

Numara-1

Mehmed Ağanın mirasının taksimi

67 Sahîfe:70

Numara-2

Kavasoğlu Bekir Efendi’nin mirasının taksimi ve yetimler sandığında muhafazası

68 Sahîfe:71

Numara-3

Hasan’ın mirasının taksimi

69 Sahîfe:72

Numara-4

Safiye Hânım’ın mirasının devlete intikal etmesi

70 Sahîfe:73

Numara-5

Konyalı Şerife’nin mirasının devlete intikal etmesi

5. 18 NUMARALI NEVŞEHİR ŞERİ

YYE SİCİLİ’NDE TAKİP EDİLEN ÇEVİRİ VE İMLA YÖNTEMİ İLE BELGE ÖZETLERİ

5.1. Metin Çevirisinde Takip Edilen İmla Yöntemi

Metnin bugünkü alfabeye aktarılmasında, belgelerin daha rahat anlaşılabilmesi için basit transliterasyon usulü benimsenmiştir.

(37)

1- Farsça ve Arapça kelimelerde uzatma işareti olarak (â, û, î) kullanılmıştır.

2- Oğul manasına gelen “bin” kelimesi, eğer orijinal yazılışında kelimenin başında “elif” harfi varsa (ibn-i), yoksa (bin) şeklinde yazılmıştır. “ibn” kelimesinden sonra marife bir isim geliyorsa (ibnü’l-) şeklinde yazılmıştır. Aynı şekilde kızı manasına gelen “bint” kelimesi normal durumlarda (bint-i) şeklinde yazılmış olup, bu kelimeden sonra marife bir isim gelmişse (bintü’l-) şeklinde yazılmıştır.

3- Türkçe olup da “b” harfi ile biten kelimeler “p” harfi ile yazılmıştır. (olup, gelip, gidip, geçüp, dönüp vs.) gibi. Arapça kelimelerde özel isimlerde dâhil olmak üzere sonu "b" ile biten kelimeler olduğu gibi yazılmıştır. (Yakub gibi özel isimler ve merkeb, kâtib gibi cins isimler)

4- “ümm, hâss, ehemm” gibi muza‘af kelimeler aynen olduğu gibi yazılmış, yani sonundaki müşedded harfler çift yazılmıştır.

5- Türkçe olmayan kelimelerdeki “ayn” harfi (‘), hemze ise (’) şeklinde gösterilmiştir. “ayn” harfi kelimenin başında olduğunda (‘) işareti kullanılmamıştır. (ma’mûr, me’mûr, asker... gibi). Hem hemze ile hem de (ye) ile yazılabilen kelimeler nasıl yazılmışsa aynen translitera edilmiştir. Yani hemze ile yazılmışsa (tavâ’if), şeklinde (ye) iye yazılmışsa (tavâyif) şeklinde yazılmıştır. Özel isimlerde Ayn harfi belirtilmemiştir. (Ali, Arif, Yakub gibi). Günümüzde yaygın olarak kullanılan Ayşe ismi metinde geçtiği şekilde Aişe olarak yazılmış, ancak bu isim çevrilirken uzatma işareti (Â) kullanılmamıştır.

6- Harf-i tarifli ay isimleri aynen transkribe edilmiştir. (Cemâziye’l-evvel, Zi’lka‘de, Zi’l-hicce, Rebî‘u’l-evvel) gibi.

7- Yazı ile yazılan rakamlarda onlar, yüzler ve binlerden her grup kendi içinde ayrık yazılmıştır. (Bin üç yüz elli iki) gibi.

8- Defterlerin orijinallerini görme imkânı olmadığından ve mikrofilmler üzerinde çalışıldığından, mikrofilm çekiminden kaynaklanan hatalardan, ayrıca mürekkebin dağılması veya kâtibin yazı üzerinde yaptığı karalamadan ötürü okunamayan kelimeler (…) şeklinde metin içinde ifade edilmiş, okunuşunda emin olunamayanlar ise (?) şeklinde gösterilmiştir.

9- Kısaltılmış tarihler köşeli parantez ile tamamlanmıştır. ( [1]337; [1]926 gibi).

10- Terkip ve tamlamalarda özel isimler ve kurum isimleri büyük, diğerleri küçük; niteleme ekleri ise yine küçük yazılmıştır (Devlet-i aliyye, Nevşehir mahkeme-i asliyesine gibi).

(38)

mahallesi, Doğala karyesi gibi.)

12- Farsça tamlamalarda, tamlanandan sonra tire (-) konulmuş ve ardından ses uyumuna göre, (ı) veya (i) ilave edilmiştir.

13- İki eş anlamlı kelimeyi birbirine bağlayan (ve) metin çevirisinde ses uyumuna bakılmaksızın birebir çeviri yapılmıştır.

14- “baş”, “hâne” gibi kelimeler birleşik yazılmış, araya tire (-) konulmamıştır (Kuşhâne, Başkâtib gibi).

15- Arapça ve Farsça olumsuzluk ekleri (bî, bilâ, nâ, lâ vb.) tire (-) ile ayırılmış (bâ-mushaf-ı şerîf, bâ-hucceti, bâ-senet). Ancak yaygın olarak kullanılanlar birleşik yazılmıştır.

16- Arapça ve Türkçe yazıyla yazılan tarihlerde her bir rakam ayrı ayrı yazılmıştır (sene selâse ve ışrîn ve mi'e ve elf; sene bin yüz yirmi üç).

17- Şahıs isimlerinden sonra gelen meslek, rütbe, hürmet veya lakap bildiren kelimeler büyük harfle başlatılmıştır (Davud Ağa, Abdullah Efendi, Fatıma Hâtun, Hacı Mehmed Ağa gibi).

18-Ünvanlar isimden önce gelir ve şahsın hâlen yürüttüğü bir görevi betimlerse büyük harfle başlatılmıştır (Eytam Müdürü Hacı Bekir Efendi, Tereke Kâtibi Şükrü Efendi, Nai’b Ahmed Hamdi Efendi gibi ).

19- Millet, aşiret, boy, dil, din ve lehçe, isimleri büyük yazılmıştır (Türk, Rum, İslâm). 20- Osmanlı devlet teşkilâtına ait terimler küçük harfle başlatılmıştır (kaza, karye). Bu terimler bir kuruma aidiyeti bildirirse kurum adı büyük harfle başlatılmıştır (Nevşehir mahkemesi)

21- Yalnız sonlarında dal ( د ) harfi bulunan isimler aynı şekilde okunmuştur. Örneğin Ahmet ismi Ahmed şeklinde, Mehmet ismi Mehmed şeklinde okunarak yazılmıştır. 22-Günümüzde kullanılmakta olan kelimelerden farklı yazımı olanlar günümüzdeki kullanım şekli ile metin çevirisi yapılmıştır. (lanba yerine lamba, şamidan yerine şamdan vb.)

22-Tereke hüküm kayıtlarında adet, miktar ve sayı bildiren ifadeler adet sutununda gösterilmiş, bu kısma yazılmıştır. (Kile, şilte, metre, re’s, batman, arşın, top vb)

(39)

23-Şer‘iyye sicilinde bazı hükümlerde “Nevşehir Kazası”, bazı hükümlerde “Nevşehir Kasabası” şeklinde yazılmıştır. Metin çevirisinde hükümde yazdığı şekilde aynen aktarılmıştır.

5.2. Belge Özetlerinde Takip Edilen Usûl

Belge özetleri çıkarılırken ortak bir standart belirlenmiş ve mümkün olduğu kadar teferruatlı bilgi verilmiştir. Böylelikle Osmanlı Türkçesini okuyamayan araştırıcıların (tarihçi, edebiyatçı, sosyolog, hukukçu, iktisatçı, ilahiyatçı, arkeolog-sanat tarihçisi vb.) belge özetlerinden yararlanarak çalışma yapmaları kolaylaştırılmaya çalışılmıştır. Hangi bilginin kim için nasıl önem arz ettiği tam olarak bilinemeyeceğinden, bu yaklaşım tarzı aynı zamanda bir zorunluluk olarak görülmüştür. Meselâ belgelerde geçen erkek veya kadın şahıs isimleri onomastikle uğraşanların ilgisini çekebileceği gibi hem tarihçi ve sosyologların hem de ilahiyatçıların işine yarayabilir. Kısacası belge özetleri çıkarılırken özeti okuyan kimsenin, şayet belgenin doğru okunup okunmadığı veya özetin doğru çıkarıldığı hususundaki endişeleri bir tarafa bırakılacak olursa, belgenin aslına bakma ihtiyacı en aza indirgenmeye çalışılmıştır.

Terekelerle ilgili belgelerde vefat edenin ismi (baba ismiyle), varsa mahallesi, köyü ve memleketi, mesleği-görevi-statüsü, vefat etme sebebi, eşinin (erkeklerde eş sayısı birden fazla olabilmektedir) ismi, varsa çocuklarının ve varislerinin ismi zikredilmiş; tereke miktarı, zevcesinin mehir miktarı terekesinde yer alan eşyanın cins ve fiyatından söz edilmemiştir. Bu ayrıltılara tereke tablosunda yer verilmiştir.

5.3. BELGE ÖZETLERİ

Sahife:1 Numara:1

Nevşehir’in Raşid Bey mahallesi ahâlisinden olup vefât eden Abdullah’ın verâsetinin kızları Zeynep, Havva, Atiyye, Fevziye, Remziye ile oğlu Mehmed’in oğlu Hacı Mehmed arasında taksim edilmesine dair hüküm.

(40)

Nevşehir’in Kayacami’i mahallesi ahâlisinden iken vefat eden Hacı Yakub’un terekesinin hanımı Havva, oğlu Hakkı, kızları Nazike ve Dudu Hatun arasında paylaştırıldığına ve Oğlu Hakkı’nın da vefat etmesi nedeni ile oğlunun mirasının hanımı Ayşe Hatun ve oğlu Yakub ve kızı Refika ve annesi Havva arasında taksim edilmesine ve Nazike’nin de vefatı sonrası Yakub ve Rukiye ve Âişe ve Fatıma’nın yaşları küçük olduğundan haklarının korunması için babaları Mehmed Ali Efendi’nin vasî olarak görevlendirildiğine dair hüküm.

Sahife:3 Numara:3

Nevşehir’in Kapucubaşı mahallesi ahâlisinden iken vefât eden Kazancı Mustafa’nın veraseti hanımı Emine, oğlu Azmi ve kızı Fatıma’ya arasında paylaştırıldığına ve yaşları küçük olan Azmi ve Fatıma’nın haklarının korunması için anneleri Emine’nin vasi olarak görevlendirildiğine dair hüküm.

Sahife:4 Numara:4

Nevşehir’in Kapucubaşı mahallesi ahâlisinden iken vefât eden Saniye Hatun’un verâseti kardeşleri Ali Osman ve Hacı Mehmed ve annesi Penbe Hatun’a kaldığına ve Pembe’nin vefatı ile olun mirasının oğulları Derviş ve Mustafa ve İsmail’e kaldığına, yaşı küçük olan Hacı Mehmed’in haklarının korunması için amcası Nuri’nin vasî olarak görevlendirildiğine ilişkin hüküm.

Sahîfe:5 Numara-5

Nevşehir’in Dobada köyü ahâlisinden iken vefât eden Hacı İsmail’in verâseti hanımı Zübeyde ve oğulları Hamdullah ve Rıza ve Veli ve Kemal ve Mustafa’a arasında paylaştırılacağını yaşları küçük olan Kemal ve Mustafa’ın haklarının korunması için anneleri Zübeyde Hanım’ın vasi olarak görevlendirildiğine dair hüküm.

Sahîfe:6

Numara-6

Nevşehir’in Tuz köyü ahâlisinden iken vefât eden Abdullah’ın verâsetinin hanımı Ümmihan, oğlu Seyit ve Mehmed, kızları Döndü ve Fatıma’ya kaldığı ve beldede

(41)

bulunmayan Mehmed’in haklarını korumak için amcası Hacı Yusuf Ağa’nın görev aldığına dair hüküm.

Sahîfe:6 Numara-7

Nevşehir’in Bekdik mahallesi ahâlisinden iken vefât eden Alimzade Hacı Nuri Ağa’nın verâsetinin hanımı Tayyibe ve kızları Emine, Zekiye, Fatıma ve oğlu Mustafa’ya kaldığı ve yaşı küçük olan Mustafa’nın haklarının korunması için Naciye Hatun’un vasi olarak görevlendirildiğine dair hüküm.

Sahîfe:8

Numara-8

Nevşehir’in Herikli mahallesi sakinelerinden iken vefât eden Fadime Hatun’un verâseti kocası Hasan ve erkek kardeşleri Mustafa, Hasan ve Mehmed’e kaldığı, beldede bulunmayan Hasan ve Mehmed’in hisselerinin yetimler sandığında muhafaza edildiğine dair hüküm.

Sahîfe:8 Numara-9

Nevşehir’in Tatlar köyü ahâlisinden iken askerde vefât eden Süleyman’ın mirasının hanımı Havva ve annesi Havva ile kızı Kamile ve erkek kardeşleri Ziya ve Bahaüddin ve kız kardeşleri Fatıma ve Pembe’ye kaldığına, beldede bulunmayan Ziya’nın haklarının korunması için annesi Havva’nın kayyım olarak görevlendirildiğine dair hüküm.

Sahîfe:10

Numara-10

(8 numaralı hükmün yeni hali-işbu kayıt olunduğu iptal edilmiş)

Nevşehir’in Herikli mahallesi ahâlisinden iken vefât eden Fadime Hatun’un kocası Hasan ile erkek kardeşleri Mustafa, Hasan ve Mehmed’e kaldığı, Mehmed’in gelmesine kadar onun haklarını korumak için kardeşi Hasan’ın kayyim olarak görevlendirildiği, yetimler sandığı müdürü Hacı Hasan Efendi’nin terekeye vasi olarak olduğuna dair hüküm.

Sahîfe:10 Numara-10

Nevşehir’in Karacakürd mahallesi ahâlisinden vefât eden Berber Bekiroğlu Hüseyin Efendinin verâsetinin hanımı Emine Hatun ve oğulları Mustafa, Bekir, Tahsin ve kızları

(42)

Sahîfe:12 Numara-11

Nevşehir’in Dobada köyü ahâlisinden iken vefât eden Keleşoğlu Osman’ın mirasının annesi Havva ile kız kardeşi Nazike ve erkek kardeşi Ömer’e kaldığını beldede bulunmayan Ömer’in hakkının korunması için hissesi karşılığının yetimler sandığında muhafaza altına alındığına dair hüküm.

Sahîfe:12 Numara-12

Nevşehir’in Dobada köyü ahâlisinden iken vefât eden Hasan Hoca’nın verâsetinin hanımı Fatıma ile oğulları Mustafa ve Ahmet ve kızları Havva, Emine, Âişe arasında paylaştırıldığı, yaşı küçük olana Aişe’nin haklarının korunması için annesi Fatıma Hatun’un vasi olarak görevlendirildiğine dair hüküm.

Sahîfe:13 Numara-13

Nevşehir’in Kozluca köyü ahâlisinden iken vefât eden İsmail’in mirasının hanımı Fatıma ile annesi Sultan ve oğulları İsmail, Tahsin, Mehmed’e ve kızları Pembe, Zeynep, Âişe, Behiye arasında pay edildiğine ve İsmail’in vefatı ile mirasının Hanımları Hüsna ve Zeynep ile annesi Fatıma ve kızı Havva, erkek kardeşleri Mehmed ve Tahsin ve kız kardeşleri Pembe, Aişe ve Behiye’ye kaldığı, Fatıma Hanım’ın da vefatıyla mirasının kız ve erkek çocuklarına kaldığı ve yaşları küçük olan Mehmed, Aişe ve Behiye’nin haklarının korunması için amcaları Hafız Mahmut Efendi’nin vasi olarak görevlendirildiğine dair hüküm.

Sahîfe:14 Numara-14

Nevşehir’in Göre köyü Kasapoğlu mahallesi ahâlisinden iken vefât eden Kofalakoğlu Ahmet’in mirasının hanımı Hatice ve oğlu Ahmet ve kızı Fatıma arasında paylaştırıldığına ve beldede olmayan Ahmet’in hissesini hanımı Zübeyde Hatun’a teslim edildiğine dair hüküm.

Referanslar

Benzer Belgeler

Örneğin Çilehâne Mahallesi mütemekkinlerinden vefât eden Estefan oğlu Artin’in terekesindeki mallar şunlardır; kalpak, kurt kürkü, kıymetli kaşık, çatal, bıçak,

Kıdvetü’n-nüvvab ve’l-müteşerri’în Kayseriyye kazasında bi’l-fi'l-naibü’ş-şer’i şerif olan Mevlana (…) zîde ilmühû tevkî'-i refî'-i hümâyûn vâsıl olıcak ma'lûm

Ma‘ruz-u dâi‘leridir ki: Gürün kasabasında Abdulfettah ağa mahallesi ahâlîsinden Kocabey oğlu işbu rafi‘ü’l-i‘lam Molla Ahmed bin Mustafa kasaba-i mezbûrenin

Sivâs vilâyet-i celîlesi dâhîlinde Gürün kâzası mahallâtından Şuğul Balâ Mahallesinde sâkin iken tarîhî i’lâmdan yirmi altı sene mukaddem vefât eden

Medine-i Ayıntab‟da Cevizlice Mahallesi ahâlisinden iken bundan „akdem fevt olan Es Seyyid Arab Çelebi ibni Hasan‟ın verâseti zevce-i menkûha-i metrûkeleri Hanım binti

Develü Kazası’nın nefsi Develü mahallâtından Yedek Mahallesi’nde sakin zatı Everek Kasabası mahallâtından Cami-i Cedid Mahallesi ahalisinden Mehmed Efendi ibn Ömer Efendi

Medine-i Ayntab’da Mestancı mahallesi ahâlisinden iken bundan akdem fevt olan Muhsin-zâde Ahmed Ağa el-Hâc Ahmed Ağanın verâseti zevce-i menkuhe-i metrukesi

Medîne-i Ayıntab‟da Tarla-yı Cedîd Mahallesinde sâkin iken bundan akdem fevt olan El Hac Ömer bin Halil ÇavuĢun sülbi kebîr oğulları Ali ve Yasin ve cüssesinin