• Sonuç bulunamadı

Tarih Konulu Romanlarda Sarıkamış Harbi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarih Konulu Romanlarda Sarıkamış Harbi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

[Bilge Ercilasun, Tarih Konulu Romanlarda Sarıkamış Harbi, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2016, 309 s.]

İlk örneklerini 19. yüzyıl başlarında gördü-ğümüz tarihî roman, birçok çalışmaya konu olmuştur. Bilge Ercilasun’un Tarih Konulu Romanlarda Sarıkamış Harbi adlı kitabı tarihî romanlar çerçevesinde “Sarıkamış Harbi”ni incelemiştir. İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde, Sarıkamış Harbi’ni “ana konu” olarak ele alan romanlar, ikinci bölümde ise “motif” olarak ele alan romanlar incelenmiş-tir. Kitabın giriş bölümünde de “Tarihle İlgili Roman-Tarihî Roman”, “Sarıkamış Harbi” ve “Sarıkamış Harbi İle İlgili Hatıralar” üzerinde durulmuştur.

Bilge Ercilasun kitabın önsözünde yakın tarih, uzak tarih gibi tarihin her dönemiyle ilgili çok sayıda roman yazıldığını belirtmiş ve 2000’den sonra da bu romanlarda bir artış olduğunu tes-pit etmiştir. Tarih konulu romanlar üzerine çalışmaya yönelen Ercilasun, ilk olarak Sarı-kamış Harbi üzerine çalışmıştır. Bir yazı olarak

tasarlanan çalış-ma kitap hacmine ulaşınca, Prof. Dr. İnci Enginün’ün önerisiyle yayım-lanmıştır. Toplamda otuz dört romanın in-celendiği kitapta kullanılan ölçütler şunlardır: 1. 2000’den sonra

yazılan, Sarıkamış Harbi’nin konu alındığı veya Sarıkamış Harbi’ne temas eden romanlar ele alınmıştır.

2. Tarih konusunda “şahit olmamak” pren-sibinden hareket edilmiştir. Bunun için ya-zarların doğum tarihleri esas alınmıştır. Yani Sarıkamış’ta başlayıp yazarın doğumundan sonra devam eden olayları işleyen romanlar alınmamıştır (anı-romanlar, devir romanları alınmamıştır). (s. 10)

Bu ölçütlerin dışında kitapta üç roman daha in-celenmiştir. Bunlar Kar Çiçekleri (Fügen Top-Yeni Türk Edebiyatı, Sayı 16, Ekim 2017, s. 255-258.

TARİH KONULU ROMANLARDA SARIKAMIŞ HARBİ

Gülşah Sanin

*

SARIKAMIS BATTLE IN NOVELS ABOUT HISTORY

(4)

sever), Saray Meydanı’nda Son Gece (Selma Fındıklı) ve Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana (Yaşar Kemal) adlı romanlardır. Kar Çiçekleri, Sarıkamış Harbi’nin “ana” konu olarak işlendi-ği ilk romandır. 1999 yılında yayımlanan Saray Meydanında Son Gece adlı roman da hacmi dolayısıyla ölçütlere uymamasına rağmen ki-tapta incelenmiştir. Romanda, Sarıkamış Harbi sonrasında bölgenin durumu ve bölge insanın durumu hakkında önemli bilgiler ve tespitler bulunmaktadır.

Roman-Tarih İlişkisi

Ercilasun kitabın giriş bölümünde, roman ve tarihin ilişkisine ve tarihî romana değinme-den önce genel bir roman tanımı yapmıştır. Bu tanımı yaparken Namık Kemal’in yapmış olduğu roman tanımının hâlâ geçerli olduğunu ve bugünkü romanın karmaşık meselelerini içine alacak nitelikte olduğunu söylemiştir. Romanın tanımı yapıldıktan sonra tarihî ro-manın ortaya çıkmasının nedenleri üzerinde de durulmuştur. Peki, nedir bu nedenler? Ne-denlerin başında Sanayi Devrimi, 18. yüzyıl Aydınlanma Devri ve Fransız İhtilali sayıla-bilir. Ercilasun’un tespitiyle tarihî romanın İngiltere’de gelişmesi tesadüfi değildir (s. 22). Çünkü İngiltere, Sanayi Devrimi’ni Almanya ve Fransa’dan 100 yıl önce yaşamış ve roman türü kendine gelişme imkânı bulmuştur. Tarihî roman yazımında Walter Scoot’un ge-liştirdiği yöntem kullanılmıştır. Ercilasun’a göre Scoot’un tarihî romana getirdiği en büyük yenilik roman karakterleri için olağanüstü güç-leri olan kahramanları değil sıradan insanları seçmesi ve işlemesidir (s. 22). Scoot da tıpkı Namık Kemal gibi dönemin ferdinin ihtiyaç-larını önemsemiş ve bu doğrultuda romanlar yazmıştır.

Ercilasun kitabın giriş bölümünde tarihî roma-nı bütün yönleriyle incelemiştir. Yazara göre tarihî romanın amacı tarihe dikkat ve ilgi çek-mektir. Klasik ve popüler romanların “millî

kimliğin” oluşmasında önemli olduğunu be-lirtmiştir. Ercilasun’a göre tarihî romanlar, ders kitaplarından daha etkilidir. Yahya Kemal’den yapmış olduğu “Bir milleti öğrenmek için, tarih ve coğrafya kitaplarından çok şiirlerin, romanların tesiri vardır” alıntısıyla tarihî ro-manların öneminin altını çizmiştir. Ercilasun, tarihî romanın 20. yüzyıldaki durumunu da incelemiş ve daha önceki yöntemlerden fark-lı bir yöntem kullanılmasına rağmen Scoot yönteminin önemini koruduğunu söylemiştir. Tarihî roman üzerine yapılan tartışmalara da değinilmiş ve bu konu hakkındaki görüşler sıralanmıştır. Tarihî roman, tek tip bir roman tarzı değildir ve türleri vardır. Bu noktada Er-cilasun daha önce yapılmış olan tasnifleri de incelemiştir. İncelemeler sırasında tarihî roma-nın adlandırılmasında ve sınıflandırılmasında farklılıklar olduğunu görüyoruz. Örneğin, Tur-gut Göğebakan tarihî roman yerine, “tarihsel roman” tanımını kullanırken Hülya Argunşah, “tarihî roman” terimini Scott geleneğine bağlı romanlar için kullanmayı tercih ediyor. Tasnif-ler yapılırken tarihî romanın geçtiği aşamalar üzerinde de durulmuştur.

Ercilasun bu bölümde, tarihî romanın gerçek-likten beslendiği de vurgulamıştır. Ercilasun’a göre gerçek her zaman önemlidir ve ona her zaman ilgi duyulmaktadır. Roman, kurgunun ürünü olmasına rağmen Ercilasun’a göre kur-gu, insanın gerçeğe olan merakını ve gerçeğe ulaşma isteğini önlememektedir (s. 31). Bunun içindir ki tarihî romanda veya tarih konulu romanlarda gerçeğe sadık kalmak, gerçeği araştırmak, gerçeğe ulaşmaya ve onu aktar-maya çalışmak son derece önemlidir. Tarihî romanlar ve tarih konulu romanların her de-virde ilgi uyandıracağı açıkça görülmektedir. Çünkü konulan ölçüler her zaman geçerlidir. Bunlar, yeni nesillere hitap edebilmek için, tarih öğretmek için, tarihi sevdirmek için, bazı konulara açıklık getirmek için, gerçeklere ulaş-mak için, gerçekleri anlatulaş-mak için insanın ve toplumun ihtiyaç duyduğu unsurlardır (s. 30).

(5)

257

TARİH KONULU ROMANLARDA SARIKAMIŞ HARBİ Ercilasun’un önemini vurguladığı bir diğer konu da Ziya Gökalp’ın roman anlayışıdır. Gökalp, tarihî roman tanımından ziyade “ro-man” tanımı üzerinde durmuştur. Ercilasun’a göre Ziya Gökalp’ın yazıları geniş bir kitle tarafından bilinmesine rağmen roman hak-kındaki görüşleri gözden kaçmış ve “kenarda kalmış”tır. Gökalp, romanın “tarihten daha doğru bir tarih”, “müşahhas bir sosyoloji” olduğunu ve romanda “orijinal şahsiyetlerin canlı heykellerinin görüldüğünü” belirtmiştir. Bilge Ercilasun giriş bölümünde tarihî romanı detaylı bir şekilde anlattıktan sonra çalışmanın ana konusunu oluşturan “Sarıkamış Harbi”ni de dönemin koşullarını, devletlerin ve ordunun durumu bağlamında tarihî bir zeminde incele-miştir. Bu incelemelere Sarıkamış Harbi’yle ilgili anıları da eklemiştir. Hatıralar, savaşı bizzat yaşamış Türklere ve yabancılara ait olması bakımından oldukça önemlidir. Bilge Ercilasun, bu bölümün sonundaki notta, ha-tıraları kitabı koyma amacını da söylemiştir. Ercilasun’a göre hatıralarla romanlar arasın-daki ilişki, okuyucuyu bilgilendirmesi bakı-mından önemlidir (s. 86).

Sarıkamış Harbi’ni Asıl Konu Olarak İşleyen Romanlar

Kitabın birinci bölümü iki alt bölümden oluş-maktadır. Bu bölümler “Savaş ve Cephe Ro-manları” ve “Aile Tarihi İle İlgili Romanlar” adını taşımaktadır. “Savaş ve Cephe Roman-ları” adını taşıyan bölümdeki romanların or-tak özelliği, yazarın, muharebenin bütününe yönelik bir bakış açısına sahip bulunması ve muharebenin gidişatını ayrıntılarıyla akset-tirme isteğidir (s. 91). Yine bu bölümdeki ro-manlarda savaş baştan sona anlatılmıştır. 2005-2014 yılları arasında yazılan on beş roman detaylı bir şekilde incelenmiştir. Ercilasun, yazarları dipnotlarda tanıtmış ve romanları daha detaylı bir şekilde inceleyen çalışmaları da söylemiştir. Romanlardaki kahramanlar da

roman içerisindeki önem sırasına göre tanıtıl-mıştır. Dönemin zorlu koşulları da sık sık ifade edilmiştir. Ercilasun, her yazarın üslubunu in-celemiş ve değerlendirmelerde bulunmuştur. “Aile Tarihi İle İlgili Romanlar” adını taşı-yan ikinci alt bölümdeki romanlar biyografik nitelik taşımaktadır. Bu bölümde, 1978-2010 arasında yazılmış yedi roman incelenmiştir. Yazarlar bu romanlarda kendi ailelerinin veya başka ailelerin hikâyelerini anlatmışladır. Ya-zarların çoğunlukla harbe katılan dedelerinin, büyük dedelerinin hikâyelerini anlattıkları gö-rülür. Bu durum, yazarlar tarafından dedelere ithaf edilmek suretiyle belirtilmiştir (s. 149). Ercilasun önceki bölümlerde olduğu gibi bu bölümde de yazarların üslubunu detaylı bir şekilde incelemiştir. Bu bölümdeki romanlar, eserlerden ve anılardan beslendiği için bazıla-rının arkasında kaynakça bulunmaktadır.

Sarıkamış Harbi’ne Motif Olarak Yer Veren Romanlar

Kitabın ikinci bölümünde incelenen roman-larda Sarıkamış Harbi, ana konuyu oluştur-mamaktadır. Bu bölüm, iki alt bölümden oluşmaktadır: “Mektup” ve “Sarıkamış Harbi Sonrası”. İlk bölümde üç roman incelenmiştir. Bu romanlarda olaylar, Sarıkamış Harbi sonra-sındaki herhangi bir tarihten başlar. Sarıkamış Harbi geriye dönülerek, hatırlama yolu ile ele alınır. Bu romanlarda, büyük bir felaketle biten Sarıkamış Harekâtı’nın olumsuz etkileri ve kötü sonuçları üzerinde durulmaktadır. Savaş-tan sonra gelen işgal, Ermeni zulmü, halkın Anadolu’nun içerilerine doğru göç etmesi, en çok işlenen konulardır (s. 182). Bu bölümde de 1999-2015 arasında yazılmış sekiz roman incelenmiştir. Önceki bölümlerde olduğu gibi dipnotlarda yazarlar tanıtılmıştır.

Kitabın ek bölümünde Anau’lu Anadolu roma-nı incelenmiştir. Ercilasun bu romaroma-nı bir “devir romanı” olarak adlandırmaktadır. Çalışmanın ölçütlerine uymayan bu kitabı inceleme

(6)

sebe-bini, “Roman çok hacimli, çok kapsamlı, geniş bir zaman dilimini içine alan bir nitelik taşı-maktadır. Yazar 1896 yılından daha da önceki yıllara giderek birtakım olaylar anlatmış ve yorumlar yapmıştır. Bu arada birçok araştır-malardan faydalandığı da anlaşılıyor. Üslup, işleyiş, yorum ve tahlil bakımından ilgi çekici bulduğum bu eserin, Sarıkamış’tan bahseden kısımlarını buraya almak ve değerlendirmek istedim.” (s. 236) cümleleriyle belirmiştir. Anau’lu Anadolu romanı önceki romanlarla aynı yöntemle fakat daha detaylı incelenmiş-tir. Romanın zaman dilimi geniş bir zamanı kapsamaktadır. Ercilasun, sadece Sarıkamış Harbi’nin geçtiği zaman ve bölümler üzerinde durmuştur.

Ek bölümünde Sarıkamış Harbi’nin romana na-sıl girdiği üzerinde durulmuştur. Ercilasun’un tespitiyle 1929 yılında yayımlanan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Mezarından Kalkan Şehit adlı eseriyle romanda ilk kez konu olarak ele alınmıştır. Ercilasun bu eseri takip eden iki romanın künyesini de verdikten sonra (Burhan Cahit Morkaya, Dünkülerin Romanı ve Mithat Cemal Kuntay, Üç İstanbul) 1938 yılında ya-yımlanan Üç İstanbul romanını incelemiştir. Ercilasun, diğer roman incelemelerinde yaptığı gibi romanın olay örgüsünü anlattıktan son-ra Üç İstanbul’un özelliklerini sıson-ralamıştır. Ercilasun’a göre romanın en önemli tarafı, karakterlerin tanıtılmasında ve anlatılmasın-da hiciv unsurunun ağır basmasıdır (s. 243). Mithat Cemal Kuntay, Sarıkamış Harbi’nin anlatıldığı bölümde etkileyici, kuvvetli ve zengin bir üslup kullanmıştır (s. 244). Bilge Ercilasun kitabın sonuç bölümünde “Edebî Özellikler”, “Sarıkamış Harbi”, “Diğer Savaşlar”, “Meseleler”, “Hatıraların Tesiri” ve “Bazı Düşünceler” başlıkları altında genel de-ğerlendirmelerini yapmıştır. Ercilasun’a göre romanların göze çarpan ilk özelliği sağlam

bir olay örgüsüne sahip bulunmalarıdır. Ya-zarlar çağın getirdiği, roman türünün ulaştığı bütün tekniklerden istifade etmek imkânını bulmuşlardır (s. 245). Romanların genel değer-lendirilmesinde birbirine benzeyen romanlar da karşılaştırılmıştır. Yazarların bakış açıları, romanların merak ve gerilim unsurları de-ğerlendirmeye tabi tutulmuştur. “Sarıkamış Harbi” bölümünde savaşın getirdiği olumsuz sonuçlar, savaşta eksik olan askerlik bilgileri de dile getirilmiştir. Ercilasun’un değerlen-dirmesiyle pek çok romanda Türk askerleri, donanımları bakımından Rus askerleriyle kar-şılaştırılmıştır (s. 253). İncelenen romanların bir diğer meselesi de “eğitim”dir. Bazı roman-larda savaşa gönderilen askerlerin eğitim du-rumları da üzerinde durulmuştur. “Hatırala-rın Tesiri” bölümünde Ercilasun romanlarda kullanılan hatıraların önemini bir kez daha vurgulamıştır. “Bazı Düşünceler” adını taşıyan son bölüm, çalışmanın özünü oluşturduğu için oldukça önemlidir. Ercilasun burada sorulması gereken soruları sormuş ve çalışmasını özet-lendirmiştir. Ercilasun’un sorduğu ilk soru, “romanların neden bu kadar geç yazıldığı”dır. Ercilasun’a göre burada en önemli sebeplerden biri “psikoloji”dir (s. 274). Roman yazabilecek uygun ortam ancak savaşlar bittikten ve acılar dindikten sonra sağlanmıştır.

Ercilasun kitabın sonundaki değerlendirme-sinde edebî bir eserin sahip olması gereken özellikleri de sıralamıştır: 1. Zengin, doğru ve anlaşılır bir Türkçe, 2. Sağlam bir teknik ve roman kurgusu, 3. Toplumsal ve ahlaki değer-ler: vatan, millet ve insani değerler (s. 280). Kitabın sonunda bir bibliyografya ve dizin bulunmaktadır. Tarih Konulu Romanlarda Sa-rıkamış Harbi, detaylı incelemeleri, değerlen-dirmeleri ve dipnotlarıyla başka çalışmalara da kaynaklık edecek bir çalışmadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bitkilerin hücre, doku ya da organları kullanılarak yeni bir bitki elde etmek.. BİTKİ BİYOTEKNOLOJİSİNDEN

Düşman istilası altında vatanın şanlı mazisine gölge düşmüş. Türk toprağı harap olmuştur. Fakat şairin tamamen ümidini kesmediğini hu şiirde de görmek

Berlin görüşmeleri öncesi Britanya ile Osmanlı devleti arasında gerçekleşen müzakereler sonrası şartları daha ehven bir antlaşmanın imzalanması konusunda

Başka unsurların da ilâvesiyle meydana ge- len yarı yeni tip evler pencere bakımından daha zengindir.. Bunlarda taştan ziyade tuğla rağbet

Ülkemizde rotavirus antijeni görülme sıklığının mevsimlere göre dağılımının incelendiği araştırmalarda, Su- geçti ve arkadaşları (18) erkeklerde ve kızlarda

Limanla rıh­ tım boyu arasındaki, ta on üçüncü a- sırdan kalma, çok garib biçimli ya - pıya bakıyorum, Nuovo denen bu kış- lamsı saray ve şatomsu

Functional performance by 6-minute walking test (6MWD), proprioceptive acuity by knee joint position sense using an isokinetic dynamometer, balance by the one-legged balance test

İncelenen kromitler, yay ile ilişkili bir ortamın kök kısmında üst mantonun kısmi er- gimesi sonucu oluşan magmanın kristalizasyon frklılasması ürünü olarak, magma