• Sonuç bulunamadı

Devrim şehidi Kubilay

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Devrim şehidi Kubilay"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2.QP

ÎM3

ÇARŞAMBA, 23 Aralık 1998 £ 5

Emin C Ö L A S A N

Devrim şehidi

[Jy

Kubilay

A

DI M ustafa Fehmi

Kubi-lay.

Baba adı

Hüseyin,

ana

adı

Zeynep.

Giritli bir ailenin çocuğu.

1 9 0 6

doğumlu.

Kubilay

bir öğretmen. Cumhu­

riyet öğretmeni.

1 9 3 0

yılında İzmi­ r'in

Menemen

İlçesinde askerlik görevini yapıyor. O sırada

2 4

ya­ şında.

2 3 Aralık 1 9 3 0

sabahı, bun­ dan tam

6 8

yıl önce,

Menemen'de

tuhaf bir şeyler oluyor. Sabahın er­ ken saatlerinde dördü silahlı altı kişi, belediye meydanında

tekbir geti­

rerek

gezinmeye başlıyor.

Hepsi çember sakallı. Başlarında sarık, sırtlarında cüppe var.

Ortalıkta dolanan altı kişi

“ Biz

şeriat ordusuyuz’’

deyip Müftü

Cam iine giriyorlar. Elebaşıları olan

Derviş Mehmet

isimli şahıs, cami­

de namaz kılanlara kendini

“ Meh­

di”

olarak tanıtıyor ve

dini koru­

maya

geldiklerini söylüyor. Arkala­ rında

7 0 bin kişilik halife ordu­

su

olduğunu, öğle saatlerine kadar

şeriat bayrağı

altında toplanma­

yanların kılıçtan geçirileceğini tebliğ ediyor.

Derviş Mehmet

isimli sapık ve

arkasındaki yobazlar, camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya takı­ yorlar. Yoldan geçen birine mey­ danda bir çukur kazdırıp bayrağı oraya dikiyorlar.

Yobazlar bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikret­ meye başlıyorlar... Ve bağırıyorlar:

“ Şapka giyen kâfirdir. Y a­

kında yine şeriata dönülecek­

tir... Bize kurşun işlemez...”

İşin acı yanı, Menemen ahalisin­ den bazıları da bunlara alkış tutuyor!

★ ★ ★

Olup bitenler, ilçedeki askeri bir­ liğe duyuruluyor. Alay komutanı, yedeksubay

Kubilay'ı

bir manga askerle birlikte olay yerine gönderi­ yor.

Kubilay

ve askerin silahların­ da mermi yok. Süngü takıp olay ye­ rine gidiyorlar.

Kubilay,

askerlerini meydan gi­

rişinde bırakıyor ve

yobazların

karşısına tek başına dikilip teslim ol­ malarını istiyor. İşte bu anda yobaz­ lardan biri ateş ediyor.

Kubilay

yaralanıp yere düşüyor. Ayağa kalkıp cami avlusuna doğru kaçıyor, ama orada tekrar yere dü­ şüyor. Çevredeki kalabalık paniğe kapılıp kaçışıyor.

Derviş Mehmet

ve arkadaşları,

işte o anda

Kubilay'm

başına çökü­ yorlar.

Mehmet,

çantasını açıp tes­ tere ağızlı bağ bıçağını çıkarıyor...

BM

-★ -★ -★

Ve yaralı yedeksubay

Kubila-y'ın başını orada kıtır kıtır ke­

sip gövdesinden ayırıyor.

Kin ve nefret gözlerini öylesi­

ne bürümüş ki, kesik baştan

akan kanı içiyorlar.

Saçlarından tuttuğu kesik

baş, şimdi Derviş Mehmet'in

elindedir.

Yeşil bayrağın sopasına ke­

sik başı geçirmeye çalışıyorlar,

ancak bir türlü başaramıyorlar.

Bunun üzerine oradan geçen

birileri kendilerine ip getiriyor.

Kesik baş, yeşil bayrağının

dikili olduğu sopaya iple bağla­

nıyor.

★ ★ ★

Bütün bunlar olurken yine tekbir­ ler getirilmekte,

“ Ey ahali, din el­

den gidiyor”

çığlıkları

Mene­

men'de

yankılanmaktadır.

Silah seslerini duyan bir mahalle bekçisi olay yerine koşarak yetişir. Bekçi

Haşan

ateş edip yobazlardan birini yaralar. Hemen ardından yo­ bazlar ateş edip

Hasan'ı

oracıkta şehit ederler.

Arkadaşının yardımına koşan bekçi

Şevki

de yobazların açtığı ateş sonucu şehit düşer.

Birkaç dakika içinde üç şehit

verilmiş, bir baş kesilmiştir.

Yobazlar mutludur!

Kubilay'ın

kesik başı, yeşil bayrağın sopası üze­ rinde sallanmaktadır.

İşte bu aşamada asker olay yerine yetişir. Komutan

“ Teslim olun”

diye bağınr. Yobazların yanıtı kesin­ dir!

“Bize kurşun işlemez.”

Askeri birlik ateş eder. Yobazlar­ dan bazıları orada yere serilirken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi bir­ den yakalanır.

★ ★ ★

Menemen

olayı, genç

Cumhu­

riyet

rejiminin

1 9 2 5

yılındaki

Şeyh Sait

isyanından sonra tanık

olduğu ikinci önemli

irtica

olayıdır. Hükümet

sıkıyönetim

ilan eder. General

Mustafa Muğlalı

başkanlı­ ğında bir

Harp Divanı

kurulur. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan

bütün sanıklar

Menemen'de

yargı­ lanır. 18 gün süren yargılama sonu­ cunda karar açıklanır:

4 0

kişi sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmiş,

2 7

sanık beraat etmiş,

4 1

suçlu çeşitli

hapis

cezaları al­ mıştır.

3 6 kişiye idam cezası veril­

miştir.

Ancak bazılarının yaşı küçük ol­ duğundan, onların ölüm cezalan ağır hapse çevrilmiştir.

★ ★ ★

Sanıklardan 2 8 kişi, 3 Şubat

1 9 3 1 gecesi Menemen'de idam

edildi. Yobazlardan bazıları, ye­

deksubay Kubilay'ın başının ke­

sildiği yerde asıldı.

Bir sanık sehpaya götürülürken kaçtı. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi.

Olayın hem en ardından M ene­ men'de devrim şehidi iki

bekçi

ve

Kubilay

adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar:

“İnandılar, dövüştüler, öldü­

ler. Bıraktıkları emanetin

bekçi-siyiz.”

★ ★ ★

Atatürk,

Menemen olayını du­

yunca çok kızdı. Söylentiye göre, Menemen'in yok edilip haritadan si­ linmesini istedi.

Daha

1 0

yıl önce

Yunan

işgali altında inleyen bir ilçede yobazların baş kesmesi ve halktan bazılarının bu yobaz sürüsüne tepki gösterme­ mesi, onu çileden çıkarmıştı.

★ ★ ★

O dönemde ortada kararlı

bir devlet vardı. Savaştan yeni

çıkmıştık, güçsüzdük, olanaklar

yetersizdi, ama devletin ve

cumhuriyet rejiminin ilkeleri,

inancı ve onuru vardı...

Çünkü ülkeyi

Mustafa Kemal

Atatürk

gibi bir devlet adamı ve onun devrimci kadroları yönetiyor­ du.

Nitekim mahkeme derhal kurul­ du, yargıladı ve gereken cezaları ver­ di.

Şimdi bir düşünün bakalım!

Aynı durum bugün olsa, acaba

ne yapılır?

Referanslar

Benzer Belgeler

Yukarıdaki tablo 14’te ise araştırmaya katılanların cinsiyetleri ile kurumlarının hizmetiçi eğitim programlarına gerekli önemi verip vermemeleri arasındaki

Çocukların Banş Abi sinin yapmak iste­ diği çok şey vardı, önce "Mançoİojfyi biü- recekü, eşinin yöneteceği dev belgeseli ha- zırlayacakü. başladığı

İlk hissedarları arasında sadrâzam Büyük Reşid Paşadan, son kaptanları arasında merhum Tahsin Kaptana kadar bütün bir öz çizgi ve mahallî renk çerçevesi

asırda bazı İstanbul saray ve ko­ naklarında Türk eşyalarile bera­ ber Avrupa koltuklarının da yer aldıklarını görüyoruz. Sadnazam Nevşehirli İbrahim Pa

Ülkemizde hepatit B afl›s› çocukluk ça¤› afl›lama program›- na son y›llarda al›nm›flt›r. Bu nedenle henüz eriflkin kronik böbrek yetmezlikli hastalar›n

bildiriyor ki : “ Timur gibi bir galatı tabiatin, Kambur Tarhan gibi bir sa­ kat hlkatten tevellüd etmiş olması müellife hoş görünen hâdisattan ve bir

Zira bu suretle bahis, tamamen mu­ sikiye intikal etmiş olur.. Bazı bestekârlar şiirin ilk değil, sonraki bir kıt'asını

Döviz Kuru ve Faiz Oranının Dış Ticaret Üzerine Etkisi: Türkiye Uygulaması, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Para Sermaye Piyasaları ve