• Sonuç bulunamadı

Herkesin Barış'ıydı-2:Yüzüklerin efendisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Herkesin Barış'ıydı-2:Yüzüklerin efendisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'¿Milliyet

Cuma 5 Şubat 1999

Herkesin Barış’ıydı

oHaluk AKTAR

Yüzüklerin efendisi

B

ARIŞ Manço tam anlamıyla bir tele­ vizyon tutkunuydu. Öylesine tut­ kundu ki belki inanmayacaksınız a- ma 1970'li yılların başında Moda'daki e- vinde basit bir siyah beyaz televizyon stüd­ yosu kurmuştu. Daha o yıllardan takmıştı kafasına televizyonu ve "Göreceksin tele­ vizyon için çok iyi şeyler yapacağım” diyordu. Ve yapü. bunu da herke­ se kabul ettirdi.

Banş'ın bir başka tutkusu da çocuklardı. Oğullan Doğukan Ha­ zar (doğumu 19 Mayıs 1981). Ba- tıkan Zorbey'e (doğumu 24 Tem­ muz 1984) çok düşkündü. Onlar­ la gurur duyuyordu. Yalnızca ken di çocuklanna mı düşkündü? Ha­ yır. bütün çocuklan severdi ve “Onlar 'gelecek', onlara iyi şeyler vermeliyiz" derdi.

İşte, bu iki tutkusu nedeniyle de “7'den 77'ye” doğdu.

Modern Evliya Çelebi

Yaklaşık 300 şarkıya imza atan. 12 Al­ tın, bir Platin Albüm ödülü alan Banş Manço “7’den 77ye"nin hazırlıklan sıra­ sında sınav kapısında bekleyen bir çocuk gibi heyecanlıydı. Kendine ve ekibine çok güveniyor, en küçük aynntılan bile hasap- lamaya çalışıyordu. İlk bölüm 1988'de ek­ rana geldiğinde, herkes bu cıvıl cıvıl ve rengarenk programa bayıldı.

“7'den 77'ye"nin kendisine kazandırdığı adlardan biri de “Modem Evliya Çelebfydi. Programın sayılanyla birlikte onun da sevinci artıyordu.

1996 Haziranında programın 300. bölümünün kutlaması sı­ rasında Kuruçeşme Divanda konuşuyorduk Banş Çele­ biyle. İlk bölüm ekrana geldi­ ğinde minicik olan Doğukan ve Batıkan artık birer delikan­

lıydı. "İnşallah 500. bölümünü de kutlarız" dediğimde gülerek "inşallah" diyordu.

İşine çok düşkündü Banş Manço... Bu­ nun en güzel örneklerinden biri de “7'den 77’ye"nin çekimleriyle birlikte çok sevdiği yüzüklerinin sayısını azalüp bire indirme- siydi. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor­ du:

“Biz çocuk programı yapıyoruz. O kadar yüzük çocukların dikkatini dağıtır. Aynca ber program sırasında onlan okşuyor, se­ viyorum. Onlara metal temasıyla yaklaş­ mak istemedim."

Banş çok popüler bir insan ya... Pek çok şey yakıştırılır ve söylenirdi: Maocu, tari­ katçı, komünist, ülkücü ve daha neler ne­ ler. Hatta bir defasında yıllar önce Anado­ lu'da bir konsere giderken otobüsü bom­ balanmış ve ölümden dönmüştü.

Azimliydi... Bunun en belirgin kanıtı da

Barış Manço, “7 ’den 7 7 ’ye” programını

çekerken “Çocuklarla metal teması

istemedim” diyerek çok sevdiği

yüzüklerini bir taneye indirdi

Avrupa macerasıydı. 1963 yılının eylül a- yında otostopla yola çıktı. İlk durak Pa­ ris'ti. Burada okuyacaktı ama Paris'e pek ısınamadı ve kısa süre sonra da Belçika’ya geçti. Görür görmez sevdi ikinci vatanını. Her türlü işi yapü: Bulaşıkçılık, garsonluk, benzin pompacılığı vs... Belçika Kraliyet A- kademisi'ne kaydını yaptırdı ve öğrenim dönemi başladı. 1969’da akademiyi bitir­ di...

Avrupa'da olduğu yıllarda müzikten hiç kopmadı. Minik lokallerde şarkı söyledi ve sıla durun Olimpia da sahneye çıkan ilk Türk oldu. Avrupa yıllan sırasında bir de ilginç beraberlik yaşadı. 1971 yılında Banş Manço’nun orkestrası dağılmış, Moğollar’ın da iyi bir soliste ihüyacı olmuştu. Paris'te karşılaştılar, kısa bir görüşmeden sonra da birleştiler. Ekibin Türkiye’deki adı Banş Manço - Moğollar, Avrupa'daki adı Manço

- Mongol’du. Bu müthiş beraberlik ne ya­ zık ki fazla uzun sürmedi. Banş Manço yıllarca çok başanlı çalışmalar yapü. Şar- kılan dillerden düşmedi. “Arkadaşım E- şek", “Ayı", “Süper Babaanne” gibi şarkıla- nyla her kesimi avucunun içine almayı bil­ di. Ama kavu­

şamayan iki aşığın öykü­ sünü anlatan “Kol Düğmelen” bir başka ve “çok özel'di. Nedense rahmetli özel yaşanüsı hakkında konuşmayı hiç sevmezdi.

Banş Manço tam anlamıyla ‘Kor­ kunç Koleksiyoncuydu. Koleksiyon

konusunda çok Utizdi. Örne­ ğin müze açabilecek kadar çok fotoğraf makinesine sahipti. 300'ü aşkın fotoğ­ raf makinesinin hemen hemen yansı çalışıyordu. Büyük bir otomobil tutkunuy­ du. Rolls Royce (1965), MG (1952), Mustang (1967) ve Jaguar *rs57) model otomobillerin de arala- nnda bulunduğu 12 otomobilden olu­

şan bir koleksiyonu vardı. 30 yılda to­ parlanan 320 parçadan oluşan porselen koleksiy­ onu ise görülmeye değerdi ve sanat­ çının bu koleksiy­ onu 2 trilyon liraya sigortalattığı söyleniyordu...

Banş Manço kısa anlatılacak bir adam değil. Çünkü o çok dolu dolu ve çok hızlı yaşadı. Kalbi ona ilk İhtan 1982’de yapü ama o hızını hiç kes­ medi, koştu hep. Dünyayı komşu kapısı yapü. Dur durak bilmedi. Kendini çok yor­ duğu zamanlarda kalbi başka ihtarlar da gönderdi, hastanelere yattı. Bu nedenle Kadıköy Belediye Başkanlığı adaylığından çekildi ama çalışmalan tam gaz devam et- U. Çocukların Banş Abi sinin yapmak iste­ diği çok şey vardı, önce "Mançoİojfyi biü- recekü, eşinin yöneteceği dev belgeseli ha- zırlayacakü. başladığı diğer projelerini ta­ mamladıktan sonra da dinlenecekti ama buna ömrü yetmedi. Şimdi onun progra­ mına kaülanlar, ardından gözyaşı döken milyonlar, şarkılannı dinleyip onu hep gö­ nüllerinde yaşatacaklar.

BİTTİ

Referanslar

Benzer Belgeler

Hayatının son günlerinde kendisine milletlerarası akade­ milerin müşterek karar ve mu­ vafakati ile verilen «Bavyera Kırallığı ilim ve sanat büyük altın

lent pneumococcal conjugate vaccine and 23-valent pneu- mococcal polysaccharide vaccine among adults aged ≥65 years: Recommendations of the Advisory Committee on

Bunlar arasında güzel sanatlar akadenrsi (Sanayii Nefise Mektebi) profesörleriyle ZONARO da vardı.. Onun saray ressamı olması ve Şehza­ deliğinde Abdülmecit

Students communicate clearly and express themselves creatively for a variety of purposes using the platforms, tools, styles, formats and digital media appropriate to their

Design authentic learning activities that align with content area standards and use digital tools and resources to maximize active, deep learningb. Explore and apply

Yıllar önce Anadolu’yu işgal eden emperyalistler, bugün kurmuş oldukları şirketlerle ve yerli işbirlikçileriyle yeraltı zenginliklerimizi işgal etmişlerdir.. Bu i

Hazırladıkları "sivil'' anayasa ile ilgili bazı yayın organlarında "laikliğe yeni bir tanım getirildiği'' iddialarının yer aldığını hatırlatan Özbudun,

Beni çok merak etmiş de, iyi miyim diye bakmaya gelmiş de, bir ihtiyacım varsa görmek istemiş de.... Ulan, ne çok konuşuyorsun, hem o elindeki valiz