• Sonuç bulunamadı

Kitapçılıkta 50 yıl:Gençlik Kitabevi'nin 50 yıllık serüveni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kitapçılıkta 50 yıl:Gençlik Kitabevi'nin 50 yıllık serüveni"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Gençlik Kitabeni’nin 30 yıllık serüveni

Kitapçılıkta 50 yıl

Kitapçılık gibi uğraşın “zor

zanaat” olduğunu iyi biliyo­

ruz. Ama bu uğraş, sıfırdan -

emekle- başlayıp, bugünkü

konum ve boyutuna ulaşmış­

sa, insanı şaşalatıyor... Sanki

bir masal, Celal Güner’in ki­

tapçılık serüveni ve eriştiği

nokta...“Kitapçılıkta 50 yıl”

bu serüveni anlatıyor.

BEHZAT AY

K

apağını Sait Maden’in yaptığı, bü­ yük boy (24x16.5 cm), iyi kâğıda basılmış, son 24 sayfası fotoğraf­ larla belgelenmiş tam 272 sayfalık bir ki­ tap. Bu kitap, Kadıköy Gençlik Kitabe - vi’nin kurucusu ve sahibi Celal Güner’in 50 yıllık kitapçılık serüvenidir.

Kitapçılık gibi uğraşın “zor zanaat” ol­ duğunu iyi biliyoruz. Ama bu uğraş, sıfır­ dan -emekle- başlayıp, bugünkü konum ve boyutuna ulaşmışsa, insanı şaşalatı­ yor... Sanki bir masal, Celal Güner’in ki­ tapçılık serüveni ve eriştiği nokta...

Celal Güner, Tortum’dan başlayan ço­ cukluk günlerini, Tortum’dan İstanbul’a gelişlerini, babasının Ağva’daki öğret­ menliği dolayısıyla Ağva yıllarını, sonra babasının Omerli’ye atanmasıyla Omer- li’deki çocukluk günlerini,ikinci Dünya Savaşı’nda babasının askere alınışıyla ye­ niden Tortum’a dönüşlerini, oradan da annesinin memleketi Yusufeli’ne gidişle­ rini ve yeniden Üsküdar’a dönüşlerini gü­ zel bir dille sergiliyor.

Bundan sonra da Üsküdar yaşamını an­ latır. Öğrenci olduğu halde gazete satıcılı­ ğına soyunur. Giderek bir dükkân açar­ lar. En büyük yardımcısı da annesidir. Ba­ bası öğretmen olduğundan tecim (ticaret) işine elini sokmaz. O günlerin C elal’i, yazdıklarını okurken, sürekli gözlerimin önünde canlanıyor... Şimdi nasıl çevik ve enerjikse, besbelli o yıllarda da bir “afa­

can çocuk”muş...

Hem de nasıl! Bir günde iki kez Cağa- loğlu’na gidip, kitap, dergi vb. alarak dö­ ner... Üsküdar’dan Kadıköy’e yaya gider, yaya döner... Bu dayanç (azim) ve direnç, sonunda Üsküdar’da kitapçı dükkânını açtırır.

Adı artık “Kitapçı CelaP’dir. Bundan büyük mutluluk duyar. Şöyle yazıyor: “...beni en mutlu eden şey para kazanma­ nın dışında, gelenlerin beni yürekten kut­ lamaları ve müşterim olmalarıydı. Bu be­ ğeniler, takdirler ve içten sevgi gösterileri benim kitapçılığa olan şevkimi neredeyse bir aşka dönüştürdü. Öğünden sonra ki­ tapçılıkla övündüm ve gurur duydum.”

Celal Güner’in yaptığı is, gerçekten

övünülecek, gururlanılacak bir çaba... Sı­ fırdan başlayıp, emeğiyle basamak basa­ mak doruğa çıkıyor. Evet, alınteriyle, emeğiyle...

Üsküdar’daki arı kovanı gibi çalışan ki­ tapçı dükkânını devredip Kadıköy’e gelir. Bir süre sonra o kitapçı dükkânının lah­ macun dükkânı olduğunu öğrenir, içsızı- smı (hüznünü) şöyle dile getirir: “Demek ki Üsküdar çok daha yoksulken kitap okunuyordu. Zenginleşince okumak yeri­ ne tıkınmayı tercih ettiler. Bu da kitapçı olarak bana bir hüzün vermiştir ve hâlâ veriyor. ”

Celal Güner’in bu tümceleri bana Bü­

yük Frederik’in güzel ve düşündürücü

bir sözünü anımsattı. Büyük Frederik şöyle der: “Bir ülkede akıl ve sanattan

çok servete değer verilirse, bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş, kafalar boşal­ mıştır.”

Celal Güner’in Kadıköy’de iskele Cad- desi’nde, Hacıbekir Sokağı’nda, Kadıköy Çarşısı’nda olacaktır bir süre sonra kita- Sevleri... Tümü de iyi çalışmaktadır... Kendinin başında bulunduğu kitabevi dı­ şındakilerde kimi işgüzarlıklar da yapıl­ maktadır. Ama Güner, yumuşak, karınca ezmez, sevecen tavrıyla yaklaşır onların tavırlarına...

Güner, en sonunda bugünkü Mühür­ dar Caddesi’ndeki kitabevini 1984 yazın­ da (ağustos) büyük bir törenle açar. Açılı­ şı ben, ta Mersin’in Arslanköyü’nde duy­ muştum. Ne acıdır ki, tam on yıl sonra yi­ ne bir ağustos günü, bu görkemli kitabe- vinin yanışını, yine Arslanköyü’nde du­ yup hüzünlendim...

Ama, yukarıda söylediğim iki özelliği

(dayanç ve direnç) sayesinde, kitapsever­

lere, yayıncdara hizmetini kesintisiz sür­ dürmektedir, olağanüstü çabasıyla...

Güner, kitapta, Cağaloğlu’ndaki, Be- yoğlu’ndaki tanıdığı kitabevlerini, tanıdı­ ğı yazarları kısa kısa da anlatmaktadır.

Kitabın ikinci bölümünde (Gençlik Ki- tabevi’nin 50. Yılı Dolayısıyla Sanatçı Dostların Yazdıkları) 46 yazarın yazdıkla­ rını okuyoruz. Aziz Nesin’in, “Demek Gençlik Kitabevi kurulalı 50 yıl olmuş” diye şaşalaması ilginç... Zaman hızla akıp gidiyor... Hızla akıp giden zamanı Aziz Nesin gibi, Celal Güner gibi insanlığın yararlarına kullananlara ne mutlu!..

Yineliyorum: Celal Güner, 50 yıllık hiz­ metiyle çevresinin Kültür Bakanı gibi ça­ lışmıştır... O, bir emek kahramanıdır... Kitabevinin öyküsü, bir çeşit emeğin de övgüsüdür...

Çalışanlarına sevecenlikle yaklaşan, emeklerinin değerini ödemekte cimrilik yapmayan, yazarlara saygılı olan, her ya­ zarın cenaze törenine koşan Güner’e, ki­ tapçılıkta daha nice yıllar dilerim... ■

Yayımlayan: Gençlik Kitabevi Kırtasiye A.Ş.

S A Y F A 2 3

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta ha To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünya sanat tarihinin en başta gelen anıtlarından olan Ayasofya, İstanbul’un da görünümüne damgasını vurmuş olan bir eski eserdir.. İlk yapıldığında bu

Türk-Alman Kültür Merkezi istiklâl

Sanki sabah kalktığında, bir yere gittiğinde ya da müzikten dinlenmeye geçtiğinde ilk gördüğü şeyleri kucaklar gibi konu­ ları değişik. Aydın Arkun, katı

Yarının conceptionu ve zekâsı nasıl tecelli edeceği meçhul iken bugünden ve dünden istikbale kim­ lerin intikal edeceğini keşfetmek ne derece müşkül ise

yabancı ülkelerde büyük b ir ba- şariyle tem sil etm iştir.. F u at Paşa, ötedenberi

Ancak kadınların kadın olduğu bir toplumda, erkeklerin de erkek olabileceğini hatırlatıyordu aslında.. Koca bir toplumu

“ Ben senaryo yazmayı içeride öğrendim ” diyordu Yılmaz Güney, “Dışarıda film çektiğimde, belli belirsiz fikirlerden yola çıkar ve öyküyü çekim

Giudici'Ye, ~araplar için Kandiye ve K~br~s valiliklerine madalya; yumu~ak bu~day nümuneleri için Adana, Akkâ, Ankara, Bal~kesir ve Ayd~n, nohut için Kandiye, susam nümuneleri için