• Sonuç bulunamadı

Halk eğitim merkezlerindeki tezhip kurslarına ilişkin Katılımcı görüşleri (Isparta ili örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halk eğitim merkezlerindeki tezhip kurslarına ilişkin Katılımcı görüşleri (Isparta ili örneği)"

Copied!
106
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

KATILIMCI GÖRÜġLERĠ (ISPARTA ĠLĠ ÖRNEĞĠ)

Havva ġENKAYA

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

EL SANATLARI EĞĠTĠMĠ ANA BĠLĠM DALI

GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(3)

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOBĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakkı saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren (6) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı: Havva

Soyadı: ġENKAYA

Bölümü: Geleneksel Türk El Sanatları Eğitimi Bilim Dalı Ġmza:

Teslim tarihi:

TEZĠN

Türkçe Adı: Halk Eğitim Merkezlerindeki Tezhip Kurslarına ĠliĢkin Katılımcı GörüĢleri (Isparta Ġli Örneği)

Ġngilizce Adı: The Participant‟s Views About Ġllumination Courses Ġn Puplic Education Centers (Isparta Province Example)

(4)

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢında tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim

Yazar adı soyadı: Havva ġENKAYA

(5)

Jüri onay sayfası

Havva ġENKAYA tarafından hazırlanan “Halk Eğitim Merkezlerindeki Tezhip Kurslarına ĠliĢkin Katılımcı GörüĢleri (Isparta Ġli Örneği)” adlı tez çalıĢması aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği/oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi El Sanatları Eğitimi Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

DanıĢman (BaĢkan): Yrd. Doç. Hatice DOĞRUOL

El Sanatları Eğitimi, Gazi Üniversitesi ………

Ġkinci DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Gülgün BANGĠR ALPAN

Eğitim Bilimleri, Gazi Üniversitesi ………

Üye: Yrd. Doç. Dr. Özden DEMĠRKAN

Eğitim Bilimleri, Gazi Üniversitesi ………

Tez Savunma Tarih: 17/11/2014

Bu tezin Gazi Üniversitesi El Sanatları Eğitimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olması için Ģartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Servet KARABAĞ

(6)

TEġEKKÜR

Bilginin ve bilgi teknolojilerinin hızlı bir Ģekilde sürekli değiĢmesi ve geliĢmesi nedeniyle insanların değiĢen koĢullara uyum sağlayabilmeleri için bilgi toplumunun beklentilerine uygun bir eğitim sistemine ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu eğitim ihtiyaçlarını Halk Eğitim Merkezleri ve özel kuruluĢlar karĢılamaktadır. Özellikle de yaĢ sınırının olmadığı, her yaĢta eğitimi destekleyen bu tür kurumlar yetiĢkinler için sunulmuĢ bir olanaktır. Bu eğitim sanat eğitimleriyle desteklenmiĢ ve sanat eğitimlerinden tezhip sanatı Halk Eğitim Merkezlerinde kurslar aracılığıyla bireylere aktarılmaya çalıĢılmaktadır. Bu nedenle Halk Eğitim Merkezlerinde verilen tezhip sanatı kursları eğitiminin ve olanaklarının ne durumda olduğuna dair bir araĢtırma yapma gereği duyulmuĢtur.

AraĢtırmanın her aĢamasında bilgi ve deneyimlerini sunan tez danıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Hatice DOĞRUOL‟ a ve Yrd. Doç. Dr. Gülgün BANGĠR ALPAN‟ a Yrd. Doç. Dr. Özden DEMĠRKAN hocalarıma, bu süreçte her zaman yanımda olan, maddi-manevi desteklerini esirgemeyen arkadaĢlarıma, Muhammed GÖKÇE‟ye ve değerli aileme sonsuz teĢekkür ederim.

Havva ġENKAYA ANKARA 2014

(7)

HALK EĞĠTĠM MERKEZLERĠNDEKĠ TEZHĠP KURSLARINA

ĠLĠġKĠN KATILIMCI GÖRÜġLERĠ (ISPARTA ĠLĠ ÖRNEĞĠ)

(Yüksek Lisans Tezi)

Havva ġENKAYA

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Kasım 2014

ÖZ

Bu araĢtırmanın amacı Halk Eğitim Merkezlerinde tezhip sanatı eğitimi alan kursiyerlerin eğitimle ilgili görüĢlerini belirlemek amacıyla yapılmıĢtır. AraĢtırmanın çalıĢma grubunu, Isparta Halk Eğitim Merkezi ve AkĢam Sanat Okulu Müdürlüğü‟nde tezhip sanatı eğitime katılan kursiyerler oluĢturmaktadır. AraĢtırmada veri toplamak amacıyla derecelendirme ölçekleri Bilgi Toplama Formu oluĢturulmuĢ ve kursiyerlerin kiĢisel bilgileri, içerik-hedef ve süre ile ilgili görüĢleri, öğretim yöntemleri ve öğretmen ile ilgili görüĢleri, öğretim ortamı ile ilgili görüĢleri, değerlendirme ile ilgili görüĢleri ve varsa ek taleplerine iliĢkin görüĢleri alınmıĢtır. Verilerin çözümlenmesi için aritmetik ortalama, standart sapma, frekans ve yüzde testi kullanılmıĢtır. Sonuç olarak tezhip kursuna katılan kursiyerlere verilen öğretimin içerik-hedef ile ilgili beklentileri olumlu olmuĢtur. Tezhip sanatı eğitimi için öngörülen bir yıllık eğitim süresinin yetersiz olduğu saptanmıĢtır. Kursiyerlerin öğretim ortamının araç- gereç donanımının yetersiz ve uygun özelliklere sahip olmadığı görülmüĢtür. Kursta görevli öğretmenlerin nitelikli olduğu ve öğretim yöntemlerinin uygun olduğu belirtilmiĢtir. Kullanılan malzemelerin yetersiz, yetkililerin desteğinin az olduğu görülmüĢtür. Tezhip sanatı eğitimine katılanların desteklenmesi ve eğitimin yaygınlaĢtırılması gerektiği görülmüĢtür.

Bilim Kodu : -

Anahtar Kelimeler : Tezhip Sanatı, Halk Eğitim Merkezi, Kursiyer Sayfa Adedi : 90

DanıĢman : Yrd. Doç. Hatice DOĞRUOL

(8)

THE PARTICIPANT’S VIEWS ABOUT ILLUMINATION COURSES

IN PUPLIC EDUCATION CENTERS (ISPARTA PROVĠNCE

EXAMPLE)

(M. Sc. Thesis)

Havva SENKAYA

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

November 2014

ABSTRACT

The aim of this research is to indicate the options of the participants who trained in the art of illumination. The working group of research is the trainees who have illumination art education in Isparta Directorate of Adult Education Center and Evening Art School. The information gathering form has been created rating scale for data acquisition. In reseach paper and received opinion of trainees about the content-period, goals, views on teaching methods and teacher, teaching environment, the assessments and any additional demands on the ideas. The arithmetic mean, standard deviation, frequency and percent have used for analysis of data. In conclusion, the trainees who have the illumination art education their expectations about the content-period and goal is pozitif. Trainibg ins the art of illumination provided for a one year training period was found to be insufficient. Trainees' teaching environment and convenient features of the teaching devices have insufficient equipment was observed. In the course of the qualified teachers and teaching methods that are said to be suitable. Failure of the materials used and the authorities of the support are found to be less. Giving a support to them who attend the education of the illumination art and the necessities of education are seen.

Science Code : -

Key Words : Art of illumination, Puplic education center, Trainees

Page Number : 90

Supervisor : Assist. Prof. Hatice DOĞRUOL

(9)

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa

ÖZ ... vi

ABSTRACT ... vii

ĠÇĠNDEKĠLER ... viii

TABLOLAR LĠSTESĠ ... xii

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xiii

BÖLÜM I

.

GĠRĠġ

... 1 1.1. Problem Durumu ... 1 1.1.1. Problem ... 5 1.2. Amaç ... 5 1.2.1. Alt Amaçlar ... 5 1.3. AraĢtırmanın Önemi ... 6 1.4. Varsayımlar ... 6 1.5. AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 6 1.6. Tanımlar ... 6

BÖLÜM II

.

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

... 9

2.1. YetiĢkin Eğitimi, Yaygın Eğitim ve Halk Eğitimi ... 9

2.2. Halk Eğitimi ... 10

2.2.1. Halk Eğitimin Tanımı ve Önemi ... 10

2.2.2. Halk Eğitimin Tarihsel GeliĢimi ... 11

2.2.3. Halk Eğitiminin Amaçları ve Görevleri ... 12

2.2.4. Halk Eğitiminin Ġlkeleri ... 13

2.2.5. Halk Eğitiminin ĠĢlevleri ... 13

2.2.6. Halk Eğitiminin Ġçeriği ... 13

2.2.7. Halk Eğitimi Faaliyetleri ... 14

2.2.8. Halk Eğitim Merkezlerindeki Ortam KoĢulları ... 17

(10)

Sayfa

2.3. Tezhip Sanatı ... 18

2.4. Türk Tezhip Sanatının Tarihçesi ... 18

2.5. Tezhibin Klasik Uygulama Alanları ... 20

2.5.1. Zahriye Tezhibi ... 20

2.5.2. Fihrist Tezhibi ... 21

2.5.3. Serlevha Tezhibi ... 21

2.5.4. BaĢlık Tezhibi ... 22

2.5.5. Ara BaĢlık ve Koltuk Tezhibi ... 23

2.5.6. Dibace (Mukaddime) ... 23

2.5.7. Hatime Tezhibi ... 24

2.5.8. Cetvel ... 24

2.5.9. Beynessutur ... 24

2.5.10. Resimli Sayfa Tezhibi ... 24

2.5.11. Sayfa Kenarı Tezhibi ... 25

2.5.12. Bordür (Kenarsuyu, Ulama, Zencerek) ... 25

2.5.13. Durak (Vakfe) Tezhibi ... 26

2.5.14. KöĢebent ... 26

2.6. Tezhipte Kullanılan Motifler ... 27

2.6.1. Bitkisel Motifler ... 27

2.6.1.1. Yaprak ... 28

2.6.1.2. Sap Çıkması ... 29

2.6.1.3. Salyangoz (Helezoni) Motif ... 29

2.6.1.4. Hatayi ... 29

2.6.1.5. Penç ... 29

2.6.1.6. Goncagül ... 30

2.6.1.7. Yarı ÜslublaĢmıĢ Çiçekler ... 30

2.6.1.8. Natüralist Çiçekler ... 31 2.6.1.9. Ağaçlar ... 31 2.6.1.10. Meyveler ... 32 2.6.2. Hayvansal Motifler ... 32 2.6.3. Rumiler ... 33 2.6.4. Bulutlar ... 34 2.6.5. Geometrik Motifler ... 34

(11)

Sayfa

2.6.6. Çintemani ... 35

2.6.7. Münhani ... 36

2.6.8. Tığlar ... 36

2.7. Tezhip Sanatının Üslupları ... 37

2.7.1. Klasik Tezhip Tarzı ... 37

2.7.2. Halkari Tarzı ... 37

2.7.3. Rokoko Tarzı ... 39

2.7.4. Yeni Klasik Tezhip Üslubu ... 40

2.7.5. Sazyolu Üslubu ... 40

2.8. Tezhipte Kullanılan Formlar ... 40

2.8.1. ġemse ... 40 2.8.2. Kıt’a ... 41 2.8.3. Hilye-i ġerif ... 41 2.8.4. Murakkalar (Albümler) ... 42 2.8.5. Levhalar ... 42 2.8.6. Tuğra ... 42 2.8.7. Vakfiye Tezhibi ... 43

2.9. Tezhipte Kullanılan Malzemeler ... 43

2.9.1. Kağıtlar ... 43 2.9.2. Ahar (Aher) ... 43 2.9.3. Mühre ... 44 2.9.4. Altın ... 44 2.9.5. Boyalar ... 44 2.9.6. Murakka ... 45 2.9.7. Fırça ... 45

2.10. Tezhip Yapım Teknikleri ... 45

BÖLÜM III

.

YÖNTEM

... 47

3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 47

3.2. ÇalıĢma Grubu ... 47

3.3. Verilerin Toplanması ... 49

3.4. Ölçme Aracının GeliĢtirilmesi ... 49

(12)

Sayfa

BÖLÜM IV

.

BULGULAR ve YORUM

... 51

4.1. Tezhip Kursuna Katılan Kursiyerlerin Ġçerik-Hedef ve Süre Ġle Ġlgili GörüĢleri... 51

4.2. Tezhip Kursuna Katılan Kursiyerlerin Öğretim Yöntemleri Ġle Ġlgili GörüĢleri... 62

4.3. Tezhip Kursuna Katılan Kursiyerlerin Öğretim Ortamı Ġle Ġlgili GörüĢleri... 64

4.4. Tezhip Kursuna Katılan Kursiyerlerin Değerlendirme Ġle Ġlgili GörüĢleri... 66

4.5. Tezhip Kursuna Katılan Kursiyerlerin Bilgi Toplama Formunda Ek Olarak Belirttikleri Yazılı GörüĢleri ... 68

BÖLÜM V

.

SONUÇ ve TARTIġMA

... 71

5.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler ... 72

5.2. AraĢtırmalara Yönelik Öneriler ... 73

KAYNAKLAR ... 75

EKLER... 79

EK-1. KURSĠYER ANKET FORMU ... 80

EK-2. ARAġTIRMA ĠZNĠ BELGESĠ ... 87

EK-3. KURSĠYER ANKET ĠZNĠ ... 88

EK-4. ARAġTIRMA VE ARAġTIRMA DESTEĞĠNE YÖNELĠK ĠZĠN BELGESĠ ... 89

(13)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo Sayfa

Tablo 1. Kursiyerlerin kiĢisel bilgileri ... 48

Tablo 2. Ġçerik-hedef ve süre ile ilgili görüĢler ... 51

Tablo 3. Öğretim yöntemleri ile ilgili görüĢler ... 63

Tablo 4. Öğretim ortamı ile ilgili görüĢler ... 64

(14)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil Sayfa

ġekil 1. Tam sayfa zahriye tezhibi ... 21

ġekil 2. Zahriye çalıĢması ... 21

ġekil 3. Tam sayfa içinde Fatiha suresi ... 22

ġekil 4. Serlevha çalıĢması ... 22

ġekil 5. BaĢlık tezhibi ... 23

ġekil 6. Müfred‟lerin kare ve üçgen tezhipleri ... 23

ġekil 7. Hatime tezhibi ... 24

ġekil 8. Tam sayfa bölüm baĢı tezhibi ... 25

ġekil 9. ÇeĢitli nokta örnekleri... 26

ġekil 10. Hizb gülü, aĢr gülü, cüz gül ... 26

ġekil 11. Yazısız bir tam sayfa tezhibi. KöĢebentlerle Ģemse arası halkar ... 27

ġekil 12. Yaprak motif ... 28

ġekil 13. Hatai motif ... 29

ġekil 14. Sade ve katmerli muhtelif penç çeĢitleri ... 30

ġekil 15. ÇeĢitli Goncagül motifleri ... 30

ġekil 16. Kara Memi desenlerinden yarı üsluplaĢmıĢ çiçek kompozisyonları ... 30

ġekil 17. Natüralist çiçek çalıĢması ... 31

ġekil 18. Natüralist çiçek tasarımları ... 31

ġekil 19. Natüralist hayvan motifleri ... 32

ġekil 20. Simurg... 33

ġekil 21. Rumi ... 33

ġekil 22. Bulut ... 34

ġekil 23. Bulut motifi örnekleri ... 34

ġekil 24. Üçgen, kare, beĢgen, altıgen vb. çokgen geometrik formlar içerisinde Ģekilllendirilen dörtlü, beĢli, altılı, yedili, sekizli ve çok kollu yıldızların çizimleri ... 35

(15)

ġekil Sayfa

ġekil 26. Natüralist hayvan motifleri ... 36

ġekil 27. Münhani ... 36

ġekil 28. ÇeĢitli tığ örnekleri ... 37

ġekil 29. Tam sayfa BölümbaĢı tezhibi; etrafında halkar ... 38

ġekil 30. Çift baĢlık ve halkar ... 39

ġekil 31. Halkar çalıĢması... 39

ġekil 32. Sazyolu çalıĢması... 40

(16)

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Tezin bu bölümünde; problemin ne olduğuna, araĢtırmanın amacına, önemine, sınırlılıklarına, araĢtırmaya baĢlarken yapılan varsayımlara ve tezde geçen tanımların hangi anlamlarda kullanıldığına iliĢkin bilgilere yer verilmiĢtir.

1.1. Problem Durumu

“Ġnsan ruhunu besleyen, biçimlendiren, ona anlam ve önem kazandıran cevher, sanattır” (Üstün, 1994, s. 455). Ġnsanlık tarihinin her döneminde var olan olgudur. Sanat her dönemde farklı görünümleriyle ortaya çıkmıĢ ve ürünler sunmuĢtur. Bu doğal dürtü, değiĢik süsleme tarzlarıyla farklı sanat dallarının oluĢmasına sebep olmuĢtur. Süsleme sanatlarının içinde geleneğe bağlı tarihi bilinen en eski sanat dallarımızdan biri de tezhip sanatıdır.

Tezhip, küçük ebatlarda hassas bir Ģekilde yazma kitaplarda, murakka adı verilen yazı albümlerinde, ferman ve hüsn-i hat levhalarında boya ve altınla yapılan her türlü süsleme iĢidir. Tezhip sözcüğü, Arapça‟da„„zehep‟‟ altın anlamından gelir ve “altınlama” demektir. Tezhip sanatında, altının yanında kök boyaları ve maden oksitleri de kullanılmıĢtır. Tezhip sanatını yapana müzehhip, tezhipli esere de müzehhep denilir.

Tezhip sanatı, hüsn-i hat ve cilt sanatları ve bunlara bağlı diğer eski kitap sanatlarıyla birlikte; kitap sevgisi ve okuma hevesi uyandırmak, kitap toplama ve istinsah yoluyla kitap çoğaltmayı teĢvik etmesi yönünden, kitapçılık tarihimizde önemli bir yer iĢgal eder (Binark, 1975, s. 25).

Vazgeçilmez estetik değeri olan tezhip, yüzyılları aĢan bir geçmiĢe sahiptir. Cilt sanatlarına ahenk ve güzellik kazandıran bu sanat önemli kiĢilerin ve devlet büyüklerinin kütüphanelerinde, baĢta dini kitapları, tarihi, divanları, tuğraları, mesnevileri, edebi el

(17)

yazması kitapları, güzel yazı levhaları, ve murakkaa yani güzel yazı albümlerini süsleyen bir sanattır.

Bu tezhip sanatı yüzyıllar boyu süregelen akıcılığı ve canlılığıyla günümüze gelmiĢtir. Geçen zaman içinde yok olmayan güzelliği, kalitesi ve cazibesiyle bugün de kendisine kuvvetle ihtiyaç hissettiren bu seçkin sanat dallarımızın yerinin kesinlikle belirlenmesi ve bu konuda uygulamalar yapılması gerekir.

Türk tezhip sanatı köklü bir geçmiĢe sahiptir. Tarih boyunca evrensel nitelik kazanarak zirvelere çıkmıĢ bazen de diğer sanatlarla etkileĢimler göstererek farklı arayıĢlara girmiĢ zaman zaman da gerilemeler göstermiĢtir.

Türk el sanatlarının sorunları günümüzde kaybolduğu ve kaybolmaya yüz tutmuĢ olması, el emeğine dayalı üretimlerde yeni gereksinimler için, Geleneksel Türk el sanatlarından yararlanılacak yerde, hızlı bir arabeskleĢme içinde, taklide katkıda bulunarak kültürel birikime sırt çevrilmesiyle baĢlamaktadır.

Geleneksel Türk el sanatları kültür varlığı olarak korunmalı, gelecek kuĢaklara miras bırakılmalı ve yaĢatılmalıdır. Günümüzde bu kültürel mirası gelecek kuĢaklara aktarma adına bir dönemin Türk toplumuna özgü motif ve desenlerinden taklitlerle geleneksel Türk sanatları adına asılsız ve zevksiz ürünler oluĢturulması yapılan yanlıĢlardandır.

Türk el sanatlarının gelecek kuĢaklara bozulmadan aktarılabilmesi, tanıtılması, bakım ve onarım korunmasına yönelik çalıĢmalar yapılmaktadır. Geleneksel Türk el sanatlarını yaĢatmayı, özelliklerini bozmadan geniĢ çapta üretmeye yönelik olarak Güzel Sanatlar Fakültelerinin yanında Halk Eğitim Merkezlerinin de çalıĢmaları bulunmaktadır. Halk Eğitim Merkezlerinde verilen el sanatları kursları bu duruma örnek oluĢturmaktadır.

Bir toplumda üyelerin yaĢamını daha iyi bir Ģekilde sürdürmesi ve toplumsal yapı içerisinde üzerine düĢen görevleri yerine getirmesi için, bu konuda bireye verilecek eğitime bağlıdır. Genelde “eğitim” , “öğretim” denilince, pek çok kimsenin aklına çocuk ve gençler ile okullar gelmektedir.

Öğrenmenin sadece okul dönemi ile sınırlı olmadığı çağımızın bir gereğidir. Okul dıĢı eğitimin, yani hayat boyu eğitimin gittikçe yaygınlaĢtığını ve önem kazandığı bilinmektedir. Örgün eğitim kurumları dıĢında ve yanında düzenlenen ve büyük halk kitlelerine götürülecek genel ifadesiyle yaygın eğitim faaliyetleri Halk Eğitimi Merkezlerince yerine getirilmektedir (Duran, 1999, s. 32).

(18)

Yaygın Eğitim; Örgün eğitim sistemine hiç girmemiĢ ya da herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden çıkmıĢ fertlere, gerekli bilgi, beceri, ve davranıĢları kazandırmak için örgün eğitimin yanında veya dıĢında onların; ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve geliĢmelerini sağlayıcı nitelikte, çeĢitli süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim-üretim-rehberlik ve uygulama faaliyetlerinin tümüdür (Duran, 1999, s. 32).

Bu merkezlerde düzenlenen eğitim faaliyetleri Ģu baĢlıklar altında incelenebilir.

a. Yaygın Mesleki Eğitim faaliyetleri (meslek kursları) b. Sosyal kültürel kurslar

c. Okuma yazma kursları

d. Sosyal kültürel uygulamalar (Çıraklık ve Yaygın, 1992, s.119).

Günümüzde Halk Eğitiminin eğitim sistemi içerisindeki konumu, eskisine göre çok farklıdır. Uygulamalara tam olarak yansımamıĢ olmakla birlikte, geliĢmiĢ veya geliĢmekte olan hemen her ülkede halk eğitimi eğitimin alt sisteminin alt sistemi olarak kabul edilmekte, toplumun ve bireylerin eğitim gereksinimlerini karĢılama giriĢimlerinin halk eğitimi alanında yaygınlaĢtığı; yetiĢkin nüfusa, ulusal düzeyde düzenlenmiĢ ve desteklenmiĢ halk eğitimi hizmetleri sunulmasının, toplumsal ve ekonomik olduğu kadar, kültürel nedenlerle de ulusal politikalarının temel bir parçası haline geldiği, bu anlayıĢın giderek hızla yaygınlaĢtığı gözlenmektedir. Çünkü günümüzde, kitle iletiĢim araçlarının ve uluslararası kuruluĢların aracılığı ile, çeĢitli ülkelerde, eğitim uygulamalarından elde edilen bilgi deneyim birikimi bir ülkeden diğerine hızla yayılmakta; bunun sonucu olarak çeĢitli yeni fikirler, değiĢimler, sorunlar, çözümler, özlemler ülkeler arasında geniĢ ölçüde paylaĢılır nitelik almaktadır (Celep,1993, s. 2-3).

Halk Eğitimi; zorunlu öğrenim çağının dıĢına çıkmıĢ ve asıl uğraĢısı okula gitmek olmayan bireylerin yaĢamlarının herhangi bir kademesinde duyacakları öğrenme gereksinimlerini ve ilgilerini doyurmak üzere özellikle düzenlenen etkinlikler ya da programdan oluĢan bir süreçtir (Celep, 1993, s. 6-7).

Halk Eğitim faaliyetlerinin kursiyer ve öğrencilere kazanımları;

1. Mesleğin ait olduğu alandaki temel bilgi ve becerileri kazanabilecektir. 2. Alanın gerektirdiği temel yeterliliklere sahip olabilecektir.

3. Mesleğin gerektirdiği iĢleri yapabilecektir.

(19)

5. Öğrenci/Kursiyer merkezli daha aktif ve kendi hızına göre öğrenme tanıyan kazanımlar sahip olabilecektir (MEB, 2009).

Bugünkü anlamda, bilinçli bir halk eğitimi Selçuklu ve Osmanlı Türklerinde görülmektedir. Halk Eğitimi hareketi Selçukluların ve Osmanlıların yükselme devirlerinde teĢkilat ve sistem olarak en üst seviyesine ulaĢmıĢtır. Ancak bu sayede; Anadolu ve Trakya‟nın TürkleĢmesi, devlet ve memleket idaresinin yerleĢmesi ve sosyal yapının oluĢması mümkün olmuĢtur. Bu devletlerin gerileme devrinde ise, halk eğitimi toplum düzeninde etkili bir sistem olmaktan çıkmıĢ, teĢkilat dağılmıĢ, ilgili kuruluĢları bozulmuĢtur. Bunun sonucu olarak; devletin toplumsal, kültürel ve idari düzeni sarsılmıĢ ve bu durum yıkılıĢ hızlandırıcı bir etken olarak ortaya çıkmıĢtır. Ancak cumhuriyet yönetimiyle birlikte, bütün hizmetler gibi eğitim, özellikle halk eğitimi de yeniden ele alınmıĢ, düzenlenmiĢ ve bugünkü görünümünü kazanmıĢtır (Halil, 1975, s. 36 ).

Türkiye‟de hemen hemen bütün illerde ve ilçelerinde Halk Eğitim Merkezleri bulunmaktadır. Halk Eğitim Merkezleri tarafından düzenlenen sosyal kültürel ve mesleki teknik kursları adı altında açılan kurslarla eğitimler verilmektedir. Halk Eğitim Merkezlerinde el sanatları kursları ile gelenekselliği bozmadan yaĢatılması amaçlanmıĢ olan tezhip kursları verilmektedir.

Ġlgili araĢtırmalarda Akın (2005) „„ Halk Eğitim Merkezlerinde verilen el sanatları kurslarının öğretmen ve kursiyer görüĢlerine göre değerlendirilmesi‟‟ adlı yüksek lisans tezinde bu araĢtırmada, Halk Eğitim Merkezlerinde verilen el sanatları kurslarının öğretmen ve kursiyer görüĢlerine göre değerlendirilmesi için, bu kurumlarda görev yapan yöneticiler ve öğretmenlerin yeterlilikleri, kurs programları, öğrenim ortamının ve donanımın yeterliliği ile ilgili soruları içeren anketler, öğretmen ve kursiyerlere uygulanmıĢtır. Halk Eğitim Merkezleri amaçları içerisinde bireylerin boĢ zamanlarının değerlendirilmesinin yanı sıra onlara meslek edindirme ve üretici konuma getirmekte bulunmaktadır. Halk Eğitim Merkezlerinde verilen el sanatları kurslarına devam eden öğrenciler kurs öğretmenlerini çok yeterli, yöneticilerini ise az yeterli görmektedirler. Halk Eğitimlerin devamlılığı açısından ilgi ve ihtiyaç doğrultusunda bu merkezleri geliĢtirmek ve verilen eğitimin kalitesini yükseltmek amaçlı öneriler geliĢtirilmiĢtir.

Arslan (2001) „„Halk Eğitim merkezlerinde sanat eğitimi ve bir program önerisi ‟‟adlı yüksek lisans tezinde Bilimsel ve teknik ilerlemeler sonucunda ortaya çıkan değiĢimleri geniĢ kitlelere yayabilme yetisine sahip olan Halk Eğitim Merkezlerinde; yönetmelik ve müfredat programlarında yer almasına rağmen, sanat eğitimine gereken

(20)

önem verilmemektedir. Bu araĢtırmayla Halk Eğitim Merkezlerinde sanat eğitiminin durumu incelenmiĢ, yeter ve yetersizlikleriyle yapılması gerekenler ortaya konmuĢtur. ÇeĢitli kaynaklardan elde edilen bilgiler ıĢığında eğitim, sanat eğitimi ile halk eğitimi arasında bulunan ve olması gereken iliĢkiler irdelenmiĢtir. ÇalıĢma; Ankara‟daki bazı Halk Eğitim merkezleri, devlet destekli sanat kursları ve özel sanat galerilerinde yapılan inceleme, araĢtırma ve sonuçlarına göre oluĢturulan grafiklerde, bu üç ayrı kuruluĢ kursiyerlerinin yaĢ- meslek ve eğitim durumları karĢılaĢtırılmıĢ, bunların tercih edilen kurs çeĢidine göre değiĢkenlik oranları saptanmıĢtır. Yapılan karĢılıklı görüĢmeler ve anketler sonucunda büyük çoğunluğun Halk Eğitim Merkezlerinde sanat eğitiminin verilmesi gerektiği düĢündüğü ortaya çıkmıĢtır. ÇalıĢma sonuçta, Halk Eğitim Merkezleri tarafından uygulamaya yönelik hazırlanacak nitelikli ve kaliteli sanat eğitimi programları ile; özgüvenleri geliĢmiĢ, çağdaĢ, yeniliklere açık, sağlıklı ruh- beden ve iyi ahlak yapısına sahip, estetik ve biçim anlayıĢı oluĢmuĢ, çevresine duyarlı yetkin bireyler yetiĢtirileceğini ortaya koymuĢtur.

Bu çalıĢmalarda Halk Eğitim Merkezlerinde eğitime yönelik araĢtırmalar için de mevcut tezhip eğitimi, niteliği ve kursiyerlerin bu konudaki görüĢleri ile ilgili değerlendirmeye rastlanılmamıĢtır. Bu yolla mevcut durumun saptanması ve eğitimle ilgili görüĢlerinin belirlenmesi alanla ilgili eğitim programı geliĢtirme çalıĢmaları, el sanatlarının geliĢtirilmesi ve yaĢatılması adına önemlidir.

1.1.1. Problem

Bu araĢtırmanın problem cümlesini „„Halk Eğitim Merkezleri‟ndeki Tezhip Kurslarına iliĢkin katılımcı görüĢleri” oluĢturmaktadır.

1.2. Amaç

Bu araĢtırmada genel amaç; Halk Eğitim Merkezlerindeki tezhip kurslarına iliĢkin katılımcı görüĢlerinin belirlenmesidir. Bu genel amaç doğrultusunda aĢağıdaki alt amaçlara ulaĢılmaya çalıĢılmıĢtır.

1.2.1. Alt Amaçlar

(21)

b. Tezhip kursuna katılan kursiyerlerin öğretim yöntemleri ile ilgili görüĢleri nelerdir? c. Tezhip kursuna katılan kursiyerlerin öğretim ortamı ile ilgili görüĢleri nelerdir? d. Tezhip kursuna katılan kursiyerlerin değerlendirme ile ilgili görüĢleri nelerdir?

1.3. AraĢtırmanın Önemi

AraĢtırma ile toplanacak verilerin özellikle;

1. Halk eğitim merkezlerindeki tezhip kurslarına yönelik var olan durumu ve sorunları belirleyeceği ve bu yöndeki diğer olası sorunlara ıĢık tutacağı,

2. Halk eğitim merkezleri ve tezhip konusu üzerinde düĢünme, tartıĢma, yeni araĢtırma olanakları yaratacağı,

3. Tezhip ile ilgili programlarının geliĢtirilmesi ve ilgili kaynak kitapların hazırlanmasına ıĢık tutacağı,

4. AraĢtırma sonucunda elde edilecek bulguların bu konuda yapılacak diğer araĢtırmalara da yardımcı olacağı umulmaktadır.

1.4. Varsayımlar

1. AraĢtırmada görüĢlerine baĢvurulan kursiyerlerin bilgi toplama formunu içtenlikle yanıtlayarak gerçeği yansıttıkları düĢünülmüĢtür.

2. Bilgi toplama formunun kapsam geçerliliği için uzman görüĢlerine baĢvurulması yeterli sayılmıĢtır.

1.5. AraĢtırmanın Sınırlılıkları

AraĢtırmanın sınırlılıkları Ģunlardır:

1. Bu araĢtırma Isparta Halk Eğitim Merkezlerinde Tezhip kursuna katılan 32 kursiyerler ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Halk Eğitimi: Asıl iĢi okula gitmek olmayan, hayatta sorumluluk almıĢ veya alma durumunda bulunan her öğrenim ve seviye ve kademsindeki fert ve toplumlara, ihtiyaçlara dayalı programlar halinde uygulanan, onların milli ve insani duygularının geliĢmesine ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ilerlemelerine yardım eden planlı, sistemli ve

(22)

sürekli bir Ģekilde yürütülen okul dıĢı eğitim öğretim ve rehberlik faaliyeti olarak tanımlanmıĢtır (Kurt, 2000, s. 5).

Kağıt: Bitkisel maddelerin hamur haline getirildikten sonra yufka gibi açılarak kurutulmasıyla elde edilen ince yaprak (Özen, 1985, s. 31).

Kompozisyon: Bir sanat eserinde kurallara dayalı ve estetik anlamlı düzen kurma (Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s. 299).

Kursiyer: Bilgi ve becerileri kısa sürede eğitim amaçlı alan ya da almıĢ olan öğrenciler. Müzehheb: Eski yazmaların tezhipli olanlarına verilen addır (Özen, 1985, s. 52). Müzehhib: Tezhip yapan sanatkar (Özen, 1985, s. 52).

Stilize: Karakteri kaybolmadan basitleĢtirilerek tezyini ve Ģematik hale sokulmuĢ biçim ya da motif üslublandırılmıĢ (Özen, 1985, s. 64).

Tezhip: Yazma kitaplarla murakkalarda, boya ve altın tozu ile yapılan her türlü süsleme iĢlemine denir (Özen, 1985, s. 70).

Tezyinat: Süsleme, bezeme (Özen, 1985, s. 71).

Tezhip kursu: Resmi ve özel kuruluĢlarca ilgililere tezhip sanatı konusunda bilgi ve beceri kazandırmak amacıyla düzenlenen ve kısa süreli derslere dayanan eğitim etkinliklerine verilen isimdir.

Yaygın eğitim: Örgün eğitim sistemine hiç girmemiĢ ya da herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden çıkmıĢ fertlere, gerekli bilgi, beceri, ve davranıĢları kazandırmak için örgün eğitimin yanında veya dıĢında onların; ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve geliĢmelerini sağlayıcı nitelikte, çeĢitli süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim-üretim-rehberlik ve uygulama faaliyetlerinin tümüdür (Duran, 1999, s.32).

(23)
(24)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. YetiĢkin Eğitimi, Yaygın Eğitim ve Halk Eğitimi

YetiĢkin Eğitimi: OECD‟ ye göre yetiĢkin eğitimi; “zorunlu öğrenim çağının dıĢına

çıkmıĢ ve asıl uğraĢısı artık okula gitmek olmayanların, yaĢamlarının herhangi bir aĢamasında duyacakları öğrenme gereksinimlerini ve ilgilerini tatmin etmek üzere özellikle düzenlenen programları kapsar (Okçabol,1996, s. 6-8).

Bu eğitim faaliyetlerinin farklı tür ve düzeylerdeki örgün ve yaygın programlar kapsamında yürütülebildiği; rastlantısal değil, düzenli eğitim süreçlerini içerdiği; eğitim süreci sonunda hem kiĢisel geliĢmenin, hem de toplumsal, ekonomik ve kültürel geliĢmeye katılmanın amaçlandığı söylenebilir (Tekin, 1988,s. 26-28).

Yaygın Eğitim: Eğitim faaliyetlerine hiç girmemiĢ veya herhangi bir seviyesinde olan ya

da ayrılmıĢ bireylere bilgi, beceri ve davranıĢları benimsetmek için örgün eğitim yanında veya dıĢında bireylerin talep ve yeteneklerine göre ekonomik toplumsal ve kültürel geliĢimlerini sağlamak için yaĢam boyu yapılan eğitim, öğretim, üretim, rehberlik ve uygulama faaliyetleridir.

Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında veya dıĢında düzenlenen formal eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsar. Yaygın eğitimde belli bir yaĢ sınırı yoktur. Her yaĢ grubu için (çocuk, genç, yetiĢkin) yaygın eğitim faaliyetleri düzenlenebilir (Yapıcı, 2003, s.3). Yaygın eğitim, kitle eğitimi, yetiĢkin eğitimi, halk eğitimi, sosyal eğitim, okul dıĢı eğitim olarak ta bilinmektedir. Bireyin yetenek ve davranıĢlarını geliĢtirmeyi amaç edinmiĢtir.

(25)

2.2. Halk Eğitimi

2.2.1. Halk Eğitimin Tanımı ve Önemi

Bir toplumun, üyelerini toplumsal beklentiler doğrultusunda bireyin yaĢamını daha iyi koĢullarda sürdürmesi için bireye bu konuda verilecek eğitime bağlıdır. Bireylerin toplumsal güvenliklerini ve ekonomik verimliliklerini arttırmak, değiĢen ve geliĢen topluma uyumları için eğitim verilir.

“Kitle Eğitimi”, “yetiĢkinler eğitimi”, “yığın eğitimi”, „‟toplum eğitimi”, “temel eğitim”, “sosyal eğitim”, “yaygın eğitim” ve benzeri adlar altında giriĢilen halk eğitimi, yetiĢkinlere ve okul dıĢındakilere yönelmiĢ düzenli, dizgeli ve örgütlü bir eğitim sürecidir (Geray, 2002, s. 3).

Halk eğitimi, asıl iĢi okula gitmek olmayan bireylere sunulan, ihtiyacına yönelik belirli programlar halinde uygulanan sosyal ve kültürel alanlarda ilerlemelerine yardım eden planlı, sistemli ve sürekli bir Ģekilde yürütülen okul dıĢı eğitim faaliyetleridir. Halk eğitimin bireyleri cinsiyet, yaĢ, akıl, eğitim düzeyi gözetmeksizin her türlü kesimden köylü Ģehirli, iĢçi iĢveren, öğrenci, ev kadını, esnaf gibi farklı meslek dallarının bir arada bulunduğu geniĢ kitleleri içerisinde barındırır. Kısaca, Halk eğitimi okul eğitiminden yararlanamayan bireylere bilgi, beceri ve alıĢkanlıkları kazandırmaya yönelik kısa ve uzun süreli planlarla halk eğitimi belli amaçlara yönelmiĢ ve yaĢam boyu devam eden sürekli eğitimdir.

Günümüzde bilim ve teknolojideki hızlı geliĢmeler, toplumun ekonomik kültürel, siyasal, toplumsal yapısında değiĢmelere neden olmaktadır. Örgün eğitim belli bir yaĢa kadar aktarıldığı için, bu değiĢikliklerden yararlanamayan bireylere örgün eğitim sonrası verilen eğitimle eksiklikleri giderilmektedir. Bunun için halk eğitiminin eğitim sistemi içerisindeki önemi artmıĢtır.

“Bütün bu nedenlerle, toplumların, örgütlerin, iĢletmelerin ve bireylerin çevrelerinde ki hızlı değiĢmelere uyum sağlayabilmeleri, değiĢimlerin olumsuz etkilerinden korunabilmeleri için iĢlevsel ve dinamik halk eğitimi hizmetlerine olan gereksinim ve halk eğitiminin önemi giderek artmaktadır” (Celep, 1993, s.6).

(26)

2.2.2. Halk Eğitimin Tarihsel GeliĢimi

“Bu günkü anlamda bilinçli ve sistemli halk eğitimi Selçuklu ve Osmanlılarda görülmektedir” (Kılıç, 1981, s. 110).

Selçuklularda ve Osmanlılarda Halk Eğitimi

Selçuklu ve Osmanlılarda halk eğitimi yapan kuruluĢlar medreseler, ahiler, loncalar, ordu terbiye ocaklarıdır.

Medreselerde, ders programlarında dini esas alarak, kendilerine bağlı kitaplıklar, bakım evleri, hastaneler aracılığıyla halka eğitim vermektedir (Celep, 1993, s. 78).

Ahilerde yardıma muhtaç kiĢilere yardım etme esastır. Selçuklular tarafından kurulmuĢ Osmanlı döneminde ise en üst düzeye ulaĢmıĢtır (Kılıç, 1981, s. 111). Osmanlı devletinin yükselme devrinde ahilik, hayırsever esnaf kurumları halinde ve eğitime ağırlık verme suretiyle devam etmiĢtir (Halil, 1975, s. 38).

Loncalar 18. yüzyıldan itibaren ahilik örgütünün yerini alan loncalar esnaf arasında birlik ve dayanıĢmayı sağlama iĢlevleri yanında ticaret ahlakını koruyan, çırak, kalfa, usta yetiĢtiren, onlara iĢ yeri açan, bir eğitim kuruluĢu kimliğini de kazanmıĢtır (Celep, 1993, s.79).

Terbiye ocakları ise Türklerin Anadolu‟ya yerleĢme ve yurt edinme faaliyetlerine yardımcı olmak amacıyla TERBĠYE OCAĞI adı ile halk eğitim kurumu açılmıĢtır (Kılıç, 1981, s. 112).

Cumhuriyet Dönemi Halk Eğitimi

1923‟te valilerden dönemin Milli Eğitim Bakanı Ġsmail Safa Milli Eğitim görevleri yanında Halk Eğitim faaliyetlerine de önem vermelerini istemiĢtir.

1924 Eğitimin birleĢtirilmesi (Tevhidi Tedrisat) yasası ile dini eğitim veren kurumları Milli Eğitim Bakanlığına bağlamıĢtır.

1926 Eğitim örgütüne iliĢkin yasada özel kurumların halk eğitimiyle ilgilenmesi amaçlanmıĢtır.

(27)

1927 Eğitim imkanı bulmuĢ yada yarıda bırakmıĢ bireylere temel yurttaĢlık eğitimi vermek için Halk derslikleri kurulmuĢtur.

1928 Harf devrimi ile Latin kökenli yeni Türk abc‟si kabul edildi. Okuma yazma seferberliği baĢlatılmıĢtır.

1928 Millet Mektepleri açılmıĢtır. Köylerde 12-45, kentlerde 16-45 yaĢ aralığındaki bireylere okuma-yazma eğitimi almaları zorunlu yapılmıĢtır.

1928 Halk Eğitimi görevi AkĢam Erkek Sanat ve AkĢam Ticaret Okullarına verilmiĢtir. 1932 Halk Evleri kurslar, kitaplık, yayım, köycülük, din, tarih, müze, spor, temsil, güzel sanatlar gibi kursları vermekteydi.

1936 Köy Eğitmen Kursları ve 1942 Köy Enstitüleri köy eğitmenlerine okul görevleri yanında halk eğitimi görevi de vermiĢlerdir.

1959-1975 Türk Silahlı Kuvvetleri erlere okuma-yazma öğretmek için Er Okuma-Yazma Okulları açılmıĢtır.

1960 Halkın okul dıĢı eğitim ihtiyaçlarını karĢılamak için Halk Eğitim Genel Müdürlüğü kurulmuĢtu.

1981 Okuma yazma bilmeyen her bireyi okur-yazar hale getirmek için okuma yazma seferberliği baĢlatılmıĢtır.

1983 Yaygın Eğitim genel müdürlüğünün adı çıraklık ve yaygın eğitim genel müdürlüğüne çevrilmiĢtir

(http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Halk_E%C4%9Fitim_Tarihi?veaction=edit).

2.2.3. Halk Eğitiminin Amaçları ve Görevleri

Halk eğitiminin amacı hiç eğitim almamıĢ herhangi bir eğitim kademesinde bulunan veya bulanamayan bireylere eğitim imkanı sağlamaktır. Atatürk ilkelerine bağlı bilimsel özgür düĢünme imkanı sunmak, ulusal kültür değerlerini korumak, geliĢtirmek ve yaygınlaĢtırmaktır. YaĢamı boyunca eğitimli ve tutumlu tüketici bireyler kazandırmaktır. Sosyal ve kültürel etkinliklerle bilinçli eğitim çalıĢmaları yapmaktır. ÇeĢitli meslek dallarında eğitimli bireyler yetiĢtirmek, kırsal kesimden kente göç eden bireylerin bulunduğu topluluğa uyumunu sağlamaktır.

(28)

Halk eğitimin görevleri ise toplumsal değiĢmeyle birlikte bireylere yeni kültürel değerleri kazandırır. Düzenin sürekliliğini sağlayıcı kültürel birikimi yeni kuĢaklara aktarır. Halk Eğitime, ülkenin gereksinim duyduğu çeĢitli nitelikteki insan gücünü yetiĢtirmek ve ulusun genel kültür düzeyini artırmak görevi verilmiĢtir.

2.2.4. Halk Eğitiminin Ġlkeleri

VII. Milli eğitim Ģurasında tespit edilen baĢlıca halk eğitimin ilkeleri; Milli varlığımızı tutucu, koruyucu; Milli birlik ruhunu geliĢtirici ve milli savunma gücümüzü arttırıcı olmalıdır. ÇalıĢma yöntemlerinde ve bütün davranıĢlarda ülkücülük, gerçekçilik ve bilimcilik esas olmalıdır. ÇalıĢmalarda baĢlangıç noktası halkın ihtiyacı ve isteği olmalı, mümkün olduğu kadar kararı kendileri vermelidir. Gerektiğinde halkın kendi ihtiyaçlarını sezmesine yardım edilmelidir. Planlama ve uygulama, ön inceleme, araĢtırma ve denemelere dayanmalıdır. ÇalıĢmalarda halk, fert ve topluluk olarak, teĢebbüsü ele almalı, devlet uyarıcı, yol gösterici ve destekleyici durumda bulunmalıdır. Acele çözüm bekleyen verimi az masrafla ve kısa zamanda alınacak olan, baĢka çalıĢmalara basamak teĢkil eden iĢlere öncelik verilmedir. Planlama ve uygulamada, kısa zamana çok iĢ sıkıĢtırılması esas olmalıdır. ÇalıĢmalar söze değil iĢe dayanmalıdır. Mahalli öncülerden faydalanılmalı, öncü olabilecek kimseler arınıp bulunmalı ve yetiĢmelerine yardım edilmelidir. Halkta mevcut bilgi, tecrübe ve değerler çalıĢmalara baĢlangıç olmalıdır. ÇalıĢmaların halkı faydalandırıcı ve ilerletici olmasına dikkat edilmelidir. Eğitilen halkın çalıĢmaların değerini ve kendisine sağladığı faydaları anlamasına yardım edilmelidir. ÇalıĢmalar devamlı olarak ve yapıcı bir davranıĢla denetlenmeli, değerlendirilmeli ve geliĢtirilmelidir. BaĢarılı deneme ve çalıĢma sonuçları, birer örnek olarak yurt ölçüsünde yayımlanmalıdır. ĠĢler, resmi ve özel örgüt küme ve topluluklarla kiĢiler arasında rasyonel bir Ģekilde bölünmeli; resmi örgütlerin hem kendi aralarında hem de özel örgütler ve halk ile iĢ birliği yapmaları sağlanmalıdır. Genel plan yanında bölgesel ve yerel ihtiyaca uygun planlarda yapılmalıdır. Bölgesel ve yerel planları ilgili halk ve kuruluĢlar yapmalı halk eğitimcisi uzmanlar bu planların hazırlanmasına yardım etmelidir. ÇalıĢmalarda karĢılıklı dayanıĢma ve sevgi esas olmalıdır. ÇalıĢmalar bütün millete mal edilmelidir. Bu yönde resmi ve özel bütün kurum ve varlıklardan faydalanılmalıdır. ÇalıĢmaların particilik çalıĢmaları dıĢında tutulması esas olmalıdır. ĠĢler esas itibariyle, mahalli ilgili kiĢilerin maddi ve manevi imkanlarıyla yürütülmeli; gerektiğinde devletçe desteklenmelidir ( MEB‟den aktaran Erkan, 1975, s. 16-17).

2.2.5. Halk Eğitiminin ĠĢlevleri

Örgün eğitim süresince elde edilemeyen mesleki bilgi, beceri ve kazanımlarını kiĢisel geliĢimi, bireysel ve toplumsal sorunların çözümüne yönelik yeni giriĢimlerde bulunmalarını sağlamak halk eğitiminin iĢlevlerindendir.

2.2.6. Halk Eğitiminin Ġçeriği

Halk eğitiminin içeriğini Okuma-yazma öğretimi ve temel eğitim, genel kültür kazandırma, öğretim kurumlarına hazırlama ve akademik halk eğitimi, demokrasi eğitimi, aile yönetimi, çevre ve iĢ iliĢkilerini düzenleme, mesleki halk eğitimi, halk eğitim kültür programları, güzel sanatlar eğitimi, sosyal hizmetler eğitimi, toplum eğitimi yer almaktadır. (Kılıç, 1981, s. 13-15).

(29)

2.2.7. Halk Eğitimi Faaliyetleri

Günümüzde okul dıĢı eğitimin, yani hayat boyu eğitimin gittikçe yaygınlaĢtığı ve önem kazandığı görülmektedir. Örgün eğitiminin dıĢında ve yanında düzenlenen etkinlikler yaygın eğitimi faaliyetleri halk eğitimi merkezlerince yapılmaktadır.

MEB Mevzuatının Halk eğitimi faaliyetlerinin yönergesinde Ģunlar bulunmaktadır (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/2645_0.html).

- Kursa Kayıt, Kabul, Devam, Devamsızlık

1. Kurslara kayıt, kursiyerin kimlik belgesinin ibrazı ile T.C. kimlik numarası üzerinden yapılır. Kursun özelliğine göre gerektiğinde öğrenim belgesi ve sağlık raporu istenir. Kurslara devam etmek isteyen yabancılar için ĠçiĢleri Bakanlığınca verilen yabancılar kimlik numarası esas alınır. Kurslara kayıt iĢlemi kurs açma onayının alınması ile sona erer. Kursiyer listesi kurs açma onay çizelgesi ekinde sunulur.

2. Bir kursu baĢarı ile tamamlayan kursiyerlerden yeni açılan aynı tür ve seviyedeki bir kursa katılanlar bu haktan en fazla iki kez yararlandırılırlar.

3. Spor, müzik ve gösteri sanatları alanı altında düzenlenen kurslara paralel olarak oluĢturulan grup, ekip, takım ve benzeri sosyal etkinlikler, kulüp faaliyetleri kapsamında gerçekleĢtirilebilir. Bu faaliyetler, Yönetmeliğin 33 üncü maddesinin 7 nci fıkrası kapsamında değerlendirilmez.

4. Modüler öğretim programlarının uygulandığı kurslarda, kursiyerler baĢarılı oldukları modüllerden muaf tutulur.

Buna göre;

a) Modüler öğretim programı uygulanan bir kursa devam eden kursiyer, kurs programının modüllerini tamamlamadan ayrıldığında daha sonra aynı kurs programını tamamlamak istediği takdirde eksik modüllerini tamamlayarak kursu bitirebilirler.

b) Modüler öğretim programı uygulanan bir kursu tamamlayan kursiyer, bir baĢka modüler kurs programına baĢladığında daha önceki aldığı kurs programı içerisinde yer alan aynı modüllerden muaf tutulur. Bu kursiyerler, kursun grup sayısı içerisinde gösterilir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/2645_0.html).

- BaĢvuru ve ġartları

1. BaĢvuru; e-yaygın sistemi üzerinden tüm merkez müdürlüklerine yapılır. Ayrıca doğrudan baĢvuru da kabul edilir. BaĢvurular, merkez müdürlükleri tarafından Ġl Hayat Boyu Öğrenme Koordinasyon ve Bilgi Birimlerine ulaĢtırılır.

2. Bireysel öğrenmelerin doğrudan ölçülerek değerlendirilmesi için baĢvuruda bulunanlardan kurs programlarında farklı bir Ģart belirtilmediği takdirde en az zorunlu ilköğretim çağı dıĢında ve en az ilkokul/ilköğretim mezunu olduğunu belgelendirmek Ģartı aranır. Ancak, bilgisayar okuryazarlığı alanındaki ölçme ve değerlendirmelerde yaĢ sınırı en az 12, öğrenim düzeyi ise ilköğretim 4 üncü sınıf seviyesi esas alınabilir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/2645_0.html). - Eğitim, Öğretim Etkinlikleri

Kurslar

1. Yaygın eğitim programları veya kısa süreli ve kademeli eğitim uygulayarak ekonomimizin geliĢmesi doğrultusunda ve istihdam politikasına uygun meslekleri edinmeleri için yaĢ, eğitim seviyesi ve cinsiyet farkı gözetmeksizin bireyleri, meslek sahibi, ortak kültürün gönüllü temsilcisi, katılımcı, paylaĢımcı ve üretken vatandaĢ olarak yetiĢtirmek amacıyla yer ve

(30)

zamana bağlı olmaksızın genel, mesleki ve teknik eğitim kursları düzenlenir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

Kurs Türleri

1. Kurslar; genel, mesleki ve teknik olmak üzere iki bölümden meydana gelir. Bu bölümler birbirini destekleyici biçimde hazırlanır.

2. Meslek kurs programları belgeye götürecek Ģekilde, ulusal ve uluslararası meslek ve eğitim standartlarına uygun olarak yapılandırılır.

Kursların Düzenleneceği Yerler

(1) Kurslar;

a) Merkez binalarında,

b) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde,

c) Ġl, ilçe, belde, köy ve mahallelerde eğitim için sağlanan yerlerde, ç) Rehabilitasyon merkezlerinde,

d) Kamu veya özel kuruluĢlara ait yerlerde, e) Örgün eğitim, öğretim kurumlarına ait binalarda, f) Gezici olarak hazırlanan mobil eğitim araçlarında, g) Merkezlerce uygun görülen diğer yerlerde

düzenlenir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

Kursların Düzenlenmesi ve Kursa Katılacakların Sayısı

1. Merkezlerce kurslar en az 12 kursiyerin katılmasıyla düzenlenir. Kurslar; program, aday kursiyer sayısı, öğretmen ve usta öğreticilerin çalıĢma saatleri ile benzeri bilgiler içeren teklifin millî eğitim müdürü tarafından onaylanmasıyla açılır.

2. Kurs açılma onayları, tek olarak alınabileceği gibi belirli dönemlerde toplu olarak da alınabilir.

3. Kursiyer sayısının 8 in altına düĢmesi durumunda, merkez müdürünün teklifi, millî eğitim müdürünün onayı ile eğitime devam edilebilir.

4. Okuma yazma, özel eğitim gerektiren bireylere, koruma altındaki bireylere, sokakta çalıĢan veya yaĢayan çocuklara, rehabilitasyon merkezlerinde ve hastanelerde yatan kiĢilere, tutuklu ve hükümlülere, 3/7/2005 tarihli ve 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu kapsamında düzenlenen kurslar ile unutulmaya yüz tutmuĢ geleneksel el sanatlarının yaĢatılmasına yönelik ve döner sermaye iĢletmesi bünyesinde düzenlenecek kurslarda kursiyer sayısı dikkate alınmaz.

5. Kurslarda programın özelliği ve katılımcının isteği, mevcut imkânlar ve benzeri hususlar dikkate alınarak eğitimin bireyselleĢtirilmesi yoluna da gidilebilir.

6. Kursların herhangi bir nedenle kapatılması durumunda kursiyerler, istemeleri hâlinde aynı programı yürüten en yakın kurs merkezine nakledilebilir.

7.Bir kursu baĢarıyla tamamlayan kursiyerler, yeni açılan aynı tür ve seviyedeki bir kursa katılabilirler. Ancak bu durumdaki kursiyerlerin sayısı, kursa katılanların sayısının 1/4 ünü aĢamaz (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

(31)

Yıllık ÇalıĢma Süresi

1. Merkezlerdeki etkinlikler, yıl boyunca sürdürülür. Kursların açılıĢ ve kapanıĢ tarihleri,

kutlanacak veya anılacak belirli gün, haftalar ve tatil zamanları, il hayat boyu öğrenme, halk eğitimi planlama ve iĢ birliği komisyonunca önceden planlanır. Etkinlikler, il millî eğitim müdürlüğünce hazırlanan öğretim yılı çalıĢma takviminde belirtilir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

Haftalık ÇalıĢma Süresi

1. Haftalık çalıĢma süresi en fazla 40 saattir. Kursların haftada kaç saat, hangi gün ve saatte yapılacağı, kurs yeri, kursiyerlerin durumları ve uygulanacak program dikkate alınarak belirlenir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

Günlük ÇalıĢma Süresi

1. Günlük çalıĢma süresi mesai saatleri içinde ve dıĢında kursiyerlerin durumuna, bölgenin özellik ve ihtiyaçlarına göre belirlenir. Etkinlikler, gerektiğinde hafta sonu tatil günlerinde de devam eder. Öğretmen, uzman ve usta öğreticilerin günlük çalıĢma programları buna göre düzenlenir ve uygulanır (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

Ders Saatleri

1. Bir ders saati süresi 45 dakikadır. Kurslarda blok ders yapılabilir. Dinlenme süresi en az 5, en fazla 15 dakikadır (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

Kurs Planı

1. Alan öğretmenleri ve usta öğreticiler, kurs baĢlamadan planlarını hazırlayarak müdüre onaylatır. Gerektiğinde kurs planlarında zümre öğretmenlerinin önerileriyle yapılacak değiĢiklikler de müdürün onayına sunularak uygulanır.

2. Onaylanan kurs planının aslı öğretmen ve usta öğreticilere verilir. Bir örneği de yönetimce öğretim yılı boyunca saklanır. Öğretmen ve usta öğreticiler kurs planını yanında bulundurur (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

Ders Planı

1. Öğretmen ve usta öğreticiler, derse girmeden önce kurs planını dikkate alarak ders planı yaparlar. Ders planı, istendiğinde merkez müdürü ve denetime yetkili kiĢilerce görülebilir. 2. Aynı alanda birden fazla kursta görevlendirilen öğretmen ve usta öğreticiler, yaptıkları planı diğer kurslarda da kullanabilirler. Ancak planı uygularken kursların seviyeleri göz önünde bulundurularak gerektiğinde plan üzerinde bazı değiĢiklikler yapabilirler.

3. Modüler programlarda; modül bilgi sayfaları, iĢlem analizleri günlük plan olarak değerlendirilir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

Değerlendirme ve Belgelendirmede Temel Ġlke

1. Bireylerin hayat boyu öğrenme kapsamında eğitim kurumları dıĢında bireysel olarak çeĢitli yollarla edindikleri bilgi ve beceriler, yaygın eğitim sisteminde doğrudan ölçülerek değerlendirilir ve belgelendirilir.

(32)

2. Doğrudan ölçme ve değerlendirme; bireyin Bakanlık onayı ile uygulamaya konulan, sayısı ve türü her yıl Genel Müdürlükçe belirlenen halk eğitimi merkezleri kurs öğretim programlarındaki bilgi ve becerilerin tamamına sahip olup olmadığının belirlenmesiyle sınırlıdır. Değerlendirme yapılacak mesleklerin belirlenmesinde; uygulama/beceri değerlendirmesinin özelliği, süresi, doğrudan ölçülebilirliği, araç gereç, teçhizat imkânları ve benzerleri Ģartlar dikkate alınır.

3. Ölçme ve değerlendirme; il merkezlerinde, Hayat Boyu Öğrenme Koordinasyon ve Bilgi Birimlerinde yapılır. Ankara, Ġstanbul, Ġzmir illeri ve ilçeleriyle ulaĢım mesafesi uzak olan illerde 3‟ten fazla olmamak Ģartıyla, Ġl Hayat Boyu Öğrenme, Halk Eğitimi Planlama ve ĠĢ

Birliği Komisyonu kararıyla sınav merkezleri oluĢturulabilir

(http://mevzuat.meb.gov.tr/html/2645_0.html).

Kursiyerlerin Ödüllendirilmesi

1. Kurs süresince baĢarılı çalıĢmaları ve davranıĢlarıyla arkadaĢlarına örnek olan, düzenlenen sosyal etkinliklere aktif olarak katılan kursiyerlere teĢekkür belgesi verilir (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/27587_0.html).

2.2.8. Halk Eğitim Merkezlerindeki Ortam KoĢulları

Halk Eğitim Merkezlerindeki eğitime iliĢkin araĢtırmalara bakıldığında araç gereç ve ortama iliĢkin farklı sonuçlar olduğu görülmektedir. Kıran (2008) çalıĢmasında “kursiyerler merkezin fiziksel imkanlarının genel olarak yeterli olduğunu düĢünmektedir” sonuca ulaĢılmıĢtır. KocamıĢ (2010), çalıĢmasında “kurslarda yeterince araç-gereç bulunduğu ve kurs yerlerinin eğitim-öğretim ihtiyaçlarına cevap verecek fiziki koĢullara uygun açıldığı görüĢündedirler. Ders araç-gereçleri gereksinimlere cevap vermemekte” sonucuna

ulaĢılmıĢtır. DurdubaĢoğlu (2012), çalıĢmasında “ resim kursuna katılan kursiyerlerin

atölye/sınıf ortamlarının fiziki koĢullarının, araç-gereçlerin yetersiz olduğu” sonucuna ulaĢılmıĢtır.

2.2.9. Halk Eğitim Merkezlerinde Sanat Eğitimi

Dünyadaki hızla değiĢen ve geliĢen teknoloji çağına bireylerin uyum sağlamaları için eğitim verilmelidir. Bu yüzden çeĢitli alanlarda yaĢanan geliĢmelerin gerisinde kalmamak için yapıcı yaratıcı ve bilinçli bireylere ihtiyaç vardır. Yaygın ve örgün eğitimle planlı bir Ģekilde uygulanacak sanat eğitimine bağlıdır.

Sanat, toplumu her yönden geliĢtiren ve değiĢtiren bir etkinlik olmasıyla, farklı açılardan düĢünebilmeyi sağlayan bir uğraĢtır.

Sanat bireysel açıdan bağımsız bir faaliyet olması yanında, kültürel etkileĢim yönünden toplum ile kaçınılmaz iliĢkileri vardır. Bir ülke kültürü sanat yapıtlarında somutlaĢır. Sanat

(33)

yapıtları için, ulusların var olma kanıtlarıdır denilebilir. Sanat kültürü, uluslararası bir dokudan oluĢur ve toplumu aydınlığa sürükleyen, olumlu yönde geliĢtiren bir daldır. Ayrıca insanların çağın kültür düzeyine ulaĢmasına katkıda bulunan, farklı açılardan düĢünebilmeyi sağlayan bir uğraĢtır ( PaĢu, 2007, s. 29).

Toplumun sanat etkinliğinden faydalanabilmesi için devletin Halk Eğitim kurumlarında da sanat eğitimi programlarına yer verilmelidir. Bunlardan bazıları halk eğitim merkezlerinde verilen sanat eğitimleriyle olmaktadır. Günümüzde değiĢen ve geliĢen teknoloji ile birlikte birçok sıkıntı ve sorunların meydana gelmesiyle bireyler kendilerini toplumdan soyutlamaktadır. Bu durumu aĢabilmeleri için insanlar kendilerine yeni uğraĢlar aramalıdır. Sanat eğitimi bu konuda bireylere yardımcı olmaktadır ve olaylara pozitif yaklaĢmalarını sağlamaktadır.

Halk Eğitim Merkezlerinde çeĢitli sanat kursları verilmektedir. Bu kursların arasında tezhip sanatı kursları da yer almaktadır. Açılan kursların uygulama Ģekli tezhip sanatının tanıtımıyla baĢlar yapım aĢamaları ve tekniğiyle birebir eğitimle sunularak uygulamalı dersler Ģeklinde devam etmektedir. Kurs bitiminde kursiyerlere kurs katılım belgesi takdim edilirek ödüllendirilir.

2.3. Tezhip Sanatı

Eski geleneksel kitapçılık sanatlarımızdan birisi olan tezhip sanatı uzun ve köklü bir geçmiĢe sahiptir. Tezhip sanatı yazma eserlerde yazıyı güzelleĢtirmek ve eserin önemini belirtmek için kullanılan bir sanat dalıdır. Tezhip kelimesi Arapça da altın anlamına gelen “zehep” kelimesinden gelmektedir. TezhiplenmiĢ eserlere “müzehheb”, bu sanatı yapanlara “müzehhip” bayan tezhip sanatçılarına ise “müzehhibe” denilmektedir (Sertyüz, 1998 s. 20).

Yüzyılları aĢan bir geçmiĢte yaĢanarak bugüne gelen bu sanat, vazgeçilmez bir estetik değer ve ayrıcalıklı bir zenginlik göstergesi olmuĢtur. Hüsn-i hattı yani güzel yazıyı ve cilt sanatlarını tamamlayan onlara ahenk ve güzellik kazandıran tezhip; devlet büyüklerinin, önemli kiĢilerin veya kitapseverlerin kütüphaneleri için yazılan baĢta dini kitaplar olmak üzere, divanları, mesnevileri, tarihi, ilmi, edebi el yazması kitapları, güzel yazı levhalarını, murakkaat denilen güzel yazı albümlerini, tuğraları süsler (Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s.29).

2.4. Türk Tezhip Sanatının Tarihçesi

Köklü bir geçmiĢe sahip Türk tezhip sanatı yüzyıllar boyu akıcılığı, canlılığıyla geçen zaman içinde yok olmayan güzelliği ve kalitesiyle günümüze kadar gelmiĢtir. Tarih

(34)

boyunca zaman zaman gerilemeler gösterse de evrensel niteliğini kaybetmeden devamlılığını sürdürmüĢtür.

Türklerde Tezhip sanatının geçmiĢi Uygurlara kadar uzanır. Mani dininin Uygurlar arasında yayıldığı 9. yüzyılda Tezhip Sanatı da görülmeye baĢlanmıĢtır.

Anadolu Selçuklu ve Beylikler Döneminde yapılmıĢ ilmi eserler ve Kur‟an-ı Kerimler, tezhip sanatımızın en eski ve önemli örneklerini içinde barındırır. XIII. yüzyılda Selçuklular‟ın en parlak döneminde baĢkentleri ve aynı zamanda sanat merkezleri olan Konya‟da tezhibin en güzel örnekleri görülür (Üçer ve Üçer, 2007, s. 58).

Selçuklu döneminde rumi, geometrik Ģekiller, münhani motifleri ve bu motiflerin yanında hatai motifleri çalıĢmalarda yer almıĢtır (Mesera, 1987, s. 16-25).

Ġlim ve sanat aĢığı, Fatih Sultan Mehmed‟in döneminde baĢ sanatkarı Özbek asıllı Baba NakkaĢ tarafından tezhipli eserler yapılmıĢtır. Fatih döneminde kobalt mavi, bordo, yeĢil, siyah belirleyici zemin renkleriydi. Tezhip içi hat yazılarındaki beyaz sülyen, altın aynı zamanda rumi motiflerinde de kullanılmıĢtır. 15. yüzyıl Türk tezhip sanatı geniĢ bir coğrafyada kendini göstermiĢtir. Ġran da Herat ve ġiraz tezhibin baĢkenti olmuĢlardır (Üçer ve Üçer, 2007, s. 62).

II. Bâyezîd döneminde sanatta verimliliğin baĢladığı ve çeĢitliliğin arttığı görülür. Bu dönemde ülkeye sanatçılar gelmiĢtir. Bir kısmı Ġran ve Tebriz‟den gelmiĢ olan değiĢik kökenli sanatçılar Osmanlı tezhibine yenilikler getirmiĢlerdir. Bu dönemde ġeyh Hamdullah gibi üstün yetenekli bir hattatın yetiĢmesiyle birlikte, yaptığı eserler tezhip sanatının geliĢmesini olumlu yönde etkilemiĢtir (Özkeçeçi ve Özkeçeci, 2007, s. 43). Kanuni Sultan Süleyman Devri, Türk tezhip sanatının zirveye çıktığı dönemdir ve sanat alanında birçok yenilik yapıldığı için bu dönem Rönesans olarak kabul edilebilir. Yeniliklerle birlikte Hatai, penç, gonca, rumi ve rumi çeĢitlerine, bulut, taĢ, ortabağ, iğne perdahı, çintemani ve yarı stilize çiçekler girerek desenler görsel bir zenginliğe kavuĢturulmuĢtur. Bu devirde, dini ve edebi eserler, Kur‟an-ı Kerimler, levhalar, murakkalar yanında padiĢah fermanları da ayrı bir incelikle tezhiplenmiĢtir. Kanuninin fermanları üzerindeki „„Haliç iĢi‟‟ denilen spiral dallar üzerindeki negatif süslemeler döneme mührünü vurmuĢtur. Türk tezhip tarihinin önemli isimlerinden biri de „„Karamemi‟‟ dir. PadiĢah olma vasfı yanında „„Muhibbi‟‟ mahlasıyla Ģiirlerde yazan Kanuni Sultan Süleyman‟ın Divan‟ını Karamemi tezhiplemiĢtir. Döneme damgasını vuran

(35)

bir diğer isim ise “ġahkulu” dur. “Sazyolu” üslubu günümüzde de uygulanmaktadır (Üçer ve Üçer, 2007, s. 66-69).

16. yüzyıl tezhip sanatının altın çağıdır. Bu dönemde devlet tarafından himaye edilmiĢ sanatçılar sayesinde verim ve kalitenin en üst düzeye ulaĢtığı görülür, ayrıca klasik tezhibin kurallarını koymuĢlardır. Kendilerinden sonra gelen sanatçılar da, bu klasik birleĢim ölçülerle, günümüzde bile ulaĢılmayan muhteĢem örnekler sunarak sanatta eriĢebilecek zirveyi gözler önüne sermiĢlerdir (Üstün, 1994, s. 456).

17. yüzyılın ilk yarısı, aslında 16. yüzyılın devamı gibidir. Devrin ünlü müzehhibi „„Hasan Çelebi‟‟, Kur‟anları tezhiplemiĢtir. 17. yüzyılın ikinci yarısı ise, tezhip sanatının gerileme döneminin baĢlangıcıdır. Desenler bozulmuĢ ve irileĢen motifler kullanılmıĢtır.17. yüzyılın son çeyreğinde etkileri görülmeye baĢlayan batı tarzındaki süsleme anlayıĢı, klasik dönemin sonu olmuĢtur. Bu son ile gündeme gelen natüralist üslupta çiçek süslemeleri ise, 18. yüzyılın Barok dönem denen eklektik tarzında belirleyici süsleme tarzı olarak öne çıkmıĢtır. Üç boyut verilmeye çalıĢılan çiçek buketleri, çiçek ressamlığını gündeme getirmiĢtir. Dini inanıĢ nedeniyle boyutlu her unsurdan kaçınan sanatçılarımız, batı etkisinde hacimli iki ve üç boyutlu çizimler, renklendirmeler yaparak yeni bir açılım yapmıĢlardır (Üçer ve Üçer, 2007, s. 69).

Bir müddet sonra bu kez da Batı topluluklarıyla kurulan çeĢitli iliĢkiler sonucunda sanatta da etkilenmeler kendini gösterir. Batı süslemelerinden alınan örnekler bir yenilik kabul edilerek tezyinatımıza sokulur. Böylece klasik anlayıĢtan uzaklaĢılmıĢ, yeni terkip ve tarzın oluĢturduğu Türk Rokoko Üslubu doğmuĢtur (Üstün, 1994, s. 456). Çiçek motiflerinin çokça kullanıldığı XVIII. Yüzyılda Ali Üsküdari ve Abdullah Buhari dönemin meĢhur sanatçılarıdır (Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s.49).

19. yüzyılda ise diğer dönemlerden faklı olarak ve temeli olmayan bir süsleme tarzı ortaya çıkmıĢtır. Desenini kendi çizip, kendi iĢleyen sanatçılar varsa da sayıları giderek azalmıĢtır (Üstün, 1994, s. 456).

20. yüzyılda ilk yarısı, eski ihtiĢamını yitirmiĢ tezhip sanatını yaĢatma ve geliĢtirme çabalarının verildiği bir dönem olarak kendini gösterir. 1914‟de açılan Medresetü‟l- Hattatin‟de verilen Türk sanatı eğitimi, tezhibinin geliĢmesine büyük katkılarda bulunurken, onu takiben Hattat Mektebi ve ġark Tezyini Sanatlar Mektebi‟nin faaliyetleri süresinde gayretler devam etmiĢtir. Bununla birlikte, durum tezhip sanatını istenilen düzeye getirememiĢtir (Üstün, 1994, s. 456). 2.5. Tezhibin Klasik Uygulama Alanları

2.5.1. Zahriye Tezhibi

Zahriye kelimesi Arapça zahr (sırt) kelimesinden türemiĢ, sırtlık anlamını taĢıyan bir ifadedir. Çoğunlukla tezhipli, bazı durumlarda da boĢ bırakılan bu sayfa, kitabın adını, kimin için

(36)

yapıldığını gösteren, “temellük kitabesi” denen kaydı içerir. Bazen müellifin, bazen önemli kiĢilerin hükümlerinin, bazen de beyitlerin yer aldığı bu sayfada mühürlerde bulunmaktadır (Kurfeyz, 2003, s. 6).

ġekil 1. Tam sayfa zahriye tezhibi (Özen, 2003, s. 38)

ġekil 2. Zahriye çalıĢması (Havva ġENKAYA)

2.5.2. Fihrist Tezhibi

Bazı yazmalarda sayısı az olsa da zahriyeden sonra kitabın fihristi gelmektedir. Fihrist bir veya birkaç sayfa olabilir ve bazı eserlerde bunların baĢ tarafı veya çevresi tezhiplenmiĢtir (Özen, 2003, s. 17).

2.5.3. Serlevha Tezhibi

Yazma eserlerde kitabın metin baĢlangıcı olan ilk sayfa serlevha sayfasıdır. Serlevhalarda bezeme Besmele‟nin hemen üstünde yer alabileceği gibi, özellikle Kur‟an‟larda, metni içine alacak biçimde tam sayfa ya da karĢılıklı iki tam sayfa olabilir. Aynı kompozisyonlarla süslenen serlevhalarda sağdaki birinci sayfa Fatiha suresi, soldakinde Bakara suresinin ilk ayetleri yer alır (Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s. 155).

(37)

ġekil 3. Tam sayfa içinde Fatiha suresi (Özen, 2003, s.124-125)

ġekil 4. Serlevha çalıĢması (Havva ġENKAYA)

2.5.4. BaĢlık Tezhibi

Sure BaĢları (BaĢlık Tezhipleri)

Kur‟an-ı Kerim‟deki sure baĢlarına veya diğer kitaplardaki konu baĢlıklarına yapılan tezhiplerdir. BaĢlıklar kubbeli ve tığlarla sonlandırılmıĢ biçimde ya da dikdörtgen form içine alınarak süslenmiĢtir (Kurfeyz, 2003, s. 6).

(38)

ġekil 5. BaĢlık tezhibi (Özen, 2007, s. 47)

2.5.5. Ara BaĢlık ve Koltuk Tezhibi

Kur‟an-ı Kerim‟de surelerin baĢına (ser-sure), kitapların fasıl ve söz baĢlarına, divanlarda her tür Ģiirin baĢına ince tezhip yapılabilir. Bunlar bazen dikdörtgen bir süsleme biçiminde bazen de koltuk tezhibidir.

“Koltuk tezhibi, baĢlığın iki yanındaki uygun dörtgen boĢluklara yapılan simetrik veya benzer süslemelerdir. Ara baĢlıklar hep aynı motifle süslenebildiği gibi, her baĢlığı ayrı motifle süslenmiĢ eserler de vardır (Özen, 2003, s. 19-20)”.

ġekil 6. Müfred‟lerin kare ve üçgen tezhipleri (Özen,2003, s. 128-130)

2.5.6. Dibace (Mukaddime)

Dibace, kendi adını, eserin adını, niçin yazdığını ve telif tarihini bildiren giriĢ, önsöz bölümüdür (Özkeçeçi ve Özkeçeci, 2007, s. 157).

(39)

2.5.7. Hatime Tezhibi

Hatime, yazma kitaplarda müellifin eserini bitirirken yazdığı duaları, hattatını, nüshanın yazıldığı tarihi, varsa müzehhibini belirten yazıları kapsayan son sayfanın adıdır. Yazma kitaplardaki bitiĢ sayfasıdır. Hattatın bu sayfaya kendi adını koymasından dolayı ketebe sayfası da denir. Kelimenin aslı ise (o yazdı) anlamındaki „ketebeh‟ dur.

Hatimeler de serlevhalar gibi hem devirlere hem de tezyin edenin zevk ve görüĢüne göre süsleme farklılıkları göstermiĢtir (Özen, 2003, s.23).

ġekil 7. Hatime tezhibi (Özen, 2003, s.103)

2.5.8. Cetvel

Yazma eserlerin metin kısmını çevrelemek ve farklı süsleme alanları belirlemek üzere çizilen çizgilere cedvel (cetvel) denir. Cedveller eskiden müzehhipler veya bizzat bu iĢte uzmanlaĢan cedvelkeĢ denen ustalar tarafından çizilirken günümüzde tezhibi yapanlar tarafından çizilir (Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s. 161).

2.5.9. Beynessutur

Kitaplarda yazı aralarının çoğunluk altınla bazen de hafif renklerle iĢlendiği süsleme tarzıdır. Yazı çevresi önce dilimli bir Ģekilde sınırlanır. Sonra da aradaki boĢluklar sıvama altın sürülerek veya renkler yardımı ile çeĢitli formlarla bezenir. Yazıyla uyumlu olan ve onu fazla sıkıĢtırmadan yapılan „beynessüttur‟ çalıĢması hem hattı hem de tezhibi güzelleĢtirecektir (Kurfeyz, 2003, s. 8).

2.5.10. Resimli Sayfa Tezhibi

Genellikle konusu edebiyat olan eserlerde ilk sayfada yer alan resmin etrafının çerçeve Ģeklinde tezhiplenip, sayfa kenarlarının halkarlarla sıvama bezendiği görülmektedir.

(40)

Resimli yazmalarda ilk sayfada yoğun tezhip uygulanırken diğer sayfalarda resmi öne çıkaran zarif halkarlar yer alır (Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s.161).

2.5.11. Sayfa Kenarı Tezhibi

Eserlerin ara sayfalarının yazı kenarları süslemesi, halkar ve zerafĢan süsleme ile uygulanmasıdır. Halkar ezilmiĢ altının fırça ile sürülmesi iĢlemidir, hafif renklendirilmiĢ Ģekline Ģikaf, püskürtme altınla yapılanına ise zerefĢan adı verilir (Özen, 2003, s. 22).

2.5.12. Bordür (Kenarsuyu, Ulama, Zencerek)

Sınır belirleyen bezeme Ģeklindeki bölümler bordürdür. Genelde metnin etrafını çevreleyerek her tür motif bordür içine uygulanabilir. Bir çizgi ile hareketlendirilen çok basit bordürlerden, çok ihtiĢamlı zengin bezeme tasarımlarına, farklı biçimlerde oluĢturulan inceli kalınlı muhtelif bordürlerden girift olanlara kadar sayısız bordürler görülür. Birbirine geçmiĢ kancalar veya birbirine bağlı motifler halindeki bordürlere ulama denir. Zincir biçimindeki bordüre zencirek veya zencerek, karmaĢık olanlarına girift dolama, çiçek ve yaprak motifli geniĢ sulara kıvrımdallı adı verilir. Ġnce uzun yapraklı halkarlı bordürler sazyolu olarak adlandırılır (Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s. 162).

(41)

2.5.13. Durak (Vakfe) Tezhibi

Duraklar (Noktalar) - Güller

Duraklar: El yazmalarında sureleri ya da cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılan genellikle yuvarlak olan altın formlardır. DeğiĢik kitaplarda ve dönemlerde çok zengin örnekler sergilemiĢlerdir. Bu noktalar çizilmiĢ biçimlerine göre mücevher nokta, ĢeĢhane, pençerk, seberk, yaprak, zencerek isimlerini alır (Kurfeyz, 2003, s. 7).

Güller: Kur‟an‟da genellikle surelerin baĢladığı sayfa kenarlarına konulan içi boĢ, bazen de surenin adı yazılı yuvarlak süslemeye gül denir.

Güller bulundukları yere göre, secde gülü, hizb (kısım) gülü, cüz gülü, AĢr gülü, sure gülü olarak çeĢitleri vardır (Özen, 2003, s. 20-21).

ġekil 9. ÇeĢitli nokta örnekleri (Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s. 164)

ġekil 10. Hizb gülü, aĢr gülü, cüz gül (Özen, 2003, s.87)

2.5.14. KöĢebent

KöĢe formunda düzenlenen kompozisyonlara köĢebent (köĢelik, köĢe bezemesi, köĢe çiçeği) adı verilir. KöĢebentler genellikle birbirinin aynı olarak Ģemse Ģeklinde düzenlenmiĢ tasarımların dört köĢesinde yer alır. Üçgen formda tasarlanan köĢebentler dendanlarla

Şekil

ġekil 2. Zahriye çalıĢması (Havva ġENKAYA)
ġekil 4. Serlevha çalıĢması (Havva ġENKAYA)
ġekil 5. BaĢlık tezhibi (Özen, 2007, s. 47)
ġekil 7. Hatime tezhibi (Özen, 2003,  s.103)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Yulvasında akıntı görülen, daha önce bir genital hastalık geçinniş olan, bir önceki yıl kısır kalmış, daha önce aygıra çekilmiş olup döl tutmayan (dönen) veya

Katılımcı anneler, okul taşıtının son model ve 5 yaşından küçük olmasını, okul taşıtı özellikleri taşımasını (her öğrenciye emniyet kemeri, taşıt içi kamera,

Baş ağrısı hastalarının çoğunda eşlik eden psikiyat- rik hastalık bulunmamasına karşın, yine de bu hastalar- da depresyon veya anksiyete bozukluğu görülme olası-

Bu temel amaç doğrultusunda, öncelikle, çok geniş bir yelpazeye yayılmış olan “kamu örgütleri” kavramının tanımlanmasına ve daha sonra, kamu örgütlerini

Çalışmayla Türkiye’de GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) içindeki önleyici sağ- lık hizmetlerine yönelik harcamaların artırılmasıy- la daha maliyetli olan tedavi

Since fractional Fourier transformations are a special case of quadratic-phase systems, repeated filtering in con- secutive fractional Fourier domains can also be reduced to

In our case distant metastasis developed on the T 10 vertebra 12 months after initial treatment without local recurrence.. In conclusion because of locoregional recurrences

salpa populasyonu bireylerinin aylara göre ortalama hepatosomatik indeks değerleri incelendiğinde, en yüksek ortalama HSI değerinin erkek, dişi ve tüm bireylerde