• Sonuç bulunamadı

Kazakistan'da üniversite gençlerinin dine yönelimi L. N. Gumilyev Ulusal Avrasya Üniversitesi örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kazakistan'da üniversite gençlerinin dine yönelimi L. N. Gumilyev Ulusal Avrasya Üniversitesi örneği"

Copied!
117
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

DİN SOSYOLOJİSİ BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

KAZAKİSTAN’DA ÜNİVERSİTE GENÇLERİNİN DİNE

YÖNELİMİ

L.N. GUMILYEV ULUSAL AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

ÖRNEĞİ

Danışman

Prof. Dr. Mehmet AKGÜL

Hazırlayan

Guliya KHADYLKHAN

Öğrenci No: 118102061024

(2)

i

(3)

ii

(4)

iii T.C.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğre

ncini

n

Adı Soyadı GULIYA KHADYLKHAN Numarası 118102061024

Ana Bilim / Bilim Dalı

FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ/ DİN SOSYOLOJİSİ

Programı

Tezli Yüksek Lisans

Tez Danışmanı MEHMET AKGÜL

Tezin Adı

KAZAKİSTAN’DA ÜNİVERSİTE GENÇLERİNİN DİNE YÖNELİMİ L.N. GUMİLYEV ULUSAL AVRASYA ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

ÖZET

Kazakistan’da Üniversite Gençlerinin Dine Yönelimi başlığı taşıyan bu a raştırmamız (L.N. Gumılyev Ulusal Avrasya Üniversitesi örneği) üzerinde, günü müzde üniversite gençlerinin dini inanç ve değerlere ilgili tutum ve davranışları nı,dine bakış açılarını, gelecekte dinle ilgili nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hakk ında düşüncelerini ortaya çıkarmak, dini hayatla ilgili yönelimlerini tespit etme k, bu yönelimlerdeki benzerlik ve farklılıkları belirlemek üzere düzenlenmiştir.

Ayrıca çalışmamız Kazakistan Sovyet rejiminin döneminden, Bağımsızlı ğını ilan ettiği döneme kadar ki İslam dininin genel durumunu değerlendirmek, bağımsızlığın ilan ettikten sonraki dönemde ülkede dini hayatla ilgili meydana gelen gelişmeleri tespit etmeye yönelik konuları da kapsamaktadır.

Bu çalışma giriş ve üç ayrı bölümden oluşan bir araştırma olarak düzenl enmiştir. Giriş kısmı, araştırmanın konusunu, amacını, önemini, varsayımını ve hipotezlerini, sınırlıklarını içermektedir. Birinci bölüm araştırmada kullanılan t emel kavramlar (din, gençlik ve toplum v.b), ve Kazakistan hakkında genel bilgi lere yer verilmiştir. İkinci bölüm, araştırmanın metodu, modeli, evren ve örnek lem, ölçme aracı, araştırmanın anket uygulaması, işlem ve analizlere ilişkin bilgi leri kapsamaktadır. Üçüncü bölümde dini inanç ve değerlerle ilgili tutumları, ib adet, dini bilgi ve günümüzde dinin pratik alana yansımaları, gençlerin dine ba kış açısı ve düşüncelerinin boyutlarına göre incelenmesine yer verilmiştir.

Sonuç olarak araştırmada elde edilen bulgular çerçevesinde, Kazakistan’ da Üniversite Gençlerinin Dine Yönelimlerinin ‘’L.N. Gumılyev Ulusal Avrasya Üniversitesi örneği’’ olumlu olduğunu; yaşadıkları tüm zorluklara rağmen gen çlerin inançlarına sahip çıktıkları, dini inanç ve değerle ilgili tutumlarının, günü müzde dini hayata bakış açılarını olumlu yönde etkilediği anlaşılmıştır.

(5)

iv T.C.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ABSTRACT

This research which is titled as Religious Orientation of University Youth in Kazakhstan (based on L.N. Gumlyev National Eurasian University sample), is designed to determine the attitudes and behaviors of university students towards religious beliefs and values, religious viewpoints, to reveal their reflections on how to approach the religion in the future, to determine the tendencies related to religious life, and to determine the similarities and differences in these orientations.

In addition, our thesis includes evaluating the general state of Islam from the time of the Soviet regime of Kazakhstan until the time period when it declared its independence, and identifying the developments in religious life in the country in the period after declaring independence.

This thesis was organized as a study consisting of an introduction and three separate sections. The introduction includes the subject, the purpose, the importance, the hypothesis and the hypotheses, the limitations of the research. The first part contains the basic concepts used in research (religion, youth and society etc.), and general information about Kazakhstan. The second part contains information on the method, model, universe and sample of the research, measurement tool, questionnaire application of the researcher, process and analysis. In the third chapter, the attitudes about religious beliefs and values, worship, religious knowledge and reflection of religious practice in today's world are examined in terms of the perspectives and thoughts of the young people.

Aut

ho

r’

s

Name and Surname GULIYA KHADYLKHAN Student Number 118102061024

Department PHILOSOPHY AND RELIGIOUS SCIENCES / RELIGIOUS SOCIOLOGY

Study Programme

Master’s Degree (M.A.)

Supervisor MEHMET AKGUL

Title of the Thesis/Dissertation

RELIGIOUS ORIENTATION OF UNIVERSITY YOUTH IN KAZAKHSTAN (BASED ON L.N.GUMLYEV NATIONAL EURASIAN UNIVERSITY SAMPLE)

(6)

v

In conclusion, in the context of the findings of the research, it was observed that religious tendency of university youth in Kazakhstan based on L.N. Gumlyev National Eurasian University sample, has been positive; despite all the difficulties they have experienced, they have held onto their religion, their attitudes toward religious belief and value have positively influenced the development of their religious viewpoints in today’s world.

(7)

vi

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... i

YÜKSEK LİSANS TEZ KABUL FORMU ... ii

ÖZET ... iii ABSTRACT ... iv İÇİNDEKİLER ... vi ÖNSÖZ ... viii ÖZET ...x ABSTRACT ... xi

TABLOLAR LİSTESİ ... xii

RESİMLER LİSTESİ ...xv

KISALTMALAR ... xvi

GİRİŞ ...1

1. ARAŞTIRMANIN KONUSU ... 1

2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ ... 1

3. VARSAYIMLARI ve HİPOTEZİLERİ ... 2

4. SINIRLILIKLAR ... 3

BİRİNCİ BÖLÜM TEORİK ÇERÇEVE ...4

1.1 TEMEL KAVRAM VE TANIMLAR ( KAVRAMSAL BİR YAKLAŞIM) ... 4

1.1.1 Dinin Tanımı ... 4

1.1.2 Gençliğin Tanımı ... 7

1.1.3 Gençlik ve Din ... 8

1.1.4 Sosyolojik Açıdan Din ... 10

1.1.5 Din ve Toplum İlişkisi ... 11

1.1.6 Din ve Eğitim ... 13

1.1.7 Din ve Kültür ... 15

1.2 KAZAKİSTAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER ... 16

1.2.1 Kazak Adı ve Tarihi Sahnesi ... 16

1.2.2 Tarihte Kazakistan ... 17

1.2.3 Kazakistan’ın Bağımsızlığı ... 20

1.2.4 Kazakistan’ın Coğrafi Özellikleri ... 21

1.2.5 Kazakistan’ın Nüfusu ... 23

1.2.6 L. N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesinin Tarihi ... 24

1.3. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KAZAKİSTAN’DA DİN ... 30

1.3.1 Çarlık Rusya Döneminde Kazakistan’da Din ... 30

1.3.2 Komünizm Döneminde Dini Durum ... 33

1.3.3 Günümüzde Kazakistan’da Din ... 36

1.3.4 Dini Eğitim Öğrenim Kurumlar ... 37

1.3.4.1 Okullarda Dini Eğitim ... 38

1.3.4.2 Medreselerde Dini Eğitim ... 39

1.3.5 Dini Yayınlar ... 42

İKİNCİ BÖLÜM YÖNTEM ...44

2. 1 Araştırmanın Metodu ... 44

(8)

vii 2.2 Evren ve Örneklem ... 45 2.3 Ölçme Aracı ... 46 2.4 Uygulama ... 46 2.5 İşlem ve Analiz ... 47 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR VE YORUM ...48

3.1 Araştırma Grubunun Demografik Özellikleri ... 48

3.1.1 Cinsiyete Göre Dağılım ... 48

3.1.2 Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 49

3.1.3 Medeni Durumuna Göre Dağılım ... 49

3.1.4 Üniversiteye Gelmeden Önce Yaşadığı Yere Göre Dağılım ... 50

3.1.5. Babasının Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ... 51

3.1.6 Annesinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ... 51

3.1.7 Üniversite Eğitim Süresince Kaldığı Yere Göre Dağılım ... 52

3.1.8 Ekonomik Durumlarına Göre Dağılım ... 52

3.2 Dini Hayat ... 53

3.2.1 Dini İnanç ve Değerlerle İlgili Tutumları ... 54

3.2.2 Aile Fertlerinin Dini İnanca İlgili Tutumları ... 56

3.3 İbadetler ... 58

3.3.1 Namaz Kılma Durumu ... 59

3.3.2 Oruç Tutuma Durumu ... 62

3.4 Dini Davranış Boyutu ... 63

3.4.1 İbadet Algısı ... 64

3.4.2 Camiye Gitme Sebepleri ... 66

3.4.3 Diğer Dinlere Bakış Aşısı ... 68

3.4.4 Dini Nikâhla İlgili Tutumları ... 68

3.4.5 Başörtü Anlayışı ... 69

3.4.6 Fal Baktırma ... 71

3.5 Sosyal-Kültürel Hayatta Din ... 72

3.5.1 Dini Kitaplar Okuma ... 72

3.5.2 Boş Zamanda Tartışılan Konular ... 74

3.5.3 Arkadaş Seçimi ... 75

3.6 Bilgi Boyutu ... 78

3.6.1 Dinle İlgili Konular ... 78

3.6.2 Kazakistan’da Dini Bilgiler ... 79

3.6.3 Kazakistan’da (KMDİ) Durumu ... 79

3.6.4 Okullarda Dini Ders ... 80

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ...82 EKLER ...84 Ek 1: Anket Formu ... 84 Ek 2: Anket Soruları ... 85 ANKET SORULARI ...85 KAYNAKÇA ...96

(9)

viii ÖNSÖZ

Bağımsız Kazakistan Cumhuriyetinin nüfusunun büyük bir kısmını ve toplumun dinamik kesimini oluşturan, geleceğin aydınları olan üniversite gençlerinin dine bakış açısı, dine yönelimi ve İslamiyet’i nasıl değerlendirip yaşadığını tespit etmek; Kazakistan’da dini konular geleceğin genç neslinin ilgi alanı olup olmadığını sağlıklı teşhislerde bulunabilmek adına son derece önemlidir. Bu önem üzerinde Kazakistan’daki Üniversite (L.N. Gumılyev Ulusal Avrasya Üniversitesi örneği) gençlerinin dine yönelimini araştırmaya karar verdik. Genel olarak da Kazakistan’da günümüzde İslam dininin nasıl durumda olduğuna da değinmektedir.

Herkesin bildiği bir tarihi sahne Kazakistan, Sovyet rejiminin yetmiş yıl baskısı altında kalarak kendi kültür değerlerinden ve benliğinden uzaklaştırılmıştır. İnsanlara Müslüman olduklarını unutturmaya ve dinsiz yaşam anlayışını benimsetmeye çalışılmıştır. Komünist yönetim tarafından İslam dini, halka insanların uydurdukları bir din olarak tanıtılmış ve ateist anlayış, baskıcı politikalarla zorunlu olarak benimsetilmek istenmiştir. Bu politika altında yetiştirilen gençliğin dine ilgisi azalmış hatta yok edilmiştir. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra, dini hürriyetini kazanan Kazakistan’da farklı dini grupların istilasına maruz kalan genç neslin din ile ilgili fikirlerinde kafa karışıklığı yaşanmıştır. Bu nedenlerden dolayı yeni nesil Kazak gençlerin İslam dinine bakış açısı ve yönelimlerini tespit edilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Bu konular üzerinde yola çıkarak hazırlanan tez çalışmasının başlığı; Kazakistan’da Üniversite Gençlerinin Dine Yönelimi (L.N. Gumilyev Ulusal Avrasya Üniversitesi Örneği) şeklinde belirlenmiştir.

Bu çalışma, giriş ve üç bölümden oluşan bir araştırma olarak düzenlenmiştir. Giriş kısmı, araştırmanın konusunu, amacını, önemini, varsayımını ve hipotezlerini, sınırlıklarını içermektedir.

Birinci bölüm araştırmada kullanılan temel kavramlar (din, gençlik ve toplum v.b) açıklanmış, Kazak adı ve tarihi sahnesine çıkışı, Kazakistan’ın tarihi, coğrafi özellikleri, nüfusu ve bağımsızlığının ilan edilişi hakkında ve araştırmamızın ana konusunda yer alan L. N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi hakkında kısa ve genel bilgilere yer verilmiştir. Daha sonra Kazakistan’da dini hayatın özetle tarihi ve

(10)

ix

günümüzde olan tesirleri incelenmiş, daha derin anlamak için ülkenin İslamlaşma süreci, Sovyetler dönemindeki dini hayat ve bağımsızlığının ilan edilişinden sonra ülkedeki dini hayatta meydana gelen değişiklikler, gelişmeler hakkında bilgiler verilmiştir.

İkinci bölüm, araştırmanın metodu, modeli, evren ve örneklem, ölçme aracı, araştırmanın anket uygulaması, işlem ve analizlere ilişkin bilgileri kapsamaktadır.

Araştırmanın esas bölümünü oluşturan, üçüncü bölümdür. Bu bölümde dini inanç ve değerlerle ilgili tutumları, ibadet, dini bilgi ve günümüzde dinin pratik alana yansımaları, gençlerin dine bakış aşısı ve düşüncelerinin boyutlarına göre incelenmesine yer verilmiştir;

Bu çalışmada Kazakça ve Rusça kitaplar, gazete ve yayınlar, Türkçe kitaplar gibi materyallerden yararlanılmıştır.

Bu araştırmamda her türlü bilgi ve desteğini sağlayan danışman hocam Prof. Dr. Mehmet AKGÜL’e teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca konuyla ilgili değerli önerileri ile yol gösteren, birçok konuda destekçi olan hocam Mustafa TERKOS’a, anketleri uygulama aşamasında L.N. Gumılyev Ulusal Avrasya Üniversitesinde görev yapan arkadaşım Muratbek DARİBAY’a, maddi ve manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen arkadaşım Hatice ARSLAN ve eşi Abdürahim ARSLAN’a, Mahir KARAAYVAZ’a, uzaklarda olsalarda desteklerini her zaman hissettiğim değerli aileme, annem Kulzada, abim Tileukhan’a şükranlarımı sunuyorum.

Guliya KHADYLKHAN KONYA-2016

(11)

x ÖZET

Kazakistan’da Üniversite Gençlerinin Dine Yönelimi başlığı taşıyan bu araştırmamız (L.N. Gumılyev Ulusal Avrasya Üniversitesi örneği) üzerinde, günümüzde üniversite gençlerinin dini inanç ve değerlere ilgili tutum ve davranışlarını, dine bakış açılarını, gelecekte dinle ilgili nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hakkında düşüncelerini ortaya çıkarmak, dini hayatla ilgili yönelimlerini tespit etmek, bu yönelimlerdeki benzerlik ve farklılıkları belirlemek üzere düzenlenmiştir.

Ayrıca çalışmamız Kazakistan Sovyet rejiminin döneminden, Bağımsızlığını ilan ettiği döneme kadar ki İslam dininin genel durumunu değerlendirmek, bağımsızlığın ilan ettikten sonraki dönemde ülkede dini hayatla ilgili meydana gelen gelişmeleri tespit etmeye yönelik konuları da kapsamaktadır.

Bu çalışma giriş ve üç ayrı bölümden oluşan bir araştırma olarak düzenlenmiştir. Giriş kısmı, araştırmanın konusunu, amacını, önemini, varsayımını ve hipotezlerini, sınırlıklarını içermektedir. Birinci bölüm araştırmada kullanılan temel kavramlar (din, gençlik ve toplum v.b), ve Kazakistan hakkında genel bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölüm, araştırmanın metodu, modeli, evren ve örneklem, ölçme aracı, araştırmanın anket uygulaması, işlem ve analizlere ilişkin bilgileri kapsamaktadır. Üçüncü bölümde dini inanç ve değerlerle ilgili tutumları, ibadet, dini bilgi ve günümüzde dinin pratik alana yansımaları, gençlerin dine bakış açısı ve düşüncelerinin boyutlarına göre incelenmesine yer verilmiştir.

Sonuç olarak araştırmada elde edilen bulgular çerçevesinde, Kazakistan’da Üniversite Gençlerinin Dine Yönelimlerinin ‘’L.N. Gumılyev Ulusal Avrasya Üniversitesi örneği’’ olumlu olduğunu; yaşadıkları tüm zorluklara rağmen gençlerin inançlarına sahip çıktıkları, dini inanç ve değerle ilgili tutumlarının, günümüzde dini hayata bakış açılarını olumlu yönde ve geliştirmeye açık olduğu anlaşılmıştır.

(12)

xi ABSTRACT

This research which is titled as Religious Orientation of University Youth in Kazakhstan (based on L.N. Gumlyev National Eurasian University sample), is designed to determine the attitudes and behaviors of university students towards religious beliefs and values, religious viewpoints, to reveal their reflections on how to approach the religion in the future, to determine the tendencies related to religious life, and to determine the similarities and differences in these orientations.

In addition, our thesis includes evaluating the general state of Islam from the time of the Soviet regime of Kazakhstan until the time period when it declared its independence, and identifying the developments in religious life in the country in the period after declaring independence.

This thesis was organized as a study consisting of an introduction and three separate sections. The introduction includes the subject, the purpose, the importance, the hypothesis and the hypotheses, the limitations of the research. The first part contains the basic concepts used in research (religion, youth and society etc.), and general information about Kazakhstan. The second part contains information on the method, model, universe and sample of the research, measurement tool, questionnaire application of the researcher, process and analysis. In the third chapter, the attitudes about religious beliefs and values, worship, religious knowledge and reflection of religious practice in today's world are examined in terms of the perspectives and thoughts of the young people.

In conclusion, in the context of the findings of the research, it was observed that religious tendency of university youth in Kazakhstan based on L.N. Gumlyev National Eurasian University sample, has been positive; despite all the difficulties they have experienced, they have held onto their religion, their attitudes toward religious belief and value have positively influenced the development of their religious viewpoints in today’s world.

(13)

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Örneklemin Cinsiyete Göre Dağılımı ... 48

Tablo 2. Örneklemin Yaşa Göre Dağılımı ... 49

Tablo 3. Örneklemin Medeni Durumuna Göre Dağılımı ... 49

Tablo 4. Araştırmaya Katılanların Üniversiteye Gelmeden Önce Yaşadığı Yere Göre Dağılımı ... 50

Tablo 5. Araştırmaya Katılan Gençlerin Babasının Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ... 51

Tablo 6. Araştırmaya Katılan Gençlerin Annesinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ... 51

Tablo 7. Gençlerin Üniversite Eğitim Süresince Kaldığı Yere Göre Dağılımı ... 52

Tablo 8. Araştırmaya Katılan Gençlerin Ailesinin Gelir Durumun Göre Dağılımı .. 52

Tablo 9. Gençlerin Dini İnanç ve Değerlerle İlgili Tutumlarının Dağılımı ... 54

Tablo 10. Dini İnanç ve Değerlerle İlgili Tutumların Cinsiyete Göre Dağılımı ... 54

Tablo 11. Dini İnanç ve Değerlerle İlgili Tutumların Yaşa Göre Dağılımı ... 55

Tablo 12. Aile Fertlerinin Dini İnanca İlgili Tutumları Göre Dağılımı... 56

Tablo 13. Aile Fertlerinin Dini İnanca İlgili Tutumlarının Gençlerin Üniversiteye Gelmeden Önce Yaşadığı Yerleşim Yerine Göre Dağılımı ... 57

Tablo 14. Örneklemin Namaz Kılıp Kılmaması ile İlgili Dağılımları ... 59

Tablo 15. Namaz Kılıp Kılmamasının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 60

Tablo 16. Namaz Kılıp Kılmamasının Yaşa Göre Dağılımı ... 61

Tablo 17. Deneklerin Oruç Tutup Tutmamasına Göre Dağılımı ... 62

Tablo 18. Örneklemin Oruç Tutup Tutmamasının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 62

Tablo 19. Örneklemin Oruç Tutup Tutmamasının Yaşa Göre Dağılımı ... 63

Tablo 20. Gençlerin İbadetlerini Yerine Getirme Sebepleri ... 64

(14)

xiii

Tablo 22. Gençlerin Camiye Gitme Sebeplerine Göre Dağılımı ... 66

Tablo 23. Gençlerin Camiye Gitme Sebeplerinin Cinsiyete Göre Dağılımı ... 67

Tablo 24. Gençlerin Diğer Dinlere Saygısı ... 68

Tablo 25. Gençlerin Dini Nikâhla İlgili Tutumlarına Göre Dağılımı ... 68

Tablo 26. Örneklemin Dini Nikâhla İlgili Tutumlarının, Cinsiyete Göre Dağılımı .. 69

Tablo 27 Gençlerin Bayanların Başörtü Örtünmesi Konusundaki Tutumlarının Dağılımı ... 69

Tablo 28. Gençlerin Bayanların Başörtü Örtünmesi Konusundaki Tutumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 70

Tablo 29. Kazak Gençlerin Zor Zamanlarında Falcıya Gidip Gitmemesine Göre Dağılımı ... 71

Tablo 30. Zor Zamanlarınızda Falcı ve Kâhinlere Gitme Durumunun Cinsiyete Göre Dağılımı ... 72

Tablo 31. Gençlerin Dini Kitaplar Okuyup Okumamasına Göre Dağılımı ... 72

Tablo 32. Dini Kitaplar Okuyup Okumamasının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 73

Tablo 33. Deneklerin Arkadaşları ile Bir Araya Gelindiği Zaman Tartışılan Konulara Göre Dağılımı ... 74

Tablo 34. Gençlerde Arkadaşları ile Bir Araya Gelindiği Zaman Tartışılan Konuların Cinsiyete Göre Dağılımı ... 74

Tablo 35. Kazak Gençlerinin Arkadaş Seçiminde Nelere Dikkat Ettiği Sorusunun Yanıtı ... 75

Tablo 36. Arkadaş Seçiminde Cinsiyete Göre Dağılımı ... 76

Tablo 37.Arkadaş Seçiminin, Dini İnanca ve Değerlere Karşı Tutumlarına Göre Dağılımı ... 77

Tablo 38. Kazak Gençlerinin Dinle İlgili Konuları Nerden Takip Ediyorsunuz Sorusuna Verdikleri Yanıtlar ... 78

(15)

xiv

Tablo 40. Gençlerin Kazakistan’da Dini Öğrenmek İçin Kitap, Dini Kaynaklar v.b Bilgilerin Yeterliliğiyle İlgili Görüşlerinin Dağılımı ... 79 Tablo 41. Gençlerin Kazakistan’da (KMDİ) Hizmetlerinin Yeterli Olup Olmaması Yönündeki Düşünceleri. ... 79 Tablo 42. Gençlerin Kazakistan’da (KMDİ) Hizmetlerine Bakış Açısının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 80 Tablo 43. Gençlerin Kazakistan’da Okullarda Dini Ders Verilmesi İle İlgili Düşünceleri ... 80

(16)

xv

RESİMLER LİSTESİ

Resim 1 – Aral Gölü ...23

Resim2 – Aral Gölü ...23

Resim 3. L. N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi Ana Bina ...26

Resim 4. L. N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi Ek Bina ...27

Resim 5. Üniversitenin Öğrenci Yurdu ...27

Resim 6. Üniversitenin ‘’Otırar’’ Kütüphanesi ...28

Resim 7. Fakülte İçerisi ...28

Resim 8. İlahiyat bölüm Hocaları ve Öğrencileri ...29

Resim 9. Dini Eğitim Yüksek Lisans Öğrencilerinin, Araştırmalar Arası Yarışması 1.04.2016 ...29

Resim 10. Tarih ‘’Eğitimi Müzesi " ...30

Resim 11.Çımkent Medrese Öğrencileri ...40

Resim 12. Uçkonır Medrese Öğrencileri ...41

Resim 13. Çımkent Kızlar Medresesi ...41

(17)

xvi

KISALTMALAR a.g.e : Adı geçen eser

çev : Çeviren

Haz : Hazırlayan

Km : Kilometre

KMDİ :Kazakistan Müslümanlar Dini İdaresi

Md : Madde

M.Ö : Milattan Önce

M.S : Milattan Sonra

RKP : Rusya Komünist Partisi

RKP MK : Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi

RSFSR : Rusya Sovyet Federe Sosyalist Cumhuriyeti (Respublika)

s : Sayfa

s.a.s :Sallallahü Aleyhi ve Sellem

SPSS : Statistical Package for the Social Sciences ( İstatistik Paketi,

Programı)

SSC : Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Birliği

Tv : Televizyon

Vb :Ve benzer

v.s : Vesaire

(18)

1 GİRİŞ 1. ARAŞTIRMANIN KONUSU

Araştırma doğal ve toplumsal olaylar arasındaki ilişkiler hakkındaki hipotezlerin sistemli, kontrollü, deneye dayalı ve eleştirel olarak incelenmesidir.1

Yeni bilgilerin elde edilmelerine ve olayların doğru olarak yorumlanmasına yönelmiş titiz bir deneme, gözlem geliştirme çabasıdır.2

Bu araştırmanın ana konusu Kazakistan’da Üniversite Gençlerinin Dine Yönelimi, (L.N. Gumılyev Ulusal Avrasya Üniversitesi örneği) bu konu üzerinde gençlerin dine bakış açısı, dini hayatın çeşitli boyutları, tutum ve davranışları gibi çeşitli yönleri ile tespit edilecektir. Ayrıca üniversite gençlerinin dini eğitim konusunda nasıl bir beklentileri olduğunu, din ve dini konuda nasıl bir yol izlediklerini, ahlaki tutum ve davranış boyutları ile ilgili dine yönelimlerini ortaya çıkarmaya çalışılacaktır.

2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

Araştırmanın en önemli amacı, Kazakistan’daki üniversite gençlerinin günümüzde İslam dinine ilgisi, ibadetlerini yerine getirmesi, dine olan manevi yönden davranış ve düşüncelerinin incelenmesidir.

Bu araştırma Kazakistan’da yaşayan üniversite gençlerinin dine bakış açısını ve dine yönelimlerini daha açık bir şekilde görebilmemize yardımcı olacaktır. Ayrıca dini konularla uğraşan insanlar ve Kazakistan’daki ilahiyat fakültesinde görevi yapan hocalar ve öğrenciler için, üniversite gençlerinin dini hayatı hakkında bilgi sunacak, gençlerin düşüncelerini tanımak ve eksiklerini bilmek vb. durumlarda ilahiyatçılar ve araştırmacıları aydınlatacak.

Bu araştırmanın Kazakistan’daki üniversite gençlerini daha iyi tanıyıp ve dini eksiklerini tespit ederek, bundan sonra dini eğitim konusunda atılacak adımlara katkıda bulunacağını da ümit ediyoruz.

1Remzi Altunışık ve Arık, Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri, SPSS Uygulamalı, 3. Baskı,

Sakarya Kitabevi, 2004, s.19

2Erol Alaçam, Bilimsel etkinlik ve Yayım, Türkiye Bilimsel ve Araştırma Kurumu Yayınları, Ankara,

(19)

2

Bir ülkenin geleceği, her şeyden önce dengeli, sağlıklı, kişilik sahibi ve fedakâr kuşaklar yetiştirilerek güvence altına alınabilir. Onlar bunu kuracak, yaşatacak ve devam ettirecektir. Bunun gerçekleştirilmesi için de, genç kuşağın nasıl bir yöne sahip oluğunu bilimsel ve bütünlük yaklaşımlarıyla araştırılması gerekir. Her millet ve toplum için gençlerin yeri önemli ve ayrıdır. Bu nedenle gençler üzerinde yapılan araştırmaların önemi arıtmaktadır.

3. VARSAYIMLARI ve HİPOTEZİLERİ

Hipotez, gözlenen olay veya durumlardan çıkartılan, henüz test edilmemiş, fakat doğru olduğu tahmin edilen bir öneridir. Olayların gözlenmesi ve izlenmesi ile genel bir sonuca ulaşılmaya çalışılır. Bilimsel araştırma bir hipotezin kurulmasıyla yürütülmelidir. Hipotez araştırmayı sonuca götürecek çok önemli bir yol göstericidir.

Kazakistan’da Üniversite gençlerinin dine yönelimi, tutum ve davranışlarının ( değişkenlere göre) farklık gösterip göstermeyeceği araştırılacağı bu çalışmada, geliştirilen hipotezler sınanacaktır.

Buna göre ana varsayımımız:

A. Bağımsızlık sonrası dine karşı olumlu bir yönelim olduğu varsayılmaktadır.

Erkeklerin genel anlamda daha dindar oldukları varsayılmaktadır.

Erkeklerin dini bilgi düzeyi kadınların dini bilgi düzeyinden daha yüksek olduğu varsayılmaktadır.

Kadınların bağımsızlık sonrası dine yaklaşımının olumlu yönde olduğu varsayılmaktadır.

B. Dini inanç, tutum ve davranışların cinsiyet değişkenine göre farklılaşacağı varsayılmaktadır.

Yaş ve cinsiyet, dine yönelimin inanç ve ibadet boyutlarında anlamlı farklılığa yol açacağı varsayılmaktadır.

(20)

3 4. SINIRLILIKLAR

Araştırmamızın sınırlıkları şöyledir:

Araştırmaya katılanlar, demografik özellikleri bulgular ve tartışma bölümünde ayrıntılı olarak verilen 226 katılımcının oluşturduğu örneklem grubu ile sınırlıdır.

Araştırmaya katılacak denekler Kazakistan’da yaşayan üniversite gençleri L.N. Gumılyev Ulusal Avrasya Üniversitesin ’de(Örneği)’ okuyan öğrencilerle sınırlıdır.

Araştırma alt sınır yaş grubu,15 yaşındaki öğrenciler ile sınırlıdır.

Araştırma, araştırmaya katılacak olanların sorulara verdikleri cevaplarla ve araştırmacının gözlemleri ile sınırlıdır.

(21)

4

BİRİNCİ BÖLÜM TEORİK ÇERÇEVE

1.1 TEMEL KAVRAM VE TANIMLAR ( KAVRAMSAL BİR YAKLAŞIM)

1.1.1 Dinin Tanımı

Din olgusunu konu edinen bu araştırmada öncelikle dinin ne olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. İnsanlığın hemen her döneminde toplumların hayatını etkileyen, aşkın bir güce inanma duygusunun var olduğu görülmektedir. Din, insanların yaşam biçimlerinin şekillenmesinde, sosyal, kültürel, ekonomik, eğitim vs. alanların düzenlenmesinde önemli bir unsur olmaktadır.

Din kavramı hakkında bugüne kadar pek çok tanımlama yapılmıştır. Bilinen bu tanımlamaların en eskisi, eski Yunanca’dan “Thrioheya”, şimdi “triskevi” şeklinde ifade edilen din kelimesi, korkuyla karışık saygı anlamına gelmektedir.3

İslam Âlimlerine göre din kelimesi Arapça “d.y.n” kökünden çıkmaktadır.4

Kur’an’ı Kerimde din kelimesi doksan iki yerde geçmektedir, ayrıca üç ayette de (Tevbe 9/29; Saffet 37/53; Vakia 56/86) değişik türlerde yer almıştır. Bu ayetlerde dinin başlıca şu anlamlarda kullanıldığı görülür: Zül, yönetme-yönetilme, itaat, hüküm, tapınma, tevhid, İslam, şeriat, hudud, âdet, ceza, hesap, millet, mükâfat, hâkimiyet, galibiyet, mülkiyet, ferman.5

Buna göre din kelimesinin anlamı, İslami literatürdeki kullanımı göz önüne bulundurarak dört grupta toplanabilir: a) Ceza, mükâfat, hüküm, hesap; b) Üstün gelme, hâkimiyet, zelil kılma, zorlama; c) İtaat, teslimiyet, hizmet, ibadet; d) Adet, yol, kanun şeriat, millet mezhep.6

Dini her âlim kendine göre tanımlar. İngiliz antropologu E. B. Tylor dini “ruhi varlıklara inanç” olarak tanımlamakta, A. Reville gibi bir kısım dinler tarihi uzmanları ise dini, “Tanrıya veya Tanrılara yapılan ibadet ve ayinler” olarak

3 Niyazi Akyüz, Gecekondularda Dini Hayat ve Kentlileşme, Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara

2007 s. 48.

4T.D.V. İslam Ansiklopedisi, C.9, 1994 s.312.

5 Günay Tümer, Din İslam Ansiklopedisi, IX, Türkiye Diyanet Vakfı Yay, Ankara 2002, s.312. 6 Tümer, a.g.e s. 313-314.

(22)

5

tanımlamaktadır. Durkheim ise bu anlayışı tenkit etmektedir. Çünkü Budizm gibi “Tanrısız dinler” de mevcuttur.7

Yeryüzündeki dini deneyimlerin çokluğu nedeniyle tek bir din tanımı yapılamamaktadır. Her bir dini deneyim için ise ayrı ayrı tarif yapmak imkânsızdır. Bu nedenle araştırmacılar, dinlerin benzerliklerini bir araya getirerek bir takım ölçütlere varmışlardır ki bunlar kutsallık, yaratılış, mesaj, elçi, cemaat ve yaratıcı gibi kategorilerle ifade edilebilir.8

Din, insanları ortak şuur ve vicdan etrafında birleştiren, toplumları yükselten, onların gelişmesine katkı sağlayan, aynı zamanda fertleri yönlendiren bir sistemdir. Tüm bunlarla birlikte ayrıca dinin iki yönü vardır; bunlar objektif ve subjektif yönleridir. Sübjektif yön insanın iç dünyasındaki duygusal yönü; objektif yönü ise dışa akseden yönüdür.9

Jolivet, dini subjektif ve objektif olarak şöyle tanımlamaktadır. Subjektif olarak din: İnsanın Allah’a karşı içinden gelen aşk, tazim ve itimat ile bağlanması. Allah’a ve onun koyduğu prensiplere ve gayelere karşı bütün akıl ve hissiyatı ile bağlanmayı mecbur olarak kabul etmesi. Objektif olarak din; Subjektif olarak duyulan din duygusunun harici fiil ve hareketlerle beyan ve ifade edilmesidir. Ayinler, kurbanlar, dua ve ibadetler, ahlaki mükellefiyetler gibi.10

Din, objektif bir gerçek olduğu kadar psikolojik (subjektif) bir gerçekliktir de. O, değerler içerisinde en yüksek yeri işgal ettiği gibi, insan ruhu için büyük bir kuvvettir.

Dinin tanımı bağlamında üzerinde durulması gereken diğer bir kavram ise dindarlıktır. Din yukarıda ifade edildiği gibi çok genel anlamda bir sistem ifade etmektedir. Dindarlık ise, bireyin din olarak kabul ettiği obje doğrultusunda gerçekleşen, bireysel yaşantılarını ifade etmektedir.11

7Ünver Günay, Din Sosyolojisi, İnsan Yay, İstanbul, 2002, s. 217-218.

8Ergun Yıldırım, Değişen Din Anlayışının Sosyolojisi, Bilge Y. 1. baskı, İstanbul 1999, s. 27. 9 Hüseyin Peker, Din Psikolojisi, Çamlıca Yay, İstanbul 2003, s. 30-31

10 Ali Ulvi Mehmedoğlu, Kişilik ve Din Değerler, Eğitim Merkez Yay. İstanbul 2004, s. 26

11Adem Şahin, Ergenlerde Dindarlık ve Benlik, Dindarlığın Ergen Benliğine Etkisi Üzerinde Bir

(23)

6

Dindarlık, yaşama ve hissetme yönüyle bireysel, tezahürleri açısından toplumsal bir olgudur. Bu bakımdan dindarlık, bireysel yönüyle ne kadar sübjektif bir karaktere sahip ise sosyal yansımaları açısından da o kadar objektif ve gözlenebilir bir özelliğe sahiptir. Dindarlığın iç ve dış faktörlerden çeşitli derecelerde etkilenmesi ve bu doğrultuda değişmesi ve şekillenmesi doğaldır. Göreceli bir kavram olan dindarlığa birbirinden çok değişik anlamlar yüklenebilir. Dolayısıyla dindarlığın sınırlarını tam olarak belirlemek ve tüm yönlerini kuşatacak bir yaklaşım sergilemek oldukça zordur.

Toplumda insanlar, dini inançlar ve değerleri gözeterek birbirini değerlendirir. Dini kültürün ortaya koyduğu ibadetler ( namaz, oruç v.s) esasına göre dindarlık tanımlarını yaparlar.

Din, hem ferdi hem de toplumu etkileyen sosyal-kültürel bir kurum, insanın günlük hayatındaki davranışlarına yön veren bir faktördür.

Allah’ın insanların her iki dünyada da mutluğunu sağlamak için gönderilmiş veya bildirmiş olduğu ilahi emirlerin tamamıdır.12

“Din, insanlara bir hayat tarz sunan, onları belli bir dünya görüşü içinde toplayan kurum, bir değer biçme ve yaşama tarzı, yaratıcıya isteyerek bağlanma, bir takım şeyleri duyma, onlara inanma ve onlara uygun iradi faaliyette bulunma olgusu; aşkın varlıkla ona inanan insan arasındaki ilişkiden doğan tecrübenin, inanan kişinin hayatındaki tezahürleri olarak tanımlanabilir.’'13

Dinin ana unsurlarını yedi ana başlık altına toplayabiliriz.

1- Tabiatüstü varlık ya da varlıklara ve insanın kendisi ile ilişki kuracağı varlık ya da varlıklara inanç.

2- Tabiatüstü gerçek tarafından belirlenen inançlar ve ibadetler. 3- Hayatın kutsal olarak ikiye bölünmesi.

4- İnsanlar arasından belirlenen elçiler vasıtasıyla ilişki kurulan tabiatüstü bir dünyaya inanmak.

12 Mustafa Tavukçuoğlu Din Kültür ve Ahlak bilgisi. Mikro Yay. Ankara 2002, s. 1 13Zeki Aslantürk; Tayfun Amman; Sosyoloji, s.281–282

(24)

7

5- Hayata tabiatüstü amaca göre düzen verme gayreti.

6- Vahiy edilmiş doğruların, dünyayı anlamada, diğer insan çabalarını kenara attığına inanma.

7- Bir inananlar topluluğu oluşturma gayreti olarak sıralanmaktadır.

Dini tutumlar, davranışlar ve tecrübeler dindarlığın bir ifadesi olarak kabul edilmekte ve incelenmektedir. Sonuçta dindarlık bireyin dinsel yapıyla kurduğu bağlılık düzeyinin subjektif ifadesi olmaktadır. Başka bir ifadeyle dindar insan, inançlarını davranışı olarak somutlaştırmaktadır.14

1.1.2 Gençliğin Tanımı

“Gençlik dönemi bireyin biyolojik ve duygusal süreçlerindeki değişikliklerle başlayan, cinsel ve psiko-sosyal olgunluğa doğru gelişmesi ile sürerek bireyin bağımsızlığını ve sosyal üretkenliğini kazandığı belirlenmemiş bir zamanda sona eren kronolojik bir dönemdir.” Gençlik bireyin daha çok bireyselleşmeye çalıştığı, kendini ispat etme çabasında olduğu ve ergenlik gibi çok önemli bir dönemden diğer yandan da gençlik bireyin sosyalleşme ve toplumla normlarla daha çok içli dışlı olduğu ve öğrendiği bir dönemdir. Küreselleşme ve teknolojinin gelişmesi ile hem toplum en çok da gençlik etkilenmektedir. Gençlik için kesin bir yaş sınırı ile belirlemek mümkün olmamakla birlikte, bu çalışmada, gençlik dönemi olarak genel anlamda insanın ergenlikten çıkıp yetişkinliğe hazırlandığı yaklaşık on beş – yirmi dört yaş grubu ele alınmıştır. Kısaca aşağıdaki açıklamaya göre gençlik:

Gençlik; insanda bedence, boyca büyümenin hormonsal, cinsel, sosyal, duygusal, kişisel ve zihinsel değişme ve gelişmelerin olduğu, buluğla başlayan ve bedensel büyümenin sona ermesi ile sonlandığı düşünülen özel bir evredir. Gençlik ise; ergenlikte kapsayan ve üst yaş sınırların daha genç olduğu bir çağıdır. Gençlik tabirinin ‘’ergenlik’’ yerine kullanılması yanlış olmaz. 15

Gençlik dönemi, tabiat itibariyle sorunlu, bunalımlı bir hayat devresi olarak bilinir ve kabul edilir. Gençlerin yaşadıkları sorunlar yalnızca gelişmiş ülkelere

14 Necdet Subaşı, ‘’Türkiye Dindarlığı: Yeni Tipolojiler’’,İslâmiyât Dergisi, C. 5. Sayı 4,

Ekim-Aralık, Ankara, 2002, s. 24.

(25)

8

mahsus olmayıp, çeşitli kültürlerde ve zamanlarda az çok benzerlerine rastlanan, nerdeyse evrensel bir olgudur.16

Unesco'nun bir yayınında, üç ayrı gençlik tanımına yer verilmiştir. Birinci tanımda, gençliğin "on beş-yirmi beş yaş grubu" olarak belirtilmesinin yanı sıra, gencin kişilik yapısı da hesaba katılarak "Genç; öğrenim yapan, hayatını kazanmak için çalışmayan ve kendine ait konutu bulunmayan kimsedir.", "Genç; geniş bir hayal gücüne sahip olan, cesaretin çekingenliğe ve macera isteğinin rahatlık duygusuna üstün geldiği insandır’’ gibi tanımlara ihtiyaç duyulmuştur. Özcan Köknel' e göre "Genç; belirli ve sınırlı bir yaş dilimi içinde duygu, düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme çabası harcayan kişidir." Birsen Gökçe'nin tanımı ise şöyledir: "Gençlik; buluğa erme ile başlayan fizyolojik ve psikolojik değişmeyi içeren, bireyi sosyal olgunluğa hazırlayan bir yaş dönemidir.17

Atalay Yörükoğlu’nun tanımı ise: ‘’ Gençlik, çocuklukla erişkinlik arasında yer alan, gelişme, ruhsal olgunlaşma ve yaşama hazırlık dönemidir18 şeklindedir.

Erme Kongar da; ‘’Gençlik bir toplumun en dinamik ve akışkan kesimidir. Gençlik, üretim araçları karşısındaki yeri belirlenmemiş olan kişilerden oluşur’’19

şeklinde bir tanım yapmaktadır.

Yukarda tanınan tanımlara göre gençlik; Gençlik, kimlik arayışının ve benlik oluşumunun yaşandığı, somut düşünmeden soyut düşünmeye geçildiği, dini şuurun uyandığı ve kimlik arayışının ve benlik oluşumunun yaşandığı, kendini hayata hazırlama ve kişiliğin oluşum sürecini kapsayan bir yaş dönemidir.

1.1.3 Gençlik ve Din

Gençlik çağı aynı zamanda bir sosyalleşme dönemidir. Çevre ile ilişkiler gençlerin en önemli faaliyetlerini oluşturur. Bu çağ kişiliğin sosyal nitelik kazandığı, içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını, dini inançlarını, örf ve adetlerini, başka bir ifade ile sosyal ve kültürel yapısını öğrenip benimsediği dönemdir. Ergenlik

16 Hayati Hökelekli, Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi, ‘’Gençlik ve Din’’ Hayati Hökelekli (Ed),

Ankara Okulu Yay. Ankara 2002, s.11.

17Memiş, Meryem, “Genelden Özele: Marjinal Gençlik Grupları”, İnsan ve Toplum Bilimleri

Araştırmaları Dergisi IV, 2012, s.235.

18Mehmet Bayyiğit, Gençlik ve Din, Yediveren Yayın Evi, Konya, 2011, s. 24.

(26)

9

döneminde, her ne kadar düşünce, duygu, davranış ve ilişkilerinde bir içe kapanma dönemi yaşanırsa da, bu geçicidir ve daha sonraları sosyal ilişkiler farklı bir şekil kazanır ve gelişir.20

Gençlerin dinî hayatını konu edinen alan araştırmalarının sonuçlarına göre, gençlik evresindeki kişiler, yüksek bir dinî potansiyelle birlikte, dinî kararsızlık, şüphe, arayış ve buna bağlı olarak dinî değişim ve dönüşümleri yoğun olarak yaşamaktadırlar.21Şüphe etmek, gençlik döneminin din konusundaki en karakteristik

özelliğidir.22Gençlerin özellikle okuduğu dersler ve kitaplardan öğrendiği bilimsel

görüşlerle kendisine telkin edilen dinî anlayışların çelişmesi durumunda bu şüphe daha da derinleşir. Gençlik çağında dinî açıdan yaratıcılık kazanılırken, gençleri en çok etkileyen faktörler arasında okunan dersler, arkadaşlar arasında yapılan konu ile ilgili tartışmalar, zihnî yönden olgunlaşma, yazılı ve görsel kaynaklar, kişi ve çevreden gelen etkiler, dindarların ve din adamlarının tutumları sayılabilir. Sıralanan bu faktörlerin ve diğer unsurların etkileri sonucunda gençlik çağının ilerleyen dönemlerinde kişi, ya çocukluktan beri kendisine empoze edilen din anlayışını olduğu gibi alır veya bazı konuları kabul eder, bazılarını reddeder ya da inkâr yoluna sapabilir.23Bu bağlamda, gençlik dönemi, dinî uyanış ve bilinçlenme, geleneksel değerlere karşı tenkit, tepki, şüphe ve güvensizlik, yeni arayış ve tercihlere yönelme, dine ilgisizlik veya tam tersi dinî grup veya cemaat içerisinde kendini tamamıyla dine verme gibi davranış eğilimlerinin varlığını yoğun olarak hissettirdiği bir süreçtir.24

Bir dünya görüşü geliştirme, kendine yön verecek değerleri araştırma, hayatın anlamı ve kendisi açısından yeri ve rolü konusunda tatmin edici cevaplar bulma gibi arayış ve yönelişler gençlik döneminin kendine has davranış özelliklerindendir. Bir grup içerisinde yer alma, önder ve liderlere bağlanma yine bu dönemde önemli bir ihtiyaç olarak ortaya çıkar. Gençlikte, dinî ilginin şuurlu uyanışı

20 M. Bayyiğit, a.g.e. s. 8 21 H. Hökelekli, a.g.e, s. 12

22 Bkz. Abdülkerim Bahadır, “Ergenlik Döneminde Dini Şüphe ve Tereddütler” Gençlik, Din ve

Değerler Psikolojisi, s.255-306.

23Erdoğan Fırat, Üniversite Öğrencilerinde Allah İnancı ve Din Duygusu, Doktora Tezi, Ankara

1977, s.39-42; Mehmet Bayyiğit, Üniversite Gençliğinin Dini İnanç Tutum ve Davranışları Üzerine Bir Araştırma, Doktora Tezi, Bursa 1989, s.43.

(27)

10

ve gelişimi açıkça görülebilmektedir. Gencin gerek kendi iç dinamizmindeki iniş çıkışlar, gerekse toplumda sürekli değişen değer yargıları, dinî bakımdan bocalamalar, bunalımlar ve çelişkili durumların yaşanmasını kaçınılmaz kılar. Ancak gençlerin çoğu için din, “güvenlik”, “kimlik”, “bağlanma” ve “anlama” gibi psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlara cevap vermesi açısından çok önemli bir fonksiyon görmektedir.25

Sonuç olarak din, bireylerin ve özellikle de gençlerin ruh sağlığını koruyucu ve geliştirici en güçlü etkenlerden biridir. Ancak dinin bu etkisi; doğru ve yeterli bilgi, bilimsel öğretim, anlatım ve sosyal destekle işlerlik kazanır. Dinî yönden gelişmesini tamamlamamış gençlerin kişilik yapısı içten ve dıştan sayısız etkiye açık olduğu gibi, temelde yanlış yapılanmış bir dinî anlayış ve yaşayışın doğuracağı sapma ve yabancılaşmaların önünü almak da çok kolay değildir.26

1.1.4 Sosyolojik Açıdan Din

Din sosyolojisi literatüründe din tanımlarının genel olarak iki kategoride toplandığı görülmektedir. Bunlar özsel ve işlevler tanımlardır. Özsel tanımlar, dinin muhtevası üzerinde durarak onun insanlar için getirdiği değerleri ön plana çıkarmıştır. Özsel tanımlarda din daha çok bireyin tecrübesi olarak tanımlanırken, dinin aşkınlık, kutsallık yönüne vurgu yapılmış ve toplumsal bir varlık oluşu göz ardı edilmiştir.27Dinin özsel tanımları arasında Edward Tylor dini “ruhsal varlıklara

inanç” olarak tarif etmiş ve bir aşkınlığı ifade etmiştir. R. Otto ise dini “kutsalın tecrübesi” olarak tanımlamıştır. Melfrod Spiro’ ya göre din “kültürel olarak varsayılıp kabul edilen insanüstü varlıklarla kültürel olarak kalıplaşmış etkileşimden oluşan bir kurumdur”. Bir diğer özsel tanım da Peter L.Berger’ e şöyle tarif eder: “Din kutsal kozmosun kendisiyle tesis edildiği beşeri girişimdir”.28

İşlevsel tanımlarda ise din, birey ve toplum hayatında hangi işlevi yerine getirdiğine bağlı olarak tanımlanmaktadır. Bu yaklaşımı benimseyenler dinin, özde ve temelde ne olduğuyla değil ne gibi işlevler yerine getirdiğiyle ilgilenmektedirler. Din kavramını işlevsel olarak ele alan ilk sosyologlardan Durkheim’a göre; “Bir din,

25Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yay, Ankara 1993, s. 266-267. 26H. Hökelekli, a.g.e, s. 27.

27Hans Freyer, Din Sosyolojisi, AÜİF Yay, Ankara 1964, s. 32.

(28)

11

kutsal şeyler, yani ayrı tutulan ve yasaklanan şeylerden oluşan birleşik bir sistemdir. Bu inanç ve pratikler onları kabul eden kimseleri kilise denen manevi bir topluluk halinde bir araya getirir.”29

Max Weber için de din aşkın, otonom bir güce katılma değil daha çok insanı anlamlandırma ile ilgili bir eylemdir. Weber, dini ve dini davranışı bireysel davranıştan çıkarır. Başka bir ifadeyle dini-sosyal davranışın bireysel olarak inşa edildiğini savunur. Ona göre dinin sosyal sonuçları, dinin özü değil türevidir.30

Dinin ferdi olduğu kadar, aynı zamanda ferdi aşan sosyal karakteri de vardır. Bu da, dinin objektifleşerek bir gruba, bir topluma mal olması demektir. Din, mahiyeti gereği, önce teker teker fertlere nüfuz etse de, zaruri olarak onların fevkine yükselerek, fertler asında bir köprü vazifesi görür.31Dini bir cemiyet teşkil edemeyen

bir din de, ‘ölü’ doğmuş bir ‘cenin’e benzetilmektedir. Bu şekilde, dinin en bariz özelliklerinden birisinin cemaat teşkil etmesi olarak görülmektedir.32Dinin sosyal bir

karaktere sahip olması ise, onun öteki toplum olayları ile karşılıklı etki-tepki ilişkileri içinde bulunması ve din olaylarının belli ölçülerde coğrafi, toplumsal ve kültürel değişkenlere bağlı bulunması demektir. 33

Her din, bir toplum içinde ortaya çıkmakta ve gelişmektedir. Bilinen bütün insan toplumlarında bir dine rastlandığı gibi, sosyal bir olgu olması nedeniyle, sorunların, olayların ve çatışmaların olmadığı bir din de mevcut değildir. Çünkü dinin objektifleşip sosyalleştirici araç olması, bir topluma mal olması, bir cemaati ortaya çıkarması, dini olayların belli ölçülerde ve karşılıklı olarak öteki sosyal kurumsal ve kavramsal yapılara, coğrafi faktörlere ve çeşitli değişkenlere bağlı bulunduğunu göstermektedir. Bu da bizi, din ve toplum ilişkilerine götürmektedir.34

1.1.5 Din ve Toplum İlişkisi

Toplumsal hayatın önemli parçalarından birisi “din” kurumudur. Din, insanların yaratılış amacına uygun olarak kendini sürekli geliştirmek ve

29Emile Durkheim, Dini Hayatın İbtidai Şekilleri, çev: Hüseyin Cahit, 1. Baskı, İstanbul: 1923, s. 94. 30Vrijhof, “Din Sosyolojisi Nedir?”, Din Sosyolojisi, Vadi Yay. Ankara 1998, s. 17-18.

31 H. Freyer, a.g.e., s.210.

32 Ü. Günay, Din Sosyolojisi, s.211.

33Ünver Günay, “Modern Sanayi Toplumlarında Din: I”, EÜİFD, Sayı:3, Kayseri 1986, s. 43 34Ünver Günay, Din Sosyolojisi, İnsan Yay., İstanbul 1998, s.121

(29)

12

olgunlaştırmak amacına ulaşmada bir kılavuz görevi görmektedir. Din, bireysel olduğu kadar toplumsal yönü de olan bir yapıdır. Din toplumlara belli bir ‘zihniyet kazandırma’ veya ‘yeni bir dünya kurma vizyonu’’ sağlamaktadır.

İnsanlık tarihi araştırmaları, dinin, insan ve toplum hayatında ‘’fıtri’’ bir gerçeğe sahip olduğunu göstermektedir. Dünya üzerinde dinden ve dini yaşayıştan uzak bir toplumun yaşadığı bilinmiyor. İnsanlık hayatının dinle başladığı ve ‘’başlangıçta dinin var olduğu’’, kutsal kitaplara kadar felsefe ve bilimin de bize öğrettiği bir hakikattir.35

‘’İnsanlık tarihi kadar eskilere uzanan din, tarihin her döneminde bireyleri ve toplumları etkileyen en önemli kurumlardan birisi olmuştur. İnsanın var olduğu her yerde bir dine mensup insanlara rastlanmış ve dini olmayan bir toplum bu güne kadar görülmemiştir’’.36

Din, toplumlarının evrensel bir boyutu olarak karşımıza çıkmaktadır. Din, kültürün ilk basamaklarından başlayarak aile, kabile, boy ve millet gibi birliklerle hep yakın ilişki içerisinde olmuştur. İnsanlığın din ile olan bu ayrılmazlığı, bizi dinin insanın toplumsal boyutuyla ilişkisine götürmektedir. Dinin toplumsal boyutlu oluşu onun, hayatın hemen her alanında insanları etki altında bırakışı ile alakalıdır. Dinlerde bulunan ahlaki ilke ve esaslar, insanların toplumsal eylemlerini güçlü bir biçimde etkiler ve böylece toplumsal düzenin objektif yapısının belirlenmesinde önemli bir rol oynar.37Her insan topluluğu bir dünya kurma girişimi içinde olmuştur.

Bu teşebbüste yer alan çeşitli olgu ve unsurlar arasında din özel bir yer işgal eder.38Dolayısıyla inşa edilen dünyada din ile insan arasında ve doğal olarak din ile toplum arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır.

Din-toplum ilişkileri farklı düzeylerde ele alınmakla birlikte, değerlendirmeler genelde iki grupta toplanabilir. Bunlardan birincisi, toplumsal

35M. Bayyiğit, a.g.e. s. 37. 36 H. Freyer, a.g.e, s. 31.

37Joachim Wach, Din Sosyolojisi, MÜİFV Yay, İstanbul 1995, s. 61.

(30)

13

yapının din tarafından şekillendirildiği; ikincisi ise, bunun aksine, dinin toplumsal yapı ve şartların bir ürünü olduğu şeklindeki görüşlerdir.39

1.1.6 Din ve Eğitim

Eğitim, her şeyden önce planlı ve programlı bir etkinliktir. Toplumların geleceği, yeni yetişen neslin eğitim durumuna göre şekillenmektedir.

Sosyologlar, eğitimciler ve diğerleri kişinin inanç ve tutumlarının oluşmasında, kökleşmesinde, davranış modelleri haline gelmesine özellikle kültürel etkilere büyük önem verirler. Çünkü insanın ömrünü doğumdan ölüme kadar bir toplum üyesi olarak geçirir. Bir toplumda yaşamak demek devamlı ve yaygın bir şekilde sosyal ve kültürel etkinin altında kalmak demektir. Yanı, insan içinde yaşadığı kültürel çevreden doğrudan doğruya veya dolaylı olarak etkilenmektedir.40

Din eğitimi ilk olarak ailede başlar. İnsanlar dine dair ilk bilgileri burada öğrenirler. İnsanın tüm hayatına yön verecek olan dinin belirlenmesinde en büyük pay aileye düşmektedir. Aileden sonra insanlar daha ayrıntılı ve kapsamlı din eğitimini örgün ve yaygın nitelikteki eğitim kurumlarında görürler. Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına, kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.41

Kur’an’ı Kerim’de bilmeyi öğrenmeyi öven, teşvik eden birçok ayet vardır.42 Kur’an’ı Kerime göre bilginin kaynağı ilahidir. İlk insan ve ilk peygamber

Hz. Âdem, varlıklar hakkındaki bilgiyi Rabbinden43 öğrenmiştir.44 Her peygambere

39Mustafa Aydın, Kurumlar Sosyolojisi, Vadi Yayı, Ankara1997, s. 128-129. 40 M. Bayyiğit, a.g.e, s. 43

41Mualla Selçuk, “Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?”, Din Öğretiminde Yeni

Yaklaşımlar, MEB Yay, İstanbul 2000, s. 207.

42 Bkz. Nisa 4/162, Bakara /118, 247, Zümer 39/9; Fatır 35/28; Araf 7/52, Alak 96/1, 5; Yunus

10/89…

43 ‘’Rab’’, Allah’ın isimlerinden birisidir. Aynı zamanda ‘’Rab kelimesi, ‘’terbiye’’ manasına

gelmekte, Kur’an’ı Kerim’de eğitim, terbiye karşılığında kullanılmaktadır. M. Hamdi Yazır kelimenin manasın şöyle açıklar: ‘’Rab, gerçekte terbiye demektir. Yanı bir şeyi olgunluğa ulaştırıncaya kadar tavırdan tavıra geçirmektir.’’ ( Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, C 1, İstanbul 1935, s. 64.)

(31)

14

halkını eğitmekten başka bir görev ile yükümlü sayılmamıştır. Kur’an’ı Kerim, birçok defa peygamberlerin görevini bir eğitim-öğretim işi olarak vasıflandırır. 45

Hz. Peygamberin bir hadisinde: ‘’Allah beni bir öğretici (muallim) olarak gönderdi’’46 diye görevinin bir eğitim-öğretim olduğunu belirtmiştir.

Diğer bir açıklamaya göre, Hz. Peygamber (s.a.s) söyle buyurdu:“Kim ilim talebi için yolculuk yaparsa Allah onu cennete götürecek yola sokar. Muhakkak ki melekler kanıtlarını ilim talebesi üzerine gererler. Bu onlardan razı oldukları içindir. Muhakkak ki gökte ve yerde bulunanlar ilim talebesi için istiğfar ederler. Hatta denizdeki yunus balığı bile. Âlimin abide üstünlüğü bedir gecesinde ayın yıldızlara üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler Nebilerin varisleridir. Nebiler, geriye ne dirhem, ne de dinar bırakıyorlar. Onlar ancak ilmi miras olarak bırakırlar. Kim ondan alırsa büyük bir pay ve kazanç almış olur.47

İslam âleminde ilk eğitim-öğretim yerleri cami ve mescitler, ilk muallim de bizzat Hz. Peygamber’dir. Hz. Peygamber hicretten sonra, ibadetlerin yapılması ve İslami eğitimi gerçekleştirmek için bir bina yaptırmış. Bugün Mescidü’n-Nebi adıyla anılan bu camide üç bölüm bulunuyordu. Namazların kılınması için büyük bir salon, mektep vazifesi görmek üzere bir SuffaveHz. Peygamber’in ailesi için birkaç ayrı küçük oda. Bunlardan Suffa, M. Hamidullah’a göre, İslam’ın ilk üniversitesi olmuştur. Suffa’nın talebeleri, eğitimlerin tamamladıktan sonra, Arabistan’ın çeşitli bölgelerine tebliğci ( misyoner), öğretmen ( instituteur), imanı ileten kimseler olarak gidiyorlardı. 48

Eğitim-öğretim camide veya başka bir yerde yapılmış olması onun niteliğini değiştirmemiştir. Her ne kadar Hz. Peygamberin dini bilgilerin öğretiminde başka, diğer ilim dallarının öğretilmesi veya bugünkü anlamada uzmanlaşma diyebileceğimiz nitelikte bazı talimatlar varsa da, esas itibariyle o günkü eğitimin en belirgin özelliği dini oluşudur.49

45 Bkz. Bakara 2/129; Al-i İmran 3/164; Cum’a 62/2. 46İbnMace, Mukaddime, 17.

47Buhari 10, Ebu Davud 1, Tirmizi 19, İbniMace 7. 48M. Bayyiğit, a.g.e, s. 46.

(32)

15 1.1.7 Din ve Kültür

Kültür, belirli bir toplumda yaşayan insanların bütün öğrendiklerini ve paylaştıklarını kapsayan bir kavramdır. Bu öğrenilen ve paylaşılan şeyler, insanın doğumundan başlayarak, hayatın sonuna kadar devam eder. Örneğin; dilini, dinini, yiyip içmesini, sosyal yaşantısını, bilgi, görgü kurallarını, manevî değerlerini içine alır. Kültür, eğitim görmüş bir insanın davranışlarını düzenlemesi, bilgi, duygu ve düşüncelerini topluma uygun bir şekilde kullanmasıdır. Dilimizde bu gibi kişilere "kültürlü insan" denir.

Kültür, bir canlı organizma gibidir ve üstelik onun saklanması ve korunması toplumsal bir süreçtir. Bu anlamda kültür, yaşayan kuşakların kendi zekâ, yetenek, ihtisas ve eğitimlerine göre geçmiş nesillerden devir aldıkları bir sosyal mirastır.50

Din ile kültür ayrılmaz bir bütündür. Din; hemen her çağda insanların ve toplumların yaşantısına yön vermiş, değişim ve gelişimine etki etmiş, toplumların dil, örf, adet, gelenek, görenek, sanat, edebiyat, müzik, mimari gibi kültür öğelerinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. İbadethaneler, vakıflar, çeşme, köprü, imarethane, kütüphane gibi birçok mimari ve kültürel eserin ortaya çıkmasında birinci derecede dini buyruk ve öğütlerin etkisi olmuştur. Örneğin; ‘Allah’ lafıyla ilgili olarak dilimize geçen; maşallah, bârakellâh, subhânallah, elhamdülillah, Allah Allah, bismillah, (tüh)hay Allah, illallah, ya Allah gibi ifadeler dinin kültür ve yaşamla ilgisini bize açıkça göstermektedir. Ayrıca ahlaki değerlerin kaynağı da çoğu zaman dine dayanmaktadır.

Tarihin hemen her döneminde varlığını koruyan din, günümüz modern sanayi toplumlarında da etkisini sürdürmektedir.51İste bundan dolayıdır ki din

toplumun ve kültürün bir parçasıdır.

50 Ünver Günay, Din Sosyolojisi Dersleri, TÜM, Kayseri 1993, s. 307.

51 Bkz. a - Ünver Günay; “Modern Sanayi Toplumlarında Din II”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi

Dergisi, sayı:4. s. 29–58. b – Anthony Giddens; a.g.e, s. 496, c - Hayati Hökelekli; Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi, Ankara, 2002, s.12

(33)

16

1.2 KAZAKİSTAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER 1.2.1 Kazak Adı ve Tarihi Sahnesi

Kazak tabiri genel olarak ‘hür, bağımsız, serbest, bekâr, mert, yiğit, heybetli, cesur cengâver, güçlü, kendi başına buyruk, isyan sonucu ilini ve ulusunu terk edenler’ manasına gelmektedir. Bir başka araştırmalara göre, Kazak sözcüğüne XI. yy’dan sonraki Türkçe tarih kayıtlarında rastlanmaktadır. Kazaklardan söz eden ilk metin ise 1534 tarihinde Rusça olarak yazılmıştır. Görünüş olarak Moğol coğrafi ırkının özelliklerini taşıyan Kazaklar “Altın Ordu” devletinin egemenliği altında yaşayan Kıpçak oymaklarından meydana gelmişlerdi.52

Kazak halkı, 15.yüzyılın ortalarında deşti-Kıpçak yani Kıpçak bozkırlarındaki Türk kavim ve kabileleri arasındaki iç çekişmeler sonucu etnik bir topluluk olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Kıpçak bozkırındaki göçebe Özbek ulusunun hanı, Ebu’l Hayr Han’ın hâkimiyetini tanımayan Ak Orda (Altın Orda imparatorluğunun doğusu) Hanı Urus Han’ın torunları Canıbek ve Kerey Sultanlar Aral yöresindeki yurtlarını bırakarak, kendilerine bağlı kabile ve Uygurlarla birlikte Talas ve Çu ırmakları arasındaki bozkıra göç ederek Kazak Hanlığını kurmuşlardı. Bu hanlığın değişik Türk boylarından oluşan halkına Kazak adı verildi. Zamanla gelişen ve güçlenen Kazak Hanlığının nüfusu, Kasım Han’ın hâkimiyeti sırasında(1511-1523) bir milyon kişiye ulaşmıştır.53

Kazak kabileler 14.yüzyılda pratik nedenlerle birbirleriyle dayanışmaya geçmişlerdir. Dil ve din benzerliğinden ötürü 15. yüzyılda ortak bir kültürün ortaya çıktığı görülmüştür. Dil ve kültür kabileler arasındaki iletişimi kolaylaştırdıysa da uzun süreye dayanan bağ, o dönemdeki ortak çıkarları olmuştur. Göçebe halk olan Kazak kabilelerinin, ekonomisinin belkemiği olan sürülerine yaz-kış otlak sağlama çabası gibi ortak sorunları nedeniyle düşmanlara karşı birleşmeleri bunu göstermektedir. Orta Asya’daki göçebelik hayatının ulusların şeklini, kültürünü ve dilini belirleme de önemli payı vardır. Günümüzde modern bir Kazak kendini

52İstoriya Kazakhstana s Drevneyşikh Vremen do Naşikh Dney (oçerk), Almatı 1993,s.10. 53Kazakh SSR. Kıskaca Enziklopedia, Tom: I, Almatı 1984, s. 8-10.

(34)

17

öncelikle bir Kazak olarak tanımlar, ardından atalarının ait olduğu cüz’ü, son olarak da Müslüman olduğunu belirtir.54

1.2.2 Tarihte Kazakistan

Kazakistan, batıdan doğuya doğru İdil (Volga) nehrinin aşağı mecrası ve Hazar Denizi'nin kuzey kıyılarından Doğu Türkistan'a kadar 2.500 km. uzunluğunda ve kuzeyden güneye doğru yaklaşık 1700 km uzunluğundadır. Arkeolojik bulgular, Kazakistan topraklarında ilk insan yerleşimlerinin, M.Ö. I. binyıla uzandığını kanıtlamıştır. Bölgenin ilk yerleşimcileri, Sak, Sarmat, Üysün, Kanglı ve Hun kabileleri olmuştur.

M.Ö. I binyılda Kazakistan diyarında yaşamış olan en eski kabile toplumlarının öncüsü Sak toplumudur. Sak kabileleri hakkında ilk bilgilere M.Ö. I yüzyılda eski Romalı düşünür Büyük Plinius ve Yunan tarihçisi Heredot’un yazılarında rastlanmaktadır. Bunla birlikte Plinius çivi yazılarında Sakların üç grubundan bahsedilmiştir. Bunlar, Paradarya (denizin öteki tarafındaki Saklar), Haomavarga Saklar ( Haoma şerbetini yapan Saklar) ve Tigrahauda Saklar (sivri börüklü Saklar)’dır. Paradarya Sakları Aral civarında, Tigrahauda Sakları Sirderya’nın orta akımıyla Han Tanri dağlarında, Haomavarga Sakları ise Murgab havzasında yaşamışlardır.55

Saklardan sonra veya onlarla beraber Sarmat kabilesi, M.Ö. VII-IV. yüzyılları arasında Hazar Denizinin civarında, Edil ve Cayık nehirlerinin aşağı tarafında hüküm sürmüştür.56

Üysünler: Asya’nın içerisinden gelerek Yedisu’daki Tigrahauda Saklarının topraklarını miras olarak almışlardır. Bunlar M:Ö. II. yüzyıl ile M.S. IV. yüzyıllar arasında Kazakistan topraklarında yaşamış ve devlet olma derecesine kadar yükselmiş topluluktur. Üysünlerin bir kısmı Yedisu’ya göç ederek Sak kabilesini hâkimiyetlerine aldılar ve ‘’Kunmo’’ devletini kurdu.57

54Kemal H. Karpat, Türkiye ve Orta Asya, çev. Hakan Gür, İmge Kitabevi Yay, İstanbul 2003,s. 135. 55Akişev K.A, Kuşayev G.A, Drevnyaya KulturaSakov i Usunei, Almatı 1963, s. 16.

56 Kazakistan Tarih Ansiklopedisi, Atamura Baspası, 1998, I, s. 200-202.

(35)

18

Hunlar: Kazakistan tarihinde önemli bir şöhrete sahiptir. Tarihin eski döneminde yaşamış bu halkın ismi savaşçılık ve sertlik sembolü gibidir. Hunların tarihi, M.Ö. I. yüzyıllardan başlayarak M.S. 98 yıllarına kadar ulaşmaktadır. Hunlar, Kuzey Çin sınırına kadar olan alana yerleşmişlerdi. Hun kabileleri ile Çin devletinin arasındaki savaştan sonra Kazakistan, Orta Asya ve Doğu Avrupa topraklarına göç ederek yerleşmişler. Bu sebepli Hunların etnik ve siyasi haritası gençtir.58

M.S. 542-702 yıllar arasında Kazakistan topraklarında Eski ve Batı Türk Kaganatı (Hanlığı) kuruldu. ‘’Türk’’ ismi ilk defa, 542 yılına ait Çin yıllıklarında ‘’Tutsyue’’ olarak rastlıyoruz.59 Bugün Kazakistan topraklarında yaşamış olan Türk

hanlıkların sırasıyla söyleyecek olursak: Türgeş Kaganatı (704-756), Karluk Kaganatı (756-940), Oğuz Devleti ( Batı Kazakistan topraklarında X-X.I. yüzyıllar arası), Karahan Devleti (X-XII. yüzyıllar arası). Karahanlılar Devletinin resmi dini İslam olarak ilan edildi.60 Kimlik Kaganatı ( IX-XI. yüzyıllar arası), Kıpçak Hanlığı (

XI-XIII. yüzyıllar arası).61

Cengiz Han yönetimindeki Moğol askerlerinin 1219-1921’deki istilasından sonra Kazakistan Toprakları tamamen Moğol İmparatorluğunun hâkimiyet altına girdi. XIII. yüzyılın ortasında Cengiz Hanın en büyük oğlu Coçu Orda Ecan’i Seyhun (Sirderya) ile Alatav dağları arasında bir bölgede kurulmuş olan Altın Orda Devletinin bir parçası olarak yarı bağımsız Beyaz Orda Devletini kurdu.62 Fakat bu

devletin yöneticisi Moğol soyundan olmasına rağmen, halkın çoğu gelecekte bölgenin idaresinde önemli rol onayacak olan Türklerden oluşmaktaydı. Beyaz Orda Devletinin zayıflamaya başladığı sıralarda iki yeni güç olan Nogay Ordusu, Abilhayr Han tarafından devralındı. Bölgede oturan kazaklara ‘’Özbek Kazakları’’ denmeye başlandı.63 Ancak Beyaz Orda Devleti tamamen ortadan kaldırılmadığı için bu

dönemde sürekli çatışmalar meydana gelmekteydi. Birçok Kazak kabilesi bölgeyi terk ederek güneydoğudaki Moğolistan’a göç ettiler. 1465’de Beyaz Orda’nın iki şehzadesi, Canibek ve Kerey, beraberliğinde Türk kabilelerinden kalabalık gruplarla

58 Kazakistan Tarih Ansiklopeiasi, a.g.e. I, s. 275. 59 K.S. Karacan, a.g.e. s. 30.

60Musin Çapay, Kazakistan Tarihi, Dauir Baspası, Almatı 2008, s. 61. 61 Karacan, a.g.e. s. 2844.

62 M. Çapay, a.g.e. s. 99-107. 63M. Çapay, a.g.e. s. 119-120.

(36)

19

Moğolistan’a göç ettiler. Moğolistan hanı kabul ederek, kendi topraklarının batısına Çu ve Talas nehirleri civarına yerleştirdi. Bu gruplardan sonra ‘’Kazak Hanlıgı’’ ortaya çıkmıştır. Kazakların ilk hanı Kerey Han (1458-1473 yılları) han olarak ilan edildi. Kerey Han’dan sonra Canibek Han (1473-1480) idareye atandı.64

XVI. yüzyılın başında Kazak kabileler topluğunun çoğu ( Kıpçaklar, Naymanlar, Üysünlar ve Dulatlar dâhil) Kasım Han’ın ( 1511-1523) idaresi altına girdiler.65

Kısaca Kazak halkının 2,5-3 bin yıllık kalıplaşma sürecini şu devirlere ayırabiliriz:

Sak ve Sarmat devri ( M.Ö. VII-II), Üysün ve Hun devri ( M.Ö. III-M.S. IV), Türk Hanlığı devri (542-702), Kıpçak ve Karluk devri ( IX-XIII), Moğol istilası devri ( XIII yüzyıl başı –XIV yüzyıl ortası), Altın Orda’nın dağılmasından sonra çıkmış olan devletlerin devri ( XIV yüzyıl başı ve 1465yıl).

Moğolistan’ın Cungaryan Oyrotları (Kalmuklar) XVII. yüzyılın ortalarında Kazak topraklarına saldırılara başladılar. Buna karşılık Kazaklar kendilerini koruyacak durumda değillerdi. Kazaklar ile Oyrotlar arasındaki üstünlük mücadelesi XVIII. yüzyılın başlarına kadar devam etti. Bu tarihlerde Kazaklar kısa bir süre de olsa birleşerek Oyrotlara karşı çeşitli başarılar elde ettiler. Buna rağmen Mançuların Oyrotları 1758’deki mağlubiyetlerine kadar Oyrot tamamen ortadan kalkmış değildi.66Bu tarihte Kazakların çoğu Çarlık Rus korumasına girdiler. Kazakların Kişi

cüz’ü, (Küçük yüz) 1731’de, Orta cüz’ü (Orta yüz) 1740’da ve Ulu cüz’ün (Büyük yüz) bir kısmı da 1742’de Çarlık Rusya’nın hâkimiyetin kabul ettiler. Kazaklar Çarlık Rusya’sı arasındaki temaslar XVI. yüzyılda başladı ve gittikçe gelişerek Kazakları Çarlık Rusya eksenine çekti. XVIII. Yüzyılın ikinci yarısında gerçekleştirdikleri birkaç ayaklanma ile karşı koymaya çalışmışlar, fakat XIX. yüzyılın ortalarına gediğinde (Mançu İmparatorluğu’nun doğu bölgesi hariç) bütün Kazak topraklarının tamamı Çarlık Rusya’sının kontrolü altına girmişler.67 Hanların

64M. Çapay, a.g.e. s. 130.

65 Kazakistan Ulttık Ansiklopediasi, a.g.e. s. 288. 66M. Çapay, a.g.e. s. 167-172.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bas›nç destekli ventilasyon (pressure support ventilation, PSV); spontan solunumu olan ol- gularda kullan›labilen bir solunum modudur.. Ayarlanan CPAP ve tetik düzeyi ile

Yürütülen çalışmada daha çok matematik pedagojisine yönelik uygulama ağırlıklı Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması derslerinde öğretme bilgi ve becerilerine

Yüksek Lisans Tezi Sosyal Ağ Destekli Uzaktan Eğitim Uygulamalarının Öğrenci Başarısı ve Görüşlerine Etkisi Büşra ÖZMEN Fırat Üniversitesi Eğitim Bilimleri

İmalat sanayi katma değerinin GSYİH içeirisindeki oranını etkileyen faktörler olarak imalat sanayi sektöründe uygulanan ihracat vergi iade oranları (VİO), yatırım

Yaşam yönelimi ile ilgili veriler Scheier ve Carver (1987) tarafından geliştirilen ve Aydın ve Tezer (1991) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Yaşam Yönelimi Testi

—“ Sayın Aybar, Halkçı Parti ile Sosyal Demok­ rasi Partisi, birleşme yolunda bugün son adımı ata­ caklar?. SODEP’In bugünkü kurultayından sonra, or­ taya yeni bir

3 Sadettin Paksoy, Yusuf Ekrem Akbaş ve Mehmet Şentürk, ‘1929 Dünya İktisadi Buhranı ve 2008 Küresel Finans Krizi: Devletçilik Prensibi Açısından Bir Değerlendirme,’

Üç faktörlü çok boyutlu mükemmeliyetçi- lik ölçeğinde hatalardan endişe duyma, davra- nışlardan kuşkulanmak ve personel standartlar ölçeğinin bir kısmı