• Sonuç bulunamadı

Behçet Necatigil sokağı var mı?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Behçet Necatigil sokağı var mı?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYIR

OKTAY AKBAI,________ ___

Behçet Necatigil Sokağı

Var mı?

* * 9

U

Bir kitapta dipnot görmüş Necatigil, Cevdet Kudret’in ‘Ka­ ragöz, Cilt: II, Sayfa 129’da...

"Meddah İsmet - 1851 - 1914 - Ünlü meddah ve ortaoyun­ cusu - Camcı esnafındandı - Ölümünden sonra - Beşiktaş’ta bir sokağa - Adı verildi” diye yazmış 29 Ekim 1976’da... Sonra da şunları eklemiş bu yayımlanmamış şiirine:

"Ben de ona benzesem - Dipnot bir kitapta - Behçet Necati­ gil - Doğum ölüm yılları - Şair, radyo oyunları yazarı - Öğret­ mendi - Beşiktaş’ta bir sokağa - Adı verildi.”

Bugün öyle bir sokak yok. Beşiktaş’ta olsun, kentin başka bir yerinde olsun ‘Behçet Necatigil Sokağı’ diye bir sokak yok! Bugüne dek kimsenin aklına gelmedi böyle bir şey. Ama Ne­ catigil ölümünden üç yıl önce bunu düşünmüş, belki de özle­ miş... Niye olmasın? Yaşam boyu hep Beşiktaş’ta yaşamış, Beşiktaş’ı, insanlarını yazmış bir şaire çok mudur bu semtte bir sokağa hiç değilse adıyla sahip olmak?

"Bütün Eserleri” dizisinin 4. kitabında Necatigil’in yayımlan­ mamış şiirleri yer alıyor. 1934’ten 1979’a kadarki sürede şai­ rin yazıp defterlerde sakladığı dizeler. Kimi bitmiş, ama şairi bit.miş saymamış. Kimi de birkaç dize olarak kalmış...

İşte 1934’te Necatigil 18 yaşındayken yazdığı “ Beşiktaş - Ortaköy” şiiri, lise yıllarında daha sonra da uzun öğretmenlik süresinde hemen her gün gidip geldiği o ince uzun yol, Kaba­ taş Lisesi’ne giden yol...

"Ne hoş sabah akşam yayan - Gitmek aynı kaldırımdan - Ve yol boyunca uzayan - Yüksek bir duvar dibinden - Bir yanımda direkler - Bir yanımda bu duvar - Ne sevinç ne bir keder - Kayıt­ sız bir taş kadar - Ne arkadaştan eser - Ne kalpte bir istek var - Bir sükûnla beraber - Yalnız gittiğim yollar. ”

Aramızdan ayrılalı yedi yıl geçti. Necatigil’den kalan şiirler, düzyazılar, oyunlar Cem Yayınları’nda ‘Bütün Eserleri’ başlı­ ğı altında bir araya getirildi. Âdına bir şiir ödülü konuldu. Baş­ ka? Hepsi bu. Hangi incelemeci, eleştirmeci Necatigil üzeri­ ne bir yapıt hazırladı? Hangi sokağa şairin adı verildi?

Gençlik yılları hastalıklarla geçmiş bir kişi. Bu, ilk şiirlerin­ de çok belli oluyor: "Gitmesem de yatakta ne ileri ne geri - Ses­ sizce birer birer saatler eksiliyor - Yapışmış saçlarımdan alnı- ma sızan teri - Bembeyaz b ir tülbentle bir el, titrek siliyor" ya

da "Saat ona geliyor - Derken on bir olacak - Saatler yükseli­ yor - Saatler alçalacak - Giden günün ardından - Büyük korku­ larla yan - Nerde, noldu, ne zaman - Son saatin çalacak”

Ya Zonguldak’taki ilk öğretmenlik günlerinde, o 1942 yılın­ da 26 yaşındaki şairin kendi anısına yazdıkları: "Hülyalarıyla yaşardı - Bir Behçet Necatigil vardı - Gece yarılarında, sokakta - Kâğıda bir şeyler yazardı - Şairliğinden yadigâr - Bu yeldeğir- menlerikaldı..." Necatigil hep hastalıklardan yakınır, ama baş­ ka türlü bir yakınmadır bu: "Ben bir sürü hastalık çektim de, gördüm de - Kimse diyemez ki özenmiş yazıyor - Hem ben ne yazdımsa ağırlığı altında - Ezildim de yazdım - Kimse diyemez ki özenmiş yazıyor - Doğdum dünya harbi, birinci dünya harbi - Çocukluğum veremli inek sütleri - Boynumda kollanmda oyuk lenf a bezleri - Hastane koridoru, beklemek, küvet, irin - Acısını ancak ben bilirim - Derin izleri derimde, utanacak değilim. ”

Necatigil’in bu yayımlanmamış şiirleri kadar bizleri onun gizli evrenine götüren başka dizeler yoktur. Niye saklamış ki bun­ ları? Kendine kalsın diye... Öyleydi, kimseye fazla açılmak is­ temezdi, iç derinliğini, en yakınına bile göstermekten kaçınır­ dı. Bir şiirinde dediği gibi ‘saklı su' idi Behçet Necatigil... Bu yayımlanmamış şiirlerinde kendini açık açık koymuş ortaya, sergilemiş. Bu açıdan bu kitap Necatigil’in tüm yapıtını ince­ leyecek, kişiliğini açıklayacak olanlar için yararlı ipuçları ver­ mektedir.

"Öğretmendi - Beşiktaş’ta bir sokağa - Adı verildi."

O sokak hangisi olmalı?Ben bir öneride bulunsam mı?Ne- catigil’in küçük ahşap evinin bulunduğu Camgöz Sokağı... Ne demek Camgöz? Bu sokağın adı niye Behçet Necatigil olma­ sın? Bilmem Beşiktaş Belediye Başkanı ya da üyeleri tanırlar mı Necatigil’i? Şiirlerini okumuşlar mıdır? Büyük bir şairimi­ zin Beşiktaş’ta doğup büyüdüğünü, yine bu semtte öldüğünü duymuşlar mıdır?

"Siz gecelere karanlık diyorsunuz - Yalandır beyaz - Dağlar var - Dağlarda ateş yandıkça - Karanlıktan korkulmaz - İnsan­ lar ölünce - Birer yıldız olurmuş gökyüzünde - Allahım bana ger­ çek yıldızları göster - Yıldızları arayınız mümkünse. ”

Referanslar

Benzer Belgeler

Benim için ne büyük bir mutluluk ki İstanbul Hukuk Fakültesi’nin kürsülerinde 1955- 1960 döneminde öğrenci olarak dinlediğim hocamı, şimdi TBMM’nin

Ama dolarlı, mark- lı turistler dünyayı dolaşıp ge­ zecekler.. Frank yerinde otur­ mak için Fransız yerinden kı

Bu konuda, bir süre önce Tür­ kiye'ye gelen Nancy Festivalinin temsilcisi, tanınmış tiyatro ada­ mı Henri Baradier, «Sersem Kocanın Kurnaz Karısı» adlı

Yüreğindeki sanatçı heyecanını, sanatçı tutku­ sunu, Yaşar Kem al kadar dört bir yanma saçan bir sanatçı daha görmedim, di­ yebilirim.. Bu heyecanı ade­

Günübirlik ziyaretçiler, ço­ cukları için Eyüp oyuncakçılarından boyalı kayıklar, beşikler, fırıldak, tahta kılıç, kamış tüfek, tef, dü­ dük,

Dışişlerinden aldığı bursla Madrid Güzel Sanatlar Akademisinde baskı, gravür kıs­ mını bitirdi.. Kendi dalında araştırmalar

Ahiren Leipzig Konservatuvarında tahsillerini bitirdikten sonra Almanya’da bir çok konserler veren, İstanbulda da ilk ciddî konserlerini dinle­ ten ve şimdi

Türk balesine eği­ timci olarak da katkıları bulunan Akın, “Kuğu Gö­ lü”, “Uyuyan Güzel”, “Romeo ve Jüliet”, “Ham­ let”, “Cindirella” gibi