Özdem ir A ltan is, om -of-th e most radical rhoderiiTurkish]
mu ^ ¡{^ ^ jp ra u g h -n um erous phases fr o m im prm ^pnism
5fists, whose work has
'action painting.
sanatçı
atçılarından biri sayılıyor.
w ’
İ l
« I ■ * i
6 0 S K Y L IF E KASIM
O
zdemir Altan (193D günümüz Türk resminin en radikal sanatçılarından biri. Halen Mim ar Sinan Ü niversitesi, Resim Bölü- mü'nde öğretim üyeliği yapan sanatçı, yaşa mının ilk yıllarında Cézanne etkileri görülen empresyonist, daha sonra da kübist resimler yapa rak boya resminin tüm tekniklerini denemiştir. 1970’li yıllarda PopArt etkisinde büyük boyutlu, et kileyici halılar yapmıştır. Bunlardan iki tanesi Rad- yoevi’nde (1969), diğeri de Yapı Kredi Koleksiyo nunda (1974) yer almaktadır. Bu tarihlerde başla yan PopArt çalışmaları, daha sonra kolaj tekniğini kullanarak yaptığı “Yeni Figürasyon” döneminde de devam etmiştir. Bu dönemde genellikle, mekanik parçaları (araba, m otosiklet,makinalar), insan ve çocuk fi gürleriyle kontrast oluşturacak şekilde biraraya getirmiştir. Fi gürler, kolaj yönteminde oldu ğu gibi arka boşluğa yapıştırıl mış izlenimi vermektedirler. Sa natçı, önceden hazırlamış oldu ğu bu kolaj esk izlerin i daha sonra yağlı boya ve akrilikle tu vale geçirmiştir. Bu kompozis yonlarda oluşturduğu yarı ras yonel dünya, sanatçının Türki y e ’nin düzensizliği ve düşünce sistemi üzerine eleştirel diyalo gunun başlangıcıdır.
Sanatına y ön veren en etken gücün “tepki” olduğunu söyle yen Özdemir Altan, 1985 yılın dan itibaren daha renkli, daha ışıklı, derinlikli, resim lerinde uyumu, dengeyi bozm aya ça lışan yeni bir dönem e başlar. Çevresinde rastladığı, başkaları nın y a p tığ ı şem aları, mimari planları, krokileri, öğrenci re simlerini, letraset harflerini bir- birleriyle hiçbir ilgisi olmayan bir düzen ve uyumsuzluk içinde kullanır. Resmin; güzel, uyum lu, dengeli, mantıklı olması ge rektiğine inananlara karşı çıkar sanatçı. “Sağlıklı yaşamın, farklı mantık ve kökenlerden gelenle
rin beraberliği” oluşunu tarif eder. “Aralarında kav ram, köken ve mantık farkları olan öğeler birlikte sanatı oluştururlar”, düşüncesinin, kendisini başka larının yaptıklannı birleştirme noktasına kadar gö türmesine izin vermiştir.
50 yıllık sanat yaşamı boyunca hiçbir üsluba uzun süre bağlanmadan çalışan Özdemir Altan, sanat tari hinin tüm kavramlarını yeniden sorgulayarak
kendi-II
O
zd em ir Altan (b. 19 3D is one o f the most radical m odem Turkish artists, whose work has developed through num erous phases from impressionism to action painting. The influence o f Cézanne is evident in his early work, after which he went on to paint in the cubist style, experimenting with a wide range o f techniques. In the 1970s, under the influence o f Pop Art, he did spectacular large-scale carpets, one o f which is now in the Radio B uild ing (1 9 6 9 ) and another in the Yapi Kredi collection (1974). His “New Figuration’’ period collages often juxtapose m echanical objects (cars, motorcycles, machines) with human figures which appear to be pasted on the background. Altanused these collage sketches as the basis f o r paintings in oils and acryllic on canvas. The sem i-rational world which he creates in these compositions marks the beginning o f the artist’s critical interlocution on Turkey’s incoherence and thought system.
Ozdem ir Altan declares that, “reaction is the most influential force in art, ” and this belief is reflected in his post-1985 paintings which attempt to jo lt
coher-Kazım Taşkent Sanat Galerisi için hazırlanan dördüncü pano çalışması, 1992. Karışık m alzem e 220x510 cm. The fourth panel m ade for Kazım Taşkent Art Gallery, 1992, 220x510 cm.
ni akademik geleneklerden özgürleştirmiştir.
Son dönem pano çalışmalarına “Köpek Gezdirme Alanları Yaygınlaştırma Projesi” ismini veren sanat çı, Dadaist bir yaklaşımla, mizâhi karakterini birleş tirir. 24 Ekim 1988 günü ilk kez Akedemi’nin sergi salonunda gerçekleştirdiği pano, 350x900 cm bo yutlarında, 30 m2’lik bir yüzey üzerine yapılan üç boyutlu bir çalışma idi. Değişik sanatçılardan boya malarını istediği parçalarla, sergi salonunda, Özde mir Altan, davetlilerin önünde bir sanat olayı (acti- on painting, performance) gerçekleştirir. Daha ön ceden görmediği, getirilmiş olan değişik parçaları, nesneleri 30 m2’lik pano üzerinde kendi ve birlikte çalışanların isteği doğrultusunda tesadüfi olarak bir
leştirir. Farklı kökenli insanların ve nesnelerin sanat yapıtı içinde nasıl yer alabileceklerini gösteren sa natçı, canlı varlık olarak torununu da resmin içine katarak yapıtın bir kez daha değişebilirliğini, sanat öğelerinin herhangi bir yerde buluşabileceğini vur gular.
“Günümüz sanatındaki çok boyutlu ve çok anlamlı lığı gerçekleştiren yapı, bu teker teker nitelikli ol ması zorunluluk gerektirmeyen yabancı genlerin birlikte varlığındaki kimyasal şaşırtıcılıktır” diyen
ence and balance, the paintings o f this new period are m ore c o lo u rfu l, m ore lu m in ou s , a n d have greater depth. He employs elements encountered at random , such as diagrams, a rch ite ctu ra l plans, sketches, paintings by his students (he teaches paint
ing at M im a r Sinan University Fine Arts Faculty), Letraset letters and so on, juxtaposing them in a com position which rejects any relationship o r compatibil ity between them. He discounts the idea that art should be beautiful, harm onious, balanced and rational, comparing it instead to a healthy society, life, which he believes is “the conjunction o f people o f disparate logic and origin. ”
The idea that “elements which differ in concept, ori gin and logic fo rm art in com bi nation, ” allows him to carry his approach to the extreme o f collo cating works by others.
Throughout his 50 years as an artist Ö zdem ir Altan has never rem a in ed tied to one style f o r long. By reinterrogating a ll the concepts o f art history, he has lib erated h im s e lf fr o m a ca d em ic traditions.
His recent panels, named facae- tiou sly the D o g W alking A rea E xpansion Project, co m b in e a Dadaist approach with humour. The panel which was created in the Academy exhibition hall on 24 O c to b e r 1988 m easures 3 5 0 x 9 0 0 cm a n d is a three d im ensional work covering an a rea o f 3 0 squ a re m etres. Ö zd em ir A lta n invited various artists to p a in t individual pieces beforehand, and these were p u t together in an action p a in tin g performance before an audience.
The different sections and objects, n o n e o f w hich he h a d seen before, were placed at random on the p a n e l by A lta n a n d his helpers. In dem onstrating how people and objects o f divergent origin can take their place in an art work, Altan p ro ceeded to include his grandchild as a living element. This was to emphasise that the work could be altered at will, and the elements o f art assembled in any sit uation.
“The multi-dimensional and multi-conceptual struc ture o f contem porary art is the ch em ica l unpre dictability in the combination o f foreign genes which subsumes th e ir in d iv id u a l q u a lities , ” exp la in s Özdemir Altan. He probes this radical idea to its
Resim ve Heykel Müzeleri Derneği tarafından ısmarlanan üçüncü pano çalınması sırasında Özdem ir Altan. / Ö zdem ir Altan during the action painting of the third panel com m issioned by the Museum of Painting and Sculpture Society. 366x732 cm.
62
Özdem ir Altan bu radikal düşüncesini sonuna dek sorgulayarak, “K ö p ek G ezdirm e Alanları Yaygınlaştırm a Projesi”ne devam eder. 1990, 1991 yıllarında kendisinden istenilen ve son ola rak Kâzım Taşkent Galerisi’ndeki sergisinde yap tığı pano çalışmalarında, giderek kendi müdahe- lelerini, birleştiriciliğini yok etmeye başlar. Farklı kavramları birarada yaşamaya zorunlu kılarken, tesadüftük ön plana gelmeye başlar. Sanatçı, fo nu, siyah-beyaz egem enliğinde, sert, kaba ve hoyrat boyar. Üzerine gelecek olan parçalarla kontrast oluşturmak ister. Değişik sanatçılar ve çocuklar tarafından boyanan parçalar, resim yü zeyinin üzerinde umulmadık şekilde buluştukları zaman ortaya çıkan sürprizlerin rahatsız ediciliği, kısa süreli düş kırıklıklarına yol açsa da
“olma-mate c o n clu s io n with his D o g W alking A rea Expansion Project. In the panels which he execut ed during 1990 and 1991, the last performed at the Kâzım Taşkent Gallery, his own interpositions began to inhibit the process o f cohesion. In forcin g disparate concepts to coexist, randomness comes to the fore. Altan paints the grou n d with harsh, coarse and clumsy strokes, predominantly in black and white, so as to fo rm a contrast with the fra g ments which are imposed upon it. When the pieces p a in te d by d iffe re n t artists an d ch ild re n are assembled in an unpremeditated composition on the surface o f the panel, the disturbing phenome na which give rise to momentary disappointment confirm the fa ct that “they should be because they should not be”, according to Özdemir Altan.
Osman Hamdı Salonu'nda ilk pano çalışmasından ayrıntı ve pano düzenlem esinde son detay; salıncağa torununu yerleştirirken Ö zdem ir Altan. 1988, karışık malzeme, 350x900 cm. / Part of the first panel executed in the Osman Hamdi Hall, and Ö zdem ir Altan placing a child in a swing as the finishing detail.
ması gerektiği için olması gerekir düşüncesi so nucu kesinleştiriyor”, diyor Özdemir Altan. Kim senin önceden tahmin edem ediği, yaratıcılığın tek bir sanatçının mülkiyetinde sınırlı kalmadığı, güzel ve uyumlu olmayan bu panolar, izleyicinin alışmış olduğu estetik kavramlarını zorlar. Röne sans’tan bu yana oluşturulan akademik kuralları sorgulayan Altan, sanat yaşamında en uç nokta lara gidebilecek cesaret ve yaratıcılığı göstermiş tir. Uyuşuk bir estetik beğeniye teslim olmamaya çağırır yapıtları. Farklı olanların çelişkili beraber liklerinden doğacak sonuçlara hazır olmamızın
yöntemini yalın şekilde ifade ederler. •
These entirely unpredictable panels which reject the monopoly o f a single artist, and which are nei ther beautiful nor harmonious, are works which call into question the aesthetic concepts to which the viewer is accustomed. Ö zdem ir Altan ques tions the academic and aesthetic rules which have built up since the Renaissance, and displays the courage and creativity to carry his art to ultimate extremes. His works invite the viewer not to surren der to numbing aesthetic values. They express in overt terms the means whereby we can prepare ourselves f o r the con tra d icto ry coexistence o f things quite irreconcilable with one another. •
Özdemir Altan ’m bu ay içinde iki sergisi var. 19 Kasım ’da M ine Sanat Galerisi’nde, 20 Kasım ’da Kare Sanat Galerisi’nde başlıyorlar.
This month two exhibitions o f his work will be running, at Mine Art Gallery (opens 19 Novem ber) and Kare Art Gallery (opens 20 November).
63
S K Y L IF E KASIM N O V E M B E R 1993
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ro s Arşivi