• Sonuç bulunamadı

Prof. Albert Gabriel'in Türk sanatı dışındaki çalışmaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prof. Albert Gabriel'in Türk sanatı dışındaki çalışmaları"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T

T r t l f a l

OCAK 1957

jv^ *

{. Albert Gabrierin Türk sanatı dışındaki çalışmaları

Rodos'un 16. A sır manzarası Rhodes au X V I. Siècle

B u yazı, P ro f. A. G A B R I E L ’Ln Fransız Arkeoloji Enstitüsü müdürlüğünden ayrılması münasebetile 22 E kim 1936 Pazartesi günü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde verilen konferanslardan birine esas teşkil et­ miştir.

Bugün Albert Gabriel denilince hatıra Ana- i.lu Türk sanatını en iyi tanıyan bir mütehas- us gelmektedir. Halbuki tam kırkbeş yıl önce, 3aris’te mimarî «Salon»unda teşhir edilen proje re rölöveîer arasında, Atina Fransız Enstitüsü [ •.^suplarından genç bir mimarrn Delos kazıla- -na dair renkli muhteşem levhalarını görenler, ’unan tanrılanndan Apollon’un yurdu sayılan İMos’un abidelerine yeniden hayat veren bu ısıa ve artist kalemin, bir gün bambaşka bir ¡evrenin, o sıralarda hemen hemen tamamen r’.eçhul olan Türk sanatının hizmetine gireceğini -karına bile getirmezlerdi(1). 1877 de başla- Delos adası kazılan, Duc de Loubat’mn t idî yardımı ile 1902 den itibaren büyük bir t . geliştiği sırada, 190S-19C9 yıllarında bura- t çalışan arkeolog-mimarlann arasında A. f ' riel'in adına da rastlıyoruz. M. Ö. 3. asrın

[

rianna ait üstü kapalı ımıumî bir gezinti ve

î görüşme yeri olan hypostyle ( = direkli) * na dair G. Lerouv’nun yayınladığı esere (2), l - sas kaleminden çıkan levhalar ve teknik iıı- f i .meler ile katılan mimar Gabriel böylece, o I--vrin sanatla maşgul olan her inşam gibi İlkçağ Fnatı, Antik sanat ile temasa geçmiş oluyordu.

Yunan sanatının bu merkezinde A. Gabriel’i en fazla cezbeden şeyler, evler oldu. Burada mey­ dana çıkarılan enteresan ev harabelerinin plân, ve kesitleri ile birlikte detay etüdleri, mozaik döşemeleri, hatta mobilyeleri, onun usta kalemi sayesinde J. Chamonard'm neşriyatının içinde yeniden hayat bulmuş oldular (3 ). Eski insan­ ların yaşayış, ve zevklerinin en canlı akislerini taşıyan ev mimarisine meyli Delos’da başlayan Gabriel, son çalışmalarına kadar bu merakından vaz geçmemiştir.

A. Gabriel’in Delos’tan sonraki çalışmaları iki ayrı istikamete aynldı. Önce Delos’dan diğer bir Ege adasma, Rodos'a atlayan Gabriel, bura­ da bambaşka bir sanat çevresi ile temasa geçmek imkânım bulmuştu. 1522 e kadar Rodos şövalye- leri’nin idaresinde kalan bu ada gerek askeri, gerek ise sivil ve dinî Doğu-Lâtin mimarisinin mimarî eserleri ile dolu idi. XIV. asır başında adayı ele geçiren Sami Jean şövalyeleri'nin bü­ yük bir ekseriyetini Fransızlar teşkil ettiğine göre, Rodos’taki Lâtin mimarisi bir bakıma, ma­ halli veya yabancı unsurlar ile karışmış bir Ortaçağ Fransız mimarisi kolu idi. Fransız M aa­ rif vekâletince vazifeli olarak 1911 den itibaren Rodos'ta çalışan Gabriel’in kalemi Rodos şeh­ rindeki hıristiyan âbidelerinin rölövelerini, eşine nadir rastlanır bir itina ile kağıt üzerine geçirir­ ken, bu genç mimar kendisinde bir artist de­ sinatörden çok daha fazla meziyetler bulundu­

(2)

10 T Ü R K İY E T U R ÎN G ve OTO M O BİL K U R U M U ğunu isbat eden bir eser de meydana getiriyor­

du. Rodos’un topografyası, kale ve tahkimatı, kiliseleri, saray, ev ve bilhassa hanlan hakkın- daki desen ve levhalarını değerlendiren iki bü­ yük muhteşem cild teşkil eden metin, onun bir topoğraf, bir tarihçi olarak araştırma kabiliye­ tini çok iyi bir şekilde gösterdiği gibi, en ağır bir ilmi eserde bile kendisini zevkle okutan, akıcı, hareketli yazı uslûbunu da tanıtır (1). Bu abide­ vî eseri karıştırırken, müellifin burada, Bizans

mimarî eserleri ile de temasa geçmek imkânım bulduğu müşahede edilir.

Gabriel’in Delos’dan sonraki çalışmalarına is­ tikamet veren ikinci saha ise diğerlerinden ta­ mamen farklı idi. Onu,1912 den itibaren Mısır müzesi adına Kahire’de Esin Kahire de denilen Al-Fustat mevkiinde kazılar yapan Mısır müzesi müdürü Ali Bahgat beyin yanında görüyoruz. Halife Ömer zamanında, 640-642 yıllarında Mı­ sır'ın fethinin akabinde Afrika’da ilk İslâm şehri olarak Amr ibn-el A s tarafından kurulan ve 1168 de tahribe uğrayan Al-Fustat, erken İslâm sanatı hakkında hayli bilgi kazandırmıştır. Zen­ gin çanak, çömlek buluntuları yanısıra, ilk İslâmî ev m im a risin i de gösteren bu kazının mimari cepheden tetkikini 1920 der. itibaren A. Gabriel üstüne almıştı. Gerek Ali .Bahgat ile müştere­ ken yazdıkları eserde(5 ), gerek ise Rodos hak- kındaki kitabı ile birlikte onun çifte doktora te­ zini teşkil eden Al-Fustat kazılan ve Mısırda Arap evinin menşei adlı etüdünde(6) A. Gabri­ el, bu şehrin ev mimarisini tanıtmıştır.

Klasik sanattan Hıristiyan sanatına, oradan da nisbeten daha az tanınmış bir başka sanat çevresine, tslâm sanatına atlayan Gabriel, artık

Doğu’nun ve bunun sanatının cazibesine kap; mıştı. Onu 1925 de Suriye’de Kraliçe Zenobia'n. başşehri Palnıyra’da DanimarkalI Haraid în, holt ile birlikte arkeoloji araştırmaları ve kaı lar yapar buluyoruz. Buradaki abidelerin rest rasyonu hakkında Fransız hükümetine bir rap veren Gabriel, 1925 de Syria dergisinde yayım nan Palmyra’da arkeoloji araştırmaları(7) at uzun makalesinde, tarihçesi Roma devrinde Emevilerin sonuna kadar uzanan bu şehrin h, rabelerinde yaptığı müşahedeleri toplu bir şek. de hülâsa eder. Bu ölü şehrin sokak sistemir. Milet’li Hippodamos’un şehircilik prensipleri: uygun bulan, ev harabelerinde ise Delos ile A Fustat evleri ile benzerlikler tesbit eden Gabrie. in burada rastladığı basilikalara ayırdığı sahif ler ise, onun Bizans sanatım da ihmal etmediğ ni gösterir. Suriye’deki araştırmaları arasınc Gabriel yine 1925 de, Palmyra ile Rusafa arası da bulunan Kasr-el Heir harabelerine kadar c uzanır. O sıralarda çok tehlikeli bir mıntıkac ancak silâhlı kuvvetlerin yardımı ile yapılabil« bu gezide bir zamanlar mamur ve verimli, şim j ise çorak ve ıssız bir yerde, biri belki V -V L as: larda, diğeri ise kuvvetli bir ihtimalle H. i: ^

( = 728) de Hişam devrinde yapılmış iki ka | harabesi ile 9 km. boyunca uzanan muazzam t sun’î gölün ihata duvarlarım tesbit eder. Gab: j el’in her neşriyatı gibi, mükemmel desenler plânlar ile süslenen ve yine Syria dergisinde y ‘ yanlanan bu etüd(8), geç antik çöl castruıı lan gibi Emevî kaleleri hakkındaki bilgileri

zenginleştirecek mahiyettedir. {

Artık Anadolu Türk sanatına kendisini ve miş olan A. Gabriel’in ufak ölçüde dahi olsa b f

(3)

oCAK 1957

İsfah an da Cuma Camii L a Mosquée D joum a à Isfahan (Ira n )

arada sırada yabancı sanat çevrelerine atladığı­ nı tesbit ediyoruz. Dünyanın İlkçağda meşhur yedi hârikasmdan birisini teşkil eden Rodos ko- los’u hakkındaki araştırmasını bir misal olarak verebiliriz. Bulletin de Correspondance Helléni­ que dergisinin 1932 yılma ait cildinde çıkan et­ raflı ve dolgun bir makalede M.Ö. 280 e doğru yapılan bu 32 m. boyamdaki devasa Helios hey­ kelinin inşa tarzı, duruşu ve yeri bir tarihçi has­ sasiyetiyle araştırıldıktan sonra bir mimar gözü ile de İncelenmektedir. M.ö. 227 e doğru bir de­ premde devrilerek, M.S. 653 de parçalan Arap- lar tarafından bir museviye satılan bu muazzam heykelin, umumiyetle zannedildiği gibi bacakla­ rının açık olmayıp, dik durduğu ve kaidesinin de muhtemelen Mandraki (Tersane limanı - Por­ to della Galere) koyu ağzındaki Saint Nicolas burcu yerinde olduğu, Gabriel’in bu makalesinde ortaya atılan başlıca fikirlerdir (9).

1934 de İran’da İsfahan’a giden A. Gabriel’in buradan 1935 de A rs İslamica dergisinde çıkan İsfahan Meseid-i Cuma’sı hakkındaki etraflı tet­ ikleri ile döndüğünü biliyroruz(10). O vakte ' dar hakkındaki bilgiler çok eksik veya yanlış •an bu 170-140 nı. ölçüsündeki âbideyi mimari • tezyini her hususiyeti ile inceleyen Gabriel, • ası Abbasiler devrinde yapılmakla beraber B ü­ yük Selçuklu sultanı MeÜkşah zamanında yeni

r dan yapılan, sonraları da X I Y - X V . asırlarda

• Safcviler zamanında genişletilen, tamir edilen Mcscid-i Cuma'yu güzel fotoğraflar ve cazip de­ denler ile süslenen geniş bir makalede tanıtmak

suretiyle İran’daki İslâm sanatı hakkında bili­ nenlere değerli notlar katar.

Artık bütün faaliyetini Türk sanatına has­ retmiş olan Gabriel’in İkipci Dünya harbi arife­ sindeki yollarda, pek nadir hallerde Bizans sa­ natı veya Bizans topoğrafyası ile meşgul oldu­ ğunu da tesbit etmekteyiz. Müze haline getirilen A y a s o f y a (ll)’yı Süleymaniye camii ile muka­ yese eden bir tebliğini, 1939 da Cezayir’de top­ lanacak VI. Bizans Tetkikleri Kongresi’ne sun­ mağı tasarlamış iken, bu kongrenin harp yüzün­ den geri bırakılması üzerine, bu değerli etüdü ancak bir özet halinde unutulmuş kalmıştır (12). 1948 de Paris’de toplanan VI. Bizans Tetkikleri Kongresi’nde ise onu İstanbul’un Bizans devrine ait arkeolojik sahaları hakkındaki temennilerini belirtmekle iktifa ettiğini biliyoruz (13).

İkinci Dünya harbinin sona ermesi ile A. Gabriel’in kendisini 1935 denberi meşgul eden geniş bir programı yeniden ele aldığım görüyo­ ruz. Bu defa onu alâkadar eden mevzu Frikya’- dır. Fransız Enstitüsü’nce 1936 dan 1939 a ve

Delof» kazıların daııbir fragm an

(4)

12 T Ü R K İY E T U R İN G ve O TOM OBİL K U R U M U 1948 den 1951 e kadar, Eskişehir ile Afyonkara-

hisar arasında Yazılıkaya’da Midas şehri adı verilen eski iskân yeri ile bunun akropolünde ya­ pılan araştırma ve kazılar, burada M.ö. V II den VI. aşıra kadar parlak bir şehrin yaşadığını meydana koymuştur. Sonraları M.Ö. V. asırdan III. aşıra kadar yine iskân edilen bu şehire dair bir t e b liğ d i) ve bir makalesinde(15) Gabriel, umumiyetle Midas’ııı mezarı olarak bi­ linen, kayadan yontulmuş âbideye dair görüşü­ nü açıklar. Ona göre burası bir mezar değil, dinî mahiyette bir demir eritme atölyesi ile alâkalı votif bir âbidedir. 1952 de Frikya araştırmaları serisinin ikinci cildi olarak basılan Midas şehri topografyası(16) ise, bu Frik şehri hakkında bütün bilinenleri, hatta burada 1882 den sonra yapılmış köy evlerinin mimarilerini bile ihmal etmeksizin, toplu bir şekilde ortaya koymakta­ dır.

A. Gabriel’in çalışma hudutları görülüyorki hayli geniş bir sahaya yayılmıştır. Ancak o, çe­ şitli sanat sahalarına uzanan bütün bu yolların arasında, hepsinden daha çetin ve yorucu olani, Türk sanatına gideni tercih etmiş ve hayatının eserini ona ayırmıştır. Türk medeniyeti kendisi­ ne yaptığı bu büyük hizmetten dolayı Albert Gabriel’e minnettardır.

Semavi E Y İC E

(1) Société des Artistes Français, Les Salons d’Archi- tecture, P a ris 1911, 46-47.

(21 Exploration archéologique de Délos II i: G. Leroux, L a salie hypostyle (avec la collaboration de Henry Convert, A lbert Gabriel), P a ris 1909.

(3) Exploration archéologique de Délos V I I I : J. Chamo- nard, L e quartier du Théâtre, P a ris 1922 ve 1924. (4) L a cité de Rhodes (1310-1522) Architecture civile et

religieuse, I - Topogrraphie - architecture militaire, Paris 1921, II - Architecture civile et religieuse, P a ­ ris 1923.

(5) A ly Bahgat Bey ile birlikte. Fouilles d'AI Foustat, Paris, 1921.

(6) Les fouilles d’Al-Foustat et les origines de la mai­ son arabe, Paris 1923.

(7) Recherches archéologique» à Palmyre, «S y ria » der­ gisinde, V I (1926».

(8) K asr el-Heir, «S y ria» dergisinde, V II (1927) s. 302- 329.

<9> L a construction, l'attitude et l'emplacement du Co­ losse de Rhodes, «Bulletin de Correspondance H el­ lénique» dergisinde, L V I (1932) 331-359.

(10) Le M asdjid-i D jum ’a d'Isfahan, «A rs Islam ica» der­ gisinde, II (1935) 7-44.

(11) L a nouvelle destinée de Sainte-Sophie, «Gazette des B eau x-A rts» dergisinde, X I V (1935 ) 239-248.

Midas m ezan olarak tanınan kaya Monument dit tombeau de Midas

(12) Sainte Sophie, source d’inspiration de la mosquée Suleymaniye, Sixième Congrès International dTEtu- dcs Byzantines, A lger 2-7 Octobre 1S39, Résumés des Rapports et Communications, P a ris 1940, s. 230-231. (13) Recherches d'Archéologie Byzantine depuis 1936,

«A nadolu » dergisinde I (1951) 69-74.

(14) Frikya'da >Odas şehri kazılan, IV . Tiirk T arih K on­ gresi Tebliğleri (A n k a ra 10-14 K asım 1948), A n k a ra 1952, s. 225-227.

(15) Recherches archéologiques en Phrygie, «A n ad o lu » dergisinde I (1951), s. 31-36.

(16) Recherches archéologiques en Phrygie, «Türkiye Turln g ve Otomobil Kurum u Belleteni», 81-82 (1948), (17) Phrygie, Exploration archéologique, I I : L a cité de

Midas, topographie, le site et les fouilles, P a ris 1952.

Konyada M evlâna K ülliyesl

Ensemble des bâtiments de la Fondation M evlâna à Konya

Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Commonly overlooked points during submission are inap- propriately formatted abstracts, references, tables, and figures, absent or deficient citation to corresponding

Kurganın oval planlı olan üst yapısının mimari planı, taş katmanlarıyla oluşturulan karmaşık üst örtüsü, mezar çukurunda bulunan ahşap mezar odası, odada saptanan

sanayide şahsî teşebbü­ sün gelişmesiyle ve şimdiye kadar bu partinin 1945 Toprak Kanununu tatbik etmediğine göre büyük topr«k sahibi sınıfla, kısacası

Yasaklara bu organlar tarafın­ dan riayetsizlik halinde, yasağa ri­ ayetsizliğin üzerinden iki yıl geç­ memiş ise, Cumhuriyet Başsavcısı bu fiili işleyen

İşte birincisi: Uzun zamanlar Türk gençliğinin zihnî terbiyesini, ruhî temayüllerini ve haslatlarile seciyye husu­ siyetlerini yakından takib etmiş olanlar

Fakat matemati¤in Hu- me’un belirtti¤i tarzda analitik olmas› durumunda akla flöyle bir soru gelmektedir: &#34;Evrende varolan hiçbir fleye dayanmayan bu

Python 5000, derinliği 60 cm’ye kadar olan çukurları bir kaç dakika içinde, sürücü dışında kimseyi gerektirmeden dolduran bir araç.. Kasasında 5 ton soğuk veya

Anahtar sözcükler: Travmatik flilotoraks, künt toraks travmas›, tüp torakostomi, flilotoraks tedavisi Key words: Traumatic chylothorax, blunt thorac›c trauma, tube