• Sonuç bulunamadı

Hüseyin Rahmi Gürpınar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hüseyin Rahmi Gürpınar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOKAK î :

^

£>&-*) ı

I

stan

bul

Y

a z i

I

a r i

# N t jat C üIeim

Hüseyin Rahmi

Gürpınar

Romanları, hikâyeleri ile İstanbul halkının özelliklerini, ge­ nellikle gülmece biçiminde anlatan büyük yazarlanmızdandır.

İyi bir eğitim görmüş, yüksek tahsilini “mülkiye mekte- bfnde yapmıştı. Kısa bir süre Devlet memurluğunda bulun­ muş 1908'de, Meşrutiyetken sonra kendini yazarlığa adamıştı. Ufak tefek, çelimsiz bir kimseydi. Sağlıksızdı. Bu nedenle Heybeliada'ya yerleşti. Söylendiğine göre birkaç gece sayıl­ mazsa, ölenedek, Heybelideki evinden başka bir yerde yat­ mamış.

Hüseyin Rahmi, son yıllarda iki dönem üst üste milletvekili seçildi. O da Ahmet Rasim gibi hiç Ankara'ya gitmedi. Millet- vekiliğini yazarlığına karşılık verilmiş bir şeref payesi olarak ka­ bullendi.

Hüseyin Rahmi'nin zarif ve alaya bir üslûblâ aile ve toplum yaşamındaki yanlış inanışlan, kenar mahallelerin garip gele­ neklerini, itikadlannı, bunların doğurduğu zararlan anlatması belli başlı özelliği idi.

(...) Büyük halk kitleleri tarafından merakla, heyecanla oku­ nurdu.

Anlatırlar: Bir gün adaya, Hüseyin Rahmi Beyin evine ga­ rip bir kurul gelmiş İstanbul'dan, imam, bekçi, birkaç yaşlı başlı efendi. Demişler ki:

“- Biz filan mahalleden geliyoruz. Her akşam kahvede ga­ zetede çıkan romanınızı okuyoruz. Romanınızda geçen olayın hemen hemen aynısı bizim mahallede de oluyor. Sizin roma­ nın kahramanının karısı kocasını aldatıyor. Kocası durumu bi­ liyor ama kararsız. Karısını vursun mu?, boşansın mı?.. Öğ­ rendik ki birim mahalledeki koca, sizin romanın sonunu bekli­ yor. O da kararsız. Romanın sonu ne olursa o da öyle yapa­ cakmış. “Öldürürse ben de karıyı öldürürüm, boşarsa ben de boşarım” diyormuş. Onun için geldik. Aman ne olur, öldürt- meyin.”

Hüseyin Rahmi de romanın sonunu değiştirmiş ve bar ci­ nayeti önlemiş.

(...) Ender olarak İstanbul'a indiğinde, vapur beklerken iske­ le gazinosunda otururdu, güleryüziüydü. Davranışlan çok ki­ bardı. Şık giyinirdi. Ayakkabılarının üstüne tozluk takardı. Ya­ zın bile eldiven giyerdi.

Annem çalışma odasına girmiş bir gün gizlice. Tertemiz, çok düzenli, çok süslü bir odaymış. Yazı masasının üstünde çerçeve içinde Emile Zola'nın resmi duruyormuş.

Hüseyin Rahminin mezan, Heybeliada mezarlığında yuka- n doğru çıkan ana yolun sağında, refik-i şefik-i Miralay Hulusi Beyin mezarının yanındadır. Hulusi Beyin mezarında “Bura­ da uyuyor mütekaid Miralay Hulusi Bey (1860-1933)” yazılı­ dır.

Hüseyin Rahminin mezarında da:

“Büyük Türk romancısı Hüseyin Rahmi Gürpınar. (1864- 1944)" yazılıdır. Mezann üzerinde mermerden yapılmış yedi kitap vardır. Tesadüf, Şıpsevdi, Mürebbiye, iffet, Şık. İkisi ise kopmuş, kaybolmuştur.

Heybeliadalılar her zaman Hüseyin Rahmi ile övündüler, öldükten sonra Değinmen sokağına ve Ada lisesine ismi veril­ di, evi müze yapıldı, iskele başındaki parka büstü dikildi.

(Heybeliada. Tekin Yayınevi. 2. basım. 1 9 8 5 )

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

huşusî bir kıymet arzetmi- yen tablonun içinde gizli gizli yüreği atan nur kaynağının as­ lına geleceğim: Eski (Mektebi Sultanî) nin şahsiyetini yapan

Grup I’de en sık meatal nazal polipozis ve antrostomi nedeni ile bilateral revizyon ESC, Grup II’de ise septoplasti, posterior etmoidektomi, frontal reses cerrahisi,

Çünkü eser Loti’nin en çok okunmuş ve en çok alâka çekmiş romanlarından biridir ve Cânan’ın ölürken yazmış olduğu mektup, hakikaten Madam Lera

Heidelberg Darülfünunun dan felsefe doktoru olarak çıkmış olduğunu, ve Bulgar gençleri için en yüksek gayenin ikmali tahsil eder etmez bir bulgar köyünde

Retrofaringeal apsenin C1-C2 vertebra- lar aras›nda sa¤ taraftan spinal epidural apse ile devaml›l›k arzetti¤i görülmektedir..

Karakter Sermet, Aynınur’un sadakatsizliği konusunda arkadaşını daha çok düşünür ama karısının zoruyla daha sağduyulu hareket etmek zorunda kalır. Hem arkadaşını

Enis Buhari Eskiden vaiz olan Enis Buhari, Mualla Efendi’nin kitabında savunulan, insanların atalarının hayvanlar olduğu düşüncesine şiddetle karşı çıkar ve

bakın bana ne yaptırdı. «Paşa­ lar toplandı. Aileleri kesilecek» falan gibi mahalle dedikoduları ortada dö nüyordu. Bir taraftan da duyu, luyordu; herkes bir