Reşat N
Güntekiı
uri
1
- • . ' V T ; ' h i k a y e, r o m a n v e o y u n y a z a r ı, İ s t a n b u l ’d a d o ğ - , d y ,‘ L o f i d r a 'd a ö ld ü . Z in c ir lik u y u M e z a r lığ ın a g ö m ü ld ü . , O n a , ö ğ r e n im in i b a b a s ın ın iş i d o la y ıs iy le ç e ş i t l i ş i l i n l e r d e y a p t ık t a n . s o n r a İ s t a n b u l Ü n i v e r s i t e s i E d e b iy a t F a k ü l t e s i n i b itir d i. F r a n s ız c a , e d e b iy a t Ö ğ re tm e n liğ i, M illi E ğ it i m M ü f e t t iş liğ i, m ille tv e k illiğ i, k ü lt ü r a t a ş e l i ğ i g ib i ç e ş i t li d e v le t m e m u r lu k la r ın d a b u lu n u r k e n g a z e t e c ilik de y a p tı. Ç e ş it li r o m a n , o y u n v e h ik â y e le r i v a r d ır .1889
-1956
1
R...
adiyle p iye s şe klin d e ya zıp sonra vazgeçe re k «Ç alı k u şu » ad iyle rom ana çe vird iği eser ilk b ü y ü k ş ö h reti kazandırm ıştır. Bu rom anın başlıca kahram anı Feride, g ü n ü n şartları içinde, öğretm e n olarak A n a d o lu 'y a g id e n bir a y d ın Türk kızını canlandırır. Türk kızlarının A n a d o lu 'd a g ö re v alm ası tabiî hale g e lin ce bile «Ç alıkuşu », ge re k Ö m e r Seyfe ttin 'in daha sadesi olan dili ve u slû bu yle , g e re k d u y g u lu h ik â ye siyle başarısını sü rdü rm üştü r. Bu y u m u şa k ga ze te ci dili, temiz Türkçe, birçok rom anına sü rü kleyicilik kazandırm ıştır.
1 8 8 9 'd a İstan b u l'd a d ü n y a y a ge le n Reşat N u ri G ü n te kin , d oktor N u ri B e y 'in o ğ lu y d u . İzm ir'd e Fransız K o le ji'n d e ve İstanbul Ü n ive rsite si Edebiyat Fa kü lte si'n d e o k u y a n ve iyi bir kültürle yetişen ün lü rom ancım ız, liselerde u zun süre edebiyat ö ğ re tm e n liği ve M illî Eğitim B a ka n lığı M ü fe ttişliği yapm ıştı. Bir ara, Ç an akkale M ille tv e k ili olarak T ü rkiye B ü y ü k M illet M e c lisi'n d e de g ö re v alan Reşat Nuri, 1956 yılında, 6 7 y a şın d a y k e n Lo n d ra'd a vefat etti. C e n a zesi, İstan bu l'a getirildi ve b ü y ü k törenle Z in cirliku - yu K a b rista n ı'n d a toprağa verildi.
G ü n te k in 'in ken d i ya zd ığı on d o k u z rom andan b aşka yedi h ik â y e kitabı, çeşitli kon u lard a b irço ğu tercüme olm ak üzere yüze y a k ın eseri vardır ki, b u n lar arasında en ön e m li yeri p iyesler tutar. O k u l p i ye slerin d e n kom e d i ve dram türüne kadar her tarzı denem iştir. Piyeslerinin b ü y ü k kısm ı kitaplaşm am ış- tır. « A n a d o lu Notları» adlı ge zi notlarıysa klâsik bir d e ğ e r taşır. Ö lü m ü n d e n sonra eşin in izniyle bazı ro m anları film e de çekilmiştir.
Rom anlarının en tanınm ışları: Ç alıku şu - (1922, on beşinci basım ı 1969 ), D a m ga (1 9 2 4 ), D u d aktan Kalbe (1 9 2 5 ), A k şa m G ü n e şi (1 9 2 6 ), Bir K ad ın D ü ş m anı (1 9 2 7 ), A cım ak (1 9 2 8 ), Yaprak D ö k ü m ü (1 9 3 0 ), Kızılcık Dalları (1 9 3 2 ), M is k in le r Tekkesi (1 9 4 6 ) dır. G e rek bunlar, ge re k öteki rom anları ya kendisi, ya başkaları tarafından p iy e s haline k o n u l m uş (Eski Hastalık, Y aprak D ö k ü m ü , Ç a lık u şu ), fil me çekilm iş ve rad yoya u ygu lan m ıştır. 1 9 6 1 'd e y a l nız rom anlarının seri h alin de basılm ışı 24 cilt tut muştu.
Reşat N u ri G üntekin, her iki m esleği b a k ım ın
dan da insan ru hunu, çocuk ru h u n u çok iyi tanır, çevre şartlarını bilir, to p lu m u n dertlerine rahatlık ve d o ğ ru lu k la parm ak basabilecek bir ye te n eğe ulaşm ış bir yazardı.
Ç o k zeki ve d ikkatli o ld u ğ u için insan k a ra k terlerine ait, eşya ve çe vre ye ait objektif gözle m le ri sa y e sin d e her y a z d ığın ı d o ğ ru gösterirdi. A n ca k, acı lıkta fazla ileri gitm e ye re k daima, hayatta o ld u ğ u gibi, g ö z yaşı ve g ü lü m se m e y i bir arada verişi, ro m antik aşırılıklarını h o ş g ö rm e y e zorlardı. Bazı eser leri birçok kon u lard a çözüm yolları getirm iştir: «A c ı- m ak»ta ana-babaların bencillik y ü z ü n d e n çocukları nı tanım adıklarını, çocuklarınsa onları hiç ta n ım a d ığı nı ortaya koym uştur.
A n cak, Reşat N u ri G ü n te k in 'in rom anlarında b i le o y u n y ö n ü ağır basar. R om a nların ın en başarılı yanları d iyalo glarla sü rü p gid e n sahnelerdir. T asvir d en ziyade a k siy o n ve dram h â k im d ir yazılarına. B u na karşılık o y u n la rın d a h ikâye n in , o la y ın karakter d en daha y o ğ u n lu k la işle n d iği gö rü lü r. Yazarın ü s tün bir yanı da m akaleciliği ve gazete hikâyeleridir. M iz a h ım ız ın ölm ez eserlerinde örn e k le r bırakan Re şat N u ri G ü n te kin , bir fikri d erleyip toplayarak en özlü haliyle o k u y u c u y a verm e te k n iğ in i k u su rsu z şe kilde tatbik ederdi. Yıllarca, Sedat S im a v i'n in « K a rikatür» d ergisind e , daha önce « Y e d ig ü n » d e m akale ve sohbetler yayınlam ış, mizah h ikâye le ri yazmıştır. Ç o ğ u n d a da takm a isim ler kullanm ıştır.
İstanbul şiv e sin in gü ze l örn e kle riyle yazan bu usta sanatçı, ayrıca, gü çlü bir ah lâ kçıd ır da. Kötüleri bile k ö tü le m e ğe k ıyam az da, bir y e rd e onları hoş- gö rm eğe , affetm eğe yönelir. M e sle k hayatın d aki b a ğışlayıcı tutum u, sanat h ayatında bu yold a ke n d isin i gösterm iştir.
Reşat N u ri G ü n te kin , yab ancı edebiyatlardan, bilhassa Fransız e d e b iyatın d an da birçok eser çe vir miştir. B u n lar arasında m itolo gyayla ilgili olanlar, Fransız Edebiyatı tarihine ait eserler ve tercüm e ro manlar ön e m li bir ye r tutmaktadır.
Reşat N u ri G ü n te kin , Servet-i Fü n u n d evri ro- m ancılarıyle H ü se y in Rahm i G ü rp ın a r g ib i İstan bu l'a takılıp kalan yazar n e slin d en son ra edebiyatı A n a d o lu 'y a ilk açan, k o n u olarak m em leketi ele alan sa n atçılardandır.