• Sonuç bulunamadı

Elit basketbol oyuncularının oynadıkları mevkilere göre çoklu zekâ dağılımlarının incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Elit basketbol oyuncularının oynadıkları mevkilere göre çoklu zekâ dağılımlarının incelenmesi"

Copied!
103
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ELİT BASKETBOL OYUNCULARININ OYNADIKLARI MEVKİLERE

GÖRE ÇOKLU ZEKÂ DAĞILIMLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Onur ALTINMAKAS

Ankara Nisan, 2011

(2)
(3)

ELİT BASKETBOL OYUNCULARININ OYNADIKLARI MEVKİLERE

GÖRE ÇOKLU ZEKÂ DAĞILIMLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Onur ALTINMAKAS

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Muhsin HAZAR

Ankara Nisan, 2011

(4)
(5)

ii ÖNSÖZ

Üst düzeyde sportif performans, bireyin tüm biyolojik ve psikolojik güçlerini birleştirmesini ve kişinin yaratıcı gücünü ortaya koymasını gerektirmektedir..(Duricek, 1992). Bulunduğumuz yeni dünya düzeni içerisinde teknoloji ve bilimsel araştırmalar her meslek dalında olduğu gibi basketbolun şekillenmesinde ve gelişmesinde de büyük pay sahibi olmaktadır. Teknolojik yenlilikler sporcunun fiziksel olarak güçlenmesine büyük katkı sağlarken, başarıya ulaşmak için en önemli unsurların başında gelen mental antreman ve zekayı oyun içerisinde uygun kullanabilme becerisi sonucu belirleyen faktörlerin başında gelmektedir.

Gardner zekayı “sorunları çözme ya da bir ve birden fazla kültür ortamında değer verilen ürünlere biçim verme becerisi” olarak tanımlamaktadır. Sportif başarının sağlanmasında, zekanın dinamik yapısı oyuncuların farklı türde zeka alanlarını saha içerisinde kullanmalarını gerektirmektedir. Burdan hareket ederek basketbol ve çoklu zeka alanlarını inceleyen literatür taraması yaptık ve gerek ülkemizde gerekse yurt dışında konuyla birebir örtüşen veya benzer bir çalışmaya rastlamamış olmamız, bizi bu araştırmayı yapmamız için yüreklendirdi.

Araştırmamızda basketbol oyunun problem çözme yönünde etkili olan, oyun kurucu ve forvet oyuncularının, strateji oluşturmada etkinlik gösteren uzamsal ve matematiksel zeka alanlarının diğer oyunculara göre farklılık gösterip göstermediğini saptamayı hedefledik. Bu amaçla, profesyonel basketbol oyuncularına MIDAS Çoklu Zekâ Envanteri uygulayarak mevkiler arasındaki farkılılıkları birbiriyle karşılaştırmayı amaçladık.

Bu çalışma süresince yardımlarını benden esirgemeyen, araştırmanın her aşamasında fikirleri ve yapıcı eleştirileriyle çalışmama yön veren tez danışmanım Yrd. Doc. Dr. Muhsin HAZAR’a, verilerin analizinde ve bulguların yorumlarnmasında bana ışık tutan Doc.Dr. Mutlu HAYRAN’a, çalışmam süresince desteklerini sürekli yanımda hissettiğim Uz. Fzt. Sinem GÜNERİ, Uz. Fzt. Yıldız ERDOĞANOĞLU, Dr. Gürhan DÖNMEZ, kuzenim Süleyman SİVRİOĞLU ve hayatımın her evresinde yanımda yer alan anne ve babama sonsuz teşekkür ederim.

(6)

iii ÖZET

ELİT BASKETBOL OYUNCULARININ OYNADIKLARI MEVKİLERE GÖRE ÇOKLU ZEKÂ DAĞILIMLARININ İNCELENMESİ

ALTINMAKAS, Onur

Yüksek Lisans, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Muhsin HAZAR

Nisan 2011, sayfa 100

Bu araştırmanın amacı; elit basketbol oyuncuların oynadıkları mevkilere göre çoklu zeka alanları arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri ortya koymaktır.

Araştırmanın evrenini 2009-2010 sezonunda Türkiye Basketbol 1. Ligi ve 2.Liginde 8 farklı takımında oynayan 17 ile 39 yaş arasındaki 80 oyuncu oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için ‘Çoklu Zeka Değerlendirme Anketi (Multiple Intelligences Development Assessment Scales-MIDAS)’nin Türkçe versiyonu oyuncular tarafından doldurulmuştur. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında¸ oyuncuların çoklu zeka ile ilgili parametrelerinin normal dağılıma uygunlukları Shapiro Wilks testi kullanarak incelenmiştir. Oyuncuların mevkilerine göre farklılıklarını değerlendirmek için Kruskal-Wallis testi kullanılmış, P değeri 0.05’in altında bulunan gruplar arasında farklıllık olduğu çıkarımı yapılmıştır. Analizler Statistical Package for Social Sciences, versiyon 17 kullanılarak yapılmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda elit basketbol oyuncularının mevkilerine göre oyuncuların çoklu zeka alanlarından müziksel zeka, sosyal zeka, bedensel zeka, matematiksel zeka, uzamsal zeka, dilsel zeka ve içsel zeka değerleri arasında anlamlı istatistiksel fark bulunamamıştır ( p>0.05). Elit basketbol oyuncular mevkilerine göre gruplandırıldığında oyuncuların doğasal zekaları arasında istatistiksel anlamlı fark bulunmuştur (p=0.032, p<0.05). Sonuç olarak; elit basketbolcularının çoklu zeka alanları incelendiğinde mevkilerine göre farklılık göstermediği bulunmuştur.

(7)

iv ABSTRACT

EXAMİNİNG THE MULTİPLE İNTELLİGENCE DİSTRİBUTİON OF PROFESSİONAL BASKETBALL PLAYERS İN MEANS OF THE

POSİTONS ON THE TEAM ALTINMAKAS, Onur

Master, Gazi University, Institute of Educational Sciences Departmant of Physical Education and Sports Teacher

Consultant : Yrd. Doç. Dr. Muhsin HAZAR April 2011, page 100

The purpose of this research is to introduce the similarities and dissimilarities of multiple intelligences of the professional basketball players in eight types of multiple intelligences by categorizing the players in respect of the positions on a team.

The research is centered on 80 players whose age lies between 17 and 39 and who had played in 8 different teams in First Division and second divison of the Turkish Basketball League in 2009-2010 seasons. To achieve the aim of the research, the players had filled the Turkish version of Multiple Intelligence Development Assessment Scales – MIDAS. While solving and evaluating the data, Shapiro Wilks test is used to analyze the conformance of the player’s multiple intelligence parameters with the normal distribution. The discrepancies of the players in respect of their positions are evaluated by Kruskal-Wallis test and a difference is determined between the groups having a P value less than 0.05. Analyses are made by Statistical Package for Social Sciences version 17. As a result of the statistical analysis, no significant difference is discovered between the seven types of multiple intelligences -musical intelligence, social(intrapersonal) intelligence, bodily-kinesthetic intelligence, logical-mathematical intelligence, spatial intelligence, linguistic intelligence and interpersonal intelligence- of professional basketball players when compared to their positions on the teams ( p>0.05). A significant statistical difference is found between their naturalistic intelligence when the players when compared considering their positions on the teams (p=0.032, p<0.05). To conclude, the multiple

(8)

v

intelligence of the professional basketball players playing in different basketball positions have no discrepancy.

(9)

vi

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ... i

ÖNSÖZ ... ii  ÖZET ... iii  ABSTRACT ... iv  İÇİNDEKİLER ... vi  TABLOLAR LİSTESİ ... ix  KISALTMALAR LİSTESİ ... xi  BİRİNCİBÖLÜM   1. GİRİŞ ... 1  1.1. ARAŞTIMANIN AMACI ... 3  1.2. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ ... 3  1.3. VARSAYIMLAR ... 4  1.4. SINIRLILIKLAR ... 4  İKİNCİ BÖLÜM  GENEL BİLGİLER  2.1. ZEKA ... 5  2.1.1. ZEKANIN TARİHÇESİ ... 5 

2.1.2. ZEKA İLE İLGİLİ YAKLAŞIMLARI ... 7 

2.1.2.1. PSİKOMETRİK YAKLAŞIMLAR ... 7  2.1.2.2. GELİŞİMSEL YAKLAŞIMLAR ... 7  2.1.2.3. BİYO-EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR ... 8  2.1.3. ÇOKLU YAKLAŞIMLAR ... 8  2.1.3.1. ANALİTİK ZEKA ... 9  2.1.3.2. YARATICI ZEKA ... 9  2.1.3.3. PRATİK ZEKA ... 9 

2.1.4. ÇOKLU ZEKA KURAMI ... 10 

2.1.4.1. SOSYAL ZEKA ... 11 

(10)

vii 2.1.4.3 GÖRSEL-UZAMSAL ZEKA ... 12  2.1.4.4 İÇSEL ZEKA ... 14  2.1.4.5 SÖZSEL-DİLSEL ZEKA ... 15  2.1.4.6 MÜZİKSEL-RİTMİK ZEKA ... 16  2.1.4.7 BEDENSEL-KİNESTETİK ZEKA ... 17  2.1.4.8 DOĞACI ZEKA ... 18 

2.1.5. ÇOKLU ZEKA ALANLARININ GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ... 19 

2.2. SPORUN TANIMI ... 20 

2.3. BASKETBOLUN TANIMI VE ANA KURALLARI ... 21 

2.3.1 BASKETBOLUN TARİHÇESİ ... 21 

2.3.2 BASKETBOLUN TÜRKİYE’YE GİRİŞ VE GELİŞİMİ ... 22 

2.3.3 BASKETBOLDA OYUNCU MEVKİLERİ ... 23 

2.3.3.1 OYUN KURUCU ( POİNT GUARD ) G ... 23 

2.3.3.2 SKORER GARD ( SHOOTİNG GUARD ) SG ... 23 

2.3.3.3 KISA FORVET ( SMALL FORWARD ) F ... 24 

2.3.3.4 UZUN FORVET ( POWER FORWARD) ... 24 

2.3.3.5 PİVOT ... 24 

2.4. SPORDA ZEKANIN ÖNEMİ ... 24 

ÜÇÜNÇÜ BÖLÜM  3. YÖNTEM ... 28 

3.1. ARAŞTIRMA MODELİ ... 28 

3.2. EVREN VE ÖRNEKLEM ... 29 

3.3. VERİLERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ ... 29 

3.4 VERİLERİN ANALİZİ ... 29 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM   4.1. BULGULAR VE YORUMLAR ... 31 

BEŞİNCİ BÖLÜM   5. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 58 

(11)

viii

5.1 Tartışma ve Sonuç ... 58 

5.2. Öneriler ... 63 

KAYNAKÇA ... 64 

EKLER ... 68 

(12)

ix

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Araştırmaya katılan sporcuların demografik özellikleri (Ort: Ortalama,

SS: Standart Sapma, Min: Minimum, Max: Maksimum) ... 31 

Tablo 2. Araştırmaya katılan sporcuların oynadıkları kulüplere göre spor yaşları dağılımı. ... 33 

Tablo 3. Araştırmaya katılan sporcuların oynadıkları kulüplere göre spora başlama yaşları. ... 33 

Tablo 4. Araştırmaya katılan sporcuların oynadıkları kulüplere göre yaşları. ... 34 

Tablo 5. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre spor yaşları ... 34 

Tablo 6. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre spora başlama yaşları. ... 35 

Tablo 7. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre yaşları. ... 35 

Tablo 8. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre müziksel zeka dağılımları. ... 36 

Tablo 9. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre bedensel zeka dağılımları. ... 36 

Tablo 10. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre matematiksel zeka dağılımı. ... 37 

Tablo 11. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre uzamsal zeka dağılımları. ... 37 

Tablo 12. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre dilsel zeka dağılımı. ... 38 

Tablo 13. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre sosyal zeka dağılımı. ... 38 

Tablo 14. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre içsel zeka dağılımı. ... 39 

Tablo 15. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre doğasal zeka dağılımı. ... 39 

Tablo 16. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre müziksel zeka farklılıkları ... 40 

Tablo 17. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre bedensel zeka farklılıkları. ... 41 

Tablo 18. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre matematiksel zeka farklılıkları. ... 42 

Tablo 19. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre uzamsal zeka farklılıkları. ... 43 

Tablo 20. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre dilsel zeka farklılıkları. ... 44 

Tablo 21. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre sosyal zeka farklılıkları. ... 45 

Tablo 22. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre içsel zeka farklılıkları. ... 46 

Tablo 23. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre doğasal zeka farklılıkları. ... 47 

Tablo 24. Aynı mevkide oynayan oyuncuların farklı çoklu zeka ölçümlerinin birbirlerine benzerlik düzeylerini gösteren değişiklik katsayıları. ... 48 

(13)

x

Tablo 25. Sporcuların yaş, spor yaşı ve spora başlama yaşları ile çoklu zeka

dağılımları arasındaki ilişki. ... 50 

Tablo 26. Sporcuların yaşları ile müziksel zekaları arasındaki ilişki. ... 51 

Tablo 27. Sporcuların spora başlama yaşları ile müziksel zekaları arasındaki ilişki. ... 52 

Tablo 28. Sporcuların spora başlama yaşları ile bedensel zekaları arasındaki ilişki. ... 53 

Tablo 29. Sporcuların yaşları ile sosyal zekaları arasındaki ilişki. ... 54 

Tablo 30. Sporcuların spor yaşları ile sosyal zekaları arasındaki ilişki. ... 55 

Tablo 31. Sporcuların spor yaşları ile doğasal zekaları arasındaki ilişki. ... 56 

(14)

xi

KISALTMALAR LİSTESİ Çoklu zeka değerlendirme anketi MIDAS

Çoklu zeka kuramı ÇZK

Kısa forvet F Maksimum Max Minimum Min Ortalama Ort Pivot P Point gard G Skorer gard SG Standart Sapma SS Uzun forvet PF

(15)

BİRİNCİ BÖLÜM 1. GİRİŞ

Spor bireyin beden ve ruh sağlığının geliştirilmesi, belli kurallara göre rekabet ölçüleri içinde mücadele etme, heyecan duyma, yarışma ve üstün gelme ve gerçek anlamda başarı gücünün arttırılması kişisel açıdan en yüksek noktaya çıkarılması yolunda gösterilen yoğun çabalardır (Aracı, 1999).

Diğer bir tanıma göre spor, ferdin tabii çevresini beşeri çevre haline getirirken elde ettiği kabiliyetleri geliştiren, belirli kurallar içinde araçlı veya araçsız, ferdi ya da toplu olarak boş zaman kapsamı veya tam zamanını alacak şekilde meslekleştirerek yaptığı, sosyalleştirici, toplumla bütünleştirici, ruh ve fiziği geliştiren rekabetçi, dayanışmacı ve kültürel bir olgudur (Erkal,1982).

Zeka ise; eğitimcilere göre öğrenme yeteneği, biyologlara göre; çevreye uyma yeteneği, psikologlara göre; muhakeme yoluyla sonuca ulaşma yeteneği, bilgisayar bilimcilerine göre; bilgi isleme yeteneği olarak tanımlanmıştır (Özgüven, 1998; Yıldırım, 2003).

Nöropsikolog ve gelişim uzmanı olan Gardner, 70’li ve 80’li yıllarda bireylerin bilişsel kapasitelerini araştırmaya başlamıştır. Yeteneklerin örüntüsünü anlamaya, bilişsel ya da duyuşsal kazaların etkisini belirlemeye uğraştığı araştırmalarının yanı sıra Harvard Üniversitesinde “Proje Sıfır” adlı bir projede normal ve üstün yetenekli çocuklarla ilgili araştırmalar yapmış, bilişsel yeteneklerin gelişimini incelemiştir (Gardner, 2004). Bu incelemeler sonucu, Gardner insan zekasının net bir şekilde ölçülebileceği tezini savunan geleneksel anlayışı irdeleyerek zekanın tek bir etkenle açıklanamayacak kadar çok sayıda yeteneği içerdiği sonucuna ulaşmıştır. Bu sonuç doğrultusunda Gardner, zekayı, bir kişinin bir veya birden fazla kültürde değer bulan bir ürün ortaya koyabilme kapasitesi, gerçek hayatta karşılaştığı problemlere etkili ve verimli çözümler üretebilme becerisi ve çözüme kavuşturulması gereken yeni veya karmaşık yapılı problemleri keşfetme yeteneği olarak tanımlamıştır (Saban, 2002).

(16)

Çoklu Zeka Kuramı, 1983’te Howard Gardner tarfından “Zihnin Çerçeveleri” adlı kitabında ortaya konulmuş ve ilk defa zeka alanlarından bahsedilmiştir (Gardner, 2004). Gardner, bu tanım ışığında zekanın sekiz farklı alanı olduğunu ifade etmiştir: Sözel (dilsel) zeka , mantıksal (matematiksel) zeka, görsel (uzamsal) zeka, müziksel (ritmik) zeka, bedensel (kinestetik) zeka, sosyal (bireylerarası) zeka, içsel (özedönük) zeka, doğacı (doğasal) zeka Örneğin bir futbol oyuncusu bedensel zekasıyla koşar, yakalar ve şut atar; uzamsal zekasıyla sahayı ve görevini tanır; dil zekasıyla oyun kurallarını öğrenir; sosyal zekasıyla takım arkadaşları ile tartışır ve paylaşır; içsel zekasıyla kendini değerlendirir (Armstrong, 1994).

Basketbol, beşer kişiden oluşan iki takım arasında oynanan, her takımın amacının rakibin sepetine sayı yapmak ve diğer takımın sayı yapmasını engellemeye çalışmak olduğu bir spor dalıdır (FIBA, 2006). Basketbolda oyuncular oynadıkları mevkilere göre oyun kurucu, forvet ve pivot olarak ayrılırlar. Değişik literatürlerde guard olarak da nitelendirilen oyun kurucu oyunu yöneten, yönlendiren ve organize eden oyuncudur (Sevim, 1995). Oyuncu oyun içerisinde takımın beyni konumundadır ve bu nedenle de oyuncu çok fazla basketbol becerisine sahip olmalıdır. Forvet oyuncusu günümüz basketbolunda oyun içi özellikleri fazla olan oyuncudur. Oyuncu oyun içerisinde bir basketbolcunun yapması gereken teknik/taktik ve diğer becerileri iyi düzeyde uygulayabilmelidir. Fazla özellikleri nedeni ile bu oyuncu oyunu kazanma ve kaybetme de önemli rol oynamaktadır. Dengeli/çabuk hareket oyuncunun oyun içi performansı ile ilintilidir ve verimliliği de direkt olarak etkilemektedir (Şen, 2000). Pivot oyuncusu, çember yakınında yüzü veya sırtı çembere dönük olarak oynayan/oynayabilen oyuncudur. Oyuncu günümüz basketbolunda fiziksel özellikleri "uzun boy, geniş yapı" nedeniyle oyun içi dengeleri değiştirme şansına da sahiptir (Şen, 2000). Basketbolda da oyuncuların mevkilerine göre müsabaka esnasında yaptıkları görevler değişik zeka alanlarının kullanımını gerektirir ve farklılık gösterir.

Basketbol uluslararası alanda çok geniş kitleler hitap eden ve en çok ilgi gören spor dallarından biri olmuştur. Bu yoğun ilgi tüm basketbol takımlarını en iyi

(17)

olma uğraşısı içine itmiştir. Ülkemizde ve yurtdışında başarılı olan basketbol takımlarımızın önemli kaynağı ise bilimsel altyapı çalışmalarıdır. (Sevim ve Suveren, 2009)

1.1. ARAŞTIMANIN AMACI

Bu çalışmanın amacı, basketbol oyuncularının oynadıkları mevkilerine göre çoklu zeka dağılımlarının belirlenmesi, diğer bir deyişle farklı mevkilerde yeteneklerini sergileyen basketbolcuların yeteneklerindeki farklılıkla zeka türleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını tespit etmektir.

1.2. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ

Çalışmanın önemi, basketbol oyuncularının oynadıkları mevkilere göre çoklu zeka dağılımlarının gösterdikleri benzerlik ve farklılıkları ortaya koymaktır. Yapılan literatür taraması sonunda; ülkemizde ve yurt dışında bu konuyla birebir örtüşen veya benzer bir çalışma saptanmamıştır.

Basketbol oyununda diğer takım oyunlarında olduğu gibi oyuncuların oynadıkları mevkiler farklı fiziksel yapı ve farklı yetenekler gerektirmektedir. Bu durumun, oyuncuların çoklu zeka dağılımlarıyla ilgili olabileceği düşünülmüştür. Basketbol oyununda gerek oyunun kurulması, gerekse oyunda gelişen varyasyonlarda çıkabilecek problemleri çözmek, dezavantajı avantaja çevirmek, oyun stratejisini doğru ve eksiksiz uygulayabilmek çok önemlidir. Bu da zeka ile alakalı bir durumdur. Basketbol oyun düzeninde yer alan oyunculardan oyun kurucular, diğerlerine göre daha kısa olabilirler, ancak; oyunun kurulması ve oyun düzeni açısından stratejik manada yeterli olmak durumundadırlar Bu da uzamsal ve matematiksel zekanın daha yüksek düzeyde olması beklentisi doğurmuştur. Buradan hareketle oyuncuların çoklu zeka dağılımları ile oynadıkları mevkiler arasında bir ilişkinin belirlenmesi halinde; gerek yetenek seçiminde, gerekse yetenekli

(18)

oyuncuların oyun içerisinde görevlendirilmesi sırasında uygun zeka seviyesinin de göz önüne alınması oyun stratejisini daha da güçlendirecektir.

Sonuç olarak; bu araştırma sonuçlarının basketbol oyun stratejisine ve basketbolda yetenek seçimine katkıda bulunabilme ihtimali olduğundan önemli olduğu düşünülmektedir.

1.3. VARSAYIMLAR

• Bu araştırmada kullanılan anketin uluslararası güvenirliliği kanıtlanmıştır. • Ankete katılan deneklere anket hakkında bilgi verilmiş ve amacı

açıklanmıştır.

• Ankete katılan deneklere ankete doğru cevap vermişlerdir. • Taranan bilgiler doğru şekilde alınacak ve aktarılacaktır.

1.4. SINIRLILIKLAR Bu araştırma

• 17-39 yaş grubunda ve erkek olmakla,

• Türkiye Basketbol 1. ve 2. Ligi’nde profesyonel basketbol oynamakla, • Basketbolu bırakmamış halen oynuyor olmakla sınırlıdır.

(19)

İKİNCİ BÖLÜM GENEL BİLGİLER 2.1. ZEKA

Zeka; eğitimcilere göre öğrenme yeteneği, biyologlara göre; çevreye uyma yeteneği, psikologlara göre; muhakeme yoluyla sonuca ulaşma yeteneği, bilgisayar bilimcilerine göre; bilgi işleme yeteneği olarak tanımlanmıştır (Özgüven, 1998; Yıldırım, 2003).

En genel ifade olarak “İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı” (TDK,1992:1667) veya benzer şekilde “Zeka yeni ve şaşırtıcı durumlarda çevreye uyum sağlayabilme, soyutlama ve problem çözme gücüdür” şeklindedir. (Selçuk,1999:63)

2.1.1. ZEKANIN TARİHÇESİ

Zekanın özelliklerini belirlemek üzere yapılan çalışmalar eski çağlara kadar uzanır. 1900’lardan sonra bilimsel anlamda çalışmalar yapılmaya başlanmış; ancak yine de tek bir tanımla ifade edilebilir hale getirilememiştir. (Başaran,1992:82).

Bireysel farklılıklar ve zeka konusunda ilk çalışmaları yapan Galton’dur. O’na göre bireyler arasındaki zeka farklılıkları, duyusal yeteneklerdeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu durumda bir kişinin duyuları ne kadar iyi olursa zekası da o kadar iyi olacaktır (Toker ve ark., 1968: 20-23).

Binet'e göre zeka, bellek alanı, duyum keskinliği ve tepki hızı gibi basit zihni öğelerle değil, kavrama, hüküm verme, akıl yürütme (ve 'düşünceye belirli bir yön verme', 'düşünceyi arzu edilen bir gayenin gerçekleşmesine intibak ettirme' ile 'kendi kendini eleştirme/kendi yanlışlarını bulup düzeltme') gibi karmaşık işlemlerde kendini gösterir (Toker ve ark., 1968: 20-23).

(20)

Terman zekanın “kavram oluşturma ve bunların önemlerini belirleyebilme yeteneği” olduğunu belirtmiştir. Pintner’a göre zeka; “bireyin göreceli olarak yeni durumlara ve koşullara uyum gösterme becerisidir” demiştir. Thorndike’nin “gerçek ya da doğru cephesinden bakarak uygun ve gerekli cevapları bulma gücü” olarak tanımladığı zekayı, Thurstone “içgüdüsel davranışları dizginlemek, farklı karşılıkların olabileceğine ilişkin esnek bir hayal gücü geliştirmek ve elden geçirilmiş içgüdüsel davranışları elle tutulur davranışlar haline dönüştürme kapasitesi” olarak tanımlamıştır.

Wechsler ise zekanın; “bireyin amaçsal davranmaya, mantıklı düşünmeye ve çevresel koşullarla etkin bir biçimde başa çıkmaya yönelik yığınsal ya da kapsamlı kapasitesi” olduğunu söylemiştir. Piaget zeka için “fiziksel ve sosyal çevreye uyum sağlamada kullanılan kavrayışa dayalı yapılandırmanın üstün nitelikli düzenleme ya da dengeleme biçimlerini ifade eden cins bir terim” olduğunu söylemiştir.

Üç aşamalı zeka kuramının yaratıcısı Sternberg, “zeka, bilgi işleme sürecini otomatik hale getirmek ve yeni durumlara bir cevap niteliğinde bağlamsal açıdan en uygun davranışları sergilemeye dönük zihinsel kapasite; aynı zamanda meta bileşenleri, performans bileşenlerini ve bilgi-kaynaklı bileşenleri de içerir” tanımını yapmıştır.

Gardner ise zekayı “soruları çözme ya da bir ve birden fazla kültür ortamında değer verilen ürünlere biçim verme becerisi” olarak tanımlamaktadır.

(21)

2.1.2. ZEKA İLE İLGİLİ YAKLAŞIMLARI 2.1.2.1. PSİKOMETRİK YAKLAŞIMLAR

Psikometrik yaklaşımlar, zekayı nicel, tek ve bütünleşik bir kavram gibi görmektedir. Zihin yasını ve takvim yaşını zeka değerlendirmesinin temeli olarak ele almaktadır. Psikometrik yaklaşım öncelikle öğrenmenin iki yolunu öne çıkarmıştır. Bunlar, sözel-dilsel ve mantıksal-matematikseldir. Çünkü bu alanlar nicel olarak ifade edilebilir, ölçülebilir ve standart tekniklerle karşılaştırılabilir alanlardır (Selçuk ve ark, 2003).

2.1.2.2. GELİŞİMSEL YAKLAŞIMLAR

Piaget; geleneksel zeka anlayışlarına karşı çıkarak zekanın, zeka testinden alınan puan olmadığını belirtmiştir. O, zekayı zihnin değişme ve kendini yenileme gücü olarak tanımlamıştır (Selçuk, 1999). Piaget 1972’de zekaya gelişimsel temelli bir açıklama getirmiştir. Bireylerin değişik yaslarda özümseme ve uyumsama yoluyla nasıl çevreye uyum sağladığını ve gelişimsel ilerlemeler gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Zekayı anlamak için bilginin nasıl edinildiğini ve kullanıldığını ele almak gerektiğini öne sürmüştür.

Piaget'e göre zeka; çevreye uyum sağlama gücüdür. Diğer bir deyişle, zihin gelişimi dengelenme sürecidir. Birey başlangıçta denge durumundadır. Yeni karşılaştığı bilgi ve durumlar dengesini bozar. Özümseme ve uyumsama yoluyla çevreye uyum sağlar ve yeniden denge oluşur. Böylece, zihin gelişimi devam eder.

Gelişimsel yaklaşımlar içerisinde söz edilmesi gereken bir başka isim Vygotsky’dir. Vygotsky’e göre zihin gelişimi Piaget’in ileri sürdüğü gibi kendi başına oluşan bir süreç değildir. Çocuğun çevresindeki bireyler, ona problem durumlarında yardımcı olur ve bazı bilgiler verir. Bu nedenle, zeka gelişiminin toplumsal yönü de vurgulanmalıdır. Belli bir gelişim düzeyinde çocuğun kendi

(22)

başına gerçekleştirebileceği bir takım davranışlar olduğu gibi, bir yetişkinin yardımı ile başarabileceği davranışlar da vardır (Selçuk ve ark, 2003).

2.1.2.3. BİYO-EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR

Birçok araştırmacı, zekanın tanımlanması ve ölçülmesi ile ilgili yeni fikirleri keşfetmek amacıyla beyni biyolojik bir perspektiften ele almıştır. Bunlardan biri olan Ceci'nin zeka ile ilgili olan biyo-ekolojik teorisi, bir tek bilişsel potansiyelin ya da bir "g" faktörünün olmadığını ileri sürer. Bunun yerine farklı sayılarda potansiyelin olduğunu iddia eder (Selçuk ve ark, 2003). Stephan Ceci zekayı hem gelişimsel hem kavramsal olarak ele almıştır. Ceci’ye göre; çocuk bir dizi biyolojik zihinsel beceri potansiyelleri ile donatılmış olarak doğar. Bunlar çocuğun gelişiminde çeşitli çevresel faktörler tarafından şekillenmişlerdir. Ceci’ye göre, zekanın gelişiminde 4 faktör vardır;

-Çoklu zeka potansiyeli

-Çevre zekasal potansiyelin ifade edilmesini ve gelişimini destekler ya da yapılandırır

-Spesifik bilgi alanı bilginin miktarı ve kalitesi zihinsel süreçlerin eksik ya da tam olarak kullanılmasında pozitif ya da negatif etki yapar.

-Uygun uyarıcıların çevre içinde sunulmuş olması zihinsel potansiyeli ifade etmeyi geliştirmeyi motive eder.

2.1.3. ÇOKLU YAKLAŞIMLAR Sternberg’in Üç Aşamalı Kuramı

Stenberg, kendisinden önceki pek çok kuramcıya oranla, zekanın doğasına ilişkin çok daha geniş bir bakış açısı sunar. Zeka kaynaklı davranışlar için belirli zihinsel mekanizmaların gerekli olduğunu öne sürmenin yanı sıra zekanın gerçek dünya şartlarıyla uyum sağlamamayı içerdiği üzerinde de durmuştur. Bu kuram

(23)

“analitik zeka, yaratıcı zeka ve pratik zeka” olarak zekanın üç yönünü ele aldığı için “Üç Aşamalı Zeka Kuramı” olarak adlandırılmıştır (Koman, 2001).

2.1.3.1. ANALİTİK ZEKA

Zeka kaynaklı davranışlardan sorumlu olan içsel zihinsel mekanizmalardan meydana gelir. Zekayla ilgili bir problemin doğasını belirlemekten, bu sorunu çözmek için bir yöntem seçmekten ve görevin tamamlandığında emin olmaktan sorumludur. Zekanın bu yönü, zeka testleri tarafından en iyi şekilde ölçülebilen zekadır.

2.1.3.2. YARATICI ZEKA

Yetkin bir yaratıcı zekaya sahip olan bir kimse, yeni durumlarla etkili bir şekilde başa çıkma becerisine sahiptir. Sternberg’e göre, zeka sadece daha önceden yüz yüze gelinmiş durumlarla başa çıkmayı değil, aynı zamanda yeni kavramsal sistemler içerisinde öğrenip düşünme kapasitesini de içermektedir. Zekanın bu yönünün diğer bir işlevi ise, tekrar tekrar karşı karşıya kalınan durumları “rutin haline getirme” becerisidir.

2.1.3.3. PRATİK ZEKA

Kişinin yaşamına uygun hedefler doğrultusunda gerçek yaşam koşullarına uyum sağlaması, bunları şekillendirmesi ve seçimler yapmasıyla ilgili zihinsel etkinlikleri içerir. Pratik zeka üç bölüme ayrılır. Bunlar; uyum, seçim ve şekillendirmedir. Uyum, bir kişinin belirli çevresel şartların gerektirdiği becerileri geliştirme olarak tanımlanır. Seçim, içinde yaşadığımız çevreyi terk edip, yetenek ve gereksinimlerimize daha uygun olanını seçme davranışıdır. Şekillendirme ise, kişinin kendisiyle çevresi arasındaki uyumu geliştirmede, özellikle de yeni bir çevre seçimi pek olanaklı olmadığı zamanlarda kullandığı bir yoldur.

(24)

2.1.4. ÇOKLU ZEKA KURAMI

Gardner’ın çocuklar ve beyin hasarlı kişiler üzerinde yaptığı uzun çalışmalar çoklu zeka kuramının (ÇZK) ortaya çıkmasını sağlamıştır. (Selçuk, 1999: 54-63). Gardner her insanda en az sekiz zeka alanının potansiyel olarak var olduğunu, ancak yaşam içinde bu alanlardan bir ya da bir kaçının geliştiğini belirtmektedir. Gardner, ilk çalışmalarında yedi zeka alanını tespit etmiş ancak daha sonra 1995 yılında “doğa(cı)” zekasını da ekleyerek zeka alanlarını sekize çıkarmıştır. Gardner zekaya çoğul olarak yaklaşmakta ve sözel/dil bilimsel, mantıksal/matematiksel, görsel/uzamsal, müziksel/ritmik, bedensel/duyudevinimsel (kinestetik), sosyal/bireyler arası, özedönük/bireysel ve doğa zekası olarak sıralamaktadır.

Howard Gardner, zekayı kişinin belli kültürel dokuda ürünler ortaya koyabilme, karşılaştığı probleme etkili ve verimli çözümler üretebilme ve çözülmesi gerekli yeni ve karmaşık problemleri keşfetme yeteneği olarak tanımlar (Özbay, 2001:107). Bu bağlamda H. Gardner zekanın özelliklerini şöyle sıralamaktadır:

1. Her insan zekasını arttırma ve geliştirme yeteneğine sahiptir.

2. Zeka sadece değişmekle kalmaz aynı zamanda başkalarına da öğretilebilir.

3. Zeka insandaki beyin ve zihin sistemlerinin birbiriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan çok yönlü bir olgudur.

4. Zeka çok yönlülük göstermesine rağmen kendi içinde bir bütündür. 5. Her insan çeşitli zeka alanlarının tümüne sahiptir.

6. Her insan zeka alanlarından her birini belli bir düzeyde geliştirebilir. 7. Çeşitli zeka alanları, genellikle bir arada belli bir uyum içinde çalışırlar.

8. Bir insanın her alanda zeki olabilmesinin bir çok yolu bulunmaktadır (Saban, 2002:49-51; Selçuk, Kayılı ve Okut, 2002:12).

Gardner’ın sözünü ettiği sekiz zeka türüne sahip bireylerin zeka özelliklerini ve öğrenme stilleri aşağıda zeka alanlarına göre açıklanmıştır.

(25)

2.1.4.1. SOSYAL ZEKA

İnsanlarla ilişki kurma, onları anlama, güdüleme ve davranışlarını yorumlama yeteneklerini kapsar. Bu zeka türü, bir insanın diğer insanlardaki yüz ifadelerine, seslere ve mimiklere olan duyarlılığı ve diğer insanlardaki farklı özelliklerin farkına vararak onları en iyi şekilde analiz etme, yorumlama ve değerlendirme yeteneklerini de kapsar. Dolayısıyla, sosyal zekası güçlü olan bireylerin bir grup içinde grup üyeleri ile işbirliği yapma, onlarla uyum içinde çalışma ve bu kişilerle etkili olarak sözlü-sözsüz iletişim kurma gibi yetenekleri söz konusudur. (Gardner, 2004; Armstrong, 1999; Armstrong, 2000)

Öğrenme Ortamı Materyalleri; Yönetme ve organize etmeden zevk alır. Yaşıtları ile ya da farklı yaş grupları ile olmaktan zevk alırlar. Grup ve takım çalışmalarından, çok özel ve mükemmel ürünler ortaya çıkararak; gruplar halinde çalışmaktan zevk alırlar. Küçük grup çalışmaları için hazırlanmış bir sıra düzeni ya da öğrencilerin birbirlerine rahatlıkla görebileceği bir sınıf sıra düzeni sosyal zeka öğrenme ortamları açısından önemlidir.

Kişiler Arası Öğretim Yöntemleri; Grup etkinlikleri, ikili çalışmalar, grup görüşmeleri, kampanya organizasyonları, konferans sunuşları, paneller.

İlgili Meslek Alanları; Öğretmenlik, yönetim, işletme, danışmanlık, psikologluk, rehberlik uzmanı ve politika vb. (Gardner, 2004; Bümen, 2004; Saban, 2001; Yavuz, 2001).

2.1.4.2. MATEMATİKSEL-MANTIKSAL ZEKA

Bireyin mantıksal düşünme, sayıları etkili kullanma, problemlere bilimsel çözümler üretme ve kavramlar arasındaki ilişkiyi ya da örüntüleri ayırt etme, sınıflama, genelleme yapma, matematiksel bir formülle ifade etme, hesaplama, hipotez test etme, benzetmeler yapma gibi davranışlarını kapsar. Bu zeka alanı gelişmiş olanlar bir bilim insanı ya da matematikçi gibi düşünürler. Çok çeşitli alanlardaki mantık örüntülerini fark etme, etkili akıl yürütme, ilkeleri ve neden-sonuç

(26)

ilişkilerini keşfetme, öncelik sırasına koyma, sınıflama, yordama, hipotez geliştirme, karmaşık ilişkileri anlama, varsayımları oluşturma ve sorgulama ve bunlara benzer soyut işlemlere duyarlı olma bu zekanın göstergeleridir. Mantıksal matematiksel zekası güçlü olan bireyler, nesneleri belli kategorilere ayırarak, olaylar arasında mantıksal ilişkiler kurarak, nesnelerin belli özelliklerini niceliksel olarak sayısallaştırarak ve hesaplayarak ve olaylar arasındaki birtakım soyut ilişkiler üzerinde kafa yorarak en iyi öğrenirler (Gardner, 1999; Saban, 2002; Demirel 2004; Bümen, 2002; Özden, 2003; Selçuk, 2002; Tan ve Erdoğan, 2004; Ülgen, 1995; Campell, 1996; Checkly, 1997).

Öğrenme Ortamı Materyalleri; Akıl yürüterek, soyut modelleri tasarlayarak, sayılarla düşünerek, ilişkilere ve bağlantıları kurgulayarak öğrenir. Grafikler ya da şekiller halinde verilen (görsel) bilgileri yorumlar. Bilgisayar programları hazırlar. Grafik , şema ve şekillerle çalışmaktan hoşlanır.

Matematiksel- Mantıksal Zeka Öğretim Yöntemleri; Bilimsel düşünme etkinlikleri, venn şemaları çalışmaları, grafik hazırlama etkinlikleri, sayılarla çalışma-rakamsal düşünme etkinlikleri, sıralama etkinlikleri, mantıksal sorgulama etkinlikleri (6 şapka ile düşünme), bulmacalar (Problem çözme etkinlikleri)

İlgili Meslek Alanları; Muhasebe, satın alma, matematik ve mühendislik bilimleri, istatistik, bilgisayar, ekonomi ve fen bilimleri vb. (Gardner, 2004; Bümen, 2004; Saban, 2001; Yavuz, 2001).

2.1.4.3 GÖRSEL-UZAMSAL ZEKA

Görsel-uzamsal zeka; bir insanın bir avcı, bir izci ya da bir rehber gibi görsel ve uzaysal dünyayı doğru bir şekilde algılaması veya bir dekoratör, bir mimar ya da bir ressam gibi dış dünyadan edindiği izlenimler üzerine değişik şekiller uygulaması kapasitesidir. Bu zeka alanı, bir bireyin çevresini objektif olarak gözlemlemesi, algılaması ve değerlendirmesi ve bunlara bağlı olarak da dış çevreden edindiği görsel ve uzaysal fikirleri grafiksel olarak sergilemesi kabiliyetlerini içerir (Saban, 2004).

(27)

Görsel-uzamsal zekanın özü görsel dünyayı doğru biçimde algılamak, başlangıçtaki algı üzerinde değişim ve dönüşümler yapabilmek, görsel deneyimi fiziksel uyarıcının yokluğunda dahi yeniden üretebilmektir. Görsel-uzamsal zekayı dayandırabileceğimiz üç beceriden ilki, bir sekli ya da nesneyi algılama becerisidir. Uzamsal alanda kişinin çektiği kimi güçlükleri kişinin çizimindeki hatalarına bakarak belirlemek mümkündür. İkinci beceri ise sekil ya da nesneyi yönlendirme sorusunun yöneltildiği kişinin, başka bir açıdan nesnenin nasıl göründüğünü ya da çevresinde döndürülürse nasılgörüneceğini düşünerek hayal etmesi ve son beceri de birinin algılarını iki ya da üç boyutlu somut örnekler halinde transfer etmesidir (Gardner, 2004).

Bu zeka; üç boyutlu düşünme yeteneğini ve mental düşünme, uzamsal muhakeme, aktif hayal gücünü kullanmayı sağlar (Campbell, 1994). Bu zekaya sahip insanlar; yer, zaman, renk, çizgi, sekil, biçim ve desen gibi olgulara ve olgular arasındaki ilişkilere karsı aşırı hassas ve duyarlıdırlar. Görsel-uzamsal zekası güçlü olan kişiler; varlıkları, olayları veya olguları görselleştirerek ya da resimlerle, çizgilerle ve renklerle çalışarak en iyi öğrenirler (Saban, 2004). Bümen’e, (2004) göre; görsel-uzamsal zekanın özündeki kapasiteler şunlardır:

1- Aktif imgelem/hayal gücü, 2- Zihinde canlandırma, 3- Uzayda yer, yön, yol bulma, 4- Grafik temsili,

5- Uzaydaki nesneler arasındaki ilişkileri tanıma, 6- İmajlarla zihinsel manevralar yapma,

7- Farklı açılardan objeler arasındaki benzerlik ve farklılıkları tanıma.

Öğrenme Ortamı Materyalleri; Öğrenmede daha çok sanat, video, filmler, bulmacalar ve haritalardan yararlanır. İmgeleri düzenleyerek, zihinsel resim oluşturarak, çizerek, desen oluşturarak, hayal ederek öğrenir.

Görsel – Mekansal Zeka Öğretim Yöntemleri; Akıl haritaları, akış haritaları, örümcek haritalar, zincir haritalar, karşılaştırma tabloları, problem çözüm taslakları,

(28)

flash kartlar, ünite kartları, rapor ve kompozisyon taslakları, resim ve fotoğraf çalışmaları, mimari ve tasarım etkinlikleri.

İlgili Meslek Alanları; Ressam, artist, fotoğrafçı, mühendis, kameraman, mimar, heykeltıraş, tasarımcı, dekoratörlük, izci, rehber vb. (Gardner, 2004; Bümen, 2004; Saban, 2001; Yavuz, 2001).

2.1.4.4 İÇSEL ZEKA

İnsanın kendini anlaması; kim olduğunu, zayıf ve güçlü yönlerini, isteklerini, duygularını fark etmesi; ne zaman nasıl davranacağını bilmesi ve bu doğrultuda yaşamını planlama ve yönlendirme yeteneğidir. Bu zekası gelişmiş bireyler kendi duygularıyla nasıl baş edebileceğini bilme, kişisel problemlerini çözme, kendi hedeflerini belirleme, disiplinli olma, kendine güvenme gibi özellikleri gelişmiş kişilerdir. Bu zeka, bir kişinin kendini tanıması ve kendisi hakkında sahip olduğu bu bilgi ve anlayış ile çevresine uyumlu davranışlar sergilemesidir. Kendilerini iyi tanıyanlar, öze dönük zekası iyi gelişmiş insanlardır. Bireylerin “yalnız kaldığımda beni hangi etkinlikler dinlendirir?, sinirlendiğimde bunu hangi yöntemle yenerim?, gerçekten ben kimim?, kendimi ve hedeflerimi nasıl değerlendiriyorum?, kişisel gelişimim için neler yapıyorum?” gibi sorular öze dönük zeka ile ilgilidir. İçsel zekası yüksek olanlar, kendi başlarına, bireysel projelerle ve kendi hızında öğrenir. Konuları, kendileriyle ilişkilendirmeyi, kendi düşünme sistemlerinin bir parçası haline getirmeyi isterler. Din adamları, psikologlar, filozoflar öze dönük zekaları güçlü bireylere örnek verilebilir (Gardner, 1999; Saban, 2002; Demirel 2004; Bümen, 2002; Özden, 2003; Selçuk, 2002; Tan ve Erdoğan, 2004; Ülgen, 1995; Campell, 1996; Checkly, 1997).

Öğrenme Ortamı Materyalleri; Yalnız çalışmaktan hoşlanır. Kendi iç dünyasını düşünür. Hedefler oluşturma ve hayallerden zevk alır. Yaşamlarında motivasyon kaynakları hedefleridir.

(29)

Öğretim Yöntemleri; Günlük yazma etkinlikleri, bir dakika düşün etkinlikleri, öz – değerlendirme etkinlikleri, hayal kurma etkinlikleri, ‘Bana düşen görev’ çalışmaları.

İlgili Meslek Alanları; Yazar, psikoterapist, sosyal hizmet uzmanı, dini lider, sanatçı, iş adamı, ressam, heykeltıraş vb. (Gardner, 2004; Bümen, 2004; Saban, 2001; Yavuz, 2001).

2.1.4.5 SÖZSEL-DİLSEL ZEKA

Sözel dilsel zeka; bireyin kendi diline ait kavramları bir konuşmacı veya bir politikacı gibi sözlü olarak ya da bir şair, bir yazar, bir editör veya bir gazeteci gibi yazılı olarak etkili bir biçimde kullanabilme kapasitesidir (Saban, 2004). Campbell ise, sözel-dilsel zekayı; kelimeler üzerinde düşünebilme, kelimelerin karmaşık anlamlarını ifade ve ayırt edebilme yeteneği olarak tanımlamıştır (Campbell, 1994).

Bu türdeki zeka, bir insanın kendi dilini; gramer yapısına, sözcük dizimine ve vurgusuna, kavramları da kastettikleri anlamlarına uygun olarak büyük bir ustalıkla kullanmayı gerektirir. Bu zekaya sahip insanlar, kendi ana dilleri yanında başka bir dilde de kendi düşünce ve duygularını etkili bir şekilde ifade etme kabiliyetine sahiptirler. Sözel-dilsel zekası kuvvetli olan bireyler; işiterek, konuşarak, okuyarak, tartışarak ve başkaları ile karşılıklı iletişime ve etkileşime girerek en iyi öğrenirler

(Saban, 2004).

Dil zekası, dil kullanımının farklı biçimlerde üretilmesine ve geliştirilmesine yardımcı olur. Bazı kişiler, başlangıçta kelimeleri ve kelime örüntülerini oluşturmak ve tanımak için görüntü, ses ve dokunmayı kullanırlar. Daha sonra; benzetme, hiperbol, sembol ve dilbilgisi gibi dil teknikleri gelir. Bunlar; soyut akıl yürütme, kavramsal örüntüler, ton, duygu ve yapı ile genişleyerek sözcük dağarcığını zenginleştirir.

Dil gelişiminin en üst noktasına, kendini ifade ederken özel örüntülerde ses ve duyum kullanabilenlerde ulaşılır (Bellanca, 1997). Gardner, dilin insan zekasının üstün bir örneği ve toplumsallaşma sürecinde vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu

(30)

vurgulamaktadır. Konuşma dili, somuttan soyuta düşünmeyi getirmiş ve nesneleri işaret ederek, adlandırarak onlar yokken onlar hakkında konuşmayı sağlamıştır. Okuma insan için görmediği nesneler, yerler, süreçler ve kavramları bildik hale getirir. Yazma ise konuşmacıyla hiç karşılaşmadan iletişim kurmayı sağlar. İnsan kelimelerle düşünme yeteneğiyle hatıraları analiz eder, problem çözer (Campbell, 1994).

Öğrenme Ortamı Materyalleri; Kitaplar, teypler, ses kayıt cihazları, günlükler, renkli kağıtlar, yazma materyalleri, el kitapları, talimatnameler, gazeteler, dergiler, kalemler, bilgisayarlar, dosyalar kelime oyunları vb.

Sözel-dilsel zeka öğretim yöntemleri; Öykü okuma, hikayeleştirme, konferans hazırlama, görüşme ve tartışmalar, rapor hazırlama, diyalog hazırlama etkinlikleri, röportaj yapma, yazım çalışmaları.

İlgili meslek alanları; Edebiyat, yazar, şair, arşivcilik, hatip, dil bilim, hukuk, siyaset vb. (Gardner, 2004; Bümen, 2004; Saban, 2001; Yavuz, 2001).

2.1.4.6 MÜZİKSEL-RİTMİK ZEKA

Duyguların aktarımında müziği algılama ve sunmada müziği bir araç olarak kullanma yeteneği, yani ritme, melodiye, tona karşı duyarlı olma yeteneğidir

(Demirel, 2004). Müzikal-ritmik zekası güçlü olan bir kişi; şarkıların melodilerini çok iyi hatırlar ve güzel şarkı söyleyebilme yeteneğine sahiptir. Bir müzik aletini çok iyi çalar ya da çalmayı çok ister, konuşurken veya hareket ederken elleri ve ayakları ile ritim tutar. Çevresindeki seslere karşı aşırı duyarlı ve hassastır, bir şarkı duyduğunda farkında olmadan ona eşlik eder (Saban, 2002).

Öğrenme Ortamı Materyalleri; Öğrenmede müzik, teyp-recorder, kasetler ve ritimlere ihtiyaç duyar. Melodi ve ritim oluşturarak, empati kurarak, seslere duyarlı olarak, enstrüman kullanarak, müziğin yapısını kavrayarak öğrenir.

(31)

Öğretim Yöntemleri; Ritimler- melodiler- şarkılar, müziksel koleksiyonlar, müziksel ton, vurgular, fon müzikleri kullanma.

İlgili Meslek Alanları; Yorumcu, besteci, müzisyen, orkestra şefi, müzik eleştirmeni vb. (Gardner, 2004; Bümen, 2004; Saban, 2001; Yavuz, 2001).

2.1.4.7 BEDENSEL-KİNESTETİK ZEKA

Gardner, zeka ile bedenin birbirinden ayrı olarak incelenmesinin yüzyılımızın geleneği olduğunu ve bunun yanlış bir yaklaşım haline geldiğini savunmaktadır. Bu zeka, tüm vücut ve eller ile ilgili zekadır. Başka bir deyişle, bu zeka, vücut hareketlerini kontrol etmeyi ve yorumlamayı, fiziksel nesneleri maniple etmeyi ve vücut ile zihin arasında bir uyum (armoni) oluşturmayı sağlar (Bümen, 2004).

Bedensel-kinestetik zeka ile bir kişinin; bir aktör, bir atlet ya da bir dansçı gibi düşünce ve duygularını anlatmak için vücudunu kullanmadaki ustalığı veya bir heykeltıraş, bir cerrah ya da bir tamirci gibi ellerini kullanma ve elleri ile yeni şeyler üretme kabiliyetleri kastedilir. Diğer bir ifadeyle, bedensel-kinestetik zeka alanı, bir bireyin bir problemi çözmek, bir model inşa etmek veya bir ürün meydana getirmek için bütün vücudunu veya vücudunun belli organlarını kullanabilmesi kapasitesidir. Bedensel-kinestetik zeka alanı; koordinasyon, denge, güç, esneklik ve hız gibi bazı fiziksel yetenekleri ve bu yeteneklerin hepsinin bir arada islemesini sağlayan devinimsel nitelikteki bazı özel becerileri de içermektedir. Bedensel-kinestetik zeka alanı güçlü olan insanlar, en iyi yaparak-yasayarak, hareket ederek ve ilk elden tecrübe edinerek öğrenirler (Saban, 2004). Campbell (1994) ise, bu zeka türünü; objeleri el ile idare edebilme ve bedensel yetenekleri çeşitli sekilerde kullanabilme kapasitesi olarak açıklamıştır. Bümen’e (2004) göre; bedensel zekanın özündeki kapasiteler şunlardır:

1- Vücut hareketlerini kontrol etme,

2- Önceden planlanmış vücut hareketlerini kontrol etme, 3- Bedenin farkında olma,

(32)

5- Pandomim yetenekleri, 6- Bedeni tümüyle iyi kullanma.

Öğrenme Ortamı Materyalleri; Dinleme, konuşma, dans, koşma, dokunma ve hareket etmeyi sever. Öğrenmede role-play, drama, tiyatro ve hareket etmeye ihtiyaç duyar. Zihinle bedeni birleştirerek, mimiklerle, vücudu geliştirerek, dokunarak, dans ederek, üç boyutlu tasarımlar oluşturarak öğrenmeyi tercih ederler. Gezi- inceleme-model / maket yapma gibi fiziksel aktivitelere katılımdan zevk alırlar.

Bedensel Zeka Öğrenme Yöntemleri; Drama etkinlikleri, sınıf tiyatroları, role-play canlandırmalar, el becerisi etkinlikleri, bilgi kartları, nefes alma egzersizleri, oyun etkinlikleri, alan gezileri.

İlgili Meslek Alanları; Spor, dans, heykeltıraş, teknik direktör, koreografi, oyunculuk, cerrahlık, pandomimcilik, sanatçılık vb. (Gardner, 2004; Bümen, 2004; Saban, 2001; Yavuz, 2001).

2.1.4.8 DOĞACI ZEKA

Doğacı zeka ile; bir kişinin bir biyolog yaklaşımıyla hayvanlar ve bitkiler gibi yaşayan canlıları tanıma, onları belirli karakteristik özelliklerine göre sınıflandırma ve diğerlerinden ayırt etme yeteneği ile bir jeolog yaklaşımıyla bulutlar, kayalar ya da depremler gibi çeşitli karakteristiklerine aşırı ilgi ve duyarlılık ifade edilmektedir. Gardner (2004) doğacı zekası gelişmiş bir kişiyi doğal kaynaklara ve sağlıklı bir çevreye yoğun ilgisi olan, canlı ve cansız varlıkların ayrımını doğal dünya da yapabilen ve bu alandaki yeteneklerini üretken olarak kullanabilen bir birey olarak tanımlamaktadır.

Öğrenme Materyalleri; Doğayı ve doğada olup bitenleri gözlemleyebilme yeteneği kazanarak, kendisinin de bu dünyanın bir parçası olduğunun farkına vararak öğrenir.

(33)

Doğa Zekası Öğretim Yöntemleri; Doğa yürüyüşleri, alan gezileri, doğa ile ilişkilendirme çalışmaları, doğadan malzemelerle çalışma, farklı canlı türleri il ilişki kurma.

İlgili Meslek Alanları; Zooloji, botanik, organik kimya, biyoloji, jeoloji, meteoroloji, arkeoloji, çiçekçilik, tıp, fotoğrafçılık, dağcılık, izcilik vb. (Gardner, 2004; Bümen, 2004; Saban, 2001; Yavuz, 2001).

2.1.5. ÇOKLU ZEKA ALANLARININ GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Çoklu zeka teorisi, insan zihnine açılan bir pencere gibidir ve beynin çeşitli bölümlerinin çok özel fonksiyonlarını açıklamaktadır. Zeka bireyin genetiksel kalıtımıyla olduğu kadar, bu bireyin ekolojik ve kültürel çevresiyle olan tecrübe ve deneyimleriyle de şekillenir. Bireylerde, belirtilen bu zekaların gelişimi de farklılıklar göstermektedir. Armstrong zekaların gelişmesinde avantaj ya da dezavantaj yaratan çevresel etkenleri şöyle sıralamaktadır.

1. Kaynaklara ulaşma şansı: Örneğin eğer aile çok fakirse keman, piyano gibi müziksel zekayı geliştirebilecek enstrümanları olmadığından bu zekanın güçlenmesi, gelişmesi zorlaşabilir.

2. Tarihsel kültürel faktörler: Okulda matematik ve fen bilimlerine dayalı programlar önemseniyorsa, öğrencilerin yalnızca mantıksal matematiksel zekası gelişir.

3. Coğrafi faktörler: Köyde yetişmiş bir çocuk, apartmanda yetişmiş bir çocuğa oranla bedensel ve doğacı zekalarını daha çok geliştirebilir.

4. Ailesel faktörler: Ressam olmak isteyen bir çocuğun ailesi, çocuğun avukat olmasını istiyorsa, çocuğun dilsel zekası desteklenecektir.

5. Durumsal faktörler: Kalabalık bir ailede büyümüş ve kalabalık ailede yaşayan bireyler doğalarında sosyallik olmadıkça, kendilerini geliştirmek için daha az zamana sahip olurlar (Piaget, 1964; Saban, 2001).

(34)

Kültürlerin farklı zeka türlerine verdikleri değerler, zeka gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Fazla değer verilen zeka türleri diğerlerinden daha çok ve hızlı gelişmektedir. Çünkü kabul gören ve değer verilen davranışlar motivasyonu arttırmakta ve bireyi bu davranışları zenginleştirmeye yöneltmektedir.

2.2. SPORUN TANIMI

Spor kelimesi İngilizcenin yardımıyla dünyaya yayılmış olsa da, ingilizce bir kelime değildir. Latince dağıtmak, birbirinden ayırmak anlamına gelen “Disportere” veya “Deportere” kelimesinden doğmuştur. Bu şekilde kullanılan sözcük zamanla aşınmaya uğrayıp “Disport” şeklinde kullanılmaya başlanmıştır. 17. yüzyıldan itibaren de “Sport” şeklini almıştır. Türkçemizde uluslararası dil etkileşiminden etkilenerek “Sport” kelimesini de zenginliğine katmış, okunuşu gibi “spor “olarak kullanılmaya başlamıştır (Çankaya, 2001).

Spor, sporla uzaktan veya yakından ilgilenen bir çok insan tarafından çeşitli anlamlarda kullanılmış ve sporun değişik tarifleri yapılmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır;

Spor tek başına veya toplu olarak yapılan, kendine özgü kuralları olan genelinde bir yarışmaya dayanan bedensel ve zihinsel yetilerin gelişimini sağlayan eğitici ve eğlendirici uğraştır. Spor, ferdin doğal çevresini beşeri çevre haline çevirirken elde ettiği kabiliyetleri geliştiren, belirli kurallar altında araçlı veya araçsız, ferdi veya toplu olarak boş zaman faaliyeti kapsamı içinde veya tam zaman olacak şekilde meslekleştirerek yaptığı sosyalleştirici, topluluğu bütünleştirici ruh ve fiziği geliştiren rekabetçi, dayanışmacı ve kültürel bir olgudur (Kılcıgil, 1985).

Diğer bir tanıma göre spor, ferdin tabii çevresini beşeri çevre haline getirirken elde ettiği kabiliyetleri geliştiren, belirli kurallar içinde araçlı veya araçsız, ferdi ya da toplu olarak boş zaman kapsamı veya tam zamanını alacak şekilde meslekleştirerek yaptığı, sosyalleştirici, toplumla bütünleştirici, ruh ve fiziği geliştiren rekabetçi, dayanışmacı ve kültürel bir olgudur (Erkal,1982)

(35)

Spor, eğitimcilerin, kişiliğin oluşumunu ve karakter niteliklerinin gelişimini sağlamak için önerdikleri disiplindir. Yöneticilerin, enerjiyi biçimlendirmek ve mücadele anlayışı uyandırmak için kullandıkları yöntemdir (Gillet,1975).

2.3. BASKETBOLUN TANIMI VE ANA KURALLARI

Basketbol, çoğunlukla kapalı salonda oynanır. Dikdörtgen biçimindeki basketbol alanının tabanı sert tahtadan yapılır. Alanın boyutları değişiklik göstermekle birlikte, ideal boyutlar 26 m x 14m’dir. Oyun alanı bir orta çizgiyle ikiye ayrılır. Bu çizginin tam ortasında, orta yuvarlak denen bir daire çizilidir. Basketbol alanının karşılıklı olarak kısa kenar çizgilerinde birer pota bulunur. Pota, kenar çizgisinden 1,2 metre içeridedir ve 1,8 m x 1,2 m boyutlarında bir sac levhadır. Pota üzerinde, yerden 3,05 metre yükseklikte bir sepet vardır. Sepet, 45 cm çapında demir bir çember ile buna asılı, alt kısmı açık, beyaz bir fileden oluşur. Basketbol elle oynanır ve atılan top yukarıdan çembere girip fileden geçerek aşağıya düşünce sayı olur. Basketbol topunun çevresi yaklaşık 75-78 cm, ağırlığı 600-650 gram kadardır.

Basketbol beşer kişilik iki takımla oynanır. Her takımın en çok yedi yedek oyuncusu bulunabilir. Oyuncu, oyunun durduğu herhangi bir anda değiştirilebilir ve oyuncu değiştirmede bir sınırlama yoktur. Genelde takımdaki beş oyuncunun ayrı görevleri vardır. Her oyuncu atış yapabilir ve karşı takımın hücumu sırasında da savunma yapması zorunludur (Pazarözyurt, 2008).

2.3.1 BASKETBOLUN TARİHÇESİ

Basketbola benzer bir oyun ilk önce Amerika’da Kızılderililer tarafından basit olarak oynandığı görülmüştür. Daha sonraları basketbol 1891 yılında Springfield’de YMCA Kolejinde beden eğitimi öğretmeni Dr. James A. Naismith tarafından kış süresince ve salon içi organizasyonu olarak geliştirilmiştir (Krause, 1996).

(36)

Spor salonuna karşılıklı duvarlarına asılan tahtadan yapılma kağıt sepetlere topu sokmak esasına dayanan bu oyunu, atletlere ve beyzbolculara iyi bir kış antrenmanı yaptırmayı planlayan Naismith'in eski bazı kavimlerin Amerika kıtasında oynadıkları bir oyundan faydalandığı da ileri sürülmektedir.

Christoph Colombe Amerika'yı keşfetmeden önce Güney Amerika'da yaşayan Mayas adlı Kızılderili kavminin en bilinen spor eğlencesi olan Tlahiotenle'nin basketbola çok benzeyen bir spor olduğu bilinmektedir (Urartu, 1983;5-12).

Basketbol henüz bir yaşını doldurmadan Avrupa kıtasına da sıçramış ve 1893 yılında Paris'teki bir cimnastik salonunda deneme niteliğinde ilk kez oynanmıştır. Bugün Paris'in Trevise sokağında bulunan eski bir salonun kapısında, “Avrupa'da ilk basketbol oyunu 1893 yılında burada oynanmıştır” yazısı taşıyan bir levha bulunmaktadır. Ne var ki Avrupa kıtasındaki bu ilk basketbol oyunu bir denemeden öteye gidememiş ve pek kısa bir. süre içinde unutuluvermiştir. 1897 yılında Amerika, basketbolda ilk milli şampiyonayı düzenlemekle bu dalda önemli bir adım atmış ve bu hareket, ülkede basketbol sporunun daha fazla ve daha çabuk yayılmasında önemli bir rol oynamıştı (Pazarözyurt, 2008).

2.3.2 BASKETBOLUN TÜRKİYE’YE GİRİŞ VE GELİŞİMİ

Basketbol Türkiye'de ilk defa, 1904 yılında Amerikan Robert Koleji öğrencileri tarafından oynanmıştır. Basketbolun Türkiye'de bilinçli ve kapsamlı yayılmasını, 1911 yılında Galatasaray Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni olan Ahmet Robenson sağlamıştır. Yine 1913 yılında ilk basketbol şubesi Fenerbahçe'de açılmıştır. İlk zamanlarda savaş yılları olması ve oynayacak rakip bulunamaması nedeni ile basketbolda bir gelişme olamamıştır (Elibol, 2000).

Bilinen ilk resmi müsabaka 1921 yılında Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri ile İstanbul'da yaşayan Amerikalılar arasında olmuştur. 1923 yılında ilk resmi spor teşkilatı olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı kurulması ve yine 1927 yılında Halkevlerinin kurulması, bu spor dalının bütün yurda yayılmasında etkili olmuştur.

(37)

Basketbol Milli Takımı 1934 yılında kurulmuş, ilk resmi maçını 1936 yılında Yunanistan'la yapmıştır. 49 - 12 gibi bir skorla galip gelmiştir. Basketbol 1936’dan 1959'a kadar, Spor Oyunları Federasyonu adı altında voleybol ve hentbol ile birlikte yürütülmüştür. 1 Mart 1959 yılında Türkiye Basketbol Federasyonu resmen kurulmuştur. 1966 yılına kadar yapılan Türkiye Basketbol Şampiyonalarının yerini Deplasmanlı Türkiye Basketbol Ligi almıştır

(http://www.egitim.com/genel/0011/d_0011.basketbol.asp?BID=05&YID=1).

2.3.3 BASKETBOLDA OYUNCU MEVKİLERİ 2.3.3.1 OYUN KURUCU ( POİNT GUARD ) G

Oyun kurucu genellikle “1” numaralı pozisyon olarak adlandırılır ve genellikle takımda top hakimiyeti en iyi olan oyunculardır. Oyun kurucunun görevi takımdaki diğer arkadaşlarına pozisyon hazırlamak, onların saha içinde doğru yerde ve doğru zamanda topla buluşmasını sağlamaktır

(http://en.wikipedia.org/wiki/Basketball_position). Oyun kurucu genellikle takımın orta veya kısa boylu oyuncusudur. Oyuncunun orta veya kısa boylu olması dengeli ve çabuk hareket etme şansını artırmaktadır. Böylece oyuncu oyun içerisinde basketbol becerilerini dengeli, çabuk ve uygun olarak yerine getirebilecektir (Şen, 2000;7-20, http://en.wikipedia.org/wiki/Basketball_position).

2.3.3.2 SKORER GARD ( SHOOTİNG GUARD ) SG

Şutör gard genellikle “2” numaralı pozisyon olarak adlandırılır. Top hakimiyeti yüksek oyunculardan oluşur ve dripling üstü atışları iyi yapabilmektedir. Topla kendi atış pozisyonunu kendisi yaratır ve yüksek şut yüzdesine sahiptir

(http://en.wikipedia.org/wiki/Basketball_positions). Oyuncunun orta veya uzun boylu olması oyuncuya oyunun değişik bölümlerinde dengeli ve çabuk hareket etme avantajları sağlayacaktır.

(38)

2.3.3.3 KISA FORVET ( SMALL FORWARD ) F

Forvet oyuncusu genellikle “3” numaralı pozisyon olarak adlandırılır. Pivotlardan ve power forvetlerden daha kısa ve daha çabukturlar. Forvet oyuncusu ribaundlara katkı sağlar, savunma ve hücumda takımın önemli bir parçasını oluşturur

(http://en.wikipedia.org/wiki/Basketball_positions).

2.3.3.4 UZUN FORVET ( POWER FORWARD)

Power forvet genellikle “4” numaralı pozisyon olarak adlandırılır. Takım içinde rolleri pivotlarla benzerlik gösterir, savunmada pota altı güvenliği pivot ile birlikte sağlar. Hücumda potaya sırtı dönük oyunları oynamasının yanında kısa mesafe şutlarda da etkilidir. Power forvet oyuncusu çember yakınında oynaması nedeniyle uzun bir boya sahip olmalıdır. Aynı zamanda bu oyuncu uzun alt/üst ekstremiteye de sahip olmalıdır. Bu özellikler oyuncuya pozisyon alma, top isteme ve top kesme aşamalarında birçok avantaj sağlayacaktır (Şen, 2000;7-20, http://en. wikipedia. org/wiki/Basketball_position).

2.3.3.5 PİVOT

Pivot genellikle “5” numaralı pozisyon olarak adlandırılır. Oyun içinde pota altında ve dip çizgiye yakın bölgelerde yer alır. Pivot oyuncusu genellikle takımın en uzun boylu oyuncusudur. Pivot oyuncusu çember yakınında oynaması nedeniyle uzun bir boya sahip olmalıdır. Uzun boy oyuncuya oyun içi mücadelelerde özellikle de ribaunt aşamasında değişik avantajlar sağlayacaktır (Şen, 2000;7-20, http://en.wikipedia.org/wiki/Basketball_position).

2.4. SPORDA ZEKANIN ÖNEMİ

Üst düzeyde sportif performans, bireyin tüm biyolojik ve psikolojik güçlerini birleştirdiği ve bu nedenle de kişinin yaratıcı gücünü oluşturduğu bildirilmektedir.

(39)

türü standart IQ testleri ile ölçülemez ama bu zeka türü takım oyunlarında amaca uygun kolayca uygulanabilen yaratıcı hareketler seklinde ifade edilirler.

Becerikli hareketlerde bazı unsurlar vücudun koordinasyonunu ve yönlendirilmesini gerektirir. Bu unsurlar zihin ve onun etkinliği olan düşünmedir. Düşünme ve hareket etkinlikleri arasında gerekli ve ardışık bir sıra vardır: Düşüncenin kendisi bir beceridir. Bir matematik probleminin çözümü ve bir basketbol oyuncusunun smaç eylemi etkin bir zeka seviyesini gerektirir. Bunlar düşünce eğilimli davranış ve motor beceriyi içerir. (Kretchmar 1994; Bozkurt 2004).

Spor uzmanları zekanın kazanmadaki payına giderek daha fazla önem vermeye başlamalıdırlar. Beyin gücünün, kas gücünü her zaman yeneceğinden yola çıkarak antrenmandan çok taktik çalışmalara ağırlık veren trend, yeni nesil antrenörler arasında yaygınlaşmalıdır Zeka; insan vücudundaki en büyük güçtür. Ancak çoğunlukla verimsizce kullanılır. Fiziksel antrenmanla ve beslenmede gelinebilecek son noktaya gelinmiş olunabilir, ama zihinsel antrenmanın yani zeka faktörünün üzerinde yapılacak çok çalışma olmalıdır. Yeni trendin sıkı takipçisi sporcularda rakiplerini psikolojik olarak çökertmek için çeşitli taktikler geliştiriyorlar.

(40)

Sporda Çoklu Zeka İle İlgili Yapılan Çalışmalar

Gülşen. D. (2008) ‘de yapmış olduğu çalışmada farklı lig düzeyinde oynayan futbolcuların oynadıkları mevkilere, öğrenim durumu ve spor yaşlarına göre problem çözme becerilerinin incelemiş; çalışma sonucu futbolcuların problem çözme becerileri ile lig düzeyi, mevki ve spor yaşı değişkelerine göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılığa rastlamamıştır. Ancak problem çözme becerileri ile öğrenim durumu değişkeni arasında anlamlı farklılık tespit etmiştir.

Göde, O., Mavioğlu, Ç. ve Erturan, G. (2007). Futbol Oynayan Çocukların Asist Pas Tercihleri İle Çoklu Zekâ Alanları Arasındaki İlişkiyi incelediği araştırmasında, maç esnasında asist/pas tercihleri ile görsel uzamsal zeka puanları arasında bir ilişki bulmuşlardır.

Güllü, T. Tekin, M. (2009) yaptıkları çalışmada Spor Lisesi Öğrencileri ile Genel Lise Öğrencilerinin Çoklu Zeka Alanlarının Karşılaştırmış, sonucunda genel lise öğrencilerin sözel, mantıksal, görsel ve içsel zekâlarının spor lisesi öğrencilerinkinden daha iyi olduğu; spor lisesi öğrencilerin sadece bedensel zekâlarının genel lise öğrencilerinkinden daha iyi olduğu (p< 0,05) bulmuşlardur. Ayrıca hem genel lise öğrencilerinin hem de spor lisesi öğrencilerinin müziksel, sosyal ve doğasal zekâlarının gelişmişlik düzeylerinin aynı olduğu tespit edilmiştir.

Tekin, M. Taşğın, Ö. (2008) yapmış oldukları araştırmada Orta Öğretimde Öğrenim Gören Spor Yapan ve Yapmayan Öğrencilerin Yaratıcılık ve Çoklu Zeka Alanları Arasındaki İlişkilerini incelemiş, çalışma sonucunda; orta eğitimde spor yapan erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre mantıksal-matematiksel zeka alanı ve bedensel-kinestetik zeka alanı yüksek çıkmıştır.

Tekin, M. (2009)’ da yaptığı çalışmada Ferdi ve Takım Sporlarında Erkek ve Kız Sporcuların Farklı Zeka Tiplerindeki Seviyelerinin karşılaştırmış ve çaşışma sonucunda erkek öğrenciler kız öğrencilere göre mantıksal-matematiksel zekâ alanı ve bedensel kinestetik zekâ alanları yüksek olduuğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca; ferdi sporlarla uğraşan sporcuların takım sporu ile uğraşan sporculara göre sosyal ve içsel zekâ alanları yüksek çıkmıştır. Sınıf değişkenine göre ise; Spor yapan 9. sınıfta öğrenim gören öğrencilerin 11. sınıfta öğrenim gören öğrencilere göre sözel dilsel zekâ, mantıksal-matematiksel zekâ, içsel zekâ, müziksel ritmik zekâ ve görsel uzamsal zekâ alanı yüksek çıkmıştır.

(41)

Jones, M. K. (2006) “Teaching of Ballet: The Application of Multiple Intelligence Theory in Ballet Training” adlı çalışmasında bale öğrencilerinin çoklu zeka ölçümlerini değerlendirmiş ve çalışma sonucunda bedensel zekası yüksek kişilerin içsel zekalarının da yüksek olduğu sonucunu bulmuştur.

(42)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. YÖNTEM

3.1. ARAŞTIRMA MODELİ

Araştırmanın modeliyle farklı mevkilerde oynayan sporcuların çoklu zeka farklılıkları ortaya konulmuştur. Bu amaç doğrultusunda ele alınan değişkenler açısından, gruplar arasında anlamlı farklılıklar olup-olmadığının belirlenmesine yönelik karşılaştırmalı betimsel bir çözümlemeye gidilmiştir.

Çalışmamızda, veri toplama aracı olarak anket yöntemi uygulanmıştır. Anket formu seçiminde literatür taraması ve uzman görüşleri esas alınarak ‘Çoklu Zeka Değerlendirme Anketi (Multiple Intelligences Development Assessment Scales-MIDAS)’ Türkçe versiyonu kullanılmıştır (İflazoğlu,2009). MIDAS, bireyin bir dizi anlamlı ve gerçek yaşam aktivitelerini nasıl kullandığı yönünde bireyin kendisi ya da bilgi veren kimse tarafından doldurulan bir ankettir. MIDAS’ın maddeleri, belirli bir aktivitede bireyin katılımının zamandaki devamlılığını ya da frekansını değerlendirir, ya da bu aktivitede bireyin performansını ya da gösterilmiş gayretinin gerçekçi değerlendirmesini sorgular. MIDAS’ta sekiz temel ölçek ve bunların alt ölçekleri ve üç tane Intellectual Style Scales ile bağlantılı 119 madde içerir. 119 maddenin her biri ölçeklerin ve alt ölçeklerin puanlanmasının hesaplanmasında kullanılan 5 puan Likert cevaplama ölçeğini içerir. Her bir madde için ‘Bilmiyorum’ ya da ‘Bana uymuyor’ seçenekleri mevcuttur ve kayıp değer olarak ele alınır ve puanlamaya katılmaz. Anketten 0-100 arasında puan alınır. 80-100 çok iyi, 60-80 iyi, 40-60 orta, 20-40 düşük, 0-20 çok düşük olarak tanımlanır.

Bu anketin uygulanmasında, gönüllü basketbol oyuncuları öncelikle yapılan çalışma hakkında bilgilendirilmiş ve daha sonra anketi yanıtlamaları istenmiştir.

(43)

3.2. EVREN VE ÖRNEKLEM

Bu araştırmanın evrenini Türkiye Basketbol 1. ve 2.Liginde oynayan 17-39 yaş grubu profesyonel erkek basketbolcular oluşturmaktadır.

Araştırmanın örneklemini ise; Türkiye Basketbol 1.Ligi ve 2.Ligi’nde yer alan Oyak Renault, Mersin Büyükşehir Belediyesi SK, Erdemirspor, Hacettepe Üniverstiesi SK, Ormanspor, Genç Telekom, TED Ankara Kolejliler SK, Konya Selçuk Üniversitesi SK takımlarında oynayan profesyonel erkek basketbol oyuncuları oluşturmaktadır.

3.3. VERİLERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Bu araştırmada veri toplama tekniği olarak anket uygulaması yapılmıştır. Araştırma Çoklu Zeka Değerlendirme Anketinin (Multiple Intelligences Development Assessment. Scales-MIDAS) Türkçe versiyonu, gönüllü profesyonel erkek basketbol oyuncularına uygulanması sonucunda elde edilen bulgulardan oluşmuştur. Anket 17.10.2010 tarihinden itibaren 1 aylık süre boyunca gönüllü sporculara tarafımdan anket hakkında bilgi verilerek uygulatılmıştır. Ölçeğin Tükçe’ye uyarlanması Iflazoglu Saban, Kusdemir Kayıran & Isık, (2009). A study on the adaptation of multiple intelligences developmental assessment scales (MIDAS) in Turkish language adlı çalışması ile yapılmış ve güvenirliği kanıtlanmıştır.

3.4 VERİLERİN ANALİZİ

Oyuncuların çoklu zeka ile ilgili parametrelerinin normal dağılıma uygunlukları, görsel ve istatistiksel yöntemler (histogramlar, Shapiro Wilks testleri, basıklık, çarpıklık katsayıları) kullanılarak incelenmiştir. Araştırmanın deseni, oyuncuların mevkilerine göre sayısal dağılım farklılıkları, ilişkili ya da ilişkisiz parametreler arası farkların tespit edilmesi amacıyla Kruskal-Wallis testi kullanılarak değerlendirilmiştir. P değeri 0.05’in altında bulunan değerler için istatistiksel olarak gruplar arasında farklılık olduğu çıkarımı yapılmıştır. Aynı mevkide oynayan

(44)

oyuncuların farklı çoklu zeka ölçümlerinin birbirine benzerlik düzeyleri varyasyon katsayısı kullanılarak incelenmiştir. Farklı çoklu zeka ölçümleri ile oyuncu yaşı, spor yaşı ve spora başlama yaşı arasındaki ilişkiler Spearman bağıntı analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Önemli bulunan ilişkiler için grafiksel gösterimler çubuk grafik ve nokta dağılım grafikleri ile yapılmıştır. Analizler Statistical Package for Social Sciences, versiyon 17 kullanılarak yapılmıştır.

(45)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4.1. BULGULAR VE YORUMLAR

Araştırmaya katılan sporcuların demografik özellikleri

Tablo 1. Araştırmaya katılan sporcuların demografik özellikleri (Ort: Ortalama, SS: Standart Sapma, Min: Minimum, Max: Maksimum)

Tablo 1

Ort. SS Ortanca Min. Max. N Yüzde

Yaş 25,0 5,2 24,0 17,0 39,0

Spor Yaşı 13,4 4,3 12,0 5,0 25,0

Spora Başlama Yaşı 11,6 3,0 12,0 5,0 21,0 Sporcunun Oynadığı Mevki G 16 20,0% SG 15 18,8% F 21 26,2% PF 13 16,2% P 15 18,8% Total 80 100,0% Kulüp Erdemir 9 11,2% Genç Telekom 11 13,8% Hacettepe Üniv 11 13,8% Konya Selçuk 12 15,0% Mersin Bld 7 8,8% Ormanspor 9 11,2% Oyak Renault 9 11,2% TED Kolejliler 12 15,0%

(46)

Tablo 1

Ort. SS Ortanca Min. Max. N Yüzde

Yaş 25,0 5,2 24,0 17,0 39,0

Spor Yaşı 13,4 4,3 12,0 5,0 25,0

Spora Başlama Yaşı 11,6 3,0 12,0 5,0 21,0 Sporcunun Oynadığı Mevki G 16 20,0% SG 15 18,8% F 21 26,2% PF 13 16,2% P 15 18,8% Total 80 100,0% Kulüp Erdemir 9 11,2% Genç Telekom 11 13,8% Hacettepe Üniv 11 13,8% Konya Selçuk 12 15,0% Mersin Bld 7 8,8% Ormanspor 9 11,2% Oyak Renault 9 11,2% TED Kolejliler 12 15,0% Total 80 100,0%

(47)

Tablo 2. Araştırmaya katılan sporcuların oynadıkları kulüplere göre spor yaşları dağılımı.

Ort. SS Ortanca Min. Max.

Spor Yaşı Erdemir 13,4 2,8 13,0 9,0 17,0

Genç Telekom 9,5 2,2 10,0 5,0 13,0 Hacettepe Üniv. 17,5 5,3 19,0 10,0 25,0 Konya Selçuk 13,6 4,3 12,0 7,0 21,0 Mersin Bld 11,4 3,0 11,0 8,0 17,0 Ormanspor 12,3 4,5 12,0 7,0 22,0 Oyak Renault 14,4 3,6 12,0 11,0 20,0 TED Kolejliler 14,0 4,0 13,0 7,0 24,0

Tablo 3. Araştırmaya katılan sporcuların oynadıkları kulüplere göre spora başlama yaşları.

Ort. SS Ortanca Min. Max. Spora Başlama Yaşı Erdemir 12,2 2,1 12,0 10,0 15,0 Genç Telekom 10,6 2,7 11,0 7,0 15,0 Hacettepe Üniv. 11,0 3,9 11,0 5,0 18,0 Konya Selçuk 12,0 2,5 12,0 8,0 16,0 Mersin Bld 11,1 2,9 11,0 8,0 14,0 Ormanspor 11,3 1,9 12,0 8,0 13,0 Oyak Renault 12,1 4,3 10,0 7,0 21,0 TED Kolejliler 12,1 3,4 12,5 6,0 18,0

(48)

Tablo 4. Araştırmaya katılan sporcuların oynadıkları kulüplere göre yaşları. Ort. SS Ortanca Min. Max.

Yaş Erdemir 25,7 4,2 27,0 19,0 32,0 Genç Telekom 20,2 2,0 19,0 18,0 24,0 Hacettepe Üniv. 28,5 4,3 28,0 23,0 36,0 Konya Selçuk 25,6 4,8 27,0 19,0 32,0 Mersin Bld 22,6 4,6 22,0 18,0 31,0 Ormanspor 23,7 5,9 23,0 17,0 35,0 Oyak Renault 25,7 5,9 22,0 21,0 35,0 TED Kolejliler 26,1 4,7 27,5 17,0 34,0

Tablo 5. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre spor yaşları Oynadığı

Mevki Ort. SS Ortanca Min. Max.

Spor Yaşı G 13,3 4,6 12,0 7,0 24,0

SG 15,0 4,8 14,0 8,0 25,0

F 12,1 3,8 12,0 5,0 20,0

PF 12,6 3,8 12,0 7,0 22,0

Şekil

Tablo 2. Araştırmaya katılan sporcuların oynadıkları kulüplere göre spor yaşları  dağılımı
Tablo 5. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre spor yaşları  Oynadığı
Tablo 6. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre spora başlama yaşları.  Oynadığı
Tablo 9. Sporcuların oynadıkları mevkilere göre bedensel zeka dağılımları.  Oynadığı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Aras Y, Sabancı PA, Kabataş S, Duruksu G, Subası C, Erguven M, Karaoz E: The effects of adipose tissue-derived mesenchymal stem cell transplantation during the acute and

Özelliklerden %50 Verim Yaşı ile TG ve TK (adet, %) yumurta verimleri arasında önemli (P&lt;0,01; r&gt; -0,75) negatif korelasyon katsayıları belirlenmiştir. Pik Verim Yaşı

- 11-14 yaĢ grubu hentbolcuların milli takım geliĢim kamplarına katılımlarına göre spora katılım alt boyut puanları arasında “BaĢarı” alt

Bu çalışmada Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Eğitimi Anabilim dalında öğenim gören sınıf öğretmeni adaylarının müzik dersi temel bilgilerini ve müzik

Gallahue’nin Motor Gelişim Dönemleri Spor Hareketleri Dönemi Temel Hareketler Dönemi İlkel Hareketler Dönemi Refleksif Hareketler Dönemi 14 yaş ve üstü 11-13 yaş 7-10

Onları takip eden Rusların Osmanlı topraklarına girmeleri bazı Lehlileri ve Türkleri öldürmeleri üzerine Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş ilan etti....  Yapılan

Türk ordusunu 'isyana teşvik’ ettiğim iddiasıyla on beş yıl ağır hapis cezası giydim.. Şimdi de Türk donanmasını 'isyana teşvik etmekle’ töh­

İlimizde tularemi tanısının ilk kez ko- yulduğu 2009 yılında, birkaç aydır lenf gangliyonu büyümesi ve tonsillit nedeniyle bazı hastalarımızın farklı hekimlere git-