• Sonuç bulunamadı

Orhan Veli bugünü görmüştü!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Orhan Veli bugünü görmüştü!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVEl/HAYIRM

OKTAY A K B A L ___________

Orhan Veli Bugünü

Görmüştü!

Orhan Veli 14 Kasım 1950’de ölmüştü. Ankara radyosun­ da haftalık konuşmasını yapan Ahmet Muhip Dranas’ın ağ­ zından duymuştum Orhan Veli’nin öldüğünü.

Kırk yıl geçip gitti. Orhan Veli yazın dünyamızın ölümsüz kişilerinden biri oldu. Heykelleri dikildi, herkes onu büyük bir şair, yol açıcı bir sanatçı olarak benimsedi. Şiirleri okul kitaplarında, her ölüm yılında anılıyor, ulusal değerlerimiz­ den biri sayılıyor.

Ölümünden birkaç ay önce yazdıkları neydi bilir misiniz? Kimbilir belki de 1950’nin haziranında,‘Yaprak’ dergisinde çıkan yazılarıdır ölümüne yol açan... Çünkü oldukça kuşku­ lu bir biçimde öldü Orhan Veli... DP iktidarının ilk aylarında irtica başkaldırır gibiydi. İktidar laiklikten ödün vermeye baş­ lamıştı. Gerici çevreler, kendilerine ‘milliyet’çi adını veren birtakım örgütler, birtakım gençler, Orhan Veli ve arkadaş­ larına, daha doğrusu ilerici sanatçılara düşmanlıklarını tür­ lü biçimlerde belirtmeye başlamışlardı. ‘Yaprak’ dergisinde, en başta Orhan Veli bu geriye dönüşün karşısında yer al- • mıştı. ‘Yaprak’ın haziran 1950 tarihli bir sayısında ‘Üniver- ; siteli Gençlere’ şöyle sesleniyordu:

"Niçin yanlış anlıyorsunuz? Neyi yanlış anlıyorsunuz? Bir ; de onun üstünde duralım. Evet, soluz. Ama sol ne demek­

tir? Memleketin kötülüğünü isteyen insan mı demektir? Ol- | sa olsa memleketin de bütün insanlıkla beraber daha ileri- ; ye gitmesini isteyen insan demektir... Savaşılacak şeylerin ; i» başında söz temsili yobazlık gelir. Yobazlık da türlü türlü. : İleri olmak için, sol olmak için bu yobazlıkların topuyla sa-I vaşmak gerek. Gazetemizde çıkan yazıları mı beğenmedi- i niz? Sizin de organlarınız var, orada aksini yazın. Bize ya- ! nıldığımız noktaların neler olduğunu gösterin.”

I

Orhan Veli, ‘Yaprak’ın satışını önlemek için bayileri dola- ; şıp ‘bunlar solcudur’ diyen birtakım gençlere işte böyle ses­ leniyordu. 1950 haziranında DP iktidarı Arapça ezanı kabul i etti. İsteyen Türkçesini, isteyen Arapçasını yeğleyecekti. Ama »1 *• bir anda Arapça ezan bütün yurtta egemen oldu. Orhan Ve- ! li bu konuda şöyle yazıyordu dergisinde:

“ Salt bir ezan meselesi olmaktan çıkıyor iş. Daha bir sü- t rü geriliğin başlangıcı, daha bir sürü geriliğe göz yumma- > nın bir işareti oluyor. Başbakanın demecini duyar duymaz | sarıklar, cüppelerle sokaklara uğrayan yobazlar düşüncemi­

zin doğruluğunu çarçabuk ortaya koydu. Sarıkla cüppeyi de mühim saymayalım. Ama işin bu kadarla kalmayacağına da i kalıbımızı basabiliriz. Daha da neler olabilir diye düşünüyo- j ruz, aklımıza şunlar geliyor. İşte ramazana giriyoruz. Oruç | yemenin kâfirlik olduğunu düşünen kimseler tarafından pe- . kâlâ taşa tutulabiliriz. O kimseler çoğalabilir, kâfirlik saya- ; cakları işler oruç yemeden de ibaret kalmaz. Memleket ya­

rarına görmek istediğimiz işler bugün nasıl komünistlik olu­ yorsa o gün kolayca kâfirlik olur. Hep birden ayaklanırlar. Milli heyecanın yerini dini heyecan alır. Hükümet heyecanı yatıştırmaktan acizdir. Dini heyecan her istediğini yaptırmaya başlar. Sonu nereye varır bu işlerin? Görmek istemeyiz, ama herhalde çok kötüye.”

“ Yaprak” başlıklı yazıda da -o da Orhan Veli’nin kalemin­ den çıkmıştır- şöyle deniliyordu: “ Halk, C H P’yi istemedi di­ ye onun şeriat istediğini, sermayedarın memleket ekonomi­ sinde cirit oynamasını istediğini, yabancı sermayeye esir ol­ mamızı istediğini sanmak en büyük gaflettir.”

Orhan Veli yaşasaydı bugün 76 yaşında olacaktı. Kırk yıl önce yazdıklarının geçen zaman içinde dev gibi büyüdüğü­ nü, cumhurbaşkanlarının, başbakanların, valilerin, bakanla­ rın gizli açık biçimde şeriatçılığın yandaşı kesildiklerini, zo­ runlu din dersleri, sayıları çığ gibi artan imam okullarıyla, hac­ ca giden valiler ve emniyet müdürleriyle, kadavraya don giy­ dirmek İsteyen başı örtülü tıp öğrencileriyle ülkemizin çağ­ lar öncenin karanlık dönemlerine döndürüldüğünü görecekti. ‘Sonu nereye varır bu işlerin’ sorusunun yanıtı şudur: “ İşte buraya vardı, bir karanlık çıkmaza!.”

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Saydam ’ın başbakanlığı bittikten sonra da sık sık hatırlanan ve çoğu zaman geçerliliğini kaybetmeyen bu sözün sahibi Refik Saydam, 19 M ayıs 1919’da

C’est ainsi qu’en dernier lieu, des écrits parus dans la revue «Time» écrits d’après lesquels « une partie des Orthodoxes fut anéantie dans la Turquie

A case of a diabetic patient with unregulated blood glucose level and penetra- ting injury caused by a bony meat and followed by formation of retropharyngeal emphysema, abscess

Olgu Sunumu: Eagle Sendromu (Uzamış Stiloid Çıkıntı Çıkıntı Çıkıntı Çıkıntı)))) Case Report: Eagle’s Syndrome (Elongated Styloid

Serbest kemik greftleri de plağa ek- lenebilir veya plak revaskülarize kemik greftleri için bir temel olarak kullanılabilir (5).. Biz de ol- gumuza titanyum mesh ve kondil

Ve inanıyorum ki, herkes çok iyi nörolog olur, çok büyük cil­ diyeci olur, çok iyi röntgenci olur, çok iyi dahiliyeci olur, çok iyi cerrah olur, ama psikiyatr olmak

Çalışmamızda iki grup ara- sında anlamlı fark olmamakla birlikte, deney grubun- da sigara kullananlarda depresyon puanının daha yüksek olduğu; her iki grupta sigara

Sağlık hizmetlerinin büyük bir bölümünü kapsayan anne ve çocuk sağlığının geliştirilmesi, korunması, doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası bakımın sağlanmasında