^ < 2 i .
«Refah» olayının parti
grubundaki tartışması çok
şiddetli geçmiş,sonuçta iki bakan istifa etmişti
«ULUS BİZİ TAŞLAR»
SÖZÜ SAYDAM'I
ÇİLEDEN ÇIKARMIŞTI
Saydam, önce İçişleri bakam olmuş, daha sonra başbakanlığa atanmıştı.
REFİK SAYDAM:
«SANKİ HÜKÜMET BİR ŞEY
SAKLIYOR...'ULUS BİZİ TAŞLAR'
TAŞLAR' DENDİ. ULUS BİZİ
NEDEN TAŞLIYORMUŞ?
NE YAPTIK Kİ ULUS BİZİ
TAŞLAYACAKMIŞ?..»
1 , t Refik Saydam başbakanlık i M M . döneminde: “ D evlet idare
si A dan Z’ye kadar bozuk tur. Düzeltmek ister” demişti.
Saydam ’ın başbakanlığı bittikten sonra da sık sık hatırlanan ve çoğu zaman geçerliliğini kaybetmeyen bu sözün sahibi Refik Saydam, 19 M ayıs 1919’da Mustafa Kem al'le beraber Samsun’a çıkmıştı. A tatürk'e yakın lığı, kendisi gibi doktor olan İbrahim Tâli Ö ngörenle dostluğundan ileri ge liyordu. İnönü'nün başbakanhğı dö neminde hep Bakanlar K unılu’nda görev almış B ayar’ın kurduğu hükü mette ise difuııda kalmayı yeğlemiş
ti. •
Atatürk ölünce İnönü'nün Bayar a kurdurduğu ilk hükümette Refik
SAYDAM ŞANSSIZ
BAŞLAMIŞTI
Savaş yıllarının ilk başbakam olması Saydam’ın şanssızlığı idi. Hükümet tüm ana besin maddelerine el koymuştu. Am a bu maddelerin fiyatları üreticiyi tatm in e tm ed iğ i için her yerde “ karaborsa” oluşuyordu. Fiyatları düzenleme ve denetleme gibi savaş ekonomisinin zorunlu gerekleri, ülke koşullarına uygun olamdığı için yolsuz luklar da alıp yürümüştü.
O günlerde hükümet ve partinin tek sözcüsü durumunda o la ı Falih Rıfkı
B aşbakan
S ayd am
“v e s v e s e li" b ir
a d a m d ı.
O na g ö re , g özü
ö n ü n d e
b u lu n m a y a n
herkes,
“ş ü p h e li iş ”
ç e v iriy o rd u . “R e fa h "
fa c ia s ı,
p a rti
g ru b u n d a
g ö rü ş ü iü rk e n d e
B aşbakan
vehim
iç in d e y d i...
R e fik Ş ev k e t in ce:
"B aşb akan s ö zle rin e
başka a n la m vererek
h id d e t ve ş id d e t
savurarak,
m ille tv e k ille rin in
d e n e tle m e s in e ve söz
s ö y le m e s in e karşı b ir
d ire n ç s iz lik g ö rü n ü m ü
ç iz m e y e b a ş la d ı."
«Refah» faciasından sonra Kütahya
Milletvekili Ali Süha Delibaş'ın önerisiyle
toplanan parti grubunda Saffet Arıkan,
«Sorumluların ortaya çıkmasını» istiyor
Refik Şevket İnce de, «Savunma ve
Ulaştırma bakanlarına güvenim
kalmadı, çekilmelerini
istiyorum» diyordu
A ta y da, Saydam için şöyle söylüyordu: “ Sağlık Bakanlığında hizmetlerini pek beğendiğim rahmetli Dr. Saydam, başbakanken tUrlU tahriklerini gördü ğüm bir vesvese devri açtı. Ona göre gözü önünde bulunmayan herkes “ şüpheli iş” çeviriyordu. Atatürk’ün vaktiyle yaverliğini bile yapan ve bin minnetini gören birinden "B en i de A ta türkçü sayarlar, halbuki ben son zamanlarda kendisiyle danlmıştım” yol lu mektup kabul ettiğini duyduğum vakit ne kadar şaşırmıştım.”
«ÖZEL AMAÇ
ARIYORUM»
Refah faciasından sonra Kütahya milletvekili A li Süha Delibaş’ın önerge siyle toplanan parti grubunda Başbakan Refik Saydam, gerçekten de vehim içindeydi. O günlerin genç milletvekili Barutçu, gürültülü grup toplantısın şöyle anmsıyordu:
“ Grubun o günkü oturumunda Sa vunma Bakam Saffet Ankan konuşmuş ve “ Refah faciasında sorumlular varsa ortaya çıkm asın " istemişti. Daha sonra konuşan m illetvekillerinden Rasih Kaplan.
“ E ğer biz görevim izi yapmazsak bu ulus bizi taşlar arkadaşlar" diyordu.
Refik Şevket İnce ise daha ileri gitm iş ve şöyle konuşmuştu:
“ Bu olay üzerine Savunma ve Ulaş tırma bakanlarına güvenim kalmamış tır. Bu arkadaşların kendiliklerinden çekilmek istemelerini diliyorum. ”
Bu konuşmadan sonra Başbakan Refik Saydam kürksüye gelmiş ve:
“ Anlamıyorum arkadaşlar” demişti. “ Ben bu sözlerde bir özel amaç arıyorum. Sanki bu işi hükümet yapmış, ya da sanki bu işi hükümet saklamak istiyormuş gibi bir şey .. Rasih Kaplan soruyorum sana ulus bizi neden taşlıyor
muş? N e yaptık ki ulus bizi taşlayacak' 3eğenilmek istemiyoruz. Am a hizmetle rimizin tam karşılığı olan hakkımızın verilmemesini de sessiz karşılayanla yız.”
KIZILCA KIYAMET
KOPACAKTI SANKİ
Başbakan heyecan doluydu ve bağı rıyordu:
“ Ben sizi sessizce dinledim. Siz de b e n im s ö zü m ü k e s m e y in , anlamıyorum, özel bir amacınız mı
var?”
Başbakan bu sözleri söylerken bir yandan Refik Şevket İnce, öte yandan da Rasih Kaplan kalemlerini şiddetle m asaya vurarak söz istiyorlardı. Grubun havası iyice elektriklenmişti. Başbakan ellerini kürsüye vurarak ko nuşuyordu. Kızılca kıyamet kopacak gibi hava doğdu ve gerçekten de koptu.
Başbakan inince Rasih Kaplan kür süye geldi ve şöyle konuştu:
"G ö rev yaparken görevde ihmalin asla söz konusu olmayacağı bir aşamada k a r ş ıla ş t ığ ım ız ih m a lle r i, sorumlulukları bu kürsüden söylerken. Sayın Başbakanın sinirlenmeye haklan yoktur. Kimsenin sinirlenmeye hakkı
T. C. G e n e l k u r m a y B a n k a m Z<? 6 y l l t ^ £ / ¿ I C Z 't U A t I t * 7/ u t ) f i •h \~ * J * £ * * ~ f i t i A 1 A Z-t-. •'H-ı -rz z ı»-t zz-tu— Z 1 ■ ■ L u . 1 11 i-11 _ l < n ¿ y i , / Io j- (M, M tV U sl ilJ İ
"R e fa h "
g e m is in d e
ölen
a s k e rle r
iç in
d ö n e m in
G e n e lk u rm a y
B aşkanı
M a re ş a l
Fevzi
Ç akm ak,
Hava ve
D en iz
K u v v e tle ri’ne
b ir
taziye t
m e s a jı
g ö n d e rm iş ti.
yoktur. Sinirlenmek, bu görevi yapma mıza engel olmaz.
Bu görevi her ne pahasına olursa olsun yapmaktan dönersem namerdim.” Sonra “ Ulusun bizi niçin taşlayaca ğ ım " açıklayarak, “ Bunda kızacak ne var?” diye sordu.
«VİCDANINIZ
SIZLAMIYOR MU?
Rasih Kaplan dan sonra Refik İnce konuştu. O da şöyle diyordu:
“ Başbakan sözlerime başka anlam vererek hiddet ve şiddet savurarak mil letvekillerinin denetlemesine ve söz söy lem esin e karşı b ir d ire n ç s iz lik görünümü çizmeye başladı. B iz tartış malarımızda birbirimizin sözünü kese biliriz. Fakat başbakan bunların üstündedir. P a rti gen el başkan yardımcısıdır. Y an i İnönü’den sonra partinin en büyüğüdür:
B izi özel amaçla suçladılar. Sözlerim den güya bizim bu işi hükümetin yaptığım, ya da gizlemek istediğini söy lediğimiz gibi garip anlamlar çıkarmak istediler. Bizim sözlerimizden böyle anlamlar çıkartmak basitlik olur.
Parti grubunda her şey iyiniyetle söylenir. Herkes iyinitiyle düşüncelerini ortaya koyar, denetleme görevini yapar. Kötü niyet geçerli olmaz. Fakat ben açık aün ve açık kalple bu kürsüde denet'eme görevi yaparken, bakanlara güvenimin kalmadığım açıklarken, bana özel amaç yüklenemez. (Başbakana dö nerek) Refik Saydam Bey, benim tek bir özel amacım vardır. O da Savunma ile Ulaştırma bakanlarına güvenim kalma mıştır. Yerlerine de ben geçecek değilim. Aslında bu kişinin isteği ile de olmaz. Saniyen olsa da ben artık Refik Saydam ile işbirliği yapacak değilim. Refik Saydam Bey! Bilmeniz gerekir ki, Refik Ş e v k e t in c e de s e n in k a d a r vatanseverdir, senin kadar namuslu dur.”
Sonra gözlerini Refik Saydam’a dike rek konuşmasını şöyle sürdürmüştü:
“ R e fik S a ydam B e y ! Sonsuz duyarlığı olan olay, ülkenin en seçkin bir topluluğunu, Refah gibi çürük bir tekneye bindirerek ihmalin kurbam etmektir. Bu son derece duyarlı olan bir şey değil mi? Bundan sizin vicdanınız sızlamıyor mu? Bu olay bütün bir ulusun vicdanını sızlatacak bir olaydır. Bundan vicdanı sızlamayacak olan ancak hayvandır.”
"R e fa h " fa c ia s ın m a rd ın d a n h ü k ü
m e tç e y ü rü tü le n s o ru ş tu rm a n ın s o
nucu b e k le n irk e n , S av u n m a B a k a n ı
S a ffe t A rık a n ile b irlik te is tifa e den
U la ş tırm a B a k a n ı
C evd et
K erim
In
cedayi-Refik Şevket Ince’nin konuşması giderek coşan söz ustalığı ile grubun bütün havasma egemen olmuştu. Grupta çıt yoktu Refik Şevket çok ağır taşlamalala, başbakana yanıt verdi.
SAYDAM:
«BENİ YANLIŞ
ANLADINIZ»
Bu konuşma Başbakan'm tutumunu değiştirmişti. Tekrar kürsüye geldi. Ancak bu defaki Refik Saydam biraz önceki Refik Saydam değildi. Şöyle konuştu:
“ Arkadaşlar, beni yanlış anlamama nızı rica ed erim B en h içb ir zaman konuşulmamasını, eleştiri yapıl mamasını isteyen vs isteyecek bir kişi değilim. Tam tersine çok konuşulması nı, hükümetin sürekli denetlenmesini ve görülen hata ve noksanların konuşula rak düzeltilmesini isterim. A m a bir insan olarak, bazı sözlerden üzülmezsem bunu çok görmemek ¿ n m . Rasih Kaplan arkadaşımızın “ ulus bizi taşlar” sözünü ben yanlış anlamışım, affederler. Refik Şevket, arkadaşımın da aklından geçenleri söylemek istemedim. Burada d e n e tle m e g ö r e v l e r i n i e lb e t t e yapacaklar. Yalnız biraz ölçüsüz konu şuyorlar, sadece bunu söylemek iste dim.”
BAKANLAR
İSTİFA EDİYOR
Başbakandan sonra Savunm a Bakam Saffet Arıkan kürsüye geldi ve şöyle dedi:
" B a z ı a r k a d a ş la r S a v u n m a bakamna güvenleri kalm adığı için çekilmemi istediler. Şim diye kadar gerek asken, gerek siyası yaşamımda böyle bir söz karşısında kalmadım. İlk kez böyle bir davranış karşısında kaldığım için huzurunuzda Savunma bakanlığından çekiliyorum ve başba kandan istifamın kabulünü rica ediyo rum. Benimle Ulaştırma için Meclis so ruşturması açılmasını istiyorum. Ta ki, sorumluluğumuz varsa ortaya çıksın ve cezamız verilsin.”
Refik Saydam tekrar söz almıştı: “ Arkadaşım çekilebilir. Fakat ben grubumun genel eğilimine bakarak, kabul edip etmemekte özgürüm.”
Sonuçta hükümetçe yürütülen so ruşturmanın beklenmesi karan a im di.
Fakat Savunma Bakam Saffet Ankan ile Ulaştırma Bakam Cevdat Kerim İn- cedayı istifa etmişlerdi.Meclis soruştun ması 19 aralık 1941'de sonuçlandı Bakanlar suçsuz görüldü. Ancak ihmali görülen ikinci derecedeki memurlar mahkemeye verildi. Ve onlar da 1 mart 1944’te beraat ettiler.
Refah faciası dosyası da böylece ka panmıştı.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi