• Sonuç bulunamadı

Kazım Karabekir anlatıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kazım Karabekir anlatıyor"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAZIM KARABEKIR ANLATIYOR

UĞUR M UM CU araştırdı

,

derledi ve yazdı

Kâzım Karabekir: A tatürk halife olmak istiyordu.

Mustafa Kemal: D in i ve ahlaki inkılap yapmadan önce hiçbir şey yapmak

doğru değildir.

Fethi Okyar: Türkler İslamlığı kabul ettikleri için böyle geri kaldılar.

İsmet İnönü: Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.

Kâzım Karabekir: İstiklal Harbi masal haline getirilerek okutuldu... Harb

akademilerinde, harb okullarında birçok hakikatler saklandı.

Mustafa Kemal: Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına

öğretmek için K uran’ı Türkçeye tercüme ettireceğim.

Cum huriyet tarihine ışık tutan amlar, belgeler...

İlk kez gün ışığına çıkarılan konuşmalar, yazılar..

(2)

KÂZIM KARABEKİR ANLATIYOR

W 1 1 1 1 » 1 '•

UĞUR MUMCU araştırdı, derledi ve yazdı

Camilere değil uzmanlara

ihtiyacımız var

Kâzım Karabekir: Türk milleti

aydınlanmaya muhtaçtır. Ve bunu

uzmanlarla başarabiliriz. Asla

camilerle değil, asla muhafazakârlarla

değil.

Karabekir’den A tatürk’e: Dünya

işlerini camilere soktuğumuzun acısını

çektiğimiz yetmez m i paşam?

C um huriyet tarihine ışık tu tan belgeler...

Kâzım Karabekir'in ilk kez yayımlanan anılan... Yarin Climhuriyet’te

(3)

Cumhuriyet

61.

Yıl; Sayı: 23636

Kurucusu: Yunus Nadi

80Ö TL. <

kdv

dahuj 10 Haziran 1990 Pazar

Atatürk-Karabekir kavgası

GÖZLEM

UĞUR MUMCU

Sunuş...

Kâzım Karabekir, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın en önemli

komutanlarından birisidir.

1882 yılında İstanbul’da doğan Karabekir, 1902‘de Harp

Okulu’nu, 1905 yılında da Harp Akademisi’ni birincilikle bi­

tirdikten sonra Manastır’a atanmış;

Enver Bey

ile sonradan

“İttihat ve Terakki"

adını alan

“OsmanlI Hürriyet Cemiye-

ti

"nin Manastır merkezini kurmuş; bölgede Rum ve Bulgar

çetelerine karşı savaşmış; 1907’de de İttihat ve Terakki Der­

neğinin İstanbul’daki örgütlenmelerinde görev almıştır.

Meşrutiyet’in ilanı ve 31 Mart gerici ayaklanmasının bas­

tırılmasında etkin görevler almıştır.

1. Dünya Savaşinda İran ve Irak cephelerinde savaşmış;

(Arkası Sa. 19, Sü. 5 ’de)

/ 7 > V

1 . 1 > V

« > Q

Bir sürpriz de

Sovyetler’e

B grubunun iddialı takımı

Sovyetler Birliği,

Romanya’ya 2-0 yenildi.

90 dakika boyunca derli

toplu oynayan Rumenler

Lacatus’un golleriyle

sonuca gittiler. Kupanın

diğer maçlarında evsahibi

İtalya, Avusturya’yı son

dakikalarda attığı golle

1-0 yenerken, Kolombiya, Birleşilc Arap

Emirlikleri karşısında 2-0’lık net bir

skor elde etti.

Sporda

NOTLAR: OYUNA GİRDİ, GOLÜ ATTI

BÎR KALECİ VAR BÎR KALECİ YOK___________

HOOLİGANLAR POLİSLE ÇATIŞTI

Spor’da

TV’DE BUGÜN

~~

18.00 ABD-Çekoslovakyanaklen (TV-1)

22.00 Brezilya-lsveç naklen (TV-1)

24.00 F. Almanya-Yugoslavya banttan (TV-2)

KAZIM KARABEKİR ANLATIYOR

UĞUR MUMCU araştırdı

,

derledi ve yazdı

Y ıl 1921 Şark cephesi komutanı Kâzım Karabekir, TBMM’de ‘komünistlikle>suçlanır.

Kürsüye gelen Mustafa Kemal, Kâzım Karabekir’i savunur. Bolşevikleri‘serseriler ’

olarak niteleyen Atatürk, Karabekir’in milli çıkarlar için komünist gözükmüş

olabileceğim, esasında komünist olmadığını, komünizme karşı olduğunu söyler. Mustafa

Kemal’e göre Mustafa Suphi konusunda da ilk önlemleri alan ve 'plan yapan Kâzım

Karabekır’dir.

Y ıl 1933.12 yıl önce Mustafa Kemal tarafından savunulan Kâzım Karabekir 'İstiklâl

Harbimizin Esasları ’adlı kitabında Mustafa Kemal’i ‘komünistlikle’suçlar. Atatürk’ün

yanıtı çok sert olur. Kitapla ilgili aldığı notlarda '..Bolşeviklik çok alçakça uydurmak

istediği bir hikâye (bana yapıştırmak istiyor)’diye yazar. Karabekir’in kitabı

matbaadayken toplatılır ve yakılır.

Cum huriyet tarihine ışık tu tan belgeler...

Kâzım Karabekir’in ilk kez yayımlanan anıları...

6. Sayfada

Bulgaristan'da seçimlerin favorisi Jelev, Türk azınlığın durumunu değerlendirdi'

Tek çözüm demokraside

• •

Ö zel T V ’c ile r

y a sa b ek liy o r

Özel televizyon konusunda Sabah, Hürriyet,

Türkiye, Karacan ve Asil Nadir grubunun

INTV şirketi, anayasanın 132’nci maddesinin

kaldırılması ya da değiştirilmesini bekliyor.

Milletvekili

evinden

uydu yayım

SHP İzmir Milletvekili

Ahmet Ersin’in

Bornova ilçesindeki

evine Konak

Belediyesi’nin kurduğu

çanak antenle İzmirliler

RTL kanalını izlemeye

başladı. Ersin

‘Amacımız inatlaşmak

değil’dedi.

14. Sayfada

Adaylık tartışması

Semra Özal

yalanladı

İç Politika Servisi — Cum­ hurbaşkanı Turgut Özal’ın eşi Semra Özal “ A NA P genel başkanlığı ve başbakanlığa aday olmayı düşündüğü’’ yo­ lundaki haberin doğru olma­ dığını belirterek “ Şu ana ka­ dar böyle bir şey düşünmedim. Hiçbir programım, hiçbir ka­ rarım yok. Ama istikbal için

(Arkası Sa. 19, Sü. S’de)

Kültür Servisi — Cumhurbaş­ kanı Turgut ö z a l’m özel televiz­ yon konusunda “ Teknoloji o ka­ dar gelişiyor ki bu bakımdan ka­ nunların da değişmesi icap edi­ yor kanaatindeyim... Bu değişik­ likten kaçınamayız” sözleri, bu alandaki girişimcileri harekete geçirdi. Anayasanın ilgili 132’nci maddesinin iptali veya değiştiril­ mesi ya da başka bir “ çözüm ” bulunması halinde, özel televiz­ yon konusunda çalışmaları bulu­ nan girişimcilerin en az 6 ay içer­ sinde “ izleyicinin karşısına çıkacak” hale gelebileceği bildi­ riliyor.

Birkaç yıldan bu yana “ özel televizyon” konusunda çalışma­ ları olduğu bilinen kuruluşların ilgili yöneticileri, ö z a l’ın sözle-

(Arkası Sa. 14, Sü. 2 ’de)

Komünistlerin en güçlü rakibi olan

D em okratik G üçler Birliği lideri Jelu Jelev

yüzde 50’nin üzerinde oy alacaklarını

söyledi. T ü rk azınlığın d u ru m u n a da

değinen Jelev “ Sorunlar hem en başlam ası

zorunlu olan dem okratikleşm e süreci içinde

çö zü lü r” diye konuştu.

ZAFER ARAPKİRLİ

SOFYA — Kırk beş yıllık ko­ münist yönetimin tyugün “Batılı parlamenter sistem” sınavına gi­ receği Bulgaristan’da komünistle­ rin en güçlü rakibi durumundaki Demokratik Güçler Birliği (DGB) lideri Jelu Jelev (55) ülkedeki 1.5 milyon Türk azınlığın sorunları­ nın “demokratikleşme süreci için­ de çözümlenebileceğini” söyledi. Jelev, Cumhuriyet’e verdiği de­ meçte seçimlerde “yüzde 50’nin üzerinde oy almayı bekledikleri­ ni” de belirterek seçim platform­ larında Türk azınlığın durumu da dahil yaptıkları tüm vaatleri ger­ çekleştireceklerini bildirdi.

Jelu Jelev, 1965’te yazdığı bir kitap üzerine, eski lider Todor Jiv- kov tarafından Komünist

Parti-den kovulmuş. Jelev kitabında ko­ münizmle faşizmi kıyaslıyor.

Bulgaristan seçimlerinde ikti­ dardaki Sosyalist Parti’ye en güçlü alternatif olarak oy isteyen ve 16 değişik siyasi parti ve grubu bün­ yesinde toplayan Demokratik Güçler Birliği hareketi özellikle başkent Sofya’da verdiği görün­ tüyle, bu gece parlak bir seçim yengisi kutlamanın hazırlıklarını yapıyor, önceki gece Bulgaristan Sosyalist Partisi (eski Komünist Parti) lideri Aleksander Lllov, Çiftçi Partisi lideri Viktor Volkov ile televizyondaki canlı açıkotu­ rumda tartışan DGB lideri Jelu Jelev, açıkoturumun hemen ardın­ dan Cumhuriyet ve Milliyet mu­ habirleriyle görüştü.

Jelu Jelev, TV binası önünde

(Arkası Sa. 16, Sü. 4 ’de)

B u lgar h a lk ı

san d ık b a şın d a

SOFYA/KIRCAALl (Cumhu­ riyet) — Bulgaristan, 1.5 milyo­ na yakın Türk azınlığın da heye­ canla beklediği son 44 yılın ilk öz­ gür genel seçimlerini bugün ger­ çekleştiriyor. Sandık başına gide­ cek yaklaşık 6 milyon 700 bin Bulgaristan vatandaşı, Doğu Av­ rupa’daki reform ve parlamenter demokrasi dalgasının son dura­ ğında oy kullanacak.

Bulgaristan’da bugün ve gele­ cek pazar günü yapılacak seçim­ ler iki aşamada gerçekleştiriliyor. Bugünkü seçimde, parlamento­ nun 400 üyesinden 200’ü çoğun­ luk, sistemiyle belirlenecek. Diğer 200’ü ise ilk turda yeterli oyu

sağ-Q

layamayan adaylar arasından nis­ pi temsil sistemine göre seçilecek. Bugün ve 17 hazirandaki ikinci tur sonucu oluşturulacak parla­ mento, alınan karar gereği yakla­ şık 1.5 yıl görev yapacak ve ana­ yasal düzenlemeler ile yeni bir se­ çim yasası hazırlamakla yüküm­ lü bir “ kurucu meclis” niteliği ta­ şıyacak.

“ Başa güreşecek olan” siyasi hareketler arasında Bulgaristan Sosyalist Partisi ile 16 siyasi akı­ mın bünyesinde toplandığı De­ mokratik Güçler Birliği ile ülke­ nin en eski siyasi partilerinden biri olan Çiftçi Partisi var.

(Arkası Sa. 16, Sü. 4'de)

E K O S L O V A K Y A

KAMPANYA GERİDF KALDI — Demokratik Güçler Birtiği’nin seçim kampanyası boyunca düzen­ lediği mitingler büyük ilgi çekti. (Fotoğraf: Zafer Arapkirli)

OLAYLARIN

ARDINDAKİ

GERÇEK

Denek ve

Seçmen...

A N A P iktidarı kendisine ya­ kın görünen bir köyü belde ya­ pıyor. Diyelim ki bu “minik se­ çim bölgesi”nin bin seçmeni var.

Eski köyde ve yeni beldede be­ lediye seçimleri yapılacak. İkti­ dar, devlet olanaklarıyla vaatler­ de bulunuyor. Som ut bir örnek: Köy meydanına yepyeni bir can­ kurtaran arabası çekiliyor ve seçm ene deniyor k i “Eğer A N A P ’a oy verirseniz, hastala­ rınızı, ölmeden hastaneye yetiş­ tirebileceksiniz!..''

Bu ve bunun gibi vaatler et­ kilidir. 51 beldeye 51 milyar li­ rayı kolaylıkla ayırabilecek parti ve devlet gücünü elinde tutan ANAP, son mini seçimlerde yüz­ de 35 oranında oy alabilmiştir; çünkü küçük beldelerdeki seç­

men, “eldeki bir kuşu, ağaçtaki üç kuşayeğlemiştir.

Çoğunlukla yurttaş, yereI se­ çimlerde genel seçimlerden da­ ha değişik düşünür; bu kuralın pek çok örneği var.

26 Mart yerel seçimlerinde or­ taya çıkan gerçeklerin ölçü ola­ rak kullanılan boyutu ise bilin­ diği gibi genel seçime teme! oluş­ turabilecek "il genel meclisi” bölümüdür. Bütün ülkeye yay­ gın biçimde değerlendirilen san­ dık sonuçlarında, A N A P ’ın oyu yüzde 21.8 olarak saptanmış; da­ ir ★ ★

(Arkası Sa. 19, Sü. 4'de)

İnönü:

Seçimi

boykot yok

SHP Parti Meclisi

toplantısının açılışında

konuşan İnönü, ‘erken

seçim olsun diye’ bastırmaya

devam edeceklerini söyledi.

15. Sayfada

NEREDE KALMIŞTIK?

HİKMET ÇETİNKAYA’nın

yazısı 14. Sayfada

Sivil Forum açık

farkla önde

Çekoslovakya’daki seçimlerde ilk

belirlemelere göre, ‘Sivil Forum ’ yüzde 48.5,

komünistler yüzde 12.2 oranında oy aldı.

NİLGÜN CERRAHOĞLU

PRAG — Çekoslovakya’da dün yapılan seçimlerde demokra­ siye geçiş için ittifak kuran ve sol­ dan sağa sekiz ayrı eğilimi birleş­ tiren Sivil Forum açık farkla ön­ de gidiyor. Sivil Forum’un oyla­ rının en son elde edilen rakamla­ ra göre yüzde 48.5 olduğu belir­ tiliyor. D.Almanya, Macaristan ve Romanya’da seçim sonuçları­ nı yüzde 3’lük bir marjla sandık­

ların kapanmasından hemen son­ ra doğru olarak saptayan F .A l­ man şirketi tnfas’ın yaptığı yok­ lamalara göre Hıristiyan Demok­ ratlar ikinci, komünistler üçüncü parti konumunda görünüyor. Se­ çim sonuçlarını sandıklardan çı­ kan seçmenlerin açıklamalarına dayanarak hesaplayan tnfas’ın tahminlerine göre, Hıristiyan De­ mokratlar yüzde 12.5, komünist­ lerin yüzde 12.2 oranında oy al-

(Arkası Sa. 16, Sü. l'de)

BÎRA DÜNYASINDA SEÇİM KULİSİ

NİLGÜN CERRAHOĞLU’nun notlan 16. Sayfada

Berlin’den

Hüzünlü

aşklar

DİLEK ZAPTÇIOĞLU

Batı ve Doğu Almanlar,

yıllar sonra birbirini

bulan ve gerçekler

karşısında hayal

kırıklığına uğrayan eski

sevgililere benziyor.

Batılılar, Doğuluları

kurtarmak için maddi

fedakârlığa razı değiller.

Budapeşte’den

Baharda

temizlik

ŞEBNEM ATİYÂS

Macaristan hükümeti bir

Alaska firması ile

anlaştı. Bu firma Rus

askerlerinin 30 Temmuz

1991’e kadar boşaltacağı

60 kadar askeri üssün

temizliğini yapacak.

Londra’dan

Jön

muslukçu

EDİP EMİL ÖYMEN

İngiltere’de su işleri iyice

karıştı. En kurak

yazlarını yaşayan

Ingilizler, ibadet kadar

önem verdikleri çiçek

sulamaktan bile yasaklar

nedeniyle vazgeçmek

zorunda kalırken, York

Sular İdaresi evlere giden

su tesisatçıları için yeni

standartlar getirdi.

Kopenhag’dan

Eşitliğin

ıkı yuzu

FERRUH YILMAZ

■ Q u e b e c e y a le tin e ö z e l s ta tü

Kanada'nin 10 eyaletinin başbakanları Quebec’e özel statü karan aldı. 3. Sayfada

■ Y ıld a 1 5 b in s a a t m ü z ik Turizm amaçlı yayınlar yapacak “Turizm Radyosu’’ 9 temmuzda hizmete girecek. 4. Sayfada

■ E li s ila h tı B ry n n e r TV3’te yayımlanan Westernler’de Yul Brynner’ın da rol aldığı Cat low adlı film gösterilecek. 4: Sayfada

■ ‘E s a s o ğ la n ’ H ü ly a K o ç y iğ it o lu n c a

Türk Sineması 'nda gösterilecek ‘Beklenen Şarkı'da Hülya Koçyiğit oynuyor. 4. Sayfada

■ B e r lin ’e m ü z ik y a ğ d ı Rolling Stones topluluğunu

77

bin kişi izledi. 5. Sayfada

■ B a y ra m p a ş a ’y a A N A P ç ık a rm a s ı /İçe olma şenliğine Başbakan A k bulu t, 10 bakan ve 10 milletvekili katıldı. 8. Sayfada

■ H a s ta e d e n z a m YHK, SSK 'daki sağlık işçilerinin ücretlerini ilk altı ay brüt 730 bin, ikinci altı ay 900 bine yükseltti. E ko n o m i’de

■ P a z a r k o n u ğ u M üzik ve siyaseti birlikte yürüten

Yunanlı sanatçı Maria Faranduri ile Atina muhabirimiz Stelyo Berberakis müzik ve siyaset üzerine konuştu. 12. Sayfada

■ M a x w e ll D o ğ u s e fe rin d e İngiliz basın imparatoru Robert Maxwell D. A vrupa 'daki ülkelerde gazete satın alıyor. A rka Sayfada

m A v a n o s ’ta ç a m u rd a n y a ra tıla n tu riz m

Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist, usta ellerin çamura nasıl biçim verdiğini görmek için A va n o s’a geliyorlar. A rka Sayfada

5 haziran Anayasa

Bayramı bu kez

kadınlara siyasal

hakların verilişinin 75.

yıldönümü ile birlikte

kutlandı Danimarka’da.

Licata’dan

Mafyamn

taşra kızı

NİLGÜN CERRAHOĞLU

Licatalı Lara, “Pantolon

İstiyordum” adlı

kitabında Sicilya’daki bir

kentin baskıcı dünyasını

gözler önüne serince,

arkadaşları ve kent halkı

tarafından neredeyse

aforoz edildi. 10 -11. Sayfada

B

U

G

Ü

N

Cumhuriyet

Kapadokya: Gelveri yöresinin

saklı güzellikleri

Atilla Dorsay: Federico

Fellini’nin son film i "Ayın Sesi”ni anlatıyor...

Otomobil: Rallici İskender

A takan, otomobil kullanmanın ne olup ne olmadığını anlatıyor...

Sofra: E m inönü’nün orta

yerinde "Kebapçı Hamdo...”

Doğada Yaşam: Gebze’nin

Ballı kayalar Vadisi’nde kayalarla oynaşmak...

Test: Sıcaklan tanıyor

m usunuz?

Bugün ve her pazar

Cumhurlyet’le

ABD’DE BASIN TOPLANTISI__________

Türk-ABD gerginliği

Yunanistan Başbakanı, ABD’de Yunan-

Amerikan savunma anlaşmasına “ Ege’de

dengeyi korumaya” ilişkin bir bölüm

eklendiğini söyledi. Bölüm Türkiye’ye karşı

ABD’nin Yunanistan’a güvencesi anlamına

geliyor. Washington’daki Türk diplomatlar

tedirgin.

UFUK GÜLDEMİR’in haberi 3. Sayfada

TÜRK DIŞ POLİTİKASI

YASEMİN Ç0NGAR VE SEMİH

İDİZ’İN HABERİ 16. Sayfada

(4)

CUMHURİYET/6

DtZt-ltÖPORTAJ

10 H A Z İ R A N 1990

Komünistlik suçlaması

,

cumhuriyetin ilk yıllarında derin izler bırakır; eski silah arkadaşlarının yolları ayrılır

Paşalar ‘bolşevik’ olu n ca...

I —

“Çünkü her gittiğiniz yerde aleyhte bulundunuz. Yazık değil mi? Tarihe geçecek onun yaptığı şeyler.”

Bu sözler Mustafa Kemal Paşa- nındı.

Mustafa Kemal’in TBMM’deki gizli oturumda savunduğu komu­ tan da Şark Cephesi Komutam Kazım Karabekir Paşa’ydı.

Günlerden cumartesiydi. Tarih de 22 Ocak 1921. “Kazım Paşa’yı içinizde tanı­ yanlar ve tanımayanlar vardır. Ka- nıbekir Paşa, gayet zeki, üstün ab­ laklı, namuslu, fevkalade iyi huy­ lu, namuskâr, tedbirli bir adam­ dır.”

Mustafa Kemal Paşa, arkadaşı Kâzım Karabekir Paşa’yt “ komü­ nistlikle“ suçlayan Erzurum Mil­ letvekili Hüseyin Avni Bey’e kar­ şı bu sözlerle savunuyordu.

Bursa milletvekili ve Diyarba­ kır İstiklal Mahkemesi üyesi Şeyh Servet Efendi’nin “komünizm propagandası yaptığına dair şifreli telg ra fın Genelkurmay Başkan Vekili Fevzi Paşa’nm yazısı üzeri­ ne ihbar üzerine o gün TBMM’de gizli görüşme başlamıştı.

Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey, Kazım Karabekir Paşa’- yı o günkü moda ve yaygın deyiş­ le “boişeviklikle” suçluyordu.

Hüseyin Avni Bey, Karabekir Paşa’nın bolşevik olduğundan kuşkulanmış; bu kuşkusunu da gizli oturumda şöyle dile getirmiş­ ti:

“Erzurum’a girdiğimiz zaman çeşitli akımlar vardı. İçlerine gir­ dim. Birtakım subaylar arasında (bolşevikliğin)... askere de yansı­ yacağından da korkuyorlardı. Or­ dunun başındaki Kazım Paşa Hazretleri’ne başvurduk. Ordu da bir diizen olabilir mi dedik.

Mamafih dedi, kanıma gelince:

Belki efendiler garip gelecektir sözüm, benim kanıma kalırsa, İs- lamiyetle bolşeviklik arasında pek az fark vardır, dedi.

Bunda miras, zekat yoktur Pa­ şam, dedim, bizim ilkelerimize uy­ maz. Beni mi kandırıyorsunuz? Yoksa ne buyuruyorsunuz?

Kazım Paşa dedi ki:

Bugün iki siyaset vardır, Batı ve Doğu siyaseti. Bizim, Batı ile İn­ gilizlerle anlaşmamız olasılığı var mıdır?

Yoktur... dedim.

O halde bizim Doğu ile anlaş­ mamız zorunludur. Doğu siyase­ tini izlemek zorundayız... dediler. (...) Bizim için başka kurtuluş yo­ lu yoktur. Ve bana bolşevikler söz verdi. Ben askeri delege olarak atandım. Bu örgütü ülke içinde kuracağım... buyurdular.”

Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey Türkiye Komünist Par­ tisi kurucusu Mustafa Suphi’nin “yüksek zavat ile temas ettiğini öğrendiğini” söylüyor ve Musta­ fa Suphi ile Kazım Karabekir Pa- şa’nın ilişkileri olduğunu söylüyor ve Paşa’yı açıkça komünistlik ile suçluyordu.

Hüseyin Avni Bey, sözlerini “ Doğu Cephesi’ne bir heyet gön­ derin... “Ben gerçeği söylüyorum. Söylediklerim in tersi çıkarsa namussuzum” diyerek noktalıyor­ du.

Hüseyin Avni Bey’in bu ağır suçlamalarına kim yanıt verecek­ ti?

Mustafa Kemal.

Mustafa Kemal Paşa, kürsüye geliyor ve amaçlarının “milli sınır­ lar içinde bağımsızlık” olduğunu anlattıktan sonra şöyle konuşu­ yordu:

“Efendiler,

Bu esas üzerinde yürüyen in­ sanlar. düşünen beyinler, doğal olarak, komünizmin geniş ve ka­ yıt tanımayan esasları ile uyuş­ mazlar. Bu nedenle yüksek kuru­ lunuzun izlediği siyaset, hiçbir za­ man komünistlik esasına dayalı değildir. Bu böyledir, bunu tekrar ediyorum, bir defa daha, fakat yi­ ne bilmektesiniz ki ve bütün dün­ ya bilmektedir ki, bu milli esaslar­ la derin bağlar bulunan Meclisi­ niz ve hükümetiniz, bağımsız bir devlet olarak Rusya Bolşevik dev­ letiyle ilişkilerinde hiçbir zaman komünistlik ve bolşeviklik esasla­ rını ağzına bile almamıştır.”

Mustafa Kemal Paşa, daha son­ ra “Rusya içinde bu milletin soy­ suz, herhalde sersem birtakım ev­ latları oralarda serseriliklerine de­ vam etmişlerdir” diyor ve sözü Türkiye Komünist Partisi’ne ve Mustafa Suphi’ye getiriyordu.

“İşte bu serseriler, bir iş yapmak hülyasına kapılarak görünüşte memleketimize ve milletimize ya­ rarlı olmak amacıyla TKP diye bir parti kurmuşlar: Bu partinin ba­ şında da Mustafa Suphi ve ben­ zerleri var. Bunlar, doğrudan doğ­ ruya vatanseverlik duyguları ile gerçek milli duygular ile değil, be­ nim kanımca, belki kendilerine para veren, kendilerini koruyan ve bunları koruyan Moskova'daki prensip sahiplerine yaranmak için airtakım serserice girişimde bu­ lunmuşlardır. Bunların yaptıkla­ rı girişim, Rus bolşevizmini çeşitli kanallardan memleket içine sok­ mak olmuştur.”

Mustafa Kemal, daha sonra “Efendiler” diyordu “iki önlem olabilirdi.”

“ Birisi, doğrudan doğruya

ko-KSzım Karabekir, komünistlik suçlamalarının ve karşı suçlamalarının odağı durumundaydı. için, milletimiz için, din gerekleri

için uygulama olanağı olmadığı­ nı anlatmak, kamuoyunu aydın­ latmak en yararlı çare görülmüş­ tür. İşte hükümet, böyle bir çö­ züm yoluna başvurmakla beraber, şüphe yok ki, gelen akımları za­ manından önce, zararlı hale gel­ meden bir taraftan da gerekli ön­ lemleri almıştır. Hükümet, aydın­ latma yoluyla bu akımının önüne geçmeyi düşündüğü sırada aynı biçimde düşünen birtakım kıy­ metli ahlaklı ve her bakımdan gü­ venilir arkadaşlar, bana başvurdu­ lar. Bunlar, bu açıdan bu memle­ ket ve milletin yararına en çok ne yolla hizmet edebileceklerini dü­ şünüyorlardı. İşte bu düşüncenin ürünü olarak Ankara’da Komü­ nist Firkası adı altında bir fırka (parti) oluştu.”

Gizli görüşmede Mustafa Ke­ mal “komünizm” diyordu “sosyal

bir sorundur, bu nedenle komü­ nizmin dayandığı ilkeleri anlat­ makta sakınca yoktur.”

“Yalnız” diyordu:

“Yalnız amaçlan belli olmayan, yerleri bile bilinmeyen birtakım kimseleri komünizm adı altında bolşevizm adı altında örgüt kur­ malarını menetmek istedik. Bu görüş açısından İçişleri Bakanı bütün yüksek memurlara dedi ki:

(Komünistim diyen, hükümetin resmen programı görülmüş ve var­ lığı resmen tanınan örgüte girebi­ lir, fakat kendi kendine kurulan fırkanın hükümete verdiği bir gü­ vence vardı ki, o önüne geleni ör­

güte almayıp belki aklı başında, genel koşulları, din gereklerini, kutsal milli davaya, millet ve dev­ lete inanmış insanlar ancak bu ulusal davaya bağlı kalma koşulu ile kamuoyunu aydınlatabilirlerdi. Ve ben eminim ki, arkadaşlar, Rus bolşevizminin yapmış olduğu yı­ kıntıyı birçoklarımızdan daha iyi bilmektedirler.)”

Şeyh Servet Efendi’nin komü­ nizm propagandası yapıp yapma­ dığı konusu “Komünist Fırkası” ile “Halk İştirakiyyun Fırkası”nın niçin kuruldukları konuların da konuşulmasına yol açar.

Mustafa Kemal, Bakü’de “Ko­

münist Fırkası” adıyla bir başka parti daha kurulduğunu anlatır ve Ankara’da Türkiye Komünist Par­ tisi adıyla bir parti kurulmasıyla

“talimatı dışarıdan alan bir fırka da reddedilmiş oldu” der.

H üküm et izniyle kuru lan

“Türkiye Komünist Firkası” ile

“ Halk İştirakiyyun Fırkası” ara­ sında ne gibi farklar vardı?

Mustafa Kemal, gizli görüşme­ de bu ayrımı şu yargısıyla birlik­ te açıklar:

“Türkiye Komünist Fırkası, Türkiye için Türkiye içinde çalışan bir parti biçimindedir. Halk İşti­ rakiyyun Fırkası, doğrudan doğ­ ruya komünizm niteliği gösterir bir partidir. Kanıtlanmış bilgilere göre burada bulunan Rus Büyü­ kelçiliği ile bile temas halindeler. Bu konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum.”

Mustafa Kemal, bunları

açıkla-Mustafa Kemal

glbi

akımlarına karşı düşünceye dayanmayan güçle

karşılık vermek, o düşünceyi ortadan kaldırmadıktan

başka herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun

herhangi bir fikrin i reddederseniz, o ısrar eder. Israr

ettikçe kendi kendini aldatmakta çok daha ileri

gidebilir. Bu nedenle düşünce akımları cebir ve

şiddetle y o k edilemez, tersine güçlendirilir.

(22

o c a k

1921

>

Y

) y O s r -' J t A .

1921.

Kâzım

Karabekir

‘komünizm

propagandası’

yaptığı

gerekçesiyle

TBMM’de

suçlanır.

Mustafa Kemal

kürsüye gelir

ve arkadaşı

Karabekir!

savunur.

Karabekir

Paşa’nın

memleket ve

millet için

yararlı bir

siyasal amacı

sağlamak için

komünist

gözüktüğünü

belirtir.

¿'¿an***'*~ T/ö - ¿ ¿ j u lt l t / 4 . t r A. m ) ? 736 ti- E *

Î

» 7 t U M -i«. e R * 8) “t ? ■ f y . . .

Atatürk’ün kendi elyazısıyla tuttuğu not­ lar. Kâzım Karabekir’in kitabında yer alan bolşeviklik suçlamasına, ‘alçakça bir hikâye’ şeklinde karşılık veriyor.

A

ıradan

12 yıl geçer.

Mustafa Kemal

tarafından

Meclis’te

savunulan

Kâzım

Karabekir,

1933

yılında

Atatürk’ü

komünistlikle

suçlar ve

Kurtuluş Savaşı

yıllarında

‘bolşeviklik ilan

etmeyi

düşündüğünü’

ileri sürer.

İSTİKLÂL HARBl*l?lN t SASLARI 4S m t ğ t p e k b e v t t k â r olm*<J>g<u>ıu p r o p a g a n d a <dfi>

mİ ba jd e® rica e ttim . ,

-23 M a rt 1 3 î> M uataf a K aaaal pa şa b a ı r c t i a r i a i » - * ^ ^ — İt R u a b a y ie g S r f if e r e k m ö ğarileybio rıy a a a t iiMİm .-,^ | . . \

Milda U r k a b in e te ş k ili ve k e n d ile rin in b a rb iv a j “ J g e çm e m ni ve beoiaada k a b in ed e U r m e v k i l» r a rz u e ttik le r in i ö ğ ren d im , va l u ı » t Tt^v / J y l ^ y , ıtaaiU de bu y c JJa bir ta k lif ald ım . B unun f e la k e ti p»d-

ta c ild e n b a ş k a b ir şe v e v aranuyacaV ını. b ir ı g e n ç k u m a n de o ta r ut A n ad o lu y a a tılm a u n d a n b a ş - , A L v 1» N isa n I J J S de E rkA m b arU y e lu m u m iy e reisi e r i p a ş a y ı z iy a re tle d a b a riy a d a in ti ş a r a y iem iy erek

a ş a r k a g id e ce ğ im i k e n d ile rin e söyledim . Tasfiye k k a k o ld u ğ u n d a n b e y h u d e g itm e m e kliğim« ve m nh-o la ra k d ö s n s e n u e ln s a ğ t s l l c &

I l k ı » ılım . Ç a n a k k a le d e m ira lay ve birine» şa rk in d e n d o ia y i d e E n s c n is ta n d a m irliv a lığ a te rf i et* m . F e v r i fiaşa h a s re tle rin e ş a r k t a m illi k ir n ü v a c ağım h a lik ın d a k i m ü ta la a m ı, ta s f iy e n in m a v ru - • k jın y t M ğ M i a ö y ta d is

-- S e n i c k v an ıh a rb e v e rirle r. D ed iler. Ben de p e k « s i « e U n n n e tk s r r a b ıta m dolayisU e m a h re m k a la ua e m in o la r a k ’ T r s b to n a a y a k b a sm ak lığ ım a m û ­ t a t e tm e y in iz ö te s i m illi d a v a o la c a k tır d e d im v a e d e le ri a io id ım .

H arb iy e N a u r ı Ş a k ır p a şa y ı d a h a re k e tim iç in ik n a

1

K ıt’a tm ıa d s İaşe b u k r a n ı v a rd ır. G id e r gitm ez h a y ­ a la r ı e ld e n ç ık a r v e b u su retle ia şe b u h r a n ı ir s im i- A lla k k o la y lık »ecrin. D ediler.

B e n ia şe b u h r a n ın a k a rş ı S in e p ’d a a itib a r e n

İska-Kâzım Karabekir’in, ‘İstiklâl Harbimi­ zin Esasları' adlı kitabı üzerinde kendi elyazısıyla aldığı notlar.

Enver Paşa’ntn Mustafa Kemal’i ve Kâ­ zım Karabekir’i komünistlikle suçlayan kendi el yazısıyla yazdığı m ektup.

diktan sonra sözü Erzurum Mil­ letvekili Hüseyin Avni Bey’in Ka­ zım Karabekir Paşa’yı suçlayan konuşmasını getirir.

“... Ufak bir tereddüdü olanlar, Kazım Karabekir Paşa Hazretle­ rinin bir buçuk yıldır Doğu’nun durumu hakkında her gün vermiş oldukları raporların tümünü oku­ duktan sonra bir karara varmaları ve ondan sonra konuşmaları ge­ rekir. O zaman bu görüşü ileri sü­ ren kimse, bu güçteki bir kimse hakkındaki, Kazım Karabekir Pa­ şa Hazretlerinin kıymetlerini tak­ dirde ne dereceye kadar hata et­ miş olduklarını anlayacaklardır.”

Mustafa Kemal, Kazım Karabe- rik Paşa’nm Mustafa Suphi ola­ yında oynadığı rolü de açıklar; der

ki: »

“Mustafa Suphi’yi Doğu'da Hüseyin Avni Bey’den önce orta­ ya çıkartan Kazım Karabekir Pa- şa’dır. Bu adamın memlekete gir­ mesinin sakıncalı olduğunu takdir eden Kazım Karabekir Paşa’dır. Bunu memleket dışına, sınır dışı­ na çıkarılması gerekeceğini bilen de Kazım Karabekir Paşa’dır. Bu­ nun planını yapan da Kazım Ka­ rabekir Paşa’dır; yoksa Erzurum valiliğiniz değildir. Biz değiliz efendiler. Akıllıca yaptığı planla, herkesten önce gerekenleri hareke­ te geçiren Kazım Karabekir Paşa­ dır. Bilmem, bolşeviklere eğilim­ liymiş. Mustafa Suphi’nin bilmem nesiymiş? Herkesten önce güçlü önlemler alan Kazım Karabekir Paşa’dır. (1)

(...) Kazım Paşa’nın komünist­ lerle temasta olanlara karşı komü­ nist görünmesi doğru olabilir: Memleket ve millet için yararlı bir siyasal amacı sağlamak içindir; gerçekte komünist ve bolşevik ol- dugu için değildir.” (2)________

Paşalar Bolşevizmi

Enver Paşa, o günlerde Mosko­ va ve Bakü’dedir. Rus Marksisti Kari Radek ile ilişki kuran Enver Paşa ve ittihatçılar, Lenin’in ön­ cülüğünde toplanan Bakü Kurul­ tayına katılırlar.

Enver Paşa, bir de 3. Enternas­ yonalin ideolojik doğrultusunda komünist partisi kurar. Bu komü­ nist partisinin adı “Halk Şûralar

Fırkası” dır.

Fırka programının birinci mad­ desine “hâkimiyeti milliyeyi doğ­

rudan doğruya kendi sai ve amal­ leriyle iktisabı hayat eden sınıf ahalinin elinde” bulunması gere­ ği yazılır.

Bugünkü Türkçe ile Halk Şûra­ lar Fırkası’nın amacı “ulusal ege­

menliğin kendi emek ve eylemleri ile yaşamlarını kazanan sınıfların elinde olması” dır.

Enver Paşa Halk Şûralar Fırka- sı’nı niçin kurmuştu?

Bu soruyu Şark Cephesi Komu­ tanı Kazım Karabekir Paşa “Bü­

yük Millet Meclisi Riyaseti” ile

“Erkânı Harbiye Reisi Fevzi Pa­ şa Hazretlerine” gönderdiği 5 Ma­ yıs 1922 tarihli telgrafta şöyle ya­ nıtlıyor:

“Tamamıyla bolşevizm ve

ko-münizm esaslarını ihtiva eden sek­ sen beş maddelik programın ismi­ ne (Halk Şuralar Firkası) namı ve­ rilerek Anadolu’ya gönderilmeye başlanmıştır. (...). İngilizlerin ba­ rış olasılığına karşı Çiçerin bile Enver’in Anadolu'da devrim yap­ ması için yardımda bulunuyormuş (...) Bolşevikler, Mustafa Suphi ve benzerleri ile yapamadıklarını Anadolu Kızıl devriminin Enver Paşa ve arkadaşları aracılığı ile yaptırmaya çalışacaklar. Doğal olarak hemen egemenliği ellerine alarak devrimi yapanları da orta­ dan kaldıracaklardır. Nitekim Er­ menistan’da olay aynen böyle ol­ muştur.”

Fevzi Paşa, Karabekir’in bu telgrafına 29 Mayıs 1922 günü giz­ li şifre ile şu yanıtı verir:

“ İngilizlerin bu kez de komü­ nistliğin yayılması gibi bir maske altında Anadolu’da özellikle yer yer ayaklanmalar düzenlemeye ça­ lışacakları, bazı kimseleri yurda soktukları habçr alınmıştır.

Aynı zamanda Enver Paşa’nın da komünistlik lehine bazı giri­ şimlerde bulunduğu ve kendisinin şu anda Moskova’dan bilinmeyen bir yere gittiği tahakkuk etmiştir. Gerek kendi adına sahillerimize ve kara sınırlarımıza gelecek kimse­ lerin ve gerekse kendisinin tutuk­ lanarak sıkı güvenlik önlemleri al­ tında Ankara’ya getirilmesi gere­ ğini ilgili memurlara çok gizli kay- dıyla bildirilmesini rica ederim. (3)

A Şark Cephesi Komutanı Kazım Karabekir, Enver Paşa’nın komü­ nist olduğu kanısındadır. Enver Paşa da Mustafa Kemal Paşa ile Kazım Paşa’nın “komünist esas­

larını kabul eder gibi” görünme­ lerinden yakınır:

Enver Paşa’nın 16 Temmuz 1921’de Mustafa Kemal Paşa’ya Moskova’dan gönderdiği “Muhte­

rem Paşam” diye başlayan mek­ tubunda Mustafa Kemal Paşa’mn, Enver paşa ve arkadaşlarının “A nadolu hesabım a bir şey

yapmamalarım" istediğinden ya­ kınırken önce şu gelişmeleri anla­ tır:

“Ben (Moskova’ya) geldiğim za­ man Bekir Sami Bey ve arkadaş­ larını buldum. (4) İki aydan beri Moskova’da bulunuyorlardı. Ben bu arzunuzu haber alınca Çiçerin'- in (5) sualine karşı resmen vazifem olmadığını, yalnız bugün her su­ rette Adanolu’ya yardım edilme­ sine taraftar olduğumu söyledim. Bekir Sami Bey’in arzusu üzerine bir kerre Çiçerin'e Anadolu hükü­ meti taraftarı olduğunu göster­ mek için beraberce gittim. (...). Ruslar henüz müzakereye bile baş­ lamamışlardı. Çünkü Yusuf Ke­ mal Bey biraderimiz ‘Bunlar Ana­ dolu’nun komünist olmasını iste­ yecekler, biz de olmaya karar ver­ dik. Binaenaleyh, yine bizden mü­ zakere olunmuyor’ diyorlar ve sa­

bırsızlanıyorlardı... (...) Ben hususi olarak Berlin’de hapishanede ça­ lıştığımız Radek ve diğer liderler­ le işin bir an evvel halline çalıştım. Ve nihayet müzakere başladı. Ve Yusuf Kemal Bey’in zannı gibi bolşeviklik teklif edildi.”

Enver Paşa, daha sonra, Sov- yetler’den yardım gelirse bunun gerektiğini, böylece “Avrupa,

Anadolu Sovyetlerle anlaştı” di­ ye Anadolu hükümetini daha güç­ lü göreceğini anlatır ve gerek Mus­ tafa Kemal’i gerek Karabekir’i ko­ münistlikle suçlar.

“... Sonra Bakü’ye geldiğimde değil yalnız Türkiye’de fakat bü­ tün İslam memleketlerinde derhal aksi tesiri görüleceğine ve böyle­ ce İngilizlere yardım edileceğine kani olduğumdan Türkiye ve Şark bolşevizmi taraftarı olmadığımı alenen kongrede söylediğim gibi Anadolu halkının menfaatine da­ ha uygun ve cidden ezilen halkı düşünür idare esasına dajanan bir program ile Talat Bey’i ve diğer iki arkadaşı Anadolu’ya göndermeye karar verdik.

O zaman, Kazım Karabekir Pa­ şa ve zatı samileri (yüksek şahsı­ nız) komünist esasını kabul eder gibi görünmüş olduğunuzdan ta­ bii bu hususta yaptığımızı değil yalnız size fikrimi yazmakla yetin­ miştim. Bilahare, Ankara’dan al­ dığım mektupta ve buraya 3. Fln- ternasyonal'e gelen delegelerden zatıaliniz diktatörleri olmak üze­ re Çerkez Ethem ve diğer bazı ar­ kadaşların Ankara Komünist Fır- kası’nı teşkil buyurduğunuzu an­ ladım. (6)

Bolşeviklik ilanı_____

Mustafa Kemal ve Kazım Kara­ bekir iki eski arkadaştılar; arka­ daşlıkları, dostlukları, gizli örgüt­ lerde, ihtilallerde, savaşlarda pe­ kişmişti.

31 Mart gerici ayaklanmasının bastırılmasında Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir beraberdirler; Mustafa Kemal, kolağası rütbesi ile Hüseyin Hüsnü Paşa komuta­ sındaki Redif Fırkası kurmay baş­ kamdir; Mürettep İkinci Fırka Ko­ mutanı Şevket Turgut Paşa’nın kurmay başkanı da Kazım Kara- bekir’dir.

Mustafa Kemal, ordudaki göre­ vinden çekilip “ferd-i millet” ola­ rak Anadolu’da örgütlenme çalış­ malarına başladığında Erzurum- daki Şark Ordusu Komutanı ola­ rak “emrinizdeyim Paşam” diye yardıma koşan da Kazım Karabe­ kir Paşa’dır.

Her devrimde ve her toplumsal olayda yaşandığı gibi Cumhuri- yet’in ilk yıllarında da devrimci­ lerin ve ulusal kurtuluş liderleri­ nin yolları ayrılacak ve Kazım Ka­ rabekir, 1933’te yazdığı ve yayım­ lamak istediği “İstiklal Harbimi­

zin Esasları” adlı kitapta arkadaşı Mustafa Kemal’in kurtuluş sava­ şı yıllarında “bolşeviklik ilan et­

meyi düşündüğü” nü yazacaktı. Karabekir Paşa’nın 1933 yılın­ da yazdığı kitap yayımlanamaz; kitap matbaadayken toplanır ve yakılır.

K

i l i

lâzım

Karabekir’in

bolşeviklik

suçlamalarına

Mustafa Kemal’in

yanıtı çok sert olur.

Atatürk kendi el

yazısıyla aldığı

notlarda ‘Bolşeviklik

alçakça uydurmak

istediği bir hikâye

(bana yapıştırmak

istiyor) der.

Karabekir’in kitabı

matbaadayken

toplatılır ve yakılır.

1933 yılında yayınma izin veril­ meyen “ İstiklal H arbim izin Esasları” adlı kitabın 54. sayfasın­ daki şu satırlarını birlikte okuya­ lım:

“... Bolşeviklik fikrinde olanları ikaz ettim. (Bolşeviklik fikrinin tekrar alevlenerek Amasya içtima- ında dahi münakaşa ve kabul edil­ diğini ve fakat ikazımla tekrar milli hükümet esasına rucu edil­ diği görülecektir.)

Mustafa Kemal’in Karabekir’in bu satırlarına karşı yanıtı çok sert­ tir.

Mustafa Kemal, kitabın ilk formlarım okuyup el yazısı ile 9 sayfalık tutan notlar alır. Bu not­ ların 14. sırasında yer alan bölü­ mü şöyledir:

S. 54... Bolşeviklik... çok alçak­ ça uydurmak istediği bir hikâye

(bana yapıştırmak istiyor.)

1. TKP liderlerinden Mustafa Sup­ hi ve 15 arkadaşı, 28-29 Ocak 1921 günü Trabzon’da Enver Paşa'nın yandaşlarından Yahya Kahya tara­ fından öldürülmüşlerdi. Cinayetin kimin emriyle işlendiği konusunda çeşitli varsayımlar bugün de tartışı­ lıyor. Bkz. Hikmet Bayur, Mustafa Suphi ve Milli Mücadeleye el koy­ maya çalışan başı dışarıda akımlar. Belleten, sayı 140 Ekim 1971 s: 587 vd. Mustafa Suphi ve Yoldaştan, Brüksel 1975, İndo-Türk ajansı; Tunçay Mete, Türkiye’de Sol Akım­ lar, Bilgi yay. 1978. 3 bası, s: 218 vd. 2- TBMM Gizli Celse Zabıtlan, Türkiye İş Bankası Kültür yay. cilt 1. s: 325 vd.

3- Karabekir Kazım, İstiklal Harbi­ mizde Enver Paşa ve İttihat ve Te­ rakki Erkânı, Menteş kitapevi, 1967, s: 132-133.

4- Bekir Sami (Kunduh) Anadolu hükümetinin temsilcisi olarak Mos­ kova’ya gönderilen kurulun başka­ nı. Sonradan Dışişleri Bakanlığı da yapan Bekir Sami Bey, Terakkiper­ ver Ftrka’nın kurucuları arasında yer aldı. Bekir Sami Bey, 1933 ydında öl­ dü.

5- Sovyet hükümetinin o tarihteki Dışişleri komiseri.

6- Türkiye Komünist Firkası idare Heyetinde Fevzi Paşa (Çakmak) Ali Fuat Paşa (Cebesoy) Refet (Bele) is­ met (İnönü), Mahmut Celal (Bayar) Dr. Adnan (Adıvar), Tevfik Rüştü (Araş), Yunus Nadi (Abalıoğlu), Mahmut Esat (Bozkurt), Hakkı Be- hiç (Bahiç), Refik Koraltan, Eyüp Sabri (Akgöl) ve Süreyya (Yiğit) gi­ bi Mustafa Kemal’in yakınlan yer al­ mışlardı, Çerkez Ethem, bu “resmi” TKP’nin kurucuları arasında yer al­ mış değildi. Bkz, Sayılgan Açlan, so­ lun 94 yılı, Mars Matbaası, 1968, s: 145, Dınçay Mete, a.g.k. s: 163; Go- loglu Mahmut, Cumhuriyete Doğ­ ru, 1921, 1922, Başnur Matbaası s: 11 vd; Kııtay Cemal, Çerkez Ethem Dosyası, Boğaziçi Yay, s: 292. Çer­ kez Ethem “Resmi, hususi, aşikar gizli bir teşkilat ve cemiyete dahil olmadık”

Enver Paşa’nın Mustafa Kemal Pa­ şa’ya yazdığı bu mektup Türk Tarih Kurumu arşivlerindedir.

Yarın: Karabekir’ in

kitabı .nasıl yakıldı?

(5)

L E M r T A M A M !

yet

iahii)\\ Haziran 1990 Pazartesi

[E

(@ BAN KTA

K

Â

Z

I

M

KARABEKİR

ANLATIYOR

Karabekir-A tatürk

tartışması 1933 yılında

kamuoyuna yansır.

Milliyet gazetesinde

‘Millicı takma adıyla

çıkan yazılarda Kâzım

Karabekir'in Kurtuluş Savaşı sırasında ‘tek cephede

birlik'stratejisine ayak uyduramadığı öne sürülür.

Sonraki günlerde Karabekirin yanıtları gazetelerde

çıkar ve tartışma alevlenir.

Atatürk, Latife Hanım ve Karabekir 1923 yılı ocak ayında bir yurt gezisi sırasında.

Paşalararası

‘ milli mücadele^

Mayıs ayının sonuna doğru tartışma iyice

şiddetlenir, karşılıklı olarak çeşitli belgeler

gösterilir, çeşitli kişilerin konuyla ilgili yorumları

ve tanıklıkları birbirini izler. Karabekir’in 7.

mektubu ‘devletin çıkarlarına aykırı'olduğu

gerekçesiyle basında yer almaz. Paşa'nın

Erenköy'deki evi 4 haziran gecesi polislerce basılır...

UĞUR MUMCU’nun araştırması 6. Sayfada

Referanslar

Benzer Belgeler

Tam bir demokrasinin şartların­ dan biri de ademi merkeziyettir: Ülkenin muhtelif mıntaklarına ve bilhassa bizde köy ve belediye şeklinde görünen komünlere

Günümüzde Talas, Kentsel, Arkeolojik, Tarihi sit alanları olarak ilan edilip korunan tarihi doku, bu dokunun hemen yanıbaşında yer alan ve geçmiş tarihli

This study attempts to answer the question: do preservice elementary teachers identify the necessary and sufficient conditions for a rhombus.. Forty-five elementary

Üreme araflt›rmac›lar›, meni ak›nt›s› içinden yüksek kaliteli spermleri seçmek için yeni bir yöntem belirlediler: Elektrik ak›m› kullan- mak.. Sa¤l›kl›

Her mezarın içini görüyormuşçasına pencereleri Abbasağa Mezarlı­ ğına bakan Beşiktaştaki Madam Mari pansiyonundan yıllarca bir türlü ay- rılmaımasile,

“Aydın” sıfatıyla özdeşleştiği kişiler, komünist geçmişten başka kendisiyle çok az ortak yanı olan büyük, kocaman isimler, Aragon, Pavese, Malraux,

Tez çalışmasında Konya ili Atıksu Arıtma Tesisinin giriş ve çıkışından numuneler alınmış; bu bölgedeki popülasyonun uyuşturucu madde tüketim miktarları,

Limanla rıh­ tım boyu arasındaki, ta on üçüncü a- sırdan kalma, çok garib biçimli ya - pıya bakıyorum, Nuovo denen bu kış- lamsı saray ve şatomsu