• Sonuç bulunamadı

Diş Hekimliği Ve Alerji

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Diş Hekimliği Ve Alerji"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cilt:6 Sayı:1-2003

* Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti A.D.-ANKARA

DİŞ HEKİMLİĞİ ve ALERJİ

Doç.Dr.Nurhan ÖZTAŞ* Dt.Dilek TÜFEKCİOĞLU*

ÖZET

Organizmaya giren bir antijenin, immün cevap yerine, organizmaya zarar verici nitelikte oluşturduğu reaksiyonlara “aşırı duyarlılık” veya “alerji” denir. Bu derlemenin amacı, penisilin alerjisi, oral alerji sendromu, çocuklarda görülen idiyopatik anafilaksiler, sistemik ilaç kullanımına bağlı alerjik mukozal reaksiyonlar, alerjik kontakt stomatitisler, astım, lokal anestezikler ve latex alerjisi gibi diş hekimliği açısından önemli bazı alerjik reaksiyonları ve tedavi yaklaşımlarını sunmaktır.

Anahtar Kelimeler: Alerjik reaksiyonlar, Anafilaksi

ABSTRACT

The harmful reactions caused by antigens are called “allergy”. The aim of this paper is to review the allergic reactions important for the dental practise, such as penicillin allergy, oral allergy syndrome, idiopathic anaphylaxis, allergic mucosal reactions due to systemic drugs, allergic contact lesions, asthma, local anesthetics and latex allergy, and to present the treatment approaches.

Key Words: Allergic reactions, Anaphylaxis

GİRİŞ

Organizmaya giren bir antijenin, immün cevap yerine, bazı doku zedelenmeleri, enflamatuar reaksiyon ve hastalıkların ortaya çıkması şeklinde, abartılmış ve organizmaya zarar verici nitelikte oluşturduğu reaksiyonlara “aşırı duyarlılık” veya “alerji” denir. Alerji, antijenle ilk temastan sonra değil, genellikle ikinci veya daha sonraki karşılaşmalarda meydana gelir.17

DİŞ HEKİMLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BAZI ALERJİK REAKSİYONLAR

Penisilin Alerjisi

Penisilin 1933 yılında Alexander Fleming tarafından bulunduktan sonra, 1943 yılında ilk kez insanlarda klinik kullanıma girmiş; en ucuz, en etkin ve ilk tercih edilen antibiyotik olma özelliğini devam ettirmektedir.8,13,31

Penisilinler, tüm ilaçlar arasında alerjiye en çok neden olan grup olarak bilinmektedir. Penisiline bağlı gelişen hipersensitivite reaksiyonları; makülopapüler döküntüler, ürtiker, ateş, bronkospazm, vaskülit, anafilaksi ve ölüm gibi tablolar halinde karşımıza çıkabilmektedir.13,31,46

Tip-I hipersensitivite reaksiyonları herhangi bir penisilin türü ve dozunda; oral, topikal veya parenteral uygulamalar sonrası görülebilmekle birlikte, anafilaksi

gibi ciddi reaksiyonlar en çok parenteral kullanım sonucu ortaya çıkmaktadır8,13,26,31. Oral kullanım,

parenteral yola göre daha emindir4,13,46.

Penisilin kullanımını takiben görülen reaksiyonlar, oluşum zamanlarına göre üçe ayrılırlar:

1-Ani reaksiyonlar: Uygulamadan sonra 60

dakika içinde gelişir8,31. Ne kadar erken gelişirse o kadar

fatal seyreder.Deride kaşıntı ile beliren ürtikerden hastanın kardiyovasküler kollaps ve/veya laringospazm sonucu ani ölümüne kadar değişik şiddette ve tabloda anafilaksi bulguları gelişebilir8,18,26,31.

2-Hızlanmış reaksiyonlar: Penisilin

uygulamasından sonraki 1-72 saat içinde ortaya çıkar. Bu zaman aralığında da ürtier, anjiyoödem, larinks ödemi ve bronkospazm gibi tablolar oluşabilmekte ve zaman zaman hayatı tehdit edici boyutlara ulaşabilmektedir.

3-Geç reaksiyonlar: 72 saat sonra oluşur. Bunlar

IgE aracılı olmayıp değişik immün mekanizmalarıyla ortaya çıkar.8,13,31

Penisilin tedavisi gören bütün hastalara daha önceden penisilin alerji öyküsü olup olmadığı sorulmalıdır.8,16 Cilt testlerinde elde edilen pozitif bir

(2)

Riskli durumda uygulanması gereken en iyi yol, penisilinle çapraz reaksiyon yapmayan etkili bir ilacın kullanılmasıdır.13 Böyle bir durumda penisilin veya

çapraz reaksiyon veren (ör. Sefalosporin) herhangi bir ß-laktam ilaçtan kaçınılmalıdır.8,26,31 Eritromisin veya

klindamisin tercih edilmelidir.16,26 Eğer penisilin tek

seçenek ise penisilin desensitizasyonu yapılır.4,8,13,16

Penisilin desensitizasyonu; deri testi pozitif olan ve mutlaka penisilin alması gereken, sefalosporinler de dahil diğer antibiyotiklerden yarar görememiş hastalarda yapılır. Uygulama, anafilaksiye tanı konulabilecek ve tedavi yapılabilecek yerlerde yapılmalıdır.4,8,13

Oral Alerji Sendromu

IgE’ye bağlı bir reaksiyondur. Organizmanın daha önceden sensitize olduğu yiyeceklerin alınmasından dakikalar sonra meydana gelir. Ağız boşluğu, dudaklar ve orofarinksi tutar. Hastaların çoğunda, sadece oral mukozada kaşınma, batma, karıncalanma ve dudaklarda anjioödem vardır. Fakat bazen rinit, konjuktivit, astma, ürtiker, anjioödem, bulantı, kusma, diare, karın ağrısı ve kontakt dermatit gibi sistemik semptomlar da bulunabilir. Sıklıkla taze meyve ve çiğ sebze ile sendrom başlar. Polenlere bağlı mevsimsel alerjik riniti olan hastalarda kereviz, elma, fındık, kavun ve muz yendikten sonra belirtiler ortaya çıkabilir.3,6,7,10,49

Tavuk eti de nadiren alerjik reaksiyonlara neden

olmaktadır.49 Şüphelenilen gıda diyetten

uzaklaştırılmalıdır.4,10

Çocuklarda Görülen İdiyopatik Anafilaksiler

İdiyopatik anafilaksi ilk kez 1978’de tanımlanmıştır. Anafilaksinin tüm belirtilerini gösterir. Ancak tanımlanmış bir antijen ya da herhangi bir etken yoktur. Antijene bağlı gelişen anafilaksinin aksine, idiyopatik anafilaksi oral glukokortikosteroidler ile tedavi edilebilmektedir. Steroid tedavisine cevap alınamadığında, idiyopatik anafilaksi tanısının yanlış olduğu düşünülmelidir. İdiyopatik anafilaksiye bağlı gelişen ölüm vakaları rapor edilmiştir.12,20 Hogan ve

arkadaşlarının20 bildirdiğine göre literatürde 22

idiyopatik anafilaksi vakası rapor edilmiştir.

Sistemik İlaç Kullanımına Bağlı Alerjik Mukozal Reaksiyonlar

Sistemik ilaç kullanımına bağlı olarak oral mukozada farklı lezyonlara rastlanabilir:

1-Anafilaktik stomatitis: Alerjen dolaşıma girip, IgE-mast hücresi kompleksine bağlandıktan sonra meydana gelir. Tek başına ya da anafilaksinin diğer semptomları ile birlikte görülebilir. Etkilenen mukozada eritem ya da aft benzeri ülserasyon olabilir.38

2-İlaç kullanımına bağlı döküntüler: Eritem ve

ödemli lezyonlardır. Veziküloeroziv lezyonlara dönüşebilir38,43. Genellikle labial mukozada görülür.38

3-Likenoid, pemfigus ve lupus eritamatöz benzeri lezyonlar: Likenoid lezyonlar, pemfigus benzeri ve lupus eritamatöz benzeri lezyonlar, genelde posterior bukkal mukoza ve dilin lateral kenarında görülür.38,39,41,50

4-Nonspesifik veziküloülseratif lezyonlar:

Sistemik ilaç kullanımına bağlı olarak alerjik mukozal reaksiyonlar geliştiğinde alerji yaratan ilaç, benzer terapotik etkiyi gösteren başka bir ilaçla değiştirilmelidir. Lokalize akut reaksiyonlar için topikal kortikosteroidler kullanılabilir. Sistemik belirtiler de varsa, adrenalin, kortikosteroid ya da antihistaminiklerin sistemik uygulaması gerekebilir. Kronik oral lezyonlar, ilacın kesilmesi ile genellikle kaybolur. Ancak bazen tamamen iyileşme için topikal kortikosteroidler gerekebilir. İlacın kesilmesi kontraendike ise, palyatif tedavi önerilir. Ancak kortikosteroidler etken ilaca devam edildiği müddetçe etkili olamazlar.38

Alerjik Kontakt Stomatitisler

Kontakt stomatitis hücresel immün cevapla ilişkili gecikmiş bir alerjik reaksiyondur.26 Pek çok yiyecek,

cikletler, diş macunları, ağız gargaraları, topikal anestezikler, restoratif metaller, akrilik materyaller, ölçü maddeleri alerjik kontakt stomatitise neden olan ajanlardır.6, 11, 14, 23, 26, 38, 39

Oral mukoza alerjenlere, deriye göre nazaran daha az duyarlıdır. Sebepleri şu şekilde sıralanabilir:

1-Kontakt süresi genellikle daha azdır.

2-Tükürük pek çok antijeni dilüe ederek ortamdan uzaklaştırır.

3-Mukozanın anatomik yapısı antijenlerin hızlı bir şekilde dağıtımı ve absorbsiyonuna uygundur. Mukozanın kanlanmasının fazla oluşu, alerjenlerin alerjik reaksiyon başlamadan ortamdan uzaklaştırılmasını

(3)

Cilt:6 Sayı:1-2003

39

sağlamaktadır. Oral mukozanın keratinizasyonun azlığı, keratin yapısındaki proteinlerin alerjenlerle birleşme olasılığını azaltmaktadır.6,38,48.

İntraoral kontakt alerjiler 3 ana katagoriye ayrılabilir: 1-Yiyeceklerle oluşan kontakt alerjiler:

Şeker, sakız, taze sebze ve meyve, intraoral alerjik reaksiyonlara neden olmaktadır.3,6,49 Kontakt alerji, oral

alerji sendromundan farklılık gösterir. Oral alerji sendromu, IgE’ye bağlı alerjik bir cevapken, gerçek kontakt alerji gecikmiş tip hipersensitivitedir.6

Yiyecekler içindeki en yaygın kontakt alerjen tarçındır ki pek çok yiyecek, şeker ve sakızda bulunur. İntraoral tarçın alerjisi, tarçının yoğunluğuna ve alım sıklığına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Lezyonlar genelde lokalizedir ve tarçının uzun süre ve direkt temas ettiği yerlerde görülür. En sık labial ve bukkal mukoza ve dilin laterali etkilenir. Ağız tabanı ve gingiva da etkilenebilir.2,7,24,30,38 Ürün alınması kesilmelidir1,6,7,38.

Böylelikle belirtiler 1 hafta içinde kaybolur.38

2-Oral hijyen ürünleriyle oluşan kontakt alerji:

Ağız gargaraları, diş ipi ve diş macunları kontakt alerjiye neden olmaktadır.6,30 Diş macunu veya ağız

gargaralarının neden olduğu alerjik reaksiyonlar, daha geniş bir kontakt alanı meydana geldiği için dişeti, dil ve bukkal mukozayı etkileyebilmektedir.6,23,24

3-Dental restoratif materyallerle oluşan kontakt alerji:

Altın, akril, ortodontik teller, ölçü maddeleri ve amalgam gibi pek çok restoratif materyallerin zaman zaman kontakt alerjiye neden olduğu rapor edilmiştir.

6,11,14,23,26,38,39,48

Amalgamın oluşturduğu alerjik reaksiyonlar gecikmiş tip (Tip-IV) hipersensitivite olarak tanımlanmaktadır. Oluşan lezyonlar, klinik ve histopatolojik olarak liken planusa benzer. Sıklıkla etkilenen bölgeler, posterior bukkal mıkoza ve dilin lateralidir.5,6,32,38 Subgingival amalgama komşu dişeti de

etkilenebilir. Lezyonun klinik görünümü, migrasyonun olmayışı ve amalgam restorasyona komşuluğu tanıda önemli kriterleri oluşturur.5,15,38

Tedavide ilk olarak oral hijyene önem verilmeli, polisaj ve restorasyonun yeniden konturlanması gibi lokal önlemler alınmalıdır.Buna yanıt alınmazsa, amalgam yerine başka bir materyal kullanılarak

restorasyon yenilenmelidir. Devam eden ağrılı ve deskuamatif lezyonlar için topikal kortikosteroidler önerilir. Bu tedaviyle de başarı sağlanamazsa biyopsi alınmalıdır5,6,15,26,32,38.

Astım

Astım, biyokimyasal, otonomik, immünolojik, enfeksiyöz, endokrin ve psikolojik faktörleri içeren kompleks bir hastalıktır4. Solunum yollarının pek çok

stimulusa karşı artmış yanıtı söz konusudur22,28,29,47.

Çocuklar ve genç erişkinlerde astım gelişmesinin birincil nedeni havadaki alerjenlere maruz kalmadır33,47.

Sakşının yanlış pozisyonu, flor kaşıkları, rulo pamuklar, kavite preparasyonu sırasında açığa çıkan aeroseller, duyarlı bireylerde astım ataklarını başlatabilmektedir. Bu nedenle dental tedaviye günlük bronkodilatatör ilacın alımından sonra başlanmalı, iyi bir anamnez alınmalı, hastanın dik pozisyonda oturtulmasına dikkat edilmelidir. Astım krizlerinin %40’ının psikolojik nedenlerle başladığı kabul edilerek dental tedavi öncesi sedatif verilmesi de önerilmektedir. Steroid kullanan hastalarda, majör dental tedaviler öncesi ek steroidlere ihtiyaç vardır. Sülfite alerjisi olan bireylerde vazokonstrüktörlü ve sülfit içeren lokal anestezik solüsyonlar kullanılmamalıdır21,28,42,47.

Acil müdahele

**Tedaviye son verilmelidir. **Hasta dik konuma getirilmelidir.

**Hastanın kullandığı ilaçlar varsa uygulanmalıdır (Metaproteranol,izoproternol,epinefrin)

**Oksijen uygulaması yapılmalıdır. **Vital bulgular değerlendirilmelidir.

**Belirtiler devam ederse hemen 30-60 mg prenidazolan ve/veya 200 mg IV hidrokortizon verilir. **Tıbbi yardım istenir25,27,40.

Lokal Anestezikler

Geçmişte lokal anesteziklerle reaksiyon tanımlayıp, kendilerine bu grup ilaçları ömür boyu kullanmamasının tembih edildiğini söyleyen birçok hasta vardır. Buna karşılık enjekte edilen lokal anesteziklerle gerçek alerjik reaksiyonların oluşması nadirdir. Bahsedilen olayların çoğu sıklıkla santral sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem üzerinde yoğunlaşan toksik etkiler veya hiperventilasyon, vazovagal senkop, endojen sempatik

(4)

stimülasyon şeklinde psikomotor ve operatif travma gibi lokal anestezik maddeye bağlı olmayan cevaplardır.13,26,37,46 Anafilaksi çok seyrek olmakla

birlikte en tehlikeli olan reaksiyondur. Anafilaksiden başka ürtiker, anjiyoödem, bronkospazm gibi IgE’ye bağlı da oluşabilen tablolar ortaya çıkabilir. Bazı lokal anestezik preparatlarda bulunan vazokonstrüktör, paraben ve sülfit gibi maddeler de reaksiyon oluşmasına neden olabilir.13,46

Latex Alerjisi

Lateks, kauçuk ağacının öz suyudur ve doğal

kauçuk yapımında kullanılmaktadır. Günümüzde pek çok tüketim maddesi lateks içermektedir.26

Lateks alerjisinin bulguları subklinik seyirden ağır sistemik reaksiyona kadar değişik bir tablo içermektedir. Mukozal temas, deri temasına göre daha şiddetli reaksiyonlara neden olabilir.44

Lateks alerjisinde, çocuk ve yetişkin spina bifidalı olgular en yüksek risk grubunu oluşturur. Spina bifida, deri, vertebral arkus ve nöral tüplerdeki konjenital bir defekt olup genellikle lumbosakral bölgede arka ektodermal nöral tüpün kapanma defekti şeklindedir. Diğer yüksek risk grubundan olanlar, sağlık işi kolunda çalışanlar, kauçuk işçileri, sürekli tıbbi girişim ihtiyacı olan hastalar, atopik bireyler ve çok sayıda operasyon geçiren hastalardır.19,34,35,36

Muz, avakado, kestane, kivi, üzüm, ananas, şeftali, kiraz, patates ve domates ile lateks arasında çapraz reaksiyon olduğu rapor edilmiştir. Bu gıdaların proteinleri ile lateks proteinlerinin yapısal olarak birbirine benzemesi gıda alerjenlerinde predispozan faktör olarak etki etmektedir.19,35,36,44,45 Bu durum

“latex-meyve” sendromu olarak da tanımlanmaktadır.36 Latex içeren dental ürünler:

**Amalgam taşıyıcıları, matrix bantları ve matrixler **Anestezik karpüller , enjektörler

**Damlalıklar

**Endodontik dolgu materyalleri, ölçü materyalleri, bol

**Maskeler/yüz koruyucuları , eldivenler

**Ortodontik rubber bantlar ve elastikler, ısırma plağı

**Polisaj diskleri, rubber dam, suction başlığı.36

SİSTEMİK ALERJİK REAKSİYONLARIN TEDAVİSİ

Alerjik reaksiyonların çoğu ciltte döküntü veya

ürtiker şeklinde kendini gösterir. Ancak zararsız gibi görünen bu lezyonlar hayati tehlike yaratan sistemik reaksiyonlara dönüşebilir. Alerjik reaksiyonların acil olarak tedavi edilmesi gerekir. Genellikle semptomların hızlı başlaması, olayın hızlı ilerleyeceği ve ciddi sistemik reaksiyona dönüşebileceği konusunda fikir verir. Ciddi bir anafilaktik reaksiyon genellikle ciltte döküntü ile başlar, gözler ve buruna yayılır, solunum sistemi ve son olarak da kardiyo vasküler sistemi etkiler.

Alerjik raksiyonlar ve anafilaksinin tanısında

**Döküntü,kaşıntı

**Yüzde kızarıklık, parestezi, periferde soğukluk, **Karın ağrısı, bulantı,

**Bilinç kaybı,

**Solukluk, siyanoz, soğuk ve nemli cilt, **Hızlı-zayıf ya da palpe edilemeyen nabız,

**Fasiyal ödem ve bazen ürtiker olabilir.

Sistemik alerjik reaksiyon gelişen hastalarda yaklaşım

**Acilyardım çağrılır. Hasta hospitalize edilerek 24-48 saat izlenmelidir.

**O2 verilir.

**Hasta sırt üstü yatırılmalı ve ayakları yükseltilmelidir.

**Kan basıncı, kalp hızı ve solunum hızı izlenmelidir.

**Erişkinde 0.3 mg adrenalin 1:100 cilt altına veya IM verilmelidir. Hastanın semptomları (bronkospazm ve hipotansiyon) hafifleyene kadar 5 dakikada bir tekrarlanabilir.

**Difenhidramin 50 mg veya klorfeniramin 10- 20 mg IV yavaş verilir.

**Hidrokortizon 200 mg IV verilir.16,27,40

Acil durumlarda enjekte edilen epinefrin dozları

Hasta Yaş dağılımı Doz(ml) Epinefrin(1:10000)

Yetişkin >8 yaş 1-0 0.3

Çocuk 1-8 0.5 0.15

(5)

Cilt:6 Sayı:1-2003

41

Sonuç olarak, alerji konusunun diş hekimliği için önemli olduğu durumlar şu şekilde özetlenebilir:

1- Alerjik hastalarda dental işlemler sırasında gelişebilecek alerjik reaksiyonların önlenmesi,

2- Oral yumuşak dokularda alerjik bir reaksiyona bağlı olarak meydana gelen değişikliklerin saptanması, 3- Radyasyon ya da ilaç tedavisi nedeniyle immün sistemde ciddi değişiklikleri olan hastalarda uygun tedavi planının yapılması,

4- Akut alerjik reaksiyonların belirtilerini ayırdetmek ve bu problemlerin uygun şekilde tedavi edilmesidir.26

KAYNAKLAR

1. Akçakaya N: Gıdaya reaksiyon. Alerjik hastalıklar ve bronşial astma (Aydilek R) 1:118-122, Özlem Matbaacılık Ltd. Şti, İstanbul,1998.

2. Allen CM, Blozis GG: Oral mucosal reactiopns to cinnamo-flavored chewing gum. J Am Dent Assoc, 116:664-667,1988. 3. Antico A: Oral allergy syndrome induced by chestnut(Costenea sativa). Ann Allergy Asthma Immunol, 76:37-40,1996.

4. Beyazova U: Allerjik Hastalıklar. Temel ve klinik bilimler (Saraçoğlu ÖF) 2:814-818, Güneş Kitabevi Ltd Şti,İstanbul,1989.

5. Bolewska J: Oral mucosal lesions related to silver amalgam restorations. Oral Surg Oral Med Oral Pathol, 70:55-58,1990. 6. DeRossi SS, Greenberg MS: Intraoral contact allergy: a literature review and case reports. J Am Dent Assoc, 129:1435-1441,1998.

7. Demirsoy S: Besin alerjileri, Prospect Tıp Dergisi,1:5-10,1997.

8. Demirsoy S: Penisilin Alerjileri,Prospect Tıp Dergisi, 1:11-14,1997.

9. Demirsoy S: Anafilaksi, Prospect Tıp Dergisi,1:34-38, 1997. 10. Demirtürk L, Yazgan Y: Alerjik Gastroenteropatileri. Alerjik hastalıklar ve bronşial astma (Aydilek R) 1:235-247, Özlem Grafik Matbaacılık Ltd Şti,İstanbul,1998.

11. Diogenes MJN, Morais SM, Carvalha FF: Perioral contact dermatitis by cardol, Int J Dermatol,34:72-73, 1995.

12. Ditto A, Harris KE, Krasnick J: Idiopathic anaphylaxis: a series 335 cases. Ann Allergy Asthma Immunol, 77:289-291, 1996.

13. Erkan ML: İlaç alerjileri. Alerjik hastalıklar ve bronşial astma (Aydilek R)1:96-117,Özlem Grafik Matbaacılık Ltd Şti,İstanbul,1998.

14. Eversole LR: Allergic stomatitides. J Oral Med,34:93-102,1979.

15. Eversole LR, Ringer M: The role of dental restoartive materials in the pathogenesis of lichen planus. Oral Surg Oral Med Oral Pathol, 57:383-387,1984.

16. Fonseca MA: Adverse reactions to Amoxicillin: a case report. Pediatr Dent,22:401-404,2000.

17. Gemicioğlu B. İmmünolojiye giriş. Alerjik hastalıklar ve bronşial astma (Aydilek R) 1:1-22, Özlem Grafik Matbaacılık Ltd Şti, İstanbul,1998.

18. Güven O: Ağız Hastalıkları ve çene cerrahisinde immünoloji, İkinci baskı, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 1995. 19. Hamann CP, Turjanmaa K, Rietschel R, Siew C, Owensby D, Gruninger SE, Sullivan KM: Natural rubber latex hypersensitivity: Incidence and prevalence of Type I allergy in the dental professional. J Am Dent Assoc, 129:43-54,1998. 20. Hogan MB, Kelly MA, Wilson NW: Idiopathic anaphylaxis in children, Ann Allergy Asthma Immunol, 81:140-142, 1998. 21. Housholder GT, Chan JT: Tooth enamel dust as an asthma stimulus: a case report. Oral Surg Oral Med Oral Pathol,75:599-601,1993.

22. Kalyoncu F: Astma’dan korunma olabilir mi? Prospect Tıp Dergisi, 1:19-21,1997.

23. Kowitz G, Jacobson J, Meng Z, Lucartto F: The effects or tartar-control toothpaste on the oral soft tissue. Oral Surg Oral Pathol,70:529-536,1990.

24. Lamey PJ, Lewis MA, Rees TD, Fowler C: Sensitivity reaction to the cinnamon aldehyde component of toothpaste. Br Dent J, 168:115-188, 1990.

25. Lawrence N, Watts J, Harrington R, Hope S. Pratikte Aciller El Kitabı, Tavaslı Matbaası, İstanbul,2002.

26. Little JW, Falace DA: Dental management of the medically compromised patient, Third ed, The CV Company, USA, 1988. 27. Malamed SF: Emergency medicine:beyond the basics. J Am Dent Assoc,128:843-854, 1997.

28. Mathew T, Casamassimo PS, Wilson S, Preisch J, Allen E, Hayes JR: Effect of dental treatment on the lung function of children with asthma. J Am Dent Assoc,129:1120-1128,1998. 29. Mc Derra EJC, Pollard MA, Curzon MEJ.: The dental status of asthmatic British school children. Pediatr Dent, 20:281-287,1998.

(6)

30. Millet RL, Gould AR, Bernstein ML: Cinnamon induced stomatitis venenata: Clinical and characteristic histopathologic features. Oral Surg Oral Med Oral Pathol, 73:708-716,1992. 31. Mungan D. Penisilin alerjisi. Alerjik hastalıklar ve bronşial astma (Aydilek R) 1:86-95,Özlem Grafik Matbaacılık Ltd Şti, İstanbul,1998.

32. Munkagaard EC: Toxicology versus allergy in restorative dentistry, Adv Dent Res,6:17-21,1992.

33. Mygind N, Dahl R, Pedersen S, Thestrhp-Pedersen K: Alerji el kitabı,First ed, Turgut Yayıncılık ve Ticaret AŞ, İstanbul, 1998.

34. Nainar SM: Dental management of children with latex allergy. Int J Pediatr Dent,11:322-326,2001.

35. Nelsen LP, Soporowski NJ, Shusterman S: Latex allergies in children with spina bifida:relevance for the pediatric dentist. Pediatr Dent,16:18-22,1994.

36. Nettis E, Colanardi MC, Ferrannini A, Tursi A: Reported latex allergy in dental patients. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod, 93:144-148, 2002.

37. Nettis E, Napoli G, Ferrannini A, Tursi A: The incremental challenge test in the diagnosis of adverse reactions to local anesthetics. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Ortal Radiol Endod, 91:402-405,2001

38. Neville BW, Damm DD, Allen CM, Bouquat JE: Oral&Maxillofacial pathology, First ed, 247-253, WB Saunders Company, USA, 1995.

39. Ostman PO, Anneruth G, Skolund A: Amalgam-associated oral lichenoid reactions:Clinical and histologic changes after removal of amalgam fillings. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod, 81:459-465,1996.

40. Özyuvacı E, Altan A : Diş hekimliğinde karşılaşılması olası acil durumlar. Academic Dental,4:14-21,2002.

41. Paterson AJ: Pemphigus vulgaris precipitated by glibenclamide therapy. J Oral Pathol Med,22:92-95,1993. 42. Perusse P, Goulet JP, Turcotte JY: Contraindications to vasoconstrictors in dentistry Part2:hyperthyroidism, diabetes, sulfite sensitivity, cortica-dependent asthma and pheochhromocytoma. Oral Surg Oral Med Oral Pathol,74:687-691,1992.

43. Potts AJC, Hamburger J, Scully C: The medication of patients with oral lichen planus and the association of nonsteroidal anti-inflammatory drugs with erosive lesions. Oral Surg Oral Med Oral Pathol,64:541-543,1987.

44. Rankin KV, Seale NS, Jones DL, Rees TD: Reported latex sensitivity in pediatric dental patients from hospital and dental school-based populations. Pediatr Dent,16:117-120,1994. 45. Russel-Fell RW: Allergic reactions to rubber. Br Dent J, 173:193,1992.

46. Shatz GS: Anaphylaxis. Allergy Theory and Practice (Korenblaz PE, Wedner HJ) 229-241,WB Saunders Company, Philadelphia,1992.

47. Sollecito TP, Tino G : Asthma. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod,92:485-490,2001.

48. Van Loon LAJ, Bos JD, Davidson CL: Clinical evaluation of fifty-six patients referred with symptoms tetatively related to allergic contact stomatiti. Oral Surg Oral Med Oral Pathol,74:572-575,1992.

49. Vila L, Barborir E, Sanz ML: Chicken meat induces oral allergy syndrome: a case report. Ann Allergy Immunol,80:195-196,1998.

50. Zhu JF, Hidalgo HA, Holmg reen WC, Redding SW: Dental management of children withasthma. Pediatr Dent,18:363-370,1996.

Yazışma Adresi:

Doç.Dr.Nurhan ÖZTAŞ

Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti ABD

8. cad 82. sok 06510 Emek- ANKARA

Tel: +90 312 2126220-300 Fax: +90 312 2239226

Referanslar

Benzer Belgeler

Kokamidopropil betain ve kokonat dietanolamide bağlı mesleksel alerjik kontakt dermatit Occupational allergic contact dermatitis due to cocamidopropyl betaine and..

Katkı maddeleri, süt, laktoz, gluten, fındık, balık veya kabuklu deniz ürünleri asla içermez. Lyzosym (E1105), yumurta proteini içerebilen

Yap›lan çal›flmalar so- nucunda, besinlere karfl› duyarl›l›¤›n ast›m için bir risk faktörü olabilece¤i ve besinler için uygulanan prick test sonuçlar›n›n

Biz ça- l›flmam›zda, daha önce bat› dünyas›nda ast›ml› çocuk- larda s›k görüldü¤ü saptanan, bilimsel ad› blatella olan ve dilimizde hamamböce¤i, karafatma olarak

Çalışmamızda hepatit A seropozitif ve seronegatif çocuklar arasında ISAAC anketi kullanarak atopik hastalık semptomlarının ve doktor tanılı astım, alerjik rinit, atopik

Ağır astım alevlenmesi riski yüksek ve COVID-19 riski de yüksek ise astımı değer- lendirmek ve yönetmek için personel ve ekipman donanımlı olan COVID-19 izolasyonu

nin 8 günde öldüklerini ve akci¤erle- rinde de, ayn› proteinin de¤ifltirilmemifl biçimini alan farele göre daha fazla ilti- haplanma oldu¤unu gözleyen ekip, ikinci bir deney

Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda helmint en- feksiyonlarının arasıra ve geçici karakterde olduğu bölgelerde, bu enfeksiyonların alerjik reaksiyonları artırdığı ve atopik