• Sonuç bulunamadı

Türkiye'nin ilk kadın büyükelçisi Filiz Dinçmen:"Ermeni teröründen korkmuyorum"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye'nin ilk kadın büyükelçisi Filiz Dinçmen:"Ermeni teröründen korkmuyorum""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BUROl ARI

ANKARA: lz

İzmir Caddesi Slpahlofllu Han & Kat: 4 Yenişehir

Tel: 17 41 8 0 - 1 7 43 4 6 - 1 3 87 03 |

ADANA: Ş

Atatürk Caddesi Tören Ap. Kat: 3 I Tel: 175 3 4 -1 6 1 90

Vakit Oüneş 00la İkindi Akşam Yatsı İmsak

Vasati 8.44 13.07 10.34 19.10 20.41 0.02

Ezani 11.34 8.50 9.23 12.0p 1.31 9.51

26 Eylül 1982 Pazar

Hicri 1402 Rumi 1398 Zllhecce 8 Eylül 12

isansüstü öğrenim için lisans öğrenimi

naşının

60

'ın üstünde olması gerekiyor

iki

seferde veremeyen

üniversiteden çıkarılacak

Filiz Dinçmen:

«Ermeni teröründen

korkmuyorum»

N İL Ü F E R Y A L Ç IN

U

F A K tefek, tatlı yüzlü, simsiyah gözlerinin içi gülen, bu gibi konuşmalara pek alışık ol­ mamakla beraber dostça her soruya cevap veren genç kadın. Dışişleri Bakanlığı “ Çok Taraflı Siyası İlişkiler Genel Müdürü” Filiz Dinçm en’di. 1980'den bu yana yürüttüğü bu çok önemli görevi bırakmasına 24 saatten az kalmıştı. 24 Eylü l sabahı, Türkiye’nin ilk kadın büyükelçisi olarak Hollanda'ya hareket edecekti. Karmakarışık duy­ gular içinde olduğu saklamamakla beraber, 21 yıllık meslek memuriyeti sonunda, bu kadar genç yaşta böylesine yüksek bir sorumluluk makamına getirilm iş olmanın haklı gururunu da taşıyordu. Hollanda’yı bakanlık uygun görmüş, kendisine bir itirazı olup olmadığı sorulmuştu. Türkiye ile çeşitli uluslararası kuruluşlarda işbirliği içinde olan, 150 bin Türkün yaşadığı böylesine önemli bir ülkeye atandığını duyunca gerçekten mutlu olmuştu. Am m a bu ağır görevi, meslek hayatında ilk defa yapayalnız, tek başına yürütmek zorunluğunun sı­ kıntılarını da duymaktaydı. H a y a t öyküsünü din­ lerken, onun, evinden, yakınlarından ve kendisi gibi dışişlerinde meslek memuru olan eşi Üstün Dinçmen'den ilk defa ayn kalacağım öğrendim.

F iliz Dinçman, 1939’da Zonguldak’ta doğmuş­ tu. Babası, Ruhi Alkor, Cumhuriyetin ilk yılla­ rında Zonguldak madenlerini işleten Fransız fir­ ması döneminde açılmış ve ilk Türk mühendislerini yetiştiren Yüksek Madencilik Okulu mezunuydu ve bu kentte 1950'ye kadar kalmıştı.

Diplomatlık için verilen karar

“ Dışişleri Bakanlığı’na girmek, meslek memuru olmak kararım ne zaman verdiniz?” diye sordum. Filiz Dinçmen, “ Daha lisedeyken buna kesin karar vermiştim. Esasen Siyasal B ilgiler Fakültesi’ ne de bu yüzden girdim. V e siyası şubeye ayrıldım. Nedenini şimdi pek hatırlamıyorum, amma her­ halde yeni insanlar, yeni ülkeler görmek, oraları tanımak arzusu bu kararımda rol oynanuştır” dedi.

1956’da SB F giriş sınavım en yüksek puanlarla kazananlar arasında F iliz Dinçmen de vardı, bu yüzden devlet bursuyla okudu. V e üstün başarıyla mezun oldu tam yirm i bir yaşındayken...

1960'ta hariciye sınavım kazanmış, 1961 Ocak ayında göreve başlamıştı. 21 yıldan fazla hizmeti vardı.

Dışişlerinde evlenen ilk çift

“ Bu meslekte bir kadın olarak, eşinizle ayn kalacağınızı o zaman düşünmüş müydünüz?” sorusuna ilginç bir yam t verdi Filiz Dinçmen:

"B e n Üstün'le sınıf arkadaşıydım ve daha fa­ kültedeyken evlenmeye karar vermiştik. O da hâriciyeye girecekti. N itekim bakanlığa alındığımız zaman herkes evleneceğimizi biliyordu, ancak o zamanlar bakanlıkta birbiriyle evli iki hariciye memuruna nasıl bir işlem uygulanacağı gibi bir sorun akla gelmemişti. B iz bakanlıkta evlenen ilk çiftiz. Bu nedenle aynı yere atanamazlar gibi bir yöntem henüz ortada yoktu. N itekim 1965’te ilk yurt dışı göreve ikimiz de beraber atandık. N ew Y o rk 'a ben Birleşmiş M illetler daimî delegeliği­ mize, Üstün ise başkonsolosluğa gönderildik ve iki yıl sonra gene ikimiz Tahran Büyükelçiliği’ne nak­ ledildik.

Y urt dışına ikinci çıkışımızda ise, ben Brüksel’de A E T daimî temsilciliğinde görevlendirildim. Üs­ tün de Lüksemburg’daki büromuza atandı. Tabii hafta sonlan görüşebiliyorduk sadece. İnanm, bu bile bana bir hayli zor gelmişti. 1976’ da merkeze döndük ve altı yıldır Ankara’dayız. Şimdi ilk defa tam bir aynlık oluyor.”

Filiz Dinçmen bakanlığın en çalışkan ve yete­ nekli mensuplarından biri olarak hızla terfi etmiş, daha 1972’de müsteşar, 1976’da geri dönünce Uluslararası Kuruluşlar ve Sorunlar Dairesi’ne başkan yardımcısı olmuştu. Daire başkam Yüksel Söylemez, Filiz D inçm enin özellikle yardımcılığına tayinini istemiş, sonra daire ikiye bölününce,

Dlcmen cifti Brüksel'de Türk delegasyonu

binasının dnünde, dirlikte olmanın rahatlığıyla..

1978'de Uluslararası Kuruluşlar Dairesi’ne başkan olmuştu. 1980’de ise, bu daire, “ Çok Taraflı Siyasî İlişkiler” adım almış ve Filiz Dinçmen buraya genel müdürlüğe getirilm işti. Birleşmiş Milletler, A vrupa Konseyi ve benzeri kuruluşlarla Türki­ y e ’nin ilişkilerini düzenlemek Bayan Dinçmen’in göreviydi... Son yıllarda bu ilişkilerin l?ir hayli güç dönemler geçirdiğim bilenler, genç diplomatımızın nasıl ağır bir yük altında bulunduğunu kuşkusuz anlayacaklardır.

Çocukları yoktu, neden? “ Bilinçli olarak bu ko­ nuda bir kararımız olmadı amma illa da çocuğumuz olsun diye büyük çaba harcamadık. Çalışma ha­ yatının yarattığı güçlüklerden biriydi bu sorun. Şimdi daha iy i anlıyorum ki, bugünkü koşullarda çocuklarıma olsaydı, çok daha güç meselelerle kar şılaşacaktık. Benim gidişim iki kişiyden bile zor geliyor.” dedi genç kadın.

Güven mektubu...

29 E ylü l’de güven mektuDunu sunabileceği kendisine duyurulmuştu. M utlaka şapka giym esi, siyah, gri ve mor renklerden kaçınması zo­ runluydu, çünkü Hollanda Sarayı'nda bu renkler, “ matem renkleri” idi. Şu halde yeşil ya da lâcivert bir takım giyecekti. Şapka işini de Ankara'da bir ara çözümlemiş, bir iki şapka almıştı. “ İ y i ki, aldım, yoksa Hollanda’ da gider gitm ez protokol ziyaretleri başlayacak ve 29 Eylü l’e kadar benim başka iş yapmama pek fırsat kalmayacak... Şim ­ diden şapka zorunluğunu hallettim çok şükür.” diyordu.

“ Şimdi Ermeni terörü gibi bir tehlike çıktı ortaya. Tedirgin misiniz?” dedim. H a y ır deği­ lim ” diye yanıtladı ve devam etti:

“ Kuşkusuz ucuz kahramanlık yapacak değilim, gerekli olan tüm güvenlik önlemlerini uygula­ yacağım amma bunlar benim görevim in gerek­ tirdiği her şeyi yapmamı da önleyemeyecektir. Temsil ettiğim ülkemin çıkarları için ne lazımsa en iyi şekilde yapmak azmindeyim. Başarır mıyım bilmiyorum amma çalışacağımdan kuşkunuz ol­ masın. Tehlike her meslekte var ve bunun nereden ne zatnan geleceği hiçbir zaman bilinmez.”

--¡Uz

ve

Üstün Dinçmen, Hollanda'nın Ankar, Büyükelçisi Carstens ve eşiyle birlikte...

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Adverse Pregnancy Outcomes in Graves’ Disease:..

• Bir testin rapor edilebilmesi için geçmesi gereken çok sayıda laboratuvar içi kalite kontrol ölçümleri mevcuttur... Kan alımından itibaren 7 ile 10

Düşük kalp atım hızı (genellikle 100-110 atım/dk), veya daha ciddi olgularda 2:1 AV blok ya da. ventriküler aritmi şeklinde görülebilir..

 Gebelik otoimmün hastalıkların seyrini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir..  Transplasental geçen otoantikorlar fetus ve yenidoğanda problemlere

The concerns about petroleum shortages, environmental issues and seeking for alternative energy sources from renewable feedstocks, her research studies are focused

Yüksek lisans eğitimini Yakın Doğu Üniversitesi, İktisadi ve İdari İlimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümünde 1996 yılnda tamamladıktan sonra,

Eğer ortada gerçek bir cisim yoksa üç boyutlu bir cisim üretebilmek için öncelikle açık kaynak kodlu veya satın alınmış bir tasarım prog- ramı (3D max, Alias,

1982 yılında Lahey Büyükelçiliği'ne getirilen Filiz Dinçmen, 1984 yılından bu yana Avrupa Konseyi Nez- dinde Daimi Temsilcilik görevini yürütüyor.. Sırası