• Sonuç bulunamadı

Onuncu ölüm yıldönümünde Refik Halit Karay'ın filme alınan başlıca eserleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Onuncu ölüm yıldönümünde Refik Halit Karay'ın filme alınan başlıca eserleri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ONUNCU ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE

Refik Halit Karay'ın filme alınan başlıca eserleri

Refik Halit Karay, 1914’ de başlayan sinemamıza e s e rle ­ riyle 1950'de girm iş bir ya - z a r .. . Türkçe'deki büyük us­ talığı, özellikle ilk eserlerinin hemen tüm eleştirm en ler­ ce belirtilen sağlamlığı ve bunların çoğunun sinematog­ rafik oluşuna bakılırsa, bura­ da sinema açısından bir " ge­ cikm edin varlığından söz edi­ leb ilir. Ne var ki, edebiyat de­ ğerlerinin farkına varmakta oldum olası geç kalan Türk sineması, bu konuda " mazur'L dur. Nasıl olmasın, 1938 y ılı­ na kadar Refik Halit yurt dı - şında, sürgündedir. Temmuz/ 1938'de "yüzellilik"listede yer alan diğer arkadaşlarıyla a f­ fedilerek yurda dönmüş, sine­ ma da 12 yıl sonra onun eser­ lerine "Gel, buyur" demiştir.

Filme alınan romanları - na bakmadan, şunu da hatırla­ makta yarar var. Refik Halit Karay 1955 yılında yapılan bir söyleşide kendisine sorulan bir soruya karşılık " Daima para kazanmak için yazdım . Edebiyat benim için yalnız bir vasıta olmuştur" dem iştir (20ı A s ır dergisi, s a y ı: 169). Aca­ ba, şimdi vereceğim iz liste­ nin (diğer yazarlara oranla) kabarıklığında, bunun bir et­ kisi olmasın. Çünkü sinemanın ve sinemacılığın amacı da, çokluk budur...

"ÇETE"

Hikaye, özellikle sinema çevreleri için çok bildiktir . Yönetmen Çetin Karamanbey, günün birinde İstiklâl cadde - sinde giderken bir kız görün Pek beğenir, "Film de oynar mısın, istersen al kartviziti - mi, bul beni"der. Kız bir sü­ re tereddütten sonra gider , "oyn arım "der... Mukavelede madde vardır ; bazı ro ller için eserin yazarının da mu­ tabakatı şarttır. Karamanbey kızı,yazara gösterir, o da ka­ bul edince film e başlanır.

Bu öyküdeki "k ız" ı Ne­ riman Koksal 'dır, eser " Çe - te",ya za rı da Refik Halit K a ­ ray. ..

"Ç ete", tür olarak "Kurtuluş Savaşı Film lerP'a- rasında yer alır. Bırakın ge­

nel filmografiyi,yönetmen Çe tin Karamanbey'in özel fil - mograflsinde bile " amar aman" bir yer tutmaz. " Kur­ tuluş Savaşı ve Sinemamız " adlı kitabımızın 54. sayfasın­ da, film hakkında, şöyle yaz - m ışız s "R ejisör Çetin K ara­ manbey, Refik Halit Karay ’ ın eserinden uyguladığı filmde konuyu anlatmaktan çok, yeni lanse edilen bir genç kızın(N. Koksal) üstünde durmuştu."

".Çete", bir Duru Film ya­ pımıydı. Senaryosunu da Çe­ tin Karamanbey’ in yazdığı filmde başlıca ro lle ri N e ri­ man Koksal,İhsan Evrim , Or- hon M .Arıburnu.Atıf Kaptan oynamışlardı.

"SÜRGÜN"

Mustafa Baydar'ın söyle­ şiler kitabı "Edebiyatçıları - mız Ne Diyorlar ?"ın 112. say­ fasında Refik Halit Karay"En beğendiği eserlerinin"SUrgün", "Anahtar" ve "Bu Bizim Ha - yatım ız" olduğunu söyler.

"En beğendiği es e rle ri" sayarken,! ilk sırayı v e rd i­ ğ i "Sürgün" de,"Çete"den bit yıl sonra film e alındı ( 1951 ). Filmin yönetmeni Orhon Mu - rat Arıburnu idi. (Aynı za - manda şair olan Arıburnu, "geçiş döneminin" en önemli sinemacılarından biridir. En iyi film leri aynı yıl çevirdiği iki film dir. "Sürgün" ve "Yüz­ başı Tahsin"). Filmin başrol - lerlnde Orhon M. Arıburnu, Nedret Güvenç, Ayla Karaca, İhsan Evrim, Ercüment Beh- zat Lav oynuyorlardı.

Eser ve film de,özetle, bir padişah yaverinin sürgünde­ ki acıları, özlem leri anlatılır? karşılaştığı olaylar v e rilir... A c ı ve özlemlerde insanı sa­ ran bir duygululuk, olayların verilişinde gerçek bir ustalık vardır. Film hakkında, Nijat Özön şöyle der i " . . . Sür­ gün, birincisinden (Bu "birin­ c i", aynı yıl çevrilen bir baş­ ka kurtuluş savaşı film i olan Arakon*un "Vatan İç in " idir) daha düzgün, daha olgun bir eserdir. K ibirli, mağrur pa­ dişah yaverinin İstanbul'da­ ki saltanatlı günleri kısacık bir iki sahneyle canlandırılın

’N ilgiın" Yön: M ünir Hayri Egeli

"Yatık E m in e " Yön; Ö m er Kavur

(2)

Yurt dışındaki sefil ve p e ri­ şan durumları, çoğunun yap­ tıkları yanlışı anlamaktan do­ ğan acıları başarıyla yankıla­ n ı r . ( T ü r k Sineması Tari­ hi, s s 136-137)

"NİLGÜN"

Cevdet Kudret," Ttirk Ede- - blyatmda Hikaye ve Roman " adlı eserinin ikinci cildinde , Karay hakkında şunları yazar n ( ss 179)"... Sürgünden önce gözlem lere dayanarak yurt gerçeklerine yönelen y a za r, sürgünden dönünce konuları türlü ülkelerde ve zamanlar - da geçen, çokluk düzmece o - taylarla örülü } biraz Pierre Loti, biraz da P ierre Beno - is kırması bir takım ' ekzo- tik' havalı macera romanları yazm ıştır. Bu son romanların­ da dili ve anlatımı da eski kıvraklığını kaybetmiştir."

"Nllgün", bunlardan bi­ ridir. O günler için iyi sayı - labilecek reklamına,Refik Ha­ lit Karay adına, ciltli satışa

sunuluşuna ve konusunun 11 - ginçliğine yaslanarak gerçek­ ten iyi sattı kitap. Kim bllir, belki de "H er Best- Seller , muhakkak film olm alıdır " şeklindeki teclmsel Hollywood kuralından esinlenilerek "Nil- gün",hemen fllm ealm dı ( Bu­ rada küçük bir parantez aça­ lım . "Nllgün" 3 ciltlik bir r o ­ mandır ve 1950-54 arası ya­ yımlanmıştır :"TÜrk Prense­ si Nllgün!;, " Mapa Melikesi Nllgün", "NilgUn"ün Sonu". . .) Filmin yönetmeni' Münir Hay- rl E ğeli’ ydi.Başrollerde Cü­ neyt Gökçer, Erika Remberg, Lâle Oraloğlu, Asuman K o - rad, Annie Ball oynuyorlardı.

O yılların koşullarına gö­ re, rahatça bir üstün yapım sayılabilecek "Nllgün", olum­ lu yankılar uyandırmadı. Ö r­ neğin, Nijat Özön yukarıda is­ mini verdiğim iz eserinde filmin adını bile etmez. Bizim "Yeşilçam ve Türk Sineması* adlı kitabımızın 58. sayfasın­ da ise film , 2 satırla yer alır: " . . . Pakistani kadar gidil - meşine rağmen, yılın süper- prodüksiyon denemesi olan "Nilgün", vasat seviyeyi bile tutturamayan bir film olarak kalm ıştı."

DİĞERLERİ

" Y e r Altında Dünya Var",

"D işi Örümcek", "2000 Yüın S evgilisi", "K a rlı Dağdaki A teş" de sonraki yıllarda a y­ naya da değişik adlarla f i l ­ me alındı. Bazı film lerde Ka­ ray’ın eserlerinden iz le r g ö ­ rüldü... Ne var ki gerek yu­ karıda adları edilenler, gerek "esinlenilenler" Karay'ın ö - zellikle son yıllarında teclm­ sel kaygılarla verdiği yapıt­ lardı. Bu nedenle, bu film le - rin üstünde durulması için bi­ çimsel bazı başarıların bu­ lunması gerekliydi. O film ler de anlatım olarak, öze koşut kalınca,fazlaca sözleri e d il­ medi. Bu listeye, 1968’ de ikin­ ci kez çevrilen "Nilgün" de katılabilir.

Bu dönemde (değeri abar- tılsa bile) üzerinde durulan tek yapıt, "Yatık Emine"oldu. Yönetmenliğini Ömer Kavur'- un yaptığı filmin başrollerin­ de Serdar Gökhan, Necla Na­ z ır , Mahmut Hekimoğlu oynu­ yorlardı.

Diğerlerinin aksine, "Y a­ tık Emine" roman değil, 45 sayfalık bir uzun hikayedir. Eserin konusuna bakıldığında, önce bir düşmüş kadının acı­ larım , iç dünyasını ve karşı­ laştığı olayları vermenin ge - risinde, bir toplum sorununa da eğildiği izlenimi edini­ lir . "Fahişe" insan değil mi­ dir, onun hayat hakkı yok mu - dur, eserin bunlara eğilip ta - v ır takındığı da ilk nazarda söylenebilir. Ne var k i," Ya­ tık Emine" sö? konusu is e , bunlar eserin hacmini çok a - şan şeylerdir. "Kaderin şev­ kiyle, istemeden" fahişe olan, sonra yaşamı "tarifsiz acılar içinde geçen" Yatık Emine' - nin durumu,çok özel bir du­ rumdur, o özelden genele var­ ma olanağı yoktur. 45 sayfa - lık hacim, iç dünya çözümle - melerinden çok,olaylarla do­ ludur. Yakup Kadri K araos- manoğlu, "Gençlik ve Edebi - yat Hatıraları" adlı kitabı - nın 69. sayfasında, Hamdullah Suphi'nin şu yargısını nakle­ der :

-"Refik Halit dış alemin, Yakup Kadri iç alemin res­ samıdır".

Acaba, yukarıda belirt - meye çalıştığım ız, bu yargı­ nın izdüşümü olmasın? ■ ERMAN ŞENER

r M illiyet

SAN AT

DERGİSİ,

Ö ğretm en

ve

Ö ğ ren cilere

Milliyet Sanat Dergisi, öğretmen ve

öğrenciler için uyguladığı indirimli ve

kitap armağanlı abone kampanyasını

sürdürmektedir. Buna göre dergimize

abone olacak öğretmen ve öğrenciler,

yıllık abone karşılığı sadece 100 lira

ödeyecekler (6 aylık 50 lira), bir yıllık

aboneler ayrıca kitap armağanından

yararlanacaklardır.

A R M A Ğ A N K İTA P LA R IM IZ

DÜNYAMIZIN FATİHLERİ, J. G. Leithauser: SİYASİ YÖNLE­ RİYLE KURTULUŞ SAVAŞI, N. H. Uluğ; TARİHİMİZDE GARİP­ LİKLER, M. Şeyda; TARİHİMİZDE İLKLER, O. Ankanlı;.GECE-YARISI KOVBOYU, J. L. Herlihy; MAYISTA YEDİ GÜN, W. Bai- ley - F. Knebel; EVLİ BİR KADININ GÜNLÜĞÜNDEN, Peride Celâl; TAVŞAN KAÇ, J. Updlke; ALTIN HÂZİNELERİ, B. Tra- ven; BEN ANNEMİ SEVİYORUM. W. Sarovan; İZMİR ATEŞLER İÇİNDE, A. Bridge; AŞK BAŞKADIR, G. de Maupassant; ŞÖH­ RETİN SONU, B. Schulberg; TANRILARIN ARABALARI, E. V. Daniken; ELEKTRONİK YARGILAMA, W. Kempley; YILDIZLA- RA DÖNÜŞ, Daniken; KORKU BAKANLIĞI, G. Greene; MİZ TEHLİKE. T. Powel; PRENSİN --- “ ___T , , Daniken; _ ______ GÖREVİMİZ TEHLİKE. T. Powel; PRENSİN ■ MİRASI, C. Heaven; AMANSIZ TAKIP, B. Garfleld; GOETHE (Seçmeleri, S. A. Seton; TİYATRO KILAVUZU. M. And; RESİMKILAVUZU, S' İTANBUL Kİ, S. Kullu: TÜRK TASAVVUF ŞİİRİ ANTOLOJİSİ, A. Gölpınarlı; DİVAN ŞİİRİ ANTOLOJİSİ, H. E. Cengiz; TÜRK HALK ŞİİRİ ANTOLOJİSİ, R. Mutluay; TANZİMATTAN GÜNÜ­ MÜZE KADAR TÜRK ŞİİRİ, R Mutluay.

NOT : Kitap armağanından yalnızca dergi­

mize bir yıllık abone olan öğretmen ve öğ­

renciler yararlanmaktadır. Bunun dışındaki

istekler dikkate alınmayacaktır.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Fa­ kat yapı tarihinin herhangi bir aşam asında, yapı sözlüğünden Sinan kadar çok şah-yapıt çı­ karan sanatçı da çok sa yılıd ır... Edirne — Selimiye

Ankara-İstanbul Devlet Resim ve Heykel Müzeleri, Milli Kütüphane, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü, Emekli Sandığı Maçka Oteli, Grey Art Galery New York,

Önemli olan, ifl- levsellefltirilmifl yüksek yüzeyli malze- melerin tekstil, boya veya katk›land›¤› polimerle uyumlu hale getirilmesi ve zaman içerisinde bu

İstanbul'da sakin bir köşede, ıssız bir gece­ de, güzel çeşnilerle tarihe doğru yola çıktığım­ da, uzun adam ile kısa, ama görkemli göğüslü kadın birbirlerine

ler ürpertici haberleri her gün ga, zetelerimizde okuyup dururken, genel kadınları İçtimaî hayatı­ mızdan kaldırmanın hatıra bile na­ sıl

Böyle bir sorun karşısında alkol bağımlısı bireyle birlikte uzun yıllar yaşayan ve bireye yakın olan eş, anne-baba, çocuk gibi aile bireylerinin yaşamlarının

Yapılan örneklemeler sonucu Gammaridea subordosuna ait 3 familya (Gammaridae, Crangonyctidae, Niphargidae), 3 cins (Gammarus, Synurella, Niphargus) ve 9 tür (Gammarus

On the other side, according the data published in the Semiannual Statistical Bulletin of Macedonian Stock Exchange (2020), the total turnover in the first semester of