• Sonuç bulunamadı

Erzincan ili alabalık işletmelerinin durumu, sorunları ve çözüm önerileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Erzincan ili alabalık işletmelerinin durumu, sorunları ve çözüm önerileri"

Copied!
70
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ERZİNCAN İLİ ALABALIK İŞLETMELERİNİN DURUMU, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İrfan SARGIN Y.Lisans Tezi Su Ürünleri Anabilim Dalı

Danışman : Prof. Dr. Mehmet KARATAŞ Doç. Dr. Murat SAYILI

2009

(2)

T.C.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ERZİNCAN İLİNDEKİ ALABALIK İŞLETMELERİNİN DURUMU

SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İrfan SARGIN

TOKAT 2009

(3)

Prof. Dr. Mehmet KARATAŞ ve Doç. Dr. Murat SAYILI danışmanlığında İrfan SARGIN tarafından hazırlanan bu çalışma 20/07/2009 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oybirliği / oy çokluğu ile Su Ürünleri Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Başkan :Prof. Dr. Mehmet KARATAŞ İmza :………..

Üye :Doç. Dr. Şenol AKIN İmza :………..

Üye :Doç Dr. Murat SAYILI İmza :………..

Üye :Yrd. Doç. Dr. Ekrem BUHAN İmza :………..

Üye :Yrd.Doç. Dr. Murathan KAYIM İmza :………..

Yukarıdaki sonucu onaylarım

Prof.Dr. Metin YILDIRIM

Enstitü Müdürü

(4)

TEZ BEYANI

Tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, tezin içerdiği yenilik ve sonuçların başka bir yerden alınmadığını, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.

(5)

ÖZET

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ERZİNCAN İLİNDEKİ ALABALIK İŞLETMELERİNİN DURUMU SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İrfan SARGIN

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Su Ürünleri Anabilim Dalı

Danışman : Prof. Dr. Mehmet KARATAŞ : Doç. Dr. Murat SAYILI

Bu çalışma Erzincan ilindeki alabalık işletmelerinin teknik özelliklerinin incelenmesini içermektedir. İncelemede 14 alabalık işletmesi yer almaktadır. Çalışmanın amacı işletmelerin sahip olduğu imkanları ve karşılaştıkları problemleri belirlemek ve çözüm önerileri ortaya koymaktır. İlde yer alan 14 işletme ile yüzyüze görüşme usulüyle anket yapılarak veriler toplanmıştır. Araştırma sonunda; İşletme başına ortalama havuz –ağ kafes sayısı 27,1 adet, alanı ise 1004 m2’dir. İşletme başına ortalama kapasite 57,8 ton/yıldır. İşletmelerin kapasite kullanımı %85 bulunmuştur. İşletmelerin yıllık balık üretiminin satışı %14,5’i perakende, %85,5’i ise toptandır. İşletmelerin %14,2’si kurulum aşamasında %7,1’i işletme aşamasında kredi kullanmıştır. İşletmelerin bir çoğu faaliyete yeni geçtikleri için teknik kapasiteleri yetersiz kalmaktadır. İşletmelerin teknik kapasitesinin yükseltilmesi için eğitim verilmeli, işletme alet ve ekipmanların modernizasyonu yapılmalıdır.

2009, 58 sayfa

Anahtar Kelimeler : Erzincan İli ,Gökkuşağı Alabalık İşletmeleri, Yapısal Özellikler

(6)

THE STATUS, PROBLEMS AND POSSIBLE SOLUTIONS OF TROUT FARMS IN ERZINCAN PROVINCE

İrfan SARGIN

Gaziosmanpaşa University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Aquaculture

Supervisor : Prof. Dr. Mehmet KARATAŞ : Assoc. Prof. Dr. Murat SAYILI

The aim of this study was to investigate the technical features of rainbow trout farms in Erzincan Province in order to determine technical capacity and problems faced by the owners and provide solutions to the problems. Data were collected from 14 trout farms using survey. Interview was performed by the owner of the farms. As a result;the average number and area covered of ponds and net cages per farm are 27,1 and 1004 m2, respectively. Avarage capacity per farm is 57,8 ton/year. Avarage capacity ratio is 85%. The fish produced in a year is sold at retail (14,5%) and wholesale (85,5%) markets. Farms used investment credit during the establishment stage (14,2%) and operational credit (7,1%). The data suggested that most of the farms are technically incompetence because they are new in the business. In order to increase the technical capacity of the farms, the workers should be trained technically and tools and equipments to be used in fish production should be modernized.

2009, 58 pages

Keywords : Erzincan Province, Rainbow Trout Farms, Structural Properties,

(7)

ÖNSÖZ

Türkiye’de su ürünleri yetiştiriciliğinin ilk uygulandığı andan günümüze kadarki gelişimini izleyebilmek, analizini yapabilmek, sorunlarını ortaya koymak ve çözüm üretmek amacıyla uzun yıllardan bu yana “Yapısal ve Ekonomik Analiz” veya “İşletmelerin Durumu, Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlıkları altında özel sektör ve kamu kuruluşlarının yetiştiricilik ve işletme faaliyetleri incelenmiştir. Ülke genelinde, bölgesel nitelikte veya il bazında yapılan bu çalışmalar hem sektör içerisinde yer alan kişilere hem de karar alıcılara veri teşkil etmektedir.

Erzincan ilinde su ürünleri yetiştiriciliği eski yıllara dayanıyor olsa da son yıllarda büyük artış göstermiştir. İlde daha önce alabalık işletmeleriyle ilgili çalışma yapılmamış olması bu tezin hazırlanmasına dayanak teşkil etmiştir.

Bu tezin konu seçiminden tamamlanmasına kadar her aşamasında bilgi ve görüşleri ile teze ve yüksek lisans öğrenimime yön veren danışman hocalarım Sayın Prof. Dr. Mehmet KARATAŞ ve Sayın Doç. Dr. Murat SAYILI ‘ya teşekkür ederim.

Yüksek lisans öğrenimimi yapmış olduğum Gaziosmanpaşa Üniversitesi Su Ürünleri Bölümü başkanı Sayın Doç. Dr. Şenol AKIN ve bölümün diğer hocalarına, işletmeler hakkında bilgilerini esirgemeyen Erzincan İl Tarım Müdürlüğü’nün konu ile ilgili çalışanlarına, araştırma anketlerinin yapıldığı misafirperver Erzincan alabalık yetiştiriciliği işletmecilerine ayrıca teşekkürü borç bilirim.

Çalışmada manevi desteklerini esirgemeyip her zaman yanımda olan değerli aileme teşekkürlerimi sunarım.

İrfan SARGIN Temmuz 2009

(8)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... i ABSTRACT ... ii ÖNSÖZ ... iii İÇİNDEKİLER ... iv SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ ... vi ÇİZELGELER DİZİNİ ... vii ŞEKİLLER DİZİNİ ... viii 1. GİRİŞ ... 1 1.1.Konunun Önemi ... 1

1.2.Çalışma Amacı ve Kapsamı ... 5

2. LİTERATÜR ÖZETLERİ ... 7

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 10

3.1.Materyal ... 10

3.2.Yöntem ... 10

3.2.1. MateryalinToplanması Aşamasında Uygulanan Yöntemler ... 10

3.2.1.1. Populasyona Ait Verilerin Toplanma Yöntemi ... 10

3.2.1.2. Anket Aşamasında Uygulanan Yöntem ... 11

3.2.2. Materyalin Analizinde Uygulanan Yöntemler ... 11

4. ARAŞTIRMA BÖLGESİNE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER ... 13

4.1.Araştırma Bölgesinin Doğal Yapısı ... 13

4.1.1. Araştırma Bölgesinin Topoğrafik Yapısı ... 13

4.1.2. Araştırma Bölgesinin Meteorolojik Verileri ... 14

4.1.3. Araştırma Bölgesinin İl Arazisinin Dağılımı ... 15

4.2.Araştırma Bölgesinin Su Kaynakları ... 16

4.2.1. Akarsular ... 16

4.2.2. Doğal Göller ... 17

4.2.3. Barajlar ve Göletler ... 17

4.3.Araştırma Bölgesinin Nüfus Yapısı ... 18

4.4.Araştırma Bölgesinin Ulaşım Durumu ... 19

(9)

5. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ... 21

5.1.İşletmelerin Özellikleri ... 21

5.1.1. İşletmelerin Fiziksel Özellikleri ... 21

5.1.2. İşletmelerde İşgücü Durumu ... 23

5.1.3. İşletme Yöneticilerinin Genel Özellikleri ... 24

5.1.4. İşletme Çalışanlarının Genel Özellikleri ... 25

5.1.5. İşletmelerin Fiziksel Unsurları ... 25

5.2.İşletmelerin Su Kullanım Özellikleri ... 26

5.3.İşletmelerdeki Havuzların Özellikleri ... 28

5.4.İşletmelerdeki Yem Kullanım Özellikleri ... 32

5.5.İşletmelerin Üretim Özellikleri ... 35

5.6.İşletmelerin Pazarlama Özellikleri ... 37

6. SONUÇ ve ÖNERİLER ... 41

KAYNAKLAR ... 45

EKLER ... 47

EK1: ANKET FORMU ... 48

EK2: ERZİNCAN İLİNDEKİ ALABALIK İŞLETMELERİ FOTOĞRAFLARI .... 54

ÖZGEÇMİŞ ... 58

(10)

SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ Simgeler Açıklama ° :derece m :metre km :kilometre t :ton m2 :metrekare m3 :metreküp Kısaltmalar Açıklama

TKB :Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı

TÜGEM :Tarımsal Üretim ve Geliştirme Müdürlüğü DSİ :Devlet Su İşleri

AB :Avrupa Birliği EİB :Erkek İşgücü Birimi TUİK :Türkiye İstatistik Kurumu DPT :Devlet Planlama Teşkilatı

(11)

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge Sayfa

Çizelge 1.1. Türkiye 1995-2007 Yılları Su Ürünleri İhracatı, İthalatı, Üretim ve

Tüketimi... 3

Çizelge 1.2. Türkiye’de Alabalık Üretimi Değer ve Fiyat Bilgileri ... 4

Çizelge 3.1. Erkek İşgücü Birimine Çevirmede Kullanılan Katsayılar ... 12

Çizelge 4.1. Erzincan İli Sıcaklık Değerleri ... 15

Çizelge 4.2. Erzincan İli Arazi Dağılımı ... 16

Çizelge 4.3. Erzincan İli Arazi Kullanım Değerleri ... 16

Çizelge 4.4. Erzincan İli Baraj ve Göletleri ... 18

Çizelge 4.5. İlçelere Göre Şehir ve Köyde Yaşayan Nüfus ... 18

Çizelge 4.6. Erzincan İli Nüfus Sayım Sonuçları ... 19

Çizelge 5.1. Erzincan İli Faal Alabalık İşletmeleri ... 22

Çizelge 5.2. İşletmelerde Yaş Gruplarına Göre Nüfus ve Erkek İşgücü Varlığı ... 24

Çizelge 5.3. İşletmelerde Bulunan Bina ve Havuzların Durumları ... 26

Çizelge 5.4. İşletmelerde Kullanılan Su Kaynakları ... 27

Çizelge 5.5. Havuz Cinsi, Sayısı, Kullanılan Malzeme ve Havuzların Özellikleri ... 30

Çizelge 5.6. Havuz Temizliği Yapılma Sıklıkları ... 30

Çizelge 5.7. Hastalıktan Korunmada Kullanılan Önlemler ... 32

Çizelge 5.8. Havuz Temizliğinde Dezenfektan Kullanımı ... 32

Çizelge 5.9. İşletmelerin Yem Satın Aldıkları İller ve Oranları ... 33

Çizelge 5.10. Üretim Sırasında Karşılaşılan Sorunların Çözümünde Başvurulan Yollar ... 37

Çizelge 5.11. İşletmelerin Satış Yaptığı Yerler ... 38

Çizelge 5.12. Pazarlama Aşamasında Karşılaşılan Sorunlar ve Oranları ... 38

Çizelge 5.13. İşletmelerin Örgütlenme İhtiyacı Hissettiği Konular ... 40

(12)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil Sayfa

Şekil 4.1. Erzincan İli Merkez İlçe ve İlçelerin Konumu ... 13

Şekil 5.1. İşletme Tiplerine Göre Dağılım ... 23

Şekil 5.2. İşletme Sahiplerinin Tarımsal Faaliyetleri ... 25

Şekil 5.3. İşletmelerde Kullanılan Su Kaynakları ... 28

Şekil 5.4. İşletmelerin Yem Temininde Karşılaştıkları Sorunlar ... 34

Şekil 5.5. Pazarlama Aşamasında Karşılaşılan Sorunların Dağılımı ... 39

(13)

Dünyada hızla artan nüfus, insan beslemesinde gıda gereksiniminin ve kalitesinin önemini giderek artırmıştır. Karalardan elde edilen gıda üretimine alternatif olarak kalite ve maliyet açısından insanların dikkati su ürünlerine yönelmiştir. Su ürünleri özellikle hayvansal protein açısından önemli bir gıda kaynağıdır. İnsanoğlu ekolojik dengeyi bozmadığı sürece sürdürülebilir bir şekilde kendini yenileyebilir kaynaklardan ürün elde edilmesi mümkündür.

Su ürünlerinin üretimi avlama ve yetiştirme olmak üzere iki yöntemle olmaktadır. Endüstriyel ve evsel atıkların su kaynakları, göl ve denizlerde meydana getirdiği kirlenmeyle birlikte, aşırı avcılık su ürünlerinin avcılık yoluyla üretiminde sınırlayıcı faktör olmaktadır. Bu nedenle kirlenmeyi önleme, stokların daha verimli kullanılması, potansiyel su ürünlerinin devreye sokulması ve yetiştiricilik konularında araştırmalar yoğunlaşmıştır. Dünya denizlerinde avcılık uygulanabilirliği doğal kaynaklarla sınırlıyken, üretim artışında yetiştiricilik ve yetiştiricilikte verim artışı önem kazanmaktadır.

Akuakültür veya Kültür Balıkçılığı; su ürünlerinin insan eliyle çeşitli teknikler kullanılarak, kontrollü bir biçimde üretilip yetiştirilmesi olarak tanımlanır. Başka bir deyişle akuakültür veya akuatik organizmaların yetiştiriciliği, o organizmayla ilgili üreme kontrolü, büyüme kontrolü ve doğal mortalite nedenlerinin ortadan kaldırılması ile ortaya çıkan bir faaliyettir (Beveridge, 1987).

Avcılık ile yetiştiricilik arasındaki en önemli fark avcılık ile elde edilen su ürünlerinin stok, fiyat ve kalitesinin değişik olmasına rağmen yetiştiricilikte standart ürünlerin elde edilebilmesidir. Aynı zamanda işletme şartları altında yetiştirilen balıkların kontrolü de kolay olmaktadır (Hoşsu ve ark., 2005) .

Su ürünleri yetiştiriciliğinin ilk defa M.Ö. 2000'li yıllarda Çin'de başladığı sanılmaktadır. M.Ö. 475'te sazan (Cyprinus carpio) yetiştiriciliği ile ilgili eserlere rastlanılmış, sazanın Asya kıtasından Avrupa'ya yayıldığı, 1960-1970'li yıllarda Danimarka ve diğer ülkelerde alabalık (Salmo trutta) ve somon yetiştiriciliğinin

(14)

gerçekleştiği bilinmektedir. Diğer yandan deniz balıkçılığının M.Ö. 1400'de Endonezya'da, süs balığı yetiştiriciliğinin uzak doğu ülkelerinde başladığından söz edilmektedir. Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye'de su ürünleri yetiştiriciliğinin 1970'li yıllarda ve ilk üretilen balığın Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) olduğuna işaret edilmektedir. Sektörde ilk üretim tesisi, bir özel sektör işletmesi olarak Akyazı'da kurulmuş, bundan sonra kamu işletmeleri olan devlet üretme çiftlikleri devreye girmiştir. Sanayide ilk önemli girişim, Yaşar Holding'in 1985 yılında İzmir-Çeşme'de kurduğu çipura-levrek yavru üretme tesisidir. Daha sonra Karadeniz'de kafeste alabalık ve salmon yetiştiriciliği, 1990'ların ortalarında Akdeniz'de karides yetiştiriciliği başlamıştır. Bu arada, iç sularda sazan ve alabalık yetiştiriciliği hızlı olarak artmıştır (Gülçubuk ve ark., 2002).

Türkiye'de su ürünlerinin üretim alanı 26 milyon ha’ın üzerinde olup, mevcut tarım alanlarına yakın, orman alanlarında daha fazla bir büyüklüğe sahiptir. Son yıllardaki üretim ve tüketim değerlerine bakıldığında bu potansiyelin yeterine değerlendirilemediği görülmektedir. Bununla birlikte, potansiyelinin değerlendirilmesi halinde Türkiye ekonomisinde ve tarımdaki payının giderek artacağı bir gerçektir.

Balık, insanlar için mükemmel bir gıda ve yüksek kalitede protein kaynağıdır. Büyüme çağındaki çocukların, hamile kadınların ve hasta insanların beslenmesinde oldukça önemlidir. Balık eti, kırmızı etlere göre besin değeri açısından daha iyi, hazmı daha kolay ve yağ oranı daha düşüktür. Aynı zamanda kandaki kolesterol seviyesini azaltıcı etkiye sahiptir.

Su ürünleri insan beslenmesine katkısı, istihdam oluşturması, sanayiye hammadde temini ve yüksek ihracat potansiyeli nedeniyle ülke ekonomisi için önemlidir. Artan dünya nüfusu için çok önemli bir gıda kaynağı olan su ürünleri stoklarında değişik nedenlerle görülen azalma, denizler ve iç sulardaki kaynakların değerlendirilmesini gündeme getirmiştir. Bundan dolayı da, su ürünleri yetiştiriciliği günümüzde tarımın diğer tiplerinden daha hızlı bir şekilde büyümektedir.

Su ürünleri içerisinde özellikle balıklar, insan beslenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Kültür çalışmalarıyla birim alanda elde edilen ürün miktarı avcılık yoluyla elde edilenden hayli fazla olmaktadır. Örneğin, Türkiye’nin 1 325 000 ha kapasiteye sahip

(15)

olan iç sularının sadece 1000 ha’ı akuakültür çalışmaları için kullanılmış olsa, yılda 500000 ton su ürünleri üretimi gerçekleştirilmiş olur ki bu rakam mevcut Türkiye üretiminin 10 katıdır (Aras ve ark., 1995).

Günümüzde ucuz protein ve enerji kaynağı gereksinimi her geçen gün artarken balık etinin önemi de buna paralel bir şekilde artmaktadır. Balık eti dünya gıda üretiminde %1’lik bir katkı sağlarken, toplam protein üretiminin %5’ini, toplam hayvansal protein kaynağının da %14’ünü oluşturmaktadır (Hoşsu ve ark., 2005).

Türkiye’de 1995-2007 yılları arasında su ürünleri ihracat, ithalat, üretim ve kişi başına tüketim değerleri Çizelge 1’de verilmiştir. Türkiye 1995 yılında 649 200 ton olan su ürünleri üretimini %19 artırarak 2007 yılında 772 323 tona ulaştırmıştır. İhracatını %299 artırarak 47 214 tona, ithalatını %189 artırarak 58 022 tona ulaştırmıştır. Belirtilen su ürünleri üretim ihracat ve ithalat miktarları avcılık, yetiştiricilik yoluyla elde edilen balık, kabuklular, yumuşakçalar vb. ürünleri kapsamaktadır.

Çizelge 1.1. Türkiye 1995-2007 Yılları Su Ürünleri İhracatı, İthalatı, Üretim ve Tüketimi (Anonim, 2009f) Yıllar Üretim (ton) İhracat (ton) İthalat (ton) İç Tüketim (ton) İşlenen (Balık Unu ve Yağ Fabr.) (ton) Kişi Başına Tüketim (kg) 1995 649 200 14 000 30 639 609 710 51 200 9,9 1996 549 646 12 785 29 648 540 564 17 842 8,7 1997 500 260 18 402 39 829 490 339 21 000 7,7 1998 543 900 11 558 31 417 528 935 30 000 8,1 1999 636 824 15 955 39 552 503 249 150 000 7,6 2000 582 376 14 533 44 230 538 764 71 000 8,0 2001 594 977 18 978 12 971 517 832 62 755 7,5 2002 627 847 26 860 22 532 466 289 156 000 6,7 2003 587 715 29 937 45 606 470 131 120 000 6,6 2004 644 492 32 804 57 694 555 859 105 000 7,8 2005 544 773 37 655 47 676 520 985 30 000 7,2 2006 661 991 41 973 53 563 597 738 60 000 8,2 2007 772 323 47 214 58 022 604 695 170 000 8,6

(16)

Türkiye’de 1996 -2007 yılları arası alabalık üretimi, değer ve fiyat bilgileri Çizelge 1.2’de verilmiştir. 1996 yılında 17 180 ton olan alabalık üretimi %340 artarak 58 433 tona, aynı dönem içerisinde alabalık kg fiyatı 15 kat artarak 0,3 liradan 4,5 liraya ulaşmıştır.

Çizelge 1.2. Türkiye’de Alabalık Üretimi Değer ve Fiyat Bilgileri (Anonim, 2009f)

Yıllar Üretim (ton) Değer (TL) Fiyat (TL)

1996 17 180 5 154 000 0,3 1997 26 500 13 250 000 0,5 1998 32 340 29 106 000 0,9 1999 36 870 40 557 000 1,1 2000 42 572 53 215 000 1,3 2001 36 827 66 288 600 1,8 2002 33 707 84 267 500 2,5 2003 39 674 142 826 400 3,6 2004 43 432 169 384 800 3,9 2005 48 033 196 935 300 4,1 2006 56 026 238 110 500 4,3 2007 58 433 262 948 500 4,5

Son yıllarda Türkiye’de özellikle Karadeniz Bölgesinde su ürünleri yetiştiriciliği konusunda oldukça önemli gelişmeler meydana gelmiş, bu sektörde bir çok yeni işletme faaliyete geçmiştir. 2000’li yıllardan bu yana uygulanan su ürünleri yetiştiriciliği destekleme politikalarında hangi somut gelişmeler olduğu, eski işletmelerin işletme, pazarlama ve yeni kurulan işletmelerin kurulum, işletme ve pazar bulma aşamalarında ne tür zorluklarla karşılaştıklarını ve bunların nasıl çözdüklerine ilişkin tespitler yapılmasını gerektirmektedir.

Ayrıca yine son dönemde işlerlik kazanan yarı entansif üretim olarak ifade edilen açık deniz ağ kafes balıkçılığı ve bunun iç sularda uygulaması olan göl, baraj gölü ve göletlerindeki uygulama sahalarının tespiti ve analizi de su ürünleri sektörüne yön verecek bilgileri elde etmede faydalı olacaktır.

İşletmelerin daha verimli hale getirilebilmesi ve destekleyici politikalara yön verebilmek için mevcut durumun ortaya konması gerekmektedir. Bu amaçla birçok araştırma yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmesi gerekmektedir. Üretimi ve üretici sayısını artırma, sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği ilkelerini ortaya koyma ve

(17)

hedefte Türkiye’nin su ürünleri üretimini miktar, kalite ve katma değer açısından artırmayı sağlayacaktır. Sektörün büyümesi doğrudan gelir seviyesi artmasına, işsizliğin azalmasına, ülkenin kullanılamayan doğal kaynaklarının değerlendirilmesine, daha ucuz ve kaliteli gıda ile daha sağlıklı toplum hedefine ulaşmayı sağlayacaktır.

1.2. Çalışma Amacı ve Kapsamı

Bu çalışmanın amacı; Erzincan ilindeki alabalık üretim tesislerinin genel yapılanma şekli, bina varlıkları, su kaynaklarının kullanımı, yetiştiricilik düzeyi, üretim performansı ve pazarlaması konularının analizidir.

Bu amaçla işletmelerin sosyo-ekonomik özellikleri olan, işletme işgücü durumu, işletme yöneticilerinin profilini ortaya koymak, işletmenin kurulduğu arazi ve işletme fiziksel unsurlarının tespitini yapmak, balık yetiştiricilik kaynaklarının kullanımının tespitini yapmak, üretim ve pazarlama performanslarını oluşturmak ve işletmecilerin karşılaştıkları sorunları belirlemek, bu sorunların kaynaklarına ve çözümlerine ilişkin fikir yürütmektir.

Çalışmayı oluşturan başlıklar şunlardır;

 “Giriş” başlığında araştırmaya konu olan alabalık yetiştiriciliğinin önemi ile araştırmanın amacı ve kapsamı yer almıştır.

 “Literatür Özetleri” başlığında araştırma konusu ile ilgili daha önceki dönemlerde gerek Erzincan ve gerekse diğer yörelerde alabalık işletmeciliği yapısal ve ekonomik analizlerinin yapıldığı çalışmalar yer almıştır.

 “Materyal ve Yöntem” başlığında, araştırmanın yapılırken kullanılan materyal ve yöntemlerin ayrıntılı olarak açıklaması yer almıştır.

 “Araştırma Bölgesine İlişkin Genel Bilgiler” başlığı altında, araştırmanın yapıldığı bölgenin doğal yapısına, mevcut su kaynaklarına, nüfus yapısına ve ulaşım durumuna ait bilgiler yer almıştır.

(18)

 “Araştırma Bulguları ve Tartışma” başlığı altında araştırma bölgesindeki alabalık işletmelerinin fiziksel yapı mevcutları, işletme karakteristikleri, üretim ve satış bilgileri ve tespit edilen sorunları yer almıştır.

 “Sonuç ve Öneriler” başlığı altında araştırmanın genel değerlendirmesi yapılmış elde edilen veriler ışığında önerilerde bulunulmaya çalışılmıştır.

(19)

2. LİTERATÜR ÖZETLERİ

Çetin ve Bilgüven (1991), Güney Marmara Bölgesi'ndeki araştırmasında Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Balıkesir illerine ait veriler değerlendirilmiştir. İncelenen işletmelerde en büyük sermaye grubunu balık sermayesinin (%27,6) meydana getirdiği, birim su alanına (100m2) en fazla gayri safi hasılanın ve birim alandan en fazla karın Sakarya'da elde edildiği tespit edilmiştir. İşletmelerde işgücü verimliliği iller ortalamasında 8,25 kg/saat olarak bulunmuş, en yüksek verimlilik değeri ise 10,13 kg/saatlik miktarıyla Sakarya ilinde gerçekleştiği belirlenmiştir.

Sayılı ve ark. (1999) Tokat İlinde yapmış olduğu araştırmada, 11 adet işletme ile tam sayım yöntemini kullanarak anket yapılmış ve değerler toplanmıştır. İncelenen işletmelerde aktif sermaye içerisindeki en büyük payı balık sermayesinin (%31,7) oluşturduğu tespit edilmiştir. İncelenen işletmelerde işletme masrafları içersinde en büyük payı %32,7 ile yem giderlerinin aldığı ve rantabilitenin %37,89 olduğu tespit edilmiştir.

Çöpten (2000), İzmir İlinde yapmış olduğu araştırmada su ürünleri işletmelerini incelemiştir. Büyük ölçüde çipura ve levrek yetiştiriciliği yapan işletmelerin teknik ve yapısal analizlerine olanak verecek veriler, bir survey çalışması ile elde edilmiş ve analizi yapılmış ve yorumlanmıştır. Ayrıca işletmelerin verimliliğine etki eden koşullar belirlenmiş, sorunları tespit etmeye çalışılmış ve çözüm önerileri getirilmiştir. Çalışmada, İzmir ilindeki tüm su ürünleri işletmeci ve yöneticileri ile ilgili anket çalışması yapılmıştır. Anket çalışması yapılan 46 işletmenin 3'ü iç su ürünleri üreten işletme, 4'ü ağ kafes ve kuluçkahane, 5'i kuluçkahane, 34’ü ağ kafes işletmesi olduğu belirlenmiştir. Üretim ile ilgili sorunların başında, yem ve yavru balık giderlerinin maliyetinin yüksekliği ile fiyat dalgalanmalarından küçük üreticilerin doğrudan etkilenmesinin geldiği belirtilmiştir. Etkin bir örgütlenme ve su ürünleri politikasının oluşturulmasının sorunların genelde çözümüne yardımcı olacağı kanısına varılmıştır.

Rad ve Köksal (2000) Türkiye genelindeki araştırmasında, işletme başına ortalama havuz hacmini 1 754 m3, ortalama kapasite kullanım oranını %94, işletme başına düşen ortalama damızlık sayısını 573 adet, damızlıkların yumurta verimini ise 2160 adet / damızlık olarak tespit etmiştir.

(20)

Üstündağ ve ark. (2000) çalışmalarında, Karadeniz Bölgesinde bulunan Artvin-Düzce arasında yer alan 17 ilde ve kısmen bu bölgede yer alan altı ilin (Çorum, Çankırı, Erzincan, Erzurum, Sivas ve Sakarya illeri) Karadeniz Bölgesinde kalan ilçelerinde 1998- 1999 yılları arasında faaliyet gösteren işletmeleri balık türü ayrımı yapılmaksızın incelemişlerdir. Araştırma sonunda bölgede özellikle 1990 yılından sonra işletmelerin sayı ve kapasitelerinde önemli artışlar olduğu görülmüş, işletmelerin %88’inin çalışır durumda olduğu, %95’inin tatlı su kaynakları üzerinde kurulu olduğu, %94’ünün sadece Gökkuşağı Alabalığı ürettiği, %92’sinin yılda 30 ton/yıl ve altında kapasiteye sahip olduğu, %79’unun da şahıs işletmesi olduğunu tespit etmiştir.

Özgür (2001), Elazığ ili ve Erzincan Kemaliye İlçesindeki alabalık işletmelerine ilişkin çalışmasında 5 adet üretim tesisini incelemiştir. Araştırma sonucunda; işletmelerin genelinde teknik eleman bulunmadığı, buna bağlı olarak havuzların ve sabit yatırımların teknik açıdan yetiştiriciliğe uygun olmadığı ve ayrıca stoklama, yemleme vs. gibi teknik uygulamalara riayet edilmemesi nedeniyle birim alandan alınması gereken verimin alınamadığını tespit etmiştir. İşletmelerin yavru balık üretimi yapmadığı, yavru balık ihtiyaçlarını dışarıdan karşıladığı ve bunun da işletmeye mali yük getirdiğini görmüştür. İşletmelerin en büyük sorunlarından bir tanesinin de balık yeminin kendilerine pahalıya mal olması olarak tespit etmiştir. İşletmelerin balık pazarlama işlerini, çok sınırlı pazarlama usulleriyle yapmalarına rağmen balıklarını pazarlamada sıkıntı çekmediklerini görmüştür.

Kocaman ve ark. (2002) Erzurum ilini kapsayan araştırmasında, işletmelerin kullandıkları su kaynağını %42,9’u akarsu, %33,3’ü yer altı suyu, %23,8’i hem akarsu hem yer altı suyu olduğunu, işletme havuzlarının %79 beton, %21’i toprak, taş-betondan olduğunu, işletmelerin %42,9’u damızlık balık beslemekte, %57,1 oranında işletmenin yavru balık satın aldığını tespit etmiştir.

Şıktar (2002) yapmış olduğu çalışmada, Türkiye su ürünleri üretimi ile AB ülkeleri arasında 5., Akdeniz ülkeleri arasında 3., Ortadoğu ülkeleri arasında ise başlarda yer aldığı, AB ülkelerinin Türkiye'den su ürünleri ithalatının her yıl artış gösterdiği, üretimde ise yavaşlamalar ve taleplerinde de artışların olduğu saptanmıştır. Su ürünleri üretiminin, işleme ve pazarlamanın entegrasyondan yoksunluğu, avcılık ve kültür üretimi yapanların yeterli bilgi düzeyine sahip olamaması, su ürünleri stoklarına ilişkin

(21)

bilimsel çalışmaların son derece yetersiz olması, aşırı avcılık, uluslar arası standardizasyonun ve kalitenin sağlanamaması, soğutma, dondurma, konserve gibi tesislerde gerekli hijyenik ve teknik şartlara uyulmaması Türkiye su ürünleri üretiminde karşılaşılan en önemli sorunlar olarak belirlenmiştir.

Yıldız ve Şener (2003) Karadeniz Bölgesi genelinde yapmış olduğu çalışmada, işletmelerinin %69,8’inin kombine ve %29,8’i ise büyütme işletmesi olduğunu, işletmelerin ortalama proje kapasitesinin 29,2 ton/yıl, fiili kapasitenin 32 ton/yıl ve kapasite kullanım oranını %114,5 olarak bulmuştur. İşletmelerin ortalama damızlık balık sayısını 404 adet ve yumurta verimini ise 2 194,7 olarak tespit etmiştir.

Adıgüzel ve Akay (2005) Tokat ilinde yapmış olduğu çalışmada, incelediği işletmelerin %68,4’ü şahıs, %21,6’sı adi ortaklık, %5,3’ü limited şirket, %5,3’ü kamu kuruluşu olduğunu, işletme başına ortalama 3,04 EİB düştüğünü, işletme yöneticilerinin %36,8’i ilkokul, %31,8’i ortaokul, %5,3’ü lise ve %26,3’ü yüksekokul düzeyinde tahsilli olduğunu tespit etmişlerdir

Emre ve ark. (2007) Akdeniz Bölgesini kapsayan çalışmalarında, işletme başına ortalama kapasiteyi 15,7 ton/yıl tespit etmiştir. İşletmelerin %89,7’sinin projeli olduğunu, %88,4’ünün işletme binasına %37,4’ünün restorana, %92,9’unun yem deposuna, %10,4’ünün taşıma aracına sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Karataş ve ark. (2008) Sivas ilinde yapmış olduğu çalışmada, işletme başına aktif sermaye içinde en büyük paya bina ve havuz sermayesinin %35,6 oranında yer aldığını, işletme masrafları içerisinde en büyük payın %51,2 oranında yem masrafları olduğunu tespit etmişlerdir.

(22)

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal

Araştırmada kullanılan verilerin esasını, Erzincan ilinde alabalık yetiştiriciliği yapan işletmelerle yapılan yüzyüze anket çalışması oluşturmuş, ayrıca Erzincan İl Tarım Müdürlüğü kayıtları, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) verileri ve daha önce yapılmış olan akademik çalışmalardan elde edilen veriler ikinci materyali oluşturmuştur.

3.2. Yöntem

Araştırma yürütülürken iki ayrı aşamada yöntemler uygulanmıştır. Bunlar materyalin toplanması yöntemi ve materyalin analizi sırasında uygulanan yöntemlerdir.

3.2.1. Materyalin Toplanması Aşamasında Uygulanan Yöntemler 3.2.1.1. Populasyona Ait Verilerin Toplanma Yöntemi

Bir populasyon üzerinde yürütülen araştırmada populasyona ait veriler iki yöntemle toplanır. Bunlardan birincisi tamsayı, diğeri ise örneklemedir. Populasyonu oluşturan birimlerin tek tek incelenerek onlardan ölçme, tartma, gözlem veya soruşturma yoluyla bilgi alınmasına tam sayım adı verilmektedir (Güneş ve Arıkan, 1988).

Tarım ekonomisi ile ilgili çalışmalarda eğer populasyon küçük, istenilen bilgilere ulaşmak kolay ve ucuz ise tam sayım yapılmalıdır. Tam sayım sonucu elde edilen bilgiler daha doğru sonuçları yansıtır. Örnekleme sonucu elde edilen veriler ise populasyon parametrelerinin sadece tahminidir. Bu nedenle populasyondaki birim sayısı az ise tam sayım tercih edilmelidir (Çiçek ve Erkan, 1996).

Araştırma bölgesi olan Erzincan ilinde Tarımsal Üretimi Geliştirme Müdürlüğü’ne (TÜGEM) kayıtlı 18 işletme bilgilerine ulaşılmış, bu işletmelerle tam sayım yöntemiyle anket çalışması yapmak istenmiş ancak değişik nedenlerle (faal olmama, üretim yapmama, anket yapmak istememe) sadece 14 adet faal işletme ile yüz yüze görüşme yoluyla anket uygulaması yapılmıştır. İl Tarım Müdürlüğü yetkilileri ve yapılan anket sırasındaki sektördeki işletmelerden kayıt dışı çalışan alabalık işletmesi olmadığı öğrenilmiştir.

(23)

3.2.1.2. Anket Aşamasında Uygulanan Yöntem

Anket, gözlem, deney ve kaynak taraması veri toplama teknikleridir. Araştırmada ilgili verilere anket yöntemiyle ulaşılmıştır. Araştırma ile ilgili bilgilere önceden hazırlanmış sorularla değişik şekilde elde edilme biçimi anket yöntemi olarak tanımlanmaktadır. Belli başlı anket yöntemleri; muhasebe kayıtlarından yararlanma, direk mülakat ve posta anketi olarak tanımlanabilir (Çakır, 1971).

3.2.2. Materyalin Analizinde Uygulanan Yöntemler

İşletmelerin sosyo-ekonomik özelliklerinin incelenmesine, işletme kuruluş özellikleri (kuruluş

adı, yeri, şekli, mülkiyet durumu) ve işletmeci ile ilgili genel bilgiler (nüfus, eğitim durumu ve işgücü durumu vs. ), yetiştiricilikte kullanılan arazi, bina, su kaynağı, havuz

varlıkları, yem, yemleme ve yem temini, üretim ve pazarlamaya ilişkin özellikler ile ilgili

veriler elde edilmiştir.

İşletmelerde nüfus durumu belirlenirken işletmeci ve ailesi ile birlikteki mevcut insan sayısı ele alınarak bunların dağılımı ortaya konulmuştur. İşletme başına düşen nüfus miktarı belirlenmiştir. Aile işgücünün işletmede çalışma durumları gün olarak ortaya konularak, Erkek İşgücü Birimi (EİB) cinsinden işletme başına düşen aile işgücü tespit edilmiştir.

Aile işgücü potansiyelinin belirlenmesinde EİB esas alınmıştır. Erkek İşgücü Birimi ergin (15-49 yaş arası) bir erkek işçinin günde ortalama 10 saat çalışması ile ortaya koyduğu iş gücüdür (Açıl ve Demirci, 1984).

İşletmelerde 7-65 yaş arası nüfusun fiilen çalışabilir nüfus olduğu ve bölgede çalışılabilir gün sayısının 300 gün olduğu kabul edilmiştir. Böylece incelenen işletmelerde aile işgücü potansiyeli belirlenirken çalışabilir nüfustan devamlı hastalık, askerlik ve eğitim nedeniyle çalışamayan nüfus çıkartılmış ve fiilen çalışan nüfus, cinsiyeti ve yaşı dikkate alan işgücü emsalleri ile değerlendirilerek EİB’ne çevrilmiştir. EİB'nin hesaplanmasında kullanılan katsayılar Çizelge 3.1’de verilmiştir.

(24)

Çizelge 3.1. Erkek İşgücü Birimine Çevirmede Kullanılan Katsayılar (Aras, 1998) Yaş Katsayılar

Grupları Erkek Kadın

0-6 — —

7-14 0,50 0,50

15-49 1,00 0,75

50-64 0,75 0,50

65-+ — —

İşletmecinin işletme dışında yaptığı işler sorulmuştur. Böylelikle işletme gelirlerinin ne kadarını bu faaliyetten sağlandığı sonucuna varılabilmiştir.

İşletmecilerin eğitim durumları mezun oldukları okul düzeyleri ilköğretim, lise ve yüksekokul olarak incelenmiştir.

İşletmede daimi ve geçici olarak çalışan işgücü durumu, cinsiyet, yaş, çalıştığı gün, işletmede yaptığı iş özellikleri incelenip ortaya konulmuştur.

İşletmelerde su kullanım durumları; su kaynağı, su kaynağının uzaklığı, havuzlara taşınmasının nasıl yapıldığı, suyun havuzlarda birden fazla kullanım durumu, suların yağışlardan nasıl etkilendiği konuları incelenmiştir.

İşletmelerde havuz kullanım durumları, havuzun cinsi, özelliği, sayısı, alanı vs. bakımından incelenmiştir. İşletmelerin yem kullanımı ve temini, yemin cinsi, kalitesi, nereden ve nasıl temin edildiği durumlar bakımından incelenmiştir. Ayrıca incelenen işletmelerin üretim durumu, sahip oldukları damızlık, sağım ile ürettiği yumurta, satın aldıkları yavru ya da büyük balık miktarları, üretim dönemine ilişkin üretim ve satış miktarları ile fiyatları, kredi kullanım durumları yönlerinden incelenmiştir.

(25)

4. ARAŞTIRMA BÖLGESİNE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER 4.1. Araştırma Bölgesinin Doğal Yapısı

4.1.1. Araştırma Bölgesinin Topoğrafik Yapısı

Erzincan ili, Doğu Anadolu Bölgesinin Kuzey Batı bölümünde Yukarı Fırat havzasında 39° 02'- 40° 05' kuzey enlemleri ile 38° 16'- 40° 45' Doğu boylamları arasında yer almaktadır. İlin doğusunda Erzurum, batısında Sivas, güneyinde Tunceli, güneydoğusunda Bingöl, güneybatısında Elazığ ve Malatya, kuzeyinde Gümüşhane, Bayburt ve kuzeybatısında Giresun illeri ile çevrilidir. Yüzölçümü 11 903 km2 olup il merkezinin denizden yüksekliği 1185 m’dir (Anonim, 2009c).

Erzincan'ın ilçeleri; Çayırlı, İliç, Kemah, Kemaliye, Otlukbeli, Refahiye, Tercan ve Üzümlü'dür (Şekil 4.1) (Anonim, 2009c).

(26)

Erzincan ili genellikle dağlar ve platolarla kaplıdır. Dağlar çeşitli yönlerde, belli bir sıra içerisinde uzanır. Güneybatıdan Munzur, Kuzeybatıdan Refahiye Dağları il sınırlarına girer. Doğudan Erzurum'dan gelerek, batıya doğru uzanan Karasu ırmağı ve Kop dağları, il alanını derinlemesine, aralarında geniş düzlükler bırakacak şekilde böler. Dağlar il topraklarının yaklaşık %60'ını kaplar. Esence (Keşiş) dağları, ilin en yüksek noktasını (3549 m) oluşturmaktadır. Köhnem dağı 3045 m, Sipikör dağı 3010 m, Mayram dağı 2669 m, Kop dağı 2963 m, Mülpet dağı 3065 m, Munzur dağları 3449 m, Kazankaya dağı 2531 m, Ergan dağı 3256 m, Dumanlı dağları 2618 m ve Coşan dağı 2976 m’dir.

Erzincan ilinde ovalar, doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan dağ sıraları arasındaki çöküntü alanlarında yer alır. Ovalar birbirine boğazlarla bağlanmıştır. Erzincan ovası, doğu-batı yönünde uzanır. Denizden yüksekliği 1218 m olan ovanın uzunluğu 40 km, toplam alanı ise 500 km2’dir. Kuzeyinde, doğu-batı yönünde uzanan bir fay hattı vardır. Kalın bir alüvyon tabakasıyla kaplı olan ovada, sulu tarım yapılmaktadır. Orta verimlilikte olup, buğday, şekerpancarı ve fasülye yetiştirilmektedir.

Fırat vadisinin iki yanında Sansa boğazına kadar olan alandaki çok sayıda düzlükler, Tercan ovalarını oluşturur. En genişi 180 km2’lik, Çadırkaya (Pekeriç) ovasıdır. Denizden yüksekliği 1450-1500 m olan bu ova kalın bir alüvyon tabakası ile örtülmüştür.

İI toplam alanının %5’ini yaylalar kaplamaktadır. Güneyde Munzur dağlarının uzantıları üzerinde, özellikle Koşan dağı yöresindeki yaylalar, seyrek ve kısa otlarla kaplıdır. Yer yer meşeliklere rastlanmaktadır. Daha doğuda, Erzurum- Erzincan-Bingöl sınırında bulunan Cemal dağlarının, Erzincan'da kalan uzantıları üzerinde, verimli yaylalar bulunmaktadır. Önemlileri arasında Çimen, Melan, ve Sarıçiçek yaylaları zengin bitki örtüsüne sahiptir (Anonim, 2009c).

4.1.2. Araştırma Bölgesinin Meteorolojik Verileri

Erzincan karasal iklim özelliklerine sahiptir. Aylık sıcaklık ortalamalarına ait veriler Çizelge 4.1’de verilmiştir. Yıllık sıcaklık ortalaması 10,8 °C’dir. En yüksek sıcaklık

(27)

ortalaması 24 °C temmuz ve ağustos aylarında gerçekleşmektedir. En soğuk sıcaklık ise ortalama -2,7 °C ile ocak ayında yaşanmaktadır.

Çizelge 4.1. Erzincan İli Sıcaklık Değerleri (Anonim, 2009a) Aylar O Ş M N M H T A El E K A Ort. Sıcaklık (°C) -2,7 -1,2 4,1 10,9 15,4 19,8 24,0 23,7 18,8 11,9 5,1 -0,1 Ort. En Yüksek Sıcaklık (°C) 1,9 3,8 9,7 16,8 21,9 26,7 31,5 31,6 27,4 19,7 11,3 4,3 Ort. En Düşük Sıcaklık (°C) -6,5 -5,3 -0,7 5,2 8,8 12,3 15,7 15,2 10,6 5,8 0,5 -3,6

4.1.3. Araştırma Bölgesinin İl Arazisinin Dağılımı

Erzincan ili Doğu Anadolu Bölgesi içersinde genelde karasal iklim özelliği göstermekle beraber, arazinin %59,6’sı dağ, %26,4’ü plato, %5,4’ü yayla, %8,6’sı ovalarıyla birbirinden farklı iklim karakterlerine sahiptir. Erzincan ovası, jeomorfolojik yapısıyla, Doğu Anadolu Bölgesi içerisinde polikültürün yapıldığı bir karakter göstermektedir. Genellikle ilin bahçe bitkileri tarımının yapıldığı yer merkez ovadır. Ovanın taban yüksekliği ortalama 1200 m civarındadır. Kuzeyinde Ahi, Spikor, Keşiş; güneyinde Munzur ve Mercan dağlarıyla çevrilmiştir. Ancak Fırat vadisiyle Tercan ovasına, kuzeybatısındaki Çardaklı Boğazı ile Refahiye ilçesine açık bulunmaktadır. Ovada meyvecilik yapılan arazi genellikle yamaç ve teras arazileri olup, ovanın kuzey ve güneyinde uzanan dağ eteklerinde olmaktadır (Anonim, 2009d).

Erzincan ili toplam arazisinin (1 190 300 ha) %17,3’ünü tarım alanları, %38,2’sini çayır ve mera alanı, %36’sını tarım dışı arazi, %8,5’ini ormanlık ve fidanlık arazisi oluşturmaktadır (Çizelge 4.2).

İl toplam tarım arazisi 2002 yılı verilerine göre 202 704 ha’dır. Ekilen tarla arazisi 122 978 ha, nadasa bırakılan alan 44 376,5 ha ve tarıma elverişli olup kullanılmayan alan ise 28 688,5 ha’dır. Bağcılıkta 854 ha, Meyve üretiminde 2650,7 ha, ve sebze üretiminde ise 3155,5 ha’lık alan kullanılmaktadır (Anonim, 2009d).

(28)

Çizelge 4.2. Erzincan İli Arazi Dağılımı (Anonim, 2009d)

Arazi Kullanım Şekli Miktar (ha) Oran (%)

Tarım Alanı 202 704 17,0

Çayır ve Mera Alanı 452 562 38,0

Ormanlık ve Fidanlık 106 534 9,0

Tarım Dışı Arazi 428 500 36,0

Toplam 1 190 300 100

İl ve ilçelere ait arazi kullanımına ilişkin değerler Çizelge 4.3’de verilmiştir. İliç, Kemaliye ve Otlukbeli ilçelerinde tarım alanları engebeli arazi ve yüksek rakımlı dağların bulunması nedeniyle tarıma elverişli arazi azdır.

Çizelge 4.3. Erzincan İli Arazi Kullanım Değerleri (Anonim, 2009d) İlçeler Toplam Tarım Alanı(ha) Ekilen Alan (ha) Nadasa Bırakılan Alan (ha) Bağlık Alan (ha) Senzelik Alan (ha) Meyvelik Alan (ha) Merkez 46 776 38 740,0 2 500,0 210 2 258,0 1 449,5 Çayırlı 21 111 15 402,5 4 300,0 0 58,6 72,4 İliç 5 920 3 289,0 2 376,5 2 31,0 21,0 Kemah 24 524 4 678,0 5 000,0 37 131,0 377,0 Kemaliye 4 372 1 077,8 1 200,0 75 103,0 57,5 Otlukbeli 7 076 1 782,5 3 000,0 0 5,0 4,5 Refahiye 36 211 24 045,0 10 000,0 0 49,1 188,0 Tercan 40 508 25 565,0 12 000,0 0 37,8 0,8 Üzümlü 16 206 8 400,0 4 000,0 530 482,0 480,0 İl Toplamı 202 704 122 978,8 44 376,5 854 3 155,5 2 650,7

4.2. Araştırma Bölgesinin Su Kaynakları 4.2.1. Akarsular

İlin en büyük ve en önemli akarsuyu Fırat ırmağıdır. Fırat 43,80 m3/sn ile 1320 m3/sn arasında değişen debisi ile sulama, enerji ve su sporları amaçlarıyla kullanılmaktadır. Tercan ovalarında Fırat’a, kuzeybatıda Keşiş dağlarından çıkan, Çayırlık dere ile güneydoğuda Tuzla suyu katılır. Tercan ovasında suların birleştiği yerden itibaren Fırat’ın en büyük kolu Karasu adını almaktadır. Erzincan ovasında Fırat ırmağı, iki yandan Mercan, Kom, Cimin, Pahnik ve Sürperen suları ile Çardaklı deresini alır.

(29)

Irmak, Erzincan ovasından sonra, Bağıştaş'a kadar derin bir yatak içerisinde akar. Fırat, Kemaliye ilçesinde Kadıgölü suyu ile Miran suyunu aldıktan sonra, ilçenin güneydoğusunda Başpınar yakınlarında Keban barajı ile Elazığ il sınırına girer. Refahiye ilçesinden çıkan suların dışındaki tüm suları bünyesinde toplar. Refahiye ilçesinin suları Çukurdere aracılığı ile Kelkit çayına dökülür. Bölgedeki bütün akarsular kısa boylu sel karakteri taşıyan dere ve çaylardır. İlde 38 adet dere ve çay karakterinde su kaynağı mevcuttur. Bu kaynakların debileri 10-14100 lt/sn arası değerlere sahiptir. (Anonim, 2009c).

İlkbahar mevsiminde eriyen kar suları ve yağan yağmurlarla kabarır, zaman zaman taşkınlara neden olmaktadır. Devlet Su İşleri (DSİ) bölgede taşkın, sel ve rusubat amaçlı 97 adet tesis yapmıştır. Bu tesislerin 33 tanesi merkez ilçede, 16 tanesi Refahiye ilçesinde, 14 tanesi Çayırlı ilçesinde, 11 tanesi Tercan ilçesinde, 8 tane Kemah ilçesinde ve 5’er tane İliç, Otlukbeli ve Üzümlü ilçelerinde yer almaktadır (Anonim, 2009b).

4.2.2. Doğal Göller

İI sınırları içerisinde coğrafi önemi olan göl yoktur. Çayırlı ilçesinde Yedi göller ve Aygır gölü, Otlukbeli'de Otlukbeli gölü, Kemaliye'de Kadıgölü gibi küçük göller bulunmaktadır (Anonim, 2009c).

4.2.3. Barajlar ve Göletler

İl sınırları içerisinde bulunan çay ve dereler üzerinde yer alan baraj ve göletlere ilişkin bilgiler Çizelge 4.4’de verilmiştir. Merkez ilçede bulunan Göyne Barajı ve Tercan ilçesinde bulunan Tercan Baraj Gölü toplamda 9,38 km2’lik yüzey alanına sahiptir.

(30)

Çizelge 4.4. Erzincan İli Baraj ve Göletleri (Anonim, 2009b) Barajın

Adı

Barajın Yeri Akarsuyu Amacı Yükseklik Göl Alanı Tercan

Erzincan-Tercan

Tuzla Çayı Sulama+ Enerji

57 m 8,9 km2 Göyne Erzincan Çardaklı

Deresi

Sulama 76,20 m 0,48 km2 Girlevik I Erzincan Kalecik

Deresi

Enerji --- ---

Girlevik II Erzincan Mercan

Deresi Enerji --- ---

Çağlayan

Erzincan-Çağlayan Mercan Enerji --- ---

4.3. Araştırma Bölgesinin Nüfus Yapısı

Erzincan ili nüfusu Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından yayınlanan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre 210645 kişidir. İlçelere göre şehir ve köyde yaşayan nüfus Çizelge 4.5’de gösterilmiştir. İl nüfusunun 113 231 adedi il ve ilçe merkezlerinde, 97 414 adedi ise köylerde yaşamaktadır. Buna göre il nüfusunun %53,8’i il ve ilçe merkezlerinde, % 46,2’si köylerde yaşamaktadır. Nüfusu onbinin üzerinde olan tek yerleşim yeri il merkezidir (Anonim, 2009g).

Çizelge 4.5. İlçelere Göre Şehir ve Köyde Yaşayan Nüfus (Anonim, 2009g)

İlçeler Merkez Nüfusu (kişi) Köyler Nüfusu (kişi) Toplam (kişi)

Çayırlı 3 290 7 150 10 440 Merkez 86 051 49 460 135 511 İliç 2 550 3 797 6 347 Kemah 2 218 4 733 6 951 Kemaliye 2 036 3 451 5 487 Refahiye 3 649 7 402 11 051 Tercan 5 289 13 357 18 646 Üzümlü 6 465 7 002 13 467 Otlukbeli 1 683 1 062 2 745 Toplam 113 231 97 414 210 645

(31)

İI nüfusunun yıllar itibariyle gelişimi Çizelge 4.6’da gösterilmiştir. İlde zaman zaman meydana gelen deprem felaketi ve özellikle kırsal alanda geçim imkanlarının sınırlı oluşu başta 3 büyük kent olmak üzere Mersin, Antalya, Aydın illerine göçü hızlandırmaktadır. Nitekim TUİK verilerine göre 1980-1985 yılları arasında ise 31 211 kişi, 1985-1990 yılları arasında 49 820 kişi diğer illere göç etmiş bulunmaktadır (Anonim, 2009g).

Çizelge 4.6. Erzincan İli Nüfus Sayım Sonuçları (Anonim, 2009g)

Sayım Yılı Toplam Nüfus (kişi) Şehir Nüfusu (kişi) Köyler Nüfusu (kişi)

1970 276 122 78 295 197 927 1975 283 683 85 184 198 499 1980 282 022 95 208 186 794 1985 299 985 112 307 187 678 1990 299 251 144 144 155 107 2000 316 841 172 206 144 635 2008 210 645 113 231 97 414

4.4. Araştırma Bölgesinin Ulaşım Durumu

Erzincan Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeybatı bölümünde Yukarı Fırat havzasında, doğuda Erzurum, batıda Sivas, güneyde Tunceli, güneydoğuda Bingöl, güneybatıda Elazığ, Malatya, kuzeyde Gümüşhane, Bayburt ve kuzeybatıda Giresun illeri ile çevrilidir.

İlde 274 km devlet yolu, 537 km il yolu olmak üzere toplam 811 km yol ağı bulunmaktadır. Devlet ve il yollarının 195,2 km’si bölünmüş yol, yine bu yolların 16 km’si bitümlü sıcak karışım kaplamalı, 681 km’si sathi kaplamalı, 96 km’si stabilize, 18 km’si diğer yollardır.

Köyde yaşayan nüfusun büyük bölümüne (%63,9) ulaşım hizmeti asfalt kaplamalı yol olarak götürülmüştür. Asfalt kaplamalı yol oranının %13,5 olması ve bu köylerin genellikle ovada veya az engebeli bölgelerde yer alması, nüfusun bu yerleşim yerlerinde yoğunlaşması daha düşük yol şebekesinden faydalanılmaktadır.

(32)

İlin kırsalındaki ulaşımın uzun mesafeli ve yüksek maliyetli oluşu, kırsaldaki köylünün gelir düzeyinin düşük olması, ulaşım hizmetlerinde ekonomik erişebilirliği ve hareketlilik talepleri düşük seviyede kalmaktadır. Asfalt kaplamalı 1. derece öncelikli köy yollarının %41’i Merkez ilçede yer almaktadır. Diğer 8 ilçedeki köylerin asfalt kaplamalı yol oranları çok düşük seviyede kalmaktadır.

Demiryollarında yolcu ulaşımı Kars-Haydarpaşa bağlantılı Doğu Ekspresi ile sağlanmaktadır. Erzincan ili yük taşımaları mevcut yük durumuna göre 6 adet yük treni ile yapılmaktadır. İl hudutlarında Erzincan-Erzurum arasında, Tanyeri, Demirkapı, Mercan, Çadırkaya ve Erbaş; Erzincan,-Divriği arasında ise Alp, Kemah, Eriç, İliç, Bağıştaş ve Çaltı istasyonları yanısıra merkezi Kemah ve Mercan’da bulunan yol kısım şefliklerince hizmet verilmektedir. Erzurum Ekspresi; Kars-Ankara bağlantılı gidiş ve Ankara-Kars bağlantılı dönüş olarak hizmet vermektedir.

Erzincan havaalanı sivil ve askeri hava trafiğine hizmet vermek üzere 1988 yılında açılmıştır. Beton kaplamalı olan pist boyutu 3000x45 m. Apron boyutu 120x75 m.dir. Havaalanı ile şehir merkezi arasında 9 km’lik ulaşım taksi ve dolmuş taksilerle sağlanmaktadır (Anonim, 2009c).

(33)

5. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA 5.1. İşletmelerin Özellikleri

5.1.1. İşletmelerin Fiziksel Özellikleri

İşletmelerin bulunduğu yer, yetiştiricilik şekli, üretim kapasitesi ve yetiştiricilik yaptığı türe ait bilgiler Çizelge 5.1’de verilmiştir. İşletmelerden 4 adedi baraj ve set göllerinde (Keban Baraj Gölü, Tercan Baraj Gölü, Çayırlı Set Gölü) ağ kafes yetiştiriciliği, 10 adedi ise değişik su kaynaklarında karada alabalık yetiştiriciliği yapmaktadır. Anket yapılan alabalık işletmelerine ait görüntüler Ek 2’de verilmiştir.

İşletmelerin yerleşimi alabalık yetiştiriciliğinde en önemli olan kaliteli su faktörüne bağlıdır. İşletmeler yer seçiminde su kaynağına yakınlık, yerleşim birimlerine yakınlık gibi faktörler ve arazinin uygunluğu şartlarına bakmaktadırlar. İşletmelerin %64,3’ü entansif üretim yaparken, %35,7’si baraj göllerinde yarı entansif üretim yapmaktadır. İşletmelerin %23’ü beldelerde, %23’ü köylerde ve %54’ü il- ilçe merkezlerinde yer almaktadır. Bu oranlar Tokat ilinde %31,8’i köylerde %31,58’i beldelerde, %36,8’i ilçe merkezlerinde (Adıgüzel ve Akay, 2005), Sivas ilinde %57,14 köylerde, %7,14 beldelerde, % 35,7’si ilçe merkezlerinde tespit edilmiştir (Karataş ve ark., 2008).

İşletmelerin %69,2’si Adi Ortaklık işletmesi, %7,7’si Anonim Şirket, %23,1’i ise Limited Şirket şeklindedir (Şekil 5.1). Karadeniz genelinde bu oranlar %84,7 oranında adi ortaklık işletmesi, %11,3 limited şirket ve anonim şirket toplamı (Üstündağ ve ark., 2000), Sivas ilinde %92,8 şahıs-adi ortaklık, %7,2 kamu kuruluşu (Karataş ve ark., 2008), Tokat ilinde %89,5’i şahıs -adi ortaklık, %5,5 limited şirket, %5,3’ü kamu kuruluşudur (Adıgüzel ve Akay, 2005).

İşletmeler proje kapasitelerine (0-10 ton/yıl), (10-30 ton/yıl) ve (30 ton/yıl üzeri) olmak üzere üretim kapasitelerine göre ortalama kapasiteleri sırasıyla 6,4 ton/yıl, 25,2 ton/yıl ve 158,5 ton/yıl değerlerine sahiptir. İşletme başına ortalama kapasite 57,8 ton/yıldır.

İşletmelerin %57,1’i açık arazide, %42,9’u vadiler arasında yer almaktadır. İşletmelerin ulaşımı %64,3’ü asfalt, %35,7’si ise stabilize yol şeklindedir. İşletmelere ulaşımda stabilize yol mevsim şartlarında sorunlara yol açmaktadır. Kar ve yağmur yağışlarının olduğu sürelerde ulaşımın kapanmasına ve işletmede aksaklıklara neden olmaktadır.

(34)

İşletmelerin %50’si kendi arazileri üzerinde alabalık yetiştiriciliği yaparken yarısı da mevcut araziyi il özel idaresi veya belediyelerden kiralamak suretiyle üretim yapmaktadır. İşletmeler kullandıkları suları İl Özel İdaresi veya belediye sınırları içerisinde Belediye’lerden kiralamışlardır. Kiralama oranı Karadeniz genelinde %31 (Üstündağ ve ark., 2000), Sivas ilinde %21,4 (Karataş ve ark., 2008), Tokat ilinde %52,6 (Adıgüzel ve Akay, 2005) ve %63,6 (Sayılı ve ark., 1999) tespit edilmiştir.

Çizelge 5.1. Erzincan İli Faal Alabalık İşletmeleri (Anonim, 2009e) İşletme No Bulunduğu İlçe Bulunduğu Yer Yetiştiricilik Şekli İşletme Kapasitesi (ton) Yetiştiricilik Yapılan Tür 1 Çayırlı İlçe Merkezi Ağ kafes 29,0 Alabalık 2 Çayırlı İlçe Merkezi Ağ kafes 29,0 Alabalık

3 İliç Köy Havuz 7,0 Alabalık

4 Kemah Belde Havuz 25,0 Alabalık 5 Kemah İlçe Merkezi Havuz 10,0 Alabalık 6 Kemaliye Köy Ağ Kafes 200,0 Alabalık 7 Kemaliye Köy Havuz 8,5 Alabalık 8 Merkez Belde Havuz 1,0 Alabalık 9 Merkez Belde Havuz 34,0 Alabalık 10 Merkez İlçe Merkezi Havuz 100,0 Alabalık 11 Merkez Belde Havuz 29,0 Alabalık 12 Merkez İlçe Merkezi Havuz 9,0 Alabalık 13 Merkez İlçe Merkezi Havuz 29,0 Alabalık 14 Tercan İlçe Merkezi Ağ Kafes 300,0 Alabalık

(35)

Şekil 5.1. İşletme Tiplerine Göre Dağılım

İşletmelerin yarısı anaç balık sahibi olup sağım yaparak yumurta ve yavru balık üretimi yapmaktadır. Diğer yarısı ise yarı entansif yetiştiricilik yapan baraj gölü işletmeleri ile restoran veya mesire alanında canlı balık satışı veya pişirerek servis yapan işletmelerdir. İşletmelerin %64,3’ü yavru balık satın aldığını ifade etmiştir. İşletmelerin %14,3’ü damızlık balık beslediği ve sağım yaptığı halde elde ettiği yavru sayısı üretimini karşılamamasından dolayı ayrıca yavru balık satın alma yoluna gitmişlerdir.

5.1.2. İşletmelerde İşgücü Durumu

İşletmelerde çalışan işçiler ve işverenlerin kendileri tam işgünü ve bütün yıl çalışmaktadırlar. Üretime ara verme veya işçi çıkartma yaşanmamaktadır. İşçilere verilen ücretler asgari ücretin üzeri olarak nitelendirilmiştir. İşletmelere yaş gruplarına ait çalışan sayıları ve işgücü varlığı (EİB) bilgiler, Çizelge 5.2’de gösterilmiştir. İşletmelere ait ortalama nüfus 2,85 kişi olarak tespit edilmiştir. İşletme başına yıllık ortalama işgücü varlığı 798,21 EİB olarak saptanmıştır. İşletmelere ait ortalama günlük EİB 2,66 iken en küçük değer 0,75 EİB ve en büyük değer ise 7 EİB’dir. Erkek işgücü birimi cinsinden işletmelerin %97,99’unu erkek işgücü, %2,01’ini kadın işgücü oluşturmaktadır. Erzurum’da yapılan çalışmada işletme başına 1,93 EİB (Kocaman ve ark., 2002), Tokat’ta yapılan çalışmada 3,04 EİB (Adıgüzel ve Akay, 2005), Sivas’ta yapılan çalışmada 2,97 EİB saptanmıştır (Karataş ve ark., 2008).

7,70% 69,20% 23,10% Anonim Şirket Adi Ortaklık Limited Şirket

(36)

Çizelge 5.2. İşletmelerde Yaş Gruplarına Göre Nüfus ve Erkek İşgücü Varlığı Nüfus Varlığı İşgücü Varlığı (EİB)

Yaş Grupları Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Toplam 0-6 7-14 15-49 29 1 29,0 0,75 29,75 50-64 10 7,5 7,5 65-+ Toplam 39 1 40 36, 5 0,75 37,25 % 97,5 2,5 100 97,99 2,01 100

İşletme Başına Ortalama Günlük EİB 2,61 0,05 2,66 İşletme Başına Ortalama Yıllık EİB 782,14 16,07 798,21

5.1.3. İşletme Yöneticilerinin Genel Özellikleri

İşletme yöneticileri yaş ortalaması 46,8 yıl olup en genci 31, en yaşlı olanı ise 55 yaşındadır. Yöneticilerin tecrübe ortalaması 10,50 yıl olup en yeni işe başlayan 2 yıl ve en tecrübeli olanı ise 19 yıldır alabalık yetiştiriciliği yapmaktadır. İşletme yöneticileri yılın bütün aylarında işletmelerinde faaliyet olduğunu ve gerek kendilerinin gerek elemanlarının iş çıkışı yapmadıklarını ifade etmişlerdir. Yönetici yaş ortalaması Sivas’ta 40,7 (Karataş ve ark., 2008), Tokat’ta 45,3 (Adıgüzel ve Akay, 2005) tespit edilmiştir.

İşletme yöneticilerinin %37,5’i ilköğretim mezunu, %25’i lise mezunu ve %37,5’i üniversite mezunudur. Bir işletme yöneticisi Su Ürünleri Mühendisi unvanına sahiptir ve Su Ürünleri Teknikeri unvanına sahip iki ortaklı bir işletme vardır. Diğer illere oranla yöneticilerinin eğitim seviyesi yüksektir. İşletme yöneticilerinin eğitim durumu Tokat’ta %54,5 ilkokul, %9,1 ortaokul, %9,1 lise, %27,3 yükseokul (Sayılı ve ark., 1999), Sivas’ta %42,9 ilkokul, %50,0 ortaokul, %7,1’i lise mezunu düzeyindedir (Karataş ve ark., 2008).

Alabalık üretimi yapan işletme sahiplerinin yarısı bu iş dışında herhangi bir faaliyet yapmadığını, %42,9’u serbest meslekle uğraştığını, %7,1’i ise kamuda çalıştığını ifade etmiştir. Serbest meslek sahibi olan yetiştiriciler alabalık üretimiyle ilgili alanlarda yem bayiliği, yavru balık satıcılığı, restoran işletmeciliği yapmaktadır.

(37)

İşletme sahiplerinin %78,6’sı tarımla uğraşmadıklarını ifade etmişlerdir, %21,4’ü ise tarımla uğraşırken %7,1’i meyvecilik yaptığını %14,3’ü ise sebze ve tarla bitkileri üretiminde bulunduğunu ifade etmiştir (Şekil 5.2).

Şekil 5.2. İşletme Sahiplerinin Tarımsal Faaliyetleri

5.1.4. İşletme Çalışanlarının Genel Özellikleri

İşletme çalışanları yaş ortalaması 31 yıldır, en genci 19 ve en yaşlısı 58 yaşındadır. Çalışanların tecrübe ortalaması 4,42 yıl iken en az tecrübe süresi 1 yıl ve en çok tecrübe süresi ise 15 yıldır. Çalışanların üçte biri ilkoğretim okulu mezunu, üçte biri lise mezunu ve geriye kalan üçte biri de üniversite mezunudur.

5.1.5. İşletmelerin Fiziksel Unsurları

Karada bulunan işletmeler yetiştiricilik yaptıkları havuz varlıklarının yanı sıra çeşitli ölçekte işletme binası bulunmaktadır. İşletme binası olarak kullanılan binalar çoğunlukla yem deposu ve barınma yeri özelliklerini de taşımaktadır. Bunun yanı sıra bazı işletmelerde kuluçkahane işletme binasına bitişik veya iç içe olarak kullanılmaktadır.

Baraj ve set gölünde ağ kafese sahip olan işletmeler kafeslerin dışarıdan kontrol edilmesine olanak veren mesafe ve ulaşıma imkan veren yerlerde karada birimlere sahiptir. Bu birimler işletme binası olarak isimlendirilmektedir. Karada bulunan işletmelerde olduğu gibi hem barınma, hem araç gereç deposu, hem de yem deposu niteliğinde kullanılmaktadır. 79% 7% 14% Tarımla Uğraşmıyor Meyvecilik Sebze ve Tarla Bitkileri  Üretimi

(38)

İşletmelerin sahip oldukları bina ve havuz varlıkları Çizelge 5.3’de verilmiştir. İşletmelerin yarısında kuluçkahane, %71,4’ünde yavru yetiştirme, %57,1’inde damızlık yetiştirme, %57,1’inde pişirme ve servis ünitesi yer almaktadır. Baraj gölleri ve set göllerinde ağ kafes işletmeleri kafeslere ulaşımda bir kayığa sahiptirler. İşletmelerin bina varlıkları Karadeniz Bölgesi genelinde işletmeler %42 restorana, %46,5 kuluçkahaneye, %64’ü yem deposuna sahiptir (Üstündağ ve ark., 2000). Sivas ilindeki işletmelerin %64’ü restorana, %71,4’ü yem deposuna, %64,3’ü kuluçkahaneye sahiptir (Karataş ve ark., 2008). Tokat ilindeki işletmeler %32,4 restoran veya piknik alanına, %74’ü kuluçkahaneye sahiptir (Adıgüzel ve Akay, 2005).

İşletmeler kesimhane ve soğuk hava deposu olarak adlandırabilecek ünitelere sahip değillerdir. Mevcut bina varlıkları içerisinde bu gereksinimlerini gidermektedirler. Pazarlama da soğuk zinciri veya balık eti işleme gibi konularda yeterince bilgi sahibi değillerdir.

Çizelge 5.3. İşletmelerde Bulunan Bina ve Havuzların Durumları

Bina Adı İşletme Sayısı (adet) Oran (%)

İşletme Binası 14 100,0

Kuluçkahane 7 50,0

Yavru Yetiştirme Havuzu-Kanalı 10 71,4

Balık Yetiştirme Havuzu 10 71,4

Ağ Kafes 4 28,6

Damızlık Yetiştirme Havuzu 8 57,1

Pişirme-Servis Birimi 8 57,1

Deniz Taşıtı 4 28,6

5.2. İşletmelerin Su Kullanım Özellikleri

Bölgede çok sayıda akarsu ve dere bulunmasının doğal sonucu olarak karada yetiştiricilik yapan işletmelerde en önemli su kaynağı dere sularıdır, işletmelerin %29’u sadece dere suyunu kaynak olarak kullanmakta, %14’ü de kaynak suyunun yanı sıra dere suyunu kullanmaktadır (Çizelge 5.4 ve Şekil 5.3). Artezyen su kullanımı ise merkez ilçede Erzincan ovasında bulunan yer altı sularının yeryüzüne çıkartılması

(39)

imkanı ile yapılmaktadır. Su kaynakları Akdeniz Bölgesinde %54,2’si kaynak suyu, %32,9’u dere-ırmak suyu, %8,8’i göl-gölet suyu (Emre ve ark., 2007), Karadeniz Bölgesinde %53,6 dere suyu, %14,9 kaynak suyu, %18,4 dere ve kaynak, %4,6 göl-baraj gölü (Üstündağ ve ark., 2000), Sivas ilinde %64,3 kaynak suyu, %35,7 dere suyu (Karataş ve ark., 2008), Erzurum ilinde %43 akarsu, %33 yer altı suyu, %23,8 yer altı suyu ve akarsu (Kocaman ve ark., 2002), Tokat ilinde %47,4 kaynak suyu, %21 baraj gölü, %5,3 akarsu, %5,3 gölet bildirilmiştir (Adıgüzel ve Akay, 2005).

Baraj gölleri ve set göllerinde sıcaklık 4- 24°C(yüzeyde), pH 7,3-7,8 doymuş oksijen 9-9,6 mg/l arasında tespit edilmiştir. Artezyen ve dere sularında sıcaklık 4-18 °C, pH 7,8-10 doymuş oksijen 9-7,8-10 mg/l değerlerinde tespit edilmiştir.

Çizelge 5.4. İşletmelerde Kullanılan Su Kaynakları

Su Kaynağı İşletme Sayısı (adet) Oran (%)

Artezyen 3 21,4

Baraj Gölü 4 28,6

Dere Suyu 4 28,6

Kaynak Suyu 1 7,1

Dere Suyu + Kaynak Suyu 2 14,2

Toplam 14 100,0

İşletmelerin %28,56’sı baraj göllerinde yer almaktadır, geri kalan %71,4’ü karada faaliyet gösterirken bu işletmelerin %40’ı havuzlara gelen suyu bir defa kullanırken, diğer işletmelerde gelen su birden fazla havuzda kullanılmaktadır.

Karadaki işletmelerin %40’ında havuz su giriş çıkışlarında hata gözlemlenmiştir, bu hatalar havuz içerisinde bazı aksaklıklara neden olmaktadır. Bunlar; havuz dibinde kum ve çamur birikimi, duvarlarının kısa sürelerde yosunlaşması, su yüzeyinde materyal birikmesi ve suyun bulanık kalmasına neden olmaktadır. Hatalı su giriş çıkışlarının başlıca nedeni havuzların yapımında projeye bağlı kalmaksızın inşasıdır.

(40)

Şekil 5.3. İşletmelerde Kullanılan Su Kaynakları

Yaz aylarında su seviyesinde azalma yaşayanların oranı %42,9’dur. Bu işletmelerden biri su azalmasına karşı tedbir olarak birisi kaynak suyu, biri dere suyu olan iki kaynaktan su kullandıklarını, suyun gereken seviyenin altına düşmesi durumunda da motorlu su pompası yardımıyla havuz çıkışındaki suyu tekrar su girişine yönlendirerek suyun azalmasına çözüm getirdiğini ifade etmiştir.

Baraj gölünde ağ kafeslerde üretim yapan işletmeler, yaz aylarında su seviyesinde azalma yaşanmasına rağmen bu azalmanın üretimlerini tehdit edecek boyutlarda olmadığından tedbir almamaktadırlar. Su seviyesinde azalma olmasına rağmen tedbir almayan diğer işletmeler ise tedbir alacak imkanlarının olmadığını ifade etmişlerdir.

İşletmelerin %57’si yağışlı havalarda suyun bulanık aktığını belirtmişlerdir. Ortalama bulanık su akış süresinin 20,8 ve en az 5 gün ile en fazla iki aylık süreler söz konusudur. Bulanıklığı giderme konusunda işletmelerin yarısı çökertme havuzu kullandığı bildirilmiştir.

5.3. İşletmelerdeki Havuzların Özellikleri

İldeki alabalık yetiştiricilerinin sahip oldukları toplam 379 adet çeşitli özellikte havuz ve ağ kafesteki üretim alanı 14 069 m2’dir. İşletme başına ortalama havuz –ağ kafes sayısı 27,1 adet, alanı ise 1004 m2’dir. İşletme başına düşen ortalama havuz sayısı ve

29% 21% 14% 7% 29% Baraj Gölü Artezyen Dere Suyu +Kaynak Suyu Kaynak Suyu Dere suyu

(41)

alanları Sivas ilinde 37,9 adet, 579 m2 (Karataş ve ark., 2008), Tokat ilinde 19,9 adet, 453m2 (Adıgüzel ve Akay, 2005) tespit edilmiştir. Adı geçen illere göre işletme başına düşen ortalama havuz- ağ kafes alanı Erzincan ilinde daha büyüktür.

Anaç balık sahibi olup yumurta elde eden ve yavru balık üretimi yapan işletmelerin oranı %57’dir, bu işletmelerin sahip oldukları değişik tip kuluçka dolabı işletme başına ortalama 12,5 adettir.

Entansif üretimde işletme başına çeşitli ebat ölçü ve tipte ortalama 30,5 adet havuz bulunmakta ve ortalama sahip oldukları üretim alanı 608,6 m2’dir. Ortalama havuz büyüklüğü ise 19,95 m2’dir. Havuz tipleri büyük ölçüde dikdörtgen şeklinde beton havuzdur.

Yarı entansif üretim yapan işletmelerin sahip oldukları ağ kafesleri sayı ve ebatları Çizelge 5.5’de verilmiştir. İşletme başına ortalama ağ kafes sayısı 18,5 adet, ortalama sahip oldukları üretim alanı ise 1 995,7 m2’dir. Ortalama ağ kafes alanı ise 108 m2’dir. Ağ kafesler daire şeklinde dayanıklı plastik malzemeden yapılmıştır.

İşletmelerin proje üzerindeki üretim kapasiteleri ve tahmini fiili balık stoklarına ait bilgiler elde edildiğinde toplam üzerinde kapasite kullanımı %85 bulunmuştur. Proje kapasitesinin üstünde balık stoğu bildiren işletmelerin oranı %29’dur. İşletmelerin %36’sı proje kapasitesinin altında balık stoğu olduğunu bildirmiş, geri kalan %36’sı da işletme kapasitesini %100 olarak ifade etmiştir. İşletmelerin %64,3’ü kapasite artırmayı düşündüğünü ifade ederken, bunların %44,4’ü resmi olarak proje kapasite artırımı için TKB’na başvuru yapmıştır.

İşletmeler havuz temizliğini; %42,9’u yılda 2-3 kez, %28,6’sı 45 günde bir, %14,3’ü ise her ay, %14,3’ü ise temizlik yapılmadığını ifade etmişlerdir. Havuz temizliği genel olarak havuzun boşaltılıp fiziksel olarak temizlendikten kireçle boyanması şeklinde olmaktadır. Ağ kafeslerde üretim yapan işletmeler kafes içindeki ağları karaya çıkartıp fırça ile temizleyip ve kurumaya bırakarak ağ temizliği yaptıklarını ve temizlerken de herhangi bir kimyasal kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. Hayır cevabı veren işletmeler restoran işleten ve mesire yerinde canlı balık satışı yapan işletmeler olup teknik bir temizlik yapılmadığını ifade etmişlerdir (Çizelge 5.6).

(42)

Çizelge 5.5. Havuz Cinsi, Sayısı, Kullanılan Malzeme ve Havuzların Özellikleri Havuz Cinsi Kullanılan Malzeme Toplam (adet) İşletme Başına* (adet) Oran (%) Toplam Alan (m2) Oran (%) İşletme Başına* (m2) Kuluçka Dolabı PVC-Metal 100 12,5 - - - - Yavru Bakım Ağ kafes 8 2 2,1 224 1,6 56,0 Beton 70 7 18,5 218 1,5 21,8 PVC 83 8,3 21,9 179 1,3 17,9

Yetiştirme Ağ kafes 61 15,2 16,1 7 672 54,5 1 918,0

Beton 110 11 29,0 3 268 23,2 326,8

PVC 4 0,4 1,1 48 0,3 4,8

Toprak 16 1,6 4,2 2 060 14,6 206,0 Damızlık Beton 8 0,8 2,1 144 1,0 14,4

Toprak 3 0,3 0,8 68 0,5 6,8

Pazarlama Ağ kafes 5 1,2 1,3 87 0,6 21,8

Beton 11 1,1 2,9 101 0,7 10,1

Toplam 379 100,0 14 069 100,0

* Ağ kafes değerleri 4 işletme sayısı, karada yer alan havuz değerleri ise 10 işletme sayısı üzerinden hesaplanmıştır.

Çizelge 5.6. Havuz Temizliği Yapılma Sıklıkları

Temizlik Yapma Aralıkları İşletme Sayısı (adet) Oran (%)

Her ay 2 14,3

45 günde bir defa 4 28,6

Yılda 2-3 defa 6 42,9

Hayır 2 14,3

Su giriş çıkışları hatalı olanlar, havuz tasarımları hatalı olanlarda ve su kaynağı dere suyu olup bulanık suyu çökeltme havuzunda bekletmeyen işletmelerde havuzlarla ilgili olumsuzluklar görülmüştür. Bu olumsuzluklar havuz suyunun bulanık olması (toprak havuzda), havuz duvarlarının yosunlu olması, havuz yüzeyinde kirli tabaka bulunması ve havuz dibinde kum ve toprak birikmesi şeklindedir. İlde su kalitesinin iyi olması ve işletmelerin hastalıktan ekonomik zarara uğramamış olmaları bu hataların giderilmesine

(43)

engel olmuştur, diğer yandan yerleşmiş olan hatalar gözle görülmese de verim kaybına ve fazladan işgücü gereksinimine neden olmaktadır.

İncelenen işletmelerdeki havuzların %35,7’sinde havuz duvarlarında yosunlaşma, %7,1’inde su bulanıklığı ve yine %7,1‘inde su yüzeyinde kirli tabaka oluşumu %14,2’sinde de havuz dibinde birikinti oluşumu gözlemlenmiştir.

İşletmeler havuzlarda ve ağ kafeslerde hastalıktan korunma amacıyla yaptıkları faaliyetler, işletme sayıları ve oranları Çizelge 5.7’de verilmiştir. Bu faaliyetler genel olarak balıkları sağlıklı tutmaya yönelik koruyucu faaliyetler olarak tanımlanabilir. İldeki üreticiler daha önce bakteriyel, fungal, virutik veya beslenmeye bağlı bir hastalıkla karşılaşmadıklarını, toplu ölüm hiç yaşamadıklarını ifade etmişlerdir. İşletmeler hastalıktan korunma amaçlı olarak yavru balık satın alırken hastalık yerleşmiş bölgelerden satın almamaya özendiklerini ifade etmişlerdir. Hastalıktan korunma amaçlı alınan önlemlerde işletmelerin %28,6’sı günlük havuz bakımı olarak, %28,6’sı ölü balıkların toplanması, %21,4’ü su giriş çıkışlarının düzenli olup olmadığının kontrolü, %14,2’si 45 günde bir kireçleme yaparak mantarlaşmaya önlem aldığını, %7,1’i de ağ temizliği yaptığını ifade etmiştir.

İşletmelerin birçoğunun yeni kurulu (2-3 yıllık) olması dikkate alındığında maddi zarara neden olan balık hastalıkları ile hiç karşılaşmamış olması önemlidir. Su kalitesinin iyi olması, projelendirme aşamasında yetiştiricilerin TKB tarafından yönlendirilmesi, iki ilçede Su Ürünleri Yüksek Okulu bulunuyor olması, yavru balık temininde titiz davranılması gibi faktörler nedeniyle işletmeler hastalıkla tanışmamış ekonomik kayba uğramamışlardır. Buna rağmen hastalıklarla mücadele konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını kendileri de ifade etmişlerdir. İşletmeler toplu halde balık ölümü yaşamamış olmaları haricinde az sayıda günlük balık ölümlerini normal karşılamaktadırlar. Karadeniz Bölgesinde yapılan çalışmada işletmelerde %67 oranında hastalık görüldüğü, %43 oranında 1-7 g, %19,6 oranında 7-50 g, %26 oranında 50g ağırlığı üzerindeki balıklarda görüldüğünü bildirmiştir (Üstündağ ve ark., 2000).

Referanslar

Benzer Belgeler

Y eterli araştırm aların yapılması halinde b ir çok halk çalgısı daha T ürk Organolojisi sahasına kazandırılacaktır.. İşte bunlardan bir

Yandaki tabloda ikişer tane yazılmış üç basamaklı sayıları bulup farklı renklere boyayın.. ve noktalı

^ These groups are mainly the religious fundcmentalisls in favor of a sharia based stale organizi\lion in Turkey, Kurdish nationalists in favor of a federation and

The most important signal processing problem in AL systems is the recognition of human activity from signals generated by various sensors including vibration sensors, PIR sensors,

[r]

Çok boyutlu ve çok karmaşık öğretim ve öğrenme stratejilerine sahip olabilmelerine rağmen, zeki öğretim sistem leri bir konuda yeni bilgiyi öğrencinin

Humboldt’un “meta-eleştirisi” dilin bilginin koşulu olduğunu gösterir. Bu iç görü, yalnızca “özne-nesne ilişkisi”ne dayanan geleneksel monolojik bilgi modelini

HbA1c ve glukoz değerleri obez hasta grubunda, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.001).. Gruplar arasında HDL-K rakamsal olarak