• Sonuç bulunamadı

Çağdaş dilbilim açısından ortaçlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çağdaş dilbilim açısından ortaçlar"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

..

CAGDAŞ DİLBİLİM· ACISINDAN ORTAÇLAR 1

Ruhan ARDALI"'

Üretimli-dönüşümse)

dilbllgisi. matematiksel kesinlikle

oluştu.rulmuş

bir kurallar dizgesidir ve tanımladığı dilin dilbilgisi kurallarına uygun tüm tümcelerini üretir ve- her tümceye yapısal bir tanım· ya da dilbilgis-el bir analiz getirir. Bu işlem sırasında dizgede ocıkca gösterilmemiş hiçbir b'

il-_giden yararlapılmaz.

Dilbilim kuramını «dilbilimseı evrenselliklerin varsayımı» olarak gö-: ren Clıomsky'e göre bütün dillerin temelinde derin, yapıyı oluşturan.'ve da-ha da küçültülemeyen çekirdek tümceler. vardır. Bu çekirdek tümceler ka-rakter bakımından evrenseldirler. üretim kuramında dilbilimsel ' ev. -rensellik cok önemlidir. Bütün dillerin betimlenmeleri aym genel ctµzen içinde yapılır ve aynı tip kurallardan (biçimsel evrensellikler) ya-rarlan ılır. Tüm diller ortak ulam ve derin. yapılar (Chomsky'nin deyişiyl,e,

tözel evren1sell.ikl~r) gösterirler. Bir türrycenin anlamını saptayan o tüm-cenin derin yapısıdır. Yüzeysel yapı ise, tümcenin bildirişimde 'kullanılan

• şeklidir: Görüldüğü gibi derin yapı soyut bir kavramdır. Tümcenin anlamı ve sözdizimine bağlı olarak varsayllan yapıdır. Dizimbilgisel yapıyı somut .bir bicimde belirten yüzeysel yapı ise gerçeklere daha yakınqır.

Dq~üşümler derin Vf? yüzeyse.ı· yapılo~ arasmda bağlantı kurarlar. Bir-den fazla dönüşüm gerektiği zaman yüzeys·eı yapıya erişllene ~adar 'kul-· !anılan her dönüşüm ile arçı yapılar üretilir. Her dil bu dönüşüm sürecin.-den yararlanır . Bu yüzden , bir dilin öğrenilmesi o dilin dilbilgisel tümce-ı. . ,

lerini ezberleme ile değil, o 'dilin sınırlı kurallar dizgesini kavrama il_e gerçekleşir. Bütün diller için geçerli ol·an «sınırlı ögeleri sonsuz sayı-·· da kullanma» özelliği sonucu bir dilin, sonsuz sayıdaki tümcelerini ezber-leme olanağından söz edilemez. Kaldı ki kalıplaşmış birtakım .. söyleyişle­

rin dışında insanlar bildirişimi, kendilerine genellikle yeni olan, daha ön-ce hiç duymadıkları tümcelerle gerçekleştirirler. Doğal dillerin hiçbirinde tümce s·avısıhın s-onu yoktur. Bunun nedeni «en uzun tümcenin».

(2)

şıdır. Bir· dilin tümcelerinin oluşturulmasında kullanılan· öğelerin sayısı sı­ nırlı değildir.

Dilin «sınırlı öğeleri sonsuz sayıda kullanma» özelliği dönüşümse! dilbilimciler tarafından özellikle «yinelenme» adı altında ayrıntılı olarak vurgulanmıştır. Yinelenme ile anlatılmak istenen belli dilbilgisel yapıların, aynı kurqlın tekrar uygulanması ile sonsuza kadar-uzatılabilecekleridir.

Buraya ka.dar anlattıklarımıza daha bir.: açıklık getirmek ve

okuyucu-nun dikkatini bu doğal olgunun gizemı·erine çekmek için, tüm betimleme~ leri üretimli-dönüşümse! dilbilgisi cerçeves·ine oturtarak aşağıda veril-miş olan ve aynı yüzeysel yapıyı gôsteren iki tümce üzerinde bir inceleme yapalım:

1. Benim gelenim yok. 2. Benim gördüQü'm yok.

Birinci tümcenin derin yapısını oluşturan çe{<irdek tümceler <<benim

kimsem yok» ve «kimse geliyor» dur .

. Temel tümce : Benim ·kimsem yok. Yan tümce : Kimse geliyor.

Türkçede bir yan tümcenin temel tümce içine yerleşmesi şu kuralları içerir :

1. Yan tümcedeki temel adı (-1) tümcenin sonuna kaydırırız. .

2. Yan tümceyi temel tümcedeki temel adın önüne yerleştiririz. 3. Yan tümcedeki temel· adı düşürürüz. Ortaç türeten ekin seçimi

te-. mel adın yan tümcede yaptığı dilbilgisel işleve bağlıdır. Eğer temel ad

yan tümcede özne ise, daha çok kullanılan '-(y}En' (2) ortaç türeten ekini

yüklemin (3) kişi ve zaman g·österen takısı ile değiştiririz. Eğer temel ad

yan tümcede 'özne dışında bir işlev görüyorsa, yan tümcenin öznesine tamlayan eki '-{n)ln' yüklemin zıaman ve k_işi takısı yerine. de '-Dik' {4) ve öznenin kişisin·i karşılayan iyelik eki -im, -in ... koyarız. Şimdi bu kuralları .-yukarıda verdiğimiz birinci tümcenin yan tümcesine uygulayalım:

1) Her iki tümcede de bulunan ada «temel ad» deriz.

- .

2) Temel adın yan tümcede özne. olması halinde diğer ortaç türeten ekler: -( )r; -EcEK; -mTş; -Dil(; -AsI.

3) Ad tümcelerinde «ol» yüklemi eklenir.

4) Temel adın yan ti.im<:ede nesne olması halinde diğer ortaç türeten ek: -EcEK.

- 18-·

(3)

-1. Geliyor kimse

. 2. Benim (geliyor kimse) kimsem yok. 3. Benim (gelen} gimsem yok.

Bu dönüşüm ve yerleşmeyi ağaç çizelgesi ile gösterelim:

f'~oı'l. 1 '•ı' 1 1 -tevı. 1 1 . fl"Ot1 1 1 berı A'J;ı( -VP AU.~ "'!° '. 1 J 1

/ . , / ~

)

~

1 ' profl. 1 1 1 1 1 i

,

,

'

1 :jel .. j' ... ,..' ı6 \d thl$e. 1

o

s VP Co. S· Na. / /~

~

~

yp /..,..ı:<. HP H. co. 1 1 .,· ! ç>~Yl. 9e~ '-1 -~l"j 1 .ı 1 1 1 1 1

.

1 1 i ! ı l l 1 1

~

·

'

1

,~or

.

p

ıl'\Se \<ır1)se rı'l

J\ı'. '1'~L

~

Bu yapıdan 'kimse' adılının düşmesi ile 'gelen' öbeği adlaşır ve iyelik el<i 'gelen' in sonuna eklenir. Ağaç çizelgesinden geleneksel dilbilgisinin verilerini kullanar,ök şu sonuçları çıkartabiliriz: özne, 'benim gelenim';

yük-1) Üçgen, bütün dilbilim yayınlarında ·olduğ,u gibi okuyucunun dikkatini asıl işlenen

noktaya çekmek için kullanılmıştır. Ağacın· tüm yapısı konumuz için gerekli değil­

(4)

N ca:.

s

NP 1 1

~

~

' 1 \JP ı\V )( N ca. ' 1 l ı · 1 ~ • 1 1 1 9e n V {eı'l. . 1 P0)11 po~ Prol'\ 1 ı' l 1 1 1 ı· 1 1 1 1 1 1 ı 1 ' 1 1 l ı 1 ıoe·vı. Jm 9e eı·ı.

cp

k,mse Wl

lem ise 'yok' sözcüğüdür. Özneyi oluşturan ad öbeği «benim gelenim»

bi-rinci tür ad tamlaması, hirinci kişi adıyla kurulmuş. 'Ben' birinci kişi adılı,

tamlayan; '-im' tamıavan takısı ile birleşmiş, «gelen» tamlanan; -(l)m

tam-lanan takısı ile birleşmiş. Van tümce ad tamlamasında tamlanan ada sı­

fatlık yapmak ··üı:ere yerleşmiş. Tamlanan adın düşmesi ile kendisi tomla

-nan olmuş.

Şimdi de ikinci örnek tümcem izi inceleyelim:

, Temel tümce: Şey yok.

Yan tümce: Ben şey gördüm.

Yukarıda verdiğimiz kuralları uygulayıp yerleşmeyi gerc;ekleştirelim:

1. Ben gördüm şey

2. (ben gördüm şey) şey . .yok.

3. (benim gör"düğüm) şey yok. (21. sayfadaki şekle bakınız.)

1 ' ' •' • .. • ~ ' ' • • : \ f ;' • f • : : " • : i I: ' • ;' ' '

. Bu y~pıdan _da 'şey' adılının düşmesi ile «ben.im gördüğüm» öbeği

adla-şır .. Bu tümce. icin de şuı1-lar.1. söyleyebiliriz: «Şen im g_ördüğüm» özn~; 'yok'

yüklem·. Ôzneyi

-

~luşturan

·

Qd

öbeği

«,t;;~;~

gör

.

düğüm»,

temel tümcenin öz

-nesini belirtmek .üzere yerleşmiş. Temel tümcedeki adın düşmesi ile ad·

!aşmış; '(~ben» yan tümcenitı öznesi,. «gör» .:ise yükl~·mi. 'Ağçıç çizelgesinde

. .. l ... . . . . ... . . ; .. •. . ....

de açıkoa görüldüğü gibi '-im' ve '-dük'

ün

köklere eklenmeleri a.ynı

dü 2 0 dü

(5)

-..

N yp ,',UX _,,,// 1 ! 1 ·~ 1· 1 1 pro'fl NF' 1 VP ' 1 1 ! ·! 1 ben

·

~

·

i ı· i proYl V · t.eııı. 1. I• 1 ! 1 1 1 1 1 i

"

dJ

,şe~ <\Of' ,Y'f\

,\I~ \J () A1JX 1 ~ 1 1 p:ol'\ V lert 1 r 1 ,1 1 1 1 1 beyı il c\~ ~or rY\ NP .~ .. N W 1 1 I İ İ .. 1 pron ~r. :\ ! 1 1 1 . i :::>eıtt düi.'.. ~p •' 1 ~ . prol rt NP 1 pıro l'1..

~e.i

NP i,

·

·

,

i bil(\ 1 pr.:ı'f'\. s l . ·. ; . !'. 1 f. 1·.ı 1, ~e.~. \/P AU.'< //_,,,:,~ ~ 1

"

1( 'jÖr ..s -'ten 1 1 i. .. 1 1 t · ı

dU

· tn

~

·

/ ~

·

:

.

.

;._,,. ~ " . :' . . .. . . .. ' ., .. ·'

-

..

; 1, ' : . \ • ·~ : '•· •• , •• - - . -···· . ,_ 4 _ _ _ .. . .. . . ı.:. ,N.F' 1 1 1 f'rOı'l 1 !, 1 . 1 ~~ .!

(6)

zeyde gerçekleşmekte

ve

'benim', 'gördük' ve 'üm' s·erbest yapıları

tüm-ceyi birinci derece birleşenler olarak meydana getirmektedirler. Bu da,

'-im' ve '-dük' ün yan tümcenin bağıntı tümceye dönüştürülmesi için

kul-lanılan takılar olduğunu gösterir. '-im' ise yüklemde öznenin kişisini

gös-termektedir. Tümceye diğer iki öbekle aynı derece9en bağlanması

tüm-ceyi oluşturan birinci derece öğe oldUQ_unu. ve 'NP' ye bağlı olarok deği­

şeceğini gösterir.

· Bu 'örneği açıl<larken verdiğimiz kurallarla Türkçe dilbilgis·inin küçük

bir bölümüne

de

değinmiş olduk. Bu konu dilbilgisi kitaplarında· «Sıfat-fi­

iller=Ortaçlar» adı ·altında incelenmekte, «ortaçlar eylemsilerin, ad ve

ço-ğunlukla sıfat olarak kullanılan ·bölüğüdür» şeklinde tanımlanmaktadır. (1)

Fakat terimler ve betimlemeler arasında yitmiş 1birçol< gerçek, yeni

yak-laşım ile aydrnlığ·a kavuşmakta ve yeni yaklaşım ile eski yaklaşım

ara-sında belirgin ayrımlar ortaya •çıkmaktadır. Yan tümcede temel adın özne

ve nesne ya da tümleç olmasına göre ortaçların nasıl kullanılacağına iliş­

kin kurala elimizdeki dilbilgisi kitapları «genel olarak», «daha. çok» gibi

söz-cükleri kullanarak yaklaşmakta, geçişli ortaçların öznelerini

niteledikleri-ni söyleyerek bu kurala uymayanları da sıralamaktadırlar. Oysa dilbilim

matematiksel kesinlik önermektedir. Öznelerini ·nitelemeyen ortaçlar

ko-nusuna do acıklık getirmek için bir kümeleme daha yopmamız gerekiyor.

Bu da temel adm yan tümcede tamlayan olduğu durumlardır. Yine bir

ör-nek vererek incelememizi yapalım:

3. Ayağı kayan adam düştü.

Van tümce: Adamın ayağı kaydi

Temel tümce: . Adam düstü '

Burada temel ad, yan tümcenin öznesinin tamlayanıdır. Yan

tümce-nin öznesi «adamın ayağı» dır. Temel ad özne olmamakla beraber özrıe

ol·an ad tamlamasında sona kaydırıldığı için .-(y) ıEn eki kullanılmaktadır.

4. Dokto.run ayağını alçıya aldığı adam yürüyemiyor.

Yan tümce: Doktor adamın ayağını alçıya aldı.

Temel tümce: Adam yürüyemiyor. .

Burada lse, temel ad yan tümcedeki ad tamlamasında nesneyi

tam-loyandır. Nesne «adamın ayağı» ad tamlamasıdır ve bu nedenle adam so~

na kaydırılınca özneye -(n)ln tam.tayan eki, yükleme de zaman takısı

yeri-ne -DiK ;eki ve öznenin· kişisini karşılayan iyelik eki konur.

1) Atabay, N. Sözciik Türleri II. (D. Aksan ve S. Özel ile) TDK yayını, 1976. s.131.

2 2

(7)

Ad öbekleri, yardımcı yüklem ve yüklem öbekl'eri tümceyi oluşturan

·öğeler olarak kabul edilmişlerdir. Bir tümcenin öğelerinin yorumlanması

derin yapıdaki yerlerine bağlıdır. Örneğin, bir ad öbeği NP /S durumunda

özne NPIVP durumunda ise nesne, tümleç olur. Buradan da eylemi

ki-min yaptığı, eylemden kimin etkilendiği anlaşılır. Tümcelerin

yorumlan-masında çok önemli olan bu bilgiye ·«işlevsel bilgi» denir. İşlevsel bilgi

her-bir öğenin sözlük anlamından değil', öğelerin derin yapıdaki

düzen-lenişlerinden anlaşılır. 'B' öğesinden çıkan 'A' öğes-ine .,B, başatlık eder;

'A' ve 'B' arasına başka öğeler girmemişse 'B' 'A'nın aracısız başatıdır. ·

Tümce, bir ad öbeğinin aracısız başatı olduğu zaman, bu ac;I öbeği

tüm-cenin derin yapı öznesidir. Bir tümcede yüzeysel yapı öznesi ile derin

ya-pı öznesi farklı olabilir. Şu örneklere bakalım:

5. Qocuk camı kırdı.

6. Cam kırıldı.

Beş ve altıncı tümceler aslında aynı derin yopıyq sahiptirler. Altıncı

tümce derin yapının dönüşüme ~ğraması ile bu yüzeysel yapıyı gösterir:

5 ve 6 için derin yapı : 6 için yüzeysel yapı

Derın· yapı öznesi· her iki tümce ıcın de «cocuk»tur. Altıncı tüm'tede

tümcenin aracısız başatlık ettiği qd ~beği «cam» yüzeysel ·9znedir. Özne

ile yüklem arasındaki kişi uyumu yüzeysel öznenindir. Bu da «kırılan cam»

örneğinde niçin -(y)En ortaç türeten ekin kullanıldığını açıklar.

Ortaçlar konusunda açıklık getirilmesi gereken en son konu ise, yan

tümcenin dönüşüme . uğradıktan sonra temel tümcenin öğelerinden

biri-nin yerine geçmesidir. (1) Bu dönüşümde dikkati çeken nokta, yan

tüm-cenin sözcük düzenini korumasıdır. Bir örnekle inceleyelim:

1) Burada adlaştırma dönüşümü söz konusudur .. Dilbilgisi kitaplarında ortaçlar

ko-nusu içinde yer almasının nedeni, bu dönüşümde de ~DIK ve -EcEK E:klerinin

kul-lanılmasıdır. Fakat, ağaç çizelgelerinden de görüldüğü gibi adlaştırma ve sıfat

(8)

7. Arabanın ağaca çarptığını .Qördüm.

Temel tümce: Ben bunu gördüm.

Yan tümce: Ara·ba ağaca çarptı.

1) Arabanın ağaca çarptığı

2) Ben (arabanın ağaca c·arptığı)nı .gördüm1

Bu tümcenin· ağac çizelgesi ile gösterilmesi ise şöyle olacaktır:

s NP yp AU~ 1 proııt / ~ 1 NP . V 1 1 .,.//'---..~

~

, C.~ E -tel'\ j 1 1 1 .. 1. NP ' yp Au;,<; ı-r .~ ... ,,.·· '-:.,!·· ... N

·

,

1 1 -1 1 bet'I arı::ı.bo. 9,e~ NP

;

~ ,

-

~

i

·

~

C~ E -t7ı'l ,. y . / . / ' ·j. i 1 : 1 i i nırt a9a.ı;: a. 1 ç,.rp ' l İ 1 1 lıı -l.k J ı'lı 9o

r:-Buraya dek anlattıklarımızı şöyle özetley~biliriz: o) Temel adın yan .tümcede özne olması,

1

. ·, b) ."~emel adın. yan tümcede nesne olması,

· ·. · ·C) Temel adın ·Od tamloırialarında tamlayan olması, d) Adlaştırma.

'

1 1

'

1 •

'

i . Yr'l

Ortaçlar ile adlaştırma arasındaki öbek yapısı ayrır:n,ı ağaç

c\zelge-sinde şöyledir: (25. sayfadaki şekle bakınız.)

·,·· ·· ...

:

at

/

y

·

azıdci ~~

cta

oıs~

b.ir

ctil

.

icin

İ<esin

.

·dilbilg.isi

kuraııorı cıkartma

gi-.r.işimi~rind~n. ·ne

i

~ür

.

sonucıa'r' elde edilebileceğini görmüş olduk.

.Dönü-şümseı· dilbilgisinin dil· öğretimine doğrudan uygulanmasının öğrenci ve

-·24

_..

(9)

-•

Ortaç için: Adi aştırma • ıçın: / ~,-il' ,

/ . ı:.«.,

)1

\ .s

~~

öğretmene neler sağladığı konusunda ise Eddy Roulet şunları söylüyor;

-a) Genel olarak dil dizgesinin

ve

özellikle üzerinde çalışılmakta olan

dil dizgesinin işlevini nas·ıı yaptığını daha iyi anlamak,

b) İnsan zihninin işlevini nasıl yaptığını daha iyi anlamak; eğitim-.

den yalnız yöntemlerin öğrenilmesinden dah~ fazla şeyler beklememiz

halinde önemli bir aşama. (1)

Kullanılan imler :

s

: tümce

NP

: ad öbeği

VP

: yüklem· öbeğ·: N : ad

V

: eylem ten : zaman

0

boş öğe gen -in hali

pos iyelik ekleri

· ~ : ... ye dönüştür

pron : adıl

ca : adlarda durum takısı

AUX zamqn, kişi ve yardımcı eylemi taşıyan yuµ. ·

,.

1) C. N. Candlin (ed), Eddy Roulet: . Liugıdstlc Theory Lingnist1c Description aııö

Referanslar

Benzer Belgeler

• Güneş ışığından etkilenerek koyulaşan ve giderek kararan gümüş nitrat, Georg Fabricius tarafından 1556 yılında tekrar bulunur.. • Fabricius’tan 50 yıl sonra

Böylece tarım alanlarında yağış, buharlaşma, yüzey akışı, infiltrasyon, taban suyu düzeyi, toprak yapısı, topografya ve yeterli bir drenaj sisteminin

Regardless of whether language was a special gift from the gods, a natural evolutionary acquisition, or an ingenious, conscious human invention made at some

Türkçedeki tümce analizleri ile kavram karışıklığı olmaması adına dersteki tüm analizleri sadece Macarca alan literatüründen seçilmiş yazılı

uzaktır.Çünkü monarşiyle gerçekleşmesini istediği devlet modeli genel istence dayalı,bir ulusun içtenlikle yaşama geçirdiği bir model

• Dilsel semboller ya da sembolik birliktelikler daha zengin kavramlaştırmaların yapılanması için yönlendiricidirler....

Bilişsel modeller algısal olarak belirlenir (anlam algıdan bağımsız değildir) 3.. Anlamsal öğeler uzamsal ya da topolojik nesnelere dayanır

• Yazınsal iletiler, kitabın seslendiği yaş grubunun anlam evrenine (çocuğun yaşamı ve insanı anlama yetisine ve duyarlığına) uygun olmalı.. • Yazınsal ileti ya