• Sonuç bulunamadı

Ulusal marşımız ve gerçekler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ulusal marşımız ve gerçekler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ulusal Marşımız ve G erçekler

n7- <

T 'î-X ‘7L,:y

dir. Bu ikinci varsayımın ince hesapları yapı­ lıyor gibi gelmektedir. Zira acı olan gerçek şu­ dur ki Atatürk adına, onun ilke ve devrimleri

Acı olan gerçek şudur ki Atatürk adına, onun ilke ve

devrimleri adına, çağdaşlık adına, uygarlık adına, kısaca

cumhuriyet ruhu adına bugün ne varsa korumayı gerektirir bir

adına, çağdaşlık adma, uygarlık adına,

kısa-U n u m c ı o p t i r i l m ı c t i r ca cumhuriyet ruhu adm a bugün ne varsa

ko-Konuma geiirnmişiir.---

rumayı gerektirir bir konuma getirilmiştir. İstiklal Marşımızın sözlerinin, özellikle bes­

tesinin değiştirilmesi yolunda açılan tartışma­ da ileri sürülen ve geçmişte benzerlerine tanık olduğumuz resmi ya da gayriresmi önerilerle görüşler, Körfez krizi gibi Türkiye’nin günde­ mini baştan sona dolduran önemli sorunların yanı sıra ayrı bir gündem maddesi biçiminde şu günlerde yeni boyutlar kazanıyor. Değişti­ rilmesi yolunda görüş beyan eden ilgililere ge­ rekçe oluşturabilecek açıklamalar, geçmiş dö­ nemlerde hangi nedenlere dayandırılıyor ise bugün de hemen hemen aynı. Bu cümleden . marşın, kısaca “söz-melodi” veya “güfte- beste” uyuşumu olarak tanımlayabileceğimiz ‘prozodi’ yanılgıları ile dolu oluşu, gerek tek­ nik ve gerekse müzikalite açısından belirli bir yetkinlik düzeyinden yoksun bulunuşu, ses aralıklarının uyumsuzluğu, kurgusal olarak vokal icradan çok enstrümantal icraya yatkın oluşu gibi savlar ileri sürülüyor. Daha çok me­ lodik yapıya yönelik bu savların yanı sıra, güf­ tenin de artık eskidiği, bu nedenle günümüz kuşağının anlayabileceği bir şiir diline gerek- . sinme duyulduğu, esasen marşa konu olan şi­ irin bestelenmeye uygun nitelikler taşımadığı yolundaki görüşler ağırlık kazanıyor.

Şimdi tanı (teşhis) doğru da sağıtım (teda­ vi) için yapılması gereken ne? İlk bakışta ko­ laymış gibi görünen bu ‘değiştirme’ işinin na­ sıl ve ne gibi sonuçlar doğurabileceğini veya

ne tür engellerle karşı karşıya geleceğini de pe­ şinen hesaba katmak gerekir. Hemen değiş­ melidir diyenler, işin hukuksal yönünü unu­ tur görünüyorlar. Bizce bu yolda düşünülme­ yen bir engel var. Anayasanın Genel Esaslar başlığı altındaki birinci kısmında milli mar­ şın “İstiklal Marşı” olduğu hüküm altına alın­ mıştır (madde: 3/11). Anayasanın “Değiştiril­ meyecek Hükümler” başlığı altındaki 4. mad­ desinde ise “...üçüncü maddesi hükümleri”nin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği vurgulanmıştır. Hükümlerinin değiştirilmesi diğer yasal düzenlemelerden ay­ rıcalıklı olarak belirli prosedüre bağlanmış bu­ lunan anayasanın; devletin şeklini, bütünlü­ ğünü, dilini, bayrağını, başkentini ve cumhu­ riyetin niteliklerini düzenleyen maddeleri ara­ sında, ulusal marşı da böylelikle hukuksal gü­ venceye alınmak istenmiştir.

Diyelim ki bu engel aşıldı. Eğer aynı şiir, yine güfte olarak kullanılacak ise yeni oluş­ turulacak çoksesli bir bestenin de benzer eleş­ tirileri beraberinde getirmeyeceğine kim gü­ vence verebilir? Kuraldır, her yenilik, bilinme­ yenlerini de birlikte getirir. Yok eğer ‘değiştirme’ özel bir maksatla düşünülüyor da şiir hamasi bir ezgi ile mehter marşı edasına büründürül­ mek isteniyorsa, bu geriye gidişin -hangi ge­ rekçe altında olursa olsun- savunulur yanı ne olacaktır? Bizim kuşkumuz biraz bu

yönde-Ulusal marşımızın eleştiriye açık yönlerinin, yalnız yapısal ve kurgusal özelliklerinden kay­ naklanmadığı, yorum ve icra biçiminin de bunda etkili olduğu genelde onay gören bir gerçek. Bugün ülkemizde son derece ileri dü­ zeylerde bulunan bestecimiz, yorumcumuz ve müzik eğitimcimiz var. 15.8.1990 günlü Cum- huriyet’te bunlardan birinin, otuz beş yıllık müzik eğitimcisi Sayın Hikmet Günsel’in öne­ rilerini okuduk. Değerli eğitimci, uygulanacak yeni bir yorum biçimi ile teknik yönden be­ lirli kurallara da uyma koşulu ile örneğin mar­ şın esas tonalitesi olan ‘sol minör’ yerine ‘mi minör’ tonunda söyletilmesi ile veya büyük aralıkların ufak nota değişiklikleriyle küçül- tülmesiyle ve 80 metronom sayısıyla eserin ger­ çek melodik dinamizmine kavuşabileceğini be­ lirtmektedir. Tartışmanın bu yola kanalize edilmesi daha başka çözüm yollarının da gün­ deme gelmesini sağlayacaktır. İleri sürülen ek­ siklik ve hataların tümünün değilse bile pek çoğunun belirli koşullarla reformist bir içerikle giderilme olanağı varken daha büyük sorun­ lar yaratabilecek ‘değiştirme’ yoluna gidilme­ si akılcı ve kökten çözümcü bir yol gibi gö­ rünmüyor. Hele böyle bir yol bir de çağdışı veya ideolojik yansımalara neden olacaksa..

£

Av. HALUK ÇAĞDAŞ Sivas

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1980 sonrası HIV’in artması, yeni sterilizasyon yön- temlerinin gelişmesi, hastanelerin daha az sorumluluk alma isteği, hastaların tek kullanım- lık malzeme

Dolayısıyla devletlerin enerji tedariki ve tüketimi konusunda dikkat etmesi gereken temel hususlar; enerji bağımlılığı, karşılıklı bağımlılık, enerji güvenliği

Finansal Kurumlar Birliği (‘Birlik’) üyesi şirketlerin, gerek birbirleri, gerek müşterileri ve hissedarları gerekse de çalışanları ve diğer kurumlar arasındaki her

sözlerinde olduğu gibi Santiago Nasar‟ı yakından tanıyor olmasından kaynaklanan taraflı bir tutumla onun suçsuzluğuna dair fikirler ileri sürmesi ile bazı

Doğumla ilgili olan Hera, Zeus’un kızına bu yetkiyi verdiğine yakınır (Erhat, 2003: 58) Doğada egemen, canlıların ölüm, kalımını elinde tutan güçlü tanrıça

t zaman de¼ gi¸skeni olmak üzere, zaman ekseninde sal¬n¬m yapan her nesnenin t an¬ndaki durumu uygun bir sinüzoid veya sinüzoidlerin lineer kombinasyonu yard¬m¬yla

Türk Sanatı, gerek İslamiyet öncesinde, gerekse İslamiyet sonrasında; motif, malzeme, teknik, kompozisyon açısından oldukça zengindir.. Çini, Seramik, Kalemişi, Hat,

Ticari faaliyetlerimiz mesleki etik ve ilkelerden ödün vermeden, konusu ile ilgili tüm ulusal ve uluslararası emniyet, çevre koruma, can - mal güvenliği, iş sağlığı ve