• Sonuç bulunamadı

Sayılı fırtınalardan biri dindi:Ve Ulunay mağlup oldu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sayılı fırtınalardan biri dindi:Ve Ulunay mağlup oldu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA: 3-

-SON

m

Sayılı fırtınalardan biri dindi

..Ve

Ul

mağlup oldu

Yazan

Hecm i ONUR

j

ULUNAY öldü.

Bu iki kelimelik cümlenin içinde, Türk basınının büyük ve yerine konulması imkânsız bir değer kaybı vardır. Ger­ çeği söylemek gerekirse «Bizim yokuş», ULUNAY’m ölümü ile değerinden, şeklînden, özelliklerinden ve renginden çok şey kaybetmiştir.

Refi Cevat ULUNAY, 78 yaşmda bir delikanlı idi. Gir­ diği muhite canlılık verirdi. Neşe saçardı. 78 yaşın içinde saklanan derin bilgi ve tarih hazînesinin verdiği güç ile ölü­ mü bir kaç kere tuşa getirmişti.

Hastalığından her ayağa kalkışında karşılaştığımız za­ man, elini omuzuma koyar:

«Bu sefer de kefeni yırttık Necmi»

derdi, ölümle, adeta alay ederdi. Birisinin ölümünü duyun­ ca, üzülür, gözleri buğulanır ama yine de alaycılığını elden bırakmıyarak:

«Cartayı çekmiş ha!..»

dtye lâtife ederdi. Sonunda ölüm’e tuş oldu. Ecel, güreşi ka­ zandı.

BİRLİKTE 10 YIL 10 yıl ayni gazetede çalış­ tık bu değerli kalem ustası Re. Arkadaşların hepsi ile arası iyi idi. Herkesi severdi ama, nedense bana karsı bel­ li bir aşinalığı vardı. Kitap­ larından birini adıma imza­ layacağı zaman hep şöyle y- zardı:

«Sevgili kafadarım Necmi Onur’a..»

O’nun kafası 78 yaşmda I- di, benimkisi 40 civarında. Bu 48 yıllık farka rağmen O, birleştiğimiz noktaları kendiliğinden bulmuştu.

Her karşüaştığımız zaman elini öperdim. İçtenlikle, ri­ yasız, yürekten. Arkadaşları­ mın çoğu beni km ardı.

«Dalkavuk»

derlerdi- Umuyorum ki bu satırlar, ULUNAY ile yakın­ lığımızı yanlış anlamış olan­ lar için bir «utanç belgesi» olacaktır.

Canı sıkıldıkça telefonu açar, beni odasına çağırırdı. Koşardım. Ya o gün yazdığı fıkrayı keyifli keyifli okur, yahutta hemen masasının yanındaki elektrik ocağında pişirdiği çay’dan ikram eder­ di. O zaman için pek önemli olmayan bu oiayların böyle- sine değer kazanması için meğer ULUNAY’m ölümü gerekli imiş.. Ne yazık..

CANLI ANSİKLOPEDİ, CANLI TARİH...

ULUNAY. başlı başına feir ansiklopedi idi. Yaşadı­ ğı devrin canlı bir tarihi idi. Çok yaşamış olmanın değil, çok görmüş ve çok çekmiş olmanın bitmez ve sonsuz bir hâzinesine sahip­ ti.

Bir keresinde, Padişahlık devrinin en gizli noktaları üzerinde konuşur, bir diğer sefer, musikî meselelerini en ince noktalarma kadar eleyip önünüze serer, bir başka kere de, otomobil yı­ kanmasından söz açılmış ise, Paristeki sürgün yıllarında otomobil yıkayarak nasıl pa­ ra kazandığını anlatırdı.

ULUNAY. kelimenin en gerçek anlamı ile. derinli­ ği ölçülmesi zor bir kuyu gibi idi. O’nu bulmak için

o derinlikte bir kuyuya ine­ cek güçlü kişilerin sayısı, öyle sanırım ki parmakla sayılacak kadar azdır.

Bugün, «ULNUAY’ı kay­ bettik» dîye başlık atanlar, öyle sanıyoruz ki, her türlü kişilik duygularının önemi­ ni kaybettiği bu ölüm kar­ şısında, O’nu gerçek anlamı ile bulmuş olduklarının far­ kına varmış olmalıdırlar..

O’na, «Yobaz» derlerdi, «softa» derlerdi, «gerici» derlerdi, «Atatürk düşmanı» derlerdi. Ama bunları hep ardından konuşur, geniş bir okuyucu kitlesine sahip ol­ duğu için yazılarından vaz­ geçemezlerdi.

ULUNAY ne softa idi, ne yobaz, ne gerici, ne de Ata­ türk düşmanı..

ULUNAY bugün benzeri tükenen, eşi bulunmaz bir OsmanlI efendisi idi, kor­ kunç bir külhanbeyi idi, «Sayılı Fırtınalar» daki a- mansız bir kabadayı idi, em­ salsiz bir ev erkeği idi..

Eskiye özlemi yoktu. Es­ kinin efendiliğini,

terbiyesi-HATIRA — ULUNAY, arkadaşımız Onur İle bir «askerlik hâtırası« pezunda görülüyor.

(Necmi ONUR’un özel arşivinden) adalet duygusunu arardı, ö z ­

lerdi.

Hele kendisine duyduğu­ muz kadar saygı beslediği­ miz muhterem esine bir:

«Kadınım..»

deyişi vardı ki, bu söyleme­ yi hiç bir şair en güçlü aşk şürinde anlatma imkânına erişememiştir.

ULUNAY. bu «Kadınım» kelimesinde, «mülkiyet hak­ kının» da bütün kutsallığını belgelerdi adeta.

ATATÜRK MESELESİ ULUNAY Atatürk’e sever­ di. O’nunla görüşmelerini anlatırken gözleri buğula­ nır:

«Öyle adamlar milletlerin tarihinde gelişi ender şans­ lardandır»

derdi. Millî Mücadele yılla­ rında Ahadoluya

geçmeyişi-kendisinden sormuştum. Söy le demişti:

«Vagonum Haydarpaşa’da hazırdı. Anadoluya gidecek­ tim. Kararlı idim. O sırada padişah çağırttı beni.. Haza­ ra çıktım. Gözlerimin içine baka baka tek kelime konuş­ tu. (Sende mi?» dedi. Kala­ kaldım. Bu tek kelimenin ü- zerimdeki ağırlığını hayatım boyunca hiç kimseye anlata­ madım..»

ULUNAY öldü.

«Sayılı Fırtınalar» dan bi­ ri daha dindi.

Ne yazık ki bir insan ola­ rak ben. O’nun sevgisini ka­ zanmış olmanın sevinç ve şeref duygusunu, O’nun öl­ düğü günlerde daha çok his­ sediyorum.

Sevgili Hocam, Aziz üsta­ dım. Allah’ın bütün rahmeti senin üzerinde olsun.

Dile-Y ü R ü Dile-Y ü ŞT E — ULUNADile-Y şartlara ve zamana uymasını bilen bir insandı. Gazetecilerle ilgili kanun çıktığı zaman bu kanunun karsısında olanlara karsı tertiplenen yürüyüşe katılmaktan geri kalmadı. Resimde, ULUNAY, arkadaşımız Necmi Onur ile kolkola Babıâli yürüyüşünde görülüyor, (öndeki çantalı, arkadaşımız Orhan Vedat Sevinçlidir).

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir ara işyerinde canı sıkılınca araba­ sına atladığı gibi Sarıyer’e kadar gidip dönme­ sini, çok sevdiği eşi Selim beyin bunu anlayış­ la karşılamasını

Lozandan Sı- vasa, 38 yaşından 46 yaşma gelince­ ye kadar saçları nasıl seyrelmiş ve ağarmış, yüzü nasıl yeni izler bağla­ mış, kaşlarının

gerçekleflmesi olanaks›z bir an› yerlefltirmifller: Komik çizgi film kahraman› tavflan Bugs Bunny k›l›¤›na girmifl biri Disneyland e¤lence park›nda ziyaretçilerin

PD tedavisi alan hastaların diyaliz öncesi koku skoru ortalama 7,2 (±1,1), diyaliz sonrası koku skoru ortalama 7,6 (±0,8) olarak saptanmış ve aradaki fark istatistiksel

Medinelilerin isyan öncesi yaptıkları bu konuşmalarla ilgili ayrıntılı bilgiler veren Taberî’nin "Tarih"inde yer almayan ancak daha muahhar olan

Üniversitesinde dersler veren Tanilli, Atatürk Havalimanı’nda, Cumhuriyet Gazetesi Yazan İlhan Selçuk, Yayın Koordinatörü H ikmet Çetinkaya, şair-yazar A taol B ehram oğlu

Tromboflebit alanına inflamasyonun akut dönemi olan ilk 24-48 saat süresince soğuk, daha sonra iyileşme oluncaya ve bulgular (eritem, deri ısısında artış, lokal ödem, ağrı,

Des hom­ mes attab lé s restent im passibles, silencieux et pitto­ resques sous leur veston.. Les flèch es de Sainte-Sophie fusent telles des feux d 'a