T7-HŞ BASINDA
TÜ R K İYE
Paris’te
Türk
san’atı
Parista çıkan Le Monde gazetesi «bugünkü Türk sa natı» başlığı altında P. M. Grand imzasile aşağıdaki yazıyı
yayınlamıştır:
«Genç memleketlerin en yaşlısı olan Türkiye, resim sa natını iiç kuşaktan beri batıklaştırmış bulunuyor. Bununla be raber, çeşitli devlet merkezlerinde gösterilmek üzere düzen lenen ve şimdi Paris Modern Sanat Müzesinde teşhir edilmekte olan «Çağdaş Türk Sanatı» sergisi en son eserlerle kurulmuş tur. Sergideki yiizoluzyedi tablo ve heykelden bir sergi izle nimi çıkmazı bundandır.
Çok çeşitli olan çalışmalar genel olarak ve geniş ölçüde uluslararası büyük cereyanlardan ve tanınmış ustalardan ilhanı alıyor. Birçok sanatçı yabancı memleketlerde tahsil etmiştir. Selim Turan gibi bazıları da Pariste yasıyorlar. Bunların ba zıları Academie Julian ve Grande Chamiere’de yetişmiştir. Ara larında Lhote’un, Zapkine’in, R. Chastel’in, Leger’nin ve öteki hocaların çırakları vardır. Bununla beraber Kaligrafi minya türlerin etkisi, pek de seyrek olmayarak. Türk sanatına özel
bir hava vermektedir. 1928-1933 «D grupu» ııuıı kurucuların dan olan Zeki Faik İzer’de tuvalin çok ortada toplanmış
bünyesi ve ek belirgin grafik olan motive verilmiş önem, ca milerdeki Kur’an metinleri levhalarını hatırlatıyor. Saler’nin kompozisyonlarında da öyle.
Minyatürlerle, avangard «Siyah kalem grubun» ndan İhsan Cemal Karabıırçak’ın «Triptik» adındaki enfes tuali arasında münasebet kurmak gerekir. Mat ve zengin renklerle yapılmış olan ve serginin en ilginç eserlerinden biri bulunan bu tablo üstiiste konulmuş üç eşit parçaya ayrılmıştır. Tualde
esrarlı işaretler, kafes örgüler, Siluetler, müzik notları, şey tanlar ve çemberler esrarlı bir deyiş meydana getiriyor. Aynı ressamın bu tualin yanındaki «kompozisyon» unda işaretler yaygın bir alanda avare avare dolaşıyorlar.
Sergide, öğrneğbı, Zeki Faik İzer’de, renk zevki çok ve hattâ bazen fazlasile şiddetli, fakat bu zevk, kaim ve sarih tuş- larile şiddetli bir nayif olan Cihat Burak’ta bir halk gravürü cazibesi alıyor.
Cem Kabaağaç’m ince renkli kavrayıcı figürlelve kurulmuş olan ağaç panoları ve Gün Selçuk’un üstiiste kurulu çalışması
dikkati çekecektir.
Tuhaf bir teknikte olan ve biraz mekanik parlak bir etki yaratan kırmızı siyah bir vitray hariç, sergide dekoratif eser yoktur. Heykellerin madenî olanları ağaçtan olanlardan daha iyidir. Tiirkiyede de, lıer tarafta olduğu gibi, lehimli demir çubuklar kullanılmaktadır.»
«Cumhuriyet’in Paris muhabiri M. Perlman’m bu konu daki röportajı ile arkadaşımız Hıfzı Topuz’un bir makalesini 5. sayfamızda bulacaksınız.» y
dil.
uaL.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi