• Sonuç bulunamadı

Karacaoğlan’da Benzetme Sanatları ve Buna Bağlı Dil Yapısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karacaoğlan’da Benzetme Sanatları ve Buna Bağlı Dil Yapısı"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B

BU

UN

NA

A B

BA

A⁄

⁄LLII D

D‹‹LLY

YA

APPIISSII

B

Büülleenntt AARRII**

Ö ÖZZEETT

Karacao¤lan yaflad›¤› çevreyi, yaflad›¤› çevrenin özelliklerini daha iyi anlatabilmek için cans›z var-l›klara ruh veren, gözle görünmeyen ruhsal durumlar› gözle görünür hâle getiren ya da gerçekleri ha-yal havas› içinde veren benzetme edatlar›ndan yararlanm›flt›r. Âfl›k, bu benzetmeleri verirken teflbih ve istiareleri tercih etmifltir. Benzetme edat› olarak, gibi, misal vb. edatlar›n yan› s›ra “benzer” fiilini de edat gibi kullanm›flt›r.

Karacao¤lan’›n fliirlerinde teflbihlerin edat grubu, isnat grubu; s›fat tamlamas› ve isim tamlamas› gi-bi yap›larla bezerlik iliflkisi içerisine girdikleri, teflgi-bih-i beli¤lerin ise genellikle isim ve s›fat tamlamas› fleklinde olduklar›; kapal› istiarelerin s›fat tamlamas› ve isnat grubu fleklinde kuruldu¤u, aç›k istiarele-rin ise s›fat ve isim tamlamas› fleklinde oluflturuldu¤u görülmektedir.

A ABBSSTTRRAACCTT

Karacao¤lan uses simulation preposition which helps to see the invisible spiritual objects or helps to see the realities in wishful condition in order to explain his own living environment. Karacao¤lan chooses the teflbih and istiare’s for giving this simulations. He uses like, example, etc, simulations be-sieles to verb “similar”in the form of simulation preposition’s.

There are similarities between groups of teflbih prepositions, groups of isnat and adjectival const-ruction and possesive constconst-ruction and also there are similarities between teflbih_i belig and noun and adjectival construction; Moreower, closed istiare’s are constructed in the form of group of isnat and open istiare’e are constructed in the form of adjective and possesive construction.

A

Annaahhttaarr KKeelliimmeelleerr::Karacao¤lan, Teflbih, ‹stiare, ‹sim Tamlamas›, S›fat Tamlamas›. K

Keeyy WWoorrddss: Karacao¤lan, Teflbih, ‹stiare, Possesive Construction, Adjectival construction.

G Giirriiflfl

Bilindi¤i gibi benzetme sanatlar›, cans›z varl›klara ruh vermekte, gözle görünme-yen ruhsal durumlar› gözle görünür hâle getirmekte ya da tam tersi gerçeklerin ha-yal hâline getirilmesinde önemli bir rol oynamaktad›r. ‹flte Karacao¤lan da yaflad›¤› çevreyi, yaflad›¤› çevrenin güzelliklerini daha iyi anlatabilmek için benzetme sanat-lar›n›n sa¤lad›¤› bu imkânlardan (ister istemez) yararlanmak durumunda kalm›flt›r.

Karacao¤lan bu benzetmeleri verirken kendisinden daha önceki zamanlarda yaflam›fl âfl›klar›n kulland›¤› benzerlik ö¤elerini kullanm›flt›r. Çünkü onlar da aflk› atefle, boyu selviye, gamzeyi oka, yüzü mâha, gözü flâha benzeterek benzetme ilifl-kisi kurmufllard›r:

(2)

Aflk oduna yanmayan›n Kalbi sâfi olmaz imifl

Msa. Thfla. Eflrefo¤lu Rûmî S.37 Aflk odu yürekte yanar

Beni gören Mecnun sanar

Msa. Thfla. Nizamo¤lu Rûmî S.98 Selvi boylu bizi abdal eyledi Sar›l›p yatman›n zaman› geldi

Msa. Thfla. Âfl›k Kerem S.60 Gamzen okun bana atma Kul olmaya geldim sana

Msa. Thfla. Kul Mehmet S.93 fiahin gibi kara gözlü

Kul olmaya geldim sana Msa. Thfla. Kul Mehmet s.93

Fakat gözleri haramiye benzetmesi, kokuyu renge benzetmesi, sevgilinin yürü-yüflünü deve yürüyüflüne benzetmesi gibi yeni benzetmelerle benzetme iliflkileri-ne yeni bir boyut kazand›rm›flt›r.

Harâmî olmufl gözlerin Kb. B. Beller keser demedim mi?

By.

Yürüyüflün tülü maya

B. Kb.

Güller topla benim için MC.261/370- 2- 3 Elvan elvan kokun gelir

Kb. B. Yar oturmufl yele karfl›

MC.307/434- 2- 3

Bunlardan daha önemlisi, bu benzerlik iliflkisini verirken sevgi anlay›fl›n›n içe-risine cinselli¤i de kat›p birlikte verebilmifl olmas›d›r. Böylece fliir kal›plar›n› zor-layarak ona yeni bir yön vermifltir:

(3)

Tomurcuk memesin verdi a¤z›na Kb. B.

Yorgunsun sevdi¤im em dedi bana MC.194/282- 3

Bir kiraz dudakl› emdi fluram› Kb.

MC.184/267- 3- 3

Karacao¤lan’›n fliirlerinde kiflilefltirilerek benzerlik iliflkisi içerisinde verilen da-¤a; ard›ç, çimen, çiçek, ova, yayla yollar› âdeta bize gülümser, bizimle sohbet eder. Co¤rafyay› fliir yap›s›yla bu oranda bütünlefltirebilmesi, onun bir ayr›cal›¤›-d›r:

Kan ard›çl› kamalakl› yüceler Selvili sö¤ütlü yerin var da¤lar

MC.87/128- 1- 4

Can›m sana bu yaylalar vurgundur By. MC.47/70- 2- 4 Çukurova bayraml›¤›n geyerken

B. By.

Ç›plakl›¤›n üzerinden soyarken By.

fiubat ay› k›fl yelini kovarken B.

Cennet dense sana yak›fl›r da¤lar B. MC.80/118- 1

Yine Karacao¤lan benzetmelerde edat olarak, daha sonra da bahsedilece¤i üzere, gibi, misal vb. edatlar› kullanm›fl; fakat kendisinden daha öncekilerin (Y. Emre, Kaygusuz, Öksüz Afl›k...) kulland›¤› gibi edat› yerine kullan›lan +lay›n, +le-yin benzetme ekini kullanm›flt›r. fiimdi daha önceki âfl›klar›n bu eki nas›l kullan-d›klar›n› göstermek için birkaç örnek verelim:

Akarsular›n ça¤lar›m dertli ci¤erim da¤lar›m fieyhim an›ben a¤lar›m gel gör beni aflk n’eyledi

(4)

T›f›llay›n dem-be-dem Dambu dumbu söyleme Mansurlay›n olursun Bilmezsen müdareden

MSA. THfiA. Kaygusuz s.56

Karacao¤lan’›n benzetmelere getirdi¤i yeni yön ve farkl›l›klardan söz ettikten sonra onun fliirlerinden ald›¤›m›z örneklerde önce teflbih ve istiare sanatlar›n›n kullan›l›fl›n› inceleyip ard›ndan da sözü edilen benzetme sanatlar›n›n anlat›m gü-cündeki yerini belirlemeye çal›flaca¤›z.

A

A.. TTeeflflbbiihhlleerr

Teflbih, sözü daha etkili bir duruma getirmek için aralar›nda türlü yönlerden il-gi bulunan iki fleyden, benzerlik bak›m›ndan güçsüz durumda olan›, nitelikçe da-ha üstün olana benzetmektir (Dilçin: 1983: 405).

Bu fliir örneklerine bak›ld›¤›nda daha fazla teflbih unsurunun kullan›ld›¤› dik-kati çeker. Çünkü Karacao¤lan, bu fliirleri yazarken sanat yapma kayg›s› tafl›ma-d›¤›ndan benzetmenin ilk aflamas› olan benzeyenle benzetilenin yan yana oldu-¤u teflbihleri daha fazla tercih etmifltir. Zaten Halk Edebiyat›nda da bu yüzden en fazla kullan›lan benzetme türü teflbihlerdir. Bu teflbih örneklerini, Halk Ede-biyat›n›n önemli kaynaklar›ndan Dede Korkut Hikâyeleri’nde de görmek müm-kündür.

Bu¤ra gibi Tepegöz’ü dizi üzerine çökerdi OfiG./DKH. s. 135

Kara dinli kâfire yel gibi yetiflti, tutkal gibi yap›flt› OfiG./DKH. s. 121

Avs›l olmufl aslan gibi a¤z›n›n suyu akt› OfiG./DKH. s. 111

Bilindi¤i gibi teflbih benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme edat› ve benzet-me yönünden oluflan bir benzetbenzet-me sanat›d›r. ‹flte Karacao¤lan’›n fliirlerine bakt›¤›-m›zda bu dört unsurdan birisi olan ve benzeyenle benzetilenin aras›nda iliflki kur-maya yarayan benzetme yönünün ön planda oldu¤unu görürüz.

(5)

Harâmî olmufl gözlerin Kb. B. Beller keser demedim mi?

MC.253/347- 1- 3 Zülüfü süngüdür câna bat›yor

B. Kb. By. Gönül Mecnun olmufl Leylâ’y› arar

B. Kb. By. Dünyâ bir yol gedâ gider hân gider

B. Kb. By. MC.36/52- 2- 4

Yukar›daki örneklerde de görüldü¤ü üzere benzetme yönü, bu iliflkinin kurulufl nedenini anlatan cümleler hâlinde verilmifltir.

Karacao¤lan fliirlerinden edindi¤imiz izlenime göre Karacao¤lan benzetme edat-lar›na fliirlerinde fazla yer vermifltir. Bu benzetme edatlar›ndan en fazla kullan›lan› gi-bi edat›d›r. Bunun yan›nda misal benzetme edat›n›n da tek tük kullan›ld›¤› göze çar-par. Yine benzer fiilinin de benzetme edat› gibi kullan›ld›¤› dikkatimizi çeker:

Deli gönül gezer gezer gelirsin Ar› gibi her çiçekten al›rs›n

MC.353/478- 1 -2 Üsküfün ald›rm›fl balaban gibi Hakan dilber beni Mecnun eyledi

MC.224/326- 1- 3 ‹nci mercan gibi ufak diflinde Tatl› tatl› söyler dili Zeynep’in

MC.95/140- 1- 3 Al yana¤› bala benzer

MC.205/418- 1- 4 Sultânî kiraza benzer dudaklar

MC.109/160- 2- 3 Ay›n ondördüne benzer cemâli

MC340/465- 2- 1 Al güllere misâl top yanaklar›n

(6)

TTeeflflbbiihh--ii BBeellî

Yaln›z benzetilen ve benzetmelik ö¤eleriyle yap›lan benzetme yönü ve edat› söylenmeyen benzetmedir (Dilçin 1983:409).

Buraya kadar gördü¤ümüz teflbihler, benzetme yönü veya benzetme edat›n› içerisinde bulunduran tam teflbih ad›n› verebilece¤imiz benzetmelerdi. Oysa ki teflbihin ö¤eleri azald›kça anlam›n daha da güçlendi¤i bilinmekte ve bunun için de sadece benzeyen ve kendisine benzetilenin bulundu¤u teflbihlere teflbih-i belî¤ ad› verilmektedir. Karacao¤lan da fliire daha güçlü bir anlam katan bu teflbih-i be-lî¤leri (güzel benzetmeler) oldukça s›k kullanm›flt›r:

Alt›n gamze okun sîneme vurdun B. Kb.

MC.177/258- 2- 3 Dilber dudaklar›n bal kara gözlüm

B. Kb. Boyun bir serv-i semendir

B. Kb.

MC.301/425, 2- 1

Burada dudaklar, tatl›l›¤›ndan dolay› bala; gamze, âfl›¤› yüre¤inden vurmas›yla oka; boy, uzunlu¤undan dolay› selviye benzetilmifltir.

Teflbihlerin, benzerlik iliflkisini art arda s›ralamada oldukça kolayl›k sa¤lad›¤› bilinmektedir. ‹flte Karacao¤lan, fliirlerinde sevgilinin niteliklerini (göz, kafl, yüz, yanak, dudak, difl...) art arda s›ralarken teflbihlerin sa¤lad›¤› bu kolayl›ktan olduk-ça güzel bir flekilde yararlanm›flt›r:

Kafllar›n lâm elif gözlerin ay›n B. Kb. B. Kb. Gözlerin flemstir gül yüzün kamer

B. Kb. B. Kb. MC.145/213- 2- 1 Alma yanak kiraz dudak difl sedef

B. Kb. B. Kb. K. Kb. ‹spir ala gözler mil ile oynar

Kb. B.

(7)

TTeeflflbbiihhlleerriinn DDiill YYaapp››ss››

Teflbihler, edat grubu, isnat grubu, s›fat tamlamas› ve isim tamlamas› gibi yap›-larla benzerlik iliflkisi içerisine girmifllerdir. Bunlardan tam teflbihler, edat grupla-r›yla benzerlik iliflkisine girmifller, bu yap› gibi son çekim edat›yla bir isim unsuru-nun birleflmesinden oluflmufltur:

Boyu uzun selvi gibi Beli incedir dal gibi

MC.297/393- 3- 1- 2 Ar› gibi her çiçekten al›rs›n

MC.353/478- 1- 2 Karacao¤lan der de lebin bal gibi

MC.83./121- 5- 1

Baz› teflbihlerde ise do¤a ile ilgili kavramlar›n insanlara uyguland›¤› ve metafor yoluyla benzetme iliflkisi kuruldu¤u göze çarpar. Örnek olarak afla¤›daki dizeler-de ak›p ça¤lamak, akarsulara ait bir özellikken insandaki coflkunlu¤u, heyecan› anlatmak için kullan›lm›flt›r:

Taflk›n sular gibi ak›p ça¤lar›m Dîdâr›n görüben gönül eylerim MC.3/3- 2- 1

Teflbih-i belî¤ler ise genellikle isim tamlamas›, s›fat tamlamas› durumundad›r-lar. Buradaki isim tamlamalar›, genelde belirtisiz isim tamlamalar›d›r ve soyut kav-ramlar› somut hâle getirmek amac›yla kullan›lmaktad›r. Buradaki aflk, ecel, ayr›l›k, gam gibi kavramlar somut hâle getirilmekte ve benzerlik iliflkisi kurulmaktad›r:

Gözyafl›n mürekkep kirpi¤in kalem Ayr›l›k defterin yaz u¤run u¤run

B. Kb.

MC.10/15- 3- 3, 4

Gam leflkerin üstümüze gönderdi B. Kb.

MC.46/68- 2 -2 Aflk dalgas› boydan aflar

B. Kb.

(8)

Ac›d›r ecel flerbeti içilmez B Kb.

MC.372/504-3-2

‹çip içip aflk›n meyinden kand›m B. Kb.

MC.49/73-4-2 Firkat odu ba¤r›m deler

B. Kb. MC.289/409-5-2

Yukar›da görülen isim tamlamalar›nda (ayr›l›k defteri, aflk dalgas›, firkat odu ) aflk›n, ayr›l›¤›n, firkatin kiflilefltirildi¤i ayr›l›¤›n defteri, Ahmet’in defteri gibi alg›la-n›rsa, düflünülürse belki bu örnekler kapal› istiare fleklinde yorumlanabilir.

S›fat tamlamalar›nda ise sevgilinin uzuvlar› renk, parlakl›k, flekil itibariyle daha güçlü bir varl›¤a benzetilmekte sevgilinin güzelli¤i bu benzetme iliflkisiyle daha güçlü bir flekilde ifade edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Afla¤›daki örneklerde de görüle-ce¤i üzere kafl, hilâl (ay; flekil); yüz, mâh (ay, parlakl›k, canl›l›k); göz, ispir (keskin-lik); yanak, alma; dudak, kiraz (renk) ile benzerlik iliflkisine girmifltir.

Tülbent ya¤l›k vurmufl flu hilâl kafla Kb. B. MC.366/495-2-3 On birinde mâh yüzüne bak›l›r

Kb. B.

MC.355/459-2-1 Alma yanak kiraz dudak difl sedef

b. kb. b. Kb. k. Kb. ‹spir ala gözler mil ile oynar

Kb. B.

MC.163/238-1-3-4 O kiraz dudaklar nar gibi yüzler

Kb. B.

MC.173/252-2-1

Bunun yan›nda isnat grubu ile benzerlik iliflkisi kuruldu¤u göze çarpar. fie-kil itibariyle kafla kemanl›k, küçüklü¤ünden dolay› difle incilik, tatl›

(9)

konuflma-s›ndan dolay› a¤za flekerlik, masum bak›fllar›ndan dolay› göze cerenlik isnat edilmifltir:

Yörü hey kafllar› kalem B. Kb. MC.244/348-4-1 Aceb bizi anar m’ola? O kafllar› kemân flimdi

B. Kb.

MC. 308/436-4-4 A¤z›n›n içinde diflleri inci

B. Kb. A¤z› fleker dili nemin bal›d›r

B. Kb.

MC.5/7-1-1 Gözleri ceren o k›z›n

B. Kb.

MC.284/402-1-4

Benzetmeler bir varl›¤›n ya da bir kavram›n tasviri, tan›m›, aç›klan›fl› amac›yla yap›ld›¤›ndan bu benzerlik iliflkisinin verilmesinde isim cümlelerinin daha fazla kullan›ld›¤› dikkati çekmektedir.

Gönül Hak evidir sak›n söndürme B. Kb.

MC.369/500-1-3 Gö¤ercinliktir bu âlem

Kb. B.

MC.244/348-4-3 Boyun bir servi semendir

B. Kb.

MC.301/425-2-1 Kafllar›n kurulu yayd›r

B. Kb. Yüzün bedirlenmifl ayd›r

B . Kb.

(10)

Ak gerdan›n alt› zemzem p›nar› B. Kb.

MC. 108/261-2-1-2 Ak gö¤sünün aras› zemzem p›nar›

B. Kb.

MC: 62/93-1-3 B

B.. ‹‹ssttiiaarreelleerr

‹stiare, bir fleyi kendi ad›n›n d›fl›nda türlü yönlerden benzedi¤i baflka bir fleyin ad›yla anmakt›r (Dilçin: 1983: 412).

Ele ald›¤›m›z örneklerden de anlafl›laca¤› üzere Karacao¤lan, fliirlerinde teflbih-lere oldukça fazla yer vermifltir. Bunun yan›nda bu fliirlerde istiareteflbih-lere de rastlan-maktad›r. Bunlar› kapal› ve aç›k istiare olmak üzere iki grup hâlinde inceleyece-¤iz:

11.. KKaappaall›› ‹‹ssttiiaarree

Benzetme ö¤elerinden yaln›z benzetilen ile yap›lan istiaredir. Bu tür istiareler-de benzetilen söylenmez ( Dilçin: 1983: 414).

Sefil baykufl vîrândad›r By. B.

MC. 242/346-3-4 Kader getirdi Karaman iline B. By.

MC. 104/153-4-3 Gözlerin ediyor fitne

B. By.

MC.256/361-4-2

Yukar›daki örneklerde de görüldü¤ü gibi kapal› istiarelerde kimi zaman canl› (sefil baykufl), kimi zaman da cans›z varl›klar ya da kavramlar (kader) kiflilefltiril-mekte, onlara insana özgü nitelikler verilmektedir.

Karacao¤lan’da do¤a anlat›l›rken do¤adaki varl›klar›n (da¤lar, çiçekler) kifli-lefltirilerek verildi¤i; kapal› istiarelerin bunun için az›msanmayacak derecede kul-lan›ld›¤› dikkati çeker . Örnek olarak da¤lar›n çiçeklenmesi, insan›n giymesine

(11)

benzetilir ya da bunlar›n gelifliyle Çukurova bayraml›k giymifl bir çocu¤a benze-tilir:

Sar› sünbül mor menekfle By

Geydi bizim da¤lar flimdi B.

MC.277/391-1-3 ,4 Çukurova bayraml›¤›n giyerken

B. By. Ç›plakl›¤›n üzerinden soyarken

By.

MC.80/118-1-1, 2

Yine sar› çiçek gölgelik kurup oturur, menekfle dertli oldu¤u için boynu bükük-tür; güller hüzünlüdür. Sümbül ise yafll› bak›flt›r. K›saca Karacao¤lan, çiçeklerin durumunu daha iyi niteleyebilmek için onlara insana özgü nitelikler vermek iste-mifl; bunun için de kapal› istiarelerden yararlanm›flt›r:

Sünbül niçin yafll› bak›fl›r da¤lar B. By.

MC. 80/118-3-4 Yavr› niçin boynun e¤ri tutars›n

By.

Senin derdin benden beter menevfle By. B.

MC.49/73-3-1 Domurmam›fl aç›lmam›fl çiçe¤i Güller melil melil bilmem nedendir

B. By.

MC.40/58-3-4 K

Kaappaall›› ‹‹ssttiiaarreelleerrddee YYaapp››

Kapal› istiareler kullan›l›rken s›fat tamlamalar›na fazla yer verildi¤i görülür. Bu tamlamalar›n s›fat k›sm›n›n insan davran›fllar›na ait özelliklerden olufltu¤u dikkati çeken önemli bir noktad›r.

(12)

fiu câhil gönlünü e¤lerim derdin By. B.

Kahpe felek bu derd ile By. B.

Bizi eyler demedim mi MC.243/347-4-3 Sefil baykufl vîrândad›r

By. B.

MC.242/346-3-4 Deli poyraz sana küser

By. B.

MC.281/397-2-2

Buradaki kapal› istiarelerde (câhil, gönül, sefil baykufl, deli poyraz, kahpe felek) benzetme yönü, Kb fleklinde düflünürse bu örnekleri de teflbih olarak düflünmek olas›d›r.

Yine kapal› istiareler verilirken benzetme iliflkilerinin isnat grubu kurulufluyla verildi¤i örneklere de rastlan›r. Afla¤›daki örneklerde ellere sarhoflluk, gözlere pe-riflanl›k, gül ve çimenlere ise mahzunluk isnat edilerek benzerlik iliflkisi kuruldu¤u dikkatimizi çekmektedir.

Yâr bâde doldurur elleri sarhofl B. By.

MC.60/90-2-1 Gördüm ak ku¤ulu göller perîflân

B. By. MC.76/112-1-2 Kader getirdi Karaman iline

Çimenleri mahzûn gülleri mahzûn B. By. B. By.

MC.104/153-4-4 22.. AAçç››kk ‹‹ssttiiaarree

Benzetme ö¤elerinden yaln›z benzetmelik ile yap›lan istiaredir. Bu tür istiare-lerde benzetilen söylenmez (Dilçin, 1983: 412). Kavramlar›n anlat›lmas›nda

(13)

anla-t›ma renk katan bu kavramlara yeni anlat›m yolu açan aç›k istiareler de Karacao¤-lan fliirlerinde dikkatimizi çekerler. Bunlardan bir k›sm›n› ele alal›m:

Yufka olan dudak flekerler ezerler Kb. MC.1627263-3-3

Burada fleker kavram›yla kastedilen gülmektir. Yani fleker ezmek, gülmek kav-ram› yerine kullan›lm›flt›r.

Niceden bir kâfir etti zulumu MC.1/1-3-3

Yukar›daki kâfir sözüyle kastedilen sevgidir. Bu yüzden bir aç›k istiare söz ko-nusudur.

A

Açç››kk ‹‹ssttiiaarreelleerrddee YYaapp››

Aç›k istiarelerin genellikle isim ve s›fat tamlamalar›ndan kurulu olduklar› dik-kat çekmektedir. ‹sim tamlamalar› genellikle belirtisiz isim tamlamalar›d›r. Bazen belirtili isim tamlamalar›na da rastlan›r:

Elimden ald›rd›m bir selvi dal› Kb. Derdimin Lokmân’› gel yavafl yavafl

Kb.

MC.84/124-3-4

Karacao¤lan aç›k istiareleri kullan›rken s›fat tamlamalar›n›, isim tamlamalar›n-dan daha fazla kullanm›flt›r. Bu, belki de aç›k istiarelerin verilmesine s›fat tamla-mas›n›n yap›s›n›n daha uygun olmas›ndand›r. fiimdi bu s›fat tamlamas› fleklindeki aç›k istiarelerin birkaç tanesini ele alal›m.

Gözleri sürmeli ceren yavrusu S. ‹.

MC.357/482-5-3

Burada sevgilinin gözleri sürmeli ceren yavrusu olarak nitelendirilmifltir. Kuru-lufluna bakt›¤›m›zda tamlamas›n›n ceren yavrusu isim tamlamas›n› gözleri sürme-li s›fat›n›n nitelemesiyle olufltu¤unu görürüz.

(14)

Ala gözlü nazl› suna S. ‹.

MC.260/368-1-1

Burada ise sevgili, ala gözlü, nazl› suna olarak nitelendirilmifltir. Kurulufluna bakt›¤›m›zda ise tamlaman›n ala gözlü ve nazl› suna ismiyle birleflmesi sonucu ol-du¤u görülür.

‹ndirirler seni yüksek havadan Gözleri dumanl› ku¤u isen de

S. ‹.

Yukar›daki örnekte de sevgili, gözleri dumanl› ku¤u olarak nitelendirilmekte ve gözleri dumanl› s›fat› ile ku¤u isminin birleflmesiyle kurulan bir s›fat tamlamas› ol-du¤u görülmektedir.

Bindirirler cans›z ata S. ‹. ‹ndirirler tuta tuta

MC.252/358-6-1

Yukar›da verilen örnekte ise cans›z ata kavram› ile kastedilenin tabut oldu¤u, yine tabutla cans›z at (tahta at) aras›ndaki iliflkinin benzetme nedeni olarak alg›-land›¤› ve tamlaman›n cans›z s›fat› ile at isminin yan yana gelip birleflmesinden olufltu¤u görülmektedir.

SSoonnuuçç

● Karacao¤lan yaflad›¤› çevreyi, çevrenin özelliklerini daha iyi anlatabilmek için sanatlar›na s›kça baflvurmufltur.

● Karacao¤lan bu benzetmeleri verirken kendisinden daha önce yaflam›fl olan âfl›klar›n kulland›¤› benzerlik ö¤elerini kullanm›fl, ancak onun üzerine kendine öz-gü benzetme unsurlar› (gözleri harâmîye, kokuyu renge benzetmesi) koymas›yla benzetme iliflkilerine yeni bir boyut kazand›rm›flt›r.

●Karacao¤lan fliirlerinde benzetme edatlar›na fazlaca yer vermifltir. Bu benzet-me edatlar›ndan en fazla gibi karfl›m›za ç›kar. Bunun yan›nda misal benzetbenzet-me eda-t›n›n da tek tük kullan›ld›¤› göze çarpar. Yine benzer fiilinin de benzetme edat› olarak kullan›ld›¤› dikkati çeker.

● Karacao¤lan fliirini yazarken sanat yapma kayg›s› tafl›mad›¤›ndan benzeyen-le benzetibenzeyen-lenin yan yana oldu¤u teflbihbenzeyen-leri daha çok tercih etmifltir.

(15)

● Karacao¤lan’›n fliirlerinde teflbihlerin edat grubu, isnat grubu, s›fat ve isim tamlamalar›yla benzerlik iliflkisi içine girdikleri, teflbih-i belî¤lerin ise genellikle isim ve s›fat tamlamas› fleklinde olduklar› görülür. Bunun yan› s›ra isnat grubu flek-linde teflbih-i belî¤lere de rastlan›r.

●Karacao¤lan’›n fliirlerinde do¤ay›, çevresindeki varl›klar› kiflilefltirerek verdi-¤i için kapal› istiareleri az›msanmayacak derecede kulland›¤› dikkati çeker.

● Karacao¤lan’›n kapal› istiarelerde isnat grubu ve s›fat tamlamas› kulland›¤›; aç›k istiarelerde ise s›fat ve isim tamlamalar›na baflvurdu¤u görülmektedir.

●K›sacas› Karacao¤lan, bir karfl›laflt›rma iliflkisiyle daha iyiyi, daha güzeli orta-ya ç›kar›p; onu yeniden farkl› yönlerle flekillendirme amac›nda oldu¤undan ve di-lin yarat›c› özelli¤ini ortaya ç›karma çabas›n› tafl›d›¤›ndan benzetme sanatlar›na s›kça baflvurmufltur.

K

KIISSAALLTTMMAALLAARR Age: Ad› geçen eser AÜ: Ankara Üniversitesi B.: Benzeyen

Bil.: Bildiriler By.: Benzetme yönü

DKH: Dede Korkut Hikâyeleri DTCF: Dil Tarih Co¤rafya Fakültesi ‹.: ‹sim ‹Ü: ‹stanbul Üniversitesi Kb.: Kendisine benzetilen Kül.: Kültürü KTB: Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Mat.: Matbaa MC.: Müjgan Sungur MSA.M.: Sunullah Ar›soy OfiG.: Orhan fiaik Gökyay S.: S›fat

s.: Sayfa

Semp: Sempozyum TDK: Türk Dil Kurumu THfiA: Türk Halk fiiiri Antolojisi TTK: Türk Tarih Kurumu Yay: Yay›n Evi

(16)

K

KAAYYNNAAKKLLAARR

AKSAN, Do¤an; (1982),Her Yönüyle Dil, “Ana Çizgileriyle Dilbilim”, Ankara, TDK Yay. AKTAfi, fierif; (1986), Edebiyatta Üslûp ve Problemleri, Ankara, Akça¤ Yay.

ARISOY, M. Sunullah; (1985), Türk Halk fiiiri Antolojisi, Ankara, Bilgi Yay. BAfiGÖZ, ‹lhan; (1977), Karacao¤lan, ‹stanbul, Bahar Mat.

CUNBUR, Müjgan; (1985), Karacao¤lan, Ankara, KTB. Yay.

DEFNE, Z. Ömer; (1983), Dede Korkut Hikâyeleri Üzerine Edebi Sanatlar Bak›m›ndan Bir Araflt›rma, Ankara, TTK Bas›mevi.

D‹LÇ‹N, Cem; (1983), Örneklerle Türk fiiir Bilgisi, Ankara, TDK Yay.

ERG‹N, Muharrem; (1983), Türk Dilbilgisi, ‹stanbul, ‹.Ü.Edebiyat Fakültesi Yay.

ERGUN, Sadettin Nushet; (1955), Karacao¤lan (Hayat› ve fiiirleri), ‹stanbul, Anadolu Mat. GÖKYAY, Orhan fiaik; (1985),Dede Korkut Hikâyeleri, ‹stanbul, Dergah Yay.

GÜLENSOY, Tuncer; Kül. 1. Uluslararas› Karacao¤lan ve Halk Semp. Bil. Adana 21-23 Kas›m 1990, Karacao¤lan’›n fiiirlerinde Dil ve Üslup,

HAT‹PO⁄LU, Vecihe; (1972), Türkçe’nin Sözdizimi, Ankara: AÜ. DTCF.Yay ÖZTELL‹, Cahit; (1987), Karacao¤lan, Yaflam› ve Bütün fiiirleri, ‹stanbul: Özgür Yay.

D

D‹‹PPNNOOTTLLAARR

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Daimî bina- ların mı sergi binaları üzerine, yahut ser- gi binalarının mı daimî binaların üzeri- ne tesir yaptığı şüphelidir.». Konferansı

nition of acute cardiac allograft rejection from serial integrated backscatter analyses in human orthotopic heart transplant recipients: comparison with conven-

daha uygun biçimde olan spermler, ka- der orta¤› kardefllerine daha iyi tutuna- biliyor ve böylece oluflan sperm zincir- leri tren gibi h›zla hareket ederek, yal- n›z yol

Bu bölge bizden ›fl›k h›z›- na göre daha h›zl› uzaklaflt›¤› için, kay- naktan bize do¤ru gelmeye çal›flan ›fl›k, hiçbir zaman bize ulaflamayacakt›r.. Bu, yürüyen

► Benzeyen: Zayıf unsur. ► Benzetme yönü: İki unsur arasındaki benzetme sebebi. ► Benzetme edatı: Benzetmede kullanılan “gibi, kadar” edatlarıdır. İki

Buna karşılık tekrar grubu, edat grubu, bağlama grubu, unvan grubu, birleşik isim grubu, ünlem grubu, sayı grubu ve kısaltma gruplarının “edat grubunda isim

Dozaj endikasyona, enfeksiyonun şiddetine ve yerine, neden olan organizmaların siprofloksasine duya rlılığına, hastaların böbrek fonksiyonlarına ve