• Sonuç bulunamadı

Necmi Rıza'nın karikatür sergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Necmi Rıza'nın karikatür sergisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Necmi Riza eserleri arasında

Sanatsever Gençlerin ziyareti

Röportajımı yaparken

N E C M İ

Karikatürist arkadaşımız Üstat

Necmi Riza'nın düzenlediği ve 1.

Ocak. 1972 den 15. Ocak. 1972 ak. samına kadar yürüttüğü . karikatür

sergisi, Çenberlitaş Dârüşşafaka

Sitesindeki Galeride büyük bir ilgi gördü. Havanın bütün muhalefetine

rağmen galeri; durmadan doldu,

boşaldı. Bilhassa Üniversite toplu­

lukları, genç sanatseverler ve isti’, datlar çoğunluğu teşkil ettiler.

Biz de G ÜVER CİN olarak, sa­

natkârı ve sergisini ziyaretle hem

kendisiyle bizzat konuştuk, hem de o sırada galeride bulunan genç kız

ve erkek Üniversitelilerle bir rö.

portaj hazırladık.

Üstâdın etrafını saran bu toplu, luk kendisine sorular yağdırıyor, o da gayet rahatlıkla hepsini karşılı­ yor ve bu arada çok ilginç konula.

Üstat Necmi Riza

ra giriliyordu.

Bir Üniversiteliler topluluğu arasında

R i Z A ' n ı n

K A R İ K A T Ü R S E R G İ S İ

Röportajı yapan

:

Cengiz KIZILSENCER

Ben de hanımlardan birine sor­ dum;

— Görüyoruz ki, buradaki ka. rikatürler ve çoğunlukla kadın ya. pıtları çıplaktır. Neden acaba böyle

hareket etmiş Üstadımız? Siz ne

fikirdesiniz?

Bu direkt sorumu, aynı hanım kız gülerek karikatüriste yöneliyor:

— Evet Necmi Rıza bey!.. Ne­ den acaba? Kadınları hep çıplak iş. (ediniz?

Gelen karşılık şu oluyor bir sa­ natkâr ölçüsüyle:

— Hayat düzeninin akımı kap. samına kadın giriyor, sosyal kadın, lar, çıplaklık giriyor da ondan. Çün­ kü toplumca çıplaklığa bir akış var. Amerika ve Almanya’daki en ciddî mecmualar, kapaklarına hep çıplak

modeller koyuyorlar. İşte bu çıp.

(aklıklar içinde ciddivetler ve haki­

katler yaşayıp yaşatılıyor.

— Pekîy, bunları gözle mi, mu. hayyile ile mi işliyorsunuz?.

— Muhayyile ile.

— Çizer ve yazar hep aynı

duyuda mıdırlar? — Dâimâ...

— Sizin için bir karikatürist

sanatkâr ne demektir?

— Çizgilerle dünyalarını anla,

tanlar ve çizgilerle yorumlayanlar.

Ancak hemen şunu ekliyeyim ki, bu

sanatkârların gepgeniş dünyaları,

halkın küçücük ve dar dünyalarını

da genişletir. Am a bu, sanatçının

kendi malıdır ve tümüyle kendine aittir yine.

Bunları söyledikten sonra, te­

ker teker gençlere döndü:

— Şimdi de, müsaade edin,

ben size sorular açayım. Meselâ si. ze küçük bey! Karikatürlerimi

na-Sağdan Sola: Postel Sahib ve Yazıişleri Müdürü Avukat Edip SEZGİN, Necmi Riza ve Cengiz Kızılsencer

sil kapsadınız?

— Çok güzel olduklarını ve hal.

kın ıstıraplariyle ihtiyaçlarını dile

getirdiklerini görüyorum.

— Bu sefer de size sorayım

küçük hanım! Bu sergide en çok

hangi karikatürü beğendiniz?

— Bilhassa üç tanesini, 1)

Gübre fabrikasını, 2) Hayatın tadı

kalmadı yı, 3) Allah sokakta kalan­ ları korusun’u.

— Teşekkür ederim!

O zaman, ben atıldım ve Üstâ. da sordum:

— Bunları nasıl çizersiniz?

Verdiği karşılık, onun üstün

değer ve Kudretini göstermeye kâ­

fi geliyordu ve hakikaten de öyle

idi:

— Gayet kolaylık ve rahatlık.

la. Çünkü, ben çizgilerden değil,

çizgiler betiden tir tir titrerler.

Sergiden ilginç bir eser

Üniversitelilerle bir konuşma

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi T a h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

For instance, some pre-Islamic Arabs condemned the Prophet Muhammad as having been a divinator of the invisible world or a, magician, since they perceived that

Varı, yoğu herşeyi olan tiyatrodan yıllar sonra ayrılan Dümmüllü, hayat hikâyesini şöyle nakletmiştir.. « — Üsküdar Atlamataşı Selmanağa mahallesinde

22 yaşındaki kadın hastamız radiküler ağrı nedeniyle araştırılırken nörofibromlar, cafe au lait lekeleri, lisch nodülleri ile beraber sinir sisteminde sol

Ailesiyle birlikte yaşayan öğrencilerin %10.4’ü sigara içerken, ailesinden ayrı yaşayanların sigara içme yüzdesi çok daha yüksektir (%26.3). Yaşın, cinsiyetin,

«Refah»ın bü­ tün ışıkları o anda sönmüş ve bü­ tün gemi karanlığa gömülmüştü.. Dehşet verici hakikat bir anda bü­ tün gemiyi

Seniha Sultan, Sultan Abdülha - midin cülûsundan az bir müddet sonra mahlû Sultan Muradı tekrar tahta geçirmek için teşekkül eden «Kleanti İskalyeri»

Şimdiye kadar nesir olarak bile doğru dürüst yazılma­ mış olan Nasreddin Hoca hikâyelerinin kıymetli şair Orhan Veli tarafından manzum olarak yazılması şu