• Sonuç bulunamadı

Orhan Veli'nin manzum Nasreddin Hoca hikayeleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Orhan Veli'nin manzum Nasreddin Hoca hikayeleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A

Sahife 2

/«v I t j jk 9

Maîta Sonu Notları

m l

Orhan Velinin manzum

Nasreddin

hoca kikâyeîeri

T

ürk milletinin yetiştirdiği en büyük mizah dehâsı Nas- reddin Hoca, bizim milletlerarası tek büyük şöhretimiz- dir. Onun adı ve hikâyeleri dünyanın beş kıtasında tekrarla­ nır. Hele Amerikalılar onun nüktelerine hayrandırlar Amerı-kaya giden bir dostumuz orada Nasreddin Hoca hikayeleri anlatmaya kalkmış. Birçok kimseler hikâye tamamlanmadan sonunu söylemişler. Hattâ biri cebinden deften çıkarmış, dostumuza işitmediği Nasreddin Hoca hikâyelerini anlatmış

Nasreddin Hoca dünyanın ekseri büyük sanatkarları gibi efsaneleşmiştir- Fazla büyük olmak insanlara yak ıştıram a­ dığı için midir, nedir, Nasreddin Hocanın da yaşayıp yaşa­ madığından şüphe edilmiştir. Hattâ bazı komşularımız onu kendilerine mal etmeğe kalkmışlardır. Bu açıkgözlükte Bul- garlar başta gelir.

Nasreddin Hocanın Türk mizah kabiliyetini temsil ettiği, bu kabiliyetin de milletlerarası ölçüde olduğu muhakkaktır. Ne yazık ki biz, şaşılacak bir umursamazlıkla sahip olduğu­ muz bu büyük kıymetin üzerinde hiç çalışmamışız. Nasreddin Hoca hikâyeleri darmadağınıktır. Asırlardanberi şifahi ol­

maktan kurtarılamamıştır. Bu hikâyelerin nesir olarak doğru dürüst yazıldığı bile iddia edilemez. Türk harfleriyle basıl­ mış itinalı bir Nasreddin Hoca kitabımız yoktur. Kıyıda, kö­ şede, belki Sahaflar Çarşısında Arap harfleriyle basılmış, ifa­ desi bozuk, birkaç Nasreddin Hoca kitabına araşır a Taslanı­ yor. O kadar. Hiç bir tanınmış edibimizin bu mizah hârikala­ rını yeniden yazmaya heves etmemesi ne hazindir!

Bir edebî hâdise

Ş

unu memnuniyetle haber, vereyim ki bitmek üzere olan 1949 senesi, Nasreddin Hoca hikâyeleri bakımından şa­ yanı dikkat bir hâdise kaydetmek üzeredir. Nasreddin Hoca­ nın 70 hikâyesi, geçen sene La Fontaine’in masailarmı man­ zum olarak Türkçeye muvaffakiyetle çeviren şair Orhan Veli tarafından gene manzum olarak, fevkalâde bir muvaffakiyet­ le yazılmıştır. Bunları ihtiva eden ve edebiyatımızda bir hâ­ dise teşkil edeceğinden şüphe e tmediğim bu kitap önümüzde­ ki hafta Doğan Kardeş yayınları arasında neşredilecektir. K i­ tap benim elimde olduğu için muharrir arkadaşlarımdan ön­ ce davranarak birkaç örnek vermek istiyorum. İşte biri:

BUDALA VIZ DEDİKSE

Bir gün buğdayını yüklenip Hoca, Değirmene öğütmeye götürür.

Değirmene varınca

Çuval çuval başka buğd aylar görür Ağzına kadar da dolu çuvallar. Komşunun tavuğu kaz görünür Hocaya,

Şöyle bir fırsat kollar. Kaşla göz arasında

Başlar o çuvallardan kendi ne aktarmaya Değirmenciyse kendi h arasında Ama nasıha görijr bir aralık.

Bağırır- «— Hey ba bahis! Ne yapıyorsun?» Hoca cevap verir: — «Ben budala adamın biriyimdir; Ne yaptığımı pek öyle bilemem.»

Değirmenci çıkışır: — «Ben der, masal dinlen: şimdi ağzuııı açmıyayı m sana.

Hep başka çuvallardan almadasın Mademki budalası n,

Kendinin kinden alıp onlara da koysan»!* Hoca gülmeye başlar: der ki: «İlâhi ağa! Budalayız dedikse o ka dar da değil a-'>

Şimdiye kadar nesir olarak bile doğru dürüst yazılma­ mış olan Nasreddin Hoca hikâyelerinin kıymetli şair Orhan Veli tarafından manzum olarak yazılması şu bakımdan şa­

yanı dikkattir: Kıymetli bir şairimiz ilk defa olarak Nasred­ din Hocayı manzum olarak yazmaya teşebbüs ediyor. Yuka­ rıdaki örnekte görüldüğü gibi hikâyeler, lüzumsuz tarafları atılarak, komik unsurlar muhafaza edilerek, nükte ziyaa uğ­ ratılmadan. en güzel bir Türkçe ve sağlam bir nazım çer­ çevesi içinde yazılmıştır

Nasreddin Hocanın 70 hikâyesinden her biri yukarıdaki örnek ayarında dır. Meşhur bir hikâye daha takdim edeyim:

TİMUR UN FİATI

Timur bir gün Hoca ile hamama gider. Soyunur dökünür, içeriye girerler. Yıkanırlarken birdenbire Timur sorar.

— «Hoca, der, ben kul olsam kaç akçe ederim?» Hocanın da pervası mı var?

Şöyle bir yalancıktan zihin yorar: — «Bana sorarsan ben yüz akçe derim» Timur kızar-, — «Amma da yaptın, Hoca! Yalnız şu peştema! eder yüz akçe» Hoca bu söze bayılır gülmekten; Eğilir, Timııra der ki yavaşça: — «Ben de ona fiat biçmiştim zaten.»

Görülüyor ki Orhan Veli Nasreddin Hocadaki mizah ru­ hunu çok derinden tatmış ve böyle bir esere emek vermeği lüzumsuz saymamıştır. Ben öyle sanıyorum ki Orhan Veli Nas­

reddin Hoca hikâyelerini nazma çevirmekle hem edebiyatımı­ za büyük hizmet etmiş, hem de milli mizah dehâmızın 70 hi­ kâyesini, bir daha dağılmıyacak şekilde sağlam bir nazım çerçevesi İçinde tesbit etmiştir Bu hikâyelerin artık bozulma­ sına, değiştirilmesine imkân yoktur.

Şevket RADO

■■(•■■■■■■■■■tu ■■■!■■■■ ■■■»■•Bsııtıaıa t ■gıııaıiBdEiıa»

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Tah a T o ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

 Aşağıdaki cümlelerde altı çizili olarak verilen kelimelerin eş anlamlarını bularak yeni cümle içinde kullanınız..  Aşağıdaki cümlelerde altı çizili olarak

Index (IIEF) Questionnaire- Erectile Function Domain Score (IIEF-EF score) used in erectile dysfunction (ED) evaluation and the prevalence of priapism after penile

30 sayfa olan bu bölümde 76 fıkra yer almak­ tadır. Bu bölümde Nasreddin Hoca fıkraları ola­ rak anlatılan fıkraların az bir kısmı uydurma ol­ mayan, herkesin

Gagauzlara komşu bir Türk halkı olan Dobruca Tatarlarının Nasreddin Hoca fıkraları da 1983'te yayımlanmıştır.. Yukarıda anılan yayınlarda, Boratav, Koz ve

Bazı Nasreddin Hoca fıkralarının bütünü bir deyim veya atasözü ile ilgili iken bazen de deyimler ve/veya atasözleri, anlatı içinde dolaylı olarak ve yeri

Milletlerarası Nasreddin Hoca Sempozyumu Bildirileri, Kültür Bakanlığı Halk Kültürünü Araştırma Dairesi Yayınları, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1990, s..

Bu açıdan bakıldığında fıkralar genel itibariyle Faulstich’in sınıflandırdığı medyaların gelişim basamaklarının tümünde varlık göstermiştir (Kayaoğlu,

tilerinden, Ruşen Eşref: Boğaziçi, Aynlddar’ ında yol üstü birkaç çeşme adlı nesirinde Paşalimanı’ndan - Çen gelköyü’ne kadar uzanan bir