• Sonuç bulunamadı

Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Bayraktar, Sancaktar ve Alemdar Aileleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Bayraktar, Sancaktar ve Alemdar Aileleri"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B

BA

AY

YR

RA

AK

KTTA

AR

R,, SSA

AN

NC

CA

AK

KTTA

AR

R V

VEE

A

ALLEEM

MD

DA

AR

R A

A‹‹LLEELLEER

R‹‹

N

Neeccaattii DDEEMM‹‹RR**

Ö ÖZZEETT

Bu makalede, Orta ve Do¤u Karadeniz Bölgesinde bulunan Bayraktar, Sancaktar ve Alemdar aile-leri ile ilgili bilgi verilmektedir. Belirtilen üç aile ilgili bilgi verilerken bölgenin tarihî ve sosyal geliflimi-ne de yer verilmifltir. Ayr›ca konuyla ilgili olarak Elik Keçisi Efsageliflimi-nesi de anlat›lm›flt›r. Bu bilgiler verilir-ken Karadeniz Bölgesi’nde yap›lan dil, tarih ve kültür araflt›rmalar›ndan yararlan›lm›flt›r.

A ABBSSTTRRAACCTT

Infromation on Bayraktar, Sancaktar and Alemdar families who are in the Middle and East Black-sea Region is presented in this article. Meanwhile, historical and social development of the region is also mentioned. The researh on language, history and culture that were carried out in the Blacsea Re-gion is used while this information is being presented.

A

Annaahhttaarr KKeelliimmeelleerr:: Bayraktar, Sancaktar, Alemdar, Efsane, Osmanl› Devleti Ordu Teflkilâtlanmas› K

Keeyy WWoorrddss::Bayraktar, Sancaktar, Alemdar, Legend, Organisational Structure of the Army of the Ot-toman Empire.

Saha araflt›rmalar›m›z s›ras›nda önemle üzerinde durdu¤umuz konulardan biri de ailelerdir. Ailelere yönelik olarak, “Köyünüzde hangi aileler var, bunlar bu yö-reye nereden gelmifller?” sorusuna ald›¤›m›z cevaplar, çok büyük bir bilgi birikimi durumuna gelmifltir. Orta ve Do¤u Karadeniz Bölgesi’nin nüfus örgüsü, hayâl bile edilemeyecek bir biçimde ortaya ç›km›flt›r.

Karadeniz Bölgesi Dil, Tarih ve Kültür Araflt›rmalar› çal›flmalar›m›za Orta ve Do¤u Karadeniz Bölümünde devam ederken karfl›m›za dikkat çekici bir konu ç›k-m›flt›r: Bayraktar, Sancaktar ve Alemdar aileleri.

Bayraktar, Sancaktar, Alemdar ailelerinin isimlerinin Osmanl› Devleti’nin or-du yap›lanmas› ile ilgili olor-du¤u hemen hemen aç›kt›r. Ancak biz bu ailelerin iki farkl› yönü, Ulu¤ Türkistan ba¤lant›s› ve Türkiye’de iskân etmeleri üzerinde du-raca¤›z.

23.07.2002’de fialpazar› ilçesi Gökçeköy’de alan araflt›rmas› yaparken kaynak flahs›m›z 59 yafl›ndaki Naci Bayraktar’a, taraf›m›zdan: “Aileniz bu köye nereden gelmifl?” sorusu yöneltilmifltir. Naci Bayraktar, ailesinin Çepni Türklerine mensup oldu¤unu, köklerinin Niksar’da bulundu¤unu söylemifltir. Ayr›ca ailelerinin haya-t›n› devam ettirmesi ile ilgili Elik Keçisi Efsanesini anlatm›flt›r.

(2)

fiimdi s›ra ile Bayraktar, Sancaktar, Alemdar aileleri ile Çepni-Niksar ve Elik Keçisi Efsanesi ba¤lant›lar› üzerinde dural›m:

Malazgirt Savafl›’ndan sonra Dâniflmendliler Niksar’› baflkent yapm›fllar, Kara-deniz Bölgesi’ndeki faaliyetleri buradan yönetmifllerdir.1Naci Bayraktar’›n yaflad›-¤› yöre, yani fialpazar› ve Beflikdüzü çevresi Dâniflmendlilerin (Çepni Türkmenle-rinin) devam› olan Hac›emiro¤ullar› topraklar›n›n uç s›n›r›d›r.

Çepnilerin/Hac›emiro¤ullar›’n›n bu yörede kurdu¤u birli¤in ad› tarihî kaynak-larda Bayramo¤ullar› Beyli¤i ya da Hac›emiro¤ullar› Beyli¤i olarak geçmektedir.2 Hac›emiro¤ullar›, köken bak›m›ndan Daniflmendliler’e dayanmaktad›r.3

Daniflmendliler’in Orta Karadeniz Bölgisi’ndeki mirasç›lar› olan Çepni Türk-menleri, bu yörede iki beylik ile yer alm›fllard›r. Bunlar›n biri Daniflmenliler’in de merkezi olan Niksar’da kurulan Taceddino¤ullar› Beyli¤i,4di¤eri ise merkezi Da-niflmendliler’in s›n›r kalesinin bulundu¤u Mesudiye Kaleköy’de teflkilâtlanan Ha-c›emiro¤ullar› Beyli¤i’dir.5

Hac›emiro¤ullar›, kendilerinden önce Türk topraklar› olan Tokat’›n kuzeyi ve Mesudiye ile, kendilerinin Türk topraklar›na katt›¤› Ordu, Giresun, Samsun’un do-¤usu ve Trabzon’un bat›s›nda hüküm sürmüfl, Orta Karadeniz Bölgesi’nin büyük bir bölümünü Türk vatan› yapm›fl Türk beyli¤idir. Bu beylik Türkmenleri, a¤›rl›kl› olarak Selçuklular›n bölgeyi fetih için s›n›r boyuna yerlefltirdi¤i O¤uzlar›n Çepni boyuna mensuptur.

Bölgedeki Türkmenler, müstakil beylik hâline geldikten sonra çevrelerindeki beyliklerle mücadele içerisinde olmufllard›r. Mesudiye’den s›k s›k hareket ederek Do¤u Karadeniz Da¤lar›’n›n zirvesinden do¤uya do¤ru ak›nlar düzenlemifllerdir. Bu da¤lar üzerinde bulunan, ne zamandan ve kimlerden kald›¤› belli olmayan çok say›daki toplu mezar muhtemelen yörede yüzy›llar boyunca süren mücadelelerin ürünüdür.6

Bir yandan ak›nlar devam ederken bir yandan da Türkler uygun yerlerde iskân edilmifltir. F›rsat buldukça Harflit Irma¤›, Aksu Irma¤›, Melet Irma¤›, Bolaman Irma-¤› vadilerinden sahile do¤ru yerleflerek ilerlemifller ve yurt tutmufllard›r. Dolay›s›y-la Orta Do¤u Karadeniz Bölgesi’nin fethi s›ras›nda, büyük mücadeleler Canik Da¤-lar›’n›n zirvesinde gerçekleflmifltir. Canik Da¤Da¤-lar›’n›n kuzeyinde, Trabzon’a yap›-lan seferler hariç, büyük savafllar olmam›fl ordu biçiminde teflkilâtyap›-lanm›fl Hac›emi-ro¤lu Beyli¤i halk›, yani Çepni Türkmenleri bölgeyi iskân etmifllerdir.

(3)

Osmanl› Devleti’nin fethine kadar Hac› Emir ve o¤ullar› taraf›ndan idare edilen bu beyli¤in s›n›rlar›, 1403 y›l›nda, sahilde Vakf›kebir’in bat›s›ndan Terme’ye kadar uzan›yordu. Terme’den güneyde Niksar’›n do¤usuna çekilecek bir çizgi, beyli¤in bat› s›n›r›n› oluflturmaktayd›. Güney s›n›r› Kelkit vadisini takip ediyor, sonra Koyul-hisar ve fiebinkaraKoyul-hisar’› d›flar›da b›rakacak flekilde, fiebinkaraKoyul-hisar’›n güneyinden Kürtün’e, oradan da Vakf›kebir yak›nlar›na inen bir hat da, beyli¤in do¤u s›n›r›n› gösteriyordu.7

1404 y›l›nda Semerkand’a giderken Trabzon’a u¤rayan ‹spanyol elçisi Clavi-jo’nun verdi¤i bilgilere göre Orta Karadeniz Bölgesi’ne Arzamir (Hac› Emir) isim-li bir Türk beyi hâkimdir. Bu beyin on bin atl› askeri bulunmakta olup Trabzon Devleti’nden vergi almaktad›r.8

Bu bölge 1427 y›l›nda Osmanl› Devleti’ne kesin olarak ilhak etmifl, Hac›emi-ro¤ullar›’na ait topraklar bölünüp kazalar hâline getirilmifltir. Bölge Osmanl›lara dahil olunca tahriri yap›lm›fl ve t›mar idaresi uygulanmaya bafllam›flt›r.

Osmanl›lar yöreyi topraklar›na katt›ktan sonra Hac›emiro¤ullar› Beyli¤i’nin es-ki idarî iç tefles-kilâtlanmas›n› pek de¤ifltirmemifltir. D›fl tefles-kilâtlanmas›nda ise, 1455-1613 y›llar› aras›nda Bolaman Irma¤› ve Aksu Irma¤›’n› s›n›r olarak belirleyip böl-geyi üç kazaya bölmüfltür. Bolaman Irma¤›’n›n bat› taraf›nda kalan bölüm Canik Sanca¤›’na kat›lm›flt›r.9Bahsedilen iki ›rma¤›n aras› Vilayet-i Bayraml›, Aksu Irma-¤›’n›n do¤usunda kalan k›s›m ise Vilayet-i Çepni (Çepni ili, Çepni memleketi) ola-rak adland›r›lm›flt›r.

Giresun’un do¤u k›sm›, Dâniflmendliler döneminde Trabzon’un güneyine yer-leflmifl Çepniler10taraf›ndan Türk topraklar›na kat›lm›flt›r. Onlar, Kürtün’den hare-ket ederek Harflit vadisi yolu ile Karadeniz’e eriflmifller ve bu vadinin iki yan›nda-ki güzel topraklar› yurt edinmifllerdi.11Fatih Sultan Mehmet 1461 y›l›nda gerçek-lefltirdi¤i Trabzon seferi s›ras›nda, Kürtün, Dereli, Giresun, Tirebolu, Eynesil, ara-s›ndaki genifl k›rl›k kesim Çepni beylerinin elinde bulunuyordu.121486 y›l›nda ka-leme al›nm›fl Trabzon Sanca¤› tahrir defterine göre bu bölgede Vilâyet-i Çepni isimli bir il bulunmaktad›r.13Ad› geçen il Giresun’un merkez kazas› ile Keflap, De-reli kazalar›n›n topraklar›n› içine almaktad›r. Çepni ilinde 59 köyün varl›¤› tespit edilmifltir. Bu 59 köyde 2243 vergi nüfusunun yaflad›¤›n› görüyoruz.14Bu defter-de yer ismindefter-den baflka Çepnilerle ilgili pek çok bilgi yer almaktad›r. Ayr›ca XVI. yüzy›l Osmanl› co¤rafyac›lar›ndan Mehmed Âflikî’nin verdi¤i bilgilere göre yöre-de yaflayan Türk halk›ndan önemli bir k›sm› Dâniflmendli Çepnileryöre-den meydana gelmektedir.15

(4)

Öyle anlafl›lmaktad›r ki Niksar ve Mesudiye çevresinde birlikte yaflayan aileler Hac›emiro¤ullar›’n›n fetihleriyle Orta Karadeniz Bölgesi’ne da¤›larak yerleflmifller-dir.

Trabzon kuflatmas› s›ras›nda Çepni beyleri ve bölge halk› Fatih’i desteklemifl ve ordusuna kat›lm›fllard›r.16 Trabzon ve çevresi Türk topraklar›na kat›ld›ktan sonra çok say›da Çepni ailesi Trabzon ve Rize’ye yerleflmifltir. Bayraktar, Sancaktar ve Alemdar ailelerinin Do¤u Karadeniz Bölgesi’ne da¤›lmalar› 1461’den sonra olma-l›d›r.

Naci Bayraktar’›n Bayraktarlar, Sancaktarlar ve Alemdarlar ile ilgili olarak an-latt›¤› bir baflka bilgi de, yukar›da da bahsedildi¤i gibi, Elik Keçisi Efsanesi’dir.

Orta ve Do¤u Karadeniz Bölgesi’nde hemen hemen her köyün yaylada bir oba-s› vard›r. Eskiden köylüler k›fl›n köylerinde otururlar, yaz›n topluca yaylaya göç ederlermifl. Bu gelenek k›smen devam etmektedir. Fakat eskiden oldu¤u gibi de¤il-dir. Günümüzde az say›da aile, yaylaya ç›kar. Obalarda kalan insanlar, eski gün-leri anarken gözgün-leri dolar. Hep yayladaki yaln›zl›ktan flikâyet ederler.

Yaylac›l›¤›n canl› oldu¤u y›llarda, Gökçeköylüler yaylaya göçmüfltür. Bir aile köydeki ifllerini toparlayamad›¤› ve haz›rl›klar›n› tamamlayamad›¤› için birkaç gün gecikmifllerdir. Toparland›klar›nda hemen alelacele yola ç›karlar.

Ailenin, biri bir haftal›k olmak üzere, dokuz o¤lu vard›r. Her biri yaylada kul-lan›lacak eflyalar› yüklenmifltir. Yükleri çok a¤›rd›r. S›rtlar›ndaki a¤›r yüklerle saat-lerce yürüdükten sonra ormanlar›na ç›karlar. Hepsi çok yorulmufltur. Fakat hem yük hem de bir haftal›k bebe¤i tafl›d›¤› için anne daha çok yorulmufltur. Art›k gi-decek gücü kalmam›flt›r.

Daha fazla bu hâlde yola devam edemeyece¤ini anlayan annenin akl›na bir fi-kir gelir. Biraz tereddüt ettikten sonra kocas›n›n kula¤›na: “Nas›l olsa yetiflkin se-kiz o¤lumuz var. Ben bu çocu¤u tafl›yam›yorum. fiurac›kta bir a¤ac›n kovu¤una b›-rakal›m. Bu da olmay›versin.”der. Kocas› önce kabul etmez. Fakat bakar ki olacak gibi de¤il. Kar›s›n›n dedi¤ini yapar. Bir a¤aç kovu¤u bulurlar. Küçük bebe¤i bura-ya b›rak›p yollar›na devam ederler, bura-yaylabura-ya ç›karlar.

Yaylay› o y›l bir salg›n hastal›k kas›p kavurur. Bu salg›n hastal›k genç ihtiyar demez, çok say›da insan›n ölümüne sebep olur. Bu ailenin sekiz yetiflkin erkek ev-lâd› da ölenler aras›ndad›r. Aile harap olur. Ayn› y›l içerisinde dokuz çocu¤u kay-betmenin üzüntüsü içerisinde çaresiz köylerine dönmeye karar verirler.

(5)

Dönerken ormana ulaflt›klar›nda b›rakt›klar› en küçük çocuklar› ak›llar›na gelir. Oturup hem di¤er çocuklar› hem de burada b›rakt›klar› bebek için feryat ederek a¤larlar. Sakinleflince: “Gidip bebe¤imizin kemiklerini olsun görelim.” derler.

Kar› koca bebe¤i b›rakt›klar› a¤ac›n yan›na yaklafl›nca a¤ac›n dibinden büyük bir kufl uçar. Bir keçi de yan›nda beklemekte. Anne: “Eyvah! Bebe¤imi flimdi bu kufl yedi gidiyor. Keflke birkaç dakika evvel gelseydik.” der. Bu arada bebe¤in a¤-lama sesini duyarlar. Koflarlar, bakarlar ki bebek yafl›yor. Hem de sa¤l›kl› olarak. Hatta etlenmifl, butlanm›flt›r. Dünya anne ve baban›n olur.

Hemen çocu¤u al›rlar. Sevinerek yola devem ederler. Fakat biraz önce çocu-¤un yan›ndan kalkan elik keçisi bunlar›n peflini b›rakmaz. Feryat edip ba¤›rmakta-d›r. Onlar ilerde keçi arkada köye kadar gelirler.

Keçiyi köyden uzaklaflt›ramazlar. Bakarlar olacak gibi de¤il. Bebe¤i beflikle bir-likte bir da¤›n zirvesine ç›kar›rlar. Keçi gelip bebe¤i emzirir, sever, okflar, geri gi-der. Bir sonraki gün tekrar geri gelir. Aile de her gün ayn› ifli çocuk büyüyene ka-dar yapar. Çocuk büyüyünce keçi kaybolup gider.

Bu çocuk Bayraktar ailesinin devam›n› sa¤lar. Befli¤i b›rakt›klar› yerin ismi flikda¤› olur. Yak›n zamanda Beflikda¤›’n›n eteklerinde yerleflim yeri kurulur. Be-flikda¤›’n›n eteklerinde oldu¤u için buraya Beflikdüzü ismi verilir. Yani Trabzon’a ba¤l› Beflikdüzü ilçesinin isminin almas› bu efsaneye dayanmaktad›r.

Ayn› efsane 5 Temmuz 1997’de taraf›m›zdan Ordu ili Ulubey ilçesi Durak kö-yünde ikamet etmekte olan Rasim Elikçio¤lu’ndan17 da derlenmifltir. Durak kö-yünde oturan bu ailenin soyad› elik keçisinden dolay› Elikçio¤ullar› kalm›flt›r. Oturduklar› mahallenin ismi ise Elikçio¤ullar› Mahallesidir. Bebe¤i, keçinin emzir-mesi için b›rakt›klar› yerin ismi Beflikavlusu, buradan köye giden yola da Beflikbo-¤az› denmektedir.

Elik Keçisi efsanesinden dolay› Orta ve Do¤u Karadeniz Bölgesi’nde keçi av-lanmaz. Keçi avlayan veya öldüren kiflinin çok büyük belalarla karfl› karfl›ya kal›-naca¤›na inan›l›r.

Bu efsanenin bir benzeri, Ana Geyik ad›yla Giresun’un Çanakç› ilçesinde de derlenmifltir.18

Elik Keçisi/Ana Geyik Efsanesi Hac›emiro¤ullar› Beyli¤i’nin iskâna açt›¤› bölge-de anlat›lmas›, tesadüf olmasa gerektir. Bu konunun tarihî bir alt yap›s›n›n oldu¤u da ortaya ç›kmaktad›r. Muhtemelen Gökçeköy’deki Bayraktar Ailesi, Giresun’un

(6)

Çanakç› ilçesindeki aile ve Ulubey’in Durak köyündeki Elikç›o¤ullar› ayn› kökten gelmektedir. Zaman içerisinde fialpazar›’nda oturan aile Osmanl› ordusunda ald›-¤› görevden dolay› Sancaktar ismini alm›fl olmal›d›r. Bu efsaneye ba¤l› olarak ai-leler aras›ndaki tarihî ba¤lar› ortaya ç›karabilmek için yeni araflt›rmalara gerek bu-lunmaktad›r.

Konunu bir baflka yönü de Orta ve Do¤u Karadeniz’de anlat›lan Elik Keçisi/Ana Geyik Efsanesi ile Türeyifl Destan›’ndaki benzerliklerdir. Çin kaynaklar›nda flöyle bir efsane geçmektedir:

“Wu-sun’lar›n Kral›na Kun-mo derler. ‹flitti¤imize göre, bu kral›n babas›n›n, Hunlar›n bat› s›n›r›nda küçük bir devleti varm›fl. Hun Hükümdâr›, bu Wu-sun Kral›na taarruz etmifl ve Kun-mo’nun babas› olan bu kral› öldürmüfl. Kun-mo da, o s›ralarda çok küçükmüfl. Hun Hükümdar› ona k›yamam›fl. Çöle at›lmas›n› ölü-mü ile kal›m›n›n, kendi kaderine b›rak›lmas›n› emretmifl. Çocuk çölde emekler-ken, üzerinde bir karga dolaflm›fl ve gagas›nda tuttu¤u eti, ona yavaflça yaklafla-rak vermifl ve uzaklaflm›fl. Az sonra çocu¤un etraf›nda, bu defa difli bir kurt do-laflma¤a bafllam›fl. Kurt da çocu¤a yanaflarak memesini çocu¤un a¤z›na vermifl ve iyice emzirdikten sonra yine oradan uzaklaflm›fl. Bütün bu olan biten fleyleri, Hun Hükümdar› da uzaktan seyredermifl. Bunlar› görünce, çocu¤un kutsal bir yavru oldu¤unu anlam›fl ve hemen al›p adamlar›na vermifl. ‹yi bir bak›mla da bü-yütülmesini emretmifl. Çocuk büyüyerek bir yi¤it olmufl. Hun Hükümdar› da onu ordular›ndan birine komutan yapm›fl. Gittikçe geliflen ve baflar› kazanan çocu¤a gönül ba¤layan Hun Hükümdar›, babas›n›n eski devletini ona vererek, onu Wun-sun Kral› yapm›fl ...”19

Her iki efsanedeki benzerlikler gerçekten dikkat çekicidir. Ulu¤ Türkistan’da yaln›z kalan çocu¤a kufl ve kurt yard›m eder. Orta ve Do¤u Karadeniz Bölgesi’nde-ki bu ailenin yaflamas›n› ise kufl ile keçi/geyik sa¤lar. Türk kültürünün binlerce y›l sonra bir baflka co¤rafyada bilinç alt›n›n ortaya ç›kmas› gerçekten ilginçtir.

D

D‹‹PPNNOOTTLLAARR

* Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi E¤itim Fakültesi-Sivas

1 Dâniflmendli Devleti’nin a¤›rl›kl› nüfusu Çepniler idi. Çepnilere ait yer isimlerinin büyük bir ço¤un-lu¤unun Anadolu’nun kuzeyinde yo¤unlaflmas› bunun bir delilidir diyebiliriz. Ayr›ca Türklerin Ana-dolu’da infla etti¤i ilk büyük eserlerden biri olan ve günümüze ulaflan Niksar Ulu Camii’nin 1145 y›l›nda Çepnizâde Hasan Efendi taraf›ndan yapt›r›lmas› ve yine Niksar’da Çepnibey ismiyle bir ma-hallenin bulunmas› önemli deliller olsa gerektir. 1455 y›l›nda kaleme al›nan tahrir defterine göre Ordu s›n›rlar› içerisinde Çepnilere ait dört yer ismi bulunmaktad›r. Bunlardan Habsamana’ya

(7)

ba¤-l› Çepni karyesinde yaflayan iki kiflinin ad›n›n Bayram veled-i Mehmed Çepni ve Yusuf veled-i Ah-med Çepni olmas› dikkat çekicidir. Niksar Serenli beldesinde bir çeflmenin üzerinde Çepnilerin damgas› bulunmaktad›r. Kürtün, fialpazar› ve Beflikdüzü’nde Çepni kültürü canl›l›¤›n› korumakta-d›r (Genifl bilgi için bk. Ali Çelik, Trabzon-fialpazar› Çepni kültürü, Trabzon Valili¤i Yay., Trabzon 1999.

2 Faruk Sümer, Tirebolu Tarihi, Tirebolu Kültür ve Yard›mlaflma Derne¤i Yay., ‹stanbul 1992, s.3; Ya-flar Yücel, Kad› Burhaneddin Ahmed ve Devleti (1344-1398), Sevinç Matbbaas›, Ankara 1983, s.89, nu. 86.

3 Kad› Burhaneddin, Hac›emiro¤ullar› Beyli¤i’ne sald›r›da bulunan Taceddin Bey’e gönderdi¤i mek-tupta: “Onlar›n atalar›ndan miras kalm›fl mülküne göz dikip düflmanl›k ve kavga yolunu tutmufl, dostluk ve kardefllik haklar›n› çi¤nemiflsin.” fleklinde ifade kullanmas›, bunun bir delili olsa gerek-tir (Aziz b. Erdeflir-i Esterâbadî, Bezm u Rezm, Çev. Mürsel Öztürk), Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara 1990. s. 311). Ayr›ca bir tesadüf de¤ilse Ordu yöresinin 1455 tarihli tahrir defterinde “Bayramda-niflmend“ ismiyle kaydedilen köy, bir geçifli anlatmaktad›r.

4 ‹smail Hakk› Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri, TTK Yay., Ankara 1988, s.153-154.

5 Mesudiye ilçesine ba¤l› Kaleköy’de bulunan Hac›emiro¤ular› Beyli¤i’ne ait saray, kale ve kümbet-ler ile mezar kitabekümbet-leri büyük oranda tahrip olmufltur. Buna ra¤men beyli¤in ilk merkezi oldu¤unu ortaya koyacak deliller hâlâ mevcuttur.

6 Perflembe Yaylas›, Kumru Düzoba Yaylas›, Ulubey Kirazl›k köyü K›z›lot mevkii, Yeflilce Beldesi ve E¤riçon Tepesi’ndeki toplu mezarlar bunlardan baz›lar›d›r. Bu mezarl›klarla ilgili anlat›lan efsane-ler, O¤uz öncesi Türklerle Müslüman Türklerin mücadeleleri ile ilgilidir.

7 Bahaeddin Yediy›ld›z, Ordu Kazas› Sosyal Tarihi, Kültür ve Turizm Bakanl›¤› yay., Ankara 1985, s. 41; Kaz›m Dilcimen, Canik Beyleri, Samsun 1940, 1403 den sonra Canik m›nt›kas› haritas›. Dilci-men, beyli¤in do¤u s›n›r›n› Giresun’un yak›nlar›nda göstermifltir. Ancak 1515 tarihli Trabzon San-ca¤› Tahrir Defteri’ndeki bilgilerden anlafl›ld›¤›na göre s›n›r Vakf›kebir yak›nlar›na kadar uzanmak-tad›r.

8 Ruy Gonzlez de Clavijo, Embajada à Tamorlan, Madrid 1943, s.83. 9 Mehmet Öz, XV-XVI. Yüzy›llarda Canik Sanca¤›, TTK Yay., Ankara 1999.

10 Mehmed Âflikî’nin Trabzon’un güneyi ve bat›s›ndaki da¤lar› “Çepni Da¤lar›” olarak isimlendirme-si, bu bölgede Çepnilerin nüfus yo¤unlu¤undan dolay› olsa gerektir (Faruk Sümer, “Çepniler–III” , Türk Dünyas› Tarih Dergisi, S.57, Eylül 1991, s.12, nt. 2’den naklen).

11 Sümer, agm, s.10. 12 Sümer, agm, s.9. 13 Sümer, agm, s.13-17.

14 Faruk Sümer, “Çepniler -IV-”, Türk Dünyas› Tarih Dergisi, S. 58, Ekim 1991, s.5. 15 Faruk Sümer, O¤uzlar, ‹stanbul 1992, s. 246’dan naklen.

16 Faruk Sümer, Tirebolu Tarihi, s.48.

17 Elik Keçisi Efasnesi, memur emeklisi olan ve hâlen Ulubey ilçesi Durak köyünde ikâmet eden Ra-sim EL‹KÇ‹OLU’ndan 5 Temmuz 1997 tarihinde taraf›m›zdan derlenmifltir. Ad› geçen kaynak flah›s ilkokul mezunu olup 1941 do¤umludur.

18 Bilgehan Ats›z Gökda¤-Cengiz Coflkun, “Giresun Efsaneleri”, Giresun Kültür Sempozyumu (30-31 May›s 1988) Bildirileri, ‹stanbul 1988, s.211-212.

(8)

Her ne için u¤ram›flsan bu yere Hofl sefa gelmiflsin Hac› Bektafl'a Temenna eylersen gerçek bu ere Hofl sefa gelmiflsin Hac› Bektafl'a Sözünü anlay›p özünü alan Yeter insanl›¤a bilgisi kalan Kültürün merkezi deyip de gelen Hofl sefa gelmiflsin Hac› Bektafl'a Gelip de geçtiysen e¤er bir zaman Unutma görgünü bilgini aman Dostlar›ndan dostluk istersen heman Hofl sefa gelmiflsin Hac› Bektafl'a Sözümüz insana özümüz Hakk'a Yeflil taç giyenler giymemifl taka Kerbela çölünde olduysan saka Hofl sefa gelmiflsin Hac› Bektafl'a Gelene yol aç›k gelmeyen kals›n Ar›da mucize, petekte bals›n Gönülden gönüle dost mu arars›n Hofl sefa gelmiflsin Hac› Bektafl'a ‹limle bilimle ayd›n töremiz Kemal Atatürkçü bütün yöremiz Sevgi bar›fl ile geldiysen deriz Hofl sefa gelmiflsin Hac› Bektafl'a Ali Turab kültürünün merkezi Alemi cihana duyulmufl sesi Gelir de dinlersen bir dost nefesi Hofl sefa gelmiflsin Hac› Bektafl'a

A

Referanslar

Benzer Belgeler

Diğer yandan, avcılık da olduğu gibi Karadeniz Bölgesi’nin diğer su ürünleri üretimine tatlı su ve deniz kültür balıkçılığı şeklindeki katkısı da son derece

Ayr›ca hem klinik olarak hem de MRG ile beyinsap› tutulu- mu tesbit edilmeyen 4 hastada B‹UP incelemesi ile be- yinsap› tutulumu saptand›.. Yine 1 hastada

Kente göç eden ailelerde, her ne kadar biçim aç›s›ndan çekirdek aile tipi yaflam sürdürülürse de ailenin sosyal hayat ve güvencesinde genifl aile

Ve bu tek düzelikte, değişmeyen eş­ yalar, eski ilaç kutuları, kağıtlar, kitap­ lar, sigara izmaritleri ile tepeleme do­ lu kül tablaları (tabladaki küllerin,

Daha sonra araştırmacılar deney tüpünün içine genetik malzemenin yapıtaşı olan nükleotitleri eklemiş ve nükleotitlerin hücre zarından geçip hücrenin içindeki

Son Osmanlı Meclisinde İstanbul Milletve­ killiği yapmış olan Ahmet Selahatün Bey’in oğlu Haldun Taner, 1935’de Galatasaray Li­ sesini bitirdikten sonra Hedielberg

Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Yönetimi Denetimi Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Aylin DAĞLAR tarafından hazırlanan “Bilim Ve Sanat

Yaptığımız çalışmada koroner arter hastalığı açısından pozitif aile öyküsü olan hastalarda ST elevasyonsuz miyokard infarktüsü gelişiminin, kararsız anjinaya göre