• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Amaç: Bu çalışmanın amacı, bir üniversite hastanesinde, 1 yıllık

süreçte istenen çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının nedenlerini, olguların klinik ve sosyodemografik özelliklerini ve bu olgulara önerilen tedavileri sunmaktır.

Yöntem: Çalışmada, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

Hastanesinde Şubat 2014 - Ocak 2015 tarihleri arasında çocuk hastalıkları ve diğer klinikler tarafından, çocuk ve ergen psikiyat-risi ana bilim dalından istenen konsültasyonlara dair hastaların bilgileri geriye dönük taranmıştır.

Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre, son bir yılda 137

hasta-dan çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonu istenmişti. Olgula-rın %56,2’si kız (n=77) ve %43,8’u ise erkek (n=60) olup olgulaOlgula-rın yaş ortalaması 10,9±4,3 olarak saptanmıştır. En sık konsültasyon isteyen klinikler; çocuk sağlığı ve hastalıkları (%27,8; n=38) ile çocuk yoğun bakım servisi (%16,7; n=23) idi. Psikiyatrik tanılar; en sık %12,4 oranla depresif bozukluk, ikinci sıklıkta %8,0 oran-la uyum bozukluğu, üçüncü sıklıkta %7,3 oranoran-la dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanılarıdır. Olguların %29,2’si psikiyatrik tanı almamıştır. Değerlendirilen olguların %70,2’sine (n=97) me-dikal tedavi uygulanmıştır.

Tartışma: Çalışmamız fiziksel hastalığı olan çocuklarda

dep-resyon ve uyum bozukluğu başta olmak üzere psikiyatrik bo-zuklukların sık görüldüğünü ortaya koymaktadır. Çalışmamızın sonuçları, konsültasyon istemlerinin değeri ve bölümler arası işbirliğinin önemini vurgulamaktadır. Bu konuda düzenlenecek eğitim toplantılarının klinikler arasındaki işbirliğini artırmada katkı sağlayabileceği düşünülmüştür.

Anahtar sözcükler: Çocuk, ergen, konsültasyon, psikiyatri

ABSTRACT

Evaluation of Child and Adolescent Psychiatry Consulta-tions in a University Hospital

Objective: Main objective was to address the issue by

present-ing the reasons of child and adolescent psychiatry consultations, clinical and socio-demographic characteristics of the cases and the treatments suggested.

Methods: Patient information related to the consultations

re-quested from the department of child and adolescent psychiatry by the clinics of pediatric, and other clinics in the Afyon Kocatepe University, Faculty of Medicine between February 2014 and Janu-ary 2015 were retrospectively screened.

Results: In the past year, 137 child and adolescent psychiatry

consultations were requested. 43.8% (n=60) of the cases were male, 56.2% (n=77) were female. While mean age was 10.9±4.3 years. Consultations were most often requested from the clin-ics of pediatric (27.8%; n=38), and pediatric intensive care unit (16.7%; n=23). Of the cases, 29.2% had not received any psychiat-ric diagnosis. Psychiatpsychiat-ric diagnoses were mostly depressive dis-order (12.4%), adjustment disdis-order (8.0%), and attention deficit hyperactivity disorder (7.3%). Medical treatment was adminis-tered to 70.2% (n=97) of the evaluated cases.

Conclusions: Our study reveals that psychiatric disorders,

main-ly depressive disorder and adjustment disorders are frequentmain-ly seen in patients with physical diseases. Outcomes of our study emphasized the merit of these consultation demands, and im-portance of collaboration between disciplines. Holding more ed-ucational meetings on this issue might contribute to enhancing the cooperation between clinics.

Key words: Child, adolescent, consultation, psychiatry

Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve

Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi

Ahmet Hamdi ALPASLAN1, Uğur KOÇAK2, Cansu ÇOBANOĞLU3, Yasemin GÖRÜCÜ3

1Yrd. Doç. Dr., 3Araştırma Görevlisi Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı,

Afyon

2Yrd. Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, Afyon

Yazışma adresi: Ahmet Hamdi Alpaslan, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ali Çetinkaya Kampüsü Afyonkarahisar-İzmir Karayolu 8. km 03200 Afyonkarahisar

E-mail: ahmethamdialpaslan@yahoo.com - Tel: 0 272 246 33 01 - Fax: 0 272 246 33 00 Geliş Tarihi: 28 Şubat 2015 - Kabul Tarihi: 15 Haziran 2015

(2)

GİRİŞ

Fiziksel hastalıkların birçoğunda davranışsal, duygusal, bilişsel ve kişilerarası tepkiler gelişir. Ortaya çıkan ruh-sal durum ve tepkiler, çoğu zaman organizmanın uyum süreci çerçevesinde gelişmektedir.1 Konsültasyon

liye-zon psikiyatrisi (KLP), genel klinik tıp alanlarıyla iş birli-ğine dayanan fiziksel durumlarla ruhsal ve psikososyal durumlar arasındaki bağlantı ve etkileşimi araştıran bir psikiyatri disiplinidir. Bu disiplin hastanın bedensel, ruhsal, toplumsal bütünlüğü içinde ele alınmasına yar-dımcı olur.2

Sağlıklı kişilerle karşılaştırıldıklarında fiziksel rahatsızlığı bulunan kişilerde ruhsal bozukluk görülme sıklığı daha fazladır. Yapılan çalışmalarda toplumda ruhsal bozuk-lukların bir aylık yaygınlığı yaklaşık %16 iken, fiziksel hastalığı olanlarda bu oran %21-26 arasında bulunmuş-tur.3 Kronik fiziksel hastalığı olanlarda ise yaşam boyu

ruhsal bozukluk yaygınlığı %42 olarak bulunmuştur.4

Ölçek kullanılarak yapılan epidemiyolojik çalışmalarda ise yatan hastalarda psikiyatrik eş tanının %41,3 ile %46,5 arasında değiştiği belirtilmiştir.5 Psikiyatrik

eşta-nı hastanede yatış süresinin uzaması, artmış morbidi-te ve mortalimorbidi-te riski ile ilişkili bulunmuştur.6 Bedensel

hastalıklarda psikiyatrik eştanı yeterince tanınmamakta ve tedavi edilmemektedir. Yatan hastalara zamanında tanı konulup etkin bir şekilde tedavi edilmeleriyle top-lam hasta maliyetinin azalacağı ve hastaların iyileşme süreçlerinin daha hızlı olacağı ileri sürülmüştür.3,5

Bedensel hastalığı olan çocuk ve ergenlerde psikopato-loji ve bununla bağlantılı işlevsel bozulma sık görülmek-tedir. Tıbbi bir bozukluğu bulunan çocuk ve ergenlerde ruhsal bir sorun varlığı 2-4 kat daha fazla bildirilmiş-tir.7-8 Fiziksel hastalıklara eşlik eden psikiyatrik

bozuk-luklar hastaların değerlendirilme ve tedavi süreçlerini olumsuz etkilerken, varolan psikiyatrik bozuklukların tanı ve tedavisi hastaların tedaviye uyumunu arttırarak hayat kalitesinde yükselme sağlamaktadır.1 Türkiye’de

yapılan çalışmalarda, konsültasyon sürecinin önemi he-kimler tarafından kabul edilmesine rağmen, konsültas-yon isteme ve işbirliği oranlarının gelişmiş ülkelerden daha düşük olduğu görülmektedir.9-10 Bu düşük oranın

en önde gelen sebepleri arasında; çocuk hastalıkla-rı uzmanlahastalıkla-rının psikiyatrik hastalıklahastalıkla-rı tanımasındaki güçlükler, çocuk psikiyatristi sayısının yetersiz oluşu ve hekimler arası işbirliğinde yaşanan sorunlar gösteril-miştir.11,12

Bedensel hastalığı olan çocuklara yönelik mevcut ruh

sağlığı hizmetlerinin gözden geçirilmesi ve aksaklıkların saptanmasına yönelik araştırmalar, bu hizmetlerin iyi-leştirilmesinde yol gösterici olabilir. Bu çalışmada, bir üniversite hastanesi çocuk ve ergen psikiyatri anabilim dalı tarafından verilen psikiyatri konsültasyon hizmetle-rinin hastaların sosyodemografik özelliklerine, isteyen kliniklere, konsültasyon istenme nedenlerine, olguların psikiyatrik tanılarına ve tedavilerine göre dağılımlarının incelenmesi amaçlanmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM

Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Er-gen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Şubat 2014 - Ocak 2015 tarihleri arasında diğer kliniklerden ayaktan ya da yatarak takip edilen hastalar için istenen konsültasyonlar geriye dönük dosya taraması yoluyla değerlendirilmiştir. Tanısal değerlendirme, DSM-IV-TR tanı ölçütlerine göre yapılmıştır. Araştırmacılar tarafın-dan hazırlanan form, hasta, hasta yakınları, ilgili klinik hekim ve hemşirelerle yapılan görüşmeler sonrasında doldurulmuştur. Konsültasyon istenen çocuk ve ergen-lerin sosyodemografik özellikleri, konsültasyonların hangi birimlerce istendiği, bedensel hastalık tanıları, konsültasyon istenme nedenleri, konsültasyon sonu-cunda saptanan psikiyatrik tanılara ilişkin veriler ince-lenmiştir. Analizlerde SPSS 16.0 istatistiksel paket prog-ramı kullanılarak tanımlayıcı istatistikler yapılmıştır.

BULGULAR

Kliniğimizden bir yıllık süre içinde yatarak veya ayak-tan tedavi gören 152 çocuk ve ergen için konsültasyon istenmiştir. Konsültasyonu yapılan ancak bilgilerine ulaşılamayan 15 hasta çalışma dışı bırakılmış olup top-lam 137 hasta çalışmaya dâhil edilmiştir. Konsültasyon istenen olguların en küçüğü 1, en büyüğü 17 yaşında olup yaş ortalaması 10,9±4,3 olarak bulunmuştur. Kon-sültasyon istenen hastaların %48,9’u 12 yaş ve üzeri ol-gular (n=67), %51,1’i ise 12 yaş ve altı olol-gulardan (n=70) oluşmaktaydı. Cinsiyetlere göre değerlendirildiğinde konsültasyon istenen olguların %56,2’si kız (n=77) ve %43,8’u (n=60) erkek olduğu ve arada anlamlı fark bu-lunmadığı saptanmıştır (p>0,05).

Olguların %58,3’ünü (n=80) yatarak tedavi gören, %41,7’sini (n=57) ayaktan takip edilen hastalar oluştur-maktaydı. En sık konsültasyon isteyen birimler çocuk sağlığı ve hastalıkları (%27,8; n=38) ile çocuk yoğun ba-kım servisi (%16,7; n=23) idi. Konsültasyon isteyen bö-lümler Tablo 1’de gösterilmiştir.

(3)

Tablo 2: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastalarda Konsültasyon İstenme Nedenleri

n %

İntihar girişimi 38 27.8

Depresif belirtiler 19 13.8

Aşırı Hareketlilik-Dikkat Dağınıklığı 14 10.2

Organik etyolojinin bulunamaması 12 8.8

Anksiyete-Uyum Bozuklukları 11 8.0

Konuşmama/Konuşma Geriliği 10 7.8

Enürezis-enkoprezis 7 5.1

Tik Bozukluğu 6 4.4

Psikokutanöz Hastalıklar 5 3.7

Madde Kötüye Kullanımı 5 3.7

Diğer 10 7.8

Toplam 137 100

Tablo 1: Konsültasyon İsteyen Klinikler

n %

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 38 27,8

Çocuk Acil-Yoğun Bakım 23 16,7

Çocuk Cerrahi 11 8,0

Fizik tedavi ve rehabilitasyon 19 13,8

Beyin Cerrahi 11 8,0

Ortopedi ve travmatoloji 8 5,8

Göğüs Cerrahi 2 1,5

Plastik cerrahi ve rekonstrüksiyon 13 9,5

Kulak Burun Boğaz 12 8,8

Toplam 137 100

Konsültasyon isteme nedenleri incelendiğinde en sık konsültasyon isteme nedenlerinin sırasıyla intihar gi-rişimi (%27,8; n=38), depresif belirtiler (%13,8; n=19), aşırı hareketlilik-dikkat dağınıklığı (%10,2; n=14) olduğu

saptanmıştır. Yatarak ve ayaktan tedavi gören hastalar-daki konsültasyon isteme nedenleri Tablo 2’de göste-rilmiştir.

(4)

Tablo 3: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastaların Ruhsal Değerlendirme Sonucu Aldıkları Psikiyatrik Tanılar

n %

Tanı almamış 40 29,2

Major Depresyon 17 12,4

Uyum bozukluğu 11 8,0

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu 10 7,3

Davranım bozukluğu 8 5,8

Anksiyete bozukluğu 7 5,1

Mental Retardasyon 7 5,1

Tik bozukluğu 7 5,1

Yaygın Gelişimsel Bozukluk 6 4,4

Enürezis-enkoprezis 5 3,6

Dissosiyatif bozukluk 4 2,9

Genel tibbi duruma bağlı anksiyete 4 2,9

Diğer 4 2,9

Somatoform bozukluk 3 2,2

Psikokutanöz hastaliklar 2 1,5

Akut stres bozukluğu 1 ,7

Psikotik bozukluk 1 ,7

Toplam 137 100

Kliniğimizden konsültasyon istenen hastaların ruhsal değerlendirmeleri sonucunda en sık konulan psikiyat-rik tanı major depresyon olmuştur. Depresif bozuklu-ğu sırasıyla uyum bozuklukları, dikkat eksikliği hipe-raktivite bozukluğu, davranım bozukluğu, anksiyete bozukluğu, mental retardasyon, tik bozukluğu, yaygın gelişimsel bozukluk enürezis-enkoprezis tanıları takip etmektedir. Yatarak ve ayaktan tedavi gören hastaların ruhsal değerlendirme sonucu aldıkları psikiyatrik

tanı-lar Tablo 3’te gösterilmiştir. İstenen konsültasyontanı-lar so-nucunda psikiyatrik değerlendirmesi yapılan hastaların %70.2’sine (n:97) farmakoterapi başlandığı saptanmış-tır. En sık önerilen psikofarmakolojik ajanlar sırasıyla; selektif serotonin geri alım inhibibitörleri (SSGİ) (%29,2; n:40), antipsikotikler (%12,4; n:17), psikostimülanlar (%9,5; n:13) olmuştur. Değerlendirme sonucunda öne-rilen psikotrop ilaçlar Tablo 4’te gösterilmiştir.

(5)

TARTIŞMA

Bu çalışmada 1 yıllık sürede 8 farklı klinikteki 137 hasta-dan konsültasyon istendiği görülmüştür. Bu istemlerin de %44,5’i çocuk sağlığı ve hastalıkları kliniğinden yapıl-mıştır. Bu konuda yapılan diğer çalışmalarda da en sık çocuk sağlığı ve hastalıkları kliniklerinden konsültasyon istendiği bildirilmiştir.1,2,11,12 Çalışmamızda konsültasyon

istenen olguların cinsiyetleri incelendiğinde %56,2’sinin kız (n=77) ve %43,8’inin (n=60) erkek olduğu görülmüş-tür. Türkiye’de İzmir’de yapılan bir çalışmada kız oranı %59,6, Ankara’da yapılan bir çalışmada %54,5, Konya’da yapılan bir çalışmada %70,1 ve Trabzon’da yapılan çalış-mada ise %62 olarak bildirilmiştir.11,14 Cinsiyetler

arasın-daki bu farklılık, kızlararasın-daki ruhsal sorunlara karşı tedavi ekibinin daha duyarlı olması ve erkeklerdeki ruhsal so-runların göz ardı edilebilmesi ile ilişkilendirilmiştir.7

Ça-lışmamızın verileri, konsültasyon istenen hastalarda kız baskınlığını gösteren diğer araştırmalarla uyumludur. Bu durum farklı cinsiyetteki çocuk ve ergenlerin ruhsal sorunlarının farklı özellikler taşımasıyla ilgili olabileceği gibi, tedavi ekibinin sorunlara yönelik duyarlılığının cin-siyete göre farklılaşması ile de ilişkili olabilir.

Kliniğimizden en sık konsültasyon istem nedenleri sıra-sıyla intihar girişimi ile depresif belirtiler olmuştur. Emi-roğlu ve ark.’nın yaptığı çalışmada en sık konsültasyon nedeninin depresif görünüm olduğu saptanmıştır.11

Benzer şekilde Aktepe ve ark., 2013 yılında yaptıkları ça-lışmada en sık konsültasyon istem nedenlerinin intihar

girişimi ile depresif belirtiler olduğunu bildirilmişlerdir.2

Ergenlik dönemi, çocukluk dönemi ile kıyaslandığında bu dönemde ergenin başetmek zorunda kaldığı biyop-sikososyal değişimlerin arttığı söylenebilir. Ayrıca gü-nümüzde geçmişe göre daha fazla ergenin ruh sağlığı sorunu yaşadığı bildirilmektedir.15 Çalışmamızda,

kon-sültasyon istenen olguların %48,9’unun (n=67) ergen yaş grubundan olması ve en sık konsültasyon istem nedenlerinin intihar girişimi ile depresif belirtiler olma-sı göz önünde bulundurulduğunda, özellikle ergen yaş-taki konsültasyon istemlerinde suisid riskinin mutlaka değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir.

Değerlendirme sonucunda saptanan psikiyatrik tanı-lara bakıldığında ise depresif bozukluğu (%12,4), sıra-sıyla uyum bozuklukları (%8), dikkat eksikliği hiperak-tivite bozukluğu (%7,3) ve davranım bozukluğu (%5,8), anksiyete bozukluğu (%5,1) takip etmiştir. Bu konuyla ilgili çalışmalara bakıldığında Emiroğlu ve ark. uyum bozukluğu, depresif bozukluk ve mental retardasyon, Kandil ve ark. intihar girişimi, anksiyete bozukluğu ve depresyon, Aktepe ve ark. depresif bozukluk, anksiyete bozukluğu ve davranım bozukluğu’nu, Gökçen ve ark. anksiyete bozukluğu, uyum bozuklukları, depresif bo-zukluğu, Çolpan ve ark. ise uyum bobo-zukluğu, depresif bozukluğu, anksiyete bozukluğunu en sık saptanan ta-nılar olarak bildirmişlerdir.1,2,11,14,16 Bizim çalışmamızda

en sık saptanan tanıların bu çalışmalardaki sonuçlarla uyumlu olduğu gözükmektedir. Çalışmamızdaki olgu-ların %29,2’sine (n=40) psikiyatrik bir tanı konulmadığı Tablo 4: Değerlendirme Sonucunda Önerilen Psikotrop İlaçlar

n %

SSGİ Grubu Antidepresanlar (sertralin, fluoksetin,

essi-talopram vd.) 40 29,2

Atipik antipsikotikler (risperidon, olanzapin, aripiprazol

vd.) 17 12,4

Psikostimülanlar (metilfenidat, atomoksetin) 13 9,5

Hidroksizin 11 8,0

Desmopressin 3 2,2

Benzodiazepin 2 1,5

Diğer 11 8,0

İlaçsız takip önerildi 40 29,2

(6)

saptanmıştır. Gökçen ve Çelik’in çalışmasında bu oran %14, Rezaki ve ark.’nın çalışmasında %27,3, Kılıç ve ark.’ nın çalışmasında %38,9, Bilginer ve ark.’nın çalışmasın-da ise %40,4 olarak bildirilmiştir.1,12,13,17 Çalışmalardaki

tanıların konsültasyon esnasındaki kesitsel değerlen-dirme bulgularına göre konduğu göz önüne alındığın-da, tanı almayan yaklaşık 1/3’lük olgu gruplarının ruhsal bozukluk geliştirme risklerinin sağlıklı akranlarına göre daha yüksek olduğu akılda tutulmalıdır. Bu bağlamda tanı almasalar bile ayaktan ya da yatarak tedavi gören konsültasyon hastalarının kısa süreli de olsa izleme alınmasını öneriyoruz.

İstenen konsültasyonlar sonucunda psikiyatrik değer-lendirmesi yapılan hastaların %70,2’sine (n=97) farma-koterapi başlandığı saptanmıştır. En sık önerilen psi-kofarmakolojik ajanlar sırasıyla; selektif serotonin geri alım inhibibitörleri (SSGİ) (%29,2; n=40), antipsikotikler (%12,4; n=17), psikostimülanlar (%9,5; n=13) olmuş-tur. Bu oran Abalı ve ark.’ nın yapmış olduğu da %49,7, Gökçen ve ark.’nın yapmış olduğu çalışma-da %70,2, Aktepe ve ark.’nın yapmış olduğu çalışmaçalışma-da %85,7 olarak saptanmıştır.1,2,18 Geniş bir aralıkta

deği-şen bu oranların, çalışma örnekleminde değerlendirilen olgulara göre değişkenlik gösterdiği düşünülmüştür. Sonuç olarak, Afyon Kocatepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı’ndan 1 yıllık sürede 8 farklı klinikten 137 konsültasyon istenmiştir. En sık kon-sültasyon isteyen birimler çocuk sağlığı ve hastalıkları ile çocuk yoğun bakım servisleri olup en sık konsültas-yon isteme nedenlerinin intihar girişimi ve depresif be-lirtiler olduğu görülmüştür. En sık konulan psikiyatrik tanılar major depresyon ve uyum bozukluğudur ve en sık önerilen psikofarmakolojik ajanlar selektif serotonin geri alım inhibibitörleri olmuştur.

Tıbbi bir hastalığa ruhsal bir bozukluk (dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, mental retardasyon, öğrenme güçlüğü vb.) eşlik ettiğinde çocuk ya da ergenin has-talığı anlaması ve tedaviye uyumu güçleşmektedir.19

Bu nedenle fiziksel hastalıklara eşlik eden psikiyatrik bozuklukların zamanında tanınması ve tedavi edilme-si, fiziksel hastalığın prognozunu ve hastanın tedaviye uyumunu olumlu yönde etkileyecektir. Bu bozuklukla-rın tanınması ve hastalabozuklukla-rın daha kısa sürede daha etkin tedavi edilmesi çocuk ergen psikiyatrisi ile çocuk sağlı-ğı ve hastalıkları alanı arasındaki işbirliğinin artması ve karşılıklı sorunların irdelenerek çözümlenmesi çocuk hastaların tedavilerinin daha hızlı ve etkili yapılabilmesi

KAYNAKLAR

1. Gokcen C, Celik YI. The Evaluation Of Child And Adolescent Ps-ychiatry Consultations from other Inpatient Clinics in a Training Hospital. Sak Med J 2011; 1: 140-144.

2. Aktepe E, Kocaman O, Işık A, Eroğlu FÖ. Bir Üniversite Hastane-sinde İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyon Hizmetle-rinin Değerlendirilmesi TAF Prev Med Bull 2013; 12(5): 539-544. 3. Ito H, Kishi Y, Kurosawa H. A preliminary study of staff percep-tion of psychiatric services in general hospitals. Gen Hosp Psychi-atry 1999; 21: 57-61.

4. Hochlehnert A, Niehoff D, Herzog W, Löwe B. Elevated costs of treatment in medical inpatients with psychiatric comorbidity are not reflected in the German DRG-system. Psychother Psychosom Med Psychol 2007; 57: 70-75.

5. Salomon RM. Handbook of Consultation-Liaison Psychiatry. J Clin Psychiatry 2008; 69: 684.

6. Douzenis A, Lykouras L, Christodoulou GN. Consultation liaison psychiatry in Greece. J Psychosom Res 2008; 64: 457-458. 7. Shugart MA. Child psychiatry consultations to pediatric inpa-tients: a literature review. Gen Hosp Psychiatry 1991; 13: 325-336.

8. Kerimoğlu E, Alpas B. Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi. Çuha-daroğlu F (ed). Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı. 2008, s: 718-722.

9. Gökler B. Çocuk-ergen konsültasyon liyazon psikiyatrisi ve etik. Çocuk Hastalıklarında Biyopsikososyal yaklaşım içinde, DÜ Tü-zün, S Hergüner (ed), Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 2007, s: 31-42. 10. Woodgate M, Garralda ME. Paediatric liaison work by child and adolescent mental health services. Child Adolesc Ment He-alth 2006; 11: 19-24.

11. Emiroğlu N, Aras Ş, Yalın Ş, Doğan Ö, Akay A. Yatan hastalar için istenen çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının değer-lendirilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10: 217-225. 12. Kılıç BG, Uslu R, Aysev A. A preliminary evaluation of consul-tationliaison psychiatry services for children at a university hos-pital: lessons learned to enhance efficacy. New/Yeni Symposium Journal 2007; 45: 163-169.

13. Rezaki BG, Öy B, Küçükkömürcü Ş. Bir Devlet Çocuk Hasta-nesinde Çocuk Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 1998; 5(1): 34-38.

14. Kandil S, Aksu H, Yöntem T, Aktepe E. Bir üniversite hasta-nesinde bir yıllık çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi. İbn-i Sina Tıp Dergisi 2003; 8:173-177.

15. Alpaslan AH. Ergen Ruh Sağlığı ve Spor Adolescent Mental Health and Sports. Kocatepe Tıp Derg Kocatepe Med J 2012; 181-185.

16. Çolpan M, Eray Ş, Vural P. Uludağ Üniversitesi Hastanesinde Son Bir Yılda İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi

(7)

Konsültasyonla-17. Bilginer SÇ, İnce C, Karadeniz S, Duran B, Kandil S. Evaluati-on of Child and Adolescent Psychiatry CEvaluati-onsultatiEvaluati-ons in A Univer-sity Hospital Turkish Journal of Child Adolesc Ment Health 2013; 20(2): 87-95.

18. Abalı O, Tuzun U, Gurkan K. Cocuk psikiyatrisi konsultasyon-larının değerlendirilmesi. Genel Tıp Dergisi 2006; 16: 121-124.

19. Göker Z, Güney E, Dinç G, Üneri Ö. The Evaluation of the Psychi-atric Consultations of Children and Adolescents Hospitalised in a Training and Research Hospital. Turkish J Pediatr Dis 2014; 8: 17-24.

Referanslar

Benzer Belgeler

değerle diril iş ve eyi to ografisi çekil iş. • Beyin tomografisinde patolojik bulgu izlenmeyen hasta ı davra ış ozukluğu metpamid yan etkisi, ateşi dehidratasyon

 Hastanın sonda ile çok ağrısı olması nedeniyle 2 gün sonra sondası çıkarıldı.  Bu arada trombosit refrakterliği de olması nedeniyle hastanın trombositleri

atherosclerotic disease of extracranial carotid and vertebral, mesenteric, renal, upper and lower extremity arteries: the Task Force on the Diagnosis and Treatment of Peripheral

subklinik kardit hem dü şük hem de orta ve yüksek riskli topluluklarda majör bulgu olarak kabul.

Şanda Çalı 1978 Marmara Üniversitesi (Emekli) Yakın Doğu Üniversitesi (Halen) 54.. Özen Arat Aşut* 1979 Yakın

a) Uzmanlık eğitimi karnesi: Program ve eğitime başlayan her uzmanlık öğrencisi için genişletilmiş eğitim müfredatına uygun bir karne oluşturur. Karne içeriğindeki

 Soğuk veya strese yanıt olarak gelişen, el ve ayaklardaki epizodik renk değişikliğine Raynaud fenomeni denir... Raynaud

Gastroenterit Peptik ülser Siklik kusma Psikojenik Adrenal kriz Diyabetik ketoasidoz.. Metabolik hastalık