• Sonuç bulunamadı

Karsinoma Ex - pleomorfik Adenom Olgu Sunumu = Case Presentation of Carsinoma Ex - pleomorphic Adenoma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karsinoma Ex - pleomorfik Adenom Olgu Sunumu = Case Presentation of Carsinoma Ex - pleomorphic Adenoma"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

35

Karsinoma Ex - pleomorfik Adenom

Olgu Sunumu

Case Presentation of Carsinoma Ex - pleomorphic Adenoma

Şemsettin OKUYUCU *, Sinan KOCATÜRK **, Ünsal HAN ***, Fulya KÖYBAŞIOĞLU ***,

Ata Türker ARIKÖK ***, Altan YILDIRIM **

* Dr. SSK Diyarbakır Bölge Hastanesi 1. KBB kliniği

** Dr. C. Ü. Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı

*** Dr. SSK Ankara Eğitim Hastanesi Patoloji Kliniği

ÖZET

Tükürük bezlerinden gelişen pleomorfik adenomlar benign tümörler grubundadır. En sık parotis bezinde görülürler ve ağrısız kitle şeklinde ortaya çıkarlar. Bizim sunduğumuz vakada parotis kökenli benign pleomorfik adenom olan bir hastanın akciğer metastazı tespit edilmiştir. Bu sunumda agresif seyirli bir pleomorfik adenomun klinik, histopatolojik özellikleri incelenmiş, tedavisi ve uzak metastazı tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: pleomorfik adenom’miks tümörler.

SUMMARY

Pleomorphic adenomas of salivary glands are benign tumors. They are seen in parotid gland mostly with a painless mass. We presented a case of a pleomorphic adenoma with metastases to the lung. We observed an agressive behaviour of a pleomorphic adenoma, and the clinical and histopatological characteristics, the treatment and distant metastases are discussed.

Key Words: Pleomorphic adenoma’mixed tumour

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 27 (1): 35 – 38, 2005 GİRİŞ

Pleomorfik adenom, tükürük bezi tümörleri arasında en sık rastlanılanıdır (1-2). Parotis yerleşimli olanların %90’ı yüzeysel lop, %10’u ise derin lop kaynaklıdır (2). Pleoformik adenom vakalarında cerrahi tedaviden sonra rekürrense rastlanmakta ve 1-46 yıl arasında rekürensler ortaya çıkabilmektedir(3). Bu tümörlerde malign transformasyon nadir bir durumdur ve olguların %3-4’ünde görülmektedir (4-5). Karsinoma ex-pleomorfik adenom olarak adlandırılan malign tip sıklıkla uzun süreli veya rekürrens durumlarında görülmektedir (4).

Pleomorfik adenomların %2’den azı ise histopatolojik olarak benign, klinik olarak ise son derece malign bir tablo ile karşımıza çıkabilir (6-11). Bu olgularda lokal agresif seyir yanında kemik (12-13 ), karaciğer (14 ), akciğer ve bölgesel lenfatik metastazlar (15) bildirilmiştir.

(2)

Karsinoma Ex - pleomorfik Adenom

36

Bu makalede malign seyirli, ancak 3. nüksünden sonra karsinoma ex-pleomorfik adenom tanısı alan olgumuza ait gözlemlerimiz sunulmuştur.

OLGU

53 yaşında kadın hasta sol parotis lojunda kitle nedeniyle başvurdu. Yapılan ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi tetkiklerinde kitlenin parotis yüzeysel lobundan kaynaklandığı görüldü (Resim 1). Hastaya ince iğne aspirasyon sitolojisi yapıldı; pleomorfik adenomla uyumlu olarak rapor edildi. Hastaya süperfisyel parotidektomi uygulandı. Postoperatif kesin histopatolojik inceleme sonucu da pleomorfik adenom olarak rapor edildi. Hasta komplikasyonsuz olarak 7. günde taburcu edildi.

Resim 1: Parotis yüzeyel lobundan kaynaklanan kitlenin BT görüntüsü

İlk ameliyatından 4 ay sonra, sol parotis lojunda yaklaşık 5x6 cm boyutunda ve üzerindeki ciltte granülasyona ve kanamaya yol açan kitle ile tekrar başvurdu. Fasiyal sinir tutulumu yoktu ancak kitlenin çok hızlı büyüme göstermesi ve ağrılı olması malign transformasyon lehine değerlendirildi (Resim 2). Hastaya yapılan MRI ve BT incelemesinde parotis lojunu tamamen dolduran kitle tespit edildi. Akciğer tomografisi, kemik sintigrafisi ve abdominal USG tetkikleri normal olarak bulundu. Hastaya total parotidektomi uygulandı. Fasiyal sinirin temporal ve zigomatik dalları korundu, diğer dalları tümör içinden geçtiği için rezeksiyona dahil edildi. Hastaya aynı seansta ağız köşesine masseter kas transpozisyonu

uygulandı. Hasta komplikasyonsuz olarak 15. günde taburcu edildi. Postoperatif kesin histopatolojik raporu pleomorfik adenom olarak rapor edildi.

Resim 2-: İlk ameliyatdan 4 ay sonra ortaya çıkan, sol parotis lojunda yaklaşık 5x6 cm boyutunda ve üzerindeki ciltte granülasyona ve kanamaya yol açan kitle

İkinci ameliyatından 5 ay sonra sol parotis loju, sternokleidomastoid adele üst 1/3 sınırına, arkada mastoid apekse, önde dudak sol lateral sınırına, üstte temporomandibuler ekleme kadar uzanan üzerindeki ciltte çok sayıda kanamalı granülomatöz lezyonlara neden olan ve parotidektomi bölgesini tamamen dolduran kitleyle başvurdu. Cilde invaze olan tümörden yapılan punch biopsi ve ince iğne aspirasyon sitolojisi sonuçları karsinoma ex pleomorfik adenom olarak rapor edildi (Resim 3,4,5). Akciğer tomografisinde metastaz lehine yorumlanan multipl soliter odaklar (coin lezyon) tespit edildi. Bronkoskopik inceleme ile alınan biyopsi ve bronkoalveolar lavaj sıvısının histopatolojik incelemesinde lezyonların primer tümörle aynı histopatolojik özelliklere sahip metastatik lezyonlar olduğu görüldü. Dahiliye ve anestezi konsültasyonu sonucunda genel anesteziye uygun görülmeyen hastaya kemoterapi ve radyoterapi planlandı. Ancak hasta tedavi önerimizi kabul etmedi.

(3)

Okuyucu ve ark.

37 Resim 3-: Pleomorfik ve hiperkromatik nükleuslu hücrelerin

oluşturduğu tübüler yapıların fibrokollajenöz dokuya infiltratif ilerlemesi (HEx200)

Resim 4-: İnfiltratif gelişim paterni (HEx100)

Resim 5-: Olgunun kitlesinden yapılan ince iğne aspirasyonunda pleomorfik, nükleer kontür düzensizliği gösteren mitotik figür içeren üç boyutlu kümeler halinde düşmüş malign hücreler (Papanicolaou x 400)

TARTIŞMA

Pleomorfik adenom tükrük bezlerinin en sık görülen tümörü olup başlıca parotisten köken alır. Primer olarak parotidektomiyle tedavi edilen vakalarda rekürrenslerin oranı %1-2 den fazla değildir. Rekürrens sebepleri arasında şu faktörler etkili olabilir; a) Tümörün multisentrik yerleşimi, b) Tümör kapsülünde potansiyel olarak zayıf yapısal noktaların (bare area) bulunması, c) Tümör rüptürü, d) Tümörün retromandibuler kısma doğru uzanım göstermesi, e) Parotis bölgesindeki küçük kitlelerin lenf nodu ya da sebase kist zannedilerek özensiz çıkarılması f) Enükleasyon, g) Preoperatif biopsi alınması, h) Flebin tümör üzerinden geçen insizyonla kaldırılması (3).

Rekürrens gösteren pleomorfik adenomda farklı yaklaşım tarzları vardır: 1) Küçük izole ve ince iğne aspirasyonu ile benign olduğu gösterilen tümörler izleme alınabilir, 2) Soliter rekürrensler üzerlerindeki skar dokusuyla birlikte çıkarılabilir, 3) Daha önceden enükleasyon yapılmış olan vakalarda fasiyal siniri koruyarak süperfisyel parotidektomi yapılabilir, ilk insizyondaki skar dokusu da çıkarılır, 4)Fasiyal sinir korunarak total parotidektomi yapılabilir, ilk insizyondaki skar dokusu da çıkarılır, 5) Rekürrens gösteren doku bölümleri blok olarak çıkarılır ve pektoralis major ya da serbest önkol flebiyle rekonstrükte edilebilir, 6) Yukarıdaki seçenekler radyoterapiyle kombine edilebilir.

Malign transformasyon riski düşük olmakla birlikte minör tükürük bezlerinden gelişenlerde bu ihtimal daha yüksektir (16). Malign transformasyon riskinin 5 yıldan kısa süreli tümörler için %1.6 ve 15 yıldan uzun süreli tümörler için ise %9.4 olduğu bildirilmiştir (16). Benign bir tümörün malign transformasyonunu destekleyen klinik bulgular ağrı, kitle boyutlarında ani artış ve fasiyal paralizidir.

Pleomorfik adenom; malign transformasyon geçirmeksizin kendisiyle aynı histopatolojik özelliklere sahip uzak metastazlar da yapabilir (14-15-17-19). Bu metastazların, preoperatif veya intraoperatif dönemde tümör parçacıklarının vasküler kanallara girmesiyle uzak bölgelere taşınmasına bağlı olduğu varsayılmaktadır (20). Ancak benign miks tümör içindeki küçük bir adacık malign transformasyona uğrayıp metastaz yapabilir ve histopatolojik inceleme sırasında bu durum gözden kaçabilir(3). Pleomorfik adenomların uzak metastazı sıklıkla lokal rekürrensin arkasından gelişir (20). Bizim vakamızda ilk operasyonundan 3 ay sonra lokal olarak agresif ve çevre dokulara invaze bir durum tespit

(4)

Karsinoma Ex - pleomorfik Adenom

38

edilmiş ve temporal dalı koruyan total parotidektomi uygulanmıştı. Buna rağmen operasyondan 3 ay sonra aynı bölgede nüksle gelmiş ve akciğer metastazı tespit edilmiştir. Hastadan alınan punch parotis biopsi ve ince iğne biyopsisi sonucu karsinoma expleomorfik adenom tanısı konmuştur. Ancak hastanın genel durumu cerrahiye elvermemiş, adjuvan tedaviyi de hasta kabul etmemiştir.

Benign bir pleomorfik adenomun tedavisi çevresindeki bir miktar normal dokuyla beraber eksizyonudur. Rekürrens gösteren tümörlerde çok yavaş bir seyir gözlenirse takip edilebilir çünkü ikinci cerrahilerde fasiyal siniri korumak zorlaşmaktadır. Rekürren tümör hızla büyüyorsa tümörün yerleşimine ve önceki cerrahiye göre süperfisyel ya da fasiyal sinir korunmaya çalışılarak total parotidektomi uygulanır. Radyoterapi ancak cerrahinin mümkün olmadığı durumlara saklanır. Chen ve ark. tarafından yayınlanan vakalarda uzak metastazların tedavisinde primer cerrahi eksizyon uygulanmaktadır (12). Cerrahiye uygun olmayan, genel anestezi açısında yüksek risk grubundaki hastalara radyoterapi uygulanır.

KAYNAKLAR

1- Cresson DH, Goldsmith M, Askin FB, Reddick RL, Ostma

DS, Siegal GP. Metastasizing pleomorphic adenoma with myoepithelial cell predominance. Path Res Pract 1990; 186:795-800.

2- Spiro RH. Salivary neoplasms: overview of a35-year

experience with 2807 patients. Head Neck Surg 1986, 8; 177.

3- John E DeBurgh Norman, Mark McGurk. Color Atlas and

Text of the Salivary Glands, 1st ed, Barcelona,

Mosby-Wolfe.

4- Seifert G. Histopathplogy of malignant salivary gland

tumours. Eur J Cancer B Oral Oncol 1992, 28B; 49.

5- Seifert G, Sobin LH. The world health organization’s

histological classification of salivary gland tumours; a commentary on the second edition. Cancer 1992,70; 379.

6- Batsakis JG. Malignant mixed tumor. Ann Otol Rhinol

Laryngol 1982,91; 342-343.

7- Collina G, Eusebi V, Carrasoli PT. Pleomorphic adenoma

with lymph-node metastases. Report of two cases. Path Res Pract 1989,184; 188-193.

8- Eneroth C-M, Blank C, Jacobsson PA. Carcinoma in the

pleomorphic adenoma of the parotid gland. Acta Otolaryngol 1968, 66; 477-492.

9- Eneroth C-M, Zetterberg A. Malignancy in pleomorphic

adenoma. Acta Otolayngol 1974, 77; 426-432.

10- Stephen J, Batsakis JG, Luna MA, Von Der Heyden A, Byers RM. True malignant mixed tumors of salivary glands. Oral Surg Oral Met Oral Pathol 1986, 61; 597-602.

11- Tortoledo ME, Luna MA, Batsakis JG. Carcinomas ex-pleomorphic adenoma and malignant mixed tumors. Arch Otol 1984, 110; 172-176.

12- Chen KTK. Metastazing pleomorphic adenoma of the salivary gland. Cancer 1978, 42; 2407-2411.

13- Fine G, Marshall RB. Malignant mixed tumour of the parotid gland. Am J Surg 1961,102; 86-89.

14- Youngs GR, Scheuer PJ. Histologically benign mixed tumour with hepatic metastasis. J Pathol 1973,109; 171-173.

15- Gerughty GR, Scofield HH, Brown FM, Henningar GR. Malignant mixed tumour of salivary gland origin. Cancer 1969,24; 471-486.

16- Aynacı O, Önder Ç, Yıldız K. Malignant mixed tumor of salivary gland with a solitary metastasis to the tibia. Arch Orthop Trauma Surg 2001, 121; 294-296.

17- Clapp WA. Histologically benign mixed tumor of the parotid gland with delayed metastases. J Maine Med Aaoc 1966, 57; 49-51.

18- Spiro RH, Huvos AG, Strong EW. Malignant mixed tumor of salivary origin: a clinicopathological study of 146 cases. Cancer 1977, 39; 388-396.

19- Landolt U, Zobeli L, Pedio G. Pleomorphic adenoma of the salivary glands metastatic to the lung: diagnosis by fine needle aspiration cytology. Acta cytol 1990, 34; 101-102,

20- Sim DW, Maran AG, Harris D. Metastatic salivary pleomorphic adenoma. J Laryngol Otol 1990,104; 45-47.

Yazışma Adresi :

Yrd. Doç. Dr. Dr. Altan YILDIRIM

Referanslar

Benzer Belgeler

As to their financial literacy, the respondents agreed that they have the basic financial knowledge, time value of money, inflation, diversification of risks, differentiated uses

However, the installation of two SVCs, with optimal locations and sizing managed to reduce the total transmission loss using both techniques.. Case 3: 3 Units of

O gün, onun çok sevdiği bu toprakla­ ra, ve bu topraklarda yaşa­ yan insanlara veda ettiği gün, arkasından gelenler, Sedat Si- m avinin bu mukaddes

Bay Boyacıoğlu’nun kendine has ilminden öğren­ diğim bilgilere göre, Türkiye hakkında en çok kart se­ risi çıkaran eski firmaların durumu ve

İstanbul Konser- vatuvannda Batı musikisi te- ferruatile öğertildiği halde Türk musiki nazariyatı haftada bir saat tedris ediliyor.. Bu hal mu­ sikimizin sönüp

İs­ tanbul’da Yapı ve Kredi Bankası'nın düzenle­ diği Uluslararası Sanat Kritikleri sergi ve bü­ yük resim yarışmasında BİRİNCİLİK ödülünü kazandı

Nihayet, ilk uzay aracr olan SPUTNIK-I uydusu 4 Ekim 1957 tarihinde yii- riingeye oturtralmugtur. O giinden beri bilimsel araEtrmalar, haberlegme, iadyo ve televizyon

Bazal hücreli adenom, tükrük bezlerinde sıklıkla parotis bezinde nadir rastlanan epitelyal bir tümör olup, monomorfik adenomların bir alt tipidir.. Bazal hücreli adenom