TT- -ÇK>
S ;V a ta n d â v a la rı u ğ ru n d a h a y a tın ı is tih k a r e d e re k y ılm a d a n m ü cadele eden ve İs ta n b u ld a eşi g ö rü lm e m iş candan b ir te z a
h ü ra tla e b e d î m e d fe n in e u ğ u rla n a n S e d a t S im a v in in son re s im le rin d e n b iri.
Basının ve Vatanın büyük kaybı:
Sedat S im avinin
bilinmiyen tarafları
11 A r a lık 1953 C u m a günü h a y a ta g ö z le rin i k a p a y a n S ed at S im a v i’ n in , m a tb u a t ta r ih im iz e geçecek b ir çok t a r a fla r ı v a r
d ır . Bu y a z ı, b u n la rı ilk d efa ta r ih e m al e t m e k te d ir.
Y a z a n : N iy a z i A h m e d B A N O G L U
T
ARİHİN karanlıklarında kaybolmuş vesikaları bi rer birer m eydana çıka rarak maziyi aydınlatm ağa çabşan Yeni Tarih Dünyası sayfa- lariyle T ürk m atbuat tarihini yazacak gelecek neslin tetkik çilerine bir kaç anektod hedi
ye etm ek istiyorum. Bu arada hislerimden de bir kaç damla karıştırırsam , okuyucularım ın beni m azur görmelerini rica e- deceğim. Başka tü rlü hareket edemezdim, çünkü Sedat Simavi, T ürk m atbuat tarihine kuru bir hal tercümesiyle gire cek bir isim değildir. Bunu, asla edebiyat yapm ak arzusu ile ve his örfhilü kelim eler bul maya kendim i zorlıyar»v söylemiyorum. Gönlüm isterdi ki, ona bir mersiye yazayım, fakat his’erimin ifadesi yanın- de onun hayatından verebile ceğim hâtıralar, gönüllere bir gözyaşı yolu ile sızan mersiye lerden daha çok ömürlü, daha çok kıym etli .düşündürücü ve ağlatıcı olduğuna kanı bulunu yorum.
★
Sedat Simaviye yapılan son ihtiram, sade kalp bağlariyle örülm üştü ve onu İstanbulun, dondurucu soğuk b ir günün de uğurlıyanlar, bu derece candan, bu derece kalabalık ile h â ile n m iş bir m erasim i hatır İnmiyorlardı. Sedat Simavi, şeh ıin bütün mevsim çiçeklerini mezarına b ir yük olarak değil, b irer sevgi ve saygı ifadesi o- larak götürdü. Ona yapılan bu merasim, b ir m illetin yaşıyan hislerinin ve ilelebet bütün hayatiyeti ile yaşıyacak arzu larının b ir tezahürü idi.
Sevgili okuyucularım, b ir ö- lünün arkasından söylenmesi, yazılması m utat olan cümleler le konuşuyorum sanmayınız. Sedat Simavi, hepimiz gibi bir fâni idi, ebediyete intikal et ti. Ama niçin arkasında ken disini yakından tanım ıyan bin lerce insan b ir tek hisle sev gisini gösterdi?
İşte bana bu satırları yazdı ran kuvvet, Sedat Simavi’ye karşı beslediğim sevgim, say gım ve hayranlığım kadar, o- na son ihtiram ı gösterenlerin hisleridir.
Burada şunu kaydedeyim ki, Sedat Simavi, muazzam bir satış yapan H ürriyet gazetesi nin milletine tercüm an olan fikirleriyle kendisini
ği için görülmemiş b ir kala balık ona son sevgi ve saygı tezahüratını göstermişti. F akat Sedat Simavi, sadece bu değil dı ve sadece bu olmadığı için dir ki, şahsiyat ile asla alâka sı olmayan ve bir m illetin sa dece kıym etlerine tahsis edil miş bulunan, hakiki tarih mev zuundan dışarı çıkmamayı şi a r edinen mecmuamızın sayfa larında m ümtaz yerini alm ak tadır. Sedat Sim avi adını ta rih yapan, onun m emleket u- fuklarının k apkara olduğu gün
326
lerde de sönmez b ir imanla mücadele etmesidir. O gün, onun çok sevdiği bu toprakla ra, ve bu topraklarda yaşa yan insanlara veda ettiği gün, arkasından gelenler, Sedat Si- m avinin bu mukaddes müca delesini bilselerdi, kim bilir da ha neler olurdu!
Sedat Simavi, T ürk millî m enfaatlerini sade H ürriyet gazetesiyle değil, çıkardığı bü tün mecm ualarla m üdafaa et mişti. Onun m illî mücadeleyi destekleyen bir (Gtileryüz)
mecmuası vardı ki, ateş püs- kürüyordu (1).
★
Sedat Simavinin hizmetinde, ıllarca evvel, Yedigün mec- m asında iki sene çalışmıştım, ndan çok şeyler öğrendim, leslek vazifesi, insanlık ve ça şma zevki. Gördüğüm bu iyi klerini ödememek gibi sade, e İnsanî bir hisle de bu satır- arı yazabilirdim . F akat B abu li caddesinin korkunç İstırap, 'iriyle asla insanlığını kaybet ■ıeden, bilâkis İstıraplarla uğrularak ıstırabı zevk h ali. ’ e getirerek ona galebe çala,
ilen Sedat Sim avi’nin bu ^ddenin tarihinde öyle b ir yeri •ardır ki... tşte bu yer, bir arih safhasıdır.
★
tşte b ir hâtırası ki, ayni za- ’anda tarih î b ir hâdiseyi açık. dam aktadır:
A tatürk, koma halindeydi. dndan, o büyük insanın fâni
•arlığından m ahrum kalm a htim alinin ıstırabı içinde kıv '•myorduk. Biz basın m ensup ‘ rı, h e r an, h er saniye, te- ı ’li bulm az acı haberi alaca, •ımızdan korkuyorduk. A ta. ü rk ’e bağlılığı, Millî Mücadele ünlerinde başlamış olan ve o- tun imanını m illete aşılamak ü n mücadele eden Sedat S i. navi de m uztaripti. F ak at T ür iyenin yegâne m uvaffak mec uacısı, m illete karşı vazifesini i m üdrikti. Mecmuasını, m ut •ka m illetin his1 er ine tercCU la n olacak şekilde hazırla, mak.
Rahm etli İbrahim A lâettin'e beklenen acı âkibet vuku bul
duğu zaman, neşredilm ek üz» re b ir şiir ısmarlamıştı.
İbrahim A lâettin’in bütün hayatında yazdığı şiirlerin en kuvvet1 isi ve A tatürk’ün ölü münden sonra yazılan bunca şiirin en üstünü «Dolmabahçe- yi tavaf» şiiri, Sedat Sim
avi’-(1) Sedat Sim avi’nin bu mü caddelerini, (Milli mücadele günleri) adlı yazı serimizde, ve bütün döküm anlariyle Ye ni Tarih Dünyası okuyucula rına arzedeceğiz.
Tevazuu İle de herkesi kendine bağlamı; olan rahmetli 8edat Simav), Ankarada bir basırf' toplantısında, en arka sırada
görülmektedir. a in masasına gelmiş, şiirin
çerçevesi yaptırılmış, klişesi hazırlanmıştı.
İbrahim Alâettin, m uhak k ak ki, şiirinin bütün m ısrala rında terennüm ettiği hisleri ve ıstırapları duymuştu. F akat e- ser, Atanın ölümünden evvel hazırdı.
Beklenen acı gün gelip çattı. Yedigün matem sayısında, A- ta tü rk ’ün fâni hayata vedama ağlayan bu şaheserle çıkacak tı.
Ayni şiiri, ölüm günü Cum huriyet gazetesinin sayfaların da görünce, şiirin hikâyesini bilenler şaşırmıştık. Sedat Si mav!, kalbinden vurulm uşa dönmüştü.
— A lâettin bana bunu yapmamalıydı, diyordu.
İyi kalpli Sedat Simavi, İb rahim A lâettin’e karşı da k ır gınlığını saklıyamamıştı, fakat onun «Vallâhi Sedat, hiç su çum yok. A rkadaşlara hususî b ir mec’iste okumuştum, bir hâtıra olarak defterine geçiren ler olmuştu. Neşredecekklerini aklım a bile getirmemiştim.» de mesi, dostlarına karşı daima vefakâr olan Sedat Simavi’yi tatm in etmişti sanki. O yine se viniyordu, çünkü bu harikulâde güzel şiir, kendi arzusu ve si parişi üzerine yazılmıştı. Bu,
mukaddes b ir vazife yapmış in sanlara mahsus derin b ir in şirah veriyordu kendisine.
★
İnönü’nün Cum hurreisi se çildiği günlerdi. Bir sabah İb rahim Alâettin, fırtına gibi o- daya girdi. Sedat Simavi’nin dairesine daldı. İçeri girerken bana, hususî bir şey konuşmak istediğini söylemişti. Odadan sesler Pelivordu:
— Mahvolurum Sedat, ölü rüm vallâhi.
— F ak at kardeşim , im kân sız olan b ir şey istiyorsun ben den. Ben de rezil olurum. Mec muam çıkmaz.
— F akat bunu senden, senin dostlusundan m ut'aka bekle rim. Bunu benim için yapm a lısın.
Hâdise şu idi: O haftanın Yedigün mecmuası sayfaların da İbrahim A lâettinin b ir yazı sı vardı. Aklımda kaldığına gö re, (Sağırlığın psikolojisi) baş heını taşıyordu, yazı, tem si1! büyük b ir kulak resmi ile de süslenmişti. İbrahim Alâettin, basılmış ve tevzie verilm ek ü- zere hazırlanmış olan mecmu adan bu yazının çıkarılmasını istiyordu. Sedat Simavi’nin:
— Bundan bir şey çıkmaz, kimse alınmaz, demesi, İbra him A lâettin’i tatm in, ikna ve
teskin edemiyordu.
Sevgili okuyucularım, Sedat Simavi, İbrahim A lâettin’i kır madı. On bini aşan mecmua nın sayfalarını b irer birer yırt tıra ra k o yazıyı imha etti, ye rine başka sayfalar ilâve ettir di. Bir arkadaşını kırm am ak için büyük bir zarara da katlan mış oluyordu.
★
Sedat Simavi, mecmuasının sayfalarını büyük b ir titizlikle ve yanılm ıyan zevki selimi ile hazırlardı. Bir gün mecmua nın her sayısında neşrettiği v e cizeler kalmamıştı.
— Niyazi, bir sütun kadar vecize yazabilir misin? dedi.
— Hiç tecrübe etmedim Se dat bey.
— Hele b ir tecrübe et. Alı şılmış bir sütundur. Sayfanın güzelliği bozu1ur.
Yazdıklarımı beğenmişti: — Pekâlâ oldu., dedi ve ce binden çıkardığı beş lirayı u- zattı. Sene, 1938.
(Devamı 358. sayfada)
Sedat Simav) bir Avrupa seyahatinde,
327
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a h a Toros Arşivi