Rızâ Tevfike Allah rahmet etsin !
n ICürsî
r
i
Y A Z A N
l
* I
-Reft’ Cevad l¿LUNAY
Üstadım! Kim derdi ki se nin her pazar gü nü okuyucularına hitabeni dinletti - ğin bu sütunda şu naçiz şakirdin, ağlı lıya ağlıya mersi yeni yazacak!
Kim derdi ki bu gün boş kalan min berinin önünde gö zümtiz yaşlı, yü reğimiz yanık, bo ğazımızda hıçkırık lar düğümlenerek ıslak nazarları - mızla senin haya lini seiâmlıyaca - cağız!
Kim derdi ki bir ilim dağını andı ran büyük varlığın ölüm denilen Sır- rı-mübhem» in ya man bir saikasile yıkıljversin!...
Sen, yalnız hoca mız değildin. Bizi teselli eden, koru
yan, İlminle bize zahir olan bir varlıktın! Ruhumuz felâket cen dereleri içinde kıvranırken senin azametli bir çınar gibi inhina kabul etmiyen gövdene tutunur; aralarından İrfan güneşleri
süzü-pençeleştin... Sa na olan bağlılığı mızı, şefkatine, muhabbetine olan ihtiyacımızı anla * mış gibi, tırpanı nın darbesine kim senin dayanama - diğı ölüm sâisini kaç defa yendin! Fakat her nefis ö- lümü tadacaktır... Bu acı hakikat ni hayat senin de ko lunu kanadını kır dı. Üstadım!
Sen yalnız ho camız doğildin. Sa na son bir beyan kürsülüğü eden bu gazetenin müteva zı bir masasına I- lişerek etrafına noş'eli nurları sa ça saça yazısını yazan bir arkada- şımızdın! Jk
Muhterem Oemıîleddhı Bey efendiye, meveddetimle beraber
OmuzlarınlMllö -Şubat
19±4Kadıköy
D r.Rıza Tevfik
külen İpeksaçia-len yapraklarının gölgesinde din lenir, sükûnet bulurduk.
Heyhat bu heybetli gövde ölüm sarsarına dayanamadı.. Devrildi. Uzun bir gurbetten sonra yurda
kavuştuğun gündenberi Azraille
rımn halesi için de nur yüzünü bedr-l- tam halin de bir İlim ve İrfan mehtabı sanır dik. A rtık o mehtap söndü mü?
Dünyâ nedir? hayat nedir? ıstı- râb ne ? Ya ben neyim? ölüm nedir? eş- yâda mı hayal
Taha Toros Arşivi