Takvimden Bir Yaprak
7”^ S lU
Üstadını, Seni unutmadık!
? ° m * d £ ijh m ı s ? ^ y
u l u n a yB
ugün büyük üstadımız filo zof doktor Rıza Tevfik’in rabmet-i-raiıınana kavuştuğu gün dür. Bundan iki sene evvel, karlı ve tipili bir yılbaşı günü, onun mübarek naşı dostlarının, şakirt lerinin, hayranlarının hıçkırıkları ve gözyaşları ile Zincirlikuyu me zarlığına defnedildi.Hava soğuktu.. Tıpkı bir şiirin- I de olduğu gibi:
Fırtına, tipi, kar,
soğuk
Katil bir soğuk var!
Biz, bu sönen dehâ ocağının
soğuk külleri karşısında yanıyor duk.
Firkat ateşi ile, hasret ateşi ile yanıyorduk.
Küçücük bir çukura sığan bu kocaman âleme veda ettiğimiz za man, yüreklerden kabaran mate - min tesirini düğümlenen boğazı mız zaptedememişti. Hüngür hün gür ağlıyorduk.
Uful eden bu san’at ve ilim gü neşinin son şuleleri ile kızaran gözlerimizden kanlı yaşlar akıtı - yorduk.
Rıza Tevfik, ölümden korkmaz dı. Onu daima büyük bir testi -i miyetic beklerdi. Hattâ seksen yaşını idrâk eylediği zaman,
Bugün seksen yaşındayım Uçurum un başındayım Yoldaşlardan geri kaldım H âlâ binek taşındayım.
Demişti.
Rıza Tevfik, zulme karşı dai - ma silkinen ve dikelen bir karak tere malikti. İkinci Meşrutiyetin, ilânında İstanbul günlerce onun sevk ve idaresiyle hürriyet heye -' canlarını yaşamıştı; Rıza Tevfik bir «Hürriyet havârisi» idi. Bü - tün gayretlerine rağmen, o za man memlekette teessüsünü göre - mediği hürriyet için yine müca dele etmiş ve haksızlık fırtınala - rina maruz kalmıştı. O, bunu da tabiî görüyor:
Dilerim ki fânî dünyâda kimse Ömrünü mihnetle telef etmesin Fakat kâmil adam olm ak isterse Elem çekdiğine esef etmesin.
Diyordu.
Şu kıt'ası ise mezarının taşına kitabe olacak kadar kuvvetidir:
Alçağa meyi edip su gibi akma Geçdiğin yerlerde çam ur bırakma Altından olsa da zillet halkası û n u köpek gibi boynuna takma!
’ Ruhuna fatiha!
Taha Toros Arşivi