'n-yçoz^
= = E = S # R y f B t
5
-5
-F. Köprülünün Ankara
gazetesine cevabı
Demokrat milletvekilleri Mecliste
niçin ayağa
Ankara, 3 (T A S V İR ) Dünkü Ankara gazetesinde çıkan bir başmakaleye cevap veren ve ayni zamanda Demokrat m illetve killerinin Mecliste niçin ayağa kalkmadıklarını izah eden ve ya- rınki (bugünkü) Dikkat gazetesin de çıkacak olan bir başmakalede profesör Fuat Köprülü şöyle de mektedir:
— Memleketi yıllarca küçük bir zümrenin arzu ve iradesine tâbi bir hale getirerek anayasanın vatan daşları temin ettiği siyasî han ve hür riyetleri fülen ortadan kaldıran ve şu son harp yıllarındaki korkunç hataları neticesinde artık k a fi su rette iflâs eden totaliter zihniye tin. bilhassa şu son aylar zarfında şeklen de olsa, değişmeğe yüz tut tuğunu, yahut Demokrasi maskesi altında mahiyetini gizlem ek zorun da kaldığını memnunlukla görüyo ruz.
21 temmuz seçimlerinde her şe ye rağmen siyasî hürriyetlerini ka zanmak ve totaliter sistemden kur tulmak istediğini kat’î ve parlak bir şekilde belirten Türk milletinin bu iradesi karşısmda en mutaassıp tek parti taraftarlarının bile zihni yetlerini değiştirmeğe veya sakla mağa çalışmaları, aklın ve mantı ğın bir zarureti, umumî şartların bir icabı idi.
C H.P. tarafından Ankarada çı karılan (A n k ara ) adlı günlük ak şam gazetesinin 2 Kasım nüshasın daki, (Dün Türk m illeti konuştu) adlı başyazıyı okuyunca totaliter ruhunun bu çirkin tezahürü karşı sında memleket hesabına aerm bir eseri nefret duydum. Son Cumhu riyet bayramı günlerinde çok şü kür artık sokaklarda rastlanmıyan
(T ek parti, tek şef. tek m illet) le v hasını Ankara gazetesinin sütunla rında canlandırmak gayretini gü den bu gazete, imzasız olduğu ci hetle bunun mânevi mesuliyetini vaziyet aydınlatılmcaya kadar, ga zeteyi çıkaran partiye isnat etmek zorundayız. Bunu yazan v e ken dince bir dalkavukluk şaheseri vücu da getirdiğini zanneden acemi ya zıcı yazısının mesuliyetini yüklen mek cesaretini göstererek ismini a - çığa vurursa mensup olduğu parti yi siyasî bir tenakuzdan kurtarmak suretile ona ciddî bir hizmet etmiş olur.
C.H.P. sine mensup herhangi bir yazıcının kendi şefleri hakkında kasideler yazması insanları Tanrı laştırmak istemesi kendi partisinin başkanını (Bütün bir m il İtin eli) olarak vasıflandırm ası, totaliterli ğin felsefesini yapmağa kalkışması bizi asla alâkalandırmaz On sekiz milyon Türk arasında eğer varsa tek parti sistemine inanarak veya inanmayarak, bağlı kaldığı bir avuç adamın, m illet iradesine dayanan azametli demokrasi cereyanı kar şısında hiçbir ehemmiyeti olamı- yacağı meydandadır. Lâkin bunu yapan yazıcının Demokrat parti mensuplarına Demokrat mittetve- killerine bu müstekreh dille hücum etmesi ve bundan da daha şeni bir hareketle Türk millerine kar şı hakarette bulunması asla müsa maha ile karşılanamaz.
Demokrat m illetvekillerini (den siz ve duygusuz) halkla temas e- den parti erkânını (lid er müsved desi) ve milyonlarca demokrat Türkü (kara kalabalık) diye ta v sif edecek kadar ileri giden b u : korkak saldırganın yalnız medeni
kalkmadılar
ve Siyasî terbiyeden değil, âdets Türklük ve insanlık şuurundan da mahrum olduğu açıkça anlaşılıyor. Bütün bu miskin saldırışlara sebep olan şey demokrat m illetvekilleri, nin yeni devre açış nutkunu oku mak üzere Meclis kürsüsüne gelen sayın Inönüne ayağa kalkmamala rıdır. Bu hareketi (sancağa ve is tiklâl marşına saygı göstermensek, le ) bir tutan bu totaliter kalalı lyazıcıya şunu hatırlatmak isteriz ki demokratların bu hareketi on ların (m illî hâkim iyet) i anlayış tarzlarının tabiî bir neticesidir: Türk m illeti namına kaza vazifesi ni gören bir hâkim mahkemeye kim gelirse gelsin nasıl ayağa kalk mazsa, Türk milletini doğrudan doğruya temsil eden Büyük M illet Meclisi de kendi içinden seçerek Cumhurbaşkanlığı vazifesini tevdi ettiği bir uzvuna ayağa kalkmak hakkına asla malik değildir; ve ge lecekte de Demokrat Partiye veya başka bir partiye mensup bir eunsu burbaşkanına karşı dahi. Demok rat m illetvekilleri başka türlü ha reket etmiyeceklerdir.»
Fuat* Köprülü makalesini şöyle bitirmektedir:
«iktidar partisinin idaresini elle rinde tutanlar eğer şu son günler, de söyledikleri sözlerin samimîli ğine umumî efkârı ve demokratla rı inandırmak istiyorlarsa, gazete lerinde bu gibi menfur ve müteca viz yazılara yer vermem eli ve da ha ilk günden bu kadar açık te zatlara düşmemelidirler Siyasette en doğru yol daima açık ve dürüst olmaktır. Bunun aksi yolu tutan lar ve bunu siyasî bir zekâ eseri addedenler; şimdiye kadar nasıl ab danmışlarsa bundan sonra da (kâ ma aklanacaklardır.»
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi