N âzım H ikm eñn Sevdalı B ulutu’nda küçük, kıvrak ve
Jiilide, temmuz
olağanüstü b ir k ız
t s
’ *l 'u
fsıcağı gibi
FATMA ORAN__________
Bir Nâzım Hikmet şöleni yaşanıyor şu günlerde, Maçka eski Maden Fakültesi’nde; kırk üç bidonu, on bir oyun cusu, dekoru, tekniği ve sah- nelenişiyle bambaşka nitelik ler taşıyan bir tiyatro şöleni.
Mehmet Ulusoy’un, Nâzım Hikmet'in aynı adlı masalın
dan, şiirlerinden, geleneksel tekerlemelerden yola çıkarak ilk kez 1973’te Paris’te sahne lediği, ama bugün Dostlar’la çalışırken yeniden yorumladı ğı Sevdalı Bulut, bu...
Oyuncuların bu görsel şöle nin bir parçası olarak fantezi içinde gerçeği vurgulamaları,
Ulusoy’un bu ilginç çalışması
nın birbirini tamamlayan öğe lerinden sadece biri. Sevdalı
Bulut’un Tekcrlemeci’siyse, uç
uç böceğini anımsatan bakır dan maskıyla fantezinin bir başka boyutu. Tekerlemeci dedim de...
Adı, Jülide Kural. 1965 do ğumlu. Dört kardeşin ortan cası. Çok fazla mutlu olabildi ği bir şey yok yaşamda. Yaşam dolu biri değil, kendisi söylüyor bunu. Başkalarının yönettiği bir dünyada kendini kıstırılmış hissettiğini ve sü rekli direnmek zorunda bıra kıldığını da... Cihangir’deki özel dünyasında bir sürü kita bı, bir sevdiği, bir de şaşı kedisi Clairence var. Mutlu olabildiği, kendini özgür his settiği tek yer ise tiyatro.
Liseyi Kocaeli - Karamür sel’de okuduğu yıllarda başla yan amatör tiyatro çalışmala rının ilk kez 1984’te, AST’ın
Taziye adlı oyununda profes
yonel bir boyut kazandığını söylüyor Jülide Kural.
ODTÜ’de Felsefe Bölümü’- nde okuduğu yıl, kursiyer ola rak girdiği AST’la birlikte başlıyor profesyonel oyuncu luğu da. Ama Ankara’da hem tiyatro hem felsefe öğrenimini bir arada sürdüremeyince 1985 yılında İstanbul Üniver sitesi Edebiyat Fakültesi Fel sefe Bölümü’ne naklini yaptı ran Jülide, bir yandan da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bö lümü’ne giriyor.
Okullar sürerken Dostlar
Tiyatrosu’nda, abileri ve abla
larına göre ‘tiyatro hayranı
ufak bir kız’ sıfatıyla Asiye Nasıl Kurtulur’da figüranlar
dan birini oynuyor; sadece
görüntü olarak arkada oturan fahişelerden biri.
Konservatuvarda Yıldız Kenter’in öğrencisi olan Jüli de, Dostlar’da Bay Puntilla ile
Uşağı M atti’de, Puntilla’nun hizmetçisini oynuyor, sonra küçük bir rol. Figürasyon ola rak sahneye ilk çıktığı andan itibaren yaşadığı tüm süreçle rin kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen Jülide’ye,
Yıldız Kenter, Küçük Mutlu luklar oyununda bir rol öneri
yor; oyun, bir komedi ve Jülidede yaşamla bağlarım koparmış insanlardan birini canlandırıyor. Şafak Yıldız
larına başlıyorlar ardından,
ama birtakım nedenlerden
ötürü Kenterler’den ayrılıyor Jülide.
Felsefeyle konservatuarı bi tirdiği yıl, yine Genco’ya dönüş; baba evine yani. Ve orada Havel’in Buruk Ezgi’- sinde sevgisiyle, sevdiği adamı bunaltan dişi mi dişi bir kadın rolü.
89-90 dönemi Tiyatro Stüd-
yosu’nda Kan Kardeşleri
müzikalinde ’Linda’ rolü ve bu rolle gelen “Avni Dilligil En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülü.
Gönül Dostları, Lğurlugil- ler, Yalnızlar adlı TV dizileriy
le Camdan Kalp filminde de oynayan Jülide Kural şimdi yine baba evinde, Dostlar'da.
Rollere yaklaşırken genel likle ‘beynini’ çok kullandığı nı söylüyor Jülide. “Önce kafamda çözümlerim rolü; nasıl insandır, nasıl davranır, nasıl bir sesi olabilir, bunları düşünürüm. Daha doğrusu bu oyuna kadar böyleydi bu” diyor.
Kendini sahnede her zaman kontrol altında tuttuğunu söylüyor Jülide, her zaman yaptıklarının bilincinde oldu ğunu. “İşin keyfini alıyorum,
keyfini aldığım için de doğaçla ma gibi oluyor, hep kontrollü yüm aslında.”
Stanislavski’nin yöntemiyle
tiyatro eğitimi gören Jülide
Kural’a duygularını ve iç dina
miğini vücuduyla vurgulama sından ötürü bale, dans ya da jimnastikle uğraşıp uğraşma dığını da soruyorum. Hayır, hiçbiriyle uğraşmamış. Ken diliğinden oluşan bir yetenek bu. Ender rastlanır güzellikte bir ekip çahşması gözleniyor.
Sevdalı Bulut’ta. Tam bir ekip
çalışması ama Jülide genellik le ‘tekerlemeci’ rolünde, ‘bağ
layıcı’ rolünde. Topluluk için
deki oyunları az, tek başına oynuyor. Tek başına oynadığı sahnelerde her zaman için da ha rahattır insan, diye düşü nüyorum ve diğerleriyle sah neyi paylaşırken uyum sağla makta güçlük çekip çekmedi ğini merak ediyorum.
Sahne üstünde onlarla çok fazla birlikte olmasa bile sah nenin gerisinde hep birlikte- ler.
Evet, Nâzım Hikmet’in Sev
dalı Bulut’unda içi içine sığ
mayan, küçük, kıvrak, olağa nüstü, temmuz sıcağı bir kız göreceksiniz; ‘Descartes’çı Jü
lide bu. Sakın şaşırmayın.. JÜLİDE KURAL — Çok fazla mutlu olabildiği bir şey yok yaşamda. Başkalarının yönettiği bir
dünyada kendini kıstırılmış hissettiğini söylüyor. (Fotoğraf: ARA GÜLER) '
T T
-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi