• Sonuç bulunamadı

Özünü incelemek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Özünü incelemek"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

13

PENALTI a

MEMET BAYDUR

Özünü İncelemek

A taç okuyorum günlerdir. Yıllarca önce altını çizdi­ ğim satırlar çıktı karşıma, iki ciltlik güncesinin İkinci­ sinde, 644. sayfada bakın neler söylüyor: “Cumhura

muhalefet kuvve-i hatâdan gelir derler, çoğunluğa uymamak yanlış düşünmekten gelirmiş... Doğu acu­ nunun büyük yararlanndan biri de budur."

“Kişioğlunu özgürlük aracından (hürriyet davasın­ dan) çevirir, düşünmekten çevirir bu söz. Özgürlükle düşünmek birdir, düşünen kişi özgür olmayı ister, öz­ gürlükten geçemez, kendi gibi karşısındakinin de dü­ şündüğünü söylemek isteyeceğini anlar, bilir. Özgür­ lük istemeyen de başkalannı sıkı altına, baskı altına almaya kalkan kişi de -özünü incelerseniz- görürsü­ nüz ki düşünmeyen kişidir. Bir ülkede, bir toplumda tek bir düşünüş, tek bir görüş olmasını istemek de düşünmemekten, düşünme yağılığından (düşmanlı­ ğından) gelir. Çoğunluğa uymamanın yanlış düşün­ mekten geldiğini söylemek de bir toplumda tek bir düşünüş olmasını istemektir."

Ataç haklı. Haklı olduğunu biliyorum da, yukanda- ki alıntıda “özünü incelerseniz” deyişi ilgimi çekti. Bir insanın “özünü” nasıl inceleyebiliriz? Diyelim bir dok­ tor ya da avukat var karşımızda. Ya da bir mühendis. Mesleğine mi bakacağız özünü incelerken, çocuklu­ ğuna mı? Demokrat ve aydın bir insan, ama karısını, çocuğunu dövüyor arada sırada iki kadeh içince... Ya da azılı faşistin biri, ama kanaryası ölünce ağlıyor hün­ gür hüngür... Özünü incelemek gerekiyor bu insanla- nn gerçekten. Ataç aynı güncede, bir gün sonra şun- lan yazmış:

“Büyüktür bilimin adı! Bilim adına konuştuğunuzu öne sürerek en abuk sabuk, en saçma sözleri söyle­ yin; sizi dinleyecek, alkışlayacak nice kişiler bulursu­ nuz. Koltuklan kabanrsizi dinleyip alkışlayanların: Bi­ limden anlıyor onlar da, okuşlu (akıllı) oldu klan nı gös­ teriyorlar, güven geliyor içlerine. Derinlere, daha doğ­ rusu gerçek bilime gitmeyeceksiniz; anlamazlar onu, anlamayınca da üzülürler, buna da katlanamayacak- lan için bilime öfkelenirler, yağı (düşman) kesilirler. Ko­ laylaştıracaksınız bilimi, bilisizlerin, düşünmezlerin de anlamasını sağlayıncaya dek kolaylaştıracaksınız, özü gidecek de adı kalacak yalnızca."

Ataç’ı seviyorum. Hep sevdim. Kendi kendinin yı­ kıntısı olmayı sürekli yadsımış, gerçek bir aydın. Usan­ mamış akıntıya kürek çekmekten yaşadığı sürece. Onu bir dil uzmanına indirgemek büyük haksızlık olur. Eşi benzeri az bulunur bir aydındır Ataç. Bakın neler yazmış güncenin 692. sayfasında: “Ortaçağ bağnaz­

lan bilim adına konuşurlar. Okulda öğrenmişler bili­ mi. Okulun dışında bir bilim olamaz, Aristoteles’te bulunmayan bir doğru olamaz. Anstoteles, bir de gö­ ğün bildikleri... Kişioğlunun ilerlemesi böyle yüzyıllar­ ca durdurulmuş. Biz ortaçağ düşünüşünden kurtu- labildik mi? Sanmıyorum. Bakın, nice kimseler görü­ yorsunuz; bilim adına konuşuyor, bilim adına kesip atıyor, birtakım araştırmalan bilim adına durdurmaya kalkıyorlar. İşte, bu ortaçağın niteliğidir.

Ortaçağ bağnazı bilim adına konuştuğu için, kar­ şısındakine sövmekten de çekinmez. Neden çekin­ sin? Biliyor doğruyu, okulda öğrenmiş bilimi, bütü­ nü ile bellemiş, kendi bildiğinin dışında olan yanlış­ tır, yalandır. Yanlışa, yalana var gücüyle saldırmasın mı? Bugünün bağnazlan da öyle: Onlann da bağlan­ dıktan bir baş-önüt, bir hace-i evvel, bir Aristoteles var, onun öğretisinde bulunmayana yanlış diye, ya­ lan diye bakıyor, saldınyor, sövüyorlar. Sizin (şüphe) yok onlarda, sizinlenme yok, sizinlenme olmayınca da araştırma yok. Düşünmüyorlar, kendi kendilerine dü­ şünmüyorlar, kendilerine öğretileni bellemekle yeti­ niyorlar. Bir dediklerine takıldınız mı şaşıyorlar, ‘Biz bi­

lim adına konuşuyoruz, bilim karşısında sizin (şüphe) olur mu? Bilim karşısında sizinlenmenin (şüphelen­ menin) ne yeri var?’ diyor, başlıyorlar sövmeye.

Kimler için söylüyorum bunu? Sağcılar için mi? Solcular için mi? Hepsi için söylüyorum. Sağcılarla solculara ayn ayn kimseler diye bakmıyorum ki? Hep­ si de ortaçağ kişileri, hepsi de bir önüte bağlı, hepsi de bağnaz, hepsi de özgür düşüncenin yağısı (düş­ manı), sağdan sola, soldan sağa kolayca geçiverme- leri de bu yüzden değil mi?"

Ataç, 1956 yılında yazmış bu satırlan. Okuyorum, okuyorum ve Ataç’ın gerçek, su katılmamış bir dev­ rimci olduğunu düşünüyorum okudukça. Bu cümle­ deki ‘ve’ onu kızdırırdı biliyorum!

Ataç okumaya devam edeceğim bu sıralar. Çok et­ kiliyor beni. Ama biliyorum, iyidir etkilenmek. “Etki­

den kaçınmak, öykünmekten kaçınmak, kendilerine güvenmeyenlerin işidir. Acınm onlara, gözlerini yum­ makla özgün olacaklannı umuyorlar” diye yazmış

güncesine. Ben Hoca Nasreddin gibi ağlamayı Bay­

burtlu Zihni gibi gülmeye yeğliyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

Denizbank olarak Akfen Holding’e bağlı Akfen HES projelerine verdiğiniz kredi ile Yuvarlakçay’da iki köye bile yetmeyecek elektrik üretiminden önce bakın neleri finanse

 Yetkisiz temsil: bir kişinin hiçbir yetkiye sahip olmaksızın veya sahip olduğu yetkiyi asarak bir başkası veya kendi hesabına hukuki işlem yapmasıdır. Bu işlemin hak

Tanrılar tanrısı Zeus ile Leto'nun kızı- dır. O'da kardeşi Apollon gibi sırtında al- tından yapılmış ok ve yay taşır. Yanından tazısını hiçbir zaman ayırmaz, onunla

boyunca elektrik ile ilgili pek çok önemli gelişme yaşanmıştır.1775 yılında pillere. yönelik ilk çalışma

Arkadaşları İçin koşan, halkı İçin çırpman, yok- olan bir insan karşısındaymış gibi kahrolan bir

Nevşehirlinin Anadolu ve Rumeli ka­ zaskerlerine ve İstanbul kadısına yaz­ dırdığı fermanda denildiği gibi, yeniden kuyu kazdırmakla îstanbulda zahiren su

Osman Hamdi bey yakın dostları ile sohbet ettiği zamanlar bazan kendisinin “ raté” bir insan olduğunu söyler ve buna sebep olarak ta arzu ettiği kadar büyük

“Yozgat Yengeç Fosilleri” başlıklı yazı, yengeçleri ve bu alanda milyonlarca yıl önce yaşamış olanların yaşam öykülerini anlatmaktadır. İlk insanların