Eski İstanbul
T T - S o l S S ^
Çeşniler, benliler, kuyular
(Baştarafı 4 üncü sayfada)
lan çeşmelerin, hattâ hamamların bile euyu kurumuştu. Bir asır evvel Istan-' bulda yaplacak çeşmeler ve hamamlar için sık sık hükümler ısdar eden divan, îstanbulda fazla hamam yapılmasının önüne geçmiiye çalışıyordu. Bu mesele hakkında 1768 de divandan bir hüküm bile çıkmıştı.
Halbuki Nevşehirli İbrahim Paşanın su meselesine dair (1720) ısöar ettirdi ği bir fermanda büyük bir etessürie an lattığı gibi: Meyahı ahvali mazbut ve muntazam ve çeşmelerde sular feravan ve fukara ve ağniyadan bir ferdin suya zaruret ve müzayakası olmayıp cümle si şadabı derya iken müruru ezmine- ve eyyam ile bu kaide! müstahseneye a- demi ihtimamdan naşi..» Isatnbul müt - hiş bir su derdine düptelâ olmuştu. Es kiden mimarlar ve işe vukufu olanlar keşfetmeden evine kimse kuyu bile kaz- dıramazdı. Sebebi vandı: Acaba su yol
larına zarar gelir m i? açılan kuyu kom susunun kuyusundaki suyun azaimasna 6efbeb olur m u? Bu noktalar düşünülür
du. Halbuki kesesine güvenen Su Nazırı na para yedirerek evine su alıyor. Dile diği gibi kuyu kazdırıyordu.
Nevşehirlinin Anadolu ve Rumeli ka zaskerlerine ve İstanbul kadısına yaz dırdığı fermanda denildiği gibi, yeniden kuyu kazdırmakla îstanbulda zahiren su çoğalıyordu; fakat bu sular onun bu nun kuyusundan çalınan ve su yolcular dan para yedirilerek alınan birkaç ma sura sudan başka bir şey değildi.
Bu hal vâkia kışın suyun bol bulun duğu zamanlar belli olmazdı. Lâkin ya zın sıcaklar bastırıp da îstanbulda su lar azalmıya başladığı zaman, susuzluk bütün çeşmelerde kendini gösterdi. Nev şehirli İbrahim Paşa, şiddetli bir emirle su suiistimalimin önüne geçmiye çalıştı. Hattâ bununla .da kalmadı. Beİgrad kö yü civarındaki Çiftehavuzları da temiz tetti, Etrafına kazıklar diktirerek çalı larla kapattırdı. K öy halkının havuzlar da çamaşır yıkamalarının ve sular için den -geçmelerinin de şiddetle önüne geç- tniye çalıştı.
Emir o kadar şiddetli idi ki, köy kalı kından her kim bu nizama riayet etmez se, evleri temelinden yıktırılacak, ken dileri en uzak yerlere sürgün edilecek lerdi. O zamanın İstanbul sularının te mizliğine ve şunun bunun elinde israf edilmesine ancak bu tedbirlerle bir çara bulunabilirdi. Maamafih yaldızlı kitap larla süslü, kasideleri bile ruha zevk va neşe veren çeşmelerin suları yine şarıl şarıl akıyordu. Zaman geçtikçe, hepsi birer birer kurumaya başladı.
Z Ü H T Ü ÇT B Ü K Ç T K tr ' ” Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği