• Sonuç bulunamadı

Demokrat Partinin mitinginde bütün İzmir yüz bin kişiye yaklaşan bir insan ummanı halinde hazırdı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Demokrat Partinin mitinginde bütün İzmir yüz bin kişiye yaklaşan bir insan ummanı halinde hazırdı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r ---

---Çarşamba

10

M A Y I S 1 9 5 0

Y IL 54 No. 14135

1 0 K U R U Ş 1

imtiyaz sahibi ve Başmuharriri ŞEVKET B İLG İN

Yazı işlerini fiilen idare eden

ŞEVKET B İL G İN

Yeni Asır Matbaasında basılmıştır

İ Z M İ R

Telefon : 26»? - 497? —P. K 361

ABONE Yurtta seneliği 28 Altı aylığı 15 liradır

-

--Akşam Sayısı

Dört seneden beri Türk m ille- ( tinin, hür ve medeni insan hak-

la rm ı elde e tm e k İç in va rın ı y o - j

gunu ortaya koyarak yaptığı çej tin mücadelenin son safhası, bu gün güneşin batışı ile beraber demokrat parti başkanı sayın Celâl Bayarm, istiklâlimizin banisi büyük Atatürküıı heykeli önündeki ümitli sözleriyle ka­ pandı

MUHTEŞEM MANZARA İzm ir halkının bu müstesna değerdeki tarihi toplantıya ye­ disinden yetmişine kadar çolu- ğu çocuğu ile, kadını erkeğiyle ihtiyarı genciyle fakiri zengi­ niyle, patronu ve işçisiyle canı gönülden şimdiye kadar eşi gö­ rülmemiş muhteşem bir kalaba lık bir milli şuur, bir millî vic­ dan halinde iştiraki, hakikaten bahtımızı açacak olan yolun de mokrat partide olduğuna inan­ dığını anlatıyordu.

BURSADAN A Y R IL IŞ

Bir haftadan beri durmadan dinlenmeden, insan takatinin üstünde bir kudretle, her ayak bastığı yerden vatandaş çoğun­ luğunun sevgisini ve itimadını beraberinde getiren D. P. baş­ kanı, dün geceyi Bursada ge­ çirdikten sonra sabahleyin a ltı­ da jeep otomabiliyle yola çık­ mış, Balıkesirden bu sabah saat onda muazzam tezahüratla u- ğurlandıktaıı sonra hiç dinlen­ meden, yemek dahi yemek fır ­ satını bulmadan saat 13,30 da Akhisara gelmiştir.

. ^

AKH ISARD A

Eğenin bu ilk durağı Celâl S ayan eşine az ra s tla n ır bir coş kunluk içinde kucaklamış ve D. P. başkanı otomobilden ine - rek yol ve meydanları kaplıyan Akhisarlılara parti balkonun­ dan teşekkür etmive mecbur kalmıştır.

K IS A HİTABE

Ba.var, bu kısa tevakkufu esna­ sında şu hitabede bulunmuştur: — Aziz Akhisarlı kardeşlerini Aranızda bir müddet kalip si­ zinle konuşmayı çok arzu eder­ dim. Sözlerime sizlere teşekkür etmekle başlamak isterim. Ak- hisarlılaı- her zaman beni m in­ nettar bırakmışlar, muhabbes göstermişlerdir. Şimdi de ayni yakınlığı gösteriyorlar.

EGELİLERE SELAM

«Ankaradan hareketimden be ri yol boyunca, her geçtiğimiz yerde Eğelilere selâm gö^mme- mi söylediler.

« — Biz imtihana hazırız. 14 mayıs günü seçmenlerimizin huzuruna pervasız çıkacağız, alacağımız numara ondur. Fa­ kat acaba on ve 3 yıldızı onlar mı. biz mi. alacağız? Bunu Ege­ lilerden öğren ve bize bildir» dediler.

Şimdi Eğenin bu ilk merhale­ sinde sizlere soruyorum Akhisar lılar: Onun üstünde üç yıldız (yani tam m uvaffakiyet) kime nasip olacaktır?»

VERİLEN c e v a p

Bayarm bu sualine meydan ve sokakları dolduran halk hep

Bugün Cumhuriyet meydanında Bayan dinleyen büyük

vata

hd,ış kütlesi D, P. ye elan bağlılığım bir kere daha ortaya koydu

Bayar İzmire varışında İzmirpalasa girerken

b i r a ğ * * d a ıv .‘

— Biz... demokratlara.!. Diye bağırdılar ve D. P. başkanı va­ tandaşların coşkun tezahürleri ara-’ C 'h Manisaya hareket e t­ ti

Yol boyunca tarlasında sapa- mnnı bırakan köylü vatandaş­ lar Bayarı selamlamayı ihmal etmiyorlardı.

M A N İSA D A :

Manisada da içten ve samimi bir şekilde karşılanan Bayar

j

parti binasında 5 dakika istira­ hat ettikten sonra yollarına devam ettiler.

BORNOVADA:

Bornovada da bir demokrat gurubu tarafından karşnanan Bayar, doğruca İzm ir Palasa inerek kendilerine ayrılan dai­ reye çekilerek nutuk zamanına kada^ istirahat etmişlerdir.

İZ M İR İN B A Y R A M I

İzm ir bugün sabahtan itiba­ ren bir bayram günü manzara­ sı arzeeiyordu. Bu sabahki nüs­ hamızda da bildirdiğimiz gibi. Celâl Bayarm son seçim jıutku­ nu dinliyebilmek için civar ilçe­ lerden nakil vasıtalarınca, yer bulamıyanlar yaya olarak bü­ tün. gece İzm ire taşınmışlardır!

Saat 9 dan sonra ilçelerden

D. P. rozetlerinin artışından mi tingin ne kadar muazzam ola­ cağını anlamak kabil oluyordu

16 DAN İTİB ARE N

Cumhuriyet meydanı iö dar. itibaren dolmıya başlamıştı. Ka dmlar. ihtiyarlar ve çocuklaı duvar üstlerinde veya konuşma yı emniyet içinde takip edecek­ leri yerlerde evvelden yer tutu­ yorlardı.

M itingin başlamasına he nü: bir saatten fazla bir zaman ol­ duğu halde koca meydanda a- dım atacak yer kalmamıştı.

G RU PLAR TO PLA N IYO R Bütün etraftan açık kamyon­ larla, otobüslerle, çeşitli vasi- ! talarla gelen yüzlerce, binler­ ce vatandaş devlet paratiyle de |ğil, kendi paralariyle temin et­ tikleri vesait içinde kcrdondaı ve şehrin muhtelif semtlerinde), geçiyorlar. Bütün ağızlarda mü- terek bir imanın ifadesi ol az sözler çıkıyor.

Gruplar cumhuriyet meyda mnda toplanmağa başlıyorlar Bandolar çalıyor, halkın kesa­ fe ti an be an artıyor. Hava ka- , palı. Yağm ur çiseliyor. Faka* ne zarar! Bardaktan bo«ansı kimse yerinden kımıldaiB-ıya- cak.

camyon ve otobüslerle demok - zatlar gelmiye başladılar. Yakın lçelere otobüsler durmadan se­ fer yapıyorlar, bugün muhak - kak Cumhuriyet meydanında oulunmak isteyen vatandaşları taşıyordu.

İZ M İR PALASTA

Saat 3,30 da Bayar. yanındı; Ham it Şevket Iııce ve Ankara muhabirimiz Mel:ki Sait oldu­ ğu ha.lde İzm ir palasa geliyoı Burada bekliyen millet vekil adayları tarafından selâmlan!

— Sonu salıiîe 3 sütün 1 de —

S

«

w'»»

un»-Buğun B a y a n Cumhuriyet m eydanında dlnllyen muazzam kütleden kir parça Fotoğraflar: (Y eni Asır - Şahap W ‘>te)

(2)

ı o Mayıs i

9

SO

C YENİ ASIR )

S a t ı l f e :

Gıda maddelerinin irat­

ları kontrol ediliyor

Belediye Safkanının dünkü teftişleri

Fuar için görüşmeler ve çalışmalar

Belediye Başkam avukat Hulûsi Selek, yanında bele - diye baş tabibi ve belediye iktısad müdürü olduğu hal­ de dün Başduraktan bağlıya­ rak sebze hanlarım, toptan ve perakende sebze, .meyva ve bakkahve maddeleri fiyat­ larım kopRrol etmiş, böylece mezarlıkbaşına kadar olan mmtakayı teftiş etmiştir. Be­ lediye başkanı bu arada es­ naf ile yol, kanalizasyon, e- laktrik ihtiyacı ve sair dilek­

ler etrafında hasbıhallerde bulunmuştur.

Seyyar satıcıların caddele­ re kadar taşıp seyrüseferi ih­ lâl etmemeleri hususu mahallî zabıta âmirlerine bilhassa ih­ tar edilmiştir. Sık sık yapılmakta olan

■ ■

n ı g y g g y

m

ü

v

i

a

d

i

İ

İ

A

Î

İ

H

I

w

u ııv ıg

A R I

bu kontrol ve teftişlerin bun­ dan böyle de ehemmiyetle devam etmesi temenniye şa­ yandır.

F U A R İŞ L E R İ

Diğer taraftan Hulûsi Se­ lek, önümüzdeki Fuarda F- ransız iştirakinin teferruatını konuşmak üzere şehrimize gelen bir heyeti Fuar müdür­ lüğünde kabul etmiştir.

Belediye Başkanı bu sene Fuarda Amerikanın resmî iş- tirâkine tahsis edilecek olan yeni sergi binasının projeleri üzerinde mimar ve mühen - dişlerle birlikte meşgul ol­ muştur. B u yeni bina evkaf pavyonunun yanındaki cad­ de üzerinde inşa edilmeğe

başlanmıştır.

Kula - Demirci

ve Urganlıda

D. P. Adayları D. P. nin ga-

üzerinde durdular

Demokrasi hayatında siya

si terbiye ve parti ahlakı

Halkla Baçbaya

yeleri

Kula, 9 (H u su sî) — M a- nisa milletvekili adaylarından Muzaffer Kurbanoğlu, M uhlis Tümay, Suudi Mıhçıoğlu ve Nafiz Görezin K ula D e m o k ­ rat parti meydan toplantısın­ da Cumhuriyet H alk partisi iktidarının 30 yıl süren tek parti zihniyet ve sisteminin ihtiyarladığı memleketi iyi idare edemediğini tebarüz et­ tirmişler ve Halk partisi mil­ letvekili adaylarının temaşa ettikleri bu toplantıda De­ mokrat partinin müsbet mu­ halefet olarak sağladığı başa­ rıları ve iktidara geldikleri

takdirde neler yapabileceğini ifade etmişlerdir,

U R G A N L I D A

'Yu t g u t t a , lJ çE La s u s î.)

Manisa Demokrat parti Baş­ kanı Şemi Ergin ve il üyele­ rinden Enver Gediz, ilçemiz kurulundan Cevdet öktem Urganlıda büyük bir toplan­

tıda bulunmuşlardır.

Turgutlunun Gökkaya ve Urganlı köylerine gidilmek üzere yola çıkıldıktan son­ ra Salihli arasında 27 seneden beri yapılamıyan bozuk yol­ ların yağmurun yağmasiyle bir batak haline gelen kısım­

larından güçlükle gidilmekte idi. Bir az ileride Halk parti­ lilerin çamura gömülmüş oto mehillerinin bir traktör tara­ fından çıkarılmakta olduğu görülünce. Şemi Ergin «Cum ­ huriyet Halk partililer çamu­ ra batmışlardır Biz onların gittiği yoldan gidersek biz de çamura batarız. Onlardan ib­ ret alalım » yolundaki lâtife- siyle nisbeten çamuru az olan yollardan gidilerek Urganlı ya varıldı. Vaktin geç olma­ sına rağmen Urganlılar tama­ men ayakta idiler. Partili ar­ kadaşlarını sevinçle karşıla dılar. Hatipler sözlerinde C. H. partisinin «bu milleti biz kurtardık, istiklâl harbini biz kazandık, Halk partisi bu def a da kazanu-sa köylere çeşme, yol, devlet bütçesinden okul yaptıracak» yolundaki sözleri ne ve vaadlarma temas ede­ rek demokrasi davasının ku­ ruluşundan bugüne kadar ge­ çirdiği safahatı izah ederek sık sık alkışlanmışlardır.

D E M İR C İD E

Demirci, 9 (H u su sî) — 946 enesinden beri Ma nisan m en ruvvetli cephesini teşkil eden ilçemizde demokratlasın bü­ yük açık hava toplantısı dün yapıldı.

Bu toplantıya Demircililer tep yekûn iştirâk ettik - İeri gibi Alaşehir Dem okrat­ lan. barrdolarijrîe Salihli ve Gördes Demokratları da bü ­ yük kafileler halinde bu top­ lantıda bulunmuşlardır. Top­

lantıda konuşan hatipler ik­ tidar partisinin 27 senedir memlekete yaptığı işlerin bilançosunu çizmişler ve H alk partisi beyannamesi ü zerinde uzun boylu izahlarda bulunarak bu beyannamenin 27 senelik iktidarın yapama­ dıklarını izah eden bir acizna- meden başka bir şey olmadı­ ğını tebarüz ettirmişlerdir.

A L A Ş E H IR D E

Alaşehir, 9 (H u su sî) — D e mokrat parti milletvekilleri adayları Miuzaffer Kurbanoğ- İu, Muhlis Tümay, Suudi M ıh çıoğkı dün Kuladan şehrimi­ ze gelerek yapılan açık hava toplantısında M u ­ zaffer Kurbanoğlu ezcüm- ı le demiştir k i: isterlerse Demokrat partiy. kapata -

caklarmı söylemek suretiyle kendilerini kanunun üstün - de vehmeden halk partilileri de selâmladıktan sonra ikti­ dar partisinin tek adam ve dar bir zümreye tâhi olarak vücuda getirdiği sistemin memleketimizdeki tatbikatı­ nın halka yararlı olmadığını ciddî bir memleket idaresinin ancak her türlü tesir ve endi­ şeden uzak bir seçimle teza­ hür edecek halk hâkimiyetile kabil olduğunu beyan ile ik­ tidar partisinin siyasî, İçtimaî ve İktisadî hatalarını haksız ve adilâne olmayan icraatını birer birer teşrih ederek 14 M ayıs Türk milletinin siyasî rüştünü belli etmek itibariyle çok kudsî bir mâna taşıdığını söyliyerek sürekli alkışlarla

karşıLamnuştır.

Hüseyin Kavalalı

Kemalpaşada

Kemalpaşa, 9 (H u su sî) — C.H, partisi adaylarından yerli ürünler müdürü Hüse­ yin Kavalalı dün ilçeye gel­ miş, tütün bölgelerinde pro­ paganda gezisi yapmıştır. Mumaileyh, her gittiği yerde, bilhassa meslekî ve yerli ürünlerin zürraa karşı yap­ tığı kolaylıklar üzerinde dikicilerin nazarı dikkatini celbetmiş ve bu yıl da iyi bir fiyatla tütünlerinin alınacağı vadında bulunmuştur,

Hüseyin Kavalalı son ola­ rak Ulucak köyüne gelmiş ve propaganda konuşmasından sonra D. P. li vatandaşlarla hasbıhallerde bulunm uş ve

b u yılın m ahsulü hakkında

izahat almıştır.

Yeni Prag elçimiz

Ankara, 9 (Telefonla) ŞiLi birinci sınıf orta elçisi Selâhattin- Arbel, P rağ elçili­ ğine tayin edilmiştir.

E L H A M R A Sineması

3u akşam 21.15 Sen itibaren iftihar ve şerefle sunar. AŞK, K ISK A N Ç LIK , İN T İK A M VK K A H R A M A N LIK

"d e ve görülmemiş güzellikte yaratılmış şaheserler

şaheseri ve harikalar harikası M UAZZAM VE M UHTEŞEM R E N K Lİ

Kan Davası

( THE SW O R D SM AN )

Yaratanlar: LA R R Y PARK S — ELLEN DREW Ayrıca büyük jıırnalda mühim haberler. Seanslar h • gün 1.1» - 3,15 - 5.15 - 7.15 - 9.15 dp Cumartesi ve Pazaı günleri t a » 11.15 de başlar.

m i

Demokrat partinin kuruluşile başlayan çok partili idare sis - temi, Türk milletinin ruhunda­ ki iyileşme hasretini ve yüksel­ me arzusunu yeniden canlan - dırdı, ve Türk milletinin uyanık şuurlu çoğunluğu Demokrat par ti etrafında toplandı. Bugün Demokrat parti, kendi kendine güvenenlerin, milletin kudret ve kabiliyetlerine inanmış- olanla­ rın partisidir ve bütün millet, milli refah ve saadeti D. parti­ nin zaferinden bekliyor.

Bu, niçin böyledlr? Çünkü: Türk milleti tarih boyunca, medenî hamleler yapmış, insan Iık dünyasına büyük hizmetler görmüştür. Fakat, yine tarihin garip bir eilvesiledir ki, baştaki lerin gafleti yüzünden bir müd­ det gerileme ve duraklama dev­ ri geçirdikten sonra, istiklâl harbindeki şahlanması so n u n ­ da vatan ve istiklâlini kurtarın­ ca, kalbinde bir yükselme ve iyileşme heyecanı kabardı.. İn - kılâplar işte bu asil heyecanın şevk ve imanile yaratılmıştır.

Böyle olduğu halde, zaferden 3onra, tek şef tek parti usulü - nün İnhisarcı ve İstismarcı Ma resi, parti İçindeki muayyen bir grubun mevki ve tahakküm hır sile tatbik edegeldikleri münev ver istipdat, vasilik sistemi mil leti küstürmüştü. Millet, bir müddet meyiis ve mütevekkil bir duruma düştü. Nemelâzımcı lık hastalığının derin uykusuna daldı.

Lâkin Demokrat partinin a - çıldığmı, memlekette hürriyet ve demokrasi cephesinin kurul­ duğunu gören ve buna İnanan cefakâr Türk milletinin çoğun­ luğu Demokrat partinin safla­ rında yer aldı. Bunların ruhun da İyileşme ve yükselme iştiya­ kı kabarmıştı. D ah a iyiye, da h a ileriye varmanın şevk ve imanile mücadeleye atıldılar. B u mücadelede mukadderatları nı düzeltmek arzusu ve kendi kendine inanmış olmanın kuv­ vet ve kudreti var.

Kendi kendine güvenerek ve mukadderatını düzeltmek İçin mücadeleye atılmış oîze de - mokratlar İnanmışlardır kİ, ta­ rih, Türk milletinden yeni va zifeler bekliyor. Bunun için şlm dİ bütün ümitler, demokrat partiye bağlanmıştır. Bu, tari­ hî bir dönüm noktasıdır. Türk tarihi Demokrat partinin doğu­ şu ve yaşayışı ile yepyeni bir devreye giriyor. Bu m uhakkak­ tır. İşte bunun için seller h a - llnde kabaran bu şahlanmayı, bu asil alâkayı ahenkleştirmek ve bir hedefe yöneltmek lâzım­ dır. Filhakika Türk milletinin bekası için ve daha iyiye, daha ileriye varmak arzusu, yarat - ma ve yükselme şevk ve heye - cam ile D. Parti etrafında top­ lanan bu halkı, her şeyden ev­ vel yeni bir nizama, bir sisteme bağlamak gerekiyor. Bu sistem ve nizam şu olabilir : Siyasî ter­ biye ve parti ahlâkı.

Biraz evvel demiştim ki, tek parti usulü milletin siyasî terbi yesinde bir gerileme, bir neme- âlzuncüık hali uyandırmıştı. Filhakika böyle olmuştu. Halbu kİ bu hal, öyle İçtimaî bir hasta lıktır ki, milletin beka azmini akim brıakır. Medenî bir m il­ let olarak yaşamak azminde, kudret ve kabiliyetinde olan Türk milleti ise, böyle bir aki - bete asla lâyık değildir. Onun hakkı' daima şerefle yaşamak - tır. Bunun için, Türk milletinin şerefle ve medenî bir millet olarak ve tarihte kazanmış ol­ duğa mevki ve şöhreti m u h afa­ za ederek yaşayabilmesi için milletin kendi varlığını, beka ve kaderini ilgilendiren, işlere kar şı alâka göstermesi, millî vazi­ felerde titiz ve uyanık olması lâzımdır.

Demokrat partinin karakte - rinde partililerin bütün millet ve memleket işlerile ilgilenmesi makbul ,lüzumlu bir haslet, hat tâ millî bir vazifedir. Progra - mında hürriyet .İnsan hakları­ nın masun tutulması, milletin kendi mukadderatına hâkim ol­ ması esasıdır. İşte böyle olduğu İçin kalbinde iyiye ve doğruya değerini veren, medni millet olarak yaşamak ve mukaddera­ tına hâkim olmak azminde olan Türk milletinin çoğunluğu D. partinin maksadını ve gidişini beğendi. Hakkı ve hakikati, sa­ mimiyet ve fazileti burada gör­ dü ve hak yolunu seçti.

Görülüyor kİ, Halk partisi gi­ dişinin tevlit ettiği nemelazım­ cılık İlletine karşı, Demokrat parti milletin memleket işlerile alâkasını uyandırıyor, her p ar­ tiliyi memleket mukadderatına hâkim ve binnetice bu mukadde rattan mesul sayıyor.

Çünkü demokraside İktidar çoğunluğun elinde ve isteğine göredir. Şu: halde demokraside bir reyin memleket m ukaddera­ tına hâkimiyeti açık bir haki­ kattir. Çoğunluğu ve bu suretle

de millî irade ve hâkimiyeti rey ler tayin ettiğine göre, tek reyin yüksek mana ve kıymeti ve bun larm birleşmesile çoğunluğun bütün iktidara sahip olduğu meydana çıkar.

Demek ki, demokraside her fert kendi fikir ve kanaatların- da hür olmakla beraber millî vazifelerde titiz ve uyanık ol­ ması ve çoğunluğun kararına severek İtaat etmesi, ve bu ka­ rar, yani çoğunluğun arzusu te­ celli edince onun etrafında bir­ lik teşkil etmesi birinci şarttır. Hürriyet ve demokrasi dâvası­ nın usulü, demokrasi âleminin nizamı budur,

Çünkü doğru, iyi ve güzel, d a­ ima çoğunluğun tarafındadır. Madem kİ, fazilet ve mîllî İra­ de yollarının açılmasını istiyo­ ruz, fert ve zümre tahakkümü­ nü değil, çoğunluğun İradesini hâkim kılmamız lâzımdır. F a­ zilet ve emniyet bundadır

Zaten Demokrat partinin en evvel yıkanası zaruri olan kal’a, tahakküm ve saltanat zihniye­ tidir. Biz bu zihniyeti taşıyan her fert ve her zümre ile m ü ­ cadele edceğiz. Biz İnsan hak ve hürriytlerinin, İnsan şeref ve haysiyetlerinin halelden ma şun kalmasını ve millî iradenin hâkim olmasını temin için or­ taya atılan demokratlar, her şeyden evvel ferdin hak ve hür riyetine, insanın şeref ve haysi­ yetine saygı göstermekle bera­ ber bütün hakların menbaı, İk­ tidarın sahibi olarak fertlerden müteşekkil milleti tanıyoruz.

Demek ki, ilk mücadele saha­ mız, zihniyet meselesidir. K a r - şımızdakilerin zihniyeti: tahak küm, fert ve zümre tahakkü - mü zihniyetidir. Biz evvelâ bu zihniyet ile mücadele edeceğiz. Onlar, İdare edenlere, yalnız bir zümreye kıymet veriyor.Biz idare edilenlerin, yani milletin hakikî kıymet ve kudretini m u­ ta biliyoruz. Şu halde bir taraf tan iki parti arasındaki prensip

ve z ih n iy e t farklarını belirtme­ ğe, bir taraftan da kendi höde; fimizi, partimizin karakterin, (ahlâkım ) tayin etmeğe çalı - şalım.

Demokrat parti prensiplerine göre, medenî bir İnsan İçin hür ve şerefle yaşamak hakkı, baş­ ta gelen bir haktır. Bunun kar­ şılığında vatandaş hak ve hür­ riyetlerine saygı göstermek vazl fesi gelir kİ bu vazife vatandaş lar arasında mllsaviliği de esas tutar.

H alk partisinin (halkçılık) umdesile sağlam ak İstediği, fa ­ kat şimdiye kadar bir türlü tat bik edemediği en tabiî haklar bakımından sınıf farkları, imti­ yazlı imtiyazsız zümreler, de­ mokraside asla yer bulamaz. İş te O. H. Partisiyle Demokrat parti mensupları arasında, e v ­ velâ, insan hak ve hürriyetle ­ rinin manasını anlayışta, insan şeref ve haysiyetlerine değer vermekte, hak ,kanun ve ada­ let müvacehesinde vatandaşla rın eşitliğini kabul ve tatbik et­ mekte büyük bir zihniyet farkı kendini göstermektedir.

Bu büyük farktır ki, büyük halk yığınlarını İktidar parti • sinden infiale şevketmiş ve me­ denî İnsan olarak müsavi hak larla yaşama imkânını sağlaya cağına İnandığı demokrat par­ ti etrafında toplamıştır.

C. H. partisinin vazife ve me suliyet duygusunu bugünün an­ layışına uygun bir şekle koya * mamış olmasına mukabil, de ­ mokrat partide vatandaşın ser ­ bestçe hakkını arayabilmek, çö ğunluğun iradesini hâkim k ı l­ m ak suretile vazife ve mesuliye

tin tatbik şekli, halkın vicdanı­ nı tatmin edici olmuştur.

H alk partisinin yâranm dar her hangi birini mesuliyetten kurtarmak için gösterdiği gay­ retkeşlik, mesuliyet bahsinde umumî efkâr, âmme vicdanını ihmal edişi, hiçe sayması k a r ­ şısında, Demokrat partinin en baştaki şahsiyetleri arasında beliren ihtilâf ve İhtirasın, cez­ ri bir hareketle tasfiye edilme­ si, şahıs peşinde gitmediği t a ­ hakkuk eden halkın şuur, vic­ dan ve kanaatina uygun gel - miş, bu suretle halk, parti tev sanüdünü muhafaza etmiştir ki, bu hal İki partinin zihniyet lerl arasındaki farkı ve netice­ lerini gösterir.

Bir halkçı İle bir demokratın partilerine ve davalarına bağlı­ lık bakımından farkları şudur kl:

Bir halkçı, partisine kayıtlı ol makla eğer maddî bir menfaat düşüncesi, yahut ekmeğinden oi mak korkusu yoksa ve bağlılı­ ğı samimî ise, bu partili kendi­ sinin iktidar partisi üyesi bu- lunmasile İftihar eder ve y a l­ nız bu zevki duyar.

Halbuki bir demokrat, parti­ sinin mukadderatına ve dolayı- sile memleket mukadderatına, binnetice kendi mukadderatına

Y azan : Halûk ÖKEREN (Avukat) kendi reyile hâkim olduğu k a -

naatındadır ve bu bir hakikat­ tir.

Fiihaki halk partili bir vatan daş, reyile ne partisi ve ne de memleketi ve kendi mukaddera tı üzerinde hiçbir tesir yapa - maz ve bunu kendisi de bilir, çünkü orada emir yukarıdan gelir ve adayları baş makam gösterir. Halbuki Demokrat par tide söz ve rey hakkı, aday seç­ mek salâhiyeti aşağıdan yukarı ya doğru yükselir. İşte İki sis­ temin farkları.

Bunun İçin Demokrat partide dava bütün partililer arasmda müşetrek've bu sebeple mukad deştir. Bunu niçin Demokratlar dâvalarını sun sıkı yakalamış, ruh va gönül birliği ile onun za ferine çalışmaktadırlar.

Halk partisinin, devletçilik sis temi, vasilik ve zümre tahakkü mü gidişi, vatandaşın olgunlu­ ğunu, hürriyetin ve serbest re­ kabetin hayırlı neticelerini in - kâr etmektn başka nedir? H al bırkı Demokrat partinin siste­ mi, vatandaşın olgunluğuna ina narak, selim aklına güvenerek serbest seçimi, hürriyeti ve ser­ best rekabetin verimli neticele­ rini takdir eden bir idaredir ki, hangisinin hak, hakikat ve fa ­ zilete uygun olduğunu takdir edersiniz

Halk partisinde, otorite ve idare kudreti tamamen yukarı­ dan aşağıya doğru geldiğine, da ha oğrusu vasilik sistemi tatbik edildiğine göre, bu parti m ille­ tin rüşde ermemiş olduğu k a - naatmdadır ,veya öyle sayar. Halbuki D. parti tamamen m il­ letin reyine dayandığı İçin mil­ letin olgun, reşit ve selim akıl sahibi olduğunu evvelden kabul etmiştir. Bunda isabet ettiği, ya mlmadığı meydandadır.

H alk partililer, şeflerini put­ laştırmak suretile halkın bağlı­ lığım kuvvetlendirmeğe ve de­ vam ettirmeğe gayret ediyorlar. Biz ise başkanlanmızı yalnız sevgi ve saygıdan bir hâle ile .’.arıyoruz, hangisi daha cazip ve samimî siz düşününüz.

O nlar (İnönü genel başkan - lıktan çekilirse halimiz ne o - lur?) diyorlar ve devlet başkan­ lığının otoritesinden ve İnönü- nüıı tarihî sahşiyetinden fayda laıım ak suretile yaşayabiliyor­ lar. Biz İse şahısların peşinden gitmediğimizi ilân ediyoruz.

Nitekim genel kurul üyeleri ve diğer baştakiler arasında çı­ kan ihtilâfta, halk şahısları de­ ğil, iyi ve doğru, haklı ve dürüst olanı desetklemiş, bu yüzden partinin ahenk ve tesanüdü da h a çok perçinlenmiştir.

Şu noktayı da belirtmek ve göz önüne getirmek lâzımdır kl, demokratların nazarında İk ti­ d ar mevkii, bir depdebe ve men, faa t yeri değil, hizmet, feragat ve fedakârlık makamıdır ve bu m akam a cebir ve şiddet, hile ve h u d ’a ile değil, ancak halkın sevgi v* reyile varılabilir.

M AHKEM ELERDE

Teyzesine hücum

etmekten mah­

kûm oldu

Sarhoş olup geceleyin teyze­ sinin evine taarruz ederek ta - banca ile üzerine hücum etmek ten sanık Eşref Gücün hakkın- daki dava dün ağır ceza m ah­ kemesinde sona ermiştir.

Mahkeme, sanığın altı ay 4 gün hapsine ve ayrıca bir sene emniyet gözetimi altında tutul­ masına karar vermiştir.

Çapak köyünde

cinayet dâvası

Torbalı İlçesinin Çapak kö - yünde Ali Tam öldürmekten sanık Bekir Sert hakkındakl du nışmaya dün şehrimiz ağır ce­ za mahkemesinde başlanmış - tır.

Sanık demiştir ki:

« — Ben zeytin bahçemde ça­ lışırken, bahçeye hayvanlar gir di. Bunları kovaladım. Fakat bu nu gören Ali Tan ve arkadaşla­ rı bana çıkışıp küfürler savur­ dular. Mijna'kaşaya başladık, kavga ettik. B ir aralık eve g i­ dip tüfengimi aldım, ateş et - tim.

Mahkeme gelmlyen şahitlerin celbine karar vermiş ve m uha­ kemeyi başka bir güne bırak - m ıştır.

Tevkif kararı

Kemalpaşa, 9 (Hususî) — Hü kametin manevî şahsiyetini tah kir ettiği iddlasiyle hakkında C. savcılığınca tahkikat yapılan P arsa D. P. ocağı başkam N i­ yazi Yörüğlin sulh ceza yargıcı tarafından tevkifine karar ve­ rilmiştir.

i ^ m

Bucada

Seyrüsefer

Gazetenizin 4 Mayıs 950 gü ­ nü Buca belediyesi başkamnın hakkımdakl neşriyatı ve hak - kunda tutulan yolsuz zaptı m ü­ nasebetiyle cevabımın açıklan - masını saygı İle dilerim:

l-30/Nisan/1950 günü bir İşle Bucaya gitmiştim. Boş olarak İzmire dönüyordum. Bu sırada Buca otobüs durağında otobüs olmadığı gibi bir çok vatandaş ayakta otobüs beklemekte idi­ ler. Otomobilimin boş olduğunu gören vatandaşlar dolmuş yap­ maz mısın diye sordular. Kabul ettim. Otomobilime üç kişi bin­ di. B ir Buca Belediye memuru İsrarla bana ceza yazıp otomo­ bilimdeki yolcuları indirmek is­ tedi. Buca Belediyesi ticareti - me nasıl m âni olabilir? Vilâye­ tin her ilçesine veya köyüne gi­ dip avdetimizde üç beş kuruş sebepleneceğimiz bir sırada a la ­ cağımız üç kişiden İ50 kuruş dolmuş ücretine mukabil on misil haksız cezaya hatıgl vic­ dan razı olur?

2 — Sayın Buca belediye baş­ kanı 4 Mayıs 950 günü gaze - tenlzin üçüncü sahifesinln ye - dinel sütununda Halkla başkaşa sütünunda bir şikâyet başlıklı yazısında şunu zikretmektedir:

«Belediye encümeni Bucada dolmuş duraklarını tesbit etmiş ve bu yerleri levhalarla göster­ miştir.»

Maalesef ben bu kadar Buca­ ya sefer yaptığım halde böyle bir dolmuş levhası göremedim Kendime İnanmıyarak Bucaya giden İzmir şoför arkadaştan - m a ve Bucada şoförlük edenle­ re Bucada dolmuş levhası olup olmadığını sorduğum zaman ^u cevapla karşılaştım. «Biz böyle bir dolmuş levhası görmedik ve bilmiyoruz.»

Sayın Buca belediye başka- nından bu kabil yolsuz cezala- n n tekerrür etmemesini saygı­ larım la rica ederim.

Biz şoförler amme hizmetin­ de çalışır hiç bir vatandaşın mutazarrır olmasını İstemeyiz.

Pasaport 53 numaralı taksi Şoförü

M A H M U T DEMİR,EL

Armutlu Postası

İzmlrde saat 11 de verilip alınan Armutlu postası Arm ut­ lu postâh&nesine vaktinden pek geç ve ekseri günler saat 18 İlâ 20 arasm da gelmektedir. Pos­ tanın vaktinde temin edilmesi­ ni sayın gazeteniz vasıtasiyle P. T. T. Bölge Baş Md. ve A r - mutlu müdüründen halk namı­ na rica ederim. İmza Mahfuz

Çiftçi malları

Turgutlu Çiftçi M alları ko­ ruma başkanınm 4 mayıs 1950 perşembe günü İntişar eden ya­ zılarına cevap:

Çiftçilerin örtülerinin alın - madiğinin ve Zatürree olmadık larınm yapılan tahkikattan an­ laşıldığım söylemişse de; hâlâ örtü müsaderesi devam ediyor. Gecenin ayazında yağmurlu günlerde açıkta kalan çlfçi v a­ tandaşların akibetleri doğrudan doğruya Zatürree değil midir?

1949 yılı mart ayında açık m eralar başlığı altında İntişar eden yazıya cevap olarak ta m er'a olmadığını inkâr etmiş olmasına rağmen 1950 senesi M art ayı İçinde Turgutlu - T e - peköyünde kalabalık koyun sü­

rülerine Turgutlu çayırlarında otlamasına müsaade etmiştir.

Altay Mahallesi Dömeke sokak No: 28 Çiftçi

A H M ET SERT

Seçim edebiyatı

Bakanların bir kısmı yurd ge zilerine devam ediyor, ve önü­ müzdeki dört yıl içinde kendi bakanlıklarını ilgilendiren h ü­ kümet teşebbüsleri ile program la n hakkında geniş ölçüde b e ­ yanatta bulunuyorlar.

Bakanlar bu beyanatı hükü­ met adına yapıyor ve C.H.P. pro pagandasiyle bir münasebeti olmadığı havasını yaratm ağa çalışarak mensup oldukları par tl lehine bir cereyan teminine gayret sarfediyorlar.

Propaganda faslından sarfı­ nazar, hakikaten C.H.P. seçimi kazanır ve iktidarda kalırsa ilân ettikleri bu muazzam pro­ gram ve m ilyarlarca lira sarfını istilzam eden teşebbüslerini dört sene gibi kısa bir zam ana sığdırabilmek için nasıl bir b ü t­ çe ile ve hangi elem anlarla kar şımıza çıkacaklar?..

Yurddaşın serbest teşebbüsü­ nü büsbütün köstekliyerek, İk­ tisadî devlet teşekküllerine ve Tekelciliğe daha geniş iş saha­ ları ayırarak yurddaşlara m a­ hut « varlık vergisine » benzer yeni mükellefiyetler yükleyerek tanzim edecekleri bütçelerle mİ?

Sekizinci Büyük Millet Mec­ lisinin son oturumlarından bi­ rinde Maliye bakanı hükümetin İki milyarı aşan bir borcu bu­ lunduğunu ve bunun takriben 1.750.000.000 lirasının yabancı memleketlere olduğunu söyledi. B u İşlerde borç alarak yapıla - caksa «kanbur kanbur üstüne» gelecek demektir. Ancak unut­ m am alı kl bu borç ödenmek lâ ­ zım gelir. Hangi nesiller ödeye­ cek?

Yine bütçe müzakereleri sıra­ sında bütçe açığının dostumuz Amerika hükümeti tarafından Türk hükümetine hibe edilen dolarlarla kapatılacağı tasrih edilmişti. Yoksa, Türk hüküme­ tinin bütçe açıklarını kapatma yı Amerika hükümeti taahhüt mü etti dersiniz?..

Yabancı bir devletin maddi yardımı ile bütçe açıklarının kapatılması hâdisesi, aldanmı - yorsam, tarihte İlk defa görü­ lüyor. Bunun âmillerini tahmin etmek de güç değildir sanırım. Bununla beraber bunu bir d a ­ yanak noktası olarak İleri sür­ mek o bütçeyi hazırlayan hü­ kümet İçin her halde İftihar edilecek bir durum teşkil etme­ se gerek!..

Son 3 - 4 senelik bütçe mü­ zakereleri sırasında ve başka vesilelerle D. P. sözcüleri, büt­ çenin mütevazin olmadığı, nok­ tasında İsrar etmiş, açık veren cihetlerin kapatılmasını m üm­ kün kılacak tedbirleri ileri sü r- ıhüŞIefdr. iktidar partisi ve h ü ­ kümeti bu samimî İkazı «parti­ cilik ve muhalefet gayretiyle yapılıyor» diyerek reddetmiş ve bildiğinden şaşmamıştı.

D. P. sözcülerinin samimî bir memleket endişesiyle İleri sü r dükleri bu mülâhaza ve yaptık la n İkazın çok isabetli ve yerin­ de olduğu bugün bir hakikat olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bazı vekiller de harba sürük­ lenmemiş olduğumuzu belirte rek bundan dolayı milletin C. H. P. İdarecileriyle hükümetle­ rine karşı bir minnettarlık duy ması lâzım geldiğini İma edl yorlar. Çok nazik olan bu mev­ zuun münakaşasına gazete sü tunlan müsait değildir. Millet ve memleket menfaati nasıl bir karar almayı İcap ettiriyorsa o şekilde bir karar almak hükü metin esas vazifesidir. Bundan dolayı da millete bir minnettar

Şampiyon mus

tafa Çakmak

Nevyonk, 9 ( A . A . ) — Es­ ki olimpiyad şampiyonu M us­ tafa Çakmak 11 Mayıs per­ şembe akşamı Amerikanın sea radyosunun Türkiye neş­ riyatında konuşacaktır.

Mustafa Çakmak üç aydan beri Amerikada bulunmakta­ dır. Amerikanın sesinin T ürk çe neşriyatı Türkiye yaz sa­ atiyle 20,15 ile 20,45 arasmda kısa dalga 1969 ve 24,80 met­ re üzerinden dinlenebilir,

Ege bülgesi grup

birinciliği

Manisa, 9 (H ususî) —• önümüzdeki çarşamba, per­ şembe ve cuma günleri «Ege Bölgesi» grup birinciliği fut­ bol müsabakalarının şehri­ mizde yapılacağı haberi M a­ nisa spor sevenlerini pek ae- vindirmişir.

Gru p maçlar ma Antalya bölge şampiyonu gençlik spor A ydm bölge şampiyonu S ü - merspor, Denizli bölge şam­ piyonu Yeşilspor, Mamsa böl­ ge şampiyonu Sakarya ıştirâk edecektir.

Maçlar tek devreli lik u&u- liyle yapılacaktır.

Yazan : H A D İ D URA lık mecburiyeti yüklenemez.

H arba giren milletlerin maruz kaldıkları İstırabın sefaleti gös terenler sulha kavuşulmamış ol m asına rağmen, ve beş senelik yarım yam alak bir sükûn için­ de bile ne iktisadı, sınaî ve İç­ timaî sahalarda kaydettikleri t« kâmül ve inkişaftan acaba ne­ den bahsetmeğe lüzum görmi - yorlar.

İngiltere, Fransa, Almanya. İtalya ve Yunanistan harbin en ağır tahribatını görmüş mem­ leketlerdir. Ve hâlâ zıd İdeoloji cereyanlarının tesiri altında - dırlar. Buna rağmen bugünkü iktisadi ve İçtimaî durumları, bir kısmında harpten önceki se­ viyeyi bulmuş, bir kısmında ise oraya yaklaşmış bulunulmakta­ dır. Biz ise harba girmediğimiz halde ikinci dünya harbinden önceki duruma dönmekten çok uzağız. Bütçelerimiz her yıl da­ h a büyük açıklar kaydederek arttırılmakta, bunun neticesi milli iktisadiyatımız her gün aleyhte olarak biraz daha geri­ lemekte, geçim standardımı* her gün biraz daha ağırlaşm ak­ tadır.

Medeni dünya milletleri a ra­ sında Türkiye en bahalı mem­ leket olduğuna göre, mukayese­ si bu hakikatin belftgatine terk etmek münasip olur. Mîllet bu günkü hayat şartlarını h afifle­ tecek ve millî İktisadî inkişafa ulaştıracak tedbirler hakkında teminat İstemektedir.

27 yıldanberi iktidar ve İda­ reyi elinde tutan C.H.P. den ve onun teşkil ettiği hükümetler - den daha realist bir anlayış ve daha müsbet bir görüş bekler­ dik. Maalesef hâdiseler bunun tamamen aksini gösteriyor.

Ben C.H.P. demokratik bir po litikaya sahip olsaydı, seçim nutuklarında vaad edilen « Altı okun anayasadan çıkarılması» işini meclis kapanm adan önce Millet Meclisine teklif eder, ve Anayasanın hiç olmazsa bu kıs­ mını bugünün ihtiyacına uygun bir hale koyardı. Sonra C H .P. Kurultayını fevkalâde İçtimaa dâvet ederek inhisarcılık ve dev letçilik hakkm dakl umdeleri zu m anın icaplarına ve millî ihti­ yaçlara cevap verecek şekilde tadil etmeği düşünürdü. Ancak ondan sonradır kl seçim nutuk­ larında bu cihetin parti prensi­ bi olarak Heri sürülmesi müs - bet bir vaad olarak karşılana - bilirdi.

K aldı ki bir taraftan parti genel başkanı böyle bir tadilden bahsederken diğer bir C.H.P. mensubu devlet bakanı, başka­ nın söylediklerinin tamamen hl lâfın a ve milletin bu yüzden çektiği İstırap feryadlarim htça sayarak «devletçiliği köylere k& dar» götüreceğinden bahsedi - yor ve seçmenlerinden partisi için rey İstiyor.

Demek ki C.H.P. idarecileri arasında görüş ve anlayış b i r ­ liği, prensip ve program bağlı­ lığı yoktur. H er biri şahsî an la­ yış ve görüşünü aksettirmekte ve o suretle harekette kendisini serbest görmektedir. îş başına geçen hükümetlerin İcraatında şahıslara göre bu görüş ve an­ layış değişikliği esasen sezilmek te idi. Bu ise, devlet idaresinde doğru ve emniyetli bir sistem değildir.

Şu hale nazaran, bakanların yurd gezisinde birer münaso - betle söz konusu ettikleri hükü­ met program ve teşebbüslerini seçim devresine mahsus edebi­ yat telâkki etmek daha doğru olur...

İdari cihaz üzerin­

deki baskı

D. P. Seferhisar ilçe idare

kurulunun Inönüye telgrafı

ilçemize altı ay önce tayin edilen kaymakam sayın V e y ­ sel K ay ıranın kanunları tat­ bikteki tarafsız hareketi C. HJ?. nin işine gelmediğinden divan üyesi Mehmet Orhonun hükümet nezdindeki teşebbü­ sü ile başka bir yere naklen tayin edilmesine tevessül edilmiştir. Henüz nakil emri gelmemekle beraber harcı­ rahı gönderilmiş bulunmakta dar.

istihbaratımıza nazaran kaymakam seçim sonuna ka­ dar mecburî mezuniyete tâbi

tutulmuştur. Bu hareket C. H. P. nin seçimlerde İdarî baskıya müracaat edeceğinin kuvvetli bir delilidir. Bu mak safla sayın Inönüye çekilen tel ö-rneği aşağıya çıkarılmış­ tır. Efkârı umumiyeye arzına tavassutunuzu rica ederiz.

D. P. Seferihisar ilçe idare kurulu T E L Ö R N E Ğ İ Sayın İnönü Cumhurbaşkanı İS T A N B U L Seferihisar kaymakamlığı­ na altı ay önce tayin edilmiş bulunan Veysel Kayıramn

kanunları tatbikteki tarafsız hareketi C.H.P. nin işine gel­ mediğinden buralı divan üye­ sinin delâletiyle başka bir y e r« naklen tayin edilmesin»

tevessül edilmiştir. B u hare­ ketin idareciler hakkındakl teminatınıza tezat teşkil et­ tiği meydandadır. Hatta öğ­ rendiğimize göre mumaileyh seçim sonuna kadar mecburi mezun kılınmıştır. B u da C. H. P. nin idari cihazı baskısı­ dır. Amkarada bulunmamanı* hasebiyle yüksek tastike ik­ tiran edemiyen nakil işini te­ minatınıza aykırı bulduğu­ muzdan nazarı dikkatinize arzederiz.

Demokrat Parti Seferihisar ilçe idare Kurulu

Yunanistan sığır

alacak

Atina ticaret müşavirliği­ mizden bildirildiğine göre, evvelce Suriye ve Lübnan- dan getirilmesi kararlaştın - lan 2095 ton sığırdan 625 tonu Yunanistana ithâl edilmiş, ancak Yunan hükümeti şim­ di Suriye ve Lübnan menşeli kasaplık hayvanların ithâlini yasak ettiğinden geri kalan 1380 tonun akreditifleri Tü r­ kiye üzerine çevrilmiştir de­ nilmekte ve Yunanistana 1000.000 dolar kıymetinde Sığır ithali için 15 Mayısta eksiltme yapılacağı ifade edilmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya

Partinin taslağını açıklamak için sivil toplum örgütlerinin hazırladığı taslakları bekleyeceklerini belirten AKP Genel Ba şkan Yardımcısı Dengir Fırat , Türkiye

çeşitli kısımlarının veya onlardan elde edilen etkili maddelerin dahilen veya haricen insan ve hayvanlarda görülen hastalıkların tedavisinde kullanılan bitkilere Tıbbi

hayatından yola çıkıp önce Türk cazının tarihçesine, oradan Amerika'ya, Sıral'ın da iki yıl boyunca ders-konser verdiği ve iz bıraktığı Creative Music

Bu çalýþmada gebelik yaþý >30 olanlarýn (n=26) %50'sinde (n=13) anksiyete belirtileri izlenmiþ olup; anksiyete görülme oraný diðer yaþ gruplarýna göre daha yüksek

Tümör tipi adenokanser olanlarda T SUVmax değeri anlamlı düzeyde düşük saptandı (p:0,01).T SUVmax değeri ile evre ve tümörün yerleşim yeri olan periferik ya da

 Posta (Frame): Teknenin iskeletini meydana getirmek üzere omurgaya birleştirilen ve ana güverteye kadar düşey olarak devam eden kavisli çelik veya ağaçtan çubuk.. 

• b.Oyunlar: çocuk oyunları, yalın oyunlar; kaleyi almak, kukalı saklambaç gibi basit çocuk