• Sonuç bulunamadı

Nuri Demirağ, Millî Kalkınma Partisi ve İlk Muhalif Parti Gazeteleri: Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma ve Öz Kalkınma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nuri Demirağ, Millî Kalkınma Partisi ve İlk Muhalif Parti Gazeteleri: Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma ve Öz Kalkınma"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nuri Demirağ, Millî Kalkınma Partisi ve İlk Muhalif Parti

Gazeteleri: Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma ve Öz Kalkınma

Nuri Demirag, National Development Party and First Opposition Party’s Newspapers:

Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma, Oz Kalkınma

Meltem ŞAHİN, Arş. Gör., Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi, meltemsahin@erciyes.edu.tr

Öz

Türkiye’de pek çok girişimin önderi olan Nuri Demirağ’ın, 1945’te Millî Kalkınma Partisi’ni kurmasından sonra, Cumhuriyet tarihinde yeni bir dönem başlamış oluyordu. Çok partili hayatın ilk muhalif partisini kurma unvanına sahip Demirağ’ın önemli girişimlerinden biri de basın alanında yürüttüğü faaliyetlerdi. Dönem basınından gerekli ilgiyi göremeyen ve arayışa giren Demirağ, partisi tarafından yayımlanan ve Cumhuriyet döneminin ilk muhalif parti gazeteleri olan Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma ve Öz Kalkınma ile bu amacına ulaştı. Çalışmanın amacı, basın tarihinde bir çeşitlilik olarak görülen bu gazetelerin, genel yayın politikalarını ortaya koymaktır. Böylece, okuyucu hem gazeteler hakkında fikir sahibi olacak hem de gazeteler üzerinden, Nuri Demirağ’ın ve MKP’nin siyasal ideolojileri, muhalif fikirleri hakkında bilgi elde etmiş olacaktır.

Abstract

In Turkey afterwards the National Development Party had been founded in 1945 by Nuri Demirag, the leader of many initiatives, a new era began at the history of Turkish Republic. Besides established the first opposition party of multi-party system, one of the main initiatives of Demirag were activities in the field of printed press. Demirag, failed to find a place in the press and he has reached that goal with in the early years of the Turkish Republic’s first opposition party newspapers: Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma and

Oz Kalkınma. The aim of the study is to determine general policy of publication of these

newspapers seen as a variety at history of Turkish Press. So that the reader will be able to have an idea about Demirag and National Development Party’s newspapers and also will be able to have information about Demirag’s opposite opinions and ideological approaches of National Development Party via newspapers.

Anahtar Kelimeler: Nuri Demirağ, Milli Kalkınma Partisi,

Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma, Öz Kalkınma.

Keywords:

Nuri Demirag, National Development Party,

Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma, Öz Kalkınma.

(2)

Giriş

Basın tarihi çalışmaları, dönemin siyasi koşulları hakkında pek çok bilgiyi sunar. Basın ile siyasetin birbirine bağlı ilişkisi; kimi zaman birliktelikle, kimi zaman da karşılıklı çekişme ve mücadele ile yürümüştür. Dönemin iktidarının sesi dışında alternatif basının oluşması da yine genellikle siyaset ekseninde şekillenmiş ve farklı siyasi düşüncelerin açıklanmasında basın, önemli bir alan olmuştur. Bu bağlamda, muhalif bir siyasi ses olarak ortaya çıkan gazetelerin incelenmesi, basın tarihi açısından değerlidir.

Bu çalışmanın konusu Türkiye siyasal tarihinde üçüncü muhalif parti girişimi olan1

ve çok partili demokrasiye geçişte kurulan ilk parti olma özelliği taşıyan Millî Kalkınma Partisi’nin (MKP) yayın organları olan; Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma ve Öz Kalkınma gazeteleridir. Söz konusu gazeteler, Cumhuriyet döneminde, bir siyasal partinin yayın organı olduğunu açıklayarak yayın yapan ilk parti gazeteleridir. 29 Ocak 1948’de haftalık olarak yayın hayatına başlayan Yurdda Kalkınma, kapandıktan sonra 21 Mayıs 1948’de Tez Kalkınma devreye girmiştir. 15 Ekim 1948 tarihine kadar Tez Kalkınma adıyla çıkan gazetenin adı, 29 Ekim 1948’de Öz Kalkınma olarak değişmiş ve gazete 3 Haziran 1949’a kadar yayımlanmıştır.

Tarihsel betimleyici analiz yöntemi ile hazırlanan bu çalışmanın amacı, MKP’nin yayın organları olan ‘Kalkınma’ gazetelerinin genel yayın politikalarını ortaya koymak, MKP’nin ve kurucusu Nuri Demirağ’ın, siyasal ve ekonomik yaklaşımlarını basın üzerinden nasıl sunduğu üzerine okuyucuya bir çerçeve sunmaktır. Nuri Demirağ, Anadolu’da önemli girişimlere imza atmış liberal bir girişimcidir. Dolayısıyla MKP’yi de, CHP’nin o vakte kadar sürdürdüğü devletçilik prensibine muhalefet eden liberal bir söylem üzerine oturtmuştur. Bu bağlamda bu çalışmanın konusu olan gazeteler de bu muhalif liberal düşüncelerin yer bulduğu yayın organlarıdır. Bu düşünceler konusunda fikir sahibi olmak için gazetelerin incelenmesinin değerli olduğu düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, çalışmanın konusu olan dönemi içeren pek çok araştırmada, sadece Tez Kalkınma gazetesi MKP’nin yayın organı olarak anılmış, Yurdda Kalkınma ve Öz Kalkınma gazeteleri çoğu çalışmada hiç yer almamıştır. Bu çalışma, bu konudaki eksikliği gidermek için de atılmış bir adımdır.

II. Dünya Savaşı’nın ardından çok partili hayata geçme sinyalleri veren Türkiye’de bu anlamda ilk girişim, dönemin önemli iş adamlarından biri olan Nuri Demirağ tarafından gerçekleştirilmiştir. Nuri Demirağ, iş hayatında birçok ilke imzasını atmış, Türkiye’nin ilk ve en önemli müteşebbislerinden biridir. Siyasi prensiplerini Millîyetçilik, demokrasi ve parlamentarizm olarak üç düşünce üzerine temellendiren Demirağ; toplumsal menfaat ön planda olmak kaydıyla, bireysel hürriyet ve şahsi mülkiyete de saygılı olduğunu ifade etmiştir (Dervişoğlu, 2011:167). Demirağ, 8 Temmuz 1945’te yaptığı açıklamada;

Ben devletçilik prensibine şiddetle muarızım. Liberal bir sisteme taraftarım. Devletçiliğe olduğu kadar aristokrasiye de düşmanım. Şahsın sâyine en geniş ölçüde imkân verilmeli ve sây’e saygı gösterilmelidir. Tıpkı Amerika’da olduğu gibi. Amerika’nın siyasi zihniyetine hayranım. İnsanlığın saadetini ancak Amerikan Liberalizminde görüyorum. Onun için bütün dünya milletlerinin yüzlerini Amerika’ya çevirmeleri lazım geldiğine inanıyorum (Demirağ, 1949: 14)

diyerek zihnindeki ideal düzen anlayışını açıklamıştır. Demirağ’a göre devletçilik;

(3)

beldeleri harap eden, ticaret, sanat ve iş hayatını öldüren, milleti fakrü sefalet içerisinde inleten, halkı aç, çıplak, işsiz, sefil ve perişan hale getiren bir tahakküm rejimidir. Bu sistem yıkılmalıdır. Serbestî rekabet, saadet ve refahın anahtarıdır (Sim, 1952: 24)

Liberal demokrasiye inanan Demirağ, Millî Mücadele sırasında başladığı kâğıt ve sigara kâğıdı ticaretiyle, ilk sermaye birikimine ulaşmıştır (Dervişoğlu, 2011:19).2

Önderliğini yaptığı teşebbüslerden bazıları; Ankara’nın doğusuna, ilk önce Samsun hattına 7 km’lik demiryolu hattından sonra Sivas-Erzurum ve Malatya demiryolu hattının döşenmesi3, 1936 yılında ilk Türk uçağının ve paraşütünün imali, 1942’de Keban’a baraj

yapılması önerisi, İstanbul Boğazı’na köprü projesi hazırlatması, Bursa’da Sümerbank Merinos Fabrikası, Sivas’ta Çimento Fabrikası, İzmit’te Selüloz Fabrikası kurulması, İstanbul’da Büyük Hal binası inşaatının yapılması ve Eceabat-Havza şosesinin müteahhitliği, Divriği’de ilk şehir ve köy planlarını hazırlatması, Divriği’ye 1937’de yaptırdığı ‘Gök Ortaokulu’ ile aynı zamanda kurmayı düşündüğü ‘Gök Üniversitesi’nin de temellerini atmasıdır.

Demirağ’ın önemle üzerinde durduğu ve onun gelecek siyasi hayatını da bir noktada belirleyen ana konu ise havacılıktır. Demirağ, Avrupa’da ve Balkanlarda havacılık konusundaki gelişmeleri takip etmiş, havacılığın ülkelerin silahlanmasında önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekerek, “Hava kuvveti, milletlerin hayat hakkını temin eden yegâne kuvvet haline gelmişti. Daha fazla duramazdık” demiştir (Demirağ, Tayyare İşleri, s 3-4)

Bu niyetlerle yola çıkan Demirağ, 1936 yılında önce Beşiktaş Tayyare Atölyesi, ardından da Divriği’de bir Uçuş Okulu kurmaya karar vermiş ve atölyesi 10 Şubat 1937’de tamamlanmıştır. Amaç; Beşiktaş’ta uçak prototipi, Divriği’de ise, demir madeni burada olduğu için, bir motor fabrikası kurmaktır. Prototip çalışmaları devam ederken Yeşilköy’de Gök Uçuş Okulu’nu kurma çalışmalarına başlayan Demirağ, Türk Hava Kurumu’ndan 12 eğitim uçağı ve 5 planör yapımı için sipariş almıştır (Adıgüzel, 2006: 126-127). Planörler sorunsuz şekilde teslim edilirken, uçakların Eskişehir’deki uçuş testi sırasında Salahattin Alan’ın4 uçağının düşmesi ve olay yerinde şehit olması, Türk Hava Kurumu’nun uçakları

almaktan vazgeçmesine sebep olmuştur. Türk Hava Kurumu Başkanlığı, 24.3.1939 tarihli ve Muhasebe 1640 sayılı tezkeresi ile Nuri Demirağ’a yapılan mukaveleyi tek taraflı feshettiğini bildirmiştir (Demirağ, 1941:5). Gerekçe, Demirağ’ın ürettiği eğitim uçaklarının teknik şartnameye uygun olmadığıdır. Hukukî mücadelesi devam ederken, Nu D.38 isimli ilk Türk yolcu uçağının tamamlandığını açıklamıştır (Dervişoğlu, 2011:107-108).

Uçak sanayii konusundaki gelişmeleri anlatmak isteyen ve destek arayan Demirağ, konuyla ilgili olarak dönemin Cumhurbaşkanı İnönü’ye; 29/9/1939 tarihli ve 26/8/1940

2 Nuri Demirağ’ın ürettiği bu sigara kâğıdının markası ‘Türk Zaferi’dir.

3 Nuri Bey’e Demirağ soyadı, Atatürk tarafından bu başarılarının ardından verilmiştir.

4 Vecihi Hürkuş’tan sonra Türkiye’de ikinci millî uçak projesinin sahibidir. Türk Hava Kurumu’nun kurulduğu ilk yıllarda (1926) Fransa’ya mühendislik eğitimine gönderilmiş, döndükten sonra, 1932 yılında, ilk prototipi olan MMV-I iki kişilik uçağını tasarlayıp gerçekleştirmiştir. Fakat Alan’ın projesi, Hava Müsteşarlığı ve Millî Müdafaa Vekâleti tarafından destek görmediğinden yarım kalmıştır. Bu safhada imdadına Nuri Demirağ yetişmiş, ona uçak sanayi tesislerinin teknik işlerini emanet ederek kendisine ortak etmiştir. Demirağ’la beraber Nu. D.36, Nu. D.38 uçaklarının tasarımını ve imalatını, Alan gerçekleştirmiştir (Dervişoğlu, 2011:53).

(4)

tarihli 2 adet mektup yazmıştır. İlk mektubunda Demirağ, yaptığı işleri, kurduğu atölyeleri anlatmış; Türk Hava Kurumu’nun siparişlerini almaması dolayısıyla uğradığı zarardan bahsederek havacılık konusunda destek istemiştir. İkinci mektubunda da savunma sanayii alanında daha kapsamlı bir yatırım için, kendisine yetki ve devlet yardımı yapılmasını; kendi yatırımlarının devletçe desteklenerek, savunma sanayiinin teşkilini teklif etmiştir (Dervişoğlu, 2011:116). Ancak bu girişimlerinden bir sonuç alamayan Demirağ, sektörü terk etmek zorunda kalmıştır.

Nuri Demirağ, iş hayatındaki başarısızlığının sebebi olarak düşündüğü İsmet İnönü ile mücadelesine devam edebilmek için, çok partili hayata geçilmesini fırsat olarak görmüştür. Türkiye’de çok partili hayata geçişin ilk muhalefet partisi olan Millî Kalkınma Partisi’ni (MKP) kurmuş ve partinin ilk genel başkanı olmuştur (Dervişoğlu, 2011: 21).5

18 Temmuz 1945’te partinin resmi başvurusu yapılmış, 22 Eylül’de resmi kuruluş izni alınmış (Koçak, 2010: 674) ve 27 Ekim 1945 tarihinde de resmi olarak kurulmuştur. ‘Artık yeter’ sloganıyla yola çıkan MKP nizamnamesinin 30. maddesinde Nuri Demirağ, endüstri meselesini şu şekilde aktarmıştır: “Bir memleketi ziraati aç, sanayii çıplak bırakmaz ancak ve ancak madenleri zengin eder. Çok zengin olan yeraltı hazinelerimizin, mükemmel ve modern tesisatla feyizli ve tam verimli hale getirilmesi için partimiz bütün varlığı ile çalışacaktır” (Deliorman, 1957: 14). Böylece partinin ana hedefinin kalkınma olduğunun altı çizilmiştir.

MKP’nin kurucuları; Nuri Demirağ, Hüseyin Avni Ulaş6 ve Cevat Rıfat Atilhan’dır.7

Parti; devletçiliği reddetmiş, Rus yanlısı bulduğuCHP’ye karşı şiddetli muhalefet safında bulunduğunu ilan etmiştir. Partinin bazı talepleri; dış politika alanında ‘İslam Birliği’ ‘Şark Federasyonu’ projesinin tahakkuku, İstanbul’da Müslüman Şark milletlerinin talebelerini sinesinde toplayacak bir ‘Teknik ve Ahlâk Üniversitesi’ açılmasıdır (Tunaya, 1995:639-640).8 Bu tür farklı fikirleri olan parti, Demirağ’ın verdiği davetlerde sık sık kuzu ikram

etmesi ve basının sürekli olarak bu kuzu ziyafetlerini ön plana çıkarması yüzünden, ‘kuzu

5 Demirağ, 1933 yılında üye olduğunu ifade ettiği ve Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti’nin bir devamı olarak gördüğü için geçtiği CHP’den, 27 Eylül 1945’te ihraç edilmiştir (Müjdeci, s.11).

6 Hüseyin Avni Ulaş; İstanbul’da son Osmanlı Meclisi Mebusanı’na Erzurum mebusu olarak katılmıştır. 23 Nisan 1920’de, TBMM’ye Erzurum milletvekili olarak girmiş, Meclis’te İkinci Grubu kurmuştur. İkinci Meclis’e fikirlerinden dolayı alınmamıştır. İstanbul’a dönerek avukatlık yapan Hüseyin Avni, TCF’nin İstanbul şubesini, arkadaşlarıyla beraber kurmuş, 1926’da ‘Suikaste iştiraki vardır’ diye İstiklal Mahkemesi’nde yargılanmış ama beraat etmiştir. 1945’te Nuri Demirağ’la beraber MKP’yi kuran Ulaş, sağlık sorunları ve siyasi beklentilerinin uymaması gerekçesiyle MKP’den ayrıldıktan sonra 22 Şubat 1948’de hayatını kaybetmiştir (Çelik, 1996:15-29). 7 Cevat Rifat Atilhan; Türkiye’nin yakın dönem fikir dünyasında etkili olmuş, özellikle Millîyetçi ve İslamcı düşüncenin formasyonuna fikirleriyle katkıda bulunmuş bir fikir adamıdır. Atilhan, Demirağ’la yaşadığı bazı anlaşmazlıklardan dolayı partiyi erkenden terk ettikten sonra, 1947’de kuruculuğunu ve başkanlığını yaptığı Türk Muhafazakar Partisi’yle yeniden siyasete dönmüş ve 1949’da maiyetiyle birlikte Necip Fazıl Kısakürek’in başkanlığını yaptığı Büyük Doğu Cemiyeti’ne iltihak etmiştir. Bu cemiyetten ayrıldıktan sonra, 1951’de kurduğu ve başkanlığını yaptığı İslam Demokrat Partisi’yle yeniden siyasete atılmıştır. Atilhan’ın siyasetteki son denemeleri olan, 1965’te Millet Partisi’nden milletvekilliği ve 1966’da aynı partiden senatör adaylığı da olumsuz sonuçlanmıştır ( Bozkurt, 2012: 11-13)

8 MKP Nizamnamesi’nin 38 maddelik programında, başta güvenlik güçleri olmak üzere, tüm kamu görevlilerinin siyasetten ve siyasi partilerden bağımsız kalabilmeleri üzerinde durulmaktadır. İdarede yetki devrine yer verilmektedir. Tek dereceli seçim talep edilmiş, seçim sistemi olarak da nisbi temsil sistemi önerilmiştir. Belediye başkanları da halk tarafından seçilecektir. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından 5 yıllığına seçilmesi, aynı kişinin iki kez üst üste Cumhurbaşkanı seçilememesi, Yasama organı olarak Ayan Meclisi’nin (Senato) kurulması öngörülmüştür. Sanayi ve ticarette rekabetin esas olduğu belirtilmiş, şahsi teşebbüse önem verileceğine işaret edilmiştir. Madenciliğe önem verilecek ve devlet yalnızca örnek işletmeler kuracaktır (Koçak, 2010: 681).

(5)

partisi’ adıyla anılmaya başlamıştır (Dervişoğlu, 2011:156). Partinin içinde hiç deneyimli siyasetçinin olmaması ve Millet Meclisi’nde de bir temsilcisinin bulunmaması, partinin siyasi açıdan çok fazla etkili olamamasına ve destekçisinin az olmasına sebep olmuştur (Zürcher, 2010:310). 1946’da Belediye seçimlerine ve 1950’de genel seçimlere giren parti, bu sebeplerin de etkisiyle, seçimleri kazanamamış, ayrıca parti içi anlaşmazlıklar ve dalgalanmalar da MKP’nin siyasi şansını düşürmüştür (Koçak, 2010:690). Basından ve kamuoyundan da gerekli ilgiyi göremeyen parti, kanuni kongresini yapmadığı gerekçesiyle 22 Mayıs 1958’de feshedilmiştir.

Nuri Demirağ ve Basınla İlgili Faaliyetleri

Liberalizmin ülkede yerleşmesini hedefleyen ve programı bu çerçevede oluşturulan MKP, kamuoyu üzerinde bir etki oluşturamamış, aksine siyasal iktidarın partiye olan umursamaz tutumundan cesaretlenen basın tarafından karikatürize edilerek silikleştirilmiştir (Avşar ve Kaya, 2012: 114). Girişimcilik adına devletten ve basından aradığı desteği bulamayan ve kendini yeterince ifade edemediğini düşünen Demirağ, basın yolu ile kitlelere ulaşmak ve basını bu yönde kullanmak için bazı çabalarda bulunmuştur. MKP kurulduktan hemen sonra, Hüseyin Avni Ulaş adına bir gazete imtiyazı almak üzere müracaat edilmiştir. Gazetenin ismi ‘Mesuliyet’ olacaktır. Kısa bir zaman sonra Ulaş’ın MKP’den ayrılmasıyla gazete aynı isimle ama Ulaş’ın idaresinde 17 Temmuz 1946’dan itibaren yayınlanmaya başlamıştır. Bundan sonra da ‘Yurdda Kalkınma’ ‘Tez Kalkınma’ ve ‘Öz Kalkınma’ gazeteleri yayımlanmıştır.

“Evvela para, sonra gazete, sonra siyaset… üçünü birbirine bağlamak lazım. İşte şimdi buna çalışıyoruz” (Sim, 1952:7) diyerek basın ve siyaset arasında güçlü bağ kuran Demirağ, partisinin 1951 genel kongresinde, günlük bir gazete çıkarmak için Almanya’dan matbaa siparişi verdiğini aktarırken şunları söylemiştir:

Dünyanın en modern matbaa makinesi ve levazımını, başta son sistem rotatif makine olmak üzere bütün makineler sipariş edilmiştir. Önümüzdeki haziranda buraya gelecek ve kurulacaktır. Bu suretle nihayet önümüzdeki Ekim ayında (Kalkınma) gazetesini neşre başlayacağız. Yapacağım neşriyat, memlekette, bütün vatandaşlara davamızı izah gayesini takip edecektir. Nasıl köylerden işe başlayacaksak, o programımızı izaha da oradan başlayarak, bütün halkımıza ilerleme ve saadet yollarını tafsilâtile anlatacağız. Bu meyanda, gene esas davalarımızdan biri olan ‘Şark Federasyonu’ meselesini de izah edeceğiz (Sim, 1952:13).

Böylece kendilerini anlatmada basını bir araç olarak kullanacağının altını çizmiştir. Bu hedefle, Beşiktaş’taki uçak fabrikasının yerinde modern bir matbaa tesis edilmiştir. Demirağ’ın matbaasında başka gazeteler de basılmıştır. Cihad Baban, Tercüman gazetesinin basılma hikâyesini anlatırken Demirağ’dan şöyle bahsetmiştir:

O tarihlerde dört ortağımla birlikte ‘Tercüman gazetesini çıkarmaya başlamıştım. Açıktan muhalefet etmiyordum ama Menderes’in aradığı uysallığı da gösteremiyordum. Menderes, İstanbul’da imar işlerini ele almıştı. Zaman zaman Tercüman’ı bastığımız matbaanın sahibi merhum Nuri Demirağ’ın kulağına, Tercüman’ı matbaasında çıkarmakta devam ettiği takdirde, binasının istimlak edileceği haberleri uçuruluyor, rahmetli bu sözlere aldırış etmiyordu. “Menderes, eğer fikir ve basın hürriyetini zorbalıkla baltalamak isterse gelsin baltalasın, bu memleketin tarihinde benim itibarım artar, onun da ismi lekelenir” diyordu (Baban, 1970: 200).

(6)

Yurdda Kalkınma: Biçim ve İçerik Özellikleri

Yayın hayatına 29 Ocak 1948’de başlayan gazete, 58x40 cm ölçülerinde ve logosunda ‘Halkın ve Hakikatin Emrinde’ vurgusuyla çıkmıştır. Yalnızca logoda kırmızı renk kullanılan, bunun dışında siyah-beyaz basılan gazete 6 sayfadır. Yurdda Kalkınma’nın bir parti gazetesi olduğu, logonun altında yer alan ‘Perşembe Günleri Çıkar. Millî Kalkınma Partisinin Prensiplerini Güder, Fikirlerini Yayar” ifadeleriyle açıklanmıştır. Gazetenin künye bilgilerine bakıldığında ise sahibinin Latif Dinçbaş, Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden kişinin de Said Betin olduğu görülmektedir. Basıldığı yer Y. Reklam Matbaası. İdare Yeri ise Ankara Caddesi No:24/12’dir. Fiyatı 10 Kuruş olan gazetenin abonelik şartları ise seneliği 480 Kuruş, altı aylığı 240 Kuruş, üç aylığı 120 Kuruş şeklindedir.

Gazetede tefrikalar9, yazı dizileri yer almakla birlikte karikatürler de bulunmaktadır.

Her sayıda yer alan karikatürlerin içerikleri genel olarak, devletin işçiler ve sanayi üzerindeki baskısı, milletvekilleri ile halk arasındaki sosyal farklar, CHP’nin demokrasi ve devletçilik anlayışının eleştirisi şeklindedir. İç sayfalarda parti haberleriyle siyasi dedikodular gibi haberler ve yazılar yer alırken, her sayıda mutlaka yer alan yazılar da vardır. ‘İşçiler Arasında’, ‘Parti Haberleri’, ‘Serbest Kürsü’ bunlar içindedikkat çekenleridir. Üçüncü sayfası tam sayfa olarak sanat, fikir ve edebiyata ayrılan gazetede, ‘Neyzen’in Köşesi’ başlığı altında Neyzen Tevfik’in yazı ve şiirleri de yer almıştır. Gazete 3. sayısından itibaren reklam da almıştır.

İlk sayıda yer alan ‘Çıkarken’ başlıklı başyazıda gazetenin kimliği, amacı ve hedefi belirtilmiştir:

“Aziz okuyucularımız; elinize ulaşmak saadetine erişen bu gazete MKP İstanbul İl Teşkilatı üyelerinden birkaç arkadaş tarafından çıkarılmaktadır. Bu gazete şimdilik MKP’nin biricik DİLİ’dir. Bu gazete ile partimizin prensiplerini yaymak memleket işlerinde partimizin görüşünü belirtmek emelimizdir. Gazetemiz tercihan halk kitlelerine hitap eden bir hususiyet taşıyacaktır. Şimdilik haftada bir defa çıkacağız. Umduğumuz rağbeti bulursak haftada iki belki üç defa çıkmak mümkün olacaktır. Elimizde bulunan vasıtalarla bundan fazlası yapılamaz.”10

Aynı yazıda MKP’yle ilgili olarak, partinin tek parti sisteminden bıkmış, ümitsizlik içinde bunalan vatandaşlara bir ışık olduğu ve partinin prensiplerini halkın canı gönülden benimsediği de vurgulanmıştır. Gazetenin sahibi bizzat Nuri Demirağ olmamakla beraber, gazete üzerindeki desteği ve etkisi görülmektedir. Örneğin, ilk sayıda Nuri Demirağ’ın gazeteye gönderdiği bir mektup yayımlanmıştır. Mektubunda bizzat Latif Dinçbaş’a hitap ederek, partiye ve gazeteye teşekkür eden Demirağ, MKP’nin, CHP ve DP’den farkını anlatıp, diğer iki partinin devletçi olduğunu ifade ederek kendilerinin liberal ilkelerinin halk tarafından destek bulduğunu aktarmıştır. MKP lideri mektubunda gazeteye yayın politikası konusunda önerilerde de bulunmuştur:

Nizamname programlarımızı asil ve necip milletimizin önüne koyunuz. Devletçi olan Halk ve Demokrat Partisi programlarına da gazetenizde yer veriniz, mukayeseler yapınız. Mukabil tarafların birçok vesilelerle halka kötü gösterdikleri feragat, fedakârlık, ahlâk ve doğruluğu, iyilerin kadrini yükseltmeyi, kötüleri ıslâha çalışmayı, şahsî teşebbüse geniş ölçüde yer vermeyi şiar edindiğimizi, fazilete hürmet etmesini bildiğimizi, rezileti de tel’in ettiğimizi izah ediniz… Halkımız, bunların fena ve menfi propagandalarına aldanmış olabilirler. Prensiplerimizin izahı ve halkımızın tenviri bakımından 9 Tefrikalar; Cehennemden Gelen Adam, Kızıl Rusya’nın İç yüzü, Yazı dizileri; ‘Kara Yüzlüler’ ve ‘Mütareke Hatıraları’

(7)

şimdiye kadar yapmış olduğum beyanatlarımı zaman zaman gazetenizde neşrediniz. Mükerrer de olsa lüzumludur.11

Bunların dışında Demirağ gazeteden uluslararası işbirliği konularında da destek istemiş, liberal politikalarının bir gereği olarak Amerika ile uzun vadeli anlaşmalar yapmak için gazetenin işbirliğini destekleyici yayınlar yapmasını ve konuyu gündemde tutmasını talep etmiştir. Konuyla ilgili yapılan bazı haberlerde Amerikancılık oldukça ön plandadır. Örneğin ‘Amerika’dan niçin para almadık?’ başlığıyla yapılan haberde, ‘memleketi için için yıkan korkunç hastalık’ olarak tanımlanan devletçilik politikası eleştirilmiştir.

“Eğer idaremizde ve idarecilerimizin seçme kafalarında devletçilik basilleri bulunmasaydı Avrupa devletlerine ayrılan kırk yedi buçuk milyar lira tutarındaki Amerikan parasından asgarî iki buçuk milyar Türk lirası, Türk vatanına gelecek ve bu büyük para, her sınıf halkımızı süratle kalkındıracak ve dolayısile vatanımızı refaha ulaştıracaktı.”12

denilerek siyasi ve iktisadi alanda Amerika’yla olacak iyi ilişkilerin ülke için önemi anlatılmıştır.

Gazetenin Nuri Demirağ’la olan ilişkisi 3. sayıdan sonra bozulmuştur. 4. sayı 19 Şubat’ta çıkması gerekirken, 7 Mart’ta çıkmıştır. 7 Mart 1948 tarihli sayıda, gazetenin logosu, farklı yazı stili kullanılarak değiştirilmiş ve niteliği ‘Pazar Günleri Çıkar, Vatan Uğrunda Konuşur, Hak Yolunda Yürür Siyasi Gazete’ olmuştur. Fiyatı 15 Kuruş olan gazetenin sayfa sayısı ise 4’e düşmüştür. Bu sayının Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden kişi Enis Rıza Olcayto olmuştur. Gazetedeki bu değişikliklerin nedeni, üçüncü sayıdan sonra yaşanan kâğıt sıkıntısı ve Nuri Demirağ’ın maddi desteğini gazeteden çekmesidir. Demirağ’ın bu tavrının nedeni Latif Dinçbaş’a göre; gazetenin Nuri Bey’in istediği gibi bir gazete olmamasıdır. Ona göre Demirağ, hikâyelerin, karikatürlerin, edebiyat yazılarının yer aldığı normal bir gazeteden ziyade bir dava gazetesi istemektedir. Bu nedenle Latif Dinçbaş, 4. ve 5. sayıyı kendi imkânlarıyla, Nuri Demirağ’dan bağımsız bir gazete olarak çıkarmıştır. Dinçbaş, konuyu dördüncü sayıda şu şekilde açıklamıştır:

“Hakikati söylemek lazım gelirse, gazete hiç de adamcağızın arzu ettiği konularda çıkmadı. Bu hususta birkaç defa şikâyet edip durmuştu. Mesela, hikâyelerin, karikatürlerin, edebiyat sayfasının tamamen aleyhinde bulundu. Bu bir dava gazetesi olduğu için ona göre yazıların yer almasını istedi. Herhalde gazetenin isteğine uygun çıkacağını umduğu içindir ki, kesenin ağzını açarak reklamlar yaptırdı, uçaklar uçurdu, bir buçuk ton kağıt aldı ve daha bazı masraflar yaptı. Daha da yapacağını vaad etmişti. Fakat! Evdeki pazarın çarşıya uymadığını görünce de birdenbire derlendi, toparlandı, kesenin ağzını kapatıverdi. Hem bu sebepten, hem de kâğıdın tükenmesinden gemi de karaya düşüp oturdu.”13

Gazetenin siyasi ve ekonomik açıdan durduğu nokta CHP karşıtlığında vücut bulmuştur. CHP politikaları ve devletçilik en önemli eleştiri konusudur. Nuri Demirağ’ın ifadeleriyle devletçilik, “tufeyli bir zümreyi faydalandıran, günden güne hâd bir şekil alan, kütle ile zümre arasında düşmanlıklar doğuran bir rejimdir.”14 Ayrıca CHP’nin bilim

kurumları üzerinde baskısı olduğu iddia edilerek siyasetin bilimin önüne geçtiği ve onu körelttiği15, tüm devlet müesseselerinin hesaplarında yolsuzluk yapıldığı16 gibi konular da

gündemde yerini korumuştur. Hükümetin eleştirildiği bir diğer konu yerli kâğıt fiyatlarına

11 Yurdda Kalkınma, ‘Nuri Demirağ’ın gazetemize mektubu’, 29 Ocak 1948.

12 Yurdda Kalkınma, ‘Amerika’dan niçin para almadık’, 5 Şubat 1948.

13 Yurdda Kalkınma, ‘Gazetemiz neden vaktinde çıkmadı’, 7 Mart 1948.

14 Yurdda Kalkınma, ‘Amerikan Yardımı Hakkında MKP Başkanı Nuri Demirağ’ın Beyanatı’, 12 Şubat 1948.

15 Yurdda Kalkınma, ‘Türk Milletine İfşa Ediyoruz’, 5 Şubat 1948.

(8)

konan zamdır. Bunu basın özgürlüğü ile ilişkilendiren gazete, muhalif ve hür basını susturmak için hükümetin yeni bir yöntem olarak yerli kâğıt fiyatlarına zam uyguladığını ve yurtdışından getirmek isteyenlere ise döviz vermediğini söyleyerek bazı gazetelerin de hükümet tarafından desteklendiğini iddia etmiştir:

“…Fakat halkın okumadığı CHP neşriyatının masraflarını yüzbinlerce lira tahsisatla kapatmağa çalışanlar Ulus gazetesine Finlandiya’dan kağıt getirmek için, Türk Tütün Limited Şirketinin kilosu 8 lira olan tütünlerini, hakiki değerinden aşağı, 4 liradan yabancılara satıp binlerce liralık dövizimizin harice gitmesine sebep oluyorlar!17

Gazetenin zaman zaman diğer gazetelere ve gazetecilere de göndermelerde bulunduğu da görülmektedir. Örneğin, daha 2. sayıda ‘Ahmet Emin Yalman Millî Sözünden Hiç Hoşlanmıyor’ başlıklı yazıyla Yalman eleştirilmiş; “Celal Bayar, Ahmet Emin gibi bir yardakçıya malik olduğu için ziller takıp şıkır şıkır oynasın dursun” denilmiştir. ‘Başı Belli’ mahlasıyla yayımlanan yazıda, Yalman’ın eleştirildiği konu, Yurdda Kalkınma gazetesinin çıkışını kamuoyuna haber vermek amacıyla Cumhuriyet, Vatan ve Son Posta gazetelerine verilen ilanın, Cumhuriyet ve Son Posta’da yayımlanmasına rağmen Vatan gazetesinde yayımlanmamasıdır. Yazıdaki bazı ifadeler şu şekildedir:

Meğer millî kelimesine, sözüne Ahmet Emin öyle kızar, öyle kızarmış ki! Hattâ Millî Kalkınma Partisi kurulduğunun ilk günü, telefona yapışıp partinin ileri gelenlerinden birine, doğrudan doğruya neden Kalkınma Partisi demediniz de başına Millî sözünü koydunuz? Diye bir temizce çıkışmış… Allah, memleketi böylelerinden bir an evvel kurtarsın da biz de birbirimizi adamakıllı bilelim, tanıyalım! demekten şu anda nefsimizi menedemiyoruz. Tevekkeli, Atatürk bu adamın kalıbına kocaman bir sıfır basmamış!18

Toplamda 5 sayı yayımlanan Yurdda Kalkınma, 14 Mart 1948’de son kez yayımlanmış ve kapanmıştır.

Tez Kalkınma: Biçim ve İçerik Özellikleri

Yurdda Kalkınma gazetesinde yaşanan sorunlar nedeniyle kapanmasının ardından; 21 Mayıs 1948’de, MKP’nin resmi yayın organı haftalık siyasi bir gazete olarak Tez Kalkınma yayımlanmaya başlamıştır. Tez Kalkınma adıyla gazetenin son yayımlandığı tarih 22 Ekim 1948’dir. Yurdda Kalkınma ile aynı ölçülerde çıkan gazetenin niteliği; ‘Cuma Günleri Çıkar, Millî Kalkınma Partisi’nin Prensiplerini Güder, Fikirlerini Yayar’ şeklinde verilmiştir. Fiyatı 5 kuruş olan gazetenin künyesinde imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü Said Betin’dir. Gazetenin basıldığı matbaa ve adresi; Osman Bey Matbaası, Beşiktaş Hayrettin İskelesi No.17’dir. Abonelik şartları ise; senelik 480, altı aylık 240 ve üç aylık 120 Kuruş’tur.

Nuri Demirağ’ın, uçuş okulunda eğitim alan öğrencilerine 6 maddelik olan öğütleri, aynı zamanda MKP’nin de 6 umdesi olarak kullanılmıştır. Bu 6 madde; ‘İşretten (içki içmekten), Oyundan (kumardan), İffetsizlikten, Eğrilikten, Tembellikten, Zulmetmekten Sakınınız’dır. Bu 6 öğüt, Tez Kalkınma gazetesinin 6. sayısından sonra logonun solunda, üst üste duran 6 uçak kanadına yazılı bir şekilde; “MKP Mensuplarına” ifadeleriyle yer almış, böylece Demirağ’ın ilkeleri gazete aracılığıyla da kitlelere ulaştırılmıştır.

Neyzen Tevfik köşesi bu gazetede de yayımlanmaya devam etmiştir. Zaman zaman

17 Yurdda Kalkınma, ‘Sıkıyönetim Kalkmadı’, 12 Şubat 1948.

(9)

yayımlanan karikatürlerde ise yine, hayat pahalılığı, şeker konusundaki karaborsacılık, CHP ve DP eleştirisi, seçimler gibi gündeme dair eleştiriler yer almıştır. Gazetenin son sayfasında reklâmlara da yer verdiği görülmektedir. Tez Kalkınma’da; ‘Sanat, Fikir ve Edebiyat’ sayfası kaldırılmış, son sayfa ‘Beden Terbiyesi, Spor ve Gençlik Hareketleri’ sayfası olarak hazırlanmıştır. Sait Betin’in makale köşesi olan ‘Bir Fiske’nin yanı sıra, Parti Haberleri, Partilinin Sesi, Haftanın Olayları, Seçme İnciler, Bu da Başka Bilmece (Yazarı Çaçaron), Enine Boyuna Biçki, Göklerde Kalkınma (havacılıktaki gelişmeler, uçak motorları ve markalar) bölümleri gazetenin içeriğini oluşturmuştur.

Gazetede ‘Barış ve Harp’ bölümlerinde, Bükreş Eski Ataşemiliteri İhsan Boran’ın dünya meseleleri hakkındaki yorumları yer almıştır. Burada, Rusya’nın yeniden harp edip etmeyeceği, Amerika ve askeri anlaşmalar konusundaki fikirler aktarılmıştır. Bazen de ‘İçtimai Meseleler’ bölümünde; devletçilik, CHP, Türk Dünyası, Türk denizcilik faaliyetleri ele alınmıştır. Gazetede uzun bir yazı dizisi de yer almıştır. MKP Umumî Kâtibi olan Safi Dümer tarafından kaleme alınan dizi 13 Ağustos 1948 tarihinde başlamış ve 41 sayıda tamamlanmıştır. ‘Ana-babalarla bir konuşma’ başlıklı bu dizide, ‘Çocuk nedir, nasıl yetiştirilir?’ sorusuyla esaslı bir terbiye ve sağlam bir ahlâkın nelere kadir olduğu yabancı toplumlardan örneklerle açıklanmıştır. MKP’nin ve Nuri Demirağ’ın önem verdiği ‘ahlâk’ meselesi, gazete aracılığıyla da aktarılmıştır. Gazetede yer alan bir diğer yazı dizisi ise, 24 Eylül 1948’de başlayan, ‘Yakın Tarihin Gizli Hatıraları: Unutulan Kara Günlerimiz’dir. Emekli Jandarma Yarbayı Hüsnü Bakalımoğlu tarafından yazılan dizide İstiklâl Savaşı vesikalarına dayanılarak, o dönemde cephede yaşananlar aktarılmıştır.

Tez Kalkınma’nın ilk sayısında ‘Çıkarken’ başlıklı başyazıda Said Betin,

Tez Kalkınma gazetesi Millî Kalkınma Partisinin prensiplerini yaymak, umdelerini açıklamak, görüşlerini belirtmek maksadile çıkarılıyor. Bundan birkaç ay evvel ayni maksatla ‘Yurdda Kalkınma’ ismile çıkardığımız haftalık gazete üçüncü nüshadan sonra bocalamış ve batmıştır. Bu gazetenin macerası, beni okurlarıma karşı mahcup bir duruma soktuğu gibi, rızamızla hizmet etmek isteğimiz Partimize de dolayısıyle zarar vermiş, haksız ve yersiz bazı kanaatleri tashih etmek, okurlarıma ve umumi efkâra karşı taahhütlerimi yerine getirmek, bilhassa inandığım prensiplere dayanarak memleketime hizmet etmek, meslek vazifemi yerine getirmek için ‘Tez Kalkınma’ gazetesini kurmaya karar verdim.

diyerek Yurdda Kalkınma hakkındaki negatif düşüncelerini aktarmış ve onun yerine çıkan Tez Kalkınma’nın amacını ve hangi ihtiyaçtan doğduğunu açıklamıştır.

Basında kendini yeterince iyi anlatamayan MKP, çıkardığı gazete yoluyla bu eksikliği gidermeye çalışmıştır. Gazete varlık amacına uygun olarak ‘Partiler ve Umdeler’ başlıklı yazı dizisi ile MKP’nin amaçlarını, siyasi hedeflerini açıklamış ve Nuri Demirağ’ın fikirlerini aktarmıştır. Burada MKP’ye asker, hâkim ve devlet memurlarının neden partili olamayacakları açıklanmış, ardından da Ziya Şakir’in kaleminden çıkan ‘Yurdda Demokrasinin Doğuşu: Millî Kalkınma Partisi niçin ve nasıl kuruldu?’ yazı dizisiyle 20 sayıda partinin kuruluş süreci anlatılmıştır.

Tez Kalkınma ve Devletçilik

Yayımlanmaya başladığı andan itibaren İnönü ve CHP’ye karşı bir tavır içerisinde olan Tez Kalkınma, bazıları doğrudan İnönü’ye, bazıları da konu ile ilgili bakanlara yazılan

(10)

‘açık mektup’larla eleştirilerini ve taleplerini aktarmıştır. Örneğin, Ağustos 1948’de bazı devlet memurlarının işten çıkarılmasıyla ilgili olarak gazete, ekonomik olarak buhranlı bir dönemden geçildiğini, eksik kalan fabrikaların tamamlanmadan memurların işten çıkarılmasına karşı olduklarını bizzat İnönü’ye yazılan açık mektupla aktarmıştır.19

Yine aynı dönemde Maliye Bakanı’na yazılan mektupta ise, emeklilerin maaşı konu edinilmiş ve “İsmet İnönü siyaset mesleğine sapmamış olsaydı ayda 80 kûsur lira ile geçinecekti!” ifadeleriyle maaşlara zam konusu gündeme getirilmiştir.20

Nuri Demirağ’ın görüşleri çoğu zaman gazetenin yayımladığı beyannamelerle de aktarılmaya çalışılmıştır. Örneğin, 1950 genel seçimlerinden önce yapılmak istenen ara seçimlere karşı olan Demirağ, MKP’nin genel seçimlere katılacağını ancak, gereksiz buldukları ara seçimlere katılmayacağını ifade etmiştir. Demirağ’a göre, seçim kanunu seçim hürriyetini ve seçim emniyetini sağlayacak durumda değildir. Yeni seçim kanunu da teminatsızdır.21

Gazete, MKP’nin hedefleri çerçevesinde şekillendiği için devletçiliğe karşıdır. Bu karşı duruş pek çok metinde yer bulmuştur. Ekonomik pek çok konu devletçilik sistemi ile ilişkilendirilmiş ve eleştirilmiştir. Hükümetin şekere yaptığı zam kararının ardından yine Demirağ’ın beyanatıyla şu ifadeler yer almıştır: “Günler geçtikçe pahalılığın sebebi devletçilik sistemidir!..’ ‘Bu sistem bugün kızıl idarede bile tavsamıştır, bunda ısrar etmek vatana en büyük fenalıktır, hükümet aklıselimin emrettiği yolda yürümeli’dir.22

Gazetede pek çok konuda yazılar yer almaktadır ancak üzerinde en çok durulan konu havacılıktır. Nuri Demirağ’ın en büyük tutkusu olan havacılık meselesinde gazete, çoğu zaman Avrupa’da ve Amerika’da üretilen yeni uçaklardan, motor güçlerinden, kısacası uçuşla ilgili teknolojik gelişmelerden bahsederken, devletin havacılık konusundaki tavrını da eleştirmiştir. 4. sayısında, bir filonun iki uçağının düşmesi nedeniyle yazılan yazıda, Türk Hava Kurumu’na uyarıda bulunularak; “Havacılığın çok nazik bu safhasında çok hatalı hareket ediyorsun!” denilmiştir. Düşen uçakların, Demirağ’ın atölyelerinde üretilen Nu.D.38 uçaklarından 8-10 misli pahalıya mal edildiği ayrıca Demirağ’ın uçaklarının 25 bin uçuşta bile tek bir arıza göstermemesine rağmen Hava Kurumu’nun bu uçakları ‘emniyetsiz’ bulduğu hatırlatılmıştır. Demirağ’ın girişimlerinin engellenmesinin vurgulandığı yazıda, “Bu vaziyet karşısında biz söyleyecek bir şey bulamıyoruz. Sadece diyoruz ki milletin parasına acımayanların hiç olmazsa paha biçilmez değeri olan Türk yavrularını korumaları Millî, insani ve vicdani bir vazife ve bir borçtur.” 23 ifadeleri de

yer almıştır.

Havacılık dışında gazetede; masonluk, komünizm, sabetayizmgibi konular, bazen fikir yazılarında bazen de beyanatlarda yerini bulmuştur.

Tez Kalkınma ve Masonluk

Masonluğa karşı eleştirel duruş gösteren gazetenin ilk sayısından itibaren, Kâzım

19 Tez Kalkınma, ‘İnönü’ye Açık Mektup’, 6 Ağustos 1948.

20 Tez Kalkınma, ‘Emeklilerin Sefaletini Uzatmağa Hakkınız Yoktur’, 13 Ağustos 1948. 21 Tez Kalkınma, ‘MKP Genel Başkanı’nın Hükümete Cevabı’, 10 Eylül 1948.

22 Tez Kalkınma, ‘Günler Geçtikçe Artan Pahalılığın Sebebi Devletçiliktir’, 24 Eylül 1948.

(11)

Karabekir’in kaleminden çıkan ve 6 sayı devam eden bir yazı dizisi yayımlanmıştır. ‘Yurdumuzda hortlayan büyük tehlike; ‘Farmasonluk’24 başlıklı bu yazıda; masonluğun

nasıl ortaya çıktığı, teşkilatlandığı ve yayıldığı üzerine tarihi bilgiler verilmiş ve masonların Türklerle olan münasebetleri aktarılmıştır.25

Nuri Demirağ’a göre de farmasonluk yıkıcıdır ve bölücüdür. Farmasonluk koskoca Türk ülkesinin elden gitmesine sebep olmuştur. Demirağ, “Siyonist teşkilatına bağlı bu teşekkül kadar Türk Milletine, Türk Vatanına fenalık yapmış hiçbir teşekkül tasavvur olunamaz… Bugün otuz beş sene evvelki topraklarımızın ancak altıda biri elimizdedir.” diyerek masonluğun sistemli bir metodla Türk Milletine zarar verdiğini ifade etmiştir.26

Gazetede ayrıca MKP’nin de masonluğa karşı olduğu metinlerde ifade edilmiştir. MKP’nin farmasonluğu asla millî ve ahlâkî bulmadığı, Türkiye için kızıl komünistlik kadar zararlı ve tehlikeli bulduğu aktarılmıştır. “MKP bütün takatile bu mühlik teşekküle karşı koymaya, onun zehirli ve aldatıcı telkinatından vatandaşları ve bilhassa gözümüzün nuru, istikbalin ümidi gençliğimizi korumaya kat’i olarak azmetmiştir.” ifadeleriyle de partinin konuyu bir mücadele alanı olarak gördüğü vurgulanmıştır.27

Tez Kalkınma ve Komünizm

Gazetenin 3. sayısının manşeti olan ‘Komünizm’ de önemli tartışma konularından biridir. Devletçiliğe her şekilde karşı duran Nuri Demirağ ve Tez Kalkınma, komünizme de kesinlikle karşıdır. “Ülkeleri harap eden, cemiyetleri sefalete düşüren Komünizm” ifadelerinin yer aldığı yazıda, Nuri Demirağ’ın Moskova ziyaretindeki izlenimleri yer almıştır. Demirağ, Bolşevizmin sefalet muhitlerinde hayat bulacağını, gelişeceğini, ancak Türk ve Müslüman âleminde asla revaç bulunmayacağını ifade ederek komünizmle mücadele için öneride de bulunmuştur. “Açlık ve işsizliği önlemek ön planda gelir. Bu da Amerika’da olduğu gibi Millî kalkınma işlerine, şahsi teşebbüslere geniş ölçüde yer veren ve hudutsuz servete mani olan liberalizm sistemile sağlanır, devletçilikle asla!..”28

Gazete konuyla ilgili olarak bir yazı dizisine de yer vermiştir. Bekir Berk imzalı ‘Komünizmle Savaş’ başlıklı dizide, dünyanın iki kutuplu bir sisteme bölündüğüne vurgu yapılarak, komünizm eleştirilmiş ona alternatif olan liberal-kapitalist sistem ise hürriyetler dünyası olarak aktarılmıştır:

Bir tarafta vicdan hürriyetini, siyasi hürriyeti, tasarruf hakkını ve teşebbüs serbestisini kabul eden hür milletler topluluğu… Diğer tarafta ise insan hak ve hürriyetlerinin hiçbirini tanımayan, siyasi bakımdan şiddet ve aldatmaya, ekonomik bakımdan kolektivizme ve sosyal bakımdan ise totaliterizme dayanan kızıl gürük…29

9 sayıda tamamlanan dizinin devamında ‘Komünizm ne yapmak ve neleri yıkmak istiyor?’ sorularına yanıtlar verilerek, devletçilik ve komünizm arasında bağ kurulmuş ve

24 Mason ve farmason kavramlarını bir arada kullananlar genellikle aynı şeyi ifade etmeye çalışmışlar ve farmasonları masonların bir devamı olarak görmüşlerdir. Gerçekte farmasonluk ve masonluk iki ayrı örgüt ve tarihsel fenomendir. Masonluk; Ortaçağ Katolik yapı işçilerinin bir meslek örgütüdür. Farmasonluk ise, başlangıçta yalnızca Anglosakson ve İskoç soylularının girebildiği emperyal, siyasal ve ekonomik hedefleri olan, gizemli ritüellere sahip bir Aydınlanma Çağı gizli örgütüdür (Tuğcu, 2005: 16)

25 Tez Kalkınma, ‘Yurdumuzda Hortlayan Büyük Tehlike: Farmasonluk’, 21 Mayıs 1948.

26 Tez Kalkınma, ‘Nuri Demirağ Diyor ki’, 28 Mayıs 1948.

27 Tez Kalkınma, ‘Büyük Tehlike’, 25 Haziran 1948.

28 Tez Kalkınma, ‘Komünizm’, 4 Haziran 1948

(12)

bunun zararları aktarılmıştır. Türkiye Komünist Partisi’nin oluşum ve gelişimi ile birlikte faaliyetleri üzerinden gidilerek komünizme karşı alınacak tedbirler de anlatılmıştır.

Tez Kalkınma ve Dönmelik-Sabetayizm

Gazetenin ilgilendiği diğer bir konu da sabetayizmdir. Konu bir yazı dizisi ile incelenmiş ve tartışılmıştır. Eşref Edip’in30 kaleminden çıkan yazının başlığı ‘Türkiye’de

Dönmelik Tarihçesi’dir.31 Sabetayizmin ne olduğu nasıl geliştiğini anlatan yazıda Eşref

Edip, analizini 7 kısıma ayırdığını, bunların; 1-Sabatayın Mesihlik ilanı 2- Sabatay, Müslüman-Türk kıyafetinde 3- Sabatizmin esas talimatı 4- Sabatayın vefatından sonra dönmelik 5- Sabatistlerin bazı adet ve hurafeleri 6- Dönmelikte Yahudiliğe irtica hareketi, 7- Dönmeler hakkında bazı beyanat olduğunu aktarmıştır. 15 sayıda tamamlanan yazıda, Avrupa’nın pek çok yerinden ve özellikle İspanya’dan kovulan Yahudilerin çektiği sıkıntıların, onları -inançları gereği- bir Mesih’in kurtaracağı fikrine çok yaklaştırdığı, tam bu sırada Sabetay Sevi’nin İzmir’de kendisini Mesih ilan etmesiyle sürecin başladığı anlatılmıştır.

Öz Kalkınma: Biçim ve İçerik Özellikleri

Tez Kalkınma’nın adı 29 Ekim 1948 tarihinde Öz Kalkınma olarak değişmiştir. Yeni yayımlanan gazetenin künyesinde, imtiyaz sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden kişi olarak Hadi Sim görülürken, idare yeri Beşiktaş, Hayrettin İskelesi No:17 olarak gösterilmiştir. Dizildiği ve basıldığı yer Nuri Akca Matbaası’dır. 4 sayfa çıkan gazetenin fiyatı 5 Kuruş’tur. Gazetenin ulaşılabilen son sayısı 3 Haziran 1949 tarihine aittir.

Öz Kalkınma’nın içeriğinde daha çok Nuri Demirağ’ın çalışmalarının engellenmesi konuları görülmektedir. Gazetenin yayımlandığı bu süreçte MKP önemli sorunlarla uğraşmış bu da gazetede yer almıştır. MKP’li bürolara gönderilen ve sokaklara asılan imzasız, MKP’yi kötüleyen afişlere istinaden gazetede Nuri Demirağ’ın bir beyanatı yayımlanmıştır. Beyannamesinde, devletçiliğin kaldırılması, mevcut mebus sayısının düşürülmesi, Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya seçmenlerin seçmesi gibi MKP’nin tüzüğünde yer alan maddelerin pek çok kişiyi rahatsız ettiğini vurgulayan Demirağ, “Kaleyi içten fetih emeline düştüler” demiştir.32 Demirağ’ın bu düşüncelerinin sebebi,

sokaklara asılan imzasız afişlerin, daha önce Yurdda Kalkınma’yı çıkaran ve MKP İstanbul İl Teşkilatı üyesi olan Latif Dinçbaş’ın matbaasında basıldığının ortaya çıkmasıdır.33 Konu

ile ilgili olarak her sayıda ‘MKP Teşkilatında Asabiyet Devam Ediyor’ başlığı altında, şube başkanlarının, il idare kurulu başkanlarının açıklamalarına yer verilmiştir. Farklı gazetelerin konuyu gündemlerine taşımaları ve MKP’ye destek olmaları da gazetede yer bulmuştur. Örneğin, ‘Hakikati gözü ile gören fazilet ve namus dostları’ başlığıyla Körkadı gazetesinin34 ve ‘Fazilet ve namus dolu bir arkadaş daha’ başlığıyla Battalgazi gazetesinin

yazısına35 yer verilmiş ve teşekkür edilmiştir.

30 Eşref Edip, Sebilürreşad Dergisi’nin sahibi ve başyazarıdır. 31 Tez Kalkınma, 18 Haziran 1948

32 Öz Kalkınma, ‘Umumî Efkâra’, 29 Ekim 1948.

33 Bu olayların ardından açılan yayın yoluyla hakaret davası, 30 Mayıs 1949’da karara bağlanmış ve bu dava süreci gazetede yer almıştır. Böylece afişleri basan matbaanın sahibi ve Yurdda Kalkınma gazetesini çıkaran Latif Dinçbaş, 250 Lira manevi tazminat, 1900 Kuruş harç ve 80 Lira avukatlık ücreti ödemesine karar verilmiştir. 34 Öz Kalkınma, ‘Hakikati Gözü İle Gören Fazilet ve Namus Dostları’, 5 Kasım 1948.

(13)

MKP’ye karşı yürütülen propaganda faaliyetine karşı gazete, sık sık açıklamalarda bulunmuştur. ‘M. K. Partisi nasıl bir partidir’ ‘MKP’ne yapılan ve yaptırılan devamlı hücumların sebebi nedir?’ gibi yazılarla partiye yapılan saldırılar kınanmış ve parti savunulmuştur.

Öz Kalkınma ve CHP

Öz Kalkınma kendinden önceki gazeteler gibi CHP ile devletçilik karşısında katı tutum sergilemektedir. Gazetede yer verilen yazılarda MKP’nin devletçilik anlayışının karşısında ihtiyaçtan ve zaruretten doğmuş bir parti olduğu ifade edilmiştir:

“CHP’nin nizamnamesi siyasi bir Kur’an, bu siyasi Kur’anın her cümlesi siyasi bir ayetmiş gibi, kılına bile dokunulamıyor. MKP günde 67 kuruşla geçinmek zorunda kalan vatandaşlar varken, ayda 1000 liralık maaşları az görmek siyasetini tasvip edemez. MKP memlekette sayısız veremli vatandaş mevcutken, şeker fiyatına zam yapmayı reddeder. Halk şehirlerde gecekondulara sığınırken Belediye tarafından 26 bin liralık villaların yaptırılmasına müsaade etmeyi bir suç sayar36

CHP’nin ekonomi anlayışının hayat pahalılığına sebep olduğu anlatılan bir başka yazıda ise, kurulduğu günden bu yana CHP’nin bir ‘fakirizm’ yarattığı, yeni elbise alanların sayısının azaldığı ifade edilmiştir. “Yırtık pırtık çamaşır, delik deşik gömlek, şurası burası yamalı ayakkabılar giymek moda olmuş, ocaklarda tencerelerin, sofralarda sahanların sayısı azalmış gecekondulara, inlere, harabelere rağbet artmış” 37 denilerek

parti politikalarının halkı yoksulluğa sevkettiği vurgulanmıştır.

Öz Kalkınma ve Nuri Demirağ’ın Projeleri

Gazeteye Nuri Demirağ ve MKP’nin projeleri de yansımıştır. 7 Ocak 1949’dan itibaren memleketi kurtaracak öncelikli davalar sıralanmış, ilk olarak köylünün kalkındırılması projesi sunulmuştur. 1946’da Nuri Demirağ’ın öne sürdüğü projeyi tekrar hatırlatan gazete, “Aradan seneler geçtiği halde kıymetini asla kaybetmeyen ve imkân hasıl olunca tercihen kabulü lazım gelen ve milletin yegane kurtuluş yolu olan ziraat, sanayii ve maden köylerinin büyük bir tecrübe ve yüksek bir teknik mahsulü olan projelerini okurlarımızın dikkatine sunuyoruz” diyerek söz konusu projeyi açıklamıştır.38

Davaların bir diğeri Türk sivil havacılığının kurulması şeklinde açıklanmış ve 02.10.1937 tarihinde Nuri Demirağ’ın Genelkurmay Başkanlığı ile Millî Müdafaa Vekaleti’ne sunulan mektubu yayımlanmıştır.39 Mektupta, tayyare atölyesinde yaptığı

çalışmalardan bahseden Demirağ, bu konuda Genelkurmaylığın nasıl bir tayyareye ihtiyacı var ise bunu yapmak için emir ve mütalaalarını beklediğini dile getirmiştir. Fakat Nuri Demirağ’ın bu teklifi önemsenmemiş ve kendisine cevap gelmemiştir. Bu tarihten itibaren, gazete her sayısında manşetine bu konuyu çekerek, Demirağ’ın ağzından olayları aktarmıştır. Bunların ardından devam eden yazılarda, uçak motoru fabrikasına mühendis

36 Safi Dümer, ‘MKP nasıl bir partidir?’, Öz Kalkınma, 12 Kasım 1948 37 Sait Betin, ‘CHP Fakirizmi’, Öz Kalkınma, 19 Kasım 1948

38 Nuri Demirağ bu projesine öncelikle uçak fabrikasının kurduğu Divriği ile başlamıştır. Hazırlanan projeye göre, yurtta uygun olan yerlere göre sanayi, maden ve ziraat köyleri kurulacaktır. Plana göre kurulacak Türk Ziraat Köyü’nde; resmi bürolar, Millî Kalkınma Evi, otel ve lokanta, kooperatif, pazar ve dükkanlar, cami, hamam, revir ve doğumevi, küçük sanayi, okul, çocuk bahçesi, yunak, mezbaha, kanara ve ahırı, hayvan kontrol ve sağlık memurluğu, silo, arabalık, garaj, bekçi ve ortalıkçı yeri, kümseler, otluk, samanlık, süthane, ahırlar, ağıllar, spor yeri, anıt ve elektrik muhavvile merkezi bulunacaktır.

(14)

bulunamamasının nedeninin, sistem bozukluğundan kaynaklandığı, fabrikaların ve bu işletmelerin desteklenmediği için büyük sorunlara maruz kaldığı, devletçiliğin iktisadi gelişmeyi baltaladığı gibi konular, 9 sayıda Nuri Demirağ’ın dilinden yazılmıştır.

Öz Kalkınma ve Komünizm

Öncülleri gibi Öz Kalkınma da komünizm karşıtı ve Amerikan yanlısıdır. Komünizm karşıtlığı, ‘kızıl propaganda ile daha sıkı mücadele’ ifadelerinde yer bulmuş, dönemin sol dergileri eleştirilerek komünizm yapmakla suçlanmışlardır. Kendi siyasi politikası için gazeteyi kullanan MKP, aynı yöntemi karşıt görüşler kullanınca onları suçlu bulmuştur.

“Neşriyat hayatında neyin propagandasını yapmaya çalıştıkları artık anlaşılmış birkaç şahıs var.. ve bu kimseler, hakaydi ile karşılaştıkça, daha geniş hamlelerle basın mekanizmasından istifada etmekteler.. Önce, sadece ‘Marko Paşa’ çıkmakta iken, ‘Başdan’ da intişara başladı ve nihayet son günlerde de ‘Beşer’ adı ile yeni bir gazetenin bunlara katıldığını gördük. Hemen hemen aynı ve malum imzalar..” denilmiştir.40

Aynı yazıda basın özgürlüğüne bakış açısı da yansımıştır: “Bu gazetelerin dahilde olduğu gibi harice de dil uzattıkları ve bunun İngiliz, Mısır, İran elçiliklerince infialle karşılanarak dava açıldığı da malumdur. Binaenaleyh, bu tarz menfi ruhlu gazetelerin çıkmasına mani olunmalı, komünizmle mücadele lafta kalmamalıdır.”

Gazetenin komünizme gösterdiği tepki kimi zaman sayfalarda yer alan şiirlerde de yerini bulmuştur. Örneğin, ‘Vatandaş Uyanık Ol’ adlı şiir, sola ve komünizme bakış açısını özetler niteliktedir. Şiirin ilk ve son dörtlükleri şu şekildedir: “Yurduna ihanet eden kişiye/ Ateşli bir mezar kazılmalıdır/ Sağdan sola doğru giden kişiye/ Haindi sözleri yazılmalıdır/ Komünistte ne din ne hâyâ ne ar/ Bizde böylesine ancak mezar var/ Var ise satılmış kızıl uşaklar/ Halka teşhir için dizilmelidir.”41

Sonuç

Türkiye’nin çok partili demokrasiye geçişinde önemli bir girişim olan MKP ve ona bağlı gazetelerin varlığı, hem siyasi tarih açısından hem de basın tarihi açısından önemli bir zenginliktir. Siyasi açıdan MKP, Türkiye’nin çok partili hayata geçişinde kurulan ilk siyasi parti olma vasfını korurken, getirdiği farklı ekonomik ve siyasi fikirler açısından da önemli ilklere sahiptir. Basın tarihi açısından ise partinin yayın organları olarak ortaya çıkan Yurdda Kalkınma, Tez Kalkınma ve Öz Kalkınma gazeteleri, Cumhuriyet döneminin ilk muhalif parti gazeteleri olmaları bağlamında değerlidir. Gazetelerin yayımlandığı sürece kadar hiçbir muhalif gazete, bir partinin yayın organı olduğu ibaresiyle çıkmamıştır. Bu açıdan Yurdda, Tez ve Öz Kalkınma gazeteleri bir ilki oluşturmaktadır.

CHP’ye muhalif bir parti lideri olarak Nuri Demirağ, basının gücünü keşfetmiş ancak dönemin yazılı basınında kendine yer bulamayınca kendisinin sözcülüğünü yapacak bir basın arayışına girmiştir. Demirağ, her üç gazetenin de bizzat sahibi olmasa da gazetelerle güçlü bağını korumuştur. Gazeteler çeşitli sebeplerle isim değişikliğine gitseler de özde üçü de MKP’nin ve Nuri Demirağ’ın sözcüsü olarak çalışmıştır.

40 Öz Kalkınma, ‘Kızıl Propagandayla Daha Sıkı Mücadele Lazımdır’, 21 Ocak 1949.

(15)

Biçim ve içerik açısından gazeteler partinin kontrolü altında çıksa da, parti bülteninden çok farklı bir şekilde gerçek bir gazete görünümündedir. Gazeteler haberleri, yazı dizileri, karikatürleri, yorumları gibi özellikleriyle günlük ya da haftalık yayımlanan diğer gazetelerden çok da farklı görünmemektedir. İçerikte ise MKP çizgisinde, dolayısıyla CHP’ye muhalif, ekonomide liberalizmi savunan, devletçilik karşıtı, ABD dostu ve komünizm karşıtı bir politika yürütmektedir. Bu açıdan gazetelerde objektif bir habercilik anlayışı aramak doğru olmayacaktır. Genel olarak eleştirilerini, eleştirebileceği tek siyasi parti olan CHP ve lideri İsmet İnönü üzerinden yürüten gazeteler, sorunları dile getirip, çözüm önerilerini de sunması bağlamında değerlidir.

Gazetelerde siyasi ve ekonomik görüşlerin dışında, toplumsal pek çok konuya da değinildiği görülmektedir. Nuri Demirağ ile bağlantılı bir şekilde de olsa, havacılık konusunu gündemde tutmasının ve bazı projelerin aktarılmasının yanı sıra aile ve çocuk ilişkisi üzerine sunulan yazı dizisi, fikir ve sanat için ayrı bir sayfada, tiyatrodan operaya sanatın pek çok alanından haberlerin, fikirlerin sunulmuş olması ve gençlerin beden terbiyesine verilen önemle birlikte spor sayfasının bulunması gazeteleri siyasi kimliğinden az da olsa sıyırmaktadır.

Nuri Demirağ’ın, öngörüsü yüksek bir girişimci olarak, basına verdiği önem de dikkat çekicidir. Bir siyasi partinin, gazeteye duyacağı ihtiyacın farkında olup, basın-siyaset ilişkisini açık bir şekilde ortaya koyması, günümüz gazeteciliği açısından da değerlendirilebilir. Bugün, gazetelerin siyasi konjonktür çerçevesinde hareket ettiği ve mutlaka bir tarafta yer aldığı ancak bunun açıkça ortaya konmadığı düşünüldüğünde, gazetelerin logolarının altında yer alan; ‘MKP’nin amaçlarını güder prensiplerini yayar’ ifadesinin, etik açıdan da önemli olduğu düşünülmektedir.

Kaynaklar

Kitap ve Makaleler

Adıgüzel, M. Bahattin, (2006). Türk Havacılığında İz Bırakanlar, Ankara: Türk Hava Kurumu Basımevi.

Avşar, B. Zakir; Kaya, Elif Emre, (2012). Çok Partili Hayata Geçiş Sonrasında İlk Muhalefet Partisi: Millî Kalkınma Partisi, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 13, Sayı 2, s. 113-132.

Baban, Cihad, (1970). Politika Galerisi, İstanbul: Remzi Kitabevi.

Bozkurt, Celil, (2012). Yahudilik ve Masonluğa Karşı Cevat Rifat Atilhan, İstanbul: Doğu Kütüphanesi.

Çelik, Muammer, (1996). Hüseyin Avni Ulaş, , İstanbul: Erzurum Kitaplığı.

Deliorman, M. Necmettin, (1957). Nuri Demirağ’ın Hayat ve Mücadeleleri, İstanbul: Nu. D. Matbaası.

(16)

Demirağ, Nuri, (1949). CHP Genel Başkanı İ. İnönü’ye Açık Mektup, İstanbul: İktisadi Yürüyüş Matbaası.

Dervişoğlu, Fatih M., (2011). Nuri Demirağ: Türkiye’nin Havacılık Efsanesi, İstanbul: Ötüken Yayınları.

Koçak, Cemil, (2010). İkinci Parti, Cilt 1, İstanbul: İletişim Yayınları.

Müjdeci, Mustafa, Türk Basınında Millî Kalkınma Partisi, http://www.nuridemirag. com/basindamkp.doc. Erişim Tarihi: 12.08.2014.

Sim, Hadi, (1952). Nuri Demirağ’ın Memleket Davalarından: Kalkınma Davaları, Yayınevi Yok.

Tuğcu, Tuncar, (2005). Masonların Saklı Tarihi, Ankara: Gökçe Kitabevi.

Tunaya, Tarık Zafer,(1995). Türkiye’de Siyasi Partiler (1859-1952), İstanbul: Arba Yayınları.

Zürcher, Eric Jan, (2010). Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, İstanbul: İletişim Yayınları.

Süreli Yayınlar

Yurdda Kalkınma, 29 Ocak 1948 – 14 Mart 1948 Tez Kalkınma, 21 Mayıs 1948 – 15 Ekim 1948 Öz Kalkınma, 29 Ekim 1948 – 3 Haziran 1949

Referanslar

Benzer Belgeler

Ekonomik büyüme merkezli kalkınma yaklaşımının gerilemesi aynı zamanda İnsan Sermayesi Kuramı ekseninde kurulan eğitim kalkınma ilişkisinin, ekonomik büyüme ve

ve Tadei R., 2004, A greedy-based neighborhood search approach to a nurse rostering problem, European Journal of Operational. Research, 153

Kayığın iki ucu her istikamete gidebilecek surette birbi­ rinin aynıdır; en ufak bir harekette sallanır, sahilden yaydan fırlamış bir ok gibi uzakla­ şır,

İURY ölçeği ve İKİSİ ölçeğinden alınan puanlara göre katılımcıların eğitimlerinin ilaç kullanmaya ilişkin sağlık inançları ve ilaca uyum ve reçete

Motilite çal ıümaları: Eùer mekanik obstruksiyon ekarte edilmi ü ve gastrik veya incebarsak transit zaman ı yavaülamıü ise KúP’i teyit etmek için mide ve üst ince

Araştırma sonucunda, sosyal bilgiler ders öğretmenlerinin büyük çoğunluğunun kavram öğretiminde sunuş yolunu tercih ettikleri, kavram öğretimi yapılırken

Bu çalışmaların doğal devamı olarak Dirichlet sınır şartları altında Coulomb potansiyeline sahip Sturm-Liouville operatörü, difüzyon operatörü ve hidrojen

(Birleşik Krallık Klinik Çalışma Birimleri) tarafından yakın zamanda yapılan anket çalışması, veri paylaşımı ile ilişkili bazı potansiyel riskleri ortaya