• Sonuç bulunamadı

Bölgesel ticaret anlaşmalarının Türkiye açısından önemi: İspanya ve Meksika örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bölgesel ticaret anlaşmalarının Türkiye açısından önemi: İspanya ve Meksika örneği"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BÖLGESEL T CARET ANLA MALARININ TÜRK YE AÇISINDAN ÖNEM : SPANYA VE MEKS KA ÖRNE

Doç. Dr. smail AYDO U •••• ÖZET

Bu çal mada öncelikle dünyada ticaret ve yat r mlar n liberalizasyonuna de inilmi tir. Bölgesel Ticaret Anla malar n n (BTA) geli mekte olan üye ülkeler (GOÜ) üzerindeki etkisi incelenmi tir. D ticaretin ve do rudan yabanc yat r mlar n (DYY) art rmas durumunda BTA’lar n olumlu etkisinin gerçekle ebilece i üzerinde durulmu tur. Ayr ca BTA’lar n ülke riski (politik ve makro ekonomik istikrar) üzerindeki olumlu etkisine yer verilmi tir. Bu durumun incelenmesi için Avrupa Birli inden (AB) )spanya ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesinden (NAFTA) Meksika örnek olarak ele al nm t r. Bu ülkelerin Türkiye ile bir kar la t rmas yap ld ktan sonra Türkiye’nin Gümrük Birli i ve AB üyeli i üzerine bir de erlendirme ile çal ma son bulmaktad r.

ABSTRACT

In this study, liberazation of world trade and investments was examined primarily. The effect of Regional trade Agreements (RTA) on developing member states was investigated. It was indicated that the positive effects of RTA’s will come into existence if foreign trade and foreign direct investments increase. In addition, the positive effects of RTA’s on the country risks (political and macroeconomic stability) were studied. To investigate all these, Spain from European Union (EU) and Mexico from North American Free Trade Agreement (NAFTA) were taken as sample countries. After comparing these countries with Turkey, the study ends with the evaluation on Turkey’s membership to Customs Union and European Union.

(2)

I. G R

Ekonomik entegrasyonlar en basitinden en ileri a amas na kadar; ticareti engelleyici unsurlar n ortadan kald r lmas (ticaretin entegrasyonu), ülkeleraras faktör hareketlerine serbestlik tan nmas (faktör entegrasyonu), ulusal ekonomi politikalar n n uluslararas ili kileri güçlendirecek ekilde uyumlu hale getirilmesi (politika entegrasyonu) ve son olarak da bunlar n birle tirilmesini içerir1. Geli mi ülkeler ve geli mekte olan ülkeler, ekonomik entegrasyona temelde farkl beklentilerle yönelirler. Geli mekte olan ülkeler entegrasyonu sanayile meyi ba latan bir araç olarak görürken, geli mi ülkeler sanayile me h zlar n artt rma amac ndad rlar. Dolay s yla, geli mi lik düzeyi dü ük olan ülkeler bu durumdan zarar görebilirler.

Geli mekte olan ülkeler aç s ndan bu durum göz önüne al nd nda, entegrasyona dahil olduklar nda elde edecekleri faydalar üç grupta toplanabilir. (1) Ekonomik entegrasyon d yard m n artmas na neden olur. Çünkü entegrasyon içinde gerçekle tirilebilecek projeler, ulusal düzeydekine oranla optimum ölçe e daha yatk nd r ve yard m yapacak devletler ya da uluslararas kurumlar taraf ndan daha ciddi olarak kabul edilirler. (2) Entegrasyon bölgesine d sermaye ak m artar. Çünkü, entegrasyon yolu ile gerçekle tirilen büyük piyasan n verimlilik üstünlükleri, d sermaye için daha cazip bir ortam yaratmaktad r. (3) Ayr ca, a rl kl olarak hammadde ve emek-yo un mallar ihracatç s olan geli mekte olan ülkelerin entegrasemek-yonu, bu ülkelerin dünya ticareti içindeki pazarl k güçlerini de artt r c bir niteli e sahiptir.2

Özellikle 1990’l y llarda mevcut bölgesel ticaret anla malar (BTA) yeniden canland r lm ve üye say lar artm t r. Birçok GOÜ, BTA içinde yer almakta veya üye olma çabas içindedirler. BTA, maliyetsiz olmakla birlikte; bölgesel grubun s n rlar içinde serbest ticaretin faydalar n elde etmeyi sa lar. Bu faydalar, ortak ülkeler ile

1 Emin ERTÜRK, Ekonomik Entegrasyon Teorisi, Ezgi Kitabevi Yay nlar , Bursa,

1991, s. 5.

2 Hasan SABIR, Geli mekte Olan Ülkeler Aras nda Ekonomik Entegrasyon:

(3)

kar la t rmal üstünlükleri de erlendirme, artan rekabetin verimlili i art rmas ve ölçek ekonomilerinden faydalanmaya izin veren daha büyük bir piyasa olana ndan olu ur. Bu verimlilik art , hem artan büyüme h z hem de ulusal ve yabanc do rudan yat r mlar n (DYY) artmas ile dinamik bir kazanca dönü ebilir. Ço u defa DYY, dinamik faydalar maddile tiren bir katalizör görevi görmektedir. DYY’nin etkinlik ve istihdam yaratan bir de eri vard r. Bu durum teknoloji, know-how transferleri ile ulusal üreticilerin verimlili inin artmas na yol açabilir.3

Son on y lda bölgesel entegrasyonlar n göze çarpacak kadar büyük bir geli me göstermesinin nedeni, geli mi ülkelerin dünya ticaretinden ald klar pay büyütmek; geli mekte olan ülkeler aç s ndan ise büyümeyi sa lamak ve ülke refah n art rma çabalar d r. Üretim ve rekabet gücü aç s ndan birbirine e it bulunmayan ülkelerin olu turdu u birlikte d ticaret aç veren ülke serbest ticaretten zarar görebilir veya ülke refah olumsuz etkilenebilir. Bu durumu göz önünde bulunduran Olarreaga4, bir ticaret anla mas DYY’lerin var olmas durumunda GOÜ refah n geli tirdi ini, DYY yoklu unda fakirle tiren bir etkisi olabilece ini belirtmi tir. Entegrasyonlar, DYY’nin avantajlar ndan yararlanan ülke refah n geli tirir. Bu nedenle DYY çekicili ini art rmak için ticaret anla malar yap lmaktad r. DYY ile ticaret anla malar n n ayn dönemde patlama göstermesi ise bu durumu aç klamaya yard mc olabilir. Bu nedenle AB ve NAFTA’dan örnek ülkelerin d ticareti ve genel anlamda d a aç kl incelenirken ülkelerin do rudan yabanc yat r m geli imi de ele al nacakt r.

Çal man n amac , dünyan n en etkin i leyen iki BTA’s olan AB ve NAFTA’dan s ras yla )spanya ve Meksika’y ele alarak, Türkiye için bir BTA’ya tam entegrasyonunun ne denli önemli oldu unu ortaya koymakt r. )spanya ve Meksika’n n seçilmi

3 Florence JAUMOTTE, “Foreign Direct Investment and Regional Trade

Agreements: The Market Size Effect Revisited”, IMF Working Paper, WP/04/206, 2004, s.3.

4 Marcelo OLARREAGA, Why are Trade Agreements More Attractive In the

Presence of Foreign Direct Investment?, Economic Research and Analysis Division (ERAD), World Trade Organization,Working Paper No: 98-03, 1998, s.2.

(4)

olmas n n nedeni, üyesi bulunduklar BTA’ya kat lmadan önce makro ekonomik göstergeler aç s ndan Türkiye ile hemen hemen benzer trende sahip olmas d r. Ayr ca çal mada, )spanya ve Meksika’ya üyesi olduklar BTA’lar önemli katk da bulunurken, Türkiye’nin Gümrük Birli inden neden yeteri kadar faydalanamad ortaya konulmaya çal lm t r.

Çal ma son 25 y lda BTA’lar n geli imi ve yat r mlar n liberalizasyonu alan ndaki düzenlemelere de inerek ba lamaktad r. )kinci olarak dünyan n en etkin biçimde i leyen iki BTA’s olan AB ve NAFTA’n n dünya ekonomisindeki yeri ortaya konmu tur. Sonras nda )spanya ve Meksika’n n d ticaretindeki ve dünya do rudan yabanc yat r m ak mlar ndan ald klar paydaki de i im Türkiye ile kar la t r larak incelenmi tir. Son olarak, Türkiye için BTA’lar aç s ndan bir de erlendirme yap lm ve özellikle ülke riskinin yüksekli ine dikkat çekilmi tir.

II. T CARET VE YATIRIMLARIN L BERAL ZASYONU

A) BÖLGESEL T)CARET ANLAPMALARININ GEL)P)M) Uluslararas entegrasyonlar üç farkl e ilim göstermektedir: Birincisi ülkeler geleneksel olarak, çok tarafl liberalizasyona dayal ticaret anla malar n sürdürmektedir. )kinci olarak herhangi bir entegrasyonun içinde olan bu ülkeler, artan bir e ilimle bölgeleraras hatta k talararas partnerler bulmaya yönelmektedir. Üçüncü olarak ülkeler, Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (FTAA) gibi geni say da ülkenin kat ld k ta geni li inde mega bloklar olu turma e ilimi göstermektedir. 5

Bölgesel ticaret anla malar 1990 y l ndan itibaren öngörülmeyen bir biçimde h zla artm t r. Ekim 2003 tarihinde Dünya Ticaret Örgütüne bildirilen 285 bölgesel ticaret anla mas n n 189’u halen yürürlükte olmakla birlikte 60’ n n da gelecekte yürürlü e

5WTO, Policy Briefs and The Changing Landscape of RTAs. Prepared for the

(5)

girmesi beklenmektedir. Bölgesel ticaret anla malar ndan sona erenler oldu u gibi daha modern bir yap ya kavu mak ve daha geni bir birlik olu turmak için zamanla gözden geçirilerek de i tirilenler de olmaktad r.

Pekil 1’de BTA’n n say s ndaki geli meler yer almaktad r. 1948 y l nda az say da olan BTA’lar 1980’li y llara gelinene kadar çok faza art göstermemi tir. 1 Ocak 1995 tarihinden bu yana 149 BTA, Dünya Ticaret Örgütüne bildirilmi tir. Oranland nda y lda ortalama 15 tane art , 1948-1995 aras nda gerçekle en BTA say s na e ittir. Say n n bu kadar yüksek olmas nda yürürlü e girmemi , görü melerine ba lanan BTA’lar n varl ve yürürlükte olan entegrasyonlar n geni leme için yapm oldu u anla malar da katk da bulunmaktad r. Yap lan her bir BTA, taraf ülkelerin di erleri ile yapt anla malar yürürlükten kald rmaktad r. Örne in 2004 y l nda 10 ülkenin AB’ye kat lmas yla birlikte yakla k 60 BTA yürürlükten kalkm t r. Tüm bunlara ra men BTA say s nda çok aç k bir art görülmektedir. 0 50 100 150 200 250 300 Notified Notified & Non-notified

ekil 1. Dünya Ticaret Örgütüne Bildirilen Veya Bildirilmeyen

Yürürlükte Bulunan BTA’lar (1948-2003)

Kaynak: WTO

Onaylanm

(6)

2003 y l itibari ile yap lan bölgesel ticaret anla malar n n türleri incelendi inde anla malar n ço unlu unu serbest ticaret anla malar olu turmaktad r. Yürürlükte olan 189 BTA ve buna art olarak 26 adet k smi alanl anla mayla birlikte var olan 215 BTA’n n 152 tanesi serbest ticaret bölgesi, 49’u k smi alanl anla ma ve 14’ü ise gümrük birli i (veya gümrük birli i hedefi olan) olan anla malard r. (Pekil 2)

152 14 49 FTA Customs Union Partial Scope

BTA’lar çok farkl türleri içermektedir. )ki veya daha fazla ülke aras nda ürünlerin s n rl geçi i üzerine tercihli de i ime dayanabilece i gibi gümrük tarifelerinin indirildi i veya tamamen kald r lmas gibi ticaretle ilgili çe itli önko ulu gerektiren biçimde de olu abilmektedir. Geli mekte olan ülkeler aras nda sonuçlanan BTA’lar n büyük bir bölümü k smi kapsaml anla malard r. Geli mi ülkeler aras nda yap lan BTA’lar ise daha çok tarafl etkileri olan, tar msal ürünler d nda tarife düzeylerinin indirildi i anla malard r. Yeni nesil BTA’lar gümrük vergilerinin kald r lmas nda ba ar l olma e ilimindedir. Ayr ca yat r m ve rekabet kurallar n , i gücü düzenlemelerini ve çevre standartlar n çok tarafl kurallar olarak içermektedir. 6

6WTO, 2003, a.g.e., s.4.

Sekil 2. Ekim 2003 Tarihinde Yürürlükte Olan BTA’lar n Türleri

Kaynak: WTO Serbest Ticaret Anla malar Gümrük Birli+i K smi Alanl Anla malar

(7)

B) YATIRIMLARIN L)BERAL)ZASYONU

DYY toplam nda 2001 y l nda bir dü me ya an rken, bu dü ü DYY politika ve düzenlemelerinin liberalle tirilmesine yönelik e ilimi güçlendirmi tir. Tablo 1’de görüldü ü gibi, 2001 y l nda var olan uygun düzenlemelere ek olarak, 2002 y l nda 248 yasal düzenleme daha yap lm t r. Bu düzenlemelerin 236’s DYY’yi destekleyen düzenlemelerdir. Bu politika iyile tirmeleri, geli mekte olan ülkelerde, dü ü esnas nda bile, DYY ak mlar n n sürdürülmesine yard mc olmu tur. 1991-2002 periyoduna bak ld nda, DYY mevzuat nda de i iklik yapan 165 ülke, 1641 de i ikli in 1551’i ile daha fazla liberalle mi tir.7

Tablo 1: DYY Üzerine Ulusal Yönetmelik De i iklikleri, 1991-2002 Konu 19 91 19 92 19 93 19 94 19 95 19 96 19 97 19 98 19 99 20 00 20 01 20 02 Yat8r8m rejimlerinde de;i<iklik yapan ülkelerin say8s8 35 43 57 49 64 65 76 60 63 69 71 70 De;i<ikliklerin say8s8 82 79 102 110 112 114 151 145 140 150 208 248 DYY’yi destekleyen * 80 79 101 108 106 98 135 136 131 147 194 236 DYY’yi engelleyen ** 2 - 1 2 6 16 16 9 9 3 14 12

Kaynak : World Investment Report 2004: The Shift Towards Services, s:8.

* Liberalle<tiren de;i<iklikler ya da piyasa i<leyi<ini güçlendirmeyi hedefleyen de;i<iklikler, te<viklerin art8r8lmas8 gibi.

** Kontrolü art8rmay8 hedefleyen de;i<iklikleri içerir, te<viklerin azalt8lmas8 gibi.

Yabanc sermaye beklentisi olan ülkelerde, ekonomi ile ilgili yasa ve kararlar n beklenmedik bir ekilde ve s k s k de i tirilmesi, yabanc sermaye çekicili ini dü ürür. Ayr ca hükümetler yasalar de i tirmese bile yat r mc lar ku kuya dü ürecek düzenleme söylentilerden uzak durmal d r. Bu durum, makro ekonomik ve politik

7UNCTAD, World Investment Report 2003 FDI Policies for Development: National

(8)

istikrar kadar önemlidir. Makro ekonomik ve politik istikrar aç s ndan Türkiye’den daha kötü durumda olan Latin Amerika ülkelerinin, Türkiye’den daha fazla DYY ak m almas n n nedeni düzenlemeler hakk ndaki beklentilerin istikrarl olmas d r.8(Alkin,2001:15)

III- BAPLICA BÖLGESEL T)CARET ANLAPMALARI A) AVRUPA B)RL)T) (European Union - EU)

Avrupa Birli i 25 Avrupa ülkesinden olu an bir uluslararas örgüttür. 1952-1958 y llar nda toplulukta bulunan alt kurucu üye

unlard r: Belçika, Fransa, Almanya (Bat ), )talya, Lüksemburg, Hollanda. Bunu izleyen y llarda çe itli a amalarda di er üye ülkeler de birli e kat lm t r. 1973'te Danimarka, )rlanda ve Birle ik Krall k, 1981'de Yunanistan, 1986'da Portekiz ve )spanya, 1995'te Avusturya, Finlandiya ve )sveç, en son 2004'te Güney K br s Rum Kesimi, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya, Slovenya birli e kat lm t r.

Avrupa Birli i yürürlükte olan BTA’lar aras nda dünya ekonomisi içindeki pay en büyük oland r. Ayr ca sosyal ve siyasal politikalar n uyumu aç s ndan en kapsaml BTA’d r. Tablo 2’deki veriler 2002 y l na göre düzenlenmi tir. Bilindi i gibi 10 Do u Avrupa ülkesinin kat l m 2004 y l n n sonunda gerçekle mi tir. Yine de AB’nin dünya ekonomisindeki yerinin incelenmesi için AB-25 (Güney K br s Rum Kesimine ait veriler hariç) verileri ele al nm t r.

8Erdo an ALK)N, Büyüme-)stikrar-Yabanc Sermaye )li kisi, Ekonomik +stikrar,

(9)

Tablo 2. Avrupa Birli ine Üye Ülkelerin D Ticaret Verileri (2002) ÜLKE hracat (Milyon $) Dünya hracat ndaki Pay (%) thalat (Milyon $) Dünya thalat ndaki Pay (%) GSYIH (Milyar $) GSYIH S ras hracat / GSYIH (%) thalat / GSYIH (%) D #a Aç kl k Oran Almanya 612.598 9,6 493.350 7,5 1.976 3 31,0 25,0 56,0 Avusturya 72.708 1,1 71.854 1,1 203 20 35,8 35,4 71,2 Belçika 213.481 3,3 195.940 3,0 248 18 86,1 79,0 165,1 Danimarka 55.758 0,9 47.704 0,7 175 25 31,9 27,3 59,1 Finlandiya 44.650 0,7 33.627 0,5 131 29 34,1 25,7 59,8 Fransa 308.798 4,8 306.527 4,7 1.410 5 21,9 21,7 43,6 Hollanda 222.291 3,5 193.579 3,0 414 14 53,7 46,8 100,5 6ngiltere 276.299 4,3 335.438 5,1 1.552 4 17,8 21,6 39,4 6rlanda 87.442 1,4 51.470 0,8 120 32 72,9 42,9 115,8 6spanya 123.507 1,9 163.501 2,5 650 9 19,0 25,2 44,2 6sveç 81.120 1,3 66.106 1,0 230 19 35,3 28,7 64,0 6talya 253.228 4,0 244.178 3,7 1.181 7 21,4 20,7 42,1 Lüksemburg 8.570 0,1 11.612 0,2 20 69 42,9 58,1 100,9 Portekiz 25.523 0,4 38.308 0,6 121 31 21,1 31,7 52,8 Yunanistan 10.315 0,2 31.164 0,5 133 28 7,8 23,4 31,2 Macaristan 34.512 0,5 37.787 0,6 66 45 52,3 57,3 109,5 Letonya 2.284 0,0 4.053 0,1 8 93 28,6 50,7 79,2 Litvanya 5.564 0,1 7.838 0,1 14 78 39,7 56,0 95,7 Malta 2.131 0,0 2.839 0,0 4 121 53,3 71,0 124,3 Polonya 40.010 0,6 55.113 0,8 188 22 21,3 29,3 50,6 Slovakya 14.459 0,2 17.458 0,3 24 61 60,2 72,7 133,0 Slovenya 9.471 0,1 10.937 0,2 21 67 45,1 52,1 97,2 Çek Cum. 38.365 0,6 42.793 0,7 70 43 54,8 99,5 154,3 Estonya 3.444 0,1 4.810 0,1 6 100 57,4 80,2 137,6 Toplam / Ortalama 2.504.719 39,1 2.420.383 36,9 8.889 37,9 41,0 78,9 DÜNYA 6.406.400 100 6.554.600 100 32.252 19,9 20,3 Kaynak: IFS Eylül 2003, World Development Indicators, 2002

AB, 2002 y l verilerine göre (Tablo 2), dünya GSY)H’n n %27,5’ine sahiptir. Üye ülkeler aras nda dünyan n 7 büyük ekonomisi aras na giren 4 ülke bulunmaktad r. Bu ülkeler dünyan n 3. büyük ekonomisi Almanya, 4. büyük ekonomisi )ngiltere, 5. büyük ekonomisi Fransa ve 7. büyük ekonomisi )talya’d r. 2004 y l nda birli e kat lan 10 Do u Avrupa ülkesinin dünya ekonomisi içindeki yeri ise sadece %1,24 düzeyindedir. (Türkiye’nin dünya ekonomisindeki yeri bu oran n yar s na yak nd r.-0,57-) AB’nin geni leme çal malar n n nedeni iç ekonomisini büyütmektir. Pekil 3’te görüldü ü gibi 1990 y l ndan itibaren AB-15’in dünya

(10)

ekonomisindeki pay giderek dü mektedir. 2000 y l na gelindi inde dünya ekonomisindeki daralma da göz önüne al nd nda en dü ük seviyesine ula m t r. 20 22 24 26 28 30 32 34 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Y llar D ü n ya ek o n o m is in d ek i Y er i

AB-15'in Dünya Ekonomisindeki Pay AB-25'in Dünya Ekonomisindeki Pay

AB’nin 2002 y l d ticaret verilerine bak ld nda ise (Tablo 2) AB dünya ihracat n n %39,1’ini kar lamaktad r ve dünya ithalat n n %36,9’unu yapmaktad r. AB-25 içindeki ihracat ise dünya ihracat toplam n n %27,2’sine; AB-25 içindeki ithalat ise dünya ithalat n n %26,1’ine e ittir. Bir ba ka deyi le üye ülkeler dünya ticaretinin yakla k dörtte birini gümrük duvarlar n n olmad serbest ticaret ko ullar alt nda gerçekle tirmektedir. Ayr ca birli e üye ülkelerin d a aç kl k oran ortalamas %78,9’dur ve bu oran üye ülkelerin dünya ekonomisine entegrasyonunu göstermektedir.

B) KUZEY AMER)KA SERBEST T)CARET BÖLGES) (NAFTA)

NAFTA, ABD, Kanada ve Meksika aras nda Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi Anla mas imzalanm ve anla ma 10 Ocak 1994’te yürürlü e girmi tir. NAFTA üye ülkeler aras nda tüm ticareti ve yat r m s n rlay c engellerin GATT (WTO) kurallar çerçevesinde

ekil 3. AB-15 ve AB-25 Ülkelerine ait GSY)H'lerin

Dünya Ekonomisi )çindeki Geli imi

(11)

ve belli bir geçi süresi içinde kald rarak bölgede bir serbest ticaret alan n n olu turulmas n öngörmektedir. Anla maya göre bölge içindeki sanayi mallar n n ticaretindeki her türlü ticari k s tlama 2009 y l nda kald r lacakt r. NAFTA üyesi ABD, Kanada ve Meksika, APEC’in yap lanmas içinde de yer almaktad r.

Tablo 3. NAFTA’ya Üye Ülkelere Ait D ticaret Verileri

ÜLKE hracat (Milyon $) Dünya hracat ndaki Pay (%) thalat (Milyon $) Dünya thalat ndaki Pay (%) GSYIH (Milyar $) GSYIH S ras D #a Aç kl k Oran ABD 693.860 10,8 1.202.403 18,3 10.417 1 6,7 Kanada 252.394 3,9 227.499 3,5 716 8 35,3 Meksika 160.682 2,5 176.607 2,7 637 10 25,2 Toplam 1.106.936 17,2 1.606.509 24,5 11.770 22,4 DÜNYA 6.406.400 100 6.554.600 100 32.252 19,9 Kaynak: IFS Eylül 2003, World Development Indicators, 2002

NAFTA’n n dünya ekonomisindeki pay n belirleyen dünyan n en büyük ekonomisi ABD’nin dünya ekonomisindeki yeridir. 1965 y l nda ABD’nin dünya ticaretinden ald pay %36’d r. 1980 y l na gelindi inde ise bu oran %25 düzeyine gerilemi tir. 1995 y l ABD ekonomisinin dünya ekonomisindeki pay nda daralman n gerçekle ti i ve yine %25 oran na geriledi i y ld r. (Pekil 4) AB ve ABD gibi dünya ticaretine hakim olan geli mi ülkelerin BTA’lara yönelmelerinin bir nedeni de dünya ticaretinden ald klar pay art rmak istemeleridir.

(12)

0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 1965 1968 1971 1974 1977 1980 1983 1986 1989 1992 1995 1998 2001 Y llar D ü n ya E ko n o m is in d ek iP ay (% )

NAFTA'n n Dünya Ekonomisindeki Pay ABD'nin Dünya Ekonomisindeki Pay

IV- ÖRNEK ÜLKE NCELEMES

A) )SPANYA ÖRNET)

Etkin i leyen bir BTA’ya kat lman n bir ülke aç s ndan ne denli önemli olabilece i )spanya ile Türkiye’nin ekonomik göstergeleri kar la t r larak anla labilir. Pekil 5’te )spanya’n n AB’ye üye oldu u 1986 y l ndan itibaren ki i ba na GSY)H’sindeki (tüm ki i ba na GSY)H de erleri Sat nalma Gücü Paritesi – PPP yöntemine göre –) art n daha h zl gerçekle ti i görülmektedir. 1975 y l nda Türkiye’nin 1.450 dolar olan ki i ba na GSY)H de eri 2003 y l nda 6.750 dolar seviyelerine ula rken; )spanya’n n 4400 dolar olan geliri 24.000 dolar seviyelerine ula m t r.

ekil 4. ABD ve NAFTA’n n Dünya Ekonomisindeki Pay

(13)

0 5000 10000 15000 20000 25000 1975 1978 1981 1984 1987 1990 1993 1996 1999 2002 6spanya Türkiye

AB’ye girmeden önce makro ekonomik göstergeler aç s ndan Türkiye ile aras nda büyük farkl l klar olmayan )spanya’n n birli e girdikten sonra iyile me gösterdi i di er bir gösterge ihracat miktar ndaki de i medir. )spanya aç s ndan bak ld nda ihracat 1976 y l nda 14 milyar dolar seviyesinden, 1997 y l nda 164 milyar dolar seviyesine yükselmi tir. (Pekil 6) )spanya’n n ihracat , birli e girdi i 1986 y l ndan itibaren h zl bir art göstermi tir.

ekil 5. Türkiye ve )spanya Ki i Ba na GSY)H’nin

kar la t r lmas (1975-2003)

(14)

0 20000 40000 60000 80000 100000 120000 140000 160000 19 76 19 78 19 80 19 82 19 84 19 86 19 88 19 90 19 92 19 94 19 96 6spanya Türkiye

Dünyan n en çok DYY çeken bölgesi olan Bat Avrupa’n n, en fazla DYY alan ilk 10 ülke s ralamas ndaki üstünlü ü devam etmektedir. 2002 y l nda ilk 10 ülkeden 6’s , 2003 y l nda ise 7’si Bat Avrupa ülkesidir. Ayr ca 2003 y l nda Fransa, en çok DYY alan ikinci ülke olmu tur. AB’nin geli mi ülkeleri ABD’den sonra dünyan n en büyük DYY’c s durumundad r. AB’ye yap lan yeni giri ler Bat Avrupa ile bütünle meyi daha da te vik edecektir. Moody’s 2003 sonbahar nda AB’ye aday ülkelerin onda sekizinin notunu yükseltmi tir. Bu durum yat r mc lar , ülkelerin güvenilir olmas yan nda yüksek hayat standard ve al m gücü art beklentisine itmi tir. Avrupal yat r mc lar, dü ük maliyetler, ihracat alan , yeni birle me ve sat nalma hedefleri ve büyüyen piyasalar arad için, Avrupa’n n “yeni küçük kaplanlar ” (Slovenya, Romanya, Balt k Ülkeleri, H rvatistan ve S rbistan) hakk nda giderek iyimserle mektedir.9

9A.T. KEARNEY, Foreign Direct Investment Confidence Index – Global Business

Policy Council, 2003, s.18-19, www.atkearney.com, (25.02.2005).

ekil 6. Türkiye ve )spanya )hracat Miktarlar n n

Kar la t r lmas (1976-1997)

(15)

Ayr ca dünya genelinde ÇUP’lar maliyetleri dü ürmek aç s ndan bölgesel yak nl a dikkat etmektedir. Bu nedenle Japon DYY’si Do u Asya’y , ABD’nin DYY’si Meksika’y , AB’li yat r mc lar ise Orta ve Do u Avrupa’y tercih eder.10 Dünyadaki do rudan yat r mlardan Avrupa’n n en büyük pay almas n n nedeni gelir seviyesinin dolay s yla talebin en yüksek oldu u bölge olmas d r.

0 2000 4000 6000 8000 10000 12000 1975 1977 1979 1981 1983 1985 1987 1989 1991 1993 6spanya Türkiye

Türkiye ile )spanya aras nda yap lan kar la t rmada (Pekil 7) )spanya’n n AB’ye kat l m ndan sonra ald DYY ak mlar n n dikkat çekici biçimde artt görülmektedir. 1975 y l nda 512 milyon dolar iken 1992 y l nda 11 milyar dolar seviyesine ula m t r.

B) MEKS)KA ÖRNET)

NAFTA içinde yer alan ve geli mekte olan ülkeler aras nda bulunan Meksika’n n, anla man n yürürlü e girdi i 1994 y l ndan sonra ki i ba na dü en GSY)H (Sat nalma Gücü Paritesine göre hesaplanan) göstergesindeki de i iklik dikkat çekici de ildir. 1988 10 Kristian UPPENBERG ve Armin RIESS, Determinants and Growth Effects of

Foreign Direct Investment, European Investment Bank Papers, Vol 9(1), 2004, s.56.

ekil 7. Türkiye ve )spanya’n n Net DYY Ak mlar ndan

Ald klar Pay n Kar la t r lmas

(16)

y l nda 5300 dolar seviyesinde gerçekle en de er 2003 y l na kadar düzenli art lar göstererek 9100 dolar seviyesine ula m t r. Ancak Meksika’n n ihracat toplam ndaki art NAFTA’ya kat ld tarihten sonra h zl bir art göstermi tir. (Pekil 8)

0 20.000 40.000 60.000 80.000 100.000 120.000 140.000 160.000 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 Y llar M il yo n D o la r Meksika Türkiye

Meksika aç s ndan önemli bir de i im de ald DYY ak mlar ndaki art t r. Meksika’n n NAFTA’ya kat ld 1994 y l öncesinde ald DYY ak m 4,4 milyar dolar iken; 2001 y l na gelindi inde 22,1 milyar dolar seviyesine ula m t r. (Pekil 9) DYY ak mlar ndaki bu art , dünyan n en büyük sermaye sahibi ülkesi ABD ile girilen serbest ticaret anla mas sonucunda gerçekle mi tir. Yat r mc lar aç s ndan Meksika’da üretilen mallar n serbest ticaret çerçevesinde tekrar dünyan n en büyük pazar olan ABD’ye girecek olmas son derece önemlidir. Ayr ca co rafi aç dan yak nl k ta ma maliyetlerini ve zamandan kaynaklanan gecikmeleri ortadan kald racak; yat r mc lar Meksika’daki nispeten dü ük maliyetli emekten faydalanacakt r.

ekil 8. Türkiye ve Meksika’n n )hracat ndaki De i im

(1988-1999)

(17)

0 5000 10000 15000 20000 25000 19861987 1988 1989 1990 1991 19921993 1994 1995 1996 1997 1998 19992000 2001 Y llar M il yo n D o la r Meksika Türkiye

V- TÜRK YE AÇISINDAN DE ERLEND RME

De erlendirmeye geçmeden önce belirtilmesi gereken en önemli nokta, Türkiye’nin dünyada etkin bir ekilde i leyen gümrük birli inin bir parças oldu udur. AB’ye tam üye olmadan girmi oldu u gümrük birli i kapsam nda sanayi mallar n n serbest dola m söz konusu iken tar msal ürünlerinin dola m nda gümrük duvarlar varl n devam ettirmektedir. Gümrük birli i kapsam nda ülkeler, kendi aralar nda tarifeleri kald rd klar gibi üçüncü ülkelere de ortak gümrük vergisi uygulamaktad r. Örne in )ngiltere’nin ve Fransa’n n eski sömürgeleri olan ülkelerle imzalad tercihli ticaret anla malar , AB taraf ndan tan nmaktad r. Dolay s yla Türkiye AB’nin üçüncü ülkelere uygulad gümrük tarifelerini uygulamak zorunda kalmaktad r. Bu durumda Türkiye’nin ikinci dezavantaj , AB’nin tercihli ticaret anla malar gibi gümrük birli ini ilgilendiren karar mekanizmas nda yer almamas d r.

DTM (D Ticaret Müste arl ) verilerine göre Türkiye gümrük birli e girmeden önce de d ticaretinin büyük bir k sm n AB ile gerçekle tirmi tir. 1995 y l nda Türkiye, ithalat n n %47,2’sini AB

ekil 9. Türkiye ve Meksika’n n DYY Ak m ndaki De i im

(1986-2001)

(18)

ile yaparken; Kuzey Amerika ülkeleri ile ithalat n n %11,2’sini, Do u Asya ve Okyanusya ülkeleri ile %12,1’ini gerçekle tirmi tir. Benzer bir biçimde ihracat n n %51,2’sini AB ile yaparken; Kuzey Amerika ülkelerine ihracat n n %7,5’ini, Do u Asya ve Okyanusya ülkelerine ise %6’s n yapm t r. 2003 y l na gelindi inde ise AB ülkeleri, Kuzey Amerika, Do u Asya ve Okyanusya ülkelerinin Türkiye’nin ithalat ndaki pay s ras yla %48, %5 ve %14 oran nda; ihracat ndaki pay %55, %8 ve %5 oran nda gerçekle mi tir. D ticaretin yönü de erlendirildi inde Türkiye’nin en iyi seçene inin AB oldu u aç kt r. Türkiye’nin gümrük birli ine giri inden sonra ihracat nda ve ithalat nda birlikte art görülmektedir. 1995 y l nda 21,6 milyar dolar olan ihracat toplam , 2001 y l nda 31,3 milyar dolar 2004 y l nda ise 63,1 milyar dolar seviyesine ula ana kadar h zla artm t r. 1996 y l ndan itibaren 2000 y l haricinde ihracat n ithalat kar lama oran giderek iyile mi 2001 y l nda %77 seviyesine ula m t r. Sonraki y llarda ise küçük gerilemeler görülmektedir. 2001 y l nda gerçekle en ihracat art nda finansal krizle birlikte TL’nin de er kaybetmesinin de etkili oldu u söylenebilir.

0 20.000 40.000 60.000 80.000 100.000 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Y llar M il yo n D o la r 6hracat 6thalat

ekil 10. Türkiye’nin )hracat ve )thalat ndaki De i im

(1994-2003)

(19)

DYY aç s ndan de erlendirildi inde 1990-2000 y llar aras nda Türkiye’nin en çok DYY ald y l 1995 y l d r ve 772 milyon dolar seviyesindedir (Pekil 9) ve GSY)H’ya oran %0,52 gibi çok dü ük bir oran göstermektedir. Türkiye en yüksek DYY ak m n krizin ya and 2001 y l nda 2768 milyon dolar (GSY)H’ye oran %2,25) miktar nda alm t r. Bu oranlar Do u Avrupa ve Latin Amerika’da yer alan bir GOÜ’nün gerisinde kalmaktad r. Bu durumun nedeni Türkiye’de ülke riskinin yüksek olmas d r. Bu durum Türkiye’nin Avrupa Birli ine tam üye olman n beraberinde getirece i makro ekonomik istikrar ve politik istikrardan mahrum kalmaktad r. Ülke riskini de erlendiren birçok uluslar aras kurum bulunmaktad r. Pekil 11’de Politik Risk Servisinin (PRS- Political Risk Service) haz rlam oldu u ülke riskleri yer almaktad r. (Ülke riski de erleri verileri 1984 y l ndan itibaren hesaplanm t r ve 0 ile 100 aras nda de er almaktad r. 100 puana yakla ld kça ülke riski azalmaktad r.) )spanya’n n birli e kat ld 1986 y l ndan ve Meksika’n n NAFTA’ya üye oldu u 1994 y l ndan itibaren ülke riski puanlar istikrar göstermektedir. Bir birli e üye olman n getirdi i istikrar elde etmi lerdir. 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 6spanya Meksika Türkiye

ekil 11. Türkiye ve Örnek Ülkelerin Ülke Riski Kar la t rmas

(20)

Politik Risk Servisinin (PRS- Political Risk Service) haz rlad Uluslararas Ülke Riski K lavuzu (ICRG-International Country Risk Guide), ülke riski de erlendirmesi politik, finansal ve ekonomik risk alt ba l klar na ait de i kenleri dikkate alarak hesaplamaktad r. Politik risk, hükümet istikrar , sosyo-ekonomik durum, yat r m profili, iç ve d kar kl k, yolsuzluklar, askeri müdahale, dini ve etnik gerginlikler, hukukun üstünlü ü, demokratik hesapverebilirlik, bürokrasinin kalitesi; finansal risk, d borç göstergeleri, cari i lemler dengesi, likidite ve döviz kuru istikrar de i kenleri; ekonomik risk, ki i ba na GSY)H, reel GSY)H’daki y ll k büyüme, enflasyon oran , bütçe dengesi de i kenleri göz önüne al narak de erlendirilmektedir.

VI- SONUÇ

BTA’lar, üye ülkelerin ekonomisine temel olarak iki noktada katk sa lamaktad r. Bunlardan ilki üye ülkelerin d ticaretinin geli mesi; ikincisi ise üye ülkelere olan DYY ak mlar n özendirmesidir. BTA’ya üye olan ve rekabet gücü geli mi ülkeler göre nispeten dü ük olan GOÜ’lerin d ticaret aç bölge içi ticaretten olumsuz olarak etkilenebilmektedir. Bu olumsuzlu u gidermenin yolu ise üye ülkenin daha fazla DYY ak m alarak teknoloji transferinde bulunarak rekabeti art rmas d r.

Türkiye Gümrük Birli ine üye oldu u 1996 y l ndan itibaren ihracat nda ve toplam d ticaretinde giderek art görülmektedir. Ancak ihracat n ithalat kar lama oran nda beklenen düzeyde iyile me gerçekle memi tir. D ticaret aç n n uzun y llar yüksek düzeyde devam etmesi, ülke ekonomisine aç n k sa vadeli yabanc sermaye hareketi ile giderilmesi gibi bir yük getirmektedir. Borçlanma maliyetini art rmas ile birlikte ülke ekonomisi küresel kaynakl finansal krizlere aç k hale gelmektedir.

Ayr ca politik ve makro ekonomik istikrar sa layamamas nedeniyle Türkiye, DYY ak mlar aç s ndan cazip bir ülke de ildir ve çok dü ük düzeyde DYY almaktad r. Türkiye’nin DYY çekicili ini art rmak için AB’ye üyelik sürecinde gerekli düzenlemeler yap larak birli e tam üye olunmas politik ve makro ekonomik istikrar sa layacakt r.

(21)

KAYNAKÇA

ALK)N, Erdo an, Büyüme-)stikrar-Yabanc Sermaye )li kisi,

Ekonomik +stikrar, Büyüme ve Yabanc Sermaye, TCMB E itim

Müdürlü ü Yay nlar , 2001, s.13-15.

ERTÜRK, Emin, Ekonomik Entegrasyon Teorisi, Ezgi Kitabevi Yay nlar , Bursa, 1991.

JAUMOTTE, Florence, “Foreign Direct Investment and Regional Trade Agreements: The Market Size Effect Revisited”, IMF

Working Paper, WP/04/206, 2004.

KEARNEY, A.T., Foreign Direct Investment Confidence Index –

Global Business Policy Council, 2003, www.atkearney.com,

(25.02.2005).

OLARREAGA, Marcelo, Why are Trade Agreements More Attractive In the Presence of Foreign Direct Investment?, Economic

Research and Analysis Division (ERAD), World Trade

Organization,Working Paper No: 98-03, 1998.

POLITICAL RISK SERVICE GROUP, International Country Risk Guide, http://www.prsgroup.com, (10.12.2005)

SABIR, Hasan, Geli mekte Olan Ülkeler Aras nda Ekonomik Entegrasyon: Mercosur Örne i, D Ticaret Dergisi, Temmuz 2002.

UNCTAD, World Investment Report 2003 FDI Policies for

Development: National and International Perspectives , United

Nations, New York and Geneva, 2003.

UPPENBERG, Kristian ve Armin RIESS, Determinants and Growth Effects of Foreign Direct Investment, European Investment Bank

Papers, Vol 9(1), 2004.

World Bank, 2004, World Development Indicators 2004 Online. WTO, Policy Briefs and The Changing Landscape of RTAs. Prepared

for the Seminar on Regional Trade Agreements and the WTO,

Referanslar

Benzer Belgeler

amount of Foreign Direct Investment will increase. The next variable which effects on Foreign Direct Investment is Inflation Rare. Current Inflation Rate and Inflation

Thus, the purpose of this thesis is to study the development of Russia’s economy, mainly to observe the link between FDI, Domestic Savings and Economic Growth, and see

Error correction model reveals that real income of Turkey converges to its long term equilibrium level reasonably low at 6.59% by the contribution of foreign direct

Foreign direct investment in secondary sector may have positive impact on growth if the government of Cameroon augments the level of study and orientate

In a similar study Mohammed Omran &amp; Ali Bolbol (2010) investigates FDI, financial development, and economic growth: Evidence from Middle East Arab

its completely consist with theory proposed that more FDI inflows increase stocks of technology, human capital and advanced level of management that could lead

DSM-IV-TR'nin (American Psychiatric Association 2005) kesin taný kriterleri nedeniyle somatizasyon bozukluðu aslýnda seyrek rastlanan bir durumdur; oysa daha hafif bir formu

En son psikiyatrik muayenede; kendine bakým iyi, konuþ- ma açýk, anlaþýlýr, amaca yönelik, duygulaným uy- gun, bilinç açýk, kooperasyon ve yönelim tam, gerçeði